Sahasrara Puja Konuşması: Shri Mataji, Sahastraranın açılışını nasıl deneyimledi.

London (England)

Feedback
Share
Upload transcript or translation for this talk

Sahasrara Puja. Dollis Hill, Londra (Birleşik Krallık), 5 Mayıs 1979.

Yani bugün çok, çok önemli bir gün, biliyorsunuz; çünkü yaratılış tarihinde, İsa’nın zamanına dek, insan bilinci içinde, sadece yeniden dirilme hissiyatı yaratıldı – siz diriltilebilir ya da yeniden doğabilirsiniz. Bu hissiyat onlarla birlikte çöktü. İnsanlar bunun bir ara hepimizin başına gelebileceğini anladılar ama bu olmadı. Bu hiç bir zaman gerçekleşmedi. Bu bir sorundu. Ve siz Gerçekğin içine girmeden, onun hakkında her ne konuşulursa konuşulsun, bu kulağa bir hayal ürünü gibi geliyor. Bu yüzden kişi Gerçeğin içine, Hakikatin içine  atlamalıdır. Bu daha önce hiç olmamıştı ve size söylediğim gibi, bu bir ya da iki kişinin başına gelmiş olsa dahi, kitleler için fark etmez ve hiç kimse bunu kabul etmez. Ve çölde akmakta olan ufak, küçük nehir gibi, o bir anda kaybolur gider. Gerçeğin de, her ne bulunmuş olursa olsun, onun hiçbir zaman kökleri olmadı. Ve insanların vaaz ettiği bu gerçekle, her türden garip şeyler başladı. Yani, kişinin Tanrısal  olanla bir olması, insan bilincinde bir doruk noktası olacaktı, bu kişinin kendisiyle bir olmasıydı. Ve bu da, en müsait zamanda, en iyi zamanda gerçekleşmeliydi. Çünkü, insan arzusu çok kuvvetli olmadığı sürece, insan iradesi çok kuvvetli olmadıkça ve onlar hakikati istemedikçe, Gerçek harekete geçmez. Elbette, yaratılış söz konusu olduğunda, diğer şeyler, hayvanların ve tüm ağaçların, meyvelerin ve çiçeklerin yaratılması, tüm bunlar yapıldı.

Ama insan evrimi daha erken bir zamanda olgunlaşamazdı çünkü çok fazla arayış yoktu. Bu yüzden zamanı geldiğinde, bu zorunluluk o kadar büyüktü ki, bu zorunluluğun kendisi Sahaja Yoga’yı ortaya çıkardı. Ve bu öyle bir şekilde oldu ki, Ben Sahastrara’yı gerçekten gördüm. Tabii ki, sizin Sahastraranız ile, Benimki arasında bir fark olduğunu biliyorsunuz. Ve Ben büyük Sahastrara olan bu Sahastraranın güzelce açıldığını gördüm. Ve taç yapraklar alevler gibiydiler, yuvarlak alevler; alev gibi değilde, yuvarlak alevler: farklı renklerdeki toplar gibi, güzel renklerde alevler. Bu yüzden, Ben bugün çok renkli bir bluz ve çok renkli bir sari giydim. Çünkü Ben bunların çok sayıda olan permütasyonunu ve kombinasyonunu gördüm. O, çok güzel bir şekilde açıldı. Ve onun her bir taç yaprağı sanki onlar tek tek, kesinlikle eksiksiz ve mükemmeldiler ama onlar tabanda, tamamen bütünleşmiş gibiydiler. Ve onun açılma şekli ve bu hareketi çok ritmik ve çok uyumluydu. Bir sorun yoktu. Aralarında öyle bir uyum vardı ki; hiçbir yerde bir kararsızlık yoktu. Sanki uyumla dans ediyormuş gibi, onlar açıldılar. Ve renkler, hepsi kendi ışıklarını auranın etrafına yaydılar. Ve merkezde Agnya’yı (duyulmuyor) gördüm ya da buna Güneş rengi diyebilirsiniz ve orada tüm çakralar ışık yayarlar ama tayfda çakralar daha koyuydu ve (ışık) yayıyorlardı. O kadar karanlıktı ki hepsi siyahımsı, çok karanlık görünüyorlardı. Bir tür yoğunlaşmış bir renge sahiptiler ve onlarda, her tarafa doğru ışık saçıyorlardı.

Ve ışık, her şey açılır açılmaz bu ışık kesinlikle yayıldı ve sonra Ben “bu oldu” dedim, bu yapılabilir. Yani, Benim önce kendi Sahastraramı açmam gerekiyordu, sizin Sahastraralarınız o zaman açılabilirdi. Ve sonra, lütfumun muazzam akışının, akmaya başladığını hissettim. Benim üzerime bile yağan çok fazla lütuf. Üzerime sağanak şeklinde yağan bir yağmur gibi. Bu mutluğun içinde kesinlikle sırılsıklam olmuştum. Gerçekten kaybolmuştum, kesinlikle kaybolmuştum. Şimdi tüm Yaradılışın, Evrensel Bilinci sarmaladığını hissettim. Aynen bu şekilde. Her şey bitmişti. Sadece neşe hakimdi. Bu çok güzel bir zamandı. Ve sonra işime başladım. Ama bildiğiniz gibi, başlangıçta bunları konuşmak çok zordur. Başlarda, bir kişinin çıkıp “Ben şöyle şöyleyim” demesi çok zordur. Bu gerçekten utanç verici bir şey. Birine bunu anlatmak son derece utanç verici. Yani biraz gücünüz varsa ya da sizin bunun üzerine konuşmaktan çekindiğiniz bir şey varsa. Siz sadece öne çıkıp, dışlanmak istemiyorsunuz. Bu konuda kendinizi çok yalnız hissediyor ve bundan kimseye bahsetmek istemiyorsunuz. Bunu bir süre idare ettim ama Sahastrara açıldığında, gerçek renklerimle dışarı çıkmam gerektiğini biliyordum. Tabii ki henüz değil, henüz dışarı çıkmadım çünkü bu korkunç olurdu ama, olduğu şekliyle, Sahastrara açıldığında, Ben enstrümanın artık çalışır durumda olduğunu fark ettim. O halde önünüzde duran bu Enstrüman, sayesinde sizin gerçeği öğreneceğiniz Enstrümandır. Gerçeği şimdi Benim bu Enstrümanım sayesinde öğrenebilirsiniz. Çünkü bu Enstrüman vasıtasıyla  Kundalininiz uyandırılacak, Aydınlanmanızı alacaksınız. Ve vibrasyonlarınız sayesinde Gerçeği bilebileceksiniz. Sizinle, Gerçek arasındaki bu ilişkinin zaten başladığını biliyorsunuz. Siz herhangi bir soru sorabilir ve bunun cevabını alabilirsiniz.

Yani, her şeyden önce Gerçek bilinecek ve siz o Hakikati, bir kez bildikten sonra, bunu o Hakikatin başka bir boyutu ve diğer bir başka boyutu takip edilecektir. Ve bunların hepsini vermem gereken bir aşamaya ulaşılacağını biliyordum. Ve sizler bunun tamamına sahipsiniz ama bu Enstrümanın özel bir yanı var, çünkü Sahastrara, Sahastrara’nın özü, bütünleşmedir, ekagratadır (Tek yöne dönük olmak, tek bir sırada olmak). Ben size ekagratanın ne olduğunu anlattım: Bütün iğnelerin tüm deliklerini, eğer siz onları bir ip ile bir araya getirirseniz, buna ‘ekagra’ denir. ‘Agra‘, ‘son’ demektir ve  ‘ek‘ ise ‘bir’ anlamına gelir. Tüm uçlar bir sicimden geçirilir. Şimdi bu ne anlama geliyor? Çok süptil bir şekilde, eğer siz tüm çakraların Benim Varlığım içinde bir ipe dizildiğini anlarsanız. Bu, yaratılmış her tür kalıbın, her tür dinin, her tür inancın, her tür fikrin, her tür girişimin, bilimin, yoganın, her şeyin bir araya gelmesi demektir! Hepsi bu Varlığın içinde ipe dizilmiştir. Yani diyelim ki siz bir Hatha Yogi’siniz, o zaman sizin sadece “Anne, Siz Hatha Yoga mısınız?” diye sormanız gerekir. Bitti. Eğer Raja Yoga yapıyorsanız, sadece “Anne, Siz Raja Yoga mısınız?” diye sorun. Hristiyansanız, “Anne, Siz İsa mısınız?” diye sorun. Müslümansanız sadece “Anne Siz Peygamber misiniz?” diye sorun. Tanrı’ya inanmayan kimseler bile olsanız, [siz] “Siz Soyut İmaj mısınız? Siz Budha mısınız? Siz Mahavira mısınız?” diye sorun. Onların hepsi Benimle birlikteler. Yani hepiniz, her nerede olursanız olun, her ne geliştirmiş olursanız olun, hiçbir şey boşa gitmedi, aksine ona uygun bir anlam kazandırıldı. Ancak bu anlamla siz, başkalarıyla da bütünleşeceksiniz. Çünkü tüm bunları içinde barındıran Tek bir Şahsiyet var. Bir Tanrıçanın bin ismi gibi. Yani onlar otomatik olarak entegre edileceklerdir. Hindu olabilirsiniz, Müslüman olabilirsiniz, Hristiyan olabilirsiniz, eğer siz kendiniz için böyle bir şey demek istiyorsanız ama siz bir kez bir Sahaja Yogi olduğunuz zaman, hepiniz bütünleşirsiniz. Kiliseye gidebilirsiniz, eğer isterseniz camiye gidebilirsiniz ama siz oradaki kişinin kim olduğunu biliyorsunuz. Bu hususu takip ediyor musunuz? Sahastrara’nın özü budur. Ve bu nedenle bizler yanlış tanımlamalarımızdan vazgeçmek zorundayız.

Mesela, eğer siz “Ben bir Hristiyanım” diyorsanız, o zaman nasıl Hristiyansınız? “Ben İngiltere Kilisesiyim” demek, bunu anlamanın yolu bu değildir. Siz bir Hristiyansınız, tamam, o zaman İsa’yı takip ediyorsunuz, çünkü Ben İsa’yım. Eğer herkes bir lamba direğini takip ediyorsa, diyebilirsiniz ki, o zaman hepsi bütünleşiyor. Siz bir açıdan arayabilir, bir diğeri başka bir açıdan arayabilir, ama bu bütünleşmeyle sizler Işığın aynı olduğunu anlayacaksınız. Yani tüm bu yıllar boyunca, insanların kavgaları ve tartışmaları, tüm bunlar kesinlikle nötralize edilecektir. Entegrasyonun güzelliği budur. Dünyanın herhangi bir yerinde, onlar her neyi takip ediyorlarsa, bu cevaplanabilir. Ama bunun vudu (Batı Afrika kökenli ruhçu bir din) gibi bir tür sahtelik olduğunu varsayarsak, o zaman Ben o şey değilim. Tabii ki Ben bu değilim. Ben uydurma değilim. Gerçek her ne ise, siz ona hakikat adı verilen her neyi takip ettiyseniz bu da değil. Bu anlamda, Hıristiyanlığın Gerçek olmaması gibi, Gerçek İsa’dır ama eğer siz bir Hristiyansanız ve İsa’yı yanlış bir şekilde takip ettiyseniz, çünkü papayı izlemek, İsa’yı takip etmek değildir ya da diyelim ki, İngiltere Kilisesi olmak, bu şey İsa’yı takip etmiyor. Ancak, eğer siz İngiltere Kilisesi aracılığıyla bile İsa’yı takip ediyorsanız, sorun değil. Papa vasıtasıyla bile takip ediyorsanız sorun yok, çünkü artık siz Gerçeği buldunuz. Yani bu çok önemli ve bu can alıcı bir gündü diyebilirim, Mayıs ayının 5’i. Ve her şey çok dramatik bir şekilde oldu, son derece dramatik bir şekilde, Ben bir programa gittim, bir programa değil, ama onun ne tür bir şey yapmak üzere olduğunu görmek için korkunç rakshasaların yerlerinden birini görmeye gittim.

Ve tabii ki Ben kendi ayarlamalarımı yapmıştım ve bir arkadaşın evinde kaldım ama o adamın ne yaptığını, neyin peşinde olduğunu görmek için o kampa gittim; çok sade, masum bir şekilde, o bir kurnazlık yaptığımı asla tahmin edemezdi! Son derece sade  ve masum. Çok masum görünüyorum, Benim aptal olduğumu düşünmeyin. Ben çok zekiyim! Ben de aşağı indim ve adam Benim onun büyük bir öğrencisi olduğumu düşündü, falan filan. (Shri Mataji gülüyor) Sonra sahile gittim ve onun ne yaptığını gördüm, çok sinirlendim, “Şimdi, nedir bu?” dedim. “Acele etmeliyim” dedim. Bu şimdi yapılmalı. Daha fazla zaman harcamaya gerek yok. Çünkü sadece onun ne yaptığına bir bakın!” İbadet edilecek  bir çakra üzerinde çalışıyordu ve Ben bu konuda bir şeyler yapmam gerektiğini hissettim. Ve gerçekten bu oldu, bu şekilde Sahastrara’yı açabildim. “İşte budur!” dedim. Çünkü duymuşsunuzdur, Tanrıça’nın hiçbir [amacı] yoktur. O nishprayojana’dır, O amaçsızdır, Onun hiçbir amacı yoktur ama eğer amaç Onun yoluna çıkarsa, o zaman O bir şeyler yapabilir ama O’nun kendi amacı yoktur. O kesinlikle amaçsızdır, nafiledir! Herhangi bir arzu duymaz. Düşünün! Herhangi bir atfedilmeden. Nasıl, bir şey ve yarım, her neyse! Böyle bir şahsiyet, O böyle bir taleple karşı karşıya kaldığında, kendi formuyla ortaya çıkar. Şimdi oradan şunu anlıyorsunuz ki, bu Sahastrara gününde sizin de talep etmeniz gerekiyor. Sizden istemenizi ve talep etmenizi  istiyorum, çünkü Benim hiç arzum yok. Ve siz sadece buna devam edin! Benden talep etme hakkına sahipsiniz. Ve yapmak istediğiniz en büyük, en yüksek, en fantastik ve en dinamik olan şeyi isteyin. Akıllarınızı ve kafalarınızı bir araya getirin ve büyük bir şey isteyin. Bugün çok güzel bir gün. Eve gidin, bunu düşünün.

Buna kolektif olarak da karar verin. Şimdi Ben gideceğim, sonra siz karar verin ve bir talepte bulunun, bu yapılabilir! Şimdi, sizin isteğiniz yerine gelecektir, Benimki değil. O yüzden şimdi bir hamle yapacağım. Umarım hepiniz ayın yedisinde gelirsiniz ve tüm arkadaşlarınızı ve tüm bunları getirirsiniz. Büyük bir kalabalık toplayabiliriz, bunu diyemem ama, kalabalık kalabalıktır. Sahaja Yogiler, Sahaja Yogilerdir. İçlerinden büyük bir kalabalık çıkabilirsiz, biz onları denize sokarsak, geriye sadece iki tane kaldığını göreceksiniz. Yani Sahaja Yogi farklıdır. Kalabalık toplayabiliriz. Bilemiyorum, Caxton Hall’a bağlı, belki de. Çocuklarımın tüm koltuklarını kaybettiği Caxton Hall Toplantısı sayesinde ve tüm ……??

Douglas Fry: Bundan bir şey çıkacağını düşündüm.

Shri Mataji: Ha ha! Bunu biliyordun.

Douglas Fry: Garip bir şey olacağını biliyordum, olması gerekiyordu! ‘Tilki öleceği zaman şehre doğru koşar’ diye bir deyiş vardır. Sonra onlar bana Caxton Hall’a geleceklerini söylediler, bende “bu çok iyi fikir!” dedim. Bunun çok iyi bir tuzak olduğunu görüyorsunuz. Ve sadece tek bir kişi değil, hepsi vibrasyonlarını  kaybettiler.

Sahaja Yogi: Onlar düştüler (anlaşılmıyor) O bile… Görüyorsunuz ki nefret işe yaramayacak. Bu güzel, bir bakıma, bu hanım da geldi, bakalım, sonuçta bir kadın ve onun üzerinde çalışabiliriz. Gerçi o da bu kalabalıkla birlikte.

Sahaja Yogi: Onun muazzam bir egosu var.

Shri Mataji: Bir kadın için öyle, eh! O yapar. Onunla el sıkıştım, Kundalinisini yükselttim ve onun yükselme hızı karşısında Ben “wawa” diye hissettim! Onun Kundalinisini  yükselteceğim, tamam mı? Bunu söylemeyin. Ondan pek umut yok ama, bilirsiniz. İyi bir grup bulabiliriz. Lord Hailsham var, onunla çok ama çok samimi bir akşam yemeğinde tanıştım. Dr. Nagendra Singh oradaydı ve onun Hindistan’ın çok büyük bir ruhani lideri olduğunu söyledi. Doktor Lord’a, “Gerçek hakkında bir şey bilmek isterseniz, Kendisi size  anlatabilir” dedi. Oda “ben Gerçek hakkındaki her şeyi biliyorum” dedi. Bunun üzerine (Dr Singh) Bana sordu, “Bu kişi hakkında ne biliyorsunuz?” Bende “Onun Kundalinisi orada, aşağıda donmuş!” dedim. Kendisi çok gururlu bir adamdı, görüyorsunuz – “Gerçek hakkındaki her şeyi biliyorum!” Bunu söylediğini hayal ediyor musunuz!

Rustom: Sizden biraz vibrasyon almalı mıyım?

Shri Mataji: Birçoğu burada kaldı. Nabhi, çoğunuzda sol Nabhi var….