Shri Krishna Puja, Altı Düşman ve Sahte Düşmanlar

Plaffeien, Hostellerie am Schwarzsee (Switzerland)

Feedback
Share
Upload transcript or translation for this talk

Shri Krishna Puja, Schwarzsee  (İsviçre),  23 Ağustos 1986.

Shri Krishna, Vishuddhi Çakramızda oturur. O merkezde Shri Krishna olarak ikamet eder. Sol taraftaki gücü, Kız kardeşi, Vishnumaya orada oturur. Orada Gokul’da (Shri Krishna’nın büyüdüğü yer) yaşayıp, çocukken oyunlar oynayan  Gopala (İneklerin Koruyucusu)olarak yaşar. O sağ tarafta ise, Dwarika’da hükümdar olan bir kral olarak oturur, kral Shri Krishna. Bunlar Vishuddhi Çakramızın üç tarafıdır.

Sağ tarafı başkalarına hükmetmek için kullananlar, sesini insanları bastırmak için, otoritelerini göstermek, insanlara bağırmak için kullanırlar, bunlar sağ kanal tarafından etkilenmiş insanlardır. Sağ kanal fiziki taraftan catch eder ve siz çok büyük bir sorun yaşarsınız, çünkü Sağ Kalp akışı halledemez. Bu yüzden astım dediğiniz şeye ve bütün bu hastalıklara yakalanırsınız. Fakat özellikle Sağ Kalp, babalık problemi ile etkilendiği zaman astım oluşur. Sol tarafta olan Vishnumaya’dır, bu bir kız kardeş ile olan ilişkidir. Sizin saf bir ilişkiniz olan kız kardeşiniz, kız kardeş olarak muamele görmediği zaman, bir kişinin kadınlara karşı tutumu, haz ve şehvet olduğunda, o zaman bu kişi Sol Vishuddhi geliştirir. Kişi çok güçlü bir şekilde Sol Vishuddhi (problemi) geliştirdiğinde ve (ilaveten) eğer her yerde dolana gözleri olmasından dolayı onun kötü bir Agnya’sı varsa, bu sol Vishuddhi o zaman çok daha fazla sıkıntıya neden olur.

Bildiğiniz gibi, hiç önemi olmayan şeyler için kendini suçlu hissetmek ile de Sol Vishuddhi ortaya çıkabilir. Bütün bu problemler Vishuddhi’den kaynaklanır. Ancak Vishuddhi Çakranın bir özelliği vardır. İnsanoğulları, ne zaman ki başlarını Toprak Ana’dan gökyüzüne doğru yukarı kaldırdılar, gökyüzü, eter, bunlar Shri Krishna’nın tabiatıdır ve insan başını etere doğru yükselttiği zaman, gökyüzüne doğru yükselttiği zaman, Vishuddhi Çakra da farklı bir boyuta doğru gelişti. İnsanlar, ego ve süper ego geliştirmeye başladılar. Süper ego zaten gelişmişti ama ego öyle bir şekilde gelişti ki, süper egoyu bastırmaya başladı. İşte bu şekilde, Vishuddhi’nin bir tarafında şartlanmalar vardır, diğer tarafında ise ego.

Geçen gün size, özgür iradenizden vazgeçtiğinizi söylediğimde, bu anlamda  başınızı kaldırdığınız zaman, siz bunu hayvan olarak sahip olduğunuz büyüme gücünüzle birlikte, özgür iradeniz vasıtası ile yaptınız. Bunun sonrasında şimdi, insani bir seviyeye ulaştınız. Ve şimdi, insani seviyenin üzerine çıkabilmek için yapmanız gereken şey ise, eksiği olmayan – tam özgürlüğünüzü aramaktır. Ve bunun için Vishuddhi Çakranın size büyük yardımı olacaktır. Gerçekten, bütün dikkati Vishuddhi Çakra üzerine koymalıyız. Bu o kadar karmaşık bir çakradır ki. Bir Devanagari (Tanrıların lisanı/alfabesi- SanskritHindiMarathi gibi dillerin kullandığı alfabe) alfabesinin, onun içinden geçen shaktinin ve onun içinden geçen Kundalini’nin sesi sayesinde yayılan bütün ünlü seslere sahiptir. Böylece tüm ünlü sesler bu çakralarda işitilirler.

Bu ünlüler, bildiğiniz gibi, on altı tanedir. Devanagari’deki ünlü sesler olmadan, hiçbir şeyi yazamazsınız. Ünlü sesler devamlılıktır, onlar her ünsüzü destekleyen güçtür. Bu yüzden ünlülerimizin tamamen beslenmesi ve onlara saygı gösterilmesi çok önemlidir. Boynun hareketi, tüm uluslararası yaşamda gördüğünüz gibi, eğer bakarsanız, hemen hemen herkes için aynıdır. İşitmeyenler bile, sizin dilinizi anlamayanlar bile, bu şekilde başını sallayabilirsiniz, “Hayır” diyebilirsiniz, bu şekilde. Herkes bunun “Evet” veya “Hayır” olduğunu anlar. Elbette belirli bir alanda, az sayıda farklı tipte baş sallama hareketi vardır. Fakat kafayı çok fazla sallamak çok iyi bir işaret değildir. Batı’da bazı insanlar gördüm, eğer onlara bir şey söylerseniz, onlar anladıklarını göstermek için, bir süre böyle yapmaya devam edeceklerdir. Buna gerek yoktur. Sadece “Tamam” ya da “anladım” demelisiniz, hepsi bu. Sürekli olarak bu şekilde başınızı sallamak yerine, sesinizi kullanmalısınız. Bu Vishuddhi Çakra için çok kötüdür, çok çok kötüdür veya bazı insanlar ise başka türlüdürler. Her ne olursa, başlarını onlar bu şekilde kaldıracak ve düzgün şekilde konuşamayacaklar, tek bir kelime etmeyeceklerdir, sadece sessiz kalacaklardır.

Onları sıkıştırmaya-çimdiklemeye devam edebilirsiniz, her şeyi yapabilirsiniz, farkına varmazlar. Bu tür bir kişilik aynı zamanda onların kendi evrimlerinin büyümesine de zarar vermektedir. Bunun dışında, onların Vishuddhisi çok büyük bir problem haline gelir. Vishuddhi yüzünden meydana gelen pek çok sorun var. Vishuddhi yüzünden ortaya çıkan anjin hastalığındaki gibi. Vishuddhi yüzünden spondiloz hastalığına (iki omurun birbirine kaynaması) yakalanırsınız. Bazen de insanlar seslerini tamamen kaybederler. Bazen sürekli olarak öksürürler. Ve Vishuddhi yüzünden ortaya çıkan birçok fiziksel problem vardır çünkü dediğim gibi, burası çok – çok karmaşık bir merkezdir, kulağınızla, burnunuzla, boğazınızla, bu merkez tarafından ilgilenilir, bu merkez tarafından bakılan on altı tane alt pleksusun hepsi, buradadır.

Ama burası, her şeyden önce ayırt ediciliğin merkezidir. Ayırt etme merkezi, ancak özgür insanlar olduğunuz zaman ortaya çıkar. Önyargılı olduğunuz sürece, sadece kendi anlayışınız olduğu sürece, ayırt edici olamazsınız. Kişinin anlamak zorunda olduğu bir nokta şudur ki, özgürlüğünüzü tam anlamıyla elde etmek için, Vishuddhi Çakranızı temizlemelisiniz. İlk ve en önemli şey, tatlı bir şekilde konuşmak zorunda olduğumuzdur, birisi ile konuşurken onunla tatlı bir şekilde konuşun, yapay bir şekilde değil, tatlı bir şekilde.

Diğer kişinin hoşlanacağı şekilde onunla konuşun. Saptyam vadeyt, priyam vadeyt. Yani, gerçeği söyleyin, yalan söylemeyin. Eğer yalan söylemeye devam ederseniz bir süre sonra, gerçeği söyleseniz bile, bu bir yalan olur ama eğer doğruyu söylüyorsanız, siz yalan söyleseniz bile, bu gerçek olur. Şimdi bazı insanlar kurnaz olabileceklerini, konuşmalarıyla insanları kandırabileceklerini düşünüyorlar. Ama onlar aslında kendilerini aldatıyorlar. Başkalarını tatlı konuşmalarla, yapay konuşmalarla veya manevralarla aldatan bütün bu insanlar öyle korkunç bir duruma girerler ve bu Kali Yuga’da özel olarak lanetlenirler ki,  onlar afişe olurlar ve insanlar onları bilir, bu kişilerin bilinen en büyük yalancılar olduğunu insanlar bilirler. Şimdi, bütün bu insanların daha önce hiç olmadıkları şekilde, çok daha fazla afişe olacakları zamanlar geliyor. Bu yüzden dikkat edin, hile yapabileceğinizi düşünmeyin. Özellikle de Sahaja Yoga’da hile yapamazsınız. Hile yapmaya çalışanlar bazen, “biz Anne’yi kandırabiliriz, şu veya bu şekilde bunu yapmaya devam edebiliriz, diye düşünürler. Annenin önünde görünsekde, O ne yaptığımızı bilmeyecektir” diye düşünürler. Bu böyle değildir. Ben söylemeyebilirim, söylememek ihtiyatı gösterip, bunu kullanabilirim, sizin uzun yoldan gitmenize izin verebilirim ama dikkatli olun. Benim illüzyonumun içine girmeyin, Ben çok aldatıcıyım.

Ve illüzyonlarımla oynadığımda zaman, siz kendinizi aniden çok zor bir durumda bulacaksınız ve sonra “Anne, neden ben bu durumdayım?” diyeceksiniz. Demek ki Shri Krishna’nın niteliklerinden birisi, Onun yanıltıcı olmasıdır. Ve Onun aldatıcılığı kurnazlık değildir, yanıltıcı olmasıdır. Aldatıcılığı ile O insanlara kendilerini gösterir. Bazı insanlara daha fazla neşe vermek için, bazı insanlara güzel dersler vermek ve bazen de, onları cezalandırmak için Shri Krishna’nın aldatıcı şekilde davrandığına dair birçok öykü vardır. Bizim için bu önemlidir, bizler Sahaja Yogileriz, bu yaşam sırasında Kundalinimizin yükselme şansı oldu, böylece kendimizle yüzleşebiliriz, çakralarımızı düzeltebiliriz, kendimizi biliriz, nerede sorun olduğunu biliriz. Ben sol Vishuddhi problemi olan ve doğası gereği şeytani bir hale gelen insanlar biliyorum, şeytani. Onlar Sahaja Yogayı terk ettiler, Sahaja Yogayı eleştirdiler, Beni çok rahatsız etmeye çalıştılar. Bu yüzden, eğer Vishuddhi bozulmuşsa, siz bunda özel bir şey olmadığını düşünmeyin. Burası çok tehlikeli bir merkez olabilir. Tabii ki, Kalp, Agnya ve Vishuddhi, kişi bu üç merkezi korunmalıdır çünkü bunların üçü, size izin verebilirler veya sizi, kötülüğü kendiniz olarak tanımlayan biri olmaya zorlayabilirlar.

Siz şeytani olmanın sadece hoş bir şey olduğunu hissedebilirsiniz; şeytani olmanın çok eğlenceli olduğunu hissedebilirsiniz ve şeytani olabilirsiniz. Bu yüzden kişi Vishuddhi Çakrada son derece dikkatli olmalıdır. Vishuddhi Çakra pek çok şey ile ilgilenir, özellikle cildiniz ve gözlerinizle. Cilt şimdi, kötü Vishuddhi’ye sahip insanların derileri ile her türlü garip sorunu yaşayabildiklerini gördüm. Tabii ki, bu karaciğerinizle ilgili olmalı, ama cildin parlama şekli, ışıldama şekli, sizin nasıl güldüğünüz, dünyaya nasıl baktığınıza bağlıdır. Birçok insan hiçbir şey için, gülümsemeyi alışkanlık haline getirmez. Özellikle de gördüğüm kadınlar, gördüğüm bayanlar, onlar sadece aptalca sırıtıyorlar. Bu [duyulmuyor] değil, kişi aptal olmamalıdır. Aptallık, Shri Krishna ilkesine aykırıdır. Gördüğünüz aptal insanlardaki gibi, onlar nasıllar. Dilleri her zaman yarı yarıya dışarıdadır. Aptal bir adamı fark ettiyseniz, yüzü şöyledir, onun dili daima dışarıdadır, ağzı yarı açıktır ve bir sersem gibi görünür. Şimdi, bunda sadece Vishuddhi rol oynar. Bir diğeri de Vishuddhi’nin problemlerini kaptığınız yerdir. Yani böyle bir insanın çok bükülmüş dudakları, kızgın dudakları vardır ve o konuşmaz.

Bir diğeri ise, bir aptalın yüz ifadesine bile sahip olabilir ama bu sadece böyle bir surat yapmak da olabilir. Çünkü eğer o kişi kurnazsa, diyebilirim ki bir tür rupa veya … (Yogi: “Maske”) takabilir. Maske diyebilirsiniz, yüzünde bir maske, o kişi bir aptaldır ve sizi aldatmak için hadi çak bir beşlik yapar. Yani Vishuddhi hakkında kesin olan bir şey yoktur. Bir insanın ifadesi ne olursa olsun, o kişi çok masum görünebilir. Çünkü bu sizin Vishuddhinizle yapabileceğiniz bir şeydir. Özgürsünüz çünkü başınızı yukarı doğru kaldırdınız ve ulaştığınız bu noktada, bu sizin, kendinizi ve başkalarını aldatabileceğiniz özel türden bir yetenektir. Bazı insanlar yüzlerine bakılınca son derece masum görünürler. Onlar çok sade insanlar gibi görünebilir ama aslında korkunç kişiler olabilirler. Bazı insanlar aptal gibi görünebilirler ama onlar çok akıllı olabilirler. Demek ki bu sizin, bundan sorumlu olan Vishuddhi ile nasıl oynadığınızdır. Ama size anlatmaya çalıştığım esas şey, sizin Vishuddhinizi yönetebilmenizdir. İfadenizi nasıl ortaya koyacağınızı isteme şekliniz, yüzünüzü ne hale getireceğinizi isteme şekliniz, birisine bir şey önermeyi isteme şekliniz, bunların hepsini ayarlayabilir ve siz kalbinizi bundan uzak tutabilirsiniz.

Kalpte,  sizin bir kişi için zehriniz olabilir, ama dışınızda o kişi ile çok tatlı bir şekilde, o kişinin kendisini sizden etkilenmiş hissedebileceği bir şekilde konuşabilirsiniz. Fakat bunda, bütün bu davranışlarda, davranış kalıplarında, siz başka birini değil, kendinizi kandırıyorsunuz. Çünkü siz kendinizi çok iyi tanıyan bir Ruhsunuz. Ve bu gelecek tüm hayatlarınız boyunca da devam edecektir. Dolayısıyla, ifadenizde yapay olmaya hiçbir şekilde gerek yoktur, ifadenizde hiçbir şeyi gizlemeye gerek yoktur. Tabii ki, yani demek istiyorum ki, eğer bir kişiden hoşlanmıyorsanız, ona “ben senden hoşlanmıyorum” demenize gerek yoktur, ama bu durumda, kişiyi çok fazlada takdir etmemelisiniz, gösterdiğiniz takdirinizden dolayı, o kişi kandırılmış olur. Şimdi, gözler çok önemlidir ve gözler Vishuddhi tarafından çok fazla gözetilir çünkü göz kasları ile de Vishuddhi tarafından ilgilenilir. Ve gözlerimizi çeken, göz kapaklarımızı kapatan kaslarımız var ve bütün bunlar çok düşündürücüdür. Şunu fark etmiş olmalısınız, Bana gelen bazı insanlar var, onların gözleri böyle gider.

Gözlerini kapattıkları zaman, gözü kapalı tutamazlar. Bazı insanlar var, gözlerini Bana doğru açtıkları zaman gözleri açık kalıyor, kapatamıyorlar. İkisinin de başı beladadır. Gözleri sürekli açık tutanlar, bilinç üstü insanlardır. Ve gözlerini kırpıştıranlar ise, bilinçaltı olanlardır. Bazı kimselerin de gözlerini bir açı ile tutma alışkanlıkları vardır, size asla doğrudan bakamazlar ancak bir açıdan görürler. Ah, onlar bazen bunun çok moda olduğunu düşünüyorlar, bayanlar bunun insanlara bakmanın çok iyi bir yolu olduğunu düşünürler ve bu şekilde devam ederler bazılarının böyle gözleri vardır, böyle yapmaya devam ederler, başkalarına açgözlü gözleri, şehvetli gözleri ile bakıp, onları sıkarlar. Bu, sizin gözlerinize yapabileceğiniz en fena şeydir çünkü böyle insanlar kolayca kör olabilirler. Böyle insanlar gözlerde sorun yaşayabilir. Özellikle gözlerin kızarması bu insanlarda çok fazla, çok hızlı bir şekilde olabilir. Bu yüzden gözlerin çok saf kalmasına dikkat edilmnesi gerekiyor. Shri Krishna olan bir Yogeshwara’nın (Yogilerin lordu – Tanrısı) gözleri.  O bir şahit idi, O bu dünyadaydı, O oyun oynar, O Radha ile birlikte oynadı. Beş kadınla evlendi, onlar beş elementti.

On altı bin kadınla evlendi, onlar Shri Krishna’nın on altı bin adet gücüydüler, ama O Yogeshwara idi, Yogeshwara’ydı; Onun gözlerinde, aklında bu kadınlara karşı şehvet yoktu. O bunların ötesindeydi, O Yogeshwara idi. Bu, O’nun test noktasıydı, O gözlerinde, sahip olduğu bu kadınlar için şehvet duymamıştı. Böyle bir Yogeshwara orada! Tabii ki Ben sizden Shri Krishna olmanızı beklemiyorum. Ama sizin karınız var. Bir karısı olmayanların da, bir eş aramaları gerekir. Eşlerimizi bulacağız ve … olacağız, ah, bir eşimiz olacak ve bize ait olan bir eşi düşüneceğiz, bu sayede gözleriniz, böyle bir şeyle karşılaşan her kadının üzerine düşmeyecek. İnsanlar gördüm, onlar fotoğrafları bile gördükleri zaman veya herhangi bir şey gördüklerinde, bu şaşırtıcıdır, yani, fotoğrafta hiçbir şey yok, fotoğrafta ne var ki? Ama bir fotoğraf bile onların dikkatini çekebilir, yani, onların dikkatini bu şekilde çekebilecek bir şey bilmiyorum. Fakat onlar çok savunmasızlar ve gözleri üzerinde kontrol sahibi değiller. Kontrol yok, kesinlikle kayboluyorlar ve kontrolleri yok.

Bu, onların içinde kendi güçlerinin olmadığını ve kendi tepkilerinin kölesi olduklarını gösteriyor. Çünkü İsa’nın söylediği gibi, gözler çok önemlidir, O “Zina yapan gözleriniz olmasın” dedi. Zina olmamalıdır. Bazı insanların gözleriyle öfke gösterme alışkanlığı vardır. Eğer gözleri ile öfkelerini göstermek zorunda kalırlarsa, onlar sadece bu şekilde görünmeye devam ederler ve öfkeyi gösterirler. Orada senin bunu yapmaya ihtiyacım yok, ama. Ve gördüğünüz öfkeli gözler, sizin gözlerinizle yapacağınız diğer bir tehlikeli şeydir, çünkü o zaman gözler hipnotize edici olabilirler. Gözlerinizi bir şeye dikmeye ve onun üzerinde yoğunlaşmaya başlarsanız, gözleriniz hipnotize edici olabilir, bhootlar gözlerinizden çıkmaya başlarlar. Her şeyden önce siz gözlerinizdeki bhootları yakalayacaksınız, onlar oraya yerleşecekler ve ardından başka insanların üzerine bhoot gibi yağacaklardır. Konsantre olarak bir şeye sürekli olarak bakmaya devam etmek çok, çok tehlikeli bir şeydir. Diğer bir aptalca şey ya da belki de bhootish bir şey, insanlar sizden burada meditasyon yapmanızı istiyorlar. Bu kesinlikle yanlıştır. Gita’da bu yazılmıştır, bu hala yanlıştır. Hiç kimse buraya dikkat koymamalı. Dikkat koymak yerine, kapıya dikkat edin. Bir pencereye bakmanın yararı ne ki?

Ondan çıkamazsınız, değil mi? Eğer bir şeye bakmak zorundaysanız, kapıya bakmak gerekir. Ve kapı buradadır. Sahasrara’nın kapısı açılacaktır. Bu yüzden, siz bu yola konsantre olmaya çalışmamalısınız. Bu yola yoğunlaşan birçok insan deliye döndü. Onlar delirdikleri zaman, insanlar “Bunlar Yogi, ancak [unmanitasha- gibi duyuluyor]” tedirginler” demişlerdir. Adam ele avuca sığmaz şekilde hareket ediyor. Bir Yogi nasıl böyle delişmen olabilir ki? Bu onun Tanrı ile birleştiği anlamına gelir. Bir deli mi? Bütün bu çılgın insanlar, gerçekten de delirmişler, kesinlikle Tanrı’yla bir ilgileri yok. Ama böyle şeylere inanan insanlar var, “Ah, adam Tanrı’ya aşık”, bu nedenle adam sahneye atladı ve kendinden geçip, zıpır bir şekilde dans ediyor. Tanrı nasıl delirir ki? İlk pozisyon, en kutsal kişilik, Tanrıdır, olmalıdır. Akıl sağlığı nereden geliyor? Bu,kişinin anlaması gereken bir şey, bu tür uygulamalar sizi delirtebilir ve insan bunu yapmamalıdır. Üçüncüsü ise, münasebetsizlik içinde bir kişi iyi kalpli, hoş insanların arasından çıktı ama onlar başkalarının gülümsemeleri karşısında kibarlaşıyorlar veyahut yüzlerinde gösterdikleri sahte iyilikleri ile kibarlaşırlar. Kimi insanlar tanıyorum, onların her zaman sanki gülümsüyormuş gibi duran yüzleri vardır. Hayır, Ben bu şekilde yapamam.

Eğer siz birisine sürekli olarak böyle bakarsanız, görüyorsunuz. Bu sanki siz o kişi ile alay ediyormuşsunuz gibi bir anlama gelir. Ve her zaman böyle olan insanlar gördüm, dudakları her zaman böyledir. Yani, kişi her zaman bir pozda olmamalıdır. Bazen bu kaslar çok zayıflayabilir ve birini alırsanız ağrımaya başlar. Her zaman çok perişan olduklarını göstermeye çalışan daha başkaları da vardır. Neyi cezp etmek istiyorlar bilmiyorum. Başkalarının dikkatini çekmek, bhootları kendilerine çekmek veya onların neyin peşinde olduklarını bilmiyorum, normal bir yüz şeklini neden muhafaza edemiyorlar. Dhaan’da ya da meditasyonda otururken bile, onların Bana göstermeye çalıştıklarını gördüm veya her ne varsa çünkü gözlerim çoğunlukla kapalıdır, ama önemli değil. Gözlerimi açtığım zaman, bunun gibi insanların olduğunu görüyorum. Neden? Buna ne gerek var? Dengeli bir yüzünüz olmalı. Bu işte Shri Krishna’nın Sthita PrAgnya diye tarif ettiği şeydir, dengesi olan bir kişi, bir salak gibi gülmeyen, gülen ama bir aptalın güldüğü gibi değil. Ne de başka türden bir salak olan, ciddi birisi. Yani her ikisi de hiç bir şekilde sizin kendi içsel varlığınızın ifadesi değildir. Bugün size söylediğim gibi, böyle bir insan uçarı değildir, ama aynı zamanda o kişi ciddi de değildir, kendi içinde o neşe doludur. Shri Krishna mutsuz olmanızı istemez, O asla sizin mutsuz insanlar olmanı istemez.

Ama insanoğulları, eğer mutsuz olmak istiyorlarsa, neyin buna faydası olabilir ki, çünkü onlar mutsuz olma özgürlüğüne sahipler. Onların burunlarını kesmek için özgür iradeleri var, kulaklarını kesmek için özgür iradeleri, intihar etmek için özgür iradeleri var. Onlar bu sözüm ona özgür iradeye sahipler. Şimdi en büyük özgür irade, size söylediğim gibi Vishuddhi Çakradan gelir ve bu yüzden biz Ona Yogeshwara diyoruz, O, Yoga’nın Ishwara’sıdır. (Yüce Ruh, Tanrı) Ancak kendinizi Shri Krishna’ya teslim ettiğiniz zaman Yoga’nın oturması mümkündür. Kendinizi tamamen Shri Krishna’ya teslim edin. Yoga’nız oturacaktır. Bu ne demektir? Bu, tüm dengelerin kurulacağı anlamına gelir. Siz tam bir denge içine girersiniz ve bu denge tamdır çünkü dharma’nın sürdürülmesinden sorumlu Enkarnasyon olan Vishnu, size bu dengeyi vermekle sorumlu olan Vishnu, Shri Krishna’nın formu içinde, tamamlanır, tam olur. Bu yüzden, “Tüm dharmaları terk edin [sarva dharma ad partitte jam ma meik shana wraja – gibi duyuluyor] dedi, işte bu yüzden siz, bunların hepsini Bana teslim edin.

Yani eğer siz tüm dharmaları Shri Krishna’nın lotus ayaklarına bırakırsanız, eğer Onun ideallerini takip ederseniz, o zaman tüm dharmalarınız dengelidir. Ama aydınlanmadan sonra siz, dharma’nın ötesine geçersiniz. Ne zaman Dharma’da yanlış yaparsanız, dharmateet (dharma  ateet=geçmişte kalan) dedikleri gibi, dharma’da yanlış ilerlediğinizde, bu sizin dharma’nızı oluşturması için Shri Krishna’ya teslim olmanızın zamanıdır. Çok fazla dharma vardır. Pati dharma var – yani kocaların dharması, patni dharma – eşlerin dharması, babanın dharması, annenin dharması, oğulun dharmaları, rashtra dharma, ulusların dharması anlamına gelir. O zaman siz, kişinin hayatta daha yüksek şeylerine boyun eğmesi gereken şeyde diyebileceğimiz, her türden dharmaya sahipsiniz. Ama sonra O dedi ki, “[Sarva dharma anam pari tedg – gibi duyuluyor]” “Tüm dharmaları unutun.” “[Maa meikam charanam gachchhami gibi duyuluyor]”, – “Dharmalarınızı sadece teslim edin, hepsini Bana teslim edin”, bu Vishuddhi’dedir. Vishuddhi Çakrada diğer tüm dharmalarınızı teslim edeceksiniz. Bu, her şeyin yüceltildiği, tamamlandığı, bütünlüğün sağlandığı anlamına gelir, çünkü O kolektif varlıktır, O Virat’tır, çünkü o tüm dharmaların bütünleşmiş halidir ve beynimizdeki Viratadır.

Shri Krishna beynimizi temsil eder. Ve bizdeki bu Virat tamamen uyandığı zaman, tüm dharmalar bizde doğal bir hale gelir. Biz herhangi bir dharma yapmak zorunda değiliz, herhangi bir dharmanın bilincinde olmak zorunda değiliz, ama otomatik olarak kendimiz dharma oluyoruz. Mesela şimdi insanlar var, söyleyin, İsa; İsa örneğini ele alabiliriz. O Dharmanın kişileşmesiydi. O hiç kimseden para çalmazdı, çalar mıydı? Birisinin karısıyla kaçar mıydı? O ne zaman yanlış bir şey yaptı ki? Hayır yapamaz. Neden? Çünkü O Dharma idi. Yani şimdi siz dharmateet oldunuz, bu sizin Tanrının Krallığına, Virata şartları içine girdiğiniz anlamına gelir ve burada durumunuz bu şekildedir, sizin konumunuz böyledir, siz dharmasınız. Adharma yapmaya çalışırsanız, acı çekeceksiniz. Eğer yanlış yapmaya çalışırsanız, acı çekeceksiniz. Burada Benim size doğru olun dememe gerek yok; Ben size söylemek zorunda değilim, gerek yok. Benim size, gerçeği söyleyin dememe gerek yok. Benim size “çalmayın” dememe gerek yoktur. Ben bütün bunları yapmak zorunda değilim. Ben size söyleyebileceğim tek şey, egonuzdan ve süper egodan kurtulun demektir, hepsi bu. Çok genel bir terminoloji içinde. Ama sizler otomatik olarak İsa’yı takip edeceksiniz, Krishna’yı otomatik olarak takip edeceksiniz, Sahaj, çünkü şimdi siz dharma’nın ötesine geçtiniz, bir dharma’yı takip etmek zorunda olduğunuz dharma’nın limitlerini aştınız, şimdi siz dharma oldunuz.

Nerede duracaksanız olursanız, her nerede durursanız, dharma sizinle birlikte duracaktır. İnsanlar size bakacak ve şöyle diyeceklerdir: “Burada bir dharma duruyor, bu kişi, ibadet edilecek dharmadır”. Herhangi bir şey nedeniyle değil, sizin konumunuz dharma olduğu için, siz bunun ötesine geçtiniz. Varsayalım ki, bugün sizinle konuşmak için kullandığım bu hoparlör, ama bu hoparlörün Benim ayrılmaz bir parçam olduğunu varsayalım, Ben bunu kullanmak zorunda değilim, Ben bunun ötesine geçiyorum. Aynı şekilde, sizde kendinizi oturtmak için öncelikle dharma’yı kullanıyorsunuz. Ancak siz Virata konumu içinde dharma’nın ötesinde geçtiğiniz zaman, o zaman herhangi bir dharmaya ihtiyaç duymazsınız, siz kendiniz Virat’ın dharması olursunuz. Şimdi, Virat’ın dharması nedir, Shri Krishna’nın dharması nedir, bu kolektivitedir. Krishna, beyindir. Shiva Kalp’tir ve Brahmadeva ise Karaciğerdir. Şimdi, beynin yeteneği nedir? Evrimin yaşam ağacı, Onun dediği gibi aşağı doğru büyüyor. Ve bu ağaç beynin farkındalığından aşağıya doğru büyüyor. Fakat eğer siz yükselmeniz gereken köklere gitmek zorundaysanız ve eğer bu yükselişi elde ettiyseniz, şimdi siz, tüm köklerinizin aydınlandığı, tüm sinirlerinizin aydınlandığı, beyninizin aydınlandığı, beyninizin köklerine gittiniz, demektir. Aydınlanmış bir kişisiniz.

Karanlığın içindeyken, ip diye bir yılanı tutabilirsiniz, ama ışıktayken onu bırakırsınız. Aynı şekilde aydınlandığınızda, dharmanız aydınlanır. Herhangi bir guruya, herhangi bir kitaba veya birisine gitmek zorunda değilsiniz, siz kendiniz, kendi hayatınız içinde bunun yanlış olduğunu biliyorsunuz. Şimdi, bunun kolektivite kısmı çok önemlidir. Kolektif olamayacak olan herhangi birisi  henüz bir Sahaja Yogi değildir. O kişi hiç bir şekilde henüz bir Sahaja Yogi değildir. Kolektivite bu anlamda, birilerinde sürekli hata bulmaya çalışan, diğer Sahaja Yogilerle yaşayamayan herhangi bir kişi, karısıyla veya kocasıyla bir yerlere kaçmak isteyenler, dışarıda kalmak isteyenler, böyle bir kişi kolektif birisi değildir. “Sahaja Yogilerin yaşayabileceği bu koşullar altında Ben yaşayamam” demeye gerek yoktur. Eğer siz bir Sahaja Yogi iseniz, eğer bir Yogi iseniz, yaşayabilirsiniz. Bana bakın, Ben bu kadar yaşlı bir kadınım, her yerde yaşayabilirim. Beni bir köye götürün, Beni herhangi bir yere götürün, hiç bir şekilde fiziksel konfordan dolayı rahatsız olmam. Çünkü Ben kendi içimde rahatım. Benim rahatlığım içimdedir. Aynı şekilde, kolektif olmayan bir insan, Pujalara gelen birçok insanda olduğu gibi, bunların hepsi. Bu yılda sadece bir kez Noel’de kiliseye gidip “İsa bizimle ilgilenmiyor” demeye benziyor.

Tabii ki siz kiliseye gitmiyor ve İsa ile buluşmuyorsunuz, ama şunu söylemek isterim ki, sadece üstünkörü bir şekilde Sahaja Yoga yapmakla, kazanamazsınız. Kolektif olmalısınız. Ve kolektivite, her kolektif programda sizin orada olmanız gerektiği anlamına gelir. Her zaman kolektif olarak bir araya gelmeli, kolektif olarak meditasyon yapmalı, kolektif olarak yaşamalı ve kolektif olmanın yollarını ve yöntemlerini bulmaya çalışmalısınız. Her zaman kolektivite saldırmaya çalışan çok sayıda kötü güç var. İlk olarak liderlere saldıracaklardır. İlk şey budur. Herhangi bir lider, birisine “sen böyle yapmamalısın” der, o kişi derhal lidere karşı hikâyeler yaymaya başlar, “Bu lider çok kötü, o şöyle, çok sert. Bana garland takmadı, bana bunu vermedi”. Bir bhoota nasıl garland takarsınız? Takar mısınız? Eğer bu, bu işe yaramazsa, o zaman bir tür siyaset oluşturmak için etrafta dolaşıp, orada, burada kulaklara bir şeyler söylemek gibi kendince sinsi yöntemleri var onların. Tüm bu insanlar Sahaja Yoganın dışına fırlatılıp atılacaklar. Orada bir merkezkaç gücü ve birde merkezcil kuvvet olduğu için, bu hem eşit olarak hem de zıt yönde hareket eder.

Kolektiviteye karşı çıkan, bhootlarına yapışan, olumsuzluklarına yapışan herkes Sahaja Yoganın dışına çıkmak zorunda kalacaktır ve bunun hatırlanması gerekir, kolektif olmak neşeli olmaktır, ilerici olmaktır, daha ileriye gitmektir. İnsanlar Himalayalar’da meditasyon yaparlarken sorun yoktu. O zamanlar hepsi yalnızdılar, onların hepsi yalnız başlarına meditasyon yapıyorlardı, kolektif bir şeyler elde etmek içindi ama aydınlanmalarını alamadılar. Aydınlanmanızı aldığınız zaman siz bunu hatırlayın. Şimdi siz, Tanrı’nın krallığına, kolektif varlığın bir parçası olduğunuz Virat’ın Krallığına girdiniz. Yalnız değilsin, kendinizi ayrı tutamazsınız, kendini ayıramazsınız. Şimdi, sizler Virata’nın bedeninde uyandınız ve bunun dışına çıkamazsınız. Eğer ondan çıkmaya çalışırsanız, beslenemezsiniz. Diyelim ki, Ben vücudumun bir kısmını ayırdım. O parça bu beden tarafından beslenir mi? Bu olmayacaktır. Aynı şekilde, şimdi siz de bu kolektivitenin ayrılmaz bir parçası haline geldiniz ve bu Virat, bu kolektivite, size bakacak, sizi besleyecektir, sizin kendi ruhsal, fiziksel, zihinsel, duygusal tarafınız için gerekli olan her şeyi yapacaktır, hatta finansal gelişmeniz için bile.

Ama eğer siz bunu sona erdirirseniz, kolektiviteyi engellemeye çalışırsanız, kolektivite için sorun çıkarmaya çalışırsanız ya da sadece kolektiviteden kurtulmaya çalışırsanız bile, o zaman bu durum bizi ilgilendirmez, bu işe yaramayacaktır. Bu durum tam olarak ve mümkün olan her şekli ile anlaşılmalıdır ve bu uygun bir şekilde anlaşıldığı zaman, kolektivitenin, yalnızca sizin yükselmeniz değil, yalnızca sizin gelişmeniz değil, yalnızca sizin kazanımlarınız için değil, bunun bütün insanlığın başarısı olduğunu bilmelisiniz. Bununla yaratılışınızın amacı gerçekleştirilmiş olur. Aşram’da yaşayanlar, onlar daima yalnız yaşayan insanlardan daha iyidirler, her zaman. Onlar her zaman yalnız yaşayan insanlardan daha iyi sonuçlar elde edeceklerdir. Bazıları belki de yalnız yaşıyorlar çünkü biraz özel bir hayat veya mahremiyet sahibi olmak istiyorlar. Ancak mahremiyetlerinin onlara faydası olmayacaktır. Bunun onlara hiç yardımı olmayacaktır. Daha fazla birlikte yaşayarak, daha fazla birlikte oturarak, birlikte olmaktan daha fazla keyif alırsınız ve gelişmeniz için daha fazla şansınız olur. Kendinizi daha fazla özel kılmaya çalışacak ve kendiniz bundan daha uzak durmaya çalışacaksınız, her ne açıklama bulursanız bulun, Tanrı bunu çok iyi anlar.

Yani kendinizi ana akımın dışında tuttuğunuz bütün böyle şeylerle, ana akımın dışına çıkmaya çalışıyorsunuz, o zaman sizin için büyük bir sorun vardır. Tabii ki, belli bazı kolaylıklar için, kendi anlayışınız için, ama kendi pis odanızdaki özel ilişkinizden ziyade, Sahaja Yogilerin arkadaşlığından daha fazla keyif almalısınız. Bu, kendini yargılayabileceğin bir şeydir. Hepiniz Sahaja Yogilerin arkadaşlığından hoşlanıyor musunuz yoksa aile bireylerinizin dörtte üçü ile beraber bir sirkte olmayı mı seviyorsunuz? Yargılamak size aittir.

Yogi, “Bu bir zorluk, Shri Mataji”.

Sahaja Yoga’da hiçbir şey zor değildir. En basit şey Sahaja Yogi olmaktır. Kolektif olmak daha da basittir. Kolektif olmamak için, siz bir şeyler yapmalısınız. Dediğim gibi, içki içmemek çok kolaydır. Yani, demek istiyorum ki, şarap ve benzeri şeyler içmek. Çünkü içmek istemiyorsanız evde oturursunuz, sorun değil, hiçbir şey yapmanıza gerek yoktur. Ama içmeniz gerektiğini varsayalım, o zaman bir bara gitmelisiniz ya da kalkıp birisine gitmelisiniz, şişeyi açmalı, belirli bir türde bardak almalı, içkiyi onun içine dökmelisiniz, şudur, budur. Hindistan’da, örneğin, yasaklama olan yerlerde, bir korku içinde oturuyorsunuz. Ama sadece su içen birisi, bunu yapmak zorunda değildir. Yani yanlış yapmak için, kişi bir şeyler yapmak zorundadır.

Ama iyi olmak için fazla bir şey yapmanıza gerek yoktur. Tamamen emek tasarrufudur, enerji tasarrufu sürecidir, görüyorsunuz, kötü şey yapmak, varsayalım ki, görüyorsunuz, Ben birisine zarar vermek istiyorum, yöntemler, metotlar bulmak için yoldan çıkmam gerekecektir. Eğer yalan söylersem, tek bir yalanı örtmek için on tane yalan düşünmem gerekir. Ama doğruyu söylersem, bitti, ben hâlâ, gerçeği söyledim, bitti, birkaç kelime ile bitti. Yani kolektif olmak, çok daha kolaydır. Tabii ki, sahtekâr insanlar için değil, çünkü sahtekâr insanlar sevimsizliklerini ne zaman harekete geçirseler başkalarını rahatsız ederler. Bakın, Gördün mü, ah ah dürtme, ah dikenler gibi. Ama çiçek gibi olan insanlar, onlar her yere uyarlar, insanlar onları sever. İnsanlar onların kokularını sever, onlara bakarlar, onlar güzel şeylerden keyif alırlar. Şimdi bakın, bugün lotus çiçekleri gibi görünüyorlar. Nasıl oldu bu? Hiçbir şey yapmadan, lotus halini aldılar. Nasıl? Nasıl bir lotusa dönüştüler? Onlar lotus mu yoksa papatya mı, sadece Allah bilir ama onlar Sahajın lotusları oldular. Nasıl? Çünkü onlar Tanrı ile beraberler. Kendi başımıza kendi yolumuzda durduğumuz zaman, özel olarak kendimiz bir şey yapmaya çalıştığımızda, Tanrı “Tamam, hadi siz özel olun” dedi. Ama biz halkın içinde olduğumuzda, Tanrı bizlere bakmaktadır. Sonra bildiğiniz gibi Sahaj Yoga’da, kolektif büyüme Sahaj Yoga’yı anlamanın tek yoludur.

Birileri bir şeyler biliyor, birileri de başka bir şey biliyor, başka birileri de başka bir şey biliyor. Kolektif olduğumuzda, bizler Sahaj Yoganın her yönünü gerçekten anlıyoruz. Diyelim ki, birisi bilim adamı, biri müzisyen, birisi de başka bir şey. Her şeyi bilemeyiz. Yani siz bundan bir şey biliyorsunuz, ondan bir şey, şundan bir şey. Yani tüm nehirler bu kolektiviteye akıyor ve siz bu nehirlerin okyanusundan keyif alıyorsunuz. Hindistan’daki tüm nehirlere gitmek zorunda değilsiniz, Ganga, Yamuna, Saraswati, Kaweri’ye gittiğiniz gibi. Denize gidin, hepsi oradadır. Öyle ki siz, her şeyin birleştiği bu denizin tadını çıkarmalısınız. Her tür güzel şey oradadır ve siz bundan keyif alıyorsunuz. Umarım,  çok olağanüstü olan bu Puja, öncelikle birçok şey Sahaj. Bana ilk önce bu yerin telefon numarasını söylediler. Ona Yoginiler eşlik ettiler, Shri Krishna. Yani bu tarafta ve şu tarafta, O burada oturuyor. Bu yere Siyah Göl deniliyor. Krishna siyahtır. Aniden burayı buldular ve burası insanların yerde uyuyabilecekleri İsviçre’nin sözüm ona askeri rejimi altında.  Yerde uyumak zorunda değilsiniz. Eğer karyola yoksa havada asılı durursunuz ama yere dokunamazsınız.

Bu tür aptalca askeri işler var burada. Böylesine mantıklı, pratik, bu kadar ucuz bir yeri nerede bulmalı? Biz burada ineklerle beraberiz, güzel şeylerle çevriliyiz, Krishna’nın doğum günü olanda zamanda, bir sürü inek. Çok sayıda inek, O ineklere çok düşkündü, Ben sabah ineklerin çanlarının seslerini duydum, akşamlarda çok güzel ve akşamları eve dönüşlerine ne derler [guraj – gibi duyuluyor] – ayaklarının tozları gökyüzünü kaplıyordu sadece buranın Gokul olduğunu hissettim. Bugün ayrıca kişinin söylemesi gereken bir şey daha var, bu on altıncı Shri Krishna Puja. Pek çok açıdan sizin katıldığınız bu puja, insanların binlerce ve binlerce janma (doğum), pek çok punya almak zorunda kaldıkları çok büyük bir Puja’dır, ki siz bunu Sahaj şekilde aldınız çünkü siz de (özel olan) bir şeyler olmalı.

Tanrı sizleri kutsasın.

Şimdi neye karar verdik? Şimdi Sanskritçede yazılmış, Shri Krishna’nın [işitilmiyor] isimleri olan mantralar var. Birisi, Rustam onları Sanskritçe hazırladı ve Gregoire da hazırladı. Sanırım herkes beni duyuyor, değil mi? Ve Gregoire hazırladı, siz Beni Sahasrara’dan duymak zorunda olduğunuz için, bunu yapabilirsiniz. Ve Gregoire İngilizce hazırladı. Böylece Shri Krishna’nın doğasını tanımlayan iki türden, yani Sanskritçe ve İngilizce kelimelerimiz olacak. “Şimdi bugün tüm Yayların (Yay burcu)[işitilmiyor – Benim Pujamı?] Olmasına izin verin. Bu Krisna’nın rashi (kişi doğduğu sırada ayın burç haritasında bulunduğu yer) Yay’ı, [Nurtara’lar gibi duyuluyor]. Yay burcu, kaç kişi?” Gelin. ”Dhanur dhara (Yay kuşanmış olan)– bu Shri Krishna’nın isimlerinden birisidir … [Bir kaç Hintçe kelime] veya Madhusudana (Şeytan Madhu’yu öldüren)”