Sahaja Yogilerle konuşma: Can ve Ruh

Volterra (Italy)

Feedback
Share
Upload transcript or translation for this talk

CAN VE RUH, 25.07.1986, Volterra, İtalya

Bu kitabın kapağında bulunan fotoğraf, bu konuşma yapıldığı sırada Volterra’daki restorantda çekilmiştir. Çakralar Shri Mataji’nin bardağında yansıdılar.

Bu konuşmanın başı kaydedilmemiştir, Shri Mataji Can ve Ruhun arasındaki ilişkiyi belirlemektedir. Kendisi ışık, su ve bardak benzetmesini kullanmaktadır. Görüşme ilerledikçe, ışığın Ruh, bardağın vücut, ışığı aksettiren suyun da Can olduğunu anlıyoruz.

Shri Mataji:..  Sonra ışık onun üzerine düşer. Bu, (bardak) vücuttur. Bütün 5 Kosha, 5 auradır ve vardırlar. Bu 5 Kosha, 5 element tarafından yönetilirler, onların da aslı ana, asli elementlerdir…

Gregoire:… Beş elementin aslı Sanskritçe de Atma olarak bildiğimiz, Can ve Ruhun birleşimimidir, yoksa yalnızca Ruh mu?

Shri Mataji: Jivatma Can, Atma ise Ruh anlamındadır.

Gregoire: O zaman Jivatma bireyselleşmiş, bir kişiye özgü Ruh mu oluyor?

Shri Mataji:Hayır, hayır! Jivatma bu beş elementi içeren Candır. Bu beş element sana kendi kimliğini , karakterini, kendi özelliklerini verir. Bu, asli elementlerin içinizdeki yerleşme şekillerine göre olur. İşte bu asli sebepler çakraları etkilerler ve çakralar kanalı ile de birbirlerini, kütlesel boyutta etkilerler. Böylece gittikçe daha saydam bir ortama geçilir. En saydamı Ruh ise, daha az saydamı Can, en az saydam olanı çakralar, kütlesel olanı da vücuttur.

Gregoire: O zaman İngiltere, İtalya üzerine mi yansıyor? (Anne daha önce bir seferinde, İngiltere’nin bu dünyanın Ruhu, İtalya’nın ise Canı olduğunu anlatmıştı.)

Shri Mataji:Evet Can.. Bunun için bütün sanat dalları İtalya’dan gelişmiştir. Böylece Can Avrupa’daki bütün elementlerin aslıdır. Ve İngiltere yansımadır. Ve İngiltere, İtalya üzerine yansıma durumundadır.

Warren: Bakın, bardağın içindeki su ışığı yansıtıyor. İngiltere ışık olup, su durumunda olan İtalya üzerine ışımak durumunda. Sanki beş element gibi demek istiyorum.

Shri Mataji: Ve Ruh, Can’dan ayrılabilir. Onun için Romalılar İngiltere’ye kadar uzandılar. Bu arayışın sebebi budur.

Gregoire: O zaman bir anlamda Can, Ruha destek mi oluyor?

Shri Mataji: Can…. Tabii. Gerçekte ikisi bir arada Can’dır. Ruh ve asli elementlerin bir arada olması Can’dır. Sanki ayna ve onun üzerine düşen yansıma gibi. İkisi beraber Can oluyor. Beş elementin aslı ve Ruh beraberce Can’ı oluşturuyorlar. Bizim algıladığımız titreşimler ise, Ruhun ışığının yansımasıdır. Ruh kendi başına titreşmez. Titreşenler bu beş elementtir. Örneğin, bu bardağın üzerine ses verdiğiniz zaman titreşim oluşturursunuz. İçine bir taş koyarsanız, taş titreşmez. Ruh bunun üzerine ışıdığı zaman titreşim oluşur. Can yemeğe dönüşür, yemek de Can’a.

Guido: O zaman bir anlamda Jivatma dediğiniz zaman Can’ı mı kastediyorsunuz? Avrupa’nın Jivatma’sı.

Shri Mataji: Ama Atma bunun yanı sıra Can’dan ayrılabilir. Böylece Atma dışarı çıkar, bu da hatadır. İtalya tanınmak ve bilinmek durumundadır. O zaman Atma yansıtılabilir. Çünkü Atma Can’ı terk edebilir. Diyelim ki Atma Can’ı terk etti ve burada artık Atma yok. Atma geri getirilmek zorundadır. Yani İngiltere buraya gelmeli, insanlar bu ülkenin büyüklüğünü kabul etmelidir. O zaman yayılma başlar. Sizler Ruhu yansıtacak olanlarsınız. Ruh kendi başına bir şey yapmaz. Ruh hiçbir şey yapmaz, o yalnızca yansıtır. O zaman bütün dalgalar yayılır. Sahasrara Gününde (1986 Alpe Molta’ya gönderme yapıyor) olduğu gibi, siz Sahasrara Gününü kutladınız, bütün Avrupa’ya yansıdı.

Gregoire: Shri Mataji, siz 1985 de Diwali Puja için bir uçak dolusu İngilizle geldiğinizde, çok büyük bir şeyin oluştuğunu hissetmiştik.

Shri Mataji:Evet bir uçak dolusu geldik. .. Bakın, Ruh kalbin olduğu yerdedir, bu her şeyi bir devr-i daim haline dönüştürür. .. Elementler bu komünikasyonun taşıyıcılarıdır. Ancak, bu işin diyelim ki hoparlörleri ışığı saçan veya kendinden verendir. Bu İngiltere’dedir. Ancak şimdi, ben İngiltere’de olduğum için ışık da buradadır, Ruh da. Ve bu da size yansır.

Gregoire: Shri Mataji, siz İngiltere den ayrılınca ne olacak?

Shri Mataji:Ben ayrılmadan önce Can oluşturulacak.. Atma ezelidir; ölümsüzdür. Bu işler oluşurken, tamamlanması açısından; bir tür Aydınlanma  meydana gelir. Yapılması gereken Kundalini’nin yükseltilmesidir, bu da Hindistan’dır. Bunun için Hindistan’a gitmeliyim.

Warren: Yani Sahasrara’ya mı?

Shri Mataji:Önce Kundalini’yi yükseltmek için. Sonra Sahasrara’ya gitmek için. Böylece Hindistan’da bir sahneleme işlemi yapmam gerekir. Ancak uyanma, Ruhun buraya yansıması ile başlar. Onun için İngiltere’den gelirim. Her zaman İtalya’ya İngiltere’den gelirim, Hindistan’dan değil. Ama gelebilirim, bu durumda İngiltere’yi temsil ederim.

Gregoire: Diyorum ki, siz buraya Ruh olarak geliyorsunuz ve sizin görünüşünüz bütün civarda vibrasyonlar olarak yansır.

Shri Mataji: Diyorum ki, hatta Kalbe de yararı olur. Kalbin fazla yansıtıcılığı yoktur. Ancak sizin yansımanız kalp tarafından algılanır. Haberleşme kalp ile olur. Ben burada haberleşmeyi sağlıyorum. Kalp yoluyla bir tür mesaj yollanır. Biz bütün enformasyonu  kalp yoluyla alırız. Biz bütün programları, şunu bunu kalp yoluyla alırız, çok etkili olmasa da oradan gelir. Kalp çok etkili değildir, ama öyledir. Her şey öyle, sistematik ve sembolik.

Guido: O zaman siz, bizlerin Ruhun derin kalitesine ulaşmamız mı gerekir diyorsunuz?

Shri Mataji:Evet! Sizler Ruhunuzu yansıtabilmelisiniz. Tam temizliğe ulaşmadan yansıtma yapamazsınız. İtalya’da hala kendilerini düzeltmeleri gereken Sahaja Yogiler var. Bakın negatif kişilerle hep birlikte otururlar, negatif tiplerle arkadaşlık kurarlar, negatiflere daha fazla iltifat ederler.. Onun için de ilerleme kaydetmelerine rağmen aşağı düşerler. Biraz ilerlerler, sora düşerler. Negativite hep negativiteyi bulur; kazaya uğrarlar, problemleri vardır, dertleri vardır, çocukları hastalanır.

Gregoire: Demek Shri Mataji, bir yıl önce buradaki muhteşem Ganesha Puja onun için oluştu; zira Ruhu yansıtabilmek için ana elementlerin, elementlerin özüne ulaşmaları lazımdır ki bu da Shri Ganesha’dır… yoksa maddenin  özü mü demeliyim .

Shri Mataji:Çok önemli. İtalya aynı zamanda çok zengin bir ülke. Her şeyi var. Çok zengin bir yer. Diğer ülkeleri alın; İsviçre, İngiltere; bütün bu yerler zengin değildir. Fakirlerin hepsi zenginleri alaya alır, onlara  “burjuva” der…İtalyanları da böyle alaya alırlar. Fakat, aptal olan kendileridir. İtalyanları alaya alırlar, sanki İtalyanlar köylü imişler vs. Çok tipik. Yaşamda da böyle, kimin parası varsa onunla dalga geçerler. İtalya da mermer var, el işçiliği çok fazla; Bunları olmayan ülkeler de fakir oluyor… fakirlikten kastım, doğal fakirlik, çok az varlığı olan çok titizlik gösterir. Cimri olurlar, titiz olurlar, temiz olurlar, zira varlıkları çok az. Zengin için paranın bir kısmı oraya, bir kısmı buraya gitmiş fark etmez. Bununla dalga geçerler. Zira aptallar doğadan fazla nasiplerini almamışlardır… zira hak etmemişlerdir. Evet öyle. Düşünün, savaşları nasıl körüklüyorlar (Anne burada özellikle İsviçre’ye gönderme yapıyor)

Arneau: Doğru, korkunç.

Shri Mataji:Ne hak ettiler? Düşünün, Hitler’e yardım ettiler, hala dünyada ön sıradalar!

Jeremy: İtalya’nın bir numaralı taraftarı olduğumu söylemek isterim, Anne!

Shri Mataji:(gülerek) Öyleyse senin Ruhunun burada aşağı inmesi aciliyet kazanıyor. Biliyormusun, Sahaja Yoga’dan sonra bu yerlerin güzelliklerini görmeğe başladılar.

Gregoire: Jeremy, bu durumda sen iki numaralı taraftar oluyorsun!

Shri Mataji:Bakın, İtalyanlar çok zengin kalpli insanlardır. Fakat her tarafta onların karşıtı tavırlar görürsünüz, sanatta, her şeyde. Hiç bir şeyi  beğenmezler.. Ben İngiltere’de insanlar güzel olan hiç bir şeyi beğenmezler diyorum. Düşünün, bir eve gittik, yıkık dökük bir yer, gerçekten. Ama herkes çok beğendi. “Bu ne saçmalık, her şeyi dökülen evin nesini beğendiniz?” dedim.

Jeremy: Karakterini, Anne.

Shri Mataji: “Karakter”. Yani sizin burnunuz şöyleyse, karakteriniz mi var oluyor. Ne saçma. Orada yaşamalısın, orada yaşamak zorunda kalsan, kendin “karakter” olursun!

Gregoire: Shri Mataji, onların doğal zenginlikleri olmayınca, yapay olanları yaratmaya çalışıyorlar. Banka sistemleri gibi. Kağıttan para yapıyorlar.

Shri Mataji:Sana anlatayım. Bak, Amerika örneğine. Amerika’nın zenginliği plastik ve lastikten başka değil. Neleri var ki, Kanada’nın her şeyi var! Ama Kanada’ya hep tepeden bakarlar. Plastik, başka şey yok. Plastik yiyorlar, plastikte yaşıyorlar, plastikte uyuyorlar.. Bugün gördüğümüz mermer gibi. Plastikten başka bir şey görmüyorsunuz, bir de cam. Hindistan’da bizim ipeğimiz var, her şeyimiz var. Ama herkes bize tepeden bakıyor. İsviçre’de pamuk bir gömlek almaya kalkın, çok para. Pirinç bile öyle, başka şeyler de. Bu bankacılık…. Hiç sanat yok ki.