Kundalini: Kadir-i Mutlak Tanrının Arzusu Istanbul, Lütfi Kirdar Congress Palace (Turkey)

Public Program. Lütfi Kırdar Kongre Sarayı, İstanbul (Türkiye), 25 Nisan 2001. Gerçeği arayanların önünde eğiliyorum. Son on yıldır Türkiye’ye geliyorum. Ve burası nasıl da bu kadar maneviyat dolu. Belki de burada o kadar çok Sufimiz oldu ki, bu kadar çok sufinin burada ortaya çıkmasından dolayı bu ülkede bir şeyler olmalı. Ve Ben onlar hakkında okudum, Mevlana ve diğerleri hakkında okudum. Ve onların bir Sufinin niteliğini, onun zihin durumunu anlattıklarını gördüm, çok güzel ama onlar nasıl sufi olunacağını söylemediler. Neye ulaştıklarını çok doğru ve kesinlikle çok iyi bir şekilde anlattılar ama hiç kimse bunu nasıl başardıklarını söyleyemedi. Kuran’da bile, Muhammed Sahab’ın, beyaz bir atla yedinci cennete nasıl gittiğini anlattığını görüyorsunuz. O bir şairdi ve her şey çok şiirseldi. Beyaz at  Kundaliniydi. Kundalini hakkında ne kadar çok şey bilirseniz, Hz. Muhammedin bu yedi cenneti ne kadar şiirsel bir şekilde tarif ettiğini göreceksiniz…. Bu yüzden, siz kendiniz aydınlanmış bir ruh olmadıkça, Onun “kendini bil” demesindeki gibi … siz kendinizi bilmedikçe, bu kutsal yazılardan hiçbirini anlayamazsınız. Hepsi aynı şeyi, farklı tarzlarda anlatırlar. Ve sıradan insanların bunu anlaması zordur. Tüm bu kutsal yazıların açıklamalarında, hiçbir şekilde aralarında bir fark yoktur, hepsi aynıdır. O zamanda, ortada kavga edecek bir şey de yok, çünkü onların (peygamberlerin) anlatmaya çalıştıkları şey arasında, bir fark yoktur. Ancak sorun, tek bir kişinin aydınlanma alması ve diğerlerininse bunu  anlamaması ve o kişilere  işkence etmeleriydi. Bildiğiniz gibi, İsa çarmıha gerildi ve bütün  azizlere, tüm bilgelere, işkence edildi. Çin’de bile, Tao vardı. Sahaja Yoga ile aynı şeydi ama o öyle bir şekilde yazılmıştır ki, Read More …