Shri Krishna Puja “Kendi içinizde büyümelisiniz” Bombay (Hindistan), 28 Ağustos 1973
……..Tanrı tarafından. Örneğin, eğer ben sadece başımı biliyorsam, bu yeterli değildir. Eğer ben sadece boynumu biliyorsam, bu yeterli değildir. Eğer ben sadece bacağımı biliyorsam, bu yeterli değildir. Ancak, kendim hakkında ne kadar çok şey bilirsem, o kadar fazla dinamik olurum: Bir o kadar da engin.
Ve bütün bu var olmuş yüceler, ya da yüce olarak adlandırılanlar, onlar yücedirler çünkü birçok insanda yaşadılar. Atmosferdeki sıcaklığı, içtenliği sizin hissettiğiniz gibi Bende hissediyorum, çünkü siz onların yabancı olmadıklarını biliyorsunuz, onlar sizin erkek ve kız kardeşleriniz. Puranalarda buna benzer çok hikâye var… isim vermeyeceğim fakat bir gün, iki erkek kardeş ormanda karşılaşmışlar. Ancak onlar birbirinin düşmanı olduğunu düşünmüşler ve savaşmak istemişler ve birbirine çok yaklaştıkları anda birbirine vuramamışlar. Sonra oklarını çıkartmışlar, oklar da işe yaramamış, bu duruma çok şaşırmışlar ve birbirine “Senin annen kim?” diye sormuşlar ve annelerinin aynı kişi olduğunu öğrenmişler. Ve böylelikle onlar ne yabancı ne de birbirlerine karşı düşman olmadıklarını, aynı liften yapılmış olduklarını idrak etmişler.
Bu ne tatlılık, bilginin onlara verdiği bu ne güzellik, dünyanın her yerinde kendi Tanrısallıklarında, kendi içsel varlıklarında, erkek kardeş ve kız kardeşlerin olduğunu anlamanın güveni ve bu sevgiyle birbirimize nasıl da bağlıyız. Ben sevgiden bahsettiğim zaman, insanlar Benim sizleri zayıf kişiler haline getirmeye çalıştığımı düşünüyorlar – çünkü insanlar, seven kişilerin zayıf olduklarını düşünürler. Ancak bu dünyadaki en dinamik güç, sevgi gücüdür. En saldırgan güçtür – sevginin gücü. Sevgiden dolayı acı çeksek dahi bu bizim zayıflığımızdan değil aksine gücümüzden kaynaklanır.
Örneğin, Çin’de horozlara dövüş öğreten bir öğretmen vardı. O yörenin kralı, horozlarını bu öğretmene götürdü ve ona, “lütfen bu horozlara dövüş öğret”, dedi. Bir ay sonra kral horozları almaya gittiğinde, onların hiçbir şey yapmadan sadece sessiz bir şekilde durduklarını görünce, şaşırdı. Ve öğretmene, “Horozlarıma ne yaptın? Hiçbir şekilde saldırgan değiller. Hiçbir şey yapmıyor. Nasıl dövüşecek bunlar? Bir yarış olacak. Güç gösterisi olacak ve bu konuda ne yapacağız?” dedi. Öğretmen de, “Sadece onları alın” dedi. Kral iki horozunu yanına almış ve arenaya dövüşmek için gelmiş olan diğer horozların yanına onları bırakmış. Bu iki horoz, güzelce duruyorlarmuş. Diğer bütün horozlar bağrışmaya ve işkence etmeye başlamışlar. Bunlar ise durup, sadece onlara bakıyorlarmış. Bütün diğer horozlar, onların bu davranışlarından dolayı şaşırmış ve onların çok güçlü olduklarını düşünmüşler. Ve hepsi kaçmışlar.
Benim bahsettiğim sevgi – ilahi sevgi – sizi sadece güçlü kılmakla kalmaz, aynı zamanda dinamik yapar. Bu bizim düşünebileceğimiz en büyük aydınlatıcı güçtür. Sevgi kaba olanın tarafından çevrilmiş olduğunda ve o kaba olanın içinde kaybolduğunda, bize sanki zayıfız ve tutsak edilmişiz gibi gelir. Bu açığa çıktığı zaman, sevginin dinamik gücü, dünyadaki tüm bu şeytani güçlerden üstün olabilir.
İnsanlar aydınlanmalarını aldıklarında, ego otomatikman düşer – büyük bir kısmı diyebilirim. Çünkü siz, “vibrasyonlar akıyor” diyorsunuz, vibrasyonları verdiğinizi söylemiyorsunuz. Çünkü ego’nun düşmesiyle bazen öyle olur ki, her ne istiyorsanız zaten almışınızdır ve onun hakkında konuşmamanın daha iyi olacağını düşünürsünüz. Herhangi bir yerde, herhangi bir şekilde bir düşmanlık olduğunda, ondan sakınır ve ondan İnsanlar aydınlanmalarını aldıklarında, ego otomatikman düşer – büyük bir kısmı diyebilirim. Çünkü siz, “vibrasyonlar akıyor” diyorsunuz, vibrasyonları verdiğinizi söylemiyorsunuz. Çünkü ego’nun düşmesiyle bazen öyle olur ki, her ne istiyorsanız zaten almışınızdır ve onun hakkında konuşmamanın daha iyi olacağını düşünürsünüz. Herhangi bir yerde, herhangi bir şekilde bir düşmanlık olduğunda, ondan sakınır ve ondan uzak oturursunuz. Sizler hiçbir negatif düşmanlığın başkaldırısı ile yüzleşmek istemezsiniz – bu konuşma şeklinde olabilir ya da… hatta şeytani yöntemlerle olabilir. “Aman Tanrım! Bununla nasıl yüzleşeceğim?” düşüncesiyle kaçarız bunlardan.
Aksine, olumsuz olan, nefreti olan bir kişi, ona Schisma diyorlar, bu büyük konuşan bir kişi demektir. Böyle bir kişi konuşur… büyük konuşmaya başlar. O kendisinin herkesin üzerinde olduğunu, tüm dünyayı aptal yerine koyabileceğini düşünür, kendi üzerine bir sorumluluk alır. Büyük bir aşram başlatır ya da kendi cehaleti ile oturabileceği büyük bir yer açar ve sözde bilgisini insanlara yaymaya başlar. Birçok insan onun yöntemlerinden etkilenir ve hepsi gidip onun ayaklarına kapanırlar.
Bu esnada aydınlanmış olanlar sessizce evlerinde oturup “Bu aptallar ne yapıyor böyle?” diye merak ederler. Fakat şimdi, aydınlanmış olanların oturup, henüz aydınlanmamış olan insanların aptallıklarına gülüp şaşırma zamanı değildir. Onlara acımak bile değil ama dışarı çıkmak gerek, tüm dünyayı kurtarmak üzere, onların sevginin kılıcı ile ortaya çıkmaları gerek. Bu çok, çok önemlidir. Eğer yaratılışın kurtarılması gerekiyorsa o zaman sizler sessiz kalmamalısınız. Sevgi hakkındaki tüm yanlış fikirler, sevgi hakkındaki tüm sahtelik bırakılmalıdır. Kişi bunun dinamik bir güç olduğunu bilmelidir. Dünyanın geri kalanı sizin hissettiğiniz neşe ve huzur duymazken ve bu dünyayı yok etmek ve şeytani krallığı yeryüzüne getirmek için dünyaya gelmiş kötü ruhların ellerinde oyuncak oluyorken, bu güç sizin huzurlu ve mutlu bir şekilde kendinizle rahat oturmanıza izin vermez.
İnsanların acı çekmesi gereken zaman bitti. Hz. İsa bizim için acı çekti. İnsanların acı çekmesi gereken zaman bitti. Hz. İsa bizim için acı çekti. Tabii ki, İsa aslında hiçbir zaman acı çekmedi, çünkü O acı çekmez. O hiçbir zaman ağlamaz. Tıpkı bu horozlarda olduğu gibi, Onun çok güçlü bir kişiliği vardı. Fakat bugün, içinizde bulunan kendi gücünüz hakkındaki anlayışınızı canlandırmanın günüdür. Kaba olanlar kendi güvensizlikleri, kendi sorunları ve kendi organizasyonları hakkında endişelenmeliler – ancak aydınlanmış olanlar için değil. Size birçok kez söylediğim gibi ve bugün onun da (erkek kişi) belirttiği gibi, aydınlandığınızda asla yalnız olmadığınızı bilmelisiniz. Aydınlanmış pek çok insan oldu, hatta siz doğmadan çok öncesinde de onlar vardılar ve her adımda size yardım etmek için çok hevesliler. Bizim shastralarımızda biz onlara Chiranjivas (sonsuz varlıklar) deriz ve onları biliyorsunuz. Onlar Niranjana (lekesiz, saf) olan kişiler, tıpkı onun Bhairava ve Hanumana hakkında söylediği gibi. Tüm bu insanlar varlar ve onlar, sizin sadece onları çağırmanızı bekliyorlar.
Bir keresinde markete gittik ve bir şey ile ilgili bir sorun vardı, yanımda da birisi vardı – bir mürit – o da benimleydi. Ben sadece onun tepkisinin nasıl olacağını görmek istedim. O birisine bir şey söylemek hakkında, oradaki bir kişi ile münakaşaya girdi. Bana dedi ki, “Mataji, haydi şimdi gidelim.” Mağazadan çıktığımızda ona, “sen bu konuda ne yapacaksın?” dedim. O da, “Hanuman’a bu mesele ile ilgilenmesini söyledim bile”, dedi. Ve iş yapılmıştı. Bu kaba, ama oluyor. Başarısız olduklarında, siz onlardan herhangi birisine bunu bırakabilirsiniz ve onlar bunu çok iyi bir şekilde yapmak zorunda kalacaklardır. Çünkü sahnede olan onlar değil, sizsiniz. Onlar sahne arkasındaki kişiler. Onlar geri planda oynayanlar ama siz ağzını açmak zorundasınız, yoksa eğer onlar düşünmeye başlarlarsa, insanlar ne der? Onlar size her şekilde yardım edecekler ama siz kendi güvenliğinizden ne kadar uzak duruyorsunuz? Kendinizin ve sahip olduğunuz şeylerin anşayışında ne kadar ilerlediniz? Bu devam eden büyük bir savaş. Siz bunun farkında değilsiniz. Bazılarınız farkında. Bazılarınız kesinlikle bunun farkında çünkü onlar savaş deneyimini yaşadılar. Bu devam eden büyük bir savaş. Özellikle şimdi, on rakshasa, avatarlarını aldığı zaman. Ve sizler için, sizin bu kadar zayıf olmanız – siz hala küçük çocuklarsınız, şüphesiz, çünkü aydınlanmanızı alalı sadece birkaç gün oldu. Ancak, eğer isterseniz çok hızlı büyüyebilirsiniz. Büyük devlere dönüşebilirsiniz. Hepiniz büyüyebilirsiniz. Tek şey şu ki, sizler içinizde büyümek zorunda olduğunuza karar vermelisiniz. Sadece sizin keşfettiğiniz kişinin büyümesini sağlayan pek çok şey var. Ben size yiyecek verebilirim fakat kendiniz büyümelisiniz. Olumsuzluğu gördüğünüz her yerde ayağa kalkıp, “Bu negativite ve başka bir şey değil, demelisiniz. Sevseniz de, sevmeseniz de.” Bunda, siz o kişiyi seversiniz, siz ondan nefret etmezsiniz. Sadece tatlı tatlı konuşmak, sevmek fikri değildir. Hayır, bir Anne bazen çocuğunu azarlar bile. Bu onun sevmediği anlamına gelmez. Eğer gerekliyse o kişiye, “bu bir negativite”, demelisiniz. Elbette aydınlanmış bir kişi varsa, o bu düzeltmeyi kötü olarak algılamaz çünkü o düzeltilmesini ister, düzeltilmesi gerektiğini biliyor. Enstrüman düzeltilmelidir. Ancak bunu anlamayan bir kişide, sevginizi o kişide zorlamak zorundasınız. Burada oturarak bu sevgiyi zorlayabilirsiniz – bunu biliyorsunuz. Birçok insan, zararlı olmaya çalışan bazı insanları sevgiyle sarmalamaya çalıştılar – ve mükemmel sonuçlar elde edebildiler. Bu insanlar geri döndüler ve geri geldiler. Sadece elinizi koyarak ve dikkatinizi o kişiye koyarak ve bu eli, bu şekilde hareket ettirerek, sevgi sarmalar, o zamanda kişi geri gelir. Hiç şüphe yok ki, negativite ve pozitivite vardır ve bunların arasında kalan hiçbir şey yok, bunu hatırlamalısınız. İkisi arasında uzlaşma yoktur. Bu ya ışık ya karanlık, ya pozitif ya negatif – kesinlikle savaşan iki şey var. Tek şey sizin arzunuzdur – bütün şakadaki, sorun budur. İsteğinize saygı duyulur, başından sonunda dek sizin arzunuza saygı gösterilir. Eğer sizin, seven bir dev olma isteğiniz varsa, bunu olabilirsiniz.
Geçen gün bir psikiyatrist ile karşılaştım ve o kişi süper egosunda çok fazla catch ediyordu. Ben ona, “Neyin var?” dedim. Oda, “Çocukluğum. Çocukluğumda ben çok fazla sevgi görmedim”, dedi. Bende, “Şimdi Ben buradayım. Benim kucağıma gel. Sevgiyi al”, dedim. O dedi ki, “Ben sevgimi akıtmak istiyorum, Anne. Kendimi tamamıyla açmak istiyorum, korkusuzca.” Ben de ona dedim ki, “Sen sadece başlat bunu. İnsanlar yanlış anlar diye endişe etme. Ne söyleyecekler diye endişelenme. İnsanların ne diyeceği ya da herhangi bir şey önemli değil. Sevgi için, tatmin sadece sevgidir, başka birini sevdiğin için duyulan tatmin.” “Sen sadece sevgini akıt”. Dedim ki, “ve bunun işe yaradığını hissedeceksin. Sen sadece, ben insanları seveceğim diye karar ver. Ve bir kere buna karar verdin mi, bütün cennet, cennetin bütün gücü ayaklarınıza kapanacaktır. Bu konuda Bana inan.” Buna diğer tarafından bakın, Ben sıradan bir ev hanımıyım. Bazı insanlar Bana hep şöyle der, “Mataji, biz nasıl böyle olabiliriz?” Neden olmasın ki? Bende sizler gibiyim. Sizde olan sorunlar, Bende de var. Ama Benim bildiğim tek şey şu ki, Ben bu Tanrısal sevginin bedenlenmiş halinden başka bir şey değilim ve onsuz var olamam. Hayatımın her anında sevgi aksın, bu sevgi aksın. Aklımın her dalgası sevgiyi iletir. Ve bu sizi tamamen güçlü kılıyor.
Eğer okursanız… Ben Devi Mahatmyam okuyordum. Orada Ezeli Anne ile karşılaşan bir rakshasadan bahsediliyor, Tanrısal Anne ve rakshasa. Rakshasa Anneye güler – “Sen kadın! Bana ne yapabilirsin ki?” der. “Sen bir kadınsın, bana ne yapabilirsin?” Ve O, (Anne) ona gülümser ve der ki, “Tamam, gel buraya, görelim bakalım”, der. Ve Anne tek bir darbe ile onun boğazını kesti. Bu çok açık bir şekilde şunu gösteriyor ki, pozitivite negativitenin boğazını kesebilir. Bunun içinde himsa (şiddet) yok. Bu ikisi arasındaki farkı sizler hatırlamak zorundasınız. Şayet negativite kesiliyor ve bundan pozitivite açığa çıkıyorsa, bu birisine yapabileceğiniz en yüce ahimsa’dır (şiddetsizlik). Negativitenin insanlara ne yaptığını gördünüz; şimdi siz negativitenin ne olduğunu biliyorsunuz. İnsanların üzerlerindeki bu (ölü) ruhlardan dolayı nasıl acı çektiklerini gördünüz. Ve burada, onlar sizin gibi sevilme konusunda çok heyecanlılar ve onları gerçekten sevdiğiniz zaman, bunu bildiğinize şaşıracaksınız. Onlar kendileri Bana geliyor ve şöyle diyorlar, “Anne, bana kurtuluşumu ver.” Onlar sırf bunun için yanıma geliyorlar, onlara kurtuluşlarını vereyim diye bazen sizinle birlikte geliyorlar. Şayet Ben onlara söz verirsemde, tekrar doğuyorlar. Ancak rakshasalar var, rakshasalar varlar. Geçen gün size söylediğim gibi, Kaliyuga, güzel bir sahne ve oynanacak çok güzel bir oyun ortaya koydu – Ravana’nın Sita’yı bir anne olarak sevmesinin gerekmesi ve Kansa’nın Radha’nın ayaklarına kapanmasını gerekmesi. Belki siz Krishna’nın Kansayı öldürmek istediğini bilmiyorsunuz. O zamanlar Kansa, Shri Krishna’nın dayısıydı. Yani Onun (Krishna’nın) içinden şöyle bir his geldi, annesinin hissi geldi – her şeye rağmen o benim ağabeyim, şeklinde bir duygu. Bunun üzerine O bunu (Krishna) Radha’dan istedi ve onu (Kansayı) Radha öldürdü – o zamanlar tüm dünyayı seven o Radha. Radha sevginin bedenlenmiş halidir ve böyle olması gerektiği için O Kansa’yı öldürmüştür.
Eğer siz Tanrı’nın elinde oynarsanız o zaman eğer O birini öldürmek istiyorsa, demek o öldürelmek zorundadır. Ama her şeyden önce, hepiniz tamamen Tanrı’nın ellerinde olmak zorundasınız. Bu bedeni öldüren sadece Onun sevgisidir. Ve onların gücünün ve zaferinin şarkıları söylendiğinde, gördünüz tüm çakralarım – nasıl da çalışmaya başlıyorlar ve vibre ediyorlar, çünkü bu zafer günlerinin gücü hala devam ediyor ve sizin kanalınızla çalışacaktır. Peki ya sizin biraz yavaş hareket eden zayıf enstrümanınız? Sevginin yönetmesi gereken zaman, Satya Yuga, eğer gelmesi gerekiyorsa, sizin çabalarınız sayesinde gelecek, şimdi. Sahaja Yoga’dan önce çaba yoktu ancak şimdi sizin tüm çabalarınız tanrısaldır. Ne yaparsanız yapın, her ne kadar sempatetik etkinleştirseniz de, siz onu parasempatetik aracılığıyla alırsınız – hiçbir şey yapmıyorsunuz. Bunun ne kadar önemli ve kritik olduğunu siz kendiniz görebilirsiniz. Sizler seçilmiş olanlarsınız, aksi halde neden aydınlanmasını alan insanlar sadece sizsiniz ve sizler bu kadar ilerlediniz? Bazılarınız daha birkaç gün önce aydınlanma aldı ve çok ilerledi. Neden? Seçilmiş olan sizlersiniz ve sizler Tanrısal sevginin, bu dinamik gücünün kanalları olma görevini üzerinize almalısınız, ki o güç bütün bu ulusların ve tüm bu farklılıkların üzerinde yaratıldığı nefret anlayışını dönüştürecek olandır. Bazen bu nasıl olacak gibi görünür – nasıl? Nasıl olabilir? Şimdi artık o günler gitti – Gokul’daki günler gitti. Onu düşünüyordum. Shri Krishna’nın flütünü çaldığı ve Sahaja Yoga’sını Gopiler ve Gopalar üzerinde denediği zamanı düşünüyordum.
Ah! Biz denedik ve denedik ve denedik, birçok farklı hayatlarda denedik. Hiçbir şey işe yaramadı. Fakat şimdi bir kıvılcım gibi tetikleyecek. Zincirleme bir reaksiyon başlayacak. Ancak bunu taşımak için güçlü makinelerimiz olmalı. Aksi halde sigorta kapalı olacaktır. Sadece içinizdeki o güç, dikkatiniz tarafınızdan hissedilmeli. Tek yapmanız gereken şey bu – dikkatinizi hissetmek ve sahtelik olan bütün bu şeyleri bırakmak. Tüm bunlar sahtelik – siz kendi içinizde görürsünüz ve sizler sahteliğin ne olduğunu bilecek ve onu sadece bırakacaksınız. Sadece gerçeği kabul edin ve hakikat, bu kanalı taşımak için, sevginin bu gücünü taşımak için, gerçek bir enstrüman olacağınız bu kuvveti size verecektir. Bu sizin egoist olmanız anlamına gelmemelidir – deneseniz dahi egoist olamazsınız. Birine zarar vermek isteseniz dahi veremezsiniz. Pek çoğunuz,“Mataji, siz her Dick, Tom ve Harry’e bunu veriyorsunuz” şekline ifade ettiniz. Ben bunu Dick, Tom ve Harry’e veremem – o kişi daha önceki yaşamlarında arayış içinde olan bir adam olmak zorunda, arayan bir kadın olmak zorunda. Sizler bilmelisiniz ki, ne elde ettiyseniz kendi hakkınız olarak bunu aldınız. Yani bir kişi dışarıdan Dick, Tom ve Harry gibi görünebilir, ama o öyle değildir. O büyük bir azizdir. Bütün azizler burada oturuyorlar. Bu bir merkez ve azizliğin çekirdeği, eksiksiz Tanrısallığın aktığı yer. Tek şey şu ki, bunun sizden akmasına izin verin. Bu güç Tanrı’nın gücüdür ve o iyi mi kötü mü yapacak diye endişe duymak sizin sorumluluğunuz değil. Bu dünyadaki ahlaki bilimlerine göre, o bazı kötü şeyler yapabilir diye düşünseniz bile, sonuçta o iyi olacaktır. Jarasandha neden öldürüldü? Kansa neden öldürüldü? Ravana neden öldürüldü? Tabii ki farkına vardım, öldürmek çok işe yaramaz. Çünkü bütün bu öldürülenler, eyerleri üzerinde tekrar geri döndüler. Ama yinede, sizler o korkunç kişilerle savaşmayın, sadece kendinizle savaşın. Sadece kendinizi izleyin. Neredesiniz? Ne yapıyorsunuz? Tanrısal olanda mısınız yoksa kaba olanda mı? Her an bunu düşünün, siz her an meditasyondasınız, sadece o anı ve o anın dinamizmini düşünün. İçinize girecek olan, her anı dolduran bu mükemmel güç.
Bu güç, Sahasraranız vasıtası ile varlığınızın içine akacaktır ve bütün varlığınızın etrafında dönerek içini tam bir Chaitanya Shakti’ye, eksiksiz bir ilahi güce dönüştürecektir. İçeriye gelmesine izin verin, onu kabul edin. Herhangi bir korku olmadan kabul edin onu. Bırakın içeri gelsin. Her an, onu her an uyanık tutun. Çok riskli bir zamana doğru gidiyoruz. Sadece iki elim var, bunu çok net görebilirsiniz. Ve Bay … her şeyi yapabileceğimi söylese de, Ben her şeyi yapabilirim ama sizin bir şey yapmanızı sağlayamam. Baştan sona, sizin arzunuza saygı gösterilecektir. Bir tek şey dışında her şey hallolur, – o da şu ki, sizler mükemmel bir makine, mükemmel bir kanal ve mükemmel bir flüt olmalısınız ki, Lordum o sevgi melodisini çalsın. Yedi deliğinizin hepsini temizlemek sizin işiniz. İçinizdeki boşluğu temizlemek, kendi içinizde bütün olmak sizin işiniz ve O (Shri Krishna) işini bilir. Sanatçı olan O’dur ama enstrümanlar sizlersiniz. Ve bu kadar çok sayıda ruhtan gelen ahenkli müzik, bu şeytani insanların kulaklarını doldurabilir, onların kalplerine nüfuz edebilir ve onların içine sevgi koyabilir ve belki onlarda, kendiliklerinden kötü yollarından vazgeçip, sevginin ayaklarına kapanabilirler.
Bugün Krishna sizin içinizde doğmalıdır. Beş yaşındaki bir çocuk Kalia’yı öldürmeye gitti. İşte bu Krishna, sizin içinizde doğmalı. O gitti ve Kalia’nın Sahasrarasına oturdu sonra ayaklarıyla onun başının üstüne bastırdı. Krishna’nın, Kalia’nın Sahasrarasında nasıl dans ettiğine dair büyük oyunu herkes izledi. Krishna sizin varlığınızda doğmalıdır. Sizler Krishna olduğunuz zaman, Beni görmeyeceksiniz. Şimdi farklı bir konuma gidelim, sözlerin ötesinde, düşüncelerin ötesinde, tanrısallığın kutsamalarını akıttığı düşüncesiz farkındalık alanına gidelim. Bu insanlar bugün Puja yapmaya karar verdiler ve siz Bana Puja yaptığınızda, Bana ne olduğunu biliyorsunuz. Yani, daha sonra karşılaşılacak tüm problemlerle birlikte, hepinizin Puja konusunda özenli olmanızı ve bundan tam fayda sağlamanızı isterim. Bu puja ile başlangıçta Annenin korumasını alırsınız. Benim çakralarım hareket etmeye başladıklarında, onlar size sevginin özel güçlerini verirler ve sizin tüm çakralarınızı kutsarlar ve onları tamamıyla doldururlar. Bu durumda sizden isteğim aranızdan iki kişi puja için buraya gelse ve pujayı onlar yapsa da, hepinizin, bunu kendinizin yaptığınızı hissetmenizdir – ve bir bütün olma yolu ile bunu hissedebilirsiniz. Varlığımın tüm kutsamaları otomatikman size akacaktır.