Ölülerin Ruhları

Mumbai (India)

Feedback
Share
Upload transcript or translation for this talk

“Ölülerin Ruhları”. Bombay (Hindistan), 22 Aralık 1976

Şimdi, modern bir insan için soru, (ölü) ruhların var olup olmadığına inanmaktır. Çünkü hiç bilinmeyen bir alan bu ve bu bilinmeyen alan, tamamıyla keşfedilmeden her zaman için, bu sanki Tanrısal bir şeymiş gibi bir sanrı yaratmaktadır. Bu nedenle bizler ölü ruhları da  bilmeliyiz – onların kim olduğunu, nasıl hareket ettiklerini ve nasıl çalıştıklarını.

Şimdi, birçok kişi “ruhlara inanmıyoruz”, diyebilir. Siz inansanız da, inanmasanız da onlar oradalar. İsa, bir yalancı değildi, ölü ruhları bir insandan çıkartıp, domuzun içine koydu ve şunu açıkça söyleyen kişi Oydu, “ruhlardan uzak durun.”

Ruhlar insandır. Eğer istersek yarın ruh olabiliriz. Öldüğümüzde, aslında tamamen ölmüyoruz. Sadece, görünür olmamız için bizi yaratan toprak elementi, ya da o ki, ….. diyebiliriz ki, Jala Tattva (Su Prensibi) kaba bir formda, – sadece bu kısım ölür, gerisi kalır ve bu bizim Preta loka (Preta-ayrılmış, ölmüş   Loka- dünya, alem) dediğimiz alana gider ve orada bir fetüs (cenin) boyutuna gelene kadar ya da siz buna çok küçük bir fetüs da diyebilirsiniz, bu boyuta gelene dek küçülmeye ve küçülmeye başlar. Orada bekler.

Fakat bazı insanlar öldükleri zaman, onlar tatmin olmamış ruhlardır. Sanskrit dilinde biz onlara Atrupta atma [her zaman bir şeyler isteyen, kolay tatmin olmayan ruh]  diyoruz. Bunun anlamı ise şudur, onlar yaşamlarında bir şeylere çok fazla takılmış durumdalar ve hedeflerine ulaşmadan öldüler.

Örneğin, bir anne doğum sancısı sırasında ölür, çocuğu doğar, anne çocuğunu görür ve ölür. O kişi (anne) çocuğun bakımı için endişe duyar. Bir baba aniden bir kazada ölür. Çocukları geride kalmıştır ve çocuklarına bakılması konusunda endişe duyar. Bazı insanlar da var ki, onlar yaşamlarında çok tutkulular – çok, çok fazla tutkulular – ve onlar tutkularını yerine getiremeden ölürler. Onlarda (ölü) ruh olurlar. Orada bazı insanlar da var ki, onlar işkence gördüler, zarar gördüler ve öldürüldüler. Öldüler ve bu kişiler Preta loka da yaşamak istemez, gidip kendilerine  zarar verenleri  rahatsız etmek isterler.  Yani, ölü ruh olan çeşit çeşit insan var.

Biz onları iki türe ayırabiliriz. Bu iki türden birisi şudur, çok öfkeli, hırslı, bencil,  baskıcı bir kişi ölürse, bu kişi ölü bir ruh olur. Bu alan bilinç üstü alan olarak bilinir.

Dünyadan vazgeçen o kadar çok guru ve sadhular (çileciler) var ki, onlar Himalayalar’a gidip boyunlarını kırıyor ve her türlü çılgınca şeyler yapıyorlar, biz onlara dravidi pranayam (bir şeyi tersten yapmak, kulağını tersten göstermek gibi) diyoruz, eğer aydınlanmalarını almadan ölürlerse o zaman onlarda bilinçüstü kısımda olurlar ve insanoğlunun sağ kanalında kalırlar.

“İnsanoğlu”, çünkü insanoğlu bir yansımadır ya da diyebiliriz ki, Virata olan makrokozmosun aynısı olan bir mikrokozmosdur. Bundan dolayı onlar, Virata’nın sağ tarafında yansırlar ve biz onların sağ kanalda olduklarını söylemeliyiz.

Diğeri içinse diyebiliriz ki onlar, onlar baskı görmüş, ezilmiş, işkence görmüş, rahatsız edilmiş,  aşağılanmış ve hakarete uğramış olanlardır. Bu tür insanlar öldüklerinde kendi sinsi yöntemleriyle intikamlarını almak isterler. Bundan dolayı onlar Virata’nın sol tarafında yer alırlar ve onlar bizim içimizdeler ve bu yüzden de sol kanalda bulunan  kolektif bilinçaltında yansırlar.

Temelde ölü ruha dönüşen iki çeşit insan vardır. Ancak orada bir karışım da olabilir, orada her çeşit ruh olabilir. Orada iyi ruhlarda olabilir, sadece ailelerine yardım etmek isteyen ya da bunun gibi şeyler yapan iyi insanlarda olabilir.

Bu ruhlar kendilerini göstermeye çalışırlar. Örneğin, bilinçaltı tipi ruhlar. Londra’da ölen bir doktor vardı. İsmi Dr. Lang idi. Öldüğünde birçok şeyi keşfetmişti ve Londra’da kendi uygulamalarına devam etmek istiyordu, o bir cerrahtı, fakat bunu yapamadı çünkü aniden öldü.

Bu sayede onun ruhu Vietnam’da yaşayan … Vietnam’da savaşan bir askerin içine girdi ve bu doktor, askerin içine girdiği zaman, ona şöyle dedi “Ben filanca filanca doktorum, sen benim oğlumla ve kardeşimle tanışmalısın ve benim seninle birlikte olduğumu onlara söylemelisin.” Asker inanamadı,  fakat askere “Sen sadece benimle gel, seni o yere götüreceğim”, dedi.  Ve o askeri bu doktorun çalıştığı hastaneye götürdü. Hastane kapanmış, ameliyathane kapanmıştı, o da onun oğlunu görmeye gitti ve bedenine giren ruhtan bahsetti. Oğlu buna inanamadı. Bunun üzerine dedi ki “Ben sana kimsenin bilmediği birlikte geçirdiğimiz hayatımızdaki tüm sırları anlatacağım.” Ve o tüm bu şeyleri anlatmaya başlayınca oğlu şaşırdı ve ”tamam, ben merkezi açacağım”, dedi.  Bu şekilde onlar Londra’da çok büyük yeni bir organizasyon yaparak, Late Dr. Lang olarak bilinen bir Uluslararası Tedavi Merkezi açtılar.

Şimdi bu organizasyon uzun zaman önce çalışmaya başladı, yaklaşık sanırım on bir ya da on iki yıl önce. Aslında, Benim bundan haberim oldu çünkü birisi onların çalışmalarından dolayı acı çekiyordu, o kadın Bana geldi, olayların hepsini anlattı ve Dr. Lang hakkında tüm hikayenin yazılı olduğu broşürü verdi. Ve onların kendisine söylemiş olduklarını anlattı “Siz hastalığınız hakkındaki şeyleri bize yazmalısınız, hastalığınız her neyse ve bize yazdığınız zaman biz organize edeceğiz hem de öyle bir şekilde ki şu saate, şu noktada, şu yerde – sizin önereceğiniz herhangi bir yerde – size bir şey olacak, bedeniniz sallanmaya başlayacak, o ölü ruhlar içinize girecek ve siz iyileşeceksiniz.” Bu olay o kadının başına geldi, ilk olarak Bana gelen ve Bana anlatan kadın. Sonra ardından bir çoğu ile karşılaştım, hatta İngiltere’de bile bunların bazılarıyla karşılaştım

Yani, Bana geldiğinde, bilirsiniz, onun sorunun ne olduğunu sordum ve o “bazı sorunlarım var” dedi. Sanırım tedavi edilen küçük bir sorunu oldu fakat bu onun için çok sakıncalı bir şeydi – bir çeşit, saçmalıktı, sorundu diyebiliriz. O bununla kesinlikle iyileşmişti. Ancak, diyelim beş ya da altı yıl sonra, anlıyorsunuz değil mi, o titremeye başladı, tüm bedeni sarsılmaya başladı, onun öfkesi o kadar fazlaydı ki  Beni göremedi. Benim önümde oturduğunda sarsılmaya başladı, elleri titreyeme başladı, karşımda oturan bir delinin davranacağı şekilde bedeni sallanmaya başladı. Bunun üzerine ona dedim ki, “Bak bu beyefendi akıl hastanesinden geldi ve aynı senin davrandığın gibi davranıyor.” Oda “Biliyorum çünkü burada bir ağrım var, burada bir sorunum var ve yanlış olan bir şey olduğunu biliyorum. Düzgün düşünemiyorum ve hiçbir şey hatırlamıyorum. Ben kayıp bir ruhum ve bana ne olduğunu biliyorum. Şimdi, bunun için Siz ne yapabilirsiniz?” dedi.

Elbette o zaman onu iyileştirdim, buna şüphe yok, çünkü Sahaja Yoga’da bunu yapabilirsiniz. Sevginin vibrasyonları aracılığı ile, size dün bahsetmiş olduğum Tanrısal Sevgi budur. Bu ruhlar esir alınabilir. Bu esaret ile, bu esirleri preta lokaya gönderebilirsiniz ve onlar yok olurlar.

Fakat, onlardan bazıları bu hırslı, sözde gurular tarafından kontrol ediliyorlar. Şimdi, bildiğiniz bu sözde gurular, sözüm ona yani, onlar kendilerine guru diyor ve ne yapıyorlar? Giderler, bilirsiniz, eğer bir yerde ölmüş şeytani bir deha bulurlarsa, onlar bu kişinin şeytani bir deha olduğunu bilirler ve onun bedenini takip ederler ve smashan’a [ölü yakma yeri] giderler ve onun bedeninin bazı parçalarını toplamaya çalışır ve kendilerine saklarlar.

Şimdi ruh, onüç güne kadar bedenin etrafında dolanır ve bedenin ne yaptığını izlemeye başlar. Yani, bakın, ruh daha sonra tekrar bir bütün hale gelecek olan kendi bedeninin parçalarının, bu kişilerden dolayı eksik olduğunu ve onların bu parçalarla bir şeyler yapacaklarını görür, bu yüzden onların karşısında belirir. Onlar, bu ruhla nasıl konuşmaları gerektiğini bilirler.  Konuşmak kolaydır. Hatta sıradan bir ruh buraya gelse, Ben onları konuşturabilirim ve onlar çok fazla saçma sapan şeyler konuşurlar ve onlar bu kişilerden de bahsederler, onların ne yaptıklarını anlatırlar. Bunun üzerine, o zaman, bilirsiniz, bu kişiler tarafından yakalanırlar ve onlar bu bilinç üstü ruhları kullanmaya başlarlar. Bu insanlar dolandırıcı ve çok zeki insanlardır, ruhlar onların ellerinde oyuncak olmaya başlar.

Şimdi, onlar bu ruhlara bazı isimler verilir, onları Ram, Krishna gibi isimlerle adlandırabilirler. Bazı insanlar Aim der, bazıları Rim, başkaları Klim der – hepsi Tanrıça’nın isimleri, anlıyorsunuz değil mi, hatta İsa’nın ismini ya da onun gibi isimler dahi verebilirler.

Bu sayede ne olur, ne zaman ki bunlara,  bu gurulara gittiğiniz zaman, onlardan bir şey istediğiniz zaman size,  “sana bir mantra vereceğiz”, derler. Sizde, bu mantra verme işinin çok büyük bir şey olduğunu zannedersiniz.

Bakın, birçok kişi Bana gelip bunu anlatacaktır, Marathi dilinde de, Maharashtra’lılar bunda özeldirler [Shri Mataji Marathi dilinde konuşur], “Mataji, mala kani guru mantra dila [bir guru bana bir mantra verdi].”. Sonuçta bir mantra verilebilir, “Kay dila mantra ‘Ram’ [ya size verilen mantra ‘Ram’ ise]”?  Bunun size söylemesi için neden bir guruya ihtiyacınız var ki? Beyninizi kullanın.

Şimdi, onlar Ram demeye devam ediyorlar ve bu adam, o kişinin içine girecek olan şeyi zaten bu Ram ile bağlantılı kılmış, bunun üzerine Ram denilen bu ölü ruh, diğer kişinin psyche’sine (ruhuna)  girer. Bu çoğunlukla size anlattığım gibi Agnya Çakra vasıtasıyla olur. Dün Kundalininin tamamını  anlattım, onun yerini ve her şeyi. Yani o şey, bunun aracılığı ile psyche’nin içine girer.

Eğer sağ taraftan psyche’nin içine girerse, bakın, ego tarafından bu içeri girer ve ve o insanı çok egoist yapar. Adam karısını dövecek, çocuklarını dövecek, öfkelenecek ve gösteriş yapmaya çalışacaktır. Bazen insanlar böyle bir adam terfi de ettirebilirler ve bu kişi çok dinamik olacak,  böyle olacaktır, insanlar “Aa, buna ne oldu böyle?” diyecektir ve …  bir tür, bakın, dikkati başka şeyler üzerindeyken, o kişi çok hırslı bir şekilde  çalışmaya yönelecektir.

Şimdi, bu kişi çok hırslı olur ama içinde hiç dharma olmaz, hiç sevgi olmaz, şefkat olmaz ama kısa bir süre için, sözüm ona çok da başarılı bir adam haline gelir. Ancak sonra, hatta Ben Delhi’de bile buna benzer çok kişi ile tanıştım, bu şekilde oraya kabul edilmiş olan bu swamilere (Hindu din adamı),  sadhulara bir sürü para veren kişiler ve sonra, onlar karşımda sadece böyle titriyorlar.  “Mataji, bu karşınızda titreme durumumuz o kadar fazla ki, hatta bir şey alsak, hatta Tanrı Virata adına bir udbatti [bir tür tütsü] bile yaksak, hiçbir tapınağın yakınına gidemiyoruz, hiçbir kilisenin yakınına gidemiyoruz. Tanrısal olan herhangi bir şey gördüğümüzde bu şekilde titremeye başlıyoruz”, diyorlar. Ve onların hepsi işlerinden istifa ettiler ve işe yaramaz insanlar olarak duruldular. Bütün bunların hepsi beş, altı yıl içeresinde başlarına geldi. Genç insanlar, çok gençler.

Singapur’da bir adam ile tanıştım. Hayır, Kuala Lumpur’da. İnanamazsınız o sadece yirmi iki yaşında ve şimdi bu halde.

Ve bu bilinç üstü stil – onlar buna transandantal (aşkın) düşünce diyorlar. Onların kullandığı trans (aşma hali) bu işte.

Nihayetinde, siz şöyle seslenemezsiniz, Tanrınıza, Kadir-i Mutlak olana, sadece bir isimle? Ona nasıl seslenebilirsiniz ki? O sizin hizmetçiniz mi? “Rama gari , [adı Rama olan bir erkek hizmetkar], yanıma gel.” Ona bu şekilde seslenebilir misiniz? “Sen benim işimi yap, sen benim babama bak, sen annemle ilgilen.” Siz  kimsiniz ki? Bu şekilde konuşma hakkına sahip misiniz? Ve siz ona “Sen bunları yapmalısın, en iyisi benim sana söylediğim her şeyle sen ilgilen, aksi taktirde seni terk ediyorum. Benim sana inancım yok”, diyebilir misin?

O kişinin egosunda olan bu adam bu türden saçma şeyler düşünmeye başlar. Siz Tanrıya teslim olmalısınız.  Onunla bir olmalısınız, sizin yetkilendirilmiş olmanız gerekir,  ancak o zaman Onun yardımını isteyebilirsiniz.

Diğer bir bilinç üstü kişiler ise başka bir türdedir, onlarsa şu şekilde çalışırlar, bakın, bu kişiler Hatha yogiler, sözüm ona hatha yogiler çünkü Ben onlara neo (yeni) Hatha yogiler diyorum. Onlar gerçek yogi değiller. Gerçek hatha yogiler hiçbir zaman insanlarla kalmazlar, normal olanlar, onlara ne diyorsunuz, bir şehrin ya da köyün vatandaşları gibi. Onlar ormanda gurularla birlikte kalırlar. Hatha Yoga’nın orjinal yazarı olan Patanjali’nin Shastrasında (Shastra-Kutsal Yazı), O bir Hatha yoginin yapması gereken altı şey olduğunu söyledi.  Kişi Aydınlanmış ruh olan bir guru ile ormanda kalmalıdır ve onun evli olmaması gerekir, onun bir brahmacharya olması gerek, yani bekar bir kişi olmalıdır. Ve o bu altı şeyi yapmalı: bunda, meditasyon oradadır, prana pratishtha [nefesi azaltmak], pratyahar [duyguların bırakılması], yama-niyama [ yapılacaklar ve yapılmayacaklar] Bunların hepsi, kişinin hayatını düzenlemesinin gerektiği anlamına gelir, çok iffetli ve kutsal bir hayat sürmelidir. Bu ev halkından olan insanlara göre değildir. Şimdi artık moda adına “Hatha yoga” bütün herkes tarafından yapılmakta.

Burada bir doktorla tanıştım, belki sizde onu çok iyi tanıyor olabilirsiniz, o çok iyi bilinen bir doktordu, Hatha yoga yapılmasını öğütlüyordu ve onda kalp sorunu vardı ve kendisi bir kalp uzmanıydı. Ve onunla tanıştığım zaman dedim ki “Doktor, kalbinize dikkat edin. Siz  kalpte  catch ediyorsunuz.” Oda, “Bu nasıl olur? Ben kendi kardiyografimi aldım”, dedi.  Ben de ona,  “Doktor, dikkatli olun ve bu Hatha Yogayı yapmayın”, dedim.  Çünkü bu sadhananın [spiritual pratik] aşırı bir türü, bu sizi dengeye getirebilecek bir kişiyle yapılmalı ve orada başka enerjiyi tüketen hiçbir şey olmamalı, bu sadhana için yapılmalıdır ve sizin gurunuz bunu halleder. Bu çok az sayıda kişi tarafından yapıldı.

Ama günümüzde herkes bir sinema aktörü veya aktrisi olmak istiyor. Her kız, güzellik yarışmasında tarif edildiği gibi  belli bir biçimde olmayı ister. Size söylüyorum bu oranlar kesinlikle şeytani. Bu oranları okudum. Onlar Tanrıçaların veya Tanrıların oranları değil. O güzellik yarışmalarında açıklanan oranlar kesinlikle pis kadınlarınkiyle aynıdır. O oranlar herhangi bir insanda olursa, bu sadece kötü vibrasyonlar çıkaracaktır. İşte bu yüzden, görmüş olmalısınız, bu testi bir kere geçince tamamen garip bir hal alırlar.

Bunların hepsi insan kavramlarıı ve tüm bu insan kavramların hepsi o kadar aptalca ki onlar şeytani güçlere destek olduklarını dahi bilmiyorlar. Sinema aktrisliği fikri, anlıyorsunuz , bu günlerde, Londra da dahi, hatta doksan yaşındaki bir kadın dahi aktris olmak istiyor. Onlar delirmişler mi? Anne olmak istemiyorlar. Sonra onlar her türlü diyet yapacak, kocalarına işkence edeceklerdir ve onlar ….. onlar ne istiyorlar, neyin peşindeler bilmiyorum.

Sizler iyi eşler olmalısınız, düzgün eşler olmalısınız. Her şeyden önce de, iyi anneler olmalısınız. Sizler evli kadınlarsınız. Siz aktris değilsiniz.

Kocalar da aktör olmak istiyorlar sanırım ya da ne olmayı, bilmiyorum onlar hatha yogadalar. Onların tarif ettiği şekilde, bedenlerini o ölçüler dahilinde çok mükemmel bir hale getirmek istiyorlar. Bu ölçülerin en iyisi olduğunu kim söyledi? Demek istediğim, günümüzde, bunu gördüğünüzde, onlar erkek gibi görünmüyor ve kadınlar da kadın gibi görünmüyor. Kadınlar erkek gibi görünmeye başladılar ya da at gibi ve erkeklerde kadın gibi görünmeye başladılar. Bu ahlaksız bir sistem. Bizler tam anlamıyla kadın olmalıyız ve erkekler de tam anlamıyla erkek olmalı.

Siz Shivaji’yi,  Rana Pratab’ı [Hintli efsanevi savaşçı kral] duymuş olmalısınız. Onların şahsiyetlerini gördünüz, bakın, bu aktris ve aktörler, bu ufacık insanları gördüğünüzde, o şahsiyetleri tarif eden her şey yıkılıp gidiyor, birileri bunların yüzüne bir tokat atıyor, koca ölüp yere düşüyor ve eşi, başka bir adamla kaçıyor. Her türlü şey bu ghor (korkunç) Kali Yuga’da yanlış gidiyor. Bu sizin sadece şeytani güçlerin elinde oyuncak olmanızdır. Başka bir şey değil. Fakat bunlar, size söylüyorum, tüm bunları size o bilinç üstü kişiler öğretiyor.

Sonra, aşırı tabiatta olan insanlar var, pativrata [kocasına adanmış] olan kadınlar özellikle, bilirsiniz. Onlar da saçma sapan insanlar çünkü kocalarını sevdiklerini düşünüyorlar, tüm Tanrılar onların üzerine düşmelidir. Elbette bir pativrata güçlü bir kişiliktir. Ancak o kişi aydınlanmış biri  olmalıdır, aksi taktirde, eğer aydınlanmış değilse, o her zaman kocasının, anlıyorsunuz, boynuna bir kement geçirir ve bunun için Tanrı’yı kullanır. Saçmalık! Kadın, erkeğe tüm özgürlüğünü vermelidir, yaşam oyununu tam olarak anlaması için. Bu kadınlarda, öldükleri zaman, bakın, kocalarının başka biriyle evlenmelerinden korkarlar ya da bu her neyse. Onlar sadece kocalarının tepesine  otururlar.

Sonra anneler, bazı anneler var ki onlar kendileriyle çok ilgilidir, bencil ve ben merkezli, sadece kendi çocuklarını severler. Onlar “O benim sahip olduğum tek oğlum. O sahip olduğum tek kızım”, derler.  Ama bunun anlamı nedir? Neden bu kadar yanlış tanımlıyorsun? Kaç kere dünyaya geldin? Geçmişte kaç tane çocuğun vardı? Bununla neden bu kadar çok ilgileniyorsun, bu kadar yanlış tanımlıyorsun? Bu, çocuklarınızı tekmeleyin anlamına gelmiyor. Onlar, ya çocuklarını tekmeleyecek ya da çocukları tarafından kesinlikle aşağılanacaklardır. Bu da mizacın aşırı bir çeşidir.

Çocuklarını seven normal insanlar, başka çocukları da severler, normal bir şekilde yaşarlar – normal, dindar bir evlilik hayatı sürerler, başka erkeklerin ya da başka kadınların peşinde koşmazlar. Bu normal insanlar öldüklerinde Preta lokaya giderler ve yine iyi bir insan olarak doğarlar ve eğer bu gün doğarlarsa, onlar Aydınlanmalarını alırlar.

Çeşitler ve çeşitler, tipler ve tipler var. Bu korkunç kişileri anlatarak sizin zamanınızı ve Kendi zamanımı boşa harcamak istemiyorum. Ancak diğer taraftanda sol kanalda,  -alçak, sinsi, korkunç, katiller ve tüm bunların hepsi oradalar. Oh, bunlarda başka bir tip.

Bu kişiler ne yapmaya çalışırlar? Bilirsiniz, bazen sinsice bir şey yapmak isterler ama bu kişiler, bu alçak olanlar, sizin psyche’nize girdiklerinde siz aklını kaçırmış ya da deli veya onun gibi bir şey olursunuz. Onlar size her türlü şeyi öğretir. Onlar size nasıl içki içeceğinizi öğretirler, nasıl uyuşturucu almanız gerektiğini, bunun gibi şeyleri öğretirler, ya da siz eğer içki içiyorsanız  içinize girerler, çünkü onlar ayyaştır, bu yüzden de daha çok içmek istiyorlar, yani içeceklerdir.

Şaşıracaksınız, buna inanmayacaksınız Küba’da bir bayan ile tanıştım. Şirin ve sevimli biriydi ve  Bana dedi ki, bütün bir şişe dolusu sek viskiyi içebileceğini söylemişti. Demek istiyorum ki, gösterdiği zaman Ben o şişeye dahi bakamadım. “Bunu nasıl yapabiliyorsun?” dedim. Ve kocası, “Gerçekten, bu doğru, bazen bunu yapıyor”, dedi. Bunun üzerine kadın, “Biliyormusun, bedenime giren çok büyük, devasa bir zenci var ve sonra, yani içkiyi ben değil  zenci içiyor”, dedi. Kadın onun kendi bedenine girdiğini  görüyor. Yani, bu tür kişiler diğer taraftalar, sol kanaldalar.

Şimdi, karışık tipler var, bazıları, bilirsiniz, onlar Tanrıya inanan fakat Tanrıyı bulamamış kişiler ve onlar çok çalışmışlar tipte kişiler. Yani, onlar size bazen biraz güven vermeye çalışırlar.  

Örneğin, dün bir bayan geldi ve dedi ki, “Mataji, birden evimde biraz chana (nohut)  buldum. Onların Mataji tarafından verilmiş olduğunu düşündüm, bu yüzden onları yedim ve iyileştim. Bende dedim ki, “Ben sana chana (nohut), elmas, yada şunu bunu verecek kadar deli miyim?”

Ve bu sözüm ona maddeleşme (birinin veya bir şeyin aniden belirmesi) işini yapan bazı gurular da var. Bu hiçbir şey, bazen bilirsiniz, Bombay’de bulursunuz, şimdi, aniden bir şeyinizin kayıp olduğunu görürsünüz. Kaybolan şeylerinizin çoğunu orada bulursunuz.  Ve bunlar guruların  insanlara aktardıkları şeylerdir    – buraya gel – bir “jadu me” [sihirli bir şekilde] ve  bu, bu saydam bir ölü ruhtur, o opak (mat) değildir, onu göremezsiniz. Bu sayede gelir, dolanır, beğendiği herhangi bir şeyi alır ve gider. Ve o sadece kaybolur ve bunu oradaki birine de verebilir. Bunların hepsi ölü ruh vidya’sıdır. (bilgi)

Şimdi, bunun ruh olduğunu veTanrı olmadığını nasıl bilebilirsiniz? Sadece bir soru sorun: “Tanrı’nın sadece bu dünyada bırakacağımız şeyleri bize vermesiyle ne ilgisi var?” Öldüğümüzde bütün elmaslarımız, tüm takılarımız, her şey burada kalacak. Peki Tanrı bize bu şeyleri neden versin ki? O deli mi? Anlıyorsunuz değil mi, eğer sizi seviyorsa, O size en yüce olanı verir, sonsuz olanı, en iyisini, tüm kutsal kitaplarda söz verilmiş olanı verir.

Ve bütün kutsal kitapları okudunuz. Herhangi bir yerde hiç Krishna’nın gelip bir kaç yüzük aldığı ve  birilerine verdiğine dair bir saçmalık bulabilir misiniz? Yapmadı. Demek istediğim, bu Onun tarafından yapılabilir, şayet istiyorsa, her şeyi yapabilir ama bir şeyler çalmayacaktır.

Yani bu türden bir bilinç üstü ölü ruh ve bu şeyler varlar, inanın Bana, varlar. Ama bizim için önemli olan hiç bir şey yok çünkü biri gelecekte var olur ve diğeri ise geçmişte. Biz şimdinin, şu anın farkında olmalıyız ve işte Sahaja Yoga budur. Bu şimdi şu anda, siz şu anın dinamiklerini, şu anın  kendiliğinliğini anlamalısınız.

Yani, şimdi insanlar şöyle diyeceklerdir, “O zaman bu şu anlama geliyor Mataji, Siz plan yapmaya inanmıyorsunuz.” Ben inanmam. Ben insanların planlamalarına hiç inanmıyorum. Çünkü insanlar planladıkları zaman onların nasıl bir karışıklık yaratıklarını biliyorsunuz. Dünyanın her yerinde, her nerede planlamacılar var olduysa, sonunda ne oldu?

Size basit bir örnek vereceğim. Bir düğünü A dan Z ye kadar planlıyorsunuz. Şimdi, şunu göreceksiniz ki, damadın oradan buraya gelmesi gerekten zamanda, aniden bir şey olacak ve o hareket etmeyecektir. Belki onun banyoya gitmesi gerekecek, belki de o annesini görmek isteyecek, belki de duygusal olarak yoğunlaşacak, belki de annesi oraya gelecek ve ağlamaya başlayabilecektir.  Eğer siz bunu yaşayan bir evlilik olmasını istiyorsanız, o zaman bu kadar detaylı plan yapmamalısınız. Kendiliğinden olmasına, Tanrı’nın kutsamasıyla olmasına izin vermelisiniz.

Size bir örnek vereyim, biliyorsunuz Ben çok fazla plan yapmam ve planlamayla ilgili çok endişe etmem. Bugün buraya çok erken gelmek istedik. Bu insanlar saat atlı buçukta oraya varmalıyız dediler. Sadece güldüm. Ne zaman oraya ulaşmam gerektiğini biliyordum, oraya varırdım çünkü onlar her neyi denerse denesinler,  biz oraya erken varamayız. Ve ben sadece yapamadım. Yani neden endişeleneyim ki? Çünkü Ben oraya erken gidemeyeceğimiz biliyorum. Tabi ki, yani demek istiyorum ki, bu gün, varsayalım yarın gitmem gerekiyor, o zaman Ben sadece yarın için biletimi alırım. Tamam. Planlama yok. Bu, bugün yapılmalı. Ancak siz A dan Z ye her şeyi planlıyorsunuz,  aniden bir şeyin eksik olduğunu fark ediyorsunuz ve her şey ters gidiyor.

Spontan olun, en azından, en azından, spontanlığın çalışmasını deneyin.

Şimdi batı ülkelerinde insanlar spontanlığın değerini anlıyorlar ama onlar aptal insanlar, koşum takımlarını nasıl kullanacaklarını bilmiyorlar. Onların aptallık konusunda ne kadar ileri gittiklerini söyleyemem bile. Eğer size anlatırsam, inanmayacaksınız. Burada küçük çocuklar var, aksi taktirde size anlatırdım. Ne kadar aptal olduklarına inanmak zor, onlar spontan olduklarına ve bir tür spontanlığa sahip olduklarına inanırlar.

Tüm gelişmekte olan ülkeler şimdi, gelişmiş bir ülke olmak üzere ilerliyorlar fakat biz onların neyin içinde olduklarını görmeliyiz. Onlar aptal insanlar. İşleri söz konusu olduğu sürece iyidirler – her şey zamanında olur, onların her şeyi temizdir, gıcır gıcır. Ama onlara baktığınızda ailelerinin parçalandığını görürsünüz. Aptallığın böyle bir seviyede olması. 90 yaşında bir kadının 19 yaşındaki bir erkekle ilişkisi var ve ön sayfada onların aşk mektupları yayınlanıyor, okumanız gereken her gazetede, bu bir son dakika haberi olarak geliyor ve bütün erkekler, devam etmekte olan bu büyük Romeo ve Jülyet olayını okuyorlar. Aptalca, kesinlikle aptalca.

Onlarla konuştuğunuz zaman, ne kadar aptal insanlar olarak göreceksiniz. Nereye bakacağınızı,  ne diyeceğinizi bilemezsiniz. Aptallık konusunda ne kadar ileri gidebildiklerine dair hiçbir fikriniz yok. Elbette ki, onların Cadillac’ları var ve onların büyük arabaları ve büyük evleri var. Fakat bazen o güzel evlerin içinde eşekler yaşıyormuş gibi hissediyorum. Belirli konularda kesinlikle aptallar. Belirli konularda, kesinlikle, dolandırıldık. Onlar masum, safdil ama aptal insanlar. Aldatıldık ama bu konuya sonra değineceğim.

Yani, şimdi bu iki farklı türdeki ölü ruhların içimize, psyche’mize nasıl girdiğini görelim. Bununla birlikte ne olur, bu ruh şeyiyle?  Orada bazı… sadece konuşarak insanları çıplak hale getirebilen Ravan’a benzeyenler var, kesinlikle. Burada bizde de bir tane oldu, kesinlikle aynı tipte. Eğer o konuşmaya devam ederse, insanlar kıyafetlerini çıkartmaya başlıyorlar.

Şimdi, bunu düşünemeyecek kadar aptal olduğumuzu bir düşünün, “Kıyafetlerimizi çıkartarak Tanrıya yaklaşabilir miyiz?” Demek istediğim, nasıl bir mantık bu? Banyo yaparken, hepimiz çıplağız, bundan dolayı Tanrıya daha mı yakın oluruz? Her tür saçma şey öğretiliyor ve insanlar kabul ediyor. Binlerce insan. Sizin büyük Bombay’inizde bu tür saçma ve aptal şeyler yapan o kadar çok entelektüel var ki, yok mu?. Böyle enayice, aptalca şeyler yapıyor ki.

Sonra bir sürü insanın sadece organize olduğunu göreceksiniz. Ne için? “Ay, gelen bir beyefendi vardı, gelmiş, bilirsiniz, bu şeyler üzerinde çok güzel konuşuyor ve bunda da kendisi çok iyi, çok büyük bir konuşmacı.” Neden bahsediyor? Radha ve Krishna’nın birbirlerini sevdiklerinden bahsediyor. Çok iyi fikir. Bedavaya bir kabare izleyebilirsiniz ve Tanrıyı küçük düşüren tüm bu saçma sapan şeyler hakkında özgür söylemlerde bulunabilirsiniz.  

Tüm bunlar insanoğlu için çok ilgi çekicidir. Sahiden gerçeği mi arıyorlar? Gerçekten hakikati mi istiyorlar? Onlar asla Shankaracharya’yı okumayacaklardır. Size dün anlattım. Onlar asla Markandeya’nın ne yazdığını bulmaya çalışmazlar, İsa’nın bu konuda ne dediğini bulmaya zamanları yoktur. Onlar Muhammed Sahib’in ne dediğini bilmezler. Nanak Sahip o kadar çok şey söyledi ki, Kabira o kadar çok şey söyledi ki. Onların hepsi aptal. Bu kötü alışkanlıkları üzerimizde kullanmak için, bütün şeytani yöntemleri bize öğretmek için onlar bir yerlerden geldiler.

Bu yüzden bundan sakının! Dikkatli olun! Bu ghor Kali Yuga. Tüm bu şeytani güçler hareket halinde. Krishna dedi ki, “Her ne zaman dharmanın yeniden yerleştirilmesi, dushta’ların [acımasız olan]  öldürülmesi ve Sadhuların  [iyi insanlar, çilekeşler],  korunması gerekiyorsa, Ben tekrar ve tekrar doğarım ama Ben kimin Sadhu kimin Dushta olduğunu bulurum.” Bu böyle bir karışım! Şeytan tüm Sadhuların içine girdi ve Sadhular kesinlikle bir çatışma içindeler. İşte bu Kali Yuga. Bu çok hassas bir konu. Yani, bizim varoluşumuz da, söylediğim gibi, sağ kanalda bilinç üstü alan ve sol tarafta kolektif bilinçaltı dediğimiz alan var.

Sizin varoluşunuza yakın olan ise, sol kanaldaki bilinçaltıdır ki biz ona psyche kısmı diyoruz ve burası bu hayatımızda ve geçmiş hayatlarımızda ölmüş olan her şeyi depoladığımız yerdir.  Ve sağ tarafta bilinç öncesi (anlık bilinçli farkındalık seviyesinin altındaki zihnin bir parçasıyla ilişkili olan) akıl var, biz ona Mana diyoruz ancak neden – bilemiyorum, Mana çok karmaşık bir şey, ancak İngilizce kelime daha iyi, bu bilinç öncesi akıl, biz onunla plan yaparız, onunla düşünürüz ve bu beden sağ kanalın gücüyle hayatta kalır.

Ortada/Merkezde evrimsel gücümüz var. Sadece bu güçle evrimdeştik, bu bilinçli akıldır, şu an, şimdi, şu anda. Diyebiliriz ki geçmiş ve gelecek bu şekilde kesişir ve merkezde de bu noktada veya şöyle diyebiliriz, bu geçmiş …. gelecek ve geçmiş, ortada bu şekilde çapraz geçerler ve onlar geçerler. Yani düşünceler geçmişten geleceğe gelir ve gelecekten de geçmişe, ancak onlar bilinçte kalamazlar.

Örneğin, Ben, “Şimdi, şu anda, onu durdur!” diyorum. Yapamazsınız. Neden? Düşüncelerden dolayı. Düşünce yükselir, yukarıya çıkar ve aşağıya düşer ve bu şekilde yok olur. Yine başka bir düşünce yükselir, yükselir ve yine düşer, kaybolur. Şimdi, düşüncelerin yükselişini görebilirsiniz, ama düşüncelerin düşüşünü göremezsiniz. Bu iki düşünce arasında Sanskritçe  adıyla Vilamba [gecikme, bekleme] olarak bilinen ufak bir boşluk vardır. Bilinçli zihnin noktası budur. Düşünceler bilinçaltınan gelebilir ya da kolektif bilinçaltından gelebilir, hatta bilinç öncesinden ya da bilinçaltından gelebilir. İşte düşünce dalgaları böyledir. Fakat eğer siz bilinçli aklın kendisine girmek isterseniz, şimdi şu anda, bunu yapamazsınız çünkü o noktada düşünce yoktur.

Bunların hepsini Ben Kendimden anlatmıyorum çünkü bunların hepsi zaten birçok psikolog tarafından keşfedilmiştir, yani kişi düşüncesiz farkındalık konumuna girmelidir, bu sözde trans’a değil,  tamamen uyanık olduğunuz bu farkındalığın içine girmelidir ama içeride sessizlik vardır.

Şimdi, bu sessizlik tüm kutsal kitaplarda anlatılmıştır ve o alana atlarken ….  hatta birçok psikolog sizin aslında bilinçdışı akılla atladığınızı söyler – bilinçdışının anlamı, bizim için bilinmeyen demektir, ‘achetan mana’,  bu kolektif bilinçliktir, bu evrenseldir.

Örneğin, en büyük psikologlardan biri olan Jung’u söyleyebiliriz ve Ben ona çok saygı duyuyorum. O bilinçdışı üzerine çok fazla iş yaptı ve o rüyalar ve semboller vasıtasıyla bilinçdışının nasıl çalıştığını bulmak için binlerce kişi üzerinde deney yapmak için yıllarını harcadı. Şimdi, rüyalarda birçok sembolün ortaya çıktığını bulmuştur.

Mesela, bir adamın rüyasında bunun gibi aşağıyı işaret eden bir üçgen, her zaman tüm vakalarda, böyle bir rüya ne zaman görülürse, bu adam birisini öldürmüştür ya da üçgen sadece baş aşağı ise, yani bu bu tepe kısmın işaret eden yer olduğunu rüyasında gören bütün insanların öldürüldükleri rapor edildi. Onun bulduğu, bunun gibi bir sürü şey var. O farklı deneylerle, daha başka bir şey olarak, size her zaman denge veren Evrensel Bilinç dışı alanını buldu.

Şimdi tıp biliminin insanları, cevaplayamayacakları birçok şey bulmuştur. Ben zaten size, onların parasempatik ve sempatik sistem vasıtasıyla çalışan Asetilkolin (parasempatik sistemdeki bir kimyasal iletici) ve adrenalini bulduklarını anlatmıştım, onlar bedende çok garip bir şekilde hareket ederler ve onlar bunların nasıl ve kim tarafından kontrol edildiğini ve neden harekete geçtiklerini bilmezler. Bu iki kimyasal maddenin etki etme şeklinin bilinmediğini söylüyorlar. Kesin olan şu ki, onlar bunu açıklayamıyorlar.

Yani, düşünmemiz gerek – Neden? bir kimyasal neden ayrı olarak, farklı bir reaksiyon göstersin? Çünkü onların içinde bir Deity oturuyor. Orada bir Deity var, bu kimyasalları istediği şekilde kullanan, yaşayan bir Deity var. Geçen gün size de bir soru sordum – tıpla uğraşan bir kişiye gidip sorarsanız, “Eğer her şey, yabancı olan her şey vücuttan atılıyorsa, nasıl oluyor da fetüs kabul ediliyor, sadece bununla kalmaz,  üstelik fetüs beden tarafından beslenir?”

Öyleyse, Batı’daki birçok insan tarafından kabul edilen bilinçdışı bir Evrensel Varlık olduğunu bilmeliyiz. İşte bu yüzden onlar “Bırakalım bilinçdışı ilgilensin, biz spontanlığı benimseyelim,  bırakın o kendiliğinden çalışsın” diyorlar.

Fakat yapamazlar, şimdi, o kadar karmaşıklar ki. Öylesine analitik bir akılları var ki, onlar analiz etmeye devam edeceklerdir ve spontanlığın çalışmasına izin veremezler. Onlar bu spontanlığın üstesinden gelmek için her tür yöntemi deneyeceklerdir  ama birilerinin itici bir güç olmalı, demesindeki gibi, bu tetiklemeyi gerçekleştirmelidir çünkü eğer siz mantıkla, bilinç dışına girmek istiyorsanız, bunu yapamazsınız. Mantık çok sınırlı bir şeydir. Eğer kolektif bilinç olan, sınırsız ve evrensel bir şeye gitmek istiyorsanız, o zaman kendinizi sınırsız kılmayı öğrenmelisiniz.

Şimdi, bunu nasıl yapacaksınız? Birinin bunu tetiklemesi gerek. Bir ışık görüyorsun, bir dheep (kandil), henüz aydınlanmamış, bu sınırlı bir şeydir. Ancak onu yaktığınız zaman, bu sınırsız hale gelir ama bu ışığı yakmak için ona yakın olan başka bir ışık almanız gerekir. Başka bir ışığı yakınına getirdiğinizde, bu da bunu yapmaz, bu tıpkı bir katalitik ajan (Kimyasal bir reaksiyonu başlatan madde) gibidir. O sadece buna dokunur ve o yanmaya başlar. Sınırsız ışık alır. Sınırlı bir kandille ışık, sınırsız hale gelir. Aynı şekilde birinin bunu tetiklemesi gerekir.

Ben çok .. vereyim, söylemeliyim ki, insanların anlaması çok basit  olan çağdaş veya çok modern bir örnek vereyim. Bakın, evlerimizde bütün bu Bombay gaz lambası ışıklarını gördük, orada biraz titrek bir alev olduğunu gördük. Bunu kimse göremez. Aynı şekilde kalpte Ruh vardır, orada olan Tanrı’nın yansımasıdır ve gaz akışı durdu, hazır halde tutuldu. Aynı şekilde içinizdeki Kundalini de orada tutuldu ve birinin bunu açması gerekir. Ama bu bu açıldığı zaman Kundalini yükselir ve titreyen ışıkla buluşur, ışık yayılır ve yayılmasıyla birlikte vibrasyonlar gelmeye başlar, gerçekleşen şey budur. Bu sizin bilinçdışı farkındalığınıza atlamanızdır, bu sizin farklı bir kişilik olduğunuz anlamına gelir.

Size dediğim gibi, siz bir bilgisayarsınız ama çalışan bir bilgisayar değilsiniz. Bir kere ana merkeze bağlandığınızda, bilgi veren bilgisayar olursunuz. Aniden tüm bu şeyleri parmaklarınızda hissetmeye başlarsınız. Ne olduğunu, başka bir kişinin merkezlerini, neyin çalışmadığını hissetmeye başlarsınız. Ve dün size açıkladığım gibi onların kontrol ettiği bu merkezlerin tüm fiziksel, zihinsel ve duygusal yönleri vardır ve siz, kişide neyin yanlış olduğunu bulabilirsiniz. Bu vibrasyonları onlara vererek onları iyileştirebilirsiniz de.

Yani, bu bilgisayar aracılığıyla, bilgi alırsınız, bilgi verirsiniz ve aynı zamanda bunu düzeltirsiniz de. Bilgiyi işleyebilirsiniz de. Şimdi, sahip olduğumuz bilgisayarlar, işleyemiyorlar.  

(Birileri Shri Mataji’nin sözünü keser ve Oda sözünün kesilmemesini istiyor)

Bakın, Divine hakkında ders vermek, birçok kişi tarafından yapıldı. Ben size bunun gerçekleşmesinden bahsediyorum. Siz, o olursunuz. Şimdi, insanlar her zaman “bu nasıl mümkün olabilir Mataji?” derler, demek istiyorum ki, Ben bu soruyu anlayamıyorum.

Farz edelim, Ben orada duran bir elmas olduğunu söyledim. Bana böyle bir soru soracak mısınız? Gelip hemen onu alacaksınız. Yani, bununla hiçbir şey kaybetmek zorunda değilsiniz. Bana hiçbir şey ödemiyorsunuz. Hepsi ücretsiz. Bunu yaparak, burada gördünüz, insanlar tedavi oldu.

Ama onu bir kez aldınız mı, yüzde elliniz kendini çok mutlu hissedecek, eve gidip “Tamam, unut gitsin” diyecektir. Bir iki kişi eleştirecektir. (net değil) “Oh, mala kahi jhala sei, hiçbir şey hissetmedik” diyeceklerdir, sanki kendileri çok yüce kişilermiş gibi. Eğer alamadıysalar o zaman onlarda yanlış giden bir şeyler var. Bunu almalılar. Ve yüzde ellisi de, bunun hakkında düşünecek, tekrar ve tekrar gelecek ve halledecektir.  

Şimdi Bombay’da, bazıları insanları tedavi eden yüksek bir konuma gelmiş Sahaja Yogiler var. Kanseri tedavi ettiler. Onlar çok sıradan insanlar. Bizim burada okulda öğretmen olan biri var ve o fil hastalığından, kanserden muzdarip insanları tedavi etti. O kadar çok şey tedavi etti ki. Hayatın içinde, o çok sıradan bir kişi. Ve bunu yapan pek çok kişi var.

Bunu sizde yapabilirsiniz. Ama sizler yüce babu’larsınız [saygıdeğer kişi]. Sizler yüce insanlarsınız. Tüm bunlar için vaktiniz yok. Ben artık olmadığım zaman dizinizi döveceksiniz, Biliyorum. “Keşke bu konuda bir şeyler yapmış olsaydık”, diyeceksiniz.  

Bazıları kesinlikle sanatı öğrendiler, Benim “Burada bir fan var. Eğer fanı açarsam serin esinti alacaksınız”, demem gibi.  Bunun üzerine sizde “Tamam. Lütfen fanı hemen açın, bunu almak istiyoruz”, diyeceksiniz. Normalde insanlar bunu derlerdi. Sonra Bende, “Peki, fanı açıyorum, serinleyin, şimdi iyi hissediyor musunuz?” derdim. “Evet.” O zaman bu fanın nasıl yapıldığını, elektriğin nasıl üretildiğini, tüm mühendisliği size anlatacağım. Fakat size biraz da mühendislikten bahsettim.

Bütün insanlar dersleri dinlemek isterler. Onlardan bıkmadınız mı? Neden almıyorsunuz? Bu Tanrı’nın kutsaması. Tanrı’nın Krallığına girmeli ve sadece nasıl korunduğunuzu, nasıl bakıldığınızı görmelisiniz.

Yedi çakra var ve yedi kutsamanın hepsi size bir kerede verildi. Burada Sahaja Yoga’dan önce  hayatta hiçbir şeyi olmamış insanlar var. – bu bile size hint yağı üzerine biraz miktarda çikolata  vereceğim demeleri gibidir, ayrıca maddi olarak da çok geliştiklerini söyleyebilirim, çünkü Nabhi’de oturan Lakshmi’dir. Bu Hindistan’daki birçok kişiye hitab edebilir, Lakshmi’nin iyileştirildiğini ve hatta sizin maddi olarak düzeldiğinizi gösterebilir. İnsanlar terfi alırlar, onlar şu olurlar, bu olurlar.

Bir örnek, Dr. Nagensi. Aydınlanmasını aldı ve nereye geldiğini görün. Bunun gibi birçok kişi var. O bir Sahaja Yogi. Pek çok insan yaşamda bir şeyler başarmış olan Sahaja Yogilerdir, ama meşgul insanlar, bazıları. Fakat eğer sadhana (manevi egzersiz) için biraz zaman ayırabilirseniz, buraya gelir ve kendiniz görür ve daha fazlasını verirseniz, o zaman daha fazlasını elde edersiniz. Çünkü, onları kullanmayacaksanız neden Tanrı size her zaman vibrasyon vermeli ki?

Burada bir beyefendi oturuyor, onun oğlu uyuşturucudan dolayı çok acı çekiyordu. Genç bir öğrenciydi, kandırıldı ve zavallı çocuk bunu denedi. Babası onu iyileştirmek için yirmi bin rupi harcadı. İnsanlar ona sadece uyku ilacı, uyku ilacı ve sadece sakinleştirici veriyorlardı. Ve bir günde iyileşti, bugün o hiçbir şey almadan rahatça uyuyor. Bana bir reçete getirdi ve gösterdi, diyor ki… Kiti paise bata (bana bunun kaç para olduğunu söyle)? Charsor rupaye,  dört yüz rupiyi saçmak zorunda kaldı ve ne için? İyileşmesi için değil, sadece çocuğu uyutmak için, demek istiyorum ki, bu da bir tür uyuşturucu ve bu çocuk bu gün normal. Fakat burada size problem yaratabilecek bir çeşit şeytan olacak. Öyleyse kendiniz için karar verin.

(Shri Mataji Marathi bir cümle söylüyor.)

(Shri Mataji, Hintçe izleyicilerden kendisine soru sormalarını istiyor.)

(Arayış içindeki bir kişi bir soru soruyor)

Shri Mataji : Nasıl alıyor, değil mi? Tamam. Oturun. Söylediğim şey işte bu, işe yarıyor. Bu kendiliğinden gerçekleşen bir şey. Şimdi, tek bir şeye bakacağız, ufak bir tohum nasıl bir ağaca dönüşür?  Bu yaşayan bir süreçtür. Sadece, bu işe yarıyor diyeceğiz.  Bu zaten orada, işte bu yüzden o Sahaja. “Saha” ile demek, “ja” ise doğan demektir. Kesinlikle kendiliğindendir.

Ben aydınlanmış bir kişiyim, bu bir gerçek ve size dokunduğumda, siz aydınlanmanızı alırsınız. Bu çok ama çok basit bir şey. Tamam mı?  

Hmm, başka soru? Bu güzel bir soruydu çünkü biz her zaman “nasıl” deriz.

Soru: Diğer yöntemlerle  mi aydınlanma, Siddhiler [doğaüstü güçler] ile?

Shri Mataji: Huh?

Soru: Siddhilerle, onların verdikleri isim işte bu.

Shri Mataji: Hayır, hayır, yanlış. Bu her zaman yasaktı. Bakın, eski günlerde de yanlış yönlendirilmiş insanlarımız oldu. Tarih bu. Bazı insanlar vardı, örneğin eğer Hitler’imiz olduysa bu onun bir praman [kanıt, bilgi aracı]  olduğu anlamına gelmez. Eğer bizde Ravan gibi şeytani bir güç olsaydı bu onun praman olduğu anlamına gelmez. Bizim için pramani, azami seviyeye ulaşandır. Böylece praman her zaman en iyisidir.

Bakın, bunu siddhilerin verdiğini söyleyen bu tür insanların hepsi tantrikalardır. Ve hepsi dışarıya atıldı. Bunların hepsi kshudrata [önemsiz, anlamsız] olarak bilinir. Ancak bu konular üzerine kitap yazan insanların bir kısmı aydınlanmış değiller – bu kitabı, şu kitabı okudular ve sonra da kendi  siddhilerinin de orada olduğunu söylediler. Siddhiler, sizi bilinçüstü tarafa geçirmekten başka bir şey yapmazlar ve bilinçüstü tarafa geçtiğinizde,  bir ruh içinize girer ve sonra ne olur, elinizden bir şeyler üretmeye başlarsınız.

Sahaja Yoga’mızda bir hanım vardı, bize geldi ve bilirsiniz, Ben Amerika’ya gittiğim zaman, her türden chamatkara’lar [mucizeler] göstermeye başladı. İnsanlara “Kaybettiğiniz paranız nerede, parayı şurada bulabilirsiniz”, demeye başladı, bunun gibi şeyler. Ve sonra çok popüler oldu, her gün ona gelen bin kişi olurdu ve nihayetinde onlara ….. sayısını bile söylemeye başladı. Yani, bilinç üstü şeyler böyle olabilirler. ESP [Ekstra-duyusal algı], sen Ekstra-duyusal algı insanı olursun ve tüm bunlar bir ruhtan başka bir şey değildir.

Şaşıracaksınız, Amerika’dan iki büyük bilim adamı Beni görmeye geldi. Ne için? “Bize, havada nasıl uçulur öğretmelisiniz. Bedenimizden ayrılmak istiyoruz”, dediler. Ben de, “Neden? Zaten tepemizde uçmuyormusunuz, şimdi ne yapmak istiyorsunuz?” dedim. Onlar, “Hayır, biz bedenlerimizi bırakıp havada uçmak istiyoruz.”dediler. Bende, “Fakat size bunun ruhlar sayesinde yapıldığını söylesem, yine de yapmak isteyecek misiniz?” dedim.  “Evet, yine de yapmak istiyoruz.” “Neden?” diye sordum. Onlar, “Çünkü Ruslar da aynısını yapıyor, biz de istiyoruz”, dediler. (Shri Mataji, Marathi bir cümle söylüyor.)Sonra  dedim ki, onlar yapmayacaklardı, onlara “bunu size kim söyledi?” diye sordum . Bunun üzerine onlar, “Patanjali” dediler. Bilirsiniz, Patanjali’ bir gazeteci ve …. “Şu adama bakın, o tedavi olmak için geldi çünkü vücudunu terk etmek gibi bir deneyim yaşıyordu ve tedavi için Bana geldi ve o adam size diyor ki ‘Mataji’ye gidin, O size bunu yapar.’”  Ve bu aptallar, bilirsiniz, Beni dinlemiyorlardı. Yani, sahip olduğumuz bilgiyle uyumlu bir ayırt edicilik yöntemimiz yok. Mutlak bilginin ne olduğunu bilmiyoruz. Bu yanlış, Bunun için vibrasyonlarınız olmalı. Vibrasyonlarla , şimdi bütün aydınlanma almış olanlara “Tanrı var mı, yok mu?” diye sorabilirsiniz. Alacağınız cevaba bakın. Tüm cevaplar gelir ve küçük bir şeyi bile elinize kaydedebilirsiniz.

Pharkay’ı duymuş olmalısınız, bugün Bana bundan bahsediyordu, ne zaman ki, …. bazı beyefendiler bir yerdeydiler ve dedi ki, “sadece onun vibrasyonlarını bulursunuz”. Bunun üzerine orada ellerini uzattı ve  “Vibrasyonlara bakayım”  dedi.  Hiçbir şey gelmiyordu ve hissedeceğin hiçbir şey yoktu, çakralar hakkında hiçbir şey yoktu. O zaman, “o orada olamaz çünkü ben hiçbir şey hissetmiyorum.” Bunun üzerine bu adam onu düşündü, “Ah, evet, evet. O uçakta olmalı, orada değil”, dedi.  Bu yani, bu boyuta kadar gider!

Londra’da bir beyefendi var, “Mataji, ben başkaların vibrasyonlarını hissedebilir miyim?” dedi.  Bende “hisedebilirsiniz” dedim.  “Babamın vibrasyonlarını hissedebilir miyim?” dedi. Bende, “Evet, tamam şimdi ellerini şöyle uzat ve bir soru sor”, dedim. Aniden onun Vishuddhi çakrası yanmaya başladı. “Anne burası yanıyor”, dedi. Bende “Hemen ona telefon et ve nasıl olduğunu sor” dedim. Annesi ona dedi ki, “baban seninle konuşamaz, boğazı çok kötü”, dedi. Ve babası çok uzaktaydı. Onunla konuşamadı, boğazı çok kötüydü. Vishuddhi Chakrası catch ediyordu. Tüm bilgiyi ellerinizde, vibrasyonlarda alırsınız ve sonra tüm bu kitapları gördüğünüzde şaşıracaksınız ama o onlar ellerinizi yakacaklar.

(Shri Mataji, Hintçe bir cümle söylüyor.)

Gerçek bir guru ile gerçek olmayan bir guruyu ayırt ettiğinizde şaşıracaksınız. Bu konuda çok doğrudur. Burada bir bayanın durumu var. Bana, birisinin kendisini görmeye geldiğini söyledi, yani demek istiyorum ki, birisi onda kalmaya geldi, erkek kardeşi ya da çok yakın olan birisi. Ve kadın sürekli yanmaya başladı, şudur, budur. Bunun üzerine kadın ona sordu, “Sen Satya Sai Babaya mı gidiyorsun?” (Sahte Sai Baba) Oda “Hayır” dedi. Kadın, “Hayır mı, ama nasıl olur bu? Sahte Sai Baba’nın bir öğrencisinden aldığıma benzer korkunç bir yanma alıyorum. Bir yerlere gitmiş olmalısın. Gitmiş olmalısın”, dedi.  Oda, “Hiçbir zaman gitmedim” dedi. Bunun üzerine kadın, “Gerçekten mi?” dedi. Ve kadın onu araştırıyordu ve ortada hiçbir şey yoktu. Sonra onun bavulunu açtı ve orada Satya Baba’nın fotoğrafı vardı.

Bizim Prabhakar burada, ona sorabilirsiniz. Karısı,  Bana gelen kadının Londra’daki  eltisi büyük bir sorundu. Onlar resmin nasıl yerleştirildiğini, eltinin neden böyle davrandığını ve neden onlara böyle yanma hissi verdiğini bulamadılar. Bir gün çantasını açtılar ve çantada o fotoğraf vardı. Fotoğrafı attıkları gün herşey düzeldi, aksi halde sebepsiz yere boşanacaklardı – zavallı kadın istifra ediyor ve her  tür şeyi yapıyordu. Bunun gibi birçok olay var. Demek istediğim kanıt orada.

(Shri Mataji, Marathi dilinde bir kaç cümle söylüyor.)

O adam bizi bu Sat Sai Babanın bir merkezinin bulunduğu bir yere çağırdı. “Mataji, siz bu insanları kurtarmalısınız”, dedi. Oraya oturduğum zaman bir sürü çocuk bayıldı. Sonra onlar bize ““Bu çocuklar böyle bayılıyorlar. Bu konuda bir şeyler yapmanız gerek”, dediler. Ve “pek çok çocuk  kayboldu. Sadece ortadan kayboluyorlar. Nasıl kaybolduklarını Tanrı bilir” dedi. Ona “Baba, burası onun merkezi, şimdi bununla ilgilenmesine izin verin. Ben bıktım”, dedim.

Şimdi ne yapmalıyım? Öncelikle doktorlar, aydınlanmış ruhlar yaratmalıyım. Bunu halledecek  daha fazla sayıda insanım olduğunda, bunu çözebiliriz. Fakat tek bir şey var, Aydınlanmanızı aldıktan sonra gelip, öğrenmeli ve her şeyde ustalaşmalısınız. Siz oldunuz ….  – Ben size Kundalini hakkında her bir şeyi anlatıyorum, sadece bunda ustalaşabilirsiniz. Bu çok basit. Bu o kadar basit ki, biliyorsunuz bunun size faydası olur. Biliyorsunuz, bu Sevginin Gücü, onun nasıl çalıştığını bilmelisiniz. Biz sadece nefretin gücünü biliyoruz.

Diyelim ki, biri size karşı çok kaba davrandı. Size eşimin sekreterinden bahsedeceğim. Bu bayan aydınlanmasını aldı ve Bana, ”komşularım var, üç ya da dört genç erkek ve onlar korkunç hippiler. Gürültü yapıyorlar, rahatsız ediyorlar ve bana yaşlı tavuk dediler. Eğer benimle alay ederlerse ne yapmalıyım?” dedi. Ben, “Tamam, sen ne yapacaksın?” dedim.  O, “gerçekten bıktım, evden ayrılacağım”, dedi. Bende, “Böyle yapma. Git ve onların evine sadece bandhan ver, her gün üç kez bu şekilde yap ve sevgiyle Beni düşün”, dedim. Bu hanım, “evim şimdi bir kilise bahçesi kadar sessiz, çok sessiz ve onlar çok kibarlar. Asansörü benim için açıyorlar. Gittiğimde bana yardım ediyorlar”, diyor.

(Bir seeker Hintçe soru soruyor. Shri Mataji Hintçe cevap veriyor ve sonra, İngilizce devam ediyor)

Sizler enstrümansınız, siz enstrümansınız, siz ilaçsınız, iyileştirensiniz, siz doktorsunuz, siz bilgisayarsınız, siz her şeysiniz ama kendiniz olmalısınız. Kendiniz olmalısınız.  

(Shri Mataji Hintçe konuşur ve arkada bir Yogi, Maha Mantrayı okur)

H.H. Shri Mataji Nirmala Devi