Sahasrara Puja: Sahasraranın Üzerinde

Gorai Creek, Mumbai (India)

Feedback
Share
Upload transcript or translation for this talk

Sahasraranın Üzerinde, (Sahasrara Günü), Gorai Creek, Bombay (Hindistan) 5 Mayıs 1983.

Hepiniz adına ve kendi adıma, bu düzenlemeleri yapan Bombaydaki Sahaja Yogi organizatörlerine teşekkür ederim, onlara çok teşekkür ederim. Bizim için seçtikleri güzel bir yer burası. Bu aynı zamanda, Benim üzerinde konuşacağım şeyin,  üzerinde konuşacağım ağaçlar altında oturarak bu Sahasrara konuşmasının gerçekleşmesi de, Tanrı’nın bir armağanıdır. On dört yıl önce veya diyebiliriz ki, hâlihazırda on üç yıl geçti ve şimdi on dördüncü yıl başladı. Sahasrara’nın bu büyük açılışı dünyada tamamlandı. Bunu size her Sahasrara gününde, bunun ne olduğunu, bunun nasıl yapıldığını ve bunun öneminin ne olduğunu defalarca anlattım.

Ama bu on dördüncü doğum günü çok önemli çünkü insan on dört seviye yaşar ve on dördüncü seviyeyi geçtiği gün, tam bir Sahaja Yogi olur. Bu nedenle, Sahaja Yoga da bugün Sahaja Yogi haline geldi. Benzer şekilde, Tanrı içimizde on dört seviye yarattı. Onları basitçe sayarsanız, o zaman içimizde yedi tane çakra olduğunu bilirsiniz; bunların yanı sıra, onlar hakkında pek fazla konuşmadığınız iki tane çakra daha var. Bunlar Ay çakrası (Lalita çakra) ve Güneş çakrası (Shri çakrası) ve sonra, Hamsa çakra da var.

Yani bu şekilde, üç tane daha var: yedi artı üç, on tane eder. Sonra Sahasrara’nın üzerinde olan dört tane çakra daha var. Ve bu çakralardan size bahsettim. – Ardhabindu, Bindu, Valaya ve Pradakshina. Bunlar dört tanedir. Sahaja Yoga’ya geldikten ve Sahasraranız açıldıktan sonra, bu dört çakradan, Ardhabindu, Bindu, Valaya ve Pradakshina’dan geçmelisiniz. Ancak bu dört çakrayı geçtikten sonra, bir Sahaja Yogi olduğunuzu söyleyebilirsiniz? Ve eğer başka bir açıdan bakarsanız, Sahasrara’ya ulaşmak için bu on dört aşamayı geçmemiz gerekir; onları bölerseniz, İda Nadi’de yedi tane ve Pingala Nadi’de yedi tane çakra vardır.

İnsan yükselişini gerçekleştirdiği zaman, bunu düz bir şekilde yapmaz. O önce sola, sonra sağa, sonra tekrar sola ve sonra yine sağa gelir. Ve Kundalini yükseldiğinde, bunu kendisini ikiye bölerek yapar. İki ip örneğini anlatırsam, bunun nedeni anlaşılabilir. Bu iki halat, yukarı çıkma veya aşağı inme sürecinde iki kez yan yana kesişirler. (Burada Shri Mataji, Kundalininin Ida ve Pingala Nadileri boyunca yükselişini açıklar; her çakrada her biri zıt yönlerde olmak üzere 4 döngü (saat yönünde ve saat yönünün tersine) yaparak.)

Kundalini yükseldiğin zaman, çakrada solun mu yoksa sağın mı sıkıştığını görürsünüz. Kundalini sadece bir tek bir tane olmasına rağmen, her çakrada her ikisini de görürsünüz – böylece solun mu yoksa sağın mı catch ettiğini bilirsiniz. Bu şekilde, içimizde, eğer her bir çakra ikiye bölünürse – sol ve sağ, o zaman iki tane yedi, on dört tane olur. Yani, her şeyden önce içimizde, Sahasrara’ ya ulaşmadan önce on dört aşama geçilmelidir. Ve eğer bunu anlarsanız, bu yedi [ana çakra] ve [Sahasrara’nın] üzerindeki yedi, o zaman bu şekilde  on dörtlük bir yol yaratılır.

Bu nedenle, bu on dört sayısı Kundalini Shastra (bilimi) için çok önemlidir, çok önemlidir. Bu çok önemli bir şeydir. Ancak bu on dört aşamanın üzerine çıktıktan sonra Sahaja Yoga’nın kutsamalarına hak kazandığımızı tam olarak anlamalıyız. Durmaksızın ilerlemeli ve onun içinde [onun rengine] tamamen boyanmalıyız. Rajana, birajana – bunlar size daha önce de defalarca söylediğim sözler; ama bugün, özellikle, Sahasrara gününde rajana’nın (hüküm sürmek, efendisi olmak) ve birajana’nın (varsaymak) ne olduğunu anlamalıyız.

Şimdi oturuyor ve şu ağaçlara bakıyorsunuz. Bu, shriphala ağacıdır. Nariyal’e, shriphala denir. Hindistan cevizine shriphala denir. Bunu hiç düşünmüş olsanız da olmasanız da, bilemiyorum, ama bu gerçekten düşünülmesi gereken bir şeydir – “Neden buna shriphala (Shri Phala- Yüce Meyve) deniyor?” Bunlar başka hiçbir yerde değil, deniz kıyısında büyüyorlar. En iyi meyve deniz kıyısında yetişir. Bunun sebebi, denizin dharma olmasıdır. Nerede dharma varsa, shriphala sadece orada çiçek açar. Dharmanın olmadığı yerde, shriphala büyümeyecektir.

Ama her şey denizin içindedir. Her türlü temizlik, pislik, her şey onun içindedir. Bu deniz suyu, tuzla doludur, onun içinde tuz var. İsa, “Siz dünyanın tuzusunuz” demişti, bu da sizin her şeyin içine girebileceğiniz anlamına gelir; siz her şeye tat katabilirsiniz. Tuz olmadan insan yaşayamaz. İçimize aldığımız Prana shakti (Yaşam Gücü), eğer içimizde tuz yoksa o zaman o Pranashakti bile çalışamaz. Tuz, katalizördür. Ve bu tuz bizim yaşamamızı, bu dünyada yaşamamızı, Prapancha’da (Dünveyi ilüzyonlar) yaşamamızı tamamen organize eder. Tuz olmadan insanın bir faydası olmazdı.

Fakat bu ağaç Paramatma’ya (Yüce Ruh) doğru yükseldiği zaman, bütün tuzu aşağıda bırakır. Her şey geride kaldı. Ve sonra güneş ışığı bu ağaçlara düşer ve güneş ışığının düşmesiyle yapraklarının özü ve tüm ağacın özü yukarı doğru emilir çünkü buharlaşma gerçekleşir. Sonra bu su, gövdeden yukarı doğru akar. Her şeyi bırakarak bu on dört şeyi aşar ve zirveye ulaştığında shriphala oluşur (hindistancevizi meyvesinin kendisi). Siz de shriphala ile aynısınız. Ve Shriphala’yı Devi’ye sunmak çok önemlidir. Shriphala sunumu olmadan puja tamamlanmış sayılmaz (Sampana-mükemmel, tamamlanmış).

Ayrıca shriphala tuhaf bir şekilde yapılmıştır. Dünyada shriphala gibi bir meyve yoktur. Ağacın hiçbir kısmı ziyan olmaz; yapraklarından aşağıya dek, her şeyi kullanılır. Ve Shriphala’nın her bir parçası kullanılır. Shriphala’nın aynı zamanda bir insanın Sahasrarası gibi olduğunu görebilirsiniz. Sahip olduğumuz saç gibi, Shriphala’nın da saçı vardır. Bu [Sahasrara] shriphala’dır. Bununda dışında, koruma için saçı vardır. Ölümden korunma bize,  saç tarafından sağlanır. Bu nedenle saça büyük saygı gösterildi; saç harika ve çok güçlü bir şeydir çünkü sizi koruyorlar. Onlar tarafından korunuyorsunuz. Ve bunun içinde, bizim kafatası kemiklerimizin olması gibi, bilirsiniz, shriphala’nın da dışta bunun gibi sert bir kabuğu vardır. Ondan sonra, içimizdeki, gri madde ve beyaz madde – bu iki şey bizim içimizdedir. Shriphalada da, bu beyaz maddeyi ve gri maddeyi de görüyorsunuz… ve bunun içinde, bizim içimizdeki beynin omurilik sıvısı gibi, su var. Bunun içinde de su var – bu limbik bölgedir.

Yani bu sakshat shriphala’nın kendisi… eğer onlar için (ağaçlar için) bu meyve ise, o zaman bizim için bu [beyin] meyvedir. Beynimiz, tüm evrimimizin meyvesidir. Amipten bugüne dek evrimimiz her neyse, bugün insan olduk: tüm bunlara bu beynin bir sonucu olarak sahip olduk. Beyinden, tüm bunlar, sahip olduğumuz her şey, bu beyinden geçer. Bunun içinde her türlü güç vardır; her türden. Tarafımızca elde edilen tüm zenginlik, bunun içinde toplanır.

Şimdi, Ruh kalbin içinde bulunur ve Sahaja Yoga’dan sonra, bunun ışığı her iki taraftan, yedi katman halinde içimizde yayılır. Bu yalnızca kişinin Sahasrara’sı açık olduğu zaman olabilir. Şimdiye kadar beynimizle aynı işi yapıyorduk. Aydınanmadan önce, ego ve süper-ego, bu ikisi aracılığıyla, yapılacak iş her ne ise, biz sadece bunu yaparız; bunun dışında hiçbir şey yapmayız. Ego ve süper ego veya buna manas ve ego diyebilirsiniz. Bu ikisi yardımıyla tüm işimizi yapıyoruz. Ama Aydınlanmadan sonra, Ruhumuzun yardımıyla çalışırız. Ruh, aydınlanmadan öncesi kalpte ikamet eder, o bir kshetra (Bölge, tapınak, Tanrının ikametgâhı) Agnya (şahit) olarak kesinlikle bizden ayrıdır. İşi, her ne olursa olsun, sadece şahit kalmaya, bunu yapmaya devam eder ama onun ışığı dikkatimizde (chitta) değildir. Bizden ayrıdır. O dikkatimizde değildir.

Aydınlanmadan sonra, önce dikkatimize gelir. Önce dikkate gelir. Ve dikkat, bildiğiniz gibi, Void’dadır. Bundan sonra,  o gerçeğin içine giren ışıktır, çünkü beynimize ışığın girmesiyle (beyin aydınlanırken) biz Gerçeği biliriz. “Bilmek”, akıl yoluyla bilmemiz anlamına gelmez, ama gerçekte, sakshat, bunun, bunun Gerçek olduğunu biliriz. Bundan sonra onun ışığı kalpte görülür. Kalp derinleşir. Kalp genişlemeye başlar, uçsuz bucaksız olmaya başlar. Onun sevgi gücü artmaya başlar. Satchitanand olarak adlandırılmasının nedeni budur: Sat, chitta ve anand (Gerçek, dikkat ve mutluluk): Beynimizdeki Gerçek, Dharma’mızdaki dikkat ve Ruhumuzdaki sevinç. Bunlar aydınlanmaya başlarlar.

Onun ışığı ilk başta yavaş yavaş yayılır, bunu hepiniz biliyorsunuz. Işığı yavaş yavaş büyür. Bu süptil bir şeydir. İçinde yaşadığımız kaba düzenden dolayı ilk başta çok süptildir. Bu düzende süptil olana tutunmak zorlaşır, ancak yavaş yavaş bu tutunma da gelişir. Ondan sonra büyümeye, ilerlemeye başlarsınız. Sahasraranın tek bir  perdesinin açılmasıyla Kundalini ortaya çıkar ama tam o anda, ışığı her tarafa yayılmaya başlamaz. Kundalini daha az önce yükseldi ve siz Sadashiva’nın koltuğunu selamladınız. İçinizde Ruh’un ışığı puslu bir şekilde akmaya başladı ama bu beynin içinde, o henüz tam olarak çiçek açmadı. Şimdi şaşırtıcı olan şey şudur, eğer siz onu beyniniz vasıtasıyla yaymak isterseniz, bunu yapamazsınız. Şimdi, beynimizin ve kalbimizin mükemmel bir dengesi sergilenmelidir.

Çok iyi biliyorsunuz ki, zekânızla çok fazla çalıştığınızda, sizde kalp yetmezliği meydana gelir. Ve kalbinizle çok çalıştığınızda, beyin başarısız olur. Aralarında bir ilişki var, bu zaten vardır; bu çok derin bir ilişkidir. Ve bu derin ilişki nedeniyle, aydınlanmanızı aldığınızda, onların ilişkileri daha da derinleşmek zorundadır. Kalp ile beyin arasındaki ilişki çok derin olmalıdır. Tamamen bütünleştiği an, dikkatiniz tamamen Parameshwar swaroop (Tanrısal olan) haline gelir. Bu aynı zamanda Hatha Yoga’da da çok söylenen bir şeydir, manalar (süper ego) ve ahamkara’nın (ego) her ikisi  de çözülür (laya).  Ama sadece bunu söylemenizle hiç kimse bunu anlamayacaktır. Egonun ve süper egonun çözülmesi nasıl gerçekleşir? Bu yüzden onlar süper egonun peşine düşerler, sonra da egonun peşine düşerler. Eğer egoyu yenerseniz, süper ego ortaya çıkar ve süper egoyu yenerseniz de, bu sefer ego ortaya çıkar. Bunu anlayamıyorlar: Bu delilik nedir? Bu nasıl ortadan yok olacak?

Süper egoyu ve egoyu nasıl yenebilirim? Bunun için tek bir kapı var: Agnya çakra. Agnya çakra üzerinde çalışarak bu ikisi, yani ego ve süper ego tamamen çözülür. Ve onlar çözülüp erir erimez, kalp ve bu beyin ilk olarak tam bir uyum sağlar ama bir birlik oluşmaz. Ulaşmamız gereken şey bu birliktir. Yani, onun  kendisi Sahasrara olur ve Sahasrara’nız, o da kalp olur. Düşündüğünüz şey kalbinizdedir ve kalbinizde ne varsa,  tek  düşündüğünüz şey budur. Durumunuz böyle olduğu zaman, o zaman her türlü şüphe, her türlü inançsızlık, her türlü korku – böyle bir şey kalmaz. Mesela bir insan korktuğunda ona ne yapılır? Ona beyin yoluyla öğretilir: “Buraya bak, korkacak hiçbir şey yok. Bak, işe yaramaz bir şeyden korkuyordun. Şimdi bir ışık al ve gör. ” O zaman, beyni vasıtasıyla  bunu anlasa da, yine de korkar.

Ama her ikisi  bir olduğu zaman – bu noktayı anlamaya çalışın – bu, sayesinde düşündüğünüz, manalarınızı (süper egonuzu) meydana getiren bu beyin, anlar ve bununla ilgilenir. Eğer o beynin kendisi, sizin mananız haline gelirse, bunun anlamı şudur, siz otomatik bir gaz pedalı ve freni olan böyle bir alet olduğunu hayal edin; ve her ikisi de birdir. İstediği zaman fren olur, istediği zamanda gaz pedalı olur ve dahası, o her şeyi bilir.

Böyle bir konuma ulaştığınızda, tam bir Üstat olursunuz. Böyle bir konuma mutlaka ulaşmalıyız. Şimdiye dek çok ilerleme kaydettiniz; oldukça yüksek bir seviyeye ulaştınız. Kesinlikle şimdi sizin için, shriphala olduğunuz  söylenmelidir. Ama Ben her zaman ileride ne olduğundan bahsediyorum çünkü eğer bu [hindistancevizi] ağaca tırmanılacaksa – insanların ona nasıl tırmandığını siz gördünüz mü? Eğer bir adama ağaca tırmanmasını söyler ve onu izlerseniz, o zaman onun beline bir ip sardığını ve o ipi sürekli olarak ağaçta daha yüksek bir noktaya asmaya devam ettiğini görürsünüz. O ip daha yükseğe bağlandığı zaman, o ipin yardımıyla kendisi daha yukarı tırmanır. Aynı şekilde, bizler de tırmanırken, kendi ipimiz her zaman daha yüksekte tutulmalıdır. Ve ancak bunu öğrendiğiniz zaman tırmanışınız çok hızlı olabilir ama biz çoğunlukla ipi aşağı çekmeye devam ediyoruz. Sahaja Yoga’ya geldikten sonra bile, ipi aşağıya çekiyoruz ve “Anne, biz hiç ilerleme kaydetmedik” diyoruz. Şimdi, ipi ters yönde bağladığınızda ve aşağı inmek için ayarlamalar yaptığınızda, ortada nasıl bir ilerleme olabilir ki? Aşağı inerken, ip asmanıza bile gerek yok. Sadece biraz gevşetin ve –vınn diye- aşağı ineceksiniz! Bu düzenleme zaten aşağı inmek için yapıldı. Düzenleme yapılması gereken şey, tırmanmak içindir. Yani, bir şey haline gelmek için çok çalışmak gerekir. Ve başarılmış olanı kaybetmek içinse,  çok çalışmaya gerek yoktur – kolayca yere inebilirsiniz; bununla ilgili hiçbir tereddüt yok.

Eğer bu noktayı anlarsanız, her zaman yukarıya bakmanız gerektiğini anlayacaksınız. Bir merdivenin herhangi bir basamağında duruyor olsanızda, ama gözünüzü diktiğiniz yer sabitse [tırmanabilirsiniz]. O zaman eğer bu kişi, başka bir kişiden daha yüksekte duruyor ama aşağıya doğru bakıyorsa, o zaman aşağı inecektir. Bu yüzden bazen çok eski Sahaja Yogiler bile aşağı düşerler. İnsanlar Bana, “Anne, o çok eski bir Sahaja Yogi idi; yıllarca sizinleydi; o bunu yaptı, şunu yaptı”, derler.  Ama onlar aşağıya bakıyorlardı, Ben ne yapabilirim ki? Eğer baktıkları yer aşağıya doğru ise, onlar aşağı inerler. Sizler daima yukarıya doğru bakmalısınız.

Şimdi, bu meyveyi görmek için bile yukarı bakmalısınız. Onların gözlerini diktikleri yer bile yukarı doğrudur. Bütün bu ağaçların bakışları yukarı doğrudur. Çünkü bakışlarını yukarı kaldırmadan ne güneşe çıkabileceklerini, ne bu işi yapabileceklerini, ne de shriphala olamayacaklarını biliyorlar.

Ağaçlar çok iyi izlenmeli ve anlaşılmalıdır. Bir ağaçtan Sahaja Yoga’yı çok iyi şekilde öğrenebilirsiniz. Bunlar sizin için çok büyük Guru’lar. Mesela bir ağaca baktığımızda, önce onun köklerini nasıl yerleştiğini gözlemlemeliyiz. Ağaç önce kökleriyle ilgilenir ve onları sabitler. Ve ona bakmak ve köklerini sabitlemek için ne yapıyor? Köklere nüfuz etmeye ve derinlere inmeye devam ediyor. Bu bizim dharma’mız, bu bizim dikkatimizdir. Bunun içinde, o derinlere inmeye devam ediyor. Ve bu dikkatle, o her yeri kaplayan Gücü emer. Bu baş aşağı  duran bir ağaç. Böyle tarif etmek daha iyi olur. Bu kökler, Her Yere Yayılan Gücü emmeye başlarlar ve bunu emdikten sonra, sonuçta onun ne yapması gerekir? O zaman, onun  bakışı daha yukarılara gider ve bu şekilde de, bu shriphala oluşur. Sizin Sahasrara’nız da bu shriphala gibidir. Bu Anne için çok değerlidir. Ve bu Sahasrara, Ona teslim edilmelidir. Dün birçok kişi Bana şunu söyledi, “Anne, ellerimizdeki serin vibrasyonları hissediyoruz ; ayaklarda da, ama burada değil (Sahasrara). ” Oraya kim başkanlık ediyor? Sadece bunu bilin ve serinlik buradan gelecektir.

Ve orada oturan, her şeyin meyvesidir. Aşağıdaki toprağa sabitlenmiş olan bu ağacın kökleri de ondan doğar. Gövdesi, sıkı çalışması, onun evrimi – tüm bunlar sonunda o meyveye dönüşür. Her şey o meyvenin doğasında var. O meyveyi toprağa koyarsınız ve bütün bunlar yine doğarlar. Her şeyin anlamı budur. Bu hepsinin nihai noktasıdır.

Tüm dünyada, bu güne dek Tanrı’nın işi ne olursa olsun, Onun yaptığı iş her ne olursa olsun, onun bütünüyle tam formu, onun meyvesinin formu,  bugünün bizim  Maha Yogamızdır! Ve onun swawini’sinin  (üstadı, Lordu) kim olduğunu biliyorsunuz!

Yani, böyle hayırlı bir zamanda bu dünyaya geldiniz ve bunu aldınız. Öyleyse kutsanmış hissetmelisiniz ve bu shriphala gibi olursanız, sunu da teslim olmalısınız. Meyve ancak olgunlaştığı zaman ağaçtan alınır; aksi takdirde işe yaramaz. Olgunlaşmadan, Anneye sunulamaz. Bu nedenle bir olgunluk geliştirin. Çocukluktan vazgeçin. Bu çocukluk sizde var olduğu sürece, ağaca yapışmaya devam edeceksiniz. Ama sunu için,  ağaca yapışan bir meyvenin ne yararı  var ki? O ancak ağaçtan alınıp, sunulduğu zaman, puja tamamlanmış sayılır.

Yani, Sahaja Yogayı çok büyük bir sembolik formda anlamanıza yardımcı olmak üzere,  sakshat shriphala’nın kendisi önünüzde duruyor. Bugün burada, hepimizin bir araya gelmesi ve bu büyük kutlamada tüm bu ağaçların bize eşlik etmesi gerçekten büyük bir nimettir. Onlar da (nadita) her şeyle yankılanıyor; onlar da titreşiyor (spandita) ve aynı ritimde dinliyor ve dans ediyorlar. Onlarda her şeyin özel önemini de anlıyorlar. Aynı şekilde sizde de shriphala var. Bunu tamamen olgunlaştırın. Onu olgunlaştırmanın tek bir yolu var: kalbinizle uyum içinde olmalısınız. Önemli olan kalp ile bir olmaktır. Kalp ile beyin arasında hiçbir fark yoktur. Kalpten arzularız ve beyin tarafından bu yerine getirilir. Her ikisi bir olduğu zaman, ancak o zaman siz bundan tam olarak yararlanacaksınız.

Şimdi, sıradan insanlar için Sahaja Yoga çok gizli bir şeydir. Onlar anlamayacaklardır çünkü günlük yaşamları sadece bu seviyede. Onlar bu seviyede hareket ederler ama sizin seviyeniz farklıdır. Siz,  kendi seviyenizde yaşamak zorundasınız. Başkalarına baktığınız zaman, bu çoğunlukla şefkatle olur çünkü: Bu zavallı insanlar nedir? Onlara ne olacak? Nereye gidecekler? Bunu anlamıyorlar. Durumları nedir? Hangi yolla sonuca ulaşacaklar? Bunu anlayarak, sizlerde şunu anlamaya çalışmalısınız, eğer, onlara açıklanmasıyla Sahaja Yogayı anlayabilirlerse, bunun çok iyi bir şey olduğunu anlamaya çalışmalısınız; siz anlamalarına yardımcı olmaya çalışın. Ama onlar buna zahmet etmezlerse, onların önünde kafamızı kırmamızın bir faydası yoktur. Birisinin shriphalasını kırmanın bir faydası yoktur. Onu güvenli bir şekilde koruyun. Onun işi çok daha yüksektir. Siz bunu çok daha yüksek bir amaç için aldınız ve onu daha yüksek seviyede tutuyorsunuz ve ancak bu başarılı, harika, eşsiz duruma eriştiğiniz zaman, kendinizi kutsanmış sayabilirsiniz. Bu nedenle, anlamsız şeyler için kafamızı kırmaya gerek yoktur.

Kimseyle tartışmaya gerek yok ama kendi konumunuz korunmalı ve siz aşağı inmemelisiniz. Bu gerçekleşene kadar, içinizde başarılması gereken şey, Sahaja Yoga’da sizin başaramadınız şey, tam bir teslimiyettir. İçinizde  emilecek olan her ne idiyse, bu başarılamadı. Hangi büyüme gerçekleştirilecekse, bu başarılamadı. Ustalığınız  ve tam büyümeniz her ne olursa olsun, bu başarılamadı ve bir yanlış anlamaya yakalandınız. Bu nedenle, hiçbir yanlış önermeye dayanarak, “Ben büyük bir Sahaja Yogi oldum” ya da herhangi bir şey oldum gibi bir şeyi düşünmemelisiniz. Çok büyük olduğunuzda, o zaman eğilirsiniz,  otomatik olarak eğilmeye devam edersiniz.

Şu ağaçlara bakın. Esinti ters yönden geliyor. Esinti bu yönden gelirken, aslında ağaçlar bu tarafa (toprağa) doğru bükülmelidir. Ama ağaçlar hangi yöne doğru eğiliyorlar? Tüm ağaçların bu yöne baktığını hiç fark ettiniz mi? Neden? Denizden esinti geliyor ve onları itiyor, o zaman bile ağaçlar neden aynı tarafa doğru eğiliyorlar? Ve bu esinti olmadan da, onların ne kadar eğilmiş olabileceklerini bilmiyoruz! Çünkü onlar denizin her şeyi veren olduğunu bilirler. Saygılı ve son derece alçakgönüllü olarak,  ona boyun eğiyorlar. Ve veren – bu içimizdeki dharmadır, bu dharma’dır. Bu tamamen uyandığı zaman, tam olarak tezahür etmeye başlar, içimizdeki shriphala ancak o zaman çok tatlı, çok güzel ve çok besleyici olacaktır. Ve sonra dünya, başka hiçbir şeyden değil, sizin ne olduğunuzu sizin hayatınızdan öğrenecektir.

Şimdi, Sahasrara’nın doğum gününü on dört kez kutladınız ve daha kaç yıl daha kutlayacaksınız? Ama bu Sahasrara gününe dek, bu doğum gününü ne zaman kutlarsanız, Sahasrara’nız da onunla birlikte açılıyor ve büyüyordu.

Herhangi bir konuda, herhangi bir türde uzlaşmayı kabul eden, Benliğine tutunmayı gevşeten kişi,  bir Sahaja Yogi gibi davranmaz. Sahaja Yogi olan kişi, cesurca yolunu yapmalı ve ilerlemelidir. Engellerin sayısı,  akrabalar, aile, bu, şu, tüm bu tür saçma sapmaların – onların hiçbir anlamı yoktur. Bunlar binlerce kez sizinle beraber oldular. Bu hayatta sizler bir şeylere ulaşmalısınız ve sizin bunu başarmanızla birlikte, eğer diğerleri de bunu elde ederlerse, o zaman onlar da kutsanmış olurlar; bu onların iyi talihidir. Eğer almazlarsa, onları siz ellerinizle mi yukarıya çekeceksiniz? Bu sanki şöyledir, eğer siz ayağınıza devasa taşlar bağlayıp, denize gider  ve denize “Bakın, efendim, lütfen beni yüzerek karşıya geçirin” diyorsunuz. Deniz şöyle cevap verecektir, “Önce ayaklarına bağlı olan taşları at, aksi halde seni karşıya nasıl taşıyabilirim ki?” Ayaklarınıza bu büyük kayaları bağladınız. Onlardan kurtulmak daha iyidir ve eğer onları kesemezseniz, o zaman en azından şunu yapın – kendinizi onlardan uzak tutun. Ayaklarınıza bağladığınız tüm bu tür şeyleri,  onları kırmalı ve siz daha yükseğe çıkmalısınız. Onlara, “Git! Ne yapmak istiyorsan yap ama bizimle bunun hiçbir ilgisi yok. ” Çünkü böylesi o kadar çok badha (engel, kısıtlama) var ki, bu gereksiz badhalara bağlanmanın bir faydası yoktur.

Bu ağaçların bu kadar ağır bir meyveyi,  bu kadar yüksekte tutmalarına bir bakın. Bu meyve ne kadar da ağır – onun içinde su var. Ağaç bu meyveyi yüksekte tutar. Aynı şekilde başınızı dik tutmanız ve dik tutarken de, başınızın saygılı bir şekilde denize – dharma’nın işareti olan denize – doğru eğilmesi gerektiğini unutmayın. Baş, saygıyla ve alçakgönüllülükle Dharma’ya karşı eğilmelidir. Pek çok Sahaja Yogi bunları tam olarak anlamıyor, bizler dharmada tam olarak yerleşmedikçe, Sahaja Yogi olamayız. Onlar her tür hatayı yapmaya devam ediyorlar. Örneğin birçok insan tütün, sigara, likör içer; bütün bunları yapmaya devam eder ve sonra “Sahaja Yoga’da ilerleme kaydetmedik” derler. Bu durumda nasıl olabilirki bu? Siz kendiniz, hayatınızın peşindesiniz.

Sahaja Yoga’da bazı küçük kurallar vardır; çok basit ve anlaşılır olanlardan. Bunları takip etme gücü size verildi. Onları günlük gözlemlerinizde, davranışlarınızda tam olarak oturtun. Ve ağaçların eğilmesinde ifade edilen en büyük şey, saygıyla, özveriyle, alçakgönüllülükle eğilmek ve bu sevginin içinizde ışıldamasını sağlamaktır. Tanrısal Olan’dan aldığınız her şeyi, bu sevgiyi Tanrısal olana teslim ederken, bizler herkese karşı sevgi beslediğimizi aklımızda tutmalıyız.

Son olarak, sevgi olmayan beynin ya da Sahasrara’nın olmadığı yerde Benim ikamet etmediğim, söylenmelidir. Zihinde sadece sevgi fikri oluşmalıdır. Ve bu sevgiyi tezahür ettirmek ve yaymak için ne yapılmalı? Eğer bunu derin bir şekilde yansıtırsanız, Benim de aynı şeyi söylediğimi bileceksiniz: kalplerimizi sevgiyle nasıl doldurabiliriz? Sadece şunu düşünmeliyiz: “Ne yaparsam yapayım, bu sevgi içinde mi yapıldı? Bu sevgiyle mi yapılıyor? Tek yaptığım şey, sevgi mi? Her şey, konuşmalarım ve bütün aktivitelerim sevgiyle mi yapılıyor? ” Sevgiyle birisini dövebilirsiniz bile; bunda bir sakınca yoktur. Yanlış bir şey varsa, biz o kişiyi dövebiliriz; bunun hiçbir zararı yoktur ama bu sevgiyle mi oluyor?

Devi, pek çok rakshasayı sevgiyle öldürdü. Onlar bile sevildiler. Ve yani, rakshasalardan, onlar daha kötü bir hale gelip, maharakshalara dönüşmesinler diye ve ayrıca Devi’nin bhaktalarına olan sevgisinden dolayı, onları kurtarmak için, rakhasaları öldürdü. Sonsuz gücü içinde (anant shakti),  bu sadece sevginin ifadesidir. Bu hayırsever olan (hitha) sevgidir. Yani siz onların hayrına olan bu tür bir sevgiyi mi ifade ediyorsunuz? Bu anlaşılmalıdır. Ve eğer bunu gerçekten yapıyorsanız, o zaman Benim bahsettiğim şeyi, yani ulaşılması gereken uyumu başardınız ve oturttunuz. Bu şekilde içinizde bu uyum sağlandı. Bizim sevgi diyebileceğimiz tek bir Shakti (güç) vardır. Ve her şeyi güzel, biçimli ve tamamen organize olacak biçimde şekillendiren tek şey, sevgidir. Sadece kuru düşüncenin hiçbir anlamı yoktur. Ve kuru düşüncenin, sadece egodan geldiğini biliyorsunuz.

Ve süper egodan gelen ikinci şey ise, onu dışarıdan güzel gösterebilir ama içi oldukça boştur. Bu nedenle, bir şey kirli ama kuru, diğeri ise güzel görünüyor ama herhangi bir neşe veremez (neeras), bunlar kesinlikle boştur. Biri neşesiz, diğeriyse oldukça boştur. Bu ikisi arasında bir uyum olması, onlar birbirlerine zıt oldukları için hiçbir şekilde mümkün değildir.

Fakat aydınlanmadan ve Sahaja Yoga’ya geldikten sonra, tüm çelişkiler kaybolur ve birbirine zıt görünen iki şey, sanki tek bir şeyin iki parçasıymış gibi görünürler. Ve bu sizin içinizde gerçekleşmelidir. Ancak bu içimizde gerçekleştiği gün,  o zaman Sahasrara’mızın 14. doğum gününü tam olarak kutladığımızı kabul edebiliriz.

Tanrı sizleri korusun.

Bu hayırlı vesileyle: kendi adıma, tüm Devata’lar ve Paramatma adına, hepinize sonsuz kutsamalar (Anant Ashirvad).

H.H. Shri Mataji Nirmala Devi

(Aşağıdaki mantralar muhtemelen bu pujanın sonunda verilmişti. Emin değiliz)

Bugün size çok önemli olan Sahasrara’nın mantralarının neler olduğunu anlatacağım.

Arkadan başlayın, sağ elinizi Bana doğru uzatın, solunuzu arkaya koyun. Buradaki merkezde, ya da bu noktada küçük bir nokta [?] Noktasının olduğu yerde diyebilirsiniz. Bu Mahaganesha.


[Shri Mataji Hintçe konuşuyor, su istiyor; yemeğini yiyor. Yogiye hangi isimlerin söyleneceğini söylüyor. Ve bütün Yogiler onları tekrar ediyor]


– Shri Mahaganesha
– Shri Mahabhairava
– Shri Mahat Manasa
– Shri Mahat Ahamkara
– Shri Hiranyagarba (Mahabrahmadeva)
– Shri Satya
– Shri Mahata-Chitta
– Shri Adi Shakti
– Shri Virata
– Shri Kalki
– Shri Sadashiva
– Shri Ardha-matra (Ardha Bindu)
– Shri Bindu
– Shri Valaya
– Shri Adi Brahma Tattwa
– Shri Sarvaswa
– Shri Sahasrara Swamini
– Shri Moksha Dayini
– Shri Mahayoga Dayini