Sahasrara Puja, Tanrının Arzusu Campus, Cabella Ligure (Italy)
Sahasrara Puja, “Tanrının Arzusu”. Cabella Ligure (İtalya), 10 Mayıs 1992. Bu gün Sahasrara gününü kutluyoruz. Belki de, bunun hangi gün olması gerektiğini fark etmedik. Sahasrarayı açmadan önce, Tanrı’nın kendisi bir efsaneydi, dinin kendisi bir efsaneydi ve Tanrısallıkla ilgili tüm konuşmalar bir efsaneydi. İnsanlar buna inanıyordu ama bu sadece bir inançtı. Ve ileri sürüldüğü gibi bilim, tüm değer sistemini, Kadir-i Mutlak Tanrının varlığının ispatını ortadan kaldırmak üzereydi. Eğer tarihe bakarsanız bilim kendisini oturttuğu zaman, sözde din işlerinin dümeninde olmaktan sorumlu olan insanlar bir biri ardına, farklı dinlerde bilimin bulgularıyla baş etmeye çalıştılar. Onlar şunu göstermeye çalıştılar: “Pekala, eğer bu kadar fazla şey söylendiyse – bu İncil’de vardır ve eğer bu yanlışsa da, bunu düzeltmeliyiz.” Özelliklede Augustine bunu yaptı. Ve bunların hepsi, aptalca bir şeymiş gibi görünmeye başladı, bu kutsal yazılar sadece bir efsane idi. En azından Kur’an’ın kendisinde, bugünün biyolojisini tanımlayan pek çok şey vardı. İnsanların kendilerinin özellikle Tanrı tarafından yaratıldığına inanamadılar. Hayvanların birer birer, insan oldukları bir konum elde etmelerinin bir şans meselesi olduğunu düşünüyorlardı. Bu şekilde, her zaman İlahiyata meydan okundu. İncil’de veya Kur’an’da veya Gita’da veya Upanishada’larda veya Tevrat’ta söylenenlere dair bir kanıt sağlamanın hiçbir yolu yoktu. Bunlardan hiçbiri kanıtlanamadı çünkü bu hala sadece bir inançtı. Çok, çok az sayıda insan aydınlanmalarını aldılar ve onlar konuştukları zaman ise, insanlar onlara inanmadılar ve bu insanların kendi teorilerini ileri sürmek üzere kullandıkları bir şeyi kendilerine söylemeye çalıştıklarını düşünüyorlardı. Böylece her şey, bir tür ölü bir bilim haline geldi. Din bilimi yoktu. İnsanlar şunu düşünmeye başladılar: Bu on emri ya da Read More …