Türkiye’deki İlk Public Program – Birinci Gün Istanbul, Emirgan Korusu (Turkey)

Türkiye’deki İlk Public Program (İstanbul) Emirgan Korusu, 25.06.1989 Gerçeği arayanların önünde eğiliyorum. Birisi konuşmamı tercüme edebilir mi? Gregoire: Onların zaten meditasyonda olduklarını görebiliyorum. Gerçeği arayanların önünde eğiliyorum, dedim. Şimdi, gerçeğin kavramsallaştırılamayacağını anlamalıyız. Gerçek oradadır ve  her zaman (anlaşılmıyor) ..dır. Bizler onu düzenleyemeyiz ve gerçeği arayanlar, bunu bildikten sonra, bir bilim adamı gibi zihinlerini açık tutmalılar. Ve bizim size söylediğimiz şey, bu her ne ise, bir hipotez olarak değerlendirilmelidir. Ve eğer doğruluğu kanıtlarsa, söylenen doğruysa, dürüst insanlar olarak onu kabul etmelisiniz. Gerçek hakkında uzun zamandır konuşulmaktadır. Sokrat bundan bahsetti ve öldürüldü. Sonra İsa geldi, bundan bahsetti, öldürüldü. Sonra Peygamber Muhammet Sahip geldi ve O da bir şekilde öldürüldü ama insan bilinci bugün çok daha iyi. Ve bizler gerçeğin, akli projeksiyonlarımızın ötesinde olması gerektiğini anlıyoruz. Barıştan bahseden ve herhangi bir demokrasi, kapitalizm veya komünizm teorilerinden söz eden veya İslam, Hinduizm, Hristiyanlık gibi herhangi bir dinden söz eden insanları gördüğümüzde, hepsi aynı. Onları bağlayan bir güç yok, herhangi bir kişi günah işleyebilir. Öyleyse nerede yanıldık? Tüm bu peygamberler, azizler ve enkarnasyonlar kesinlikle gerçeği söylediler ama biz nerede yanlış yaptık? Hepsinde ortak olan bir şey var, onlar dediler ki, sizler sonsuz olanı görmek zorundasınız. Ve göz önüne alınan şeyler de, kendi ölçüleri ve kendi sınırlamaları içinde kullanılmalıdır. Bütün dinlerin özü budur ama daha sonraları, bunu görmediğimiz için yanlış yaptık ve geçici olan şeyler içinde kaybolduk. Bu büyük dinleri ve büyük felsefeleri başlatanlarda, yanlış olan hiçbir şey yoktu ama bizler esas meseleyi kaçırdık. Ancak, insan bilinci bugün artık bunu bu kadar net görebildiği konuma ulaştı, Read More …