Tantrizm’in Tarihi

Caxton Hall, London (England)

1977-11-21 Tantrism London NITL HD, 75' Download subtitles: EN,RU,TR (3)View subtitles:
Download video - mkv format (standard quality): Watch on Youtube: Watch and download video - mp4 format on Vimeo: Transcribe/Translate oTranscribeUpload subtitles

Feedback
Share
Upload transcript or translation for this talk

Tantrizm, Public program, Caxton Hall, Londra (İngiltere), 21 Kasım 1977.

Sevgili arayış içindekiler, daha önce söylediğim bazı şeyleri özetleyebildiği için Gavin Brown’a müteşekkirim ve geçen sefer size anlattıklarımın tüm detaylarına tekrar girmeme gerek yok. Bazılarınız buraya ilk kez geldiniz. (Kaset kesintiye uğradı). Tantra’nın teknik olduğunu söylemesi gibi. Bu bir tekniktir ve Sanskrit dilinde Yantra, mekanizma anlamına gelir. Yani mekanizmanın tekniği. Şimdi bahsettiğimiz bu mekanizma nedir? İçimizde veya dışımızda herhangi bir mekanizma var mı? Yoksa bu süptil bir yöntemle mi çalıştı? Eğer düşünüyorsanız ve eğer siz gerçekseniz, tüm bu sorular aklımıza gelmeli ama görüyorum ki Batı’da insanlar maddi olarak çok gelişmiş olsalar da, çok maddi olan sorunları ve problemleri çözmüşler, çok donanımlılar ama spiritüel yaşam söz konusu olduğunda, çok naifler. Örnek bir form olarak takip edecekleri İsa gibi büyük bir kişiliğe sahip olmalarına rağmen, belki de bu örgütlü bir dinden dolayı, belki de bu böyle oldu, gerçekten arayış içindeki insanların meditatif yöntemlerle bunun içine girmeleri mümkün olmamıştır. Yani bu Tantra ya da Aydınlanmamızı çalıştıran bu teknik bilinmeli, tam olarak anlaşılmalıdır ve çalışan bu Yantra sizde zaten var ve içinizdeki bu Yantra’nın güzel bir taslağını buraya çizen Patrick’e teşekkürler, bu içinizdeki enstrümandır. Ancak insan aklımızla biz bir enstrüman düşündüğümüz zaman, yaşayan bir alet olan bir enstrüman düşünemeyiz. Yaşayan bir makineyi anlamak, anlayışımızın ötesindedir.

Bu, içinizde yaşayan bir enstrümandır. Küçük bir tohumdan filizlenen ve çiçek açmaya çalışan bir ağacı gördüğünüzde, kişinin bu güzel ağacın büyümesi için çalışan mekanizmanın bir tekniği olması gerektiğini bilmesi gerekir. Ve biz amipten bu aşamaya evrimleştiğimizde, bunu düşünen, anlayan, bunu organize eden, seven, amip aşamasından insan aşamasını meydana getiren bir mekanizma olması gerektiğini düşünmeliyiz. Eski Hindistan’da – uzun zaman önce – insanların meditatif anlayış yoluyla kendi içlerine döndükleri, kendi varlıkları için harcadıkları bolca zamana sahiptiler. “Onlar” bu mekanizmaya bir göz attılar ve bunun hakkında konuştular,  onun hakkında yazdılar ve bu Yantra – mekanizma – ve Tantra – bunun idare edilmesi, bunun tekniği – işte böyle ortaya çıktı ama bu gizli bir bilimdi. Bu çok gizli bir bilimdi ve halktan saklanıyordu. Ormanda yaşayan ve bir ya da iki öğrencisi olan, bunun üzerinde yıllarca birlikte çalışan ve onlara bu Tanrısal tekniği öğreten çok az sayıda büyük usta tarafından kullanıldı. Onlar her şeyi, ailelerini, herkesi terk etmek, Guru ile yaşamak, tamamen ayrık bir hayat sürmek ve sevgi dolu Gurularının rehberliğinde tam bir dönüşüm geçirmek zorundaydılar. Bu çok eski zamanlardaydı. Ve neyi başardılar, ne elde ettiler, bunların hepsi kutsal kitaplarımızda yazılıdır. Aydınlanmadan ne beklememiz gerektiği  İncil’de, Kuran’da, Tevrat’ta ve ayrıca tüm Hint felsefesinde yazılıdır.

İnsanlar bunun sadece, bu kutsal kitapların bazılarında çok gizli bir şekilde, “karşınızda Alev dilleri şeklinde belireceğim” şeklindeki kimi kelimeler altında saklı olduğunu söylüyorlar. Artık hiçkimse “alev dilleri”nin ne olduğunu bilmiyor. Şimdi, sizinde fark edebileceğiniz gibi o kadar çok cümle var ki, gidip onları okuyun, Kundalini deneyimi yaşamadıkça hiç kimsenin açıklayamayacağı cümleler var. Bu Yantradır – mekanizmadır, Kundalini’dir, o sizin içinizde yaşayan bir güçtür, o vardır, o oradadır, Aydınlanmanız için, çeşitli kutsal yazılar, çeşitli enkarnasyonlar aracılığıyla size vaat edilmiş olan başka bir farkındalığa atlamanız için, bu içinize yerleştirilmiştir. O sizin içinizdedir. Kimse size yalan söylemedi. Bu kitaplarda, yazılmış gerçeklerden başka bir şey yoktur ama o korunmalıdır. İnsanlar onu kendi amaçları için kullanabileceğinden dolayı, bu bir sır olarak kalacaktı. Ve tüm bunlara rağmen onlar buna sahipler. Önce aydınlanma hakkında konuşmak istiyorum çünkü bu mutluluk verici ve sonra size bu sözde tantrikalardan bahsetmek  istiyorum. Bunları bir önceki konuşmamda anlatmış olsam da bundan bahsetmek zorundayım çünkü o sırada burada olmayan pek çok kişi var. Şimdi burada, içimizde bulunan tüm merkezleri ve bütün mekanizmaları size gösterdim. Biz size bunun bir resmini de verdik, merkezler dediğimiz tüm bu farklı çakralarda oturan Deitylerin, dünya üzerinde enkarne olduklarını, farklı tekamül süreçlerinde kademeli olarak birer birer varlığımızı bina ettiklerini ve nasıl insan olduğumuzu geçen sefer size anlatmıştım.

Bu Yantra’dır ve bu Yantra olan mekanizmadır – Kundalini – kutsal bir mekanizmadır. Ve bu mekanizma, Esas olan Tek’in varlığı içinde özel olarak yaratılmıştır, Tek olan Makrokozmos anlamına gelir ve bizler hücreleriz – hepimiz – bunun içinde bulunan hücreleriz. Toprağın balıkları olarak bilinçlendirildik, sürüngen olduk. Yükseklerde bulunan yiyeceklerden haberdar olduk, başımızı kaldırdık. Yavaş yavaş insan olduk. Bu konumdan sonra Tanrı’yı ​​düşünmeye başladık. ötede olan bir şeyi düşünmeye başladık. İnsan, Tanrı’yı ​​ve arayışı düşünen tek hayvandır. İnsan bir şey olması gerektiğinin farkında mı? Neden kafası bu kadar karışık? Neden bu kadar gerilim altında? Neyi arıyor? O, bir an için görebildiği bir şeyi arıyor – kendi içinde bu neşenin zuhurunu arıyor ve bu neşe onun hissetmediği kendi Atmasından, kendi kalbinden gelir. O, Benliğinin gücünü tezahür ettirememiştir ama onun içine yerleştirilmiş olan, düzgün bir şekilde kurulmuş bir mekanizma var, Tek olan Varlık’ta da olduğu gibi, bu tüm insanlarda her zaman mevcuttur. O’nun suretinde, bu da sizin içinize yerleştirilmiştir. Geçen sefer söylediğim gibi hepiniz bilgisayarlar gibi olmanız için yaratılmışsınız. Şimdi iş sizi Tek olana yerleştirmek. İşte bu yüzden arıyorsunuz. Hayatta sahip olduğunuz tek dürtü budur. Diğer tüm dürtüler aslında yan meselelerdir. Parayı, bir pozisyon aradığınızı sanıyorsunuz, bu bir masladır. Parası olanlar mutsuz, pozisyonu olan mutsuz, herkes mutsuz. Tatmin zamanı sizin için ancak aradığınız gerçek şeye ulaştığınız zaman gelir ve asıl olan Benliğinizdir, başka bir şey değil.

Diğer her şey yararsızdır çünkü siz başka bir şey aramıyor sadece kendi Özünüzü arıyorsunuz ve bu Öz her şeye gücü yeten Tanrı’nın yansımasıdır, bu sizin kalbinizdedir. Şimdi, içinize yerleştirilen bu mekanizma, omuriliğinizin içine yerleştirilmiş olan bu güzel şey, onun içine – yani dışına değil, prostatın [Shri Mataji pelvik pleksus demek istiyor] dışında bulunan kırmızı renkteki son çakra hariç diğerleri omurga içindedir. Ve bu, içimizde hayatta kalmayı kontrol eden çok, çok önemli bir çakradır – üzgünüm, bu içimizdeki Pelvik pleksus. Çok hassas olduğu için o çok önemlidir ve ayrıca omuriliğin dışına yerleştirildiği içinde çok hassastır. Omuriliğin dışına, aşağısına yerleştirilen bu mekanizma, en önemli çakradır ve ilk olarak o yaratılmıştır. Yaratılış başladığında, yaratılan ilk şey buydu ve o ne yayar, kutsallık, masumiyet. O masumiyet yayar. Ve bunun üzerinde oturan Deity, masumiyetin vücut bulmuş halidir. Bu Deity başka bir boyutta yaratılmıştır ve O – orada görmüşsünüzdür – O Shri Ganesha’dır. Bu, o aşamada yaratılan Shri Ganesha’nın görüntüsüdür ve temsil ettiği şey, hayvan ile insan arasındaki aşamadır ve hayvan başı, hayvanın herhangi bir Egosunun olmadığını, insanın hayvandan farklı olduğunu, hayvanın masum olduğunu gösterir. Shri Ganesha günahın ne olduğunu bilmez, işte  bu yüzdende masumdur. Siz günahın ne olduğunu bildiğiniz için, işte bu yüzden ‘siz’ masumsunuz ama siz lanet ateşi de olabilirsiniz. O masumdur ama [sadece ateş, O nadiren dir?].

(SM hafifçe güler.)

Ve O da, dünyada enkarne olur. Jesus Christ, Rab Jesus Christ olarak enkarne oldu. O, Rab Jesus Christ olarak form aldı ve masum olduğu için, O Tanrı’nın en yüksek özü olan Paramtattwa dediğimiz Tanrı’nın ilahi doğasının özünden yapılmıştır. İşte bu yüzden O’nun bedeni de, bundan yapılmıştır ve bu yüzdende diriltebilir. İsa’nın müridleri  tarafından yazılan İncil’i okuyarak O’nu anlamak husunda ne kadar ileri gidebilirsiniz ki? Çünkü O, sizin düşüncelerinizin ötesinde, zihninizin ötesinde, sınırsız bir Bilinçdışında yaratılmıştır. Ve sınırlı zihninizle O’nu siz nasıl anlayabilir veya O’nu taklit edebilirsiniz. Brahma, Vishnu, Mahesh’in (Maha + Ishwara, yani Shri Shiva) bile O’na ulaşamayacağı söylenir. O çok saftır. O saflıktır. O masumdur ve o noktada var olur ve O her noktada, size masumiyetinin kutsamalarını bahşettiği her Çakradır. Masumiyet bu Dünya’da yaratılan ilk şeydi. Başka bir şey yaratmadan önce, masumiyet zaten oradaydı ve O, sayesinde Aydınlanmanızı elde ettiğiniz masumiyeti size bahşeder. Bu mekanizmanın sol tarafında yedi katman vardır. Sağ tarafta yedi tabaka, altta yedi tabaka ve üstte yedi tabaka vardır. Bu katmanlar nelerdir ve ne inşa ederler? Sol taraftaki çakralar, İda kanalı olarak adlandırılan sol taraftaki kanal sizin bilinçaltını, içinizdeki bilinçaltını temsil eder. Beni bilinçli zihniniz aracılığıyla dinler ve onu bilinçaltınıza geri koyarsınız. Tüm deneyimleriniz bilinçaltına gider. Buradaki bilinçaltınızın sınırı budur. O oyuğun ötesinde, önceki yaşamlarınızın bilinçaltı var ve bu oyuğun ötesinde ise kolektif bilinçaltı var.

Beni dinlediğiniz zaman, şu anda onu alan bilinçli bir zihniniz var ve onu bilinçaltına götüren bir ön-bilinçli zihniniz var. Bu ön-bilinçli zihin sağ taraftadır. Bunun da bu tarafta yedi katmanı var. Şu anda ön-bilinçli zihin, düşündüğünüz gelecektir. Bunun ötesi bilinç üstü zihindir, bu sizin daha önce gelecekle ilgili sahip olduğunuz tüm fikirler anlamına gelir, pek çok yaşam önce. O fikirler oradadır. Ve bunun ötesinde kolektif bilinç üstü vardır. Yani sol tarafta bilinçaltınız ve kolektif bilinçaltınız var; sağ tarafta: bilinç üstü ve kolektif bilinç üstünüz var. Aşağıda Cehennemin yedi tabakası vardır. CEHENNEM. Bazen kelimeler o kadar küçüktür ki kaydedilmez. Ben ‘bilinç üstü’ dersem, o zaman insanlar, “Ah! Mataji ‘bilinçaltı’ dedi derler. Ama ‘Cehennem’! Ve cehennem bir gerçektir. O içimizde mevcuttur. O oradadır. Ve bunun da yedi tabakası vardır. Bilinçli zihnin de [Sushumna Nadhi-Orta Kanalda] farklı evrim süreçlerimiz aracılığıyla içimizde yerleşik yedi katmanı vardır. Ve bunlar bilinçli zihnin buraya yerleştirilen yedi tabakasıdır ve sonra siz, başınızın üstünde, sübtil zihin olan süper-bilinçli zihne geçersiniz – bu ezeli zihindir – yedi tabakada hareket etmeniz gereken bilinçdışıdır. . “Shri Mataji bu çok fazla!” diyebilirsiniz. Ama değil. Siz zaten bunun için bina edildiniz. Örneğin eğer Ben bu ışığa “senin aydınlanman ve tüm bu salonu kaplaman gerekiyor” dersem, ışık, “Aman! Bu çok fazla”, diyecektir.

Hayır, bu böyle inşa edilmiştir. Sizin sadece düğmeye basmanız gerekiyor. Bu açılır ve o çalışır çünkü bu şekilde bina edilmiştir, bu şekilde organize edilmiştir, bu şekilde çalışacak şekilde yerleştirilmiştir. Zor görünen şeylerle karşılaştığımızda bunu yapmamız gerektiğini düşünürüz ve işte bu yüzden endişeleniriz. Endişelenmenize gerek yok: bu zaten yapıldı ve zaten onu organize eden tarafından da bu yapılacaktır. Tek yapmamız gereken buna şahit olmaktır. Bu evreni çok güzel bir şekilde yaratan, tüm bu yeşillikleri, sonra insanı çok güzel bir şekilde yaratan, bunu sizin için yapacak olan O’dur ve Gavin’in güzelce söylediği gibi, bunun zamanı geldi ve bu çalışacak ama bu şaşırtıcıdır, bilirsiniz, Ben bazen insanoğlunu  anlayamıyorum. Bunun işe yarayacağını söylediğimde, “bu nasıl olabilir ki? Bu zor olmalı”, derler. Daha başlamadan bile önce, kafanızdaki şu fikirle oturmanız gerekir: “Ah! Bu çok zor olacak.” Ben bunun en kolay ve en basit şey olduğunu söylüyorum. Bu kadar önemli olan şey, zor olamaz. Nefes almanız gibi önemli bir şey eğer zorlaşırsa ve eğer sizin nefes almakla ilgili olarak, “ben nasıl nefes almalıyım?” gibi bir şey okumanız gerekiyorsa, nefes önemli bir şey. Şimdi kitaplara gider ve bakarsınız, “Şimdi, şöyle yapmalısın” diye, kitabı aldığınız zaman, dışarıdasınız. Eğer aydınlanmanız hakkında okumanız gerekiyorsa, o zaman Tanrı Aydınlanmayı korur ve Tanrı sizi korur. Aydınlanmanızı almak sizin hakkınızdır. Egonuzu şişirmiyorum ama sizler bu şekilde yaratıldınız. Her sabah ve akşam kınadığınız Egonuz bile bu varlığın önemli bir parçasıydı.

Sadece ‘siz’ insanlar, bir şeyleri kendi başlarına bilmek için Ego’yu geliştirdi. Dolayısıyla bu mekanizma, Egonuz ve Süper Egonuz vasıtasıyla bir ‘Ben’ kişiliği olmanızı sağlayacak şekilde özel olarak meydana getirilmiştir. İnsanların, “Bu Bay Kumar. Bu X, bu da Y”, demesi gibi,  siz sadece Ondan ayrı olduğunuz, o büyük Tek kişilikten ayrık olan bir kimlik haline gelirsiniz. Ve bunun bilinci size, sizin ayrı bir şahsiyet  olduğunuzun ve bununla bir olmayı görmeniz gerektiği bilinciyle gelir. Ve işte Aydınlanma budur, başka bir şey değildir! Siz bu hale geldiniz. Bu sizin yaptığınız bir şey değildir, bu olmaktır. Dediğiniz gibi, bir tohum çiçeğe dönüşür. Bu bir çiçek olur. Siz olmazsınız – tohum gidip bir kitap okumaz, “Oh! Ben bunun ne olduğunu biliyorum” ya da o Mataji’nin herhangi bir konuşmasını dinlemez ya da herhangi bir şey yapmaz, kendisi sadece bir çiçeğe dönüşür. Sizde aynı şekilde böyle olmalısınız ve sadece beyninizi yıkamak veya daha sonra Aydınlanma adına yanlış şekilde  kullanabileceğinizi daha sonra anlatacağım bir şekilde, bu başka bir şey yapmak için değildir. Birçoğu bunun farkında, bu böyle oldu. Onlar bunu biliyorlar ama ne olduğunu sizde bilebilirsiniz. Mekanizma nedir? Bu nasıl çalışır? Olumlu tarafını görelim, sonra size olumsuz tarafını anlatacağım. Bu üçgen kemiğin içine yerleştirilmiş bir Kundalini var, onun nabız gibi atmasını görebilirsiniz. Burada bir doktorumuz var, evet o, ben gördüm diyecektir. Kundalininin nabız gibi atışını çok net bir şekilde görebilirsiniz. Kundalininin yükselişini çıplak gözlerinizle çok net görebilirsiniz. Ayrıca onun geldiğini hissedebilirsiniz. O gelir. Nasıl gelir? Nasıl çalışır, size daha sonra anlatabileceğim bir başka detaylı program ya da Ben zaten bu konuda çok şey anlattım.

Bu ortaya çıkar – Kundalini – ve bıngıldak kemiğinizi deler. Deler! Bu Kundalini nedir? O, içinizde (yaradılıştan) arta kalan bir güçtür. Anlayan, düşünen, seven ve organize eden farkındalıktır, bir enerjidir. Şimdi, biz düşünemeyiz, insan düşünebilen, sevebilen, organize eden bir enerjiyi düşünemez. Biz bunu yapamayız. Bu, ortaya çıkan enerjidir, onun nabız gibi attığını görebilirsiniz. Bunu getirdiğini çıplak gözle görebilirsiniz. Buraya getirebileceğiniz şey budur. O gelir ve bıngıldak kemiğinizi deler ve bıngıldak kemiğiniz çok yumuşadığı için, bir çocuk gibi olduğunuz bu vaftizi hissedebilirsiniz. Yani, ama bu, eğer sizin burada yumuşak bir kemiğiniz varsa – bu, sizin Aydınlanmış bir kişi olduğunuz anlamına gelmez. Hayır. Soldan kanala ya da sağ kanala değilde, tepeye girdiğiniz zaman, süper bilincin ilk katmanına girdiğinizde, o zaman ne olur? Başınıza gelmesi gereken ilk şey, sizin kolektif varlıkla bir olmanızdır. “Siz olursunuz” diyorum yine. Bu bir konuşma yapmak değil, “Hepimiz kardeşiz. Irkçılık olmamalı.” Tüm bunlar konuşma yapmaktır. Ben konuşma yapmaktan bahsetmiyorum. Bu “Olmak”tır. Nasıl? Bu şey, bunun içinden bu süptil formun içine girdiğinde, ellerinizden serin bir esintinin aktığını hissetmeye başlarsınız. Bu bizim kutsal kitaplarımızda anlatılmaktadır. Eğer okursanız, İsa bile, “Biri Bana dokunduğunda vücudumdan bir şey geçti” demiştir. [Luka incili] Ama bizim kutsal yazılarımızda bu çok, çok net bir şekilde verilir. Burada, onların bazılarında, mesela Shankara diyebilirim. – Shankaracharya bunu “Saundarya Lahari” (Güzellik Dalgaları) olarak tanımladı.

Bir yerde bu kuvveti o, Saundarya Lahari olarak adlandırdı. O, bunu vibrasyonlar olarak adlandırdı. Pek çok insan vibrasyonlardan bahsediyor ama onlar ne dediklerini bilmiyorlar. Elinizden akan bu vibrasyonlar  serin vibrasyonlardır ve aynı zamanda onlar anlarlar, düşünürler ve diğer insanları iyileştirirler. Elinizi başka birine doğru uzattığınızda bir anda burası yanmaya başlar. Sol kanalda bu parmağın üzerindeki yanma  Vishuddhi çakradır, bu çakradır. Şimdi, eğer siz orada olan Deityi  biliyorsanız ve eğer burada oturan o belirli Deitynin adını anarsanız… Eğer bunu biliyor ve aydınlanmış bir ruhsanız, ancak o zaman, ama eğer Aydınlanmadıysanız, hiçbir yetkiniz yoktur. Aydınlanmış bir ruh olmadıkça herhangi bir mantrayı söylemeye  yetkiniz yoktur. Diyelim ki Ben size  bir mantra verdim. Bunun yanıltıcı olduğunu bilmelisiniz çünkü her ne söylenirse söylensin, hangi merkez tehlikede veya sıkıntıdaysa, o  (mantrayı) söylemelisiniz. Aydınlanmış ruh olmayan bir kişi, sorunun ne olduğunu, sorunun nerede olduğunu anlayamaz. Ve aydınlanmamış bir kişiye, eğer mantra verilirse, onun mantrasının hiçbir otoritesi yoktur. Bu sanki şöyle, eğer Ben gidip Kraliçe’yi görmek istiyorsam, izin almalıyım. Onunla bir bağlantım olmalı. Gidip onunla tanışabilmeliyim ama Ben gidip onunla doğrudan tanışır ve ona “Kraliçe, buraya gel”, dersem. Bazen Tanrı’ya seslenme şeklimiz çok şaşırtıcı. Hiçbir hizmetkara bile bizim O’na seslendiğimiz gibi, bu şekilde hitap etmezsiniz, “Tanrı, buraya gel! Şimdi bunu yap.” Benim sorunum bu. Benim için siz ne yapıyorsunuz? Onlar “benim Tanrıya inancım var” der, sanki bizim size karşı bir nevi yükümlülüğümüz varmış gibi. Sanki O, bize karşı mecburmuş gibi, “Ah! Benim Tanrıya inancım var Anne, o zaman neden Tanrı bunu gözden kaçırdı ki?” Kimin inancı var? Yani, O var. O sonsuz bir varlıktır. Eğer siz buna bu şekilde inanıyorsanız, ‘siz’ çok sahtesiniz, ‘O’ değil, Bunu Onun kubbesine ekleyemezsiniz.

Size herhangi bir mantra, herhangi bir Dick, Tom ve Harry tarafından verilir. Önüne gelen herkes, “Size bir mantra vereceğim”, der. Bunları size daha sonra anlatacağım. Deityler için olduğu söylenen tüm bu mantralar, size söylediğim gibi, eski zamanlarda çok az insan için bu Gurular tarafından meydana getirildi. Onlar Kundaliniyi çok yavaş yavaş  yükseltirlerdi. Onu oturduğu yer olan Mooladhara’dan, Mooladhara çakradan değil – o üçgen kemikten alıp tek tek yükseltirlerdi. Yedi yıl boyunca Kundalini tek bir merkezde asılı kalırdı, sonra bir mantra verirlerdi, “Tamam, şimdi, git ve bunu al! Bunu hallet! Bunu temizle! Şunu yap!” Sonra tekrar bir tane daha. Sonra tekrar diğer bir çakra. Tamam. Bu böyle yapıldı: bu çok yavaş bir süreç. Hindistan’da olduğu gibi, onlar, onlara Kashi veya Benares’e gitmeleri gerektiğini söylediler. Onlar evlerini, her şeylerini satarlardı ve bir daha geri dönemeyeceklerini biliyorlardı ya da gitseler bile Benares’e ulaşmaları o kadar uzun yıllar alabilir ki, o zamana dek kesinlikle yaşlanmış insanlar olacaklar ve geri dönmek için enerjileri olmayacaktı. Şimdi ise, eğer Benares’e gitmeniz gerekiyorsa, yapabileceğiniz tek şey buradan Delhi’ye gidip bir uçağa binip doğrudan oraya gitmek. Yani ‘o’ zamanlar sona erdi ve Kundalini ‘şimdi’ tam olarak bu şekilde çalışabilir çünkü sizin “olmanızın” zamanı geldi. Daha önce dünyada hiç bu kadar çok arayış içinde kişi olmamıştı diyebilirim. Sadece din adına ortada olan insanlar, onlar ortodokstular (tutucu), bağnaz , İsa’yı çarmıha geren, Muhammed Sahib’i öldüren, Gnyaneshwara’ya işkence eden, Kabira’ya işkence eden, Shankaracharya, Buddha, Mahavira, Yuri [?], onlar bunların her birine işkence eden kimselerdi.

Tüm bu korkunç insanlar, din adına işkence ettiler. Ve bugün bu cehennemden çıkan şeytani şeye sahibiz. Onlar orada acı çektiler, görüyorsunuz, onlar cezalandırıldılar ve cezalandırılmalarından sonra onlar dışarı çıkıyorlar. Bu bir çifte güçtür. Siz insanları kandırmanın daha incelikli bir yeni yöntemidir. Aydınlanmada siz tam bir dinginlik, kollektif bilinç elde edersiniz ve bu gücü kendiniz yönlendirebilirsiniz. Ortaya çıkan ‘sizin’ gücünüzdür ve başkasınınki değil. Ama siz tüm bu şeytani insanlara sahip olduğunuzda – ki son gördüğümde çoğunuz bunlara sahip oldunuz- ve Ben onlara [denediğimi?] söylediğim zaman, bu Benim çok sıkı çalıştığım anlamına geliyor, bunu biliyorsunuz. Çok çalışıyorum ama bazıları, orta yol olan Sushumna yolunu gerçekten mahvettiler. Yani bu demek ki onlar bunu bozdular, siz bunlardan vazgeçene kadar bu işe yaramayacaktır. Eğer gerçekten arıyorsanız, sizin için çalışmak üzere,  Ben oradayım. Bunun için herhangi bir para ödemek zorunda değilsiniz. Hayır, bunu asla düşünmeyin çünkü bu Tanrısaldır ve Tanrı pazarda satılamaz. Hristiyanlar olarak aklınıza ilk gelmesi gereken şey, İsa’nın özellikle eline bir sopa alıp, o insanları dövmesidir. Onlar dini satarken, bu kişilere karşı gerçekten öfkelendiği tek zaman olan şey buydu. Ve bugün hepsi bunu  satıyor ve siz çok, çok alçakgönüllü bir şekilde gidip onun önünde eğiliyorsunuz. Bu dilencilerin ve parazitlerin her türlüsü bu ülkeye ve tüm batı ülkelerine geldi. Onu benden alanlar, dilencilerden başka bir şey değiller. Dilencilerden daha kötüler, onlar en kötü suçlular.

İşte Aydınlanma budur ve Aydınlanmada Tanrı’nın tüm kutsamalarını alırsınız, yavaş yavaş düşüncesiz farkındalığa ve sonrada Nirvikalpa dediğimiz şüphesiz farkındalığa ve ardından tamamen Aydınlanma’ya girersiniz. Bizim Hindistan’da kimi insanlarımız oldu, bu kişiler onlarla tanıştılar, onlar tamamen Aydınlanmıştı ve orada oturarak diğer insanların Kundalinisini çalıştırabilirlerdi. Onlar aile düzeni içinde yaşıyorlardı. Onların kendi çocukları oldu. Onların kendi torunları oldu ve onlar bunu hallediyorlar. Bundan kaçmanıza gerek yok. Aşırılıklara gerek yok, hiçbir şeye gerek yok. Bu sizin ‘içinizde’ ve ‘içinizde’ bu çalışacak. Bu dışsal şeylere ve bu aşırı şeylere ihtiyaç yok. Sadece normal insanlar olun. Tanrı bu dünyayı sizin neşe duymanız için yarattı.  Bu sizin keyif almanız içindir, görüyorsunuz, bunlar Aydınlanma sayesinde hissetmeniz gereken kutsamalardır. Benliğin ışığı içinizde aktığında, neşenin aktığını görürsünüz. Onun başınızdan aşağıya aktığını görürsünüz ve sadece sırılsıklam olursunuz. Tüm gerginlikleriniz akıp gider. Tüm sorunlarınız ortadan kalkar. Burada siyah ve sarı olarak gösterilen Ego ve Süperego, her ikisi de açılır ve siz onların aşağı indiğini görürsünüz. Bu olur. Bir dengesizlik var, içinizde – bir tür – incinme var. Bazen içinizde çok büyük bir yara olabilir, içinizde oturan casuslar olabilir, ele geçirildiğinizin farkında olmadan, siz ele geçirilmiş olabilirsiniz.

Bu insanların nasıl hareket ettiğini bilmiyorsunuz ve umarım şimdi size nasıl hareket ettiklerini ve onların ne türden korkunç insanlar olduklarını anlatabilirim. Ayakkabılarımı çıkarmalıyım. Şimdi bu korkunç insanlar hakkında, uzun zamandan beri Hindistan’da, gerçek tantra olan, hakiki tantra olan Sahaja Yoga’nın, tam zıddı olan bu sözde tantrizmin kökenini anlatırsanaız, tantrizm gerçek bir şey olarak kabul edilecekse, o zaman bu Sahaja Yoga’dır. Ama bu tantrizm – bu sözde olanları – ülkemizde çok uzun zaman önce ortaya çıktı. Eski zamanlarda bu Guruların yanlarında o birkaç mürit olduğu zamanlarda, üç, dört tane mürit büyük zorluklarla kabul edilirdi ama sonuçta onlar da insandı. Onlarda rekabet halindeydiler ve Guru içlerinden sadece bir veya iki tanesini kabul eder, onları biraz ileri götürür ve sonrada onlara “Hayır. Artık seni iyileştiremeyiz. Sana yardım edilemez. Gitsen iyi olur”, derlerdi.

Böyle işe yaramaz, yarım yamalak bir insanda halkın karşısına çıkar ve [bu aptallara?] karşı gösteriş yapacağı bir yöntem başlatırdı. Bu başlangıçtı ​​diyebilirim. Yani şimdi o oturup meditasyon yapacaktı. Yine de biliyorsunuz, bir Anne olarak Ben hepsini kınamak istemiyorum. Onlara şüphe avantajını vereceğim ve şüphenin faydası şudur, onlar konsantre olduklarında sizi Kundalini’nin altında bulunan, sizin giremeyeceğiniz kendi Mooladhara çakralarına kaldırmaya çalıştılar. Bu Mooladhara çakra seksi kontrol eder. Neden? Çünkü o masumdur. Bu bir çocuktur ve çocuk olduğu için seks yapmaz, bu yüzden cinsel ilişkiye bulaşmaz. O, seks çamurundan çıkan bir nilüfer gibidir. O nilüferde Shri Ganesha oturur. Bu insanlar, seks yoluyla bazı şeyleri görebileceğinizi düşünerek ve kendileri de  bunu görmüş olabilirler – bu benim kendi tabirim – tamamını görmeyerek, burada gördüğünüz gibi, bu fil hortumunu görmüş olabileceklerini düşünerek onlar bunu gözlemeye çalıştılar. Ve bu fil hortumunu – ben hala diyorum ki, bunu onlar Kundaliniyle  karıştırmış olabilirler. İnsanları anlamaya çalıştığımda, bunun nedeninin, insanların tüm bu seks ile doğrudan cehenneme nasıl girebilecekleri olduğunu düşündüm. Bu Benim için çok fazla. Yani belki de yanlışlıkla onlar bunu görmüş olabilirler. Tamam mı? Böylece ilk önce tantrikalar geldiler. Tantrikalar ilkti. Sonra bizde  tantrikalar var – temelde size söylüyorum – bunlar şeytani dahiler. Aslında, onları tamamen dahiler olarak ayıramazsınız, ancak bu tantrikalar hakkında temel anlamda ve geniş bir taslak sunabilirsiniz. Tantrikalar, sözüm ona Aydınlanma almak için seksi kullanan insanlardır.

Mantrikalar, güya Aydınlanma vermek için mantraları kullanan kişilerdir. Sonra insanlara onları kötü ruhlar olarak tanıtılmak için bu şeytani dahileri kullanan [Jakanikalar?] vardır – onlar [Janganikalar?] olarak adlandırılırlar. Sonra Paishachikalar, bilinçüstü şeytanları insanlara sokan kimselerdir. Aşırı dinamik, aşırı hırslı insanlardır. Onların ellerine birer elmas koyabileceğini söyleyen Aghoris’imiz var. Agoris. Sonra bizde [Behunt?] var, [Behunt?] korkunç, korkunç hareketler yapabilen insanlar var, görüyorsunuz, onlar midelerini içeri çekebiliyorlar, buraya itebiliyorlar, şuraya itebiliyorlar, her tür şeyi yapıyorlar. Ve bizde [Sexoyo?] da var. En azından. Bunları bu şekilde sınıflandırdım ama işin kaç tarafı var, bunu bilmiyorum çünkü iş şer olunca onlar bir virüs gibi gelip gelişiyorlar. Onlar virüstür. Ve sizi nasıl vuracaklarını biliyorlar. Kendileri yok ediyorlar, onlar sizin inşa ettiğinizi göremiyorlar. Sizin geliştiğinizi göremezler. Bu, onların dışarıda ve eski olmalarının temel nedenlerinden biridir. Yani bu tantrikalar işlerine başladılar. Rama’nın zamanında, diyelim ki yaklaşık bin iki yüz yıl önce, Ashvamedha (At kurbanı)olarak bilinen bir tür tören olan bir Yajna (havan)vardı. Bununla hakkında kitaplarda yazılmıştır. Bunda bile – kitaplarda – Ashvamedha’nın bir seks eyleminden başka bir şey olmadığını söyleyerek onların mahvettikleri kutsal yazılar var. Masum olan Tanrı Shiva ve Shakti ve O’nun gücü olan Shakti, ışık ile lamba veya bir güneş gibidir. Orada da, onlar bunu bir seks sembolü olarak tanıttılar. Bu altıncı yüzyılda oldu. Ülkemizde tantrizm doruklarındaydı, tam bir dönüş yapıldı.

Siz söyleyin, Satjakuna [?] bu Khajuraho’yaydı. Öyle ki onlar insanları o kadar etkilediler ki, diğer tüm kutsal kitaplar nehirlere atıldı ve tantrizm Hinduların kutsal kitabı oldu. Tanrıya şükür, organize bir dinle en azından sizler insanların İncil’i çok fazla kurcalamalarına izin vermezdiniz. Öyle sanıyorum ama bu o kadar değildi, olabilirdi. O kadar fazla özgürlük var ki, o kutsal kitapla canınız ne istiyorsa onu yapma ahlaksızlığı var. ….. almak için… Hayal edebiliyor musunuz? Bu kutsal yazılarla, altıncı yüzyılda bozulmaya başladılar. Şimdi bunun tarihsel arka planı neydi? Bu korkunç insanların en iyi, en iyi üreme zamanıydı. Çünkü o zamanlar, sizde de çok aşırı ortodoks insanlar olduğu için, Jainizm, şimdi insanların Jainizm olarak adlandırdıkları bir din var. Şimdi, bu korkunç. Yani hepsi öyleler ama içlerinden biri – size anlatabileceğim korkunç şeyler – vejeteryanlığa o kadar inanıyorlar ki! Bunu size söylemek korkunç bir şey çünkü – Gavin’e ilk defa size söylemekten utanmayacağımı söyledim – pisliğin içindeki böcekleri bile yok etmek istemediklerini söylemekten (İnsanlar içinde böcek varmı diye dışkılarını karıştırırdı). Onlara göre bir böcek… (kaset kesildi) (…) yani bir sürü böcek adamı ısırıp onun kanını alsın diye adama çok para ödüyorlar. Bu bir gerçek. Bugün bile hala bazen köylerde yapıyorlar. Bunun en büyük punya olduğunu düşünüyorlar, en iyi şey olduğunu. ‘Tapoyajna’ (çile çekerek kurban vermek)dediğiniz şey ne anlama geliyor? Punya sevaptır, dini ameldir, onların bir insanı bir kulübeye kapatıp,  böceklerin gelip onun kanını emmeleri gerekir. Yani bu Jainler – bu sözde vejeteryanlar, onlar korkunçlar – onlar bildiğiniz kabinedeki bakanlardı. Öyle ya da böyle onlar bakan oldular.

Ve Maharajalar – ‘raja’ kelimesinin Kral için olduğunu biliyorsunuz – onlar Hindulardı. Ve Hindular her zaman dine çok kayıtsızdır. Bu konuda ne söylenirse söylensin, buranın çok büyük bir ülke olduğuna katılıyorum ama bu günlerde Hindular çok daha da kötüler çünkü şimdi hepsi İngiliz oldu. İngiliz eğitimi ile hepsi İngiliz oldular. Batılılaştılar. Onlar ülkemizde hiçbir şey olmadığını düşünüyorlar. Yani bunlar – o zaman – dine, onları ayakta tutan güçlere, kutsal kitaplarında ne olduğunu anlamaya çok kayıtsız kalan ve sizin Roma krallarınız gibi şehvetli ve her şeye toleranslı olan büyük Rajalar, o korkunç Rajalar, bir zamanlar paralarını çevredeki tüm bu ahlaksız insanlar için bir düzenleme yapmaya yatırdılar, bu yüzdende onlar çok dahice bir yöntem düşündüler, bilirsiniz: Tanrı’nın tapınağını inşa edin ve tapınakta her türden erotik resmi yapın. Bu şeye inanabiliyor musun? Sanat adına. Sanat insanların dediği gibi saf ise, neden bu bayağılığa ihtiyacınız var? Büyük yarışmalarla korkunç erotik şeyler yaratıldı. Şimdi bu ülkede yarışmalar yapıyorsunuz ama o zaman – tabii şimdi erotik şeyler söz konusu olduğunda tantrika oluyorsunuz – her biri diğerinden daha iyi. Ve onlara özel fiyatlar verildi, hatta jagirler – bu insanlara o resimleri yaratmaları için topraklar, anlatıldığı gibi verildi- bu tarihte yazılı. Buna rağmen görüyorsunuz bütün o kışkırtmalara, tüm bu o ayartmalara rağmen şaşıracaksınız, Konaraka (Erotik süslemeleriyle ünlü, Konark Güneş Tapınağı), sanat öldü.

Başka bir şey daha oldu, basit bir şey, “Hayır. Biz bunu “yapmayacağız”. Onlar bir tapınakta biz bunu “yapmıyoruz” dediler. Yani bu akıllı, zeki insanlar, bilirsiniz, sanatçılara dediler ki, “Bunu yaparsanız iyi olacak çünkü buradaki tüm pislik oraya konulmalı”, bakın, “ve içerisi temiz olmalı. Dışarıda biz böyleyiz diyerek Tanrı’yı kabul etmeliyiz.” Bu bir tavizdir. Beyine bakın, “Bu, yaptığınız tüm pis şeyleri ortaya koymanız için sizin vermeniz gereken bir tavizdir.” İşte bu – buradaki tarihi taraf buydu. Ve o zaman bu tantrikalar, bildiğiniz gibi, kesinlikle korkunçtular. Sizin sadece bir tane Soho’nuz (Londranın gece hayatı ve mağazalarıyla ünlü semti) var. Bizim o büyük ülkede Soholarımız, Soholarımız ve Soholarımız  var. Bunları gördüğünüzde buna inanamayacaksınız, bilirsiniz, yabancılar Hindistan’da böyle erotik şeyler olmasına şaşırıyorlar. Nerede din varsa, nerede bir aziz varsa, bu şeytanlar saf olan her şeyi yok etmek için oraya ulaşmak zorundadır. Bu onların tarzı, bu onların “mutluluğu”. Bu saflığın çarmıha gerilmesidir. Ve bu tür tapınaklar yapıldı ve bu tantrikalarda o zaman öne çıktılar. Bütün kadınlarını, Konaraka’yı görmeleri için oraya getirdiler. Oraya giderseniz Chausath Bhavani Mandir var, onlar buna  “altmış dört tanrıça” diyorlar.Düşünün, Tanrıçaların tapınağı! Şimdi ne yapıyorlar? Şimdi tüm bunların arkasındaki ilke nedir, bunu bilmelisiniz. Kullandıkları şey çok gizli bir ilkedir. Bir şapelde bir Tanrıça resmi yaparlar veya bir Tanrıça heykeli yaratırlar ve Tanrıça’nın önünde nirvichara yaparlar, bu farklı türlerde on altı çeşit seks eylemi anlamına gelir. Berbat! Başlangıçta Shri Ganesha sinirlenir.

Onların her taraflarında her türden kabarcık var. Bunlar size Kundalini’nin kızgın olduğunu söylüyor. Kundalini, neden kızıyor? Kızgın olan Shri Ganesha’dır, ama sağdan ve soldan öyle bir öfke içindeki, onların hepsi kabarıyor. Onlar dans etmeye, zıplamaya başlarlar, kurbağa gibi davranırlar, onlarda korkunç şeyler var. Kafaları patlıyor, başları ağrıyor, aldıkları her şey ama onlar yine de kararlılar çünkü “daha ileri gitmelisiniz. Bu korkunç bir görev, zor bir görev. Bunlar size işkence etmeye gelen Karmalarınızdır. Karmalarınızı çıkarmalısınız. Seks sayesinde daha iyi Karmalar veya daha kötü Karmalar yaparsınız.” Bu yüzden onlar fakir insanlara gidiyorlar. O zaman, bununla, bunun ötesinde olan şey, Deitylerin kayıp gitmesidir. Onlar oradan uzaklaşırlar. Alan bina edilmiştir. Işığın karanlıkta kaybolması gibi, Tanrı’nın alemi de oradan kaybolur gider. Onlar gece çalışırlar. Gündüz asla çalışmazlar. Geceleri çalışırlar ve sonra ruhları çağırırlar. Onları çağırabilirsiniz. Geçen sefer size, öldüğünüz zaman size ne olduğunu ve ruhların nasıl orada olduğunu ve sizin içinize girmek için etrafımızda dolaşan korkunç ruhların neler olduğunu anlattım. O yüzden bunun ayrıntılarına girmeyeceğim ama daha sonra size her şeyi anlatacağım. Size her şeyi anlatacağım. Siz not alın. Yani onlar başlarlar, ruhları çağırırlar. Ruhları çağırdıkları zaman – bu ruhların içlerinde şehvet var, açgözlülük, onlar açgözlüler, bilirsiniz, onlar gerçekten tatminsizler – ve onlar, bunları yönlendiriyorlar. Onlara, onlar isim verebilirler, deyin ki ‘Rama’ deyip, sonrada onlara ‘Aim’, ‘Hrim’, ‘Klim’ adını verebilirler, bu ruhlara her türlü ismi verebilirler, bu kötü dahiler onları yönetir. Ve sonra bu ruhları kralın üzerine, onun büyük bakanlarının içine koydular.

Ve bu insanlar catch eder ve ele geçirilirler. Ve onlar diyorlar ki, “Biz çok erotiğiz. Biz bunun peşinde koşardık, biz eskiden sadece iki kadının peşinden koşuyorduk, şimdi yüz tane kadının peşinden koşuyoruz.” Delilik! Onlar tüm Benlik duygularını kaybederler. Ne yaptıklarına dair hiçbir anlayışları yok. Deli gibi bunu yapıyorlar. Bazı azizler bile etkilenebilir ama onlar fiziksel olarak bir tepki alırlar. Azizler buna kapılırlarsa hemen tepki alırlar. Başta, vücutta tepkiler alırlar. Ve bu tepkiler onların üzerinde çok güçlü olabilir. Bazen çok fazla kusarlar. Bu şekilde ‘bu’ insanlar korkunç seksi sizin içinize koymaya, sizi ele geçirmeye, varlığınızı çıkarmaya başlarlar. Hindistan’da bu şekilde çok para biriktiren bir tantrika vardı ama karısı onu baştan aşağı [itti ?] ve o Konaraka’daki [Puri yakınlarındaki bu Tapınak] o korkunç tapınağını inşa etti. Eğer oraya erotik şeyler koymamış olsaydı burası çok güzel bir tapınak olurdu ama oraya her gittiğinizde, bu erotik şeylerden dolayı kendinizi kusacakmış gibi hissedersiniz. Demek istediğim, eğer sağlıklıysanız, bu tür banyoları bu şekilde görmeye dayanamazsınız. Ertesi sabah tuvaletini yapmak için orada oturan bu insanları izlememizi isteyeceklerdir! Pislik ve pislik ve pislik! Tüm bu yer pislikten başka bir şey değil. Ve sonra kendi oğlu ona, bu korkunç tantrikaya meydan okudu. Bu tantrika çok garip  bir şekilde öldürüldü, onun nasıl öldürüldüğünü okumaya değer. Ve oğul aşağı indi ve bu tapınağı tamamladı [Efsanelere göre mimarın oğlu tapınağın tepesinden atlayarak intihar etmiştir.] ama Kral’a “senin krallığın yok olacak” dedi. Tüm bunlar – tüm bu krallar, bir kerede ortadan kayboldular.

Onların çocukları yoktu, hiçbir şeyleri yoktu ve sadece şapşal şapşal yürüdüler ve tüm tapınakları taşla, toprakla kaplanmıştı ve onlar sadece toprakta bir yükseltiydiler. Daha sonra İngilizler oraya geldi ve bazıları kazı yaptı ve onu buldular. Onlar bunu sanatsal bulmuşlar, nasıl böyle bulmuşlar bunu bilmiyorum ama bu oradaydı. Ama Konaraka’da, sanatçıların – zavallı şeylerin – söyleyecek hiçbir şeyi olmadığını, her şeyin çok kaba, çok korkunç olduğunu göreceksiniz. Ve o yerin civarında yaşayan sanatçılarla tanıştım. “Tüm bu günlerde atalarımızın yaptıklarının bedelini asalaklarla ödüyoruz ve bunu görmek istemiyoruz” dediler. Bugün bile Hindistan’da evli olmayan bir adam ve evli olmayan bir kadın asla Konaraka’yı görmeye gitmeyecektir. Şimdi sahip oldukları tek açıklama şu, buna şaşıracaksınız, evlendikten sonra Hintli kadınlar o kadar masumlar ki, onlar oldukça genç bir yaşta evleniyorlar, seksin ne olduğunu anlamıyorlar, bu yüzden burası onlara seksin nasıl olduğunu öğretirmiş. Bu evlilik için yapıldı ve oraya, sadece karı koca gitmeli. Hintli sanatçılarımızın bunun için bulabilecekleri tek açıklama budur ama kabul etmek zorundayız. Görüyorsunuz, her ülkede çalışan şeytani bir güç olabilir. Neden kendimizi bu korkunç tantrikalarla özdeşleştirelim ve neden bundan dolayı utanalım? Khajuraho’da, bulacağınız diğer tantrik yerlerde, erotik şeyler bulabileceğiniz kimi yerler vardır ama uyanık olur ve bakarsanız, bunlar kıyı köşe bir yerlerde tutulmuşken, Tanrılar ve Tanrıçalar iri bir formdadır, arkada, çok büyük bir bağlılık, böyle bir şey vardır. Bu yüzden, siz ona götürülüp bunun erotik bir şey olduğu size gösterilmedikçe, bunun asla farkına varmazsınız ama şaşırtıcı bir şekilde, yabancıların çoğu, özellikle Japonlar kameralarını bu açıya, bu açıya getirirler.

Neden kendi fotoğraflarını bu şekilde çekmiyorlar? Bu fotoğrafları çekmek için Konaraka’ya kadar gidecek ne var ki? Bu sizin aramanızın ne olduğunu gösterir! Sizin ne istediğinizi gösterir! Buradan insanlar büyük – büyük – kameralarla tüm bu yolu kat eder ve oranın etrafında dönerler. Farklı açılardan fotoğraf çeker, ona bakarlar. Fotoğraf çekecek ne var? Bundan kazanılacak ne var? Seks, bunu hayvanlar bilir, herkes bilir, köpek bilir. Seks hakkında öğretilecek ne var? Zihinsel olarak o kadar çok şey yaptınız ki, şimdi bir iktidarsızlık durumu olacaktır. Ve orada, biliyorsunuz, Amerika’da, en büyük sayıda iktidarsız oradadır, çünkü bu tür sapkınlıklar ve içinizdeki masumiyetinizi mahveden şeyler oradalar. Buna dikkat edin! Bu sözüm ona özgürlük, içinizdeki  Dharmanızın sürdürülebilirliğinin terk edilmesinden başka bir şey değildir. Bu içinizde bina edilmiştir. Bu oradadır. Bu vardır. “Zina etmeyeceksin” den kaçamazsınız. İsa, “yalnız zina etmemek değil” , Ben bunu şöyle diyeceğim ‘Zina yapan gözleriniz olmayacak’” dedi. Ve insanları görüyorsunuz, onlar her zaman … Ve onlar, “Biz zekiyiz” diyorlar. Ne oldu? Nereye bakıyorsunuz? Nerede görüyorsunuz? Dikkatiniz nerede? Bu insan dikkati, çağları inşa etti. O kadar çok şey halledildi ki. Bugün o seviyeden bu seviyeye getirildiniz. Nereye geliyorsunuz? Hendeklere, pisliğe, çamura. Yükselin! Ve kendi görkeminizi görün. Kendinize saygınız olsun. Bir anne olarak size bunu söylüyorum. Ve bu korkunç tantrikalar ve mantrikalar size mandala (geometrik sembollerden oluşan bir konfigrasyon) yapmak gibi bir şeyi öğretiyor -geçen gün birisi Bana söyledi- ve seksi oraya koymak gibi her tür şeyi öğretiyorlar.

Mandala nedir? Bunun Tanrı’nın aurası olduğunu biliyor musunuz? Seksinizi  Tanrı’ya gösteriyorsunuz! Eğer bu başka bir şey değilse de, en azından biraz beyniniz olsun. Seks kısmınızı Tanrı’ya gösterirseniz, bu yaptığınız en büyük utanç verici şeydir. Hepiniz deli misiniz? Anlamıyor musunuz? Bu bir törendir! Bilmediğiniz için bunlara üzülüyorum. Bütün Aydınlanma alma şansınızı kaybedeceksiniz. Arayış tamamen kaybolacak, inanın Bana. Kendi ihtişamınız içinde ayakta durun. Neden kadınların peşinden koşmalısınız ki? Neden erkeklerin peşinden koşmalısınız? Eğer şerefli bir insansanız, kendi suretinizde durun. İnsan olmanın en iyi yolu budur. Bu tür bir ahlaksızlık ve tolerans gösterme Nabhi’de, bu çakrayı tamamen bitirecektir. Eğer buna bakarsanız, onun  sevgiyle özenle, incelikle, güzellikle inşa edilmiş on tane taç yaprağı olduğunu görürsünüz. Sevgiyi  ahlaksız davranışlarla karıştırmayın. O, bu değildir. Bu kutsal sevgidir. Sanyasin (çileci) olun demiyorum. Ben buna da karşıyım, başka bir aşırılığa da. Sonra size üçüncü kez sekso-yogilerden bahsedeceğim. Sekso-yogiler, kendi sekslerini bastıran bir insan olarak başlarlar. Evlenmezler. (Teypte kesinti) Kullanıyorlar – bir bayanın kafatasını kullanıyorlar. Bunun için onların kafataslarına ihtiyaçları var. Bilinçaltında olmak için bir kafatasına sahip olmanız gerekir. Bu yüzden insanları öldürüp, kafataslarını çıkarıyorlar ve yanlarında tutuyorlar. Birileri geliyor, lütfen kapıyı açın. Yani – onlar bu kafataslarını yanlarında tutarlar ve su içmek, yemek yemek için kullandıkları kafatasları, bu kafatasları her zaman oradadır. Şimdi Hindistan’da büyük bir yazar tarafından yazılmış çok güzel bir hikaye var, Bankim Chandra [Chattopadhyay], bu Kapal Kundala olarak bilinir.

Bu kız, Kapali olan (Kafatası insanları, çileci bir dini kast) [Mahadji?] bir kız vardı, adam onu çırılçıplak soyar ve dans ettirirdi, onu denize girmeye sevk ederdi ve adam, oturarak kızın seks eylemini  kontrol ederdi. Ve ayrıca kontrol edeceği birkaç cinsel eylem de vardı. Adam bu şekilde devam etti ve sonunda bu kızı öldürmek istedi. Bu tamamen yoksunluğun zirvesidir çünkü siz, sahip olmanız gereken kişiyi öldürürsünüz. Bir düşünün, ne sapkınlık! Nasıl bir beyin! Ne alışkanlıklar! Bunun bir sınırı yok demek istiyorum. Tanrı sana kafanı kırıp, “Aman öküz, sen gel bana vur!” deme özgürlüğü vermedi. Ve bu kız korundu ve sonra öyle ya da böyle kaçtı ve bir erkekle evlendi. Adam onu ziyaret etti, onu geri getirdi ve öldürdü. Bunlar Kapali’ler. Eğer onları dinlemezseniz, sizi bir mezarlık olan smashana’ya götürürler, kafanızı keserler, kafatasınızı çıkarırlar ve onu kendilerinde tutarlar. Sizin  bilinçaltı katmanlarına gitmenizi sağlayacaklar ve orada sizi daha iyi bir şekilde idare edeceklerdir. Kudretleri sayesinde ölmek isterler. Onlar bunu yaparlar. Pek çoğu böyle yapıyor. Bugün bile, sizin hiçbir fikriniz yok. Ve insanlar o kadar büyülenmişlerdir ki, saplantı halinde bu şeylerin etkisi altındalar, eğer onlara, gurularınız böyle yapıyor desenizde, bunu öğrendiklerinde bile, yine de sizi öldürmek için onlar orada olacaklardır. Kesinlikle kudurmuş insanlar. Ele geçirilmişler, beyinleri tamamen yıkanmış. Ve eğer bazı insanlar kurtarılmalıysa, böyle söylemek gerekirse… Ben her zaman derim ki, eğer bir sari uçmaya devam ederse, birazcık olsun onu tutabilseniz, o zaman bu sariyi kurtarabiliriz. Bu korkunç yöntemlerin size Aydınlanma vermeyeceğini anlamak için akıl sağlığınız olmalıdır. Aydınlanmanın ne olduğunu bilmelisiniz. Şimdi bazı insanlar havada uçmanın, bir yere atlamanın harika bir şey olduğunu düşünüyor. Hangi enkarnasyon bunu yaptı? Bu şekilde oturan ve havada süzülen herhangi bir enkarnasyon duydunuz mu? Bunu hangi enkarnasyon yaptı ve havada süzülerek ne yapacaksınız ki? Trafikte sorun yaratacaksınız. Bu saçma sapan şeyleri neden yapasınız ki? Pune’de [Shivapur] var, orada ölen bir aziz olduğunu söylüyorlar, bilirsiniz ve bir taş var, on kişi azizin adını anarsa, bu taş ortaya çıkabilir. Ve bir parmağınızı koyabilirsin, bu ortaya çıkabilir. “Bununla Tanrı ne yapsın?” dedim. Bir düşünün! Ve oraya gittiğimde orada oturan büyük bir ruh olduğunu öğrendim ve “Ben buraya oturacağım anne. [Başka bir şey?] yapmayacağım.” Ve bu korkunç adamın ruhu her zaman orada oturuyor. Hiçbir şey istemiyor. O sadece iyi insanlarla tanışmak ve orada oturup herkesin adını anmasını, ona bir aziz demesini dinlemek istiyor. O kişi bir aziz değilken neden onun bir aziz olduğunu kabul edip bununla mutlu olalım ki? Çünkü insanoğulları her şeyi yapabilirlar. Onlar bu gücü ona verdiler. Üstelik Tanrı sizin karşınızda güçsüzdür çünkü aptal olma, salak olma ya da kendi kendinizi yok etme özgürlüğünüz elinizden alamaz. O bunu yapamaz.

O sadece ağlayabilir, yalvarabilir, “Lütfen yapma, lütfen bunu yapma” diye yalvarabilir, ama buna engel olamaz. Tek sorun budur. Ve bu yüzden onların hepsi sizi aldılar. Hepsi örümcekler gibi bir yerlerden geldiler. En azından on beş tanesini tanıyorum. Ve üç tane de korkunç kadın. Hepsi orada para kazanıyor, para kazanıyor, sizi kandırıyorlar. Size bir mantra söylemesi için neden bir guruya ihtiyacınız olsun? Herhangi bir Dick, Tom, Harry size bunu söyleyebilir. Sonucunu, kanıtı görmelisiniz. Bunun  dışında neler oluyor. Düşünmelisiniz. Sizler zeki insanlarsınız. Her şeyi anlıyorsunuz da, neden bunu anlamıyorsunuz, “Ben ele geçirildim.” Bu tür insanların size tam olarak musallat olmasının etkisi altında mısınız? Ya da belki de onlara o kadar çok para ödediniz ki, “Ah, nasılsa bu kadar fazla ödedik, şimdi her şeyi görmeliyiz” diye düşünüyorsunuz. Bir dramada  gibi devam ediyorsunuz ve dramayı sevmiyorsunuz, yine de parayı ödedikten sonra orada kalıyorsunuz. Bu o kadarda sıradan değil. Bu çok ciddi bir şey. Kundalininizi tamamen bitirerek şeytanların inine giriyorsunuz. Şimdi aranızda bunu söyleyecek en az yirmi beş kişi var. Bu onların başına geldi. Ben onları düzeltiyordum. Bunu yapıyorum. Bunu geri kazanıyorlar. Sadece tek bir şey için üzülüyorum, arayışınız hususunda  samimi olmanızdan dolayı. Gerçekten arıyordunuz ve sizi temin ederim ki sizi uyarmak için Amerika’ya gittim ama o zamanda öyleydiler, hepsi özel bir şekilde ele geçirilmişti. Beni dinlemeyeceklerdi. Ravi Shankar’a söyledim. O, “Anne, siz onlara yaklaşmıyorsunuz bile, sizi yiyecekler”, dedi.

Mide bulandırıcı uyuşturucu deneyimleri yaşamak için. Hindistan’da kaç kişi uyuşturucu gördü – onlara bunu sorun, herhangi birine? Ha! Bhang (hint keneviri yaprağı)ve şu ile bu arasındaki farkın ne olduğunu onlar biliyorlar mı? Bu uyuşturucular ve tüm bu şeyler tantrikalar tarafından kullanıldı. Ve burada dışardalar. Bunu, onlar ortaya çıkardılar. Uyuşturucu, alkol gibi farkındalığınıza aykırı olan hiç bir şey, Benim size bahsettiğim o yüksek farkındalığı size vermeyecektir. Hayatınızı boşa harcamayın. Bu çok değerli. En değerli olan ve en büyük zaman geldi. Lütfen kendinize saygı gösterin. Ve lütfen kendi değerinizi anlayın. Daha önce ne öğrendiyseniz onu bulun ve ziyan etmeyin. Zaten zamanınızın çoğunu boşa harcadınız. Tüm bunlar – Ben size yedi katmandan bahsettim – sol ve sağda isimler var, sanırım o zaman size söylemeye vaktim yoktu ama her şey için isimler, isimler ve isimler var. Hakini, Rakini, Lakini, Shakini, sol tarafta böyle isimler var. Bu tarafta Gayatri, Savitri ve buna benzer şeyler. Her iki tarafta da bu böyle gidiyor. Bütün bunlar rezonans gibi bir şeyden başka bir şey değildir. Bunlar sizi bir katmandan diğerine fırlatıp atar. Her katmanda bir nevi test ediliyorsunuz ve gitmiş bir vaka olduğunuzu anladıkları zamanda,  ‘doğrudan’ cehenneme gidiyorsunuz. Bunların hepsine ulaşıldı! Bu yüzden, Öz’ünüzü koruyun, Öz’ünüze saygı gösterin gibi çok basit bir açıklama yapmam gerekiyor. Deneyin. Eğer bu sizde işe yararsa, iyi ve güzel.

Kundalini’nin yükseltilmesini, onun bundan çıkarılmasını halletmek için buradayım. Bir süre sonra bunu kendiniz yapabilirsiniz ama temizlik gerekiyor ve bundan asla vazgeçilmemeli çünkü bir çıkış yolu yok. Nanak – Guru Nanak – bu tantrikalara ve mantrikalara ve bu paishakshikalara ve bu jainlere karşı en az üç-dört bölüm yazmıştır. Hindistan’da -yani bu kelimeleri dilimde ilk kez bunun için kullandım- böyle demek bir suistimaldir, birine böyle hitap etmek bir suistimaldir. Eğer bunu birine söylerseniz sizi mahkemeye verirler. Onlar cüzamlılar gibi dışarıda tutuluyorlar. Kabira, kitap ardına kitap yazdı. Bu khhecharileri (dili ağız içinde geriye doğru çevirerek burun boşluğuna kadar getirenler) ve bunları, şunları, bu kişileri sağdan soldan kırbaçladı, O büyük bir şairdi. Herkes onunla savaştı, ona işkence etti. İsa da aynıydı. Ruhlarla kesinlikle ilgilenmememizi söyleyen odur. Tüm bunlar ruhların işidir. Ama Londra’ya gittiğinizde her beşinci evde, bir ruh çağıran oturuyor, “Bedava hipnotikler!” Neden hipnotize olmak istiyorsunuz ki? Neden E.S.P – ne diyorlar – Ekstra Duyusal Algı denemek istiyorsunuz? Bütün bu sözde dahiler de, bu hilkat garibeleri de ele geçirilmiş haldeler. Birçok dahi gördüm. Onlardan biri Bana geldi. “Tamam, benim huzurumda şunu hesapla” dedim. Bu bayan br tane bile hesaplayamadı çünkü onun ele geçirilmişliği için bandhan verdim. Ona “Çık dışarı!” dedim. Size anlatabileceğim bu türden bir sürü  deneyim yaşadım. Geçen sefer size cinnet geçirenlerin Bana ne şekilde geldiklerini ve nasıl gittiklerini anlatmıştım. Şimdi hala zaman var ve Aydınlanma deneyimine geçebiliriz.

Bu olacak – bu bazı insanlar için beş dakika içinde olabilir, ama bazıları için daha fazladır. Her durumda sabırlı olmalısınız. Ve kendinize  kızmayın. Çünkü Gavin, Ego dediğinde – o bunu söylediğinde heyecanlandım – çünkü bu Ego değilse, o zaman Süperego gelir, “Biz en kötü insanlarız, bizler korkunç insanlarız. Biz…” dersiniz, görüyorsunuz, bir uçtan diğerine. Arada durmak gerekiyor. Siz harikasınız. Siz saldırgan değilsiniz, kimseden de bir saldırı görmüyorsunuz. Kendi benliğinizin içinde duruyorsunuz ve bu sayede kendi güçleriniz var. Kimseye bağımlı olmak zorunda değilsiniz, hiçbir şeye. Siz sadece neyseniz osunuz ama Benim göreceğim gibi, içinizdeki Deitylere güvenmek zorundasınız. Bir sorun oldu. Onların düzeltilmeleri gerekiyor ve Deitylerin nerede olduğunu, onların nerede olduklarını bilmeniz gerekiyor. Sahaja Yoga’da – buna modern Sahaja Yoga diyebilirim – verilen bir mantra yoktur. Hayır. Çünkü Kundalini her saniye bu şekilde gider. Şimdi, “Bunu size söyleyebilirim, bunu size  söyleyebilirim” diyecek insanlar var. Bu orada, onlar bunu gördüler. Onun Bana geldiğini görmüş olmalısınız, Bana, “Anne ben buna catch ettim” diyor. Tamam, bitti. Agnya catch ediyor. Yani hiç kimseye bir mantra verilmez, ancak siz catch’in nerede olduğunu bilirsiniz. Bu bayan kendisi Bana geldi ve “bende, Agnya’da catch var” dedi.

Ve sizler aşırı Agnya catchinin ne anlama geldiğini biliyorsunuz, biliyorsunuz: paranoya ama o Bana bunu söylemekten çekinmiyor çünkü kendisini, kendisinden uzak olarak görüyor ve Bana, “bende açıkça Agnya var” dedi. Hepsi, “Agnya orada. İçime gelenleri görebiliyorum”, dediler. Bu bey Bana, “Bu varlıkların şimdi benim içime girdiğini görebiliyorum” dedi. Ve Ben onları fırlatıp atıyorum ve onların, güzel, hoş bir programları var. Eğer onlarla konuşursanız, size deneyimlerini anlatacaklardır. Bazıları transa geçti; onları çıkarmak zorunda kaldım. Şimdi pek çok şey oluyor. Sizin  gibi insanlar Bana geldiler ve kazandılar. Ayrıca kazanacaksınız da ama bu konuda mantıklı olun, akıllı olun. Bilge olun. Kazanç beklemelisiniz, başka bir şey değil. Bulabileceğiniz başka bir şey yok.

Öyleyse, Tanrı sizi kutsasın.

Sadece ellerinizi Bana doğru tutarak biraz meditasyon yapabilirsiniz ve eğer ayakkabılarınızı çıkarabilirseniz bu daha iyi olacaktır. Bu daha iyi çalışıyor çünkü Toprak Ana orada ve şüphesiz onun yardımı oluyor. Tüm elementler size yardım eder. Onlar her yerdeler. Görüyorsunuz, sokak çok soğuktu. Bu zamanda, o kadar da değil. Tüm elementler size yardım etmek için oradalar. Aşırı soğuktu ve şimdi çok güzel. Paltolarını çıkarabilirsin ve iyi olacaksınız. Bu şey var, paltolarınızı tutabilir ve kendinizi rahat hissedebilirsiniz, sonra çok hoş hissedeceksiniz. (Teyp kesildi.)