Dassehra. Navaratri’nin 10. Gecesi, 2007 Sydney (Australia)

Dassehra. Navaratri’nin Onuncu Günü, Sydney (Avustralya), 21 Ekim 2007. (Anne yogilere bakar, gülümser ve der ki) Çok mutluyum. Lütfen rahat oturun. Bugün (tam anlaşılmıyor) büyük gün, değil mi, Dassera. (Yogiler Shri Mataji’ye bir mikrofon ayarlarlar.) Geliyor mu? Çalışıyor mu? Evet, bugün Dassera; Hindistan’da büyük bir gün. Bugün Ravana’nın öldürüldüğü söylenir. İnsanoğlunun en kötü düşmanıdır, öldürülmüştür. Ancak, o zaman her ne olmuşsa, o büyük insanın anısına, bugün Dassera olarak kutlanmaktadır. Bugünde, derler ki, dushta’lar, yani kötü insanlar, negatif insanlar, öldürüldü. Hayal edebiliyor musunuz? (alkışlar). O yüzden bugün Hindistan’da çok önemli bir gün olarak kabul edilir. Ravana’nın büyük bir heykelini yaparlar. Hepiniz Ravana’yı biliyorsunuz değil mi? (yogiler: “Evet, Shri Mataji!”). Hani şu Shri Rama’nın öldürdüğü. O korkunç bir adamdı. Shri Ram’ın karısı Sita’yı zorla kaçırdı. Ama o öylesine iffetli bir kadındı ki, Ravana ona dokunamadı. Uğraştı ama dokunamadı. Ona şiddet uygulayamadı.  Aksine Sita çok güçlüydü. O zaman Shri Rama’nın kayınvalidesi, yani Dasharata’nın karısı, büyük bir saadhuni gibiydi. Dedi ki: “bundan böyle çift evliliğe (iki eşliliğe) izin verilmeyecek. Sadece tek bir evliliğe (tek eşliliğe) izin verilecektir”. O yüzden bugün Hindular arasında tek eşlilik geçerlidir. İki kez evlenmezler. Karısının üstüne kuma getirmek Hindistan kültürüne göre büyük günahtır. Bunu yapan kimi insanlar var, ama bu yanlış. Bu Hint usulü değil. Kayınbabası kanunu geçirdi, çünkü iki karısı vardı, çok acı çekiyordu. Birini ormana, Shri Ram’ın yanına göndermek istedi.  Bu kadın çok gaddardı. Oğlunun kral olmasını istiyordu. Ancak bu babanın hatası olduğu için, ona bir lütufta bulunacağını söyledi. Çünkü kadın savaşta onun hayatını kurtarmıştı. O nedenle kocasından Read More …

Agnya Çakra, Cennetin Kapısı New Delhi (India)

Agnya Çakra. Delhi (Hindistan), 3 Şubat 1983. Bugün Agnya merkezini anlayacağız. Agnya Çakra, (anlımızda) ‘optik kiazma’nın kesiştiği noktada yer alır. Gözleri besleyen sinirler birbirlerinin aksi yönde geri giderler ve onların kesiştikleri yerde ise, bu süptil merkez bulunur. Onun ‘Medulla oblongata’ aracılığıyla, diğer merkezlerle sürekli bir bağlantısı vardır. Bu merkezin iki tane taç yaprağı vardır. Ve bu süptil merkez bir taraftan gözlerin içinden ve diğer taraftan başın biraz çıkıntılı olduğun arka kısmında çalışır. Bu durum, bu merkezin fiziksel yanıdır. Şimdi üçüncü gözden bahsedenler için, burası üçüncü gözdür. Yani görme işlevini gerçekleştirdiğimiz iki gözümüz var ve onun vasıtasıyla daha süptil görebildiğimiz bir göz olan, üçüncü bir gözümüz var. Eğer siz bu gözü görüyorsanız, ondan uzaktasınız demektir. Örneğin, gözlerinizi görebiliyorsanız, siz gerçeğini değil, onun kendi yansımanızı görüyorsunuz demektir. Eğer bir şeyi (doğrudan)görüyorsanız, bu siz ona bakıyorsunuz demektir. Yani bir göz gördüğünü söyleyen insanlar, örneğin LSD alan insanlar ve bunun gibi şeyleri alanlar, onlar başka bir göz görmeye başlarlar. Onlar sadece bu gözü görürler ve üçüncü gözlerinin açıldığını düşünürler.  Aslında siz gözden çok uzaktasınız, bu yüzden onu görebiliyorsunuz. Bu sağ tarafta bilinçüstü seviyeye, sol tarafta ise bilinçaltı seviyeye gider ve siz  gözü görebilirsiniz. Ama Sahaja Yoga’da bu göz ‘vasıtasıyla’ görmelisiniz. Bir pencere gibi, pencereye bakabilirsiniz ama eğer siz pencereden (dışarıya) bakarsanız, pencereye bakamazsınız. Yani insanların, biz bu üçüncü gözü görebiliriz dedikleri şey, bir ilüzyondur ve işte bu yüzden onlar Kundalinimiz uyanıyor diyorlar ama onlar ne yazık ki yanılıyorlar. Bu, dikkatin normalde geçemeyeceği kadar çok dar bir geçittir, bu imkansız bir şeydir. Burası ego ve Read More …