Shri Fatima Puja

Istanbul, Mövenpick Hotel Istanbul (Turkey)

Feedback
Share
Upload transcript or translation for this talk

Shri Fatima Puja. İstanbul (Türkiye), 18 Mayıs 1993.

Bugün, hepimiz Türkiye’de olduğu için, Fatima Pujayı kutlamak için burada bulunduğumuz için çok neşeliyiz. Kendisi, bildiğiniz üzere, Muhammed Sahib’in kızıydı, Ali ile evliydi ve iki çocuğu vardı. O zamandan beri kendilerine Sünniler diyen fanatikler tarafından, nihayetinde Kerbela’da öldürülen Hasan ve Hüseyin. Tüm bunlar fanatizm var olduğu için meydana geldi ve fanatizm, insana her zaman kendisinin haklı olduklarını düşündürür. Onların kızgın olmaya, karşı tarafı, başka bir insanı ikna etmeye, inandırmaya her şekilde hakları vardır. Ve bu fanatizmler uzun zamandır büyüdüler – bu yeni bir şey değildir. Açıktır ki, bu dünyadaki bizim temel sorunumuz fanatizmdir. Fatima, iki çocuğunu kaybetti ve O Gruha Lakshmi’nin bedenlenmesiydi. O bizim sol Nabhimizde ikamet eder. Dolayısıyla dalağa bağlı tüm hastalıklar, sol Nabhinizle bağlantılı tüm sorunlar ancak Fatima tarafından düzeltilebilir. Öyleyse, siz Fatima’yı kendi içinizde uyandırmalısınız. İslam kültüründe, burada olduğumuzu söyleyebiliriz, burası İslam kültürünün yeridir ve İslam kültüründe ev hanımına çok, çok önemli bir yer verilmiştir. Muhammed Sahib zamanında, farklı kabileler arasında devam eden mücadeleler, kavgalar ve savaşlar vardı. Sonuç olarak birçok genç adam savaşlarda öldürüldü. Sadece oldukça yaşlı insanlar hayatta kaldılar ve aynı zamanda birçok kadın da kurtuldu. İşte Muhammed’in “Dört eş, beş eş ile evlenebilirsiniz demesinin nedeni budur. “Onların evlenmemiş olarak kalmalarına izin veremezsiniz, yoksa onların evlilik dışı ilişkileri olur. Bu da, İslam için, bu din için en büyük yıkım olacaktır” dedi. Yani O, kadınlar kesinlikle iffetli ve tamamen saf bir şekilde tutulmadığı sürece, Tanrı’nın Krallığının olamayacağını anladı. Sanskritçe ‘de “Yatra narya pujyante, tatra ramante devata” diye bir söz vardır: “Kadınlara nerede saygı gösterilir, ibadet edilirse, onlara ibadet edilirse, onlara ibadet edilecek, yani bu böyle değil, kadınların saygıdeğer oldukları yerde, Tanrının Krallığı ancak orada var olur.”

Bu yüzden, kadınların sorumluluğu çok fazladır. Bu yüzden Fatima’nın hayatına bakarak, Onun evinden çıkmadığını ve bir ev hanımı olarak kaldığını ve iki çocuğunu, fanatizme karşı savaşmak zorunda kalacakları bir şekilde büyüttüğünü bilmek zorundayız. Kocası da oradaydı. Bu, ev hanımı olan bir kadınının, nasıl bu kadar güçlü olduğu gösteriliyor: Evde olmasına rağmen, sadece bir anne gibi görünmesine rağmen, ama O ne kadar da güçlüdür. Ancak bu günlerde yeni tip bir fikir ortaya çıktı. Erkekler de, kadınlarla, çok iğrenç ve saldırgan olmuşlar. Sonuç olarak, erkeklere büyük bir muhalefet olduğunu ve bu durumun erkeklerle kadınlar arasında büyük bir çatlak yaratıldığını tespit ettik. Ayrıca erkekle, hovarda olmaya başladıkları, sapkın olmaya başladıkları ve kötü kadınlara gittikleri için, iyi kadınlar da “bizde neden böyle yapmıyoruz?” diye düşündüler ve yapmamaları gereken yanlış şeyler yapmaya başladılar. İşte bütün toplum böyle çöktü. Şimdi, erkekler yöneticiler olarak siyasetten, ekonomiden ve aynı zamanda ulustan sorumlular ama kadınlar toplumdan sorumludurlar. İster evde ister dışarıda olsunlar, ister evde ister dışarıda çalışıyor olsunlar, kadın toplumun korunmasından sorumludur. Ve orada, bazen bir kadına hükmedildiği, kocasının ona hükmettiği, kocasının ailesinin ona hükmettiği, ama yine de toplumun seviyesini yükseltenin bir kadının kalitesi olduğu anlaşılıyor. Sadece seviye olarak değil, kadına ailede de saygı duyulur. Ev hanımı olarak, bu çok önemli bir roldür; belki de biz bunu hiç anlamadık. Şimdi burada bir sürü ışık görüyoruz, elektrik orada çalışıyor. Peki, bu elektriğin kaynağı nedir? O, bu ışıklardan daha önemli değil midir? Yani erkekler hiçbir şey değiller diyebiliriz, onlar kinetik enerjidir, ama potansiyel olan evin kadınıdır.

Ancak bu günlerde, bu çok garip bir hale geliyor. İtalya’ya gittiğimde, kadınların kendilerini nasıl da ucuz bir hale getirdiğine şaşırdım. Ve onlar her erkeğe çekici görünmek istiyorlar. Buna ne gerek var? Bu erkeklerin gittiği ve kadınların da kendilerini kesinlikle ucuz hale getirdikleri, eğlenceli bir arayış. Kadınların bu ucuzluğu, onlara hiçbir güç veya hiçbir neşe vermeyecektir. Erkeklerin onlara davranış şeklinden dolayı kişinin çok mutsuz hissettiğini biliyorum. Ama sizler kendi kişiliğinize sahip olmak zorundasınız, sizin bir kadın olduğunuzun, shakti olduğunuzun ve hiç kimsenin bir shakti’ye baskı yapamayacağına dair, siz kendi anlayışınıza sahip olmak zorundasınız. Ama siz kendi kişiliğinizi veya iffetinizi korumazsanız, o zaman yaşamdaki hedefinize ulaşamazsınız. Ve sizin hayattaki amacınız, oğlunuza, kocanıza ve tüm topluma, kadının verdiği gücü vermektir. Bildiğiniz gibi, Ben de bir kadınım ve ayrıca bir ailem de var. Sahip olduğum tüm güçlerle, Ben onlara hiçbir zaman bu güçlere sahip olduğumu göstermedim. Her zaman kocamı dinledim, bazen mantıksız da olsa, ona itaat ettim. Ayrıca o daha İslam odaklı bir toplumdan geldi. Ama bu Benim için sadece bir şakaydı, çünkü “o tıpkı bir çocuk gibi ve Ben ona karşı çok sabırlı olmalıyım” diye düşündüm. O hayattaki her şeyi, daima Benim güçlerim sayesinde kazandığını söylüyor. O her zaman, herkesin önünde, böyle söylüyor. Bu kısmı Ben bilmiyorum ama Ben kesinlikle kendi evlilik hayatımdan çok memnun olduğumu hissediyorum. Başkalarının sahip olduğu, kocaya hükmetmeye çalışmak zorunda olduğumuz, bunu yapmaya hakkımız olduğu düşüncesine Ben asla katılmadım. Bizim hakkımız kendi içimizdedir, kendi güçlerimizin içindedir.

Ayrıca erkeklerde, kadınlara saygı duymaları gerektiğini anlamak zorundalar. Demek istediğim, bu durum kadının size, gidip yanlış bir şey yapmanızı söylemesine varacak kadar değildir ve bununla, siz sadece kaybolursunuz – bu, bu şekilde değildir. Bu köleliktir. Erkekler, erkek olmak zorundadır. Bu hiçbir şekilde erkeklerin, kadınlara egemen olması anlamına gelmez. Ben böyle söylemiyorum; çünkü eğer sizin kendi güçleriniz varsa, nihayetinde her ne olursa olsun bu koca, o sizin ne istediğinizi anlamak için size gelmek zorunda kalacaktır. Ne olduğunu bilmek zorunda kalacaktır. Bunun böyle olduğunu kendi hayatımda defalarca gördüm. Asla bir şey demezdim. Onun öfkelendiğini varsayarsak, sessiz kalırdım. Tamam. Ne de olsa o dışarıda savaşmak zorunda ve dışarıda yapamayacağı bir şekilde, Bana karşı öfkelenmek zorunda: eğer bunu başkalarına yaparsa onu döverler, bu yüzden de, öfkesini Benden çıkarması daha iyi olur. Ve Ben asla, asla o Bana hükmediyormuş gibi hissetmedim. Düşündüğüm tek şey, onun öfkesini boşaltmasıdır. Ancak, Ben ona bir şey söylediğim zaman, söylediğim şey üzerinde onun düşündüğünü gördüm. Kocamın hayatı boyunca Ben, on bir tane karar aldım ve o, bu on bir kararın hepsini hala tek tek hatırlar ve bunun çok, çok önemli olduğunu bilir. Diğer şeylerde Ben, ona asla ne yapacağımı söylemedim. Her ne varsa, en önemli şey ilke idi. Şimdi o, Benim çok önemli bir görevim olduğunu da fark etti. Bu yüzden Bana para verdi, Bana zaman verdi, Bana bütün özgürlüğü verdi. Ama ilk önce Benim kendimi çok mantıklı, sadık bir eş olarak bunu oturtmam gerekti. Bir bütün olarak erkekler çok farklı tiplerdir, bunu anlamak zorundasınız. Onlar dışa dönükler ve kadınların neye çok önem verdiğine pek fazla bakmazlar. Sorun değil, çünkü kadınlar ve erkekler birbirini tamamlayıcı idiler.

Tıpkı Ali’nin dışarıda olan her şeyi çözdüğü gibi, Fatima Bi’de evdeydi, evden hiç dışarı çıkmadı ama Ali, kendi enerjisinin kaynağının nereden geldiğini biliyordu. Çünkü kadınlar asla shakti olarak saygı görmedikleri için, kadınlar da, “biz erkeklerle savaşmalıyız, erkekler sorunlu, onlar bizi rahatsız ediyorlar ve intikam almalıyız” şeklindeki bu modern Batı fikirlerine doğru sürüklenmeye başladılar. İşte, toplum bu şekilde çalışamaz. Kadınların sorumluluğu, erkeklerinkinden çok daha fazladır. Erkekler sadece ofise gitmeli, bir şeyler yapmalı ve eve dönmelidir. Kadınlar yaşamları boyunca, çocuklarının büyümesi, kocalarının korunması, kendisinin yapması gereken tüm mantıklı şeyler için enerji üretmelidir. Bu yüzden Hindistan’da biz, “Bir kadın kesinlikle saygı görmeli ve kadın da saygı değer olmalıdır” diyoruz. Üstelik bu, sadece Hindistan’da böyle değildir, eğer kadınlar ev hanımı iseler, her yerde her zaman onlara saygı duyulduğunu gördüm. Mesela Ben kocamla birlikte bazı etkinliklere giderim. Ona saygı duyulduğu kadar, Bana da saygı duyuluyor. Örneğin, onun yardımcısına, Bana duyulduğu kadar saygı gösterilmeyecektir, onun sekreterine o kadar saygı gösterilmeyecektir. Hiç birisine. Ben, onun karısı olarak, aynı şekilde saygı görüyorum çünkü onun karısıyım. Kimse Bana yukarıdan bakmıyor çünkü Ben birilerinin karısıyım. Her şeyde, bu böyledir.

Size tanıdığım bir bayanın durumundan bahsedeceğim. O kendisinin çok akıllı birisi olduğunu düşünürdü, bilirsiniz, her zaman vücudu ile ilgileniyordu ve sadece zayıf olmakla ve bütün bu şeylerle ve tüm erkekleri cezp etmek isterdi ve her türlü şeyi giyerdi, kot giyerdi, bilirsiniz, oldukça yaşlı bir bayan. Ve kocası, bizim için çok kıdemli bir konum olan, kabine şefi sekreterliğini yürüten büyük bir adamdı. Yani bir gün, hepimiz bir akşam yemeği için davet edildik. Bu bayan orada değildi. Pek çok kişi ona, “Karınız nerede, karınız nerede?” diye sordu. Oda, “nerede olduğunu bilmiyorum. Buraya gelecekti” dedi. Ben de bayanın nerede olduğunu, nereye gittiğini düşünüyordum, çünkü onun için ayrılan bir koltuk vardı, onun için ayrılan özel bir koltuk vardı. Akşam yemeğine oturmadan önce Ben banyoya gittim. Ve bu zavallı şey, orada bir köşede oturuyordu. “Neden burada oturuyorsunuz?” dedim. “Beni buraya oturttular. Ne yapacağımı bilemiyorum” dedi. Bunun üzerine onu dışarı çıkardım. Oradakilere “Onu neden oraya oturttunuz?” dedim. Bu bayan kendisinin çok zeki olduğunu, saçını çok güzel bir şekilde yaptığını, bir aktris gibi göründüğünü düşünüyordu. “Ah, bu bayan onun karısı mı?” dediler. “Evet” dedim. “Aman Tanrım! Biz onun bir sekreter olduğunu düşündük. Nasıl olabilir bu?” dediler. Aptalca giyindiği için asaleti yok. “Bu hanımın onun karısı olduğuna nasıl inanabiliriz? Bu kadar yüksek mevkideki bir Hintli beyefendinin karısı olarak, hiç saygınlığı yok. ” Zavallı şey orada oturmuş, yarım saattir sigara içiyordu. Buna inanamadılar. Sonra Bana, “onun karısı olduğundan emin misiniz?” diye sordular, “Evet, eminim” dedim. Yani, bayan masaya geldi, kimse onun için ayağa kalkmadı. Ve yine de öyle düşündüler, geri kalan herkes yeni gelen kişinin sekreter olduğunu düşündü. Sonra bizim onlara, “bu hanım onun karısı” dememiz gerekti. Kendisinin zeki bir genç bayan olduğunu düşünüyordu; bilirsiniz, o yaşta aptalca davranıyor. Yani Batı’da bile, eğer kadın iyi bir ev hanımıysa, böyle bir kadına saygı duyulur. Ona her yerde saygı duyulur. Ayrıca, İngiltere kabinesinde yüksek konumda olduğunu bildiğim bir bakanla tanıştığımda çok şaşırmıştım, o biraz dik başlı biri addedilirdi ve kimse onu dikkate almazdı. Kimse onu fark etmezdi. “Ona bakmayın!” dediler. Diplomatik çevrelerde yaşanan skandallarda pek iyi değildim ama onlara, “neden bu adamla konuşmuyorsunuz?” dedim. “Hayır, o buna değmez” dediler. “Neden?” dedim, “O korkunç birisi, iyi bir adam değil” dediler. “Evet, ama neden? Ne yaptı? ”dedim. “O bir çapkın, diğer kadınlara bakıyor ve her türlü şeyi yapıyor ” dediler ve onun hakkında hikâyeler anlattılar. Tanrım! Bakan gibi büyük bir adam – neden böyle davranıyor? Aptal bir eşek gibi, bunu yapmaya devam ediyor… Kimse onunla el sıkışmazdı. Erkekler bile ona bakmazlardı. Şimdi, elbette, tüm bu aptal insanlardan meydana gelen yeni bir toplum oluşuyor. Bu farklıdır. Ama bu yerleri ziyaret edecek olan bir Sahaja Yogi, onların ne kadar aptal olduklarına hayret edecektir. Onlar bunu başarabilirler. İster kadın olsun ister erkek olsunlar, hepsinin sol Nabhisi catch eder. Ama böyle bir karısı varsa, bu durum erkekler için daha tehlikelidir. Şimdi, eğer Sol Nabhi catch ederse, ne olur? Hangi hastalıklara sahip olacaksınız? İlk ve en önde geleni kan kanseridir. Sol Nabhi ile kan kanserine yakalanabilirsiniz.

Kadınlar, kocalarına hükmedebileceklerini düşünüyorlar, bunu kocalarına yapabilirler, onları düzeltebilirler ama kendilerinin kan kanseri gibi ciddi bir hastalığa neden olduklarını bilmiyorlar. Kan kanserinden dolayı acı çeken birisini tanıyorum, ama biz onu tedavi ettik ve sonra onun sol Nabhisinin hala kötü durumda olduğunu fark ettik. Hastalık tekrar ve tekrar nüksetmeye başladı. Sonra bunun sebebinin, onun karısı olduğunu bulduk. Onun için çok tehlikeli bir kadındı. Ve adam onu terk etmeyecek, bırakmayacaktı. Ben de ona, “eğer bu kadınla birlikte yaşarsan, seni bir daha seni tedavi etmeyeceğim. Onu dışarı atsan daha iyi olur veya onu başka bir yere gönder. Ama eğer sen bu kadınla birlikte yaşayacaksan, Ben seni tedavi etmeyeceğim” dedim. Adam da onu aradı ve Ben kadının yüzüne,“ Sen çok baskıcı, korkunç şirret bir kadınsın ve eğer kocana işkence etmeye kalkarsan, o tedavi edilemez” dedim. Ama kadın devam etti. Ve sonra, sonuç korkunçtu, korkunç, korkunçtu. Öyle büyük bir dalak meydana geldi ki, tamamı çıkarıldı ve doktorlar “altı ay içinde biteceksin sen” dediler. Yani her iki durumda da, kadın kocasına hükmetmeye çalışıyor ve koca bu kadına hala bağımlıydı. Size anlattığım yakınlarda olan bir dava. Şimdi, biz karı kocayız çünkü birbirimizi seviyoruz, biz birbirimizi tamamlayıcıyız. Kadın kadındır, erkek de erkektir. Erkekler, kadınların sizin onlar gibi olmanızı beklememelidir – çok hızlı ve kadınlarda, erkeklerin kendileri gibi olmasını beklememelidir – çok, demeliyim ki, soylu. Bunlar bir kadının kaliteleri ve bir erkeğin kaliteleridir. Fakat bir kadının en büyük gücü, onun iffetidir. İffetinin rahatsız edilmesi durumunda, o kadın tehlikeli bir kişidir, çok tehlikelidir. Sadece kocasına değil, aynı zamanda çocuklarına, içinde olduğu topluma da zarar verebilir.

Biz İslam kültürüne de çok benzeyen bir kültürden geliyoruz. Hint kültürü böyledir. Hint kültüründe kadınlar, iffetlerine bu dünyadaki her şeyden daha fazla saygı duyuyorlar. Her şeyden vazgeçebilirler, ama iffetlerinden değil. Ve bir keresinde – size anlatmam gereken, Padmini adındaki çok güzel bir kadın hakkında, çok ilginç bir hikâye var. O bir kralın karısıydı. Ve bu kadını görmek isteyen korkunç bir Müslüman kral vardı, çünkü kral onun çok güzel olduğunu duymuştu. Bakın, bu garip bir şeydi. Ve Padmini geldi ve adam, Padmini’nin olduğu krallığa geldi ve “Bu bayanı görmeliyim, aksi takdirde bütün bu krallığı mahvedeceğim” dedi. Şimdi insanlar, “O bunu yapamaz, o bizim kraliçemiz, Padmini yapamaz, o bizim kraliçemizi böyle göremez” dediler. Padmini sadece“ Tamam, onun beni görmesi gerekmiyor, ama benim yansımamı görebilir” diye düşündü. Bir aynanın önünde durdu ve kral aynadan onun yansımasını gördü. O zaman daha da fazla kızdı ve “Bu kadına sahip olmalıyım. Eğer onu bana vermezseniz, o zaman hepinizi yok edeceğim” dedi. Bir kadın için, bütün bu saçmalıkları yapan bir kral hayal edin – bu onun işe yaramaz bir adam olduğunu gösterir. Bunun üzerine bütün ordusunu, her şeyi getirdi ve bu insanların bulunduğu kalenin yanına yerleşti ve “bu kadını bana göndermezseniz, o zaman saldıracağım” diyen bir mesaj gönderdi. Onlar ne yapacaklarını bilemediler, çünkü hazırlıklı değildiler. “Bırakın gidelim ve onunla savaşalım. Kraliçemizin bu adama verilmesine izin veremeyiz. Bu, bir prestij meselesi” dediler. Yüz tane tahtırevan aldılar. Tahtırevanı anlıyor musunuz? Yüz tane tahtırevan aldılar. Ve bu yüz tahtırevanda, silahları ve makineleri ile oturan dört savaşçı vardı ve onları taşıyan iki kişi vardı. Ve onlar krala “Tamam. Kraliçe yüz tane hizmetçisi ile birlikte geliyor” dediler. O sırada Müslümanlar, Müslüman kral, kraliçe kendisine geleceği için çok mutluydu, içki içiyordu ve bu gibi şeyler. Yani bu insanlar oraya gittiler, tahtırevanlardan çıkıp, savaşmaya başladılar.

Kaledeki bu kadınlara, “Kazanmamız durumunda sabah saat beşte, bir ateş yakacağız, ateşi görecek ve o zaman davayı kazandığımızı bileceksiniz” dediler. Ama kazanmazsak, o zaman da savaşı kazanmadığımızı kesin olarak bilmelisiniz. ”diyorlardı ki, onlar sadece, deyin ki, dört yüz ya da altı yüz kişiydiler ve bu adamın yanında ise binlerce kişi vardı, onun silahları ve topları vardı. Bu şekilde savaşmaya başladılar. Bu savaşta Müslüman kral kazandı – çünkü onun çok fazla gücü vardı – ve bu insanların çoğu öldüler. Kral bile öldürülmüştü. Saat beşte ortada yakılmış bir ateş yoktu, bu kadınlar ateşin yanmadığını gördüler. Bunun üzerine devasa büyük bir platform yaptılar, üzerinde ölü yakılan bir odun yığını hazırladılar ve bunun üzerine tırmanıp, odunları ateşe verdiler ve hepsi öldü. Üç bin kadın öldü, çünkü onlar başka erkeklerin kendilerine dokunmasını istemediler. Herhangi bir başka erkeğin gelip onlara dokunması, iffetinin bittiği anlamına gelir. Hindistan’da bu türden birçok hikâye var. Peki, onlar iffetlerine nasıl saygı gösterdiler! Bu kolaydır, bakın, başka bir şekilde şeytana uyma kolaydır, ama eğer bu, sizin gücünüzse, neden kendinizi bu kadar yaramaz bir şeye teslim etmelisiniz ki? Sahaja Yoga’da anlamalıyız. Erkekler de, eğer karıları çok iffetli ve çok iyiyse, onlara saygı duymaları gerektiğini bilmelidirler. Ayrıca onların çok iffetli insanlar olan rakhi kız kardeşler olduklarını anlamalıdırlar. Biz bir rakhi kız kardeşin iffetine saygı duyuyoruz ve hiçbir şekilde, iffete saygı duymayan hiç kimseye boyun eğmek istemiyoruz. O zaman erkeklerde iffetli olurlar. Kadınlar iffetli oldukları zaman, erkekler de iffetli olurlar. Ve bu iffet, sizin temel gücünüzdür, bu iffettir, bu Shri Ganesha’nın güçlerinden biridir. Ve Shri Ganesha’nın bu gücünü aldığınızda, içinizde uyanmış olan masumiyetin ne kadar güçlü olduğunuzu bilirsiniz.

Yani, iffet olmaksızın, kadınlar Sahaja Yoga’da hiçbir şey başaramazlar. Kişi tüm geçmiş fikirlerden, geçmişteki her şeyden ve ayrıca gazetelerden, medyadan, her şeyden gelen bombardımandan vazgeçmelidir. Son zamanlarda, şu büyüklükte, Media Versus Amerika’dan çıkan güzel bir kitap okudum. Bunda, onların evlilik hayatının yararlarını nasıl kötülediklerini, evlilik hayatını nasıl öldürdüklerini, medyanın kadınların ve erkeklerin kafasına nasıl fikirler soktuğunu anlatıyorlar. Evlenirler, sonra boşanırlar; evlenirler, sonra boşanırlar. Sürekli olarak aynı şey devam ediyor. Sahaja Yoga’da, elbette, bu kadar kötü değil. Bu sefer, seksen altı düğün yaptık. Seksen altı. Bunlardan biri suya düşmek üzereydi, bu da halloldu. Sahaja Yoga’da bu çok daha iyi. İnsanlar evlilik hayatının önemini anlıyorlar. Bu bir drama, ama aynı zamanda bu tapas’tır, kendi güçlerinizi anladığınız bir tapasya’dır (kefaret). Bir erkeğin güneşe benzediğini söyleyebilirim, ama kadın Toprak Ana gibidir. Aradaki fark şöyledir: Güneş parlar, ışık verir, aynı zamanda o Toprak Ana’yı da bir şekilde besliyor; Toprak Ana her şeyi verir, o pek çok şeyi taşır, o tüm günahlarımızı taşır. Yani bir ev hanımı, Toprak Ana gibidir. Herkese, kocasına, çocuklarına neşe verir. Kendisini düşünmez. “Belki güzelliğimle, bedenimle, eğitimimle, sahip olduğum güçlerimle, ben büyük şeylere nasıl ulaşabilirim” diye düşünmez – hayır, böyle yapmaz. “Başkalarını nasıl güçlü yapabilirim, onlara nasıl güç verebilirim, onlara nasıl yardım edebilirim?” diye düşünür.

Bu bir kadının, tipik ideolojisidir. Eğer böyle değilse, o zaman bu kişi bir kadın değildir. Demek istiyorum ki, o hisseder – eğer biri “Akşam yemeğine sizin evinize gelmek istiyorum” derse kendisini çok mutlu hisseder. “Ah, bu çok iyi. Şimdi, ne pişirmeliyim? Ne yapmalıyım?” der. Bu bir kadının tutumudur. Bir keresinde grup insan vardı, yaklaşık yirmi beş kişi, onlar Beni görmeye gelmişlerdi. Onlarla birlikte açık bir yerde oturuyordum ve sonra Kızıma haber gönderdim, onların burada olduklarını ve geç olabileceğini, bu yüzden onlar için akşam yemeği hazırlamanın daha iyi olabileceğini söyledim. Anlattığım şeylerden sonra onlara, “sizin için akşam yemeği hazır, hadi gidelim” dedim. “Nasıl yani?” dediler. Bende, “Tamam” dedim. O çok memnun oldu, kızım. Her tür şeyi hazırlamıştı, arkadaşları da ona yardım etmeye geldiler. Şaşırdılar, bütün bu yabancılar, “Nasıl oldu bu, Anne, kızım ise bu konuda mutluydu. Eğer ben karıma söylesem ”- Sahaja Yoga’nın başlangıcıydı -“ Ben ona üç kişinin bile bize akşam yemeğine geldiğini söylesem, o etrafta dolanıp dolanıp dolanıp durur, dedi. Ben “Neden?” dedim. “… Karım kindar ve huysuzdur. Bütün öfkesini gelen insanlara gösterirdi” dedi. Çok şaşırmıştım. Sahaja Yoga’da biz böyle yaşarız. Sevgi vermek istiyoruz ve erkekler de bu sevgiyi takdir etmeli ve bu sevgiden zevk almalıdır; İster erkek kardeş, ister koca, ister oğul olsun, her şekilde, kadının sevgisi sizin içindir. Ve O sizi sadece neşelendiren değil, aynı zamanda dindarda yapan bu sevgiyi size verir. Çünkü bu göreceli bir şeydir. Bir kadın yanlış davranmaya başlarsa, bu toplum için en kötü şeydir, erkekler de yanlış davranmaya başlarlar. Erkekler, oldukları halleri ile, onlar dışa dönükler. Bu yüzden onları kontrol etmek, onları hane halkı olarak tutmak, kadınların onları nasıl elde tutacaklarını bilmeleri gerekir. Bir evi çekip çevirmek kolay değildir, ailenizi çekip çevirmek kolay değildir, çocuklarınıza bakmak kolay değildir – bu çok zordur.

Ve bu niteliklere sahip olanlar, en iyi kadınlardır ve onlar bunu gerçekten başarırlar. Yani demek istiyorum ki, annelerinizi düşünebilirsiniz, sizi ne kadar sevdiklerini, bütün erkekleri ve kadınları. Neden? Neden annenizi bu kadar çok düşünüyorsunuz? Çünkü o her şeyi feda etti, ama fedakârlık yaptığını göstermeden. Sizin için o kadar çok şey yaptı ki, yani sizde bunu yapabilirsiniz… Kadının sevme potansiyeli muazzamdır, muazzam! Ve bu Fatima’dan öğrenmemiz gereken şeydir. Öldürülmesi için iki çocuğunu verdi. O bunu biliyordu, çünkü o, sonuçta, Vishnumaya idi. Vishnumaya’nın enkarnasyonuydu. Çocuklarının öldürüleceğini biliyordu, ama yine de çocuklarını gönderdi, “Tamam. Önemli değil. Öleceklerini bilsem bile, sorun değil” dedi. Böyle bir yiğitlik, böyle bir cesaret, çocuklarının görevlerini bu şekilde anlamak. Bugün onları Hasan ve Hüseyin olarak hatırlıyoruz. Diyelim ki O,”hayır, hayır, hayır, hayır, siz savaşa gitmeyin. Evde kalın” deseydi. Onları gitmemeleri için zorlasaydı, onlarda o zaman gitmezlerdi. Bugün de biz onlar hakkında konuşmazdık, değil mi? Her hâlükârda, bir zaman sonra ölmüş olacaklardı, ama anneleri sayesinde sahip oldukları şey, bir kahramanın ölümüdür. Tabii ki, onlar da bir tür enkarnasyondular ama Onun, oğullarına kesin olarak tam bir cesaret vermesi, “Gidin ve doğru şey için savaşın”, çünkü bu köktendinciler kendi fanatizmlerini getirmeye çalışıyorlardı. Bugün, Benim erkeklere de, sizler iffetli bir kadına saygı duymayı öğrenmelisiniz, demem gereken bir gün.

Lütfen anlayın, eğer karınız iffetli bir kadınsa, siz onu rahatsız etme hakkına sahip değilsiniz. Bu onun saygıdeğer olmasını gerektiği demek değildir, ama siz, herkesin ona saygı duyduğunu, kimsenin ona hakaret etmediğini görmelisiniz, onun yanında durmalısınız, onunla özdeşleşmelisiniz. Ama eğer o kadın, iffetli bir kadın değilse ve bu türden biri ise, uzak durmak daha iyidir. “Tamam, onunla yolunuza devam edin, Ben ona bakarım” diyecek kadar cesaretim yok Benim. Bu çok zordur. Hangi komplikasyonların gelebileceğini bilmiyorum. Bütün bu deneyimler sonucu, kişi kesin olarak tek bir şey öğrenir, kadın çok içe dönüktür, onun çok daha fazla gücü vardır, iffetini korursa, o diğer insanlardan çok daha bilgedir. Bu iffet, onun tüm hareketlerinin etrafında döndüğü, onun tüm kişiliğinin etrafında döndüğü noktadır. O her şey olabilir. Kadınlarımız vardı – tıpkı on yedi yaşındaki bir bayanda olduğu gibi ve o dul kaldı. On yedi yaşında dul kaldı ve Aurangzeb adında çok korkunç bir kralla savaştı ve onunla dövüştüğünü gördü; onun adı Tarabai idi. Hindistan’da farklı, farklı, yani karakterleri bir şekilde farklı ve farklı farklı şekillerde savaşan kadınlarımız var ama onlar her şeyden önce ev hanımıydılar. Bütün güçleri ev hanımı olarak oradaydı. Yani siz onlara ev hanımı diye yukarıdan bakmayın. Uçakta seyahat ederken Bana, “Anne, mesleğiniz nedir?” diye soruyorlar. “Ev hanımı”. Benim mesleğim ev hanımlığıdır. Ben çok, çok büyük bir ailenin ev kadınıyım. Çocuklarıma göz kulak oluyorum, onları seviyorum, onlar Beni seviyorlar ve en iyi meslek bu, sanırım, çünkü çok neşe verici, çok güzeldir. Bu sevgidir. Bu çok enerji vericidir. Ve bu yaşta da, kendi yaşımı asla hissetmiyorum, çünkü Ben çoğunuzun Annesiyim. Ve şimdi yaşlıyım, Ben şöyle şöyle yapmalıyım, dinlenmeliyim ve bu işi yapmamalıyım ya da bunun gibi şeyler, asla Benim aklıma gelmez.

Çünkü çocuklarım için hissettiğim bu sevgi duygusu: Ben onları beslemeliyim, onlara bakmalıyım, çünkü Benim bütün güçlerimi onlara vermem gerekiyor. Ben hiçbir şekilde güçlerimi asla size göstermeye çalışmam. Bütün güçlerimi içine çekmesi gereken tek kişi, sizsiniz. Sahip olduğum tek arzu budur, sizler de Benim kadar güçlü olmalısınız. Elbette ki siz, Benim güçlerim olduğunu keşfedersiniz, ama endişelendiğim şudur, Ben sizin Benim sahip olduğum güçleri unutmanızı istiyorum, siz içinizde tüm bu güçlere sahip olmalısınız, bu sayede dünyayı kurtarabilirsiniz. Size vermek istediğim yegâne şey budur. Ve sizi temin ederim ki, hepiniz Benim sahip olduğum her şeye sahip olabilirsiniz, elinizde tutabilirseniz tek şey şudur, – hayatta basit olan – doğru insanlar olmak zorundayız. Oyun oynayamayız, yanlış davranamayız. Günümüzde pek çok şey meydana geliyor, erkekler yapıyor ve kadınlar yapıyor, biz böyle değiliz. Evrimsel süreçte, bazı maymunlar olduğunu söyleyebiliriz – insan haline gelen şempanzeler. Ama hayır, arada, gelen ve kaybolan başka insanlar vardı. Yani kurtulacak olan çok az sayıda insan, Sahaja Yogi olacaktır. Geri kalanlar orada olmayacaklardır – onlar ne maymun ne de insan olacaklardır, bitti. Bunlar aileyi öldüren, içimizdeki iffeti öldüren, kendi kendini yok eden şeylerdir ve sonrasında bizler yüksek ve kuru kalırız. Biz hiçbir yerdeyiz. Hastalıklarımız var, sıkıntılarımız var, sorunlarımız var. Bu yüzden dikkatli olun, çok, çok dikkatli olun. Ve Bu Fatima Bi için, bu özel bir pujadır, bu Vishnumaya’nın pujasıdır. Ayrıca, eğer iffetinizi geliştirirseniz, sol Vishuddhi’de çalışan suçluluk da giderilebilir. Sizler asla suçlu hissetmeyeceksiniz, çünkü bu sizin sahip olduğunuz bir erdemdir. Bu erdem ile, siz asla ve asla kendinizi suçlu hissetmeyeceksiniz ve sizler herhangi bir saçmalığın karşısına dikilirsiniz çünkü sizler, iffet gerçeğinin üzerinde duruyorsunuz. Bugün özel bir gün, bunun “Fatima Bi” olan bu büyük iffet idealine ibadet ettiğimiz gün olduğunu söyleyebilirim.

Tanrı sizleri kutsasın.