Public Program, New York 2002 New York City (United States)

Public Program. New York (ABD), 22 Ağustos 2002. Gerçeği arayan herkesin önünde eğiliyorum. Aslında hepimiz gerçeği arıyoruz. Bir çoğumuz, ama şimdiye dek çok fazla kişi bulamadı ve onlar kayboldular. Peki gerçek nedir? Kendiniz hakkındaki gerçek nedir? Gerçek şu ki; siz bu beden değilsiniz, bu duygular değilsiniz, peki nesiniz? Siz, ruhsunuz. Tüm büyük azizler ve enkarnasyonlar ruh olduğunuzu söyledi ve bizim bulmaya çalıştığımız şey kendimizdir. Bizler kendimizle ilgili bu araştırmanın peşindeyiz. Birçok hata yaptık ve insanlar tarafından da yanlış yönlendirildik ama her birinizin içinde inşa edilmiş, sizi bu benliğinize götürecek ve size bu aydınlanmayı verecek bir yapı olduğunu söylemeliyim. Onların bugüne kadar Kundalini hakkında konuşmamış olmamaları çok şaşırtırıcı. Hepinizin içinde Kundalini (denilen) üç buçuk sarmal şeklinde, üçgen kemiğinizin arkasında veya onun içinde olan ve uyandırılabileceği anı bekleyen, bıngıldak kemiğine doğru farklı merkezleri delip geçen bir enerji var. Işte siz bu şekilde kendi aydınlanmanızı alırsınız. Bıngıldak kemiğinizden serin esinti çıktığını hissedersiniz. Bu bir gerçekleşmedir. Bu Benim bir dersim veya okumam veya herhangi bir şeyim değil. Bu, olması gereken bir gerçekleşmedir (-hayata geçmedir). Bunu almazsanız da önemli değil. Bir dahaki sefere alırsınız ama pek çoğu kolektif şekildebunu alırlar. İnsanların gerçek olan şeyi istedikleri, bu konuma gelmelerinin bu kadar uzun yıllar almış olması olması çok şaşırtıcı. Bu sizin kendinizindir. Bu güç sizindir. Ve orada sadece uyandırılmayı bekliyor. Yapılan konuşmaların miktarı, okunan şeylerin miktarını, hiçbir şey buna yardım edemez. Gerekli olan şey sadece sessiz bir zihindir ve bu çalışır. Her durumda çalışır. Çok şaşırtıcı, belki de zaman buydu, buydu demek yani bu şekilde olması anlamında. Read More …

Shri Krishna Puja, New York 2001 New York City (United States)

Shri Krishna Puja. Nirmal Nagari, Canajoharie, New York (ABD), 29 Temmuz 2001. Bugün Shri Krishna’ya ibadet etmek için burada toplandık, O arenaya girmeksizin her tür kötülükle savaşmış olan Virat’tı. Shri Krishna’nın hayatı, kendisi, çok güzel, yaratıcı ve sevecen bir şeydir ama Onu anlamak, işte bu kolay değildir. Örneğin savaşın devam ettiği Kurukshetra’da, Arjuna bunalıma girdi ve “Neden savaşamalıyız, konu komşumuzla, yakın akrabalarımızla, arkadaşlarımızla, kendi gurularımızla neden savaşmalıyız? Din bu mu? Dharma bu mu?” dedi. Bundan önce, Shri Krishna Gita’da bir bilgenin kişiliğini tarif etti. Biz ona bir aziz diyebiliriz veya Krishna buna Sthita PrAgnya adını verdi. Sthita PrAgnya’nın tanımının ne olduğu sorulduğunda, Onun bunun için verdiği tanım, kendi içinde mutlak barış halinde olan bir kişi ve kendi ortamı içinde huzurlu kişi şeklinde olmuştur. Çok şaşırtıcıdır. O tüm bu bilgiyi Gita’nın en başında veriyor. Bu, en iyi şeydir, bu Onun Gnyana Marga adını verdiği şeydir. Bu süptil bilgiyi elde ettiğiniz Sahaja Yoga’dır. Ama aynı zamanda,  Onu Arjuna’ya öğüt verirken gördüğünüz zaman, O burada sadece ruhaniyetten, tam bağımsızlıktan bahsederken, orada Arjuna’ya “git ve savaş. Onlar zaten ölü insanlar. Sen kiminle savaşıyorsun?” demesi çok şaşırtıcıdır. ‘Hepiniz Sthita PrAgnya olmalısınız’ diye vaaz veren aynı kişinin, Shri Krishna’nın, birdenbire Arjuna’ya ‘git ve şiddetle savaş’ demesinin yarattığı çelişkiyi anlamak kolay değildir. Bir yanda tam bağımsızlık, diğer yanda savaş. Bunu nasıl açıklayacaksınız? Kişi, bunlar Krishna’nın kendi sözleridir diyebilir, bir kez Aydınlanmış Ruh olduğunuz zaman ve farkındalığınızın en yüksek mertebesine eriştiğiniz zaman, sizin için her şey beyhudedir. Ama şimdi, yapmanız gereken şey Dharmayı korumaktır, insanların hakkında konuştukları Dharma`yı Read More …

Hamsa Puja, Sağduyunun kaynağı New York City (United States)

Hamsa Puja. New York (USA), 28 Nisan 1991. Bugün Vishuddhi bölgesinde toplandık. Gita’da Shri Krishna, alanı Kshetra olarak tanımladı ve bu alanı bilenlere de Kshetragna denir. Gna, dün sizi anlattığım gibi, gna veya gya, şu anlama geliyor: “Merkezi sinir sisteminizi bilen”. Yani o bölgeyi bilen kişi Kshetragna’dır. Bugün Hamsa Çakra’yı tanıyacağız. Bu, iki kaş arasında bulunan [‘rukutıs’ gibi işitiliyor] alandır, onu böyle adlandırdılar. Bu, Mooldar olarak adlandırılan beynin tabanına yerleştirilmiştir ve bu kısım bütünüyle, beyin tabanının tamamının denetleyicisidir, tekrar söylüyorum, beynin tabanının. Ve bu, burası insan farkındalığı açısından hala son derece önemli bir merkez olan Vishuddhi’nin bir parçasıdır. Çünkü bu iki Nadi, İda ve Pingala, Agnyaya girip çapraz olarak birbirlerinin üzerinden geçmeden önce, onların bir kısmı Hamsa Çakranın üzerinden geçiyor. Yani beynimizde ego ve süper ego geliştiği ve onlar limbik bölgemizi kapladığı zaman, Vishuddhi’den gelen, her iki taraftan çıkan iplikçikler, onların üzerine oturur. Bu şekilde onlar bu iki kurumu, dışarıdan da kontrol ediyorlar. Örneğin bu, bu şekilde geçiyor, Hamsa’dan böyle yukarıya doğru çıkar ve daha sonra da bazı iplikçikler, sonra diğerleri yine yukarı çıkar ve bu şekilde geçip, ego ve süper egoyu oluştururlar. Böylece arka taraftan, bu iki iplikçik gidip onların üzerine oturur. Hepiniz Hamsa Çakranın size sağduyu (Doğru, akla uygun yargılar verme yeteneği, aklıselim, doğru ile yanlışı birbirinden ayırma ve doğru şekilde yargılama gücü) verdiğini biliyorsunuz, ama biz yine de anlamıyoruz, sağduyu ile ne demek istiyoruz? İçimizdeki ilk ve en önde gelen merkez Mooladhara Çakradır. Eğer Mooladhara Çakra hakkında doğru bir sağduyuya sahip değilsek, yabanılın içine düşeriz, söylemeliyim ki, Read More …

Public Program 2. Gün New York City (United States)

Public Program, 2. Gün, Aydınlanma, Newyork (Amerika), 28 Ekim 1982. Yarın gel ve Beni gör. Sana anlatacağım. Lösemi. Bu çok zor değil. Zor değil. Endişelenme. Görüyorsun, onlar acı çekmek istiyorlar. Onlar Yahudi. Ha, ha, ha, ha… Buna bakın şimdi. Bakın… Bu saçmalık. Saçmalık bu. Bakın. Siz bu bedeni yaratamazsınız. Bu insan bedenini yaratabilir misiniz? Neden acı çekmek istiyorsunuz? Saygınız yok sizin. Kesinlikle hiç bir anlamı yok bunun. Anlayamıyorum. Kendinize işkence etmek istiyorsunuz. Bu yanlış bir düşünce. Kesinlikle yanlış bir düşünce. Yarın gelip Beni görmen daha iyi olacak. Sana anlatacağım. Endişelenme, sana anlatacağım. Onların acı çekmek istemeleri yanlış bir fikir. Ne yapmalı? Tek bir şey yapın. İki tane sopa alın ve onlara verin. Onlar birbirlerine vurup acı çekerler. (İnsanlar, izleyici gülüyor) Böyle aptal insanlarla ne yapmalıyız? Acı çekmek istiyorlar. Benimle konuşan bir adam vardı, bir radyocu ve dedi ki, herkesin acı çekmeye hakkı vardır. Bende, “tamam, eğer acı çekmek istiyorsan, uzak bir yere git ve kendini öldür” dedim. Herkesi neden acı çekmenle meşgul ediyorsun? Bu bir sadism, değil mi? Ben acı çekiyorum, ben acı çekiyorum, ben acı çekiyorum… Kim senden acı çekmeni istedi ki? (Shri Mataji gülümsüyor ve biraz su içiyor) Böyle muhteşem insanlarla tanıştınız mı?  ?… hahhha… sizler Tanrının Krallığına girmelisiniz, buna söz verildi ve siz acı çekmek istiyorsunuz? Sizde/onlarda yanlış giden bir şeyler olmalı? Posses olmuş olmalılar., aksi takdirde bunu, yani acı çekmek istemenizi açıklayamam, neden? Bu zengin bir adamın, “fakir olmak ve kendimi Tanrı adına yeniden aç bırakmak istiyorum” demek istemesi gibi. Kimi insanlar Tanrı adına başkalarına işkence Read More …