Easter Puja, Maddecilik

(Italy)

Feedback
Share
Upload transcript or translation for this talk

Easter Puja,  Pichini Aşramı, Roma (İtalya), 19 Nisan 1987.

Hepinize mutlu Easter dilerim!

İsa’nın yeniden dirilişini kutlamak için Roma’ya gelmek büyük bir gün. Şimdi bizler İsa’nın Yeniden Dirilişinin tam aksi yönünde ilerleyen Hristiyanlığın, yeniden dirilişini gerçekleştirmeliyiz.

Bildiğiniz üzere İsa, O sadece Chaitanya idi ama O Chaitanya’nın bedeni içinde geldi. Onun tüm bedeni Chaitanya’dan yapılmıştı ve eğer bedeninizi Chaitanya ile doldurabilirseniz, sizlerinde kendinizi diriltebileceğinizi, dünyaya göstermek için kendisini yeniden diriltti.

Her zaman madde ile ruh arasında bir mücadele vardır İnsan yaşamında gördüğümüz şey, maddenin her zaman ruhun önüne çıkmaya çalıştığıdır ve işte bu şekilde bizler kendi yeniden dirilişimizde başarısız oluruz. Maddeye geçit verdiğimiz için, yeniden dirilişimizde başarısız oluruz. Maddeden geldik – maddeye geri dönmek kolaydır. Ama bütün Hristiyan uluslar, maddi gelişmeler sağladılar – madde ile yücelmediler ama madde ile özdeşleştiler. Yanlış yönde gitmemizin nedeni, maddenin bizler için çok önemli olmasıdır.

Kendimizi, bedenimizi, bizde maddi olan olan her şeyi, madde ile çok fazla özdeşleştirdik. Maddi şeyler için insanlar çok fazla endişe ettiler. Gördüğüm şey, tüm kültürün maddiyatçı olduğudur ve onlar kesinlikle bundan utanç duyuyorlar ama hala bunu yapmaya devam ederler, bu çok utanç verici ve çok aşağılayıcı. Bu insanoğlunu aşağılar.

Batıya geldiğimde bu eğilimi açıkça gördüm. Örneğin, bir hanede onlar her ne satın alırlarsa, bu satmak içindir, her zaman. Bu yüzden her ne satın alırlarsa, bunun belli bir standartta olması gerekir. Olması gerekir, eğer bu bir elmas olacaksa, bunun mükemmel bir elmas olması gerekir çünkü bu tekrar satılabilmelidir. Eğer bir ev satın alırlarsa, evi kirletmemeliyiz veya biz onu güzelleştirmemeliyiz, evin fiyatını düşürecek bir şeyler yapmamalıyız diye korkarlar çünkü özel türde bir dekorasyonu severiz. Her şey satılıktır. Onlar asla hiç bir maddeden keyif almazlar, bilirsiniz. Neşe orada değildir. Her ne satın alırlarsa, “bunu tekrar satabilir miyiz?” diye düşünürler. Söyleyin, hatta, – değerli taşlarda bile bunu gördüm. Hindistan’da herkes değerli taşlar satın alabilir çünkü zenginler en pahalı olanlarını alırlar, fakir insanlar da sıradan olanlarını alırlar, gümüş gibi, herkes alabilir çünkü kimileri yüzde yüz gümüş olanlarını alabilir, kimileri de biraz karışık olanlarını alabilir, kimileri de diğer malzemeleri alabilirler.

Ama Batıda herhangi bir ülkeye giderseniz, aldığınız şeyin üzerinde ayar damgası olmalıdır, bilirsiniz. Ayar damgası bulunmalıdır, aksi halde damgası olmadıkça asla bir şey satın almazlar, çünkü ayar damgası bu şeyin tekrar satılabileceği anlamına gelir.

Varsayalım Hindistan’da bir şeyler alırsanız, her şey ayar damgasızdır.. ayar damgası yoktur ama bunu herhangi bir zamanda birilerine satmak istediğinizde, demek istiyorum ki, eğer onu satmanız gerekirse, o zaman pazara gidersiniz ve onlar belli tipteki bu gümüşün esas değerini bilirler ve işte bu şekilde size ödeme yaparlar ama bizim ayar damgalarımız yoktur.

Şimdi altında da, aynı şey, onlar ayar damgası ile 9 ayar altın alırlar. 9 ayar altın nedir? Hiç bir şekilde altın değildir ama onlar bunun için bir damga isterler ve bu şey çok pahalı olacaktır çünkü onlarda çok fazla altın yok ve bu yüzden de bir ayara damgası koyarlar ve bu onu pahalı yapar. Tüm ekonomi aptalca bir materyalizm ile inşa edilmiştir. Madde keyif almak için değil, satmak içindir. Bu yüzden de yaşamlarında her ne varsa bundan keyif almazlar.

Bu günlerde, plastik tekrar satılabiliyor mu, satılamıyor mu ama plastiğe, paslanmaz çeliğe, sahip oldukları ne varsa ona düşkün olan insanlar gördüm. Tekrar satılmayabilir ama şimdi, yarattıkları psikoloji öyle bir halde ki, korumak isterler, plastik bir şey varsa, bir iplik bile varsa, herhangi bir şey, bir iğne, bunu saklamak isterler, anlıyor musunuz? Hiç bir şeyi atmazlar.

Bütün bu şeyler bizleri mutsuzluğa, hüsrana ve aptallığa sürükler Şimdi onlar bir anti kültür meydana getirdiler. Anti kültür, çirkinlik olan materyalizmin bir diğer formundan başka bir şey değildir. Saçınızı boyadığınızda, siz anti kültür bir şey olursunuz. Eğer pis kıyafetler giyerseniz o zaman anti kültürsünüz ama bunlarda satılabilirler. Bütün bu pis kıyafetleri, taşlanmış kıyafetleri alabileceğinizi marketler ve marketler var. Tüm bu modalar, insanoğlunun maddeci davranışlarının iki tarafından veya iki yüzünden geliyor ve bazen küçücük bir şeyi geri istemekten utanmazlar. Diyelim ki, birisi, bir diğerinde bir kaşık unuttuğu, bilirsiniz, bunun üzerine üç kez telefon ederler,  “kaşığım sende kaldı mı?” Kaşığım sende mi? Utanmazlar, bu konuda kültürleri yoktur.

Bilemiyorum, daha önceleri daha iyi olmuş olabilir –Hindistan için bildiğim şey, şimdi bile, iyi bir ailede şöyle söylenir, “eğer birisinin kalemi sende kaldıysa, dikkat et ve onu geri ver ama senin altının birisinde kaldıysa, geri isteme”. Bu yapılmaz, bu kültür değildir, bu sofistike olmak değil. Ama tüm bu sofistikelik, materyalist oldu. Bu çıldırtıcı bir şey ve Batı aklını çıldırtıyor. Örneğin, eğer bir şey servis etmeniz gerekiyorsa, deyin ki, şarap ve başka bir şeyler, sizin farklı tipte bardaklarınız, farklı tipte tabaklarınız, farklı tipte kaşıklarınız olmalıdır. Avakado için kaşıklarınız var, farklı şeyler için kaşıklarınız var –demek istiyorum ki deli gibi ve eğer sizde bunlar yoksa o zaman size gülerler. Eğer evinize gelirlerse, – Aman Tanrım! Bize avakadoyu, dondurma kaşıkları ile ikram ettiler, derler. Bu işleyebileceğiniz en büyük günahtır. Yani bütün günah fikri çok maddiyatçı ve saçma sapan olur. Bu yüzden de  madde bu kadar ölü olduğunda Yeniden Diriliş gerçekleşemez ve gider.

Sonra, madde beyninize girer. Beyninize girdiği zaman, orada çürür. Sonrada siz bankacılık hakkında veya bundan nasıl tasarruf ederim hakkında,  tartışmaya başlarsınız. Demek istiyorum ki, Londra’da mantra, size dediğim gibi, her yerde “Poundları biriktirin” şeklinde olmalıdır. Havaalanına gider gitmez, yazılı büyük bir mantra vardır, “Heathrow’da taksi kiralayarak tasarruf edin”. Gözünüzde canlandırın, ne yaptıklarının farkında bile değiller. Her zaman pound biriktirler, para biriktir, bunu biriktir, şunu biriktir.. ne için?

Çünkü onlar çok fazla hayal kırıklığına uğradılar, bütün bu maddi zırvalıklar çok hayal kırıcıydı ve bunun üstesinden gelmek için de, onların para biriktirmeleri lazım ve uyuşturucularla, şarap içerek ve her tür saçma sapan şeylerle, çürümüş peynirle ve kesinlikle ölü bir madde olan türden bir şeylerle, sizi ölü gibi, uyuklar hale getiren yararsız şeylerle hayal kırıklığı dengelendi.

Böylece gerçek olandan kaçarsınız çünkü o kadar hayal kırıklığına uğradınız ki, buna karşı koyacak bir şeylere sahip olmayı istediniz. O zaman bununla da olmadığını gördükleri zaman, hala son derece rahatsızlar. Yani yapacağın bir sonraki şey nedir?  Eğer bu kadar mutsuzsan, başka bir şeyler bulmalısın.

Size yaramaz çocuklar hakkındaki öyküyü anlattım, anne dışarı çıkıyordu ve onlara dedi ki, “sizler yaramaz çocuklarsınız, bu yüzden de, sizi mutfağa kilitleyeceğim”. Çünkü başka her yerde, bir şeyleri kırabilirler, bir şeyleri kirletebilirler ve anne de onları tekrar satamaz. “Orada neyi mahfedebilirler ki?” diye düşünerek, onları mutfakta bıraktı. Anne geri döndüğünde, çocuklar “biz bütün çay yapraklarını yedik” dediler.

Bunda olduğu gibi, hayal kırıklığına uğradıklarında, ne yapacaklarını bilmiyorlar, bu yüzden de onlar kulaklarına civiler koydular, yanaklarına iğneler, burunlarına bir şeyler. Kendilerine ne yapacaklarını bilmiyorlar, bilirsiniz.- bıyıklarını yolacaklar veya saçlarını boyayacaklar veya her tür komik saçmalığı yapacaklardır, onlar kesinlikle hayal kırıklığına uğramış insanlar! Ama anlaşılamayan en kötü kısmı şu ki, bu konuda çok kendilerine güvenliler! Bunu hiç bir çekingenlik duyarak yapmazlar, tam bir kendine güven vardır.

Onların dikkati her yerde “biz nasıl olmalıyız?”, hususunu görmektir, yetersiz beslenme nedeni ile yaprakları tamamen buruşmuş  bir ağaç görürlerse, kendileri de böyle olmak isterler. Yetersiz beslenen insanlar gibi olmak isterler. Sefil insanlar gibi görünürler, yanakları içeride, burunlar dışarıdadır – bu tür şeyler devam ediyor- ve onları gördüğünüzde hastalıklı gibi görünürler. Bu, onların hayal kırıklıklarını ifade etmelerinin bir yolunu bulmalarının işaretidir. Ama İsa, yolun kaldırım taşlarını döşedi, tam tersi şekilde. O, “maddenize-meselelerinizin içine Chaitanya’yı katın” dedi, böylece siz  Chaitanya’dan neşe duyarsınız.

Maddenin içine Chaitanya’yı, vibrasyonları katın. Onun mesajı budur. Onun sadece kendi ruhu dışarı çıkıyor gibi yeniden dirilmesi gibi değil, Onun bütün bedeni yeniden dirildi. Bu yüzden de O, bedenin, içimizdeki maddenin yeniden dirilmesinden bahsediyor.

Sahaja Yoga’da da geldiğimiz zaman Kundalini yükselir. O size aydınlanma verir ve siz Chaitanyayı ellerinizde hissedersiniz, onu her yerde hissedersiniz.. Yüzünüz güzel lotuslar gibi ışıldar, cildiniz düzelir, çiçek açar gibi görünürsünüz, her şey iyidir ama hala çok süptil olabilecek, çok kaba olabilecek maddi bağımlılıklar vardır. Bu kabalık şu şekilde olabilir, “bu benim halım, bu benim arabam, bu benim takılarım” – bunu gibi şeyler.

Ama bu İsa’nın tarzına geline, vibre edilmiş olan vibrasyon yayan, maddi değeri değil de vibrasyonel değeri olan, spiritüel değeri olan, Tanrısal değeri olan madde ile özdeşleşmelisiniz. Bu her şey olabilir, çiçekler olabilir, su olabilir, bir sari olabilir, bir koltuk olabilir, değeri olan herhangi bir şey olabilir, bu sayede dikkatiniz kaba olandan vibrasyonlara doğru kaymaya başlar. Ama şimdi bile, maddi şeyler hususunda gizli bir dikkatiniz varsa, o zaman hızla yükselmeniz zordur. Kullandığınız her şey, vibrasyonlarınıza destek mi, yoksa değil mi?

Yaptığınız her şey vibrasyonlarınız için iyi mi yoksa değil mi? veyahut taşıdığınız eski moda kişi ile aynı mısınız, dün gördüğüm deliler gibi – onlar tatil için gelmişlerdi ve nasıl neşe duyacaklarını bilmiyorlardı, her şeyi deniyorlardı, bilirsiniz. Turizm için çok para ödemiş olmalılar, zavallı şeyler, otellere çok para ödemiş olmalılar, restaurantlara çok para ödemiş olmalılar ama Benim hissettiğim şey, onlar hiç bir şekilde neşe duymuyorlardı, hiç birisi keyif almıyordu – sefil durumdaydılar ve ne yapacaklarını bilmiyorlardı ve bunun sonunda diye Ben düşünüyordum ki, gidip sadece hayal kırıklığı ile kafalarını kırabilirler. Yani madde asla size neşe veremez.

Sadece vibre edilmiş madde, vibrasyonları olan madde size neşe verebilir. Bir insan size asla neşe veremez. Belki de karınız, belki de çocuklarınız, belki de babanız, anneniz veya her hangi bir kimse, bu kişinin vibrasyonları olmadığı sürece size neşe veremez çünkü neşe Tanrının kutsamasıdır. Tanrı ile bağlantınız olmadığı sürece, her ne denerseniz deneyin, her ne elde ederseniz edin, asla bu neşeye sahip olamazsınız.

Yapay bir kendine güvene sahip olabilirsiniz çünkü hayal kırıklığına uğramış bir kişi, dıştan şöyle demelidir, “Oh, hayır, hayal kırıklığına uğramadım. Ben çok mutluyum.” Bu gergin olup da, “ben çok rahatım” demek gibi, bu böyle. Yani Bu yüzden de  sadece görüntüyü kurtarmak için, “bizler çok kendine güvenliyiz” diyebilirler ama onlar çok farklı insanlardır. Zayıftırlar.  Bu sizin çocuklarınız olabilir, herhangi birisi olabilir, herhangi bir insan olabilir.

Belki de bu kişiyi çok fazla düşünüyor olabilirsiniz, bu kişi ile çok fazla özdeşleşiyor olabilirsiniz, bunun en büyük şey olduğunu düşünebilirsiniz, şimdiye dek tanıştığınız en büyük insan olduğunu düşünebilirsiniz. Bu size neşe vermez. Ama sıradan birisi, bir emekçi, belki de bir dilenci, belki birileri, ormanda tek başına oturan bir Sadhu, böylesi neşeyi veren kişilik olacaktır.  Konuşabilir, konuşmayabilir ama sizin için zengin olan, iyi konumda, hayranlık duyulan birisine kıyasla, öylesine değerli, kıymetli bir şey olacaktır ki. İşte bu, krallara imrenerek Hristiyanlığın başarısız olduğu yerdir.

Şimdi bu Sayın Papa burada, kocam gidip onu gördü ve Papa ona karşı çok kibardı çünkü kocam oradan geliyor, o maddi dünyada büyük bir adam. Papa, Beni görmeyecektir veya Ben onu görmeyebilirim!

Yani bütün değer sistemi, bütün değer sistemi değişmelidir ve bu (yeni) değer sisteminde siz ruhtan başka bir şeye değer vermezsiniz. Ruhtan başka hiç bir şeyin değeri yoktur. Ruh size bir sarayın konforunu verir, bu size bütünüyle korunmanın mutluluğunu verir. Bu size dünyadaki bütün ilişkilerin neşesini verir. O zaman siz neden iyi olmayan bir şeylere neden değer veresiniz? Bunu açıkça görebilirsiniz. Eğer vizyonunuz açıksa, bunu çevrenizde çok fazla görebilirsiniz, bu insanlar çok mutsuz, çok sefil görünüyorlar, şunun ardından koşuyor, bunun ardından koşuyorlar.

İlk olarak hippiler vardı, sonra onlar punk oldular, şimdi de onlar iyi giyimli beyefendiler oldular.  Her şey şundan buna, bundan şuna, kendilerini hiç bir yere doğru yönlendiriyorlar, orası her neresi ise. Onlardan uzak olduğunuzu açıkça görebilirsiniz. Sizler başka bir krallıktasınız ve onları görüyorsunuz. Bu yüzden onların yanına gitmeyin. Sizdeki güzelliği göstermeye çalışın ve bu sayede onlar size gelirler ve kendiniz görün, onları görün, sizler yeniden dirilmiş insanlarsınız, siz yeniden dirildiniz. Ruh her zaman orada, kalbinizdedir, her zaman oradadır, sizi seyrediyor, sizi görüyor ama şimdi ruhu sarmalayan madde, yeniden diriliyor, vibre oluyor, gözleriniz ışıldıyor, cildiniz parlıyor, yüzünüz parlıyor, çok güzel görünüyorsunuz, – işte yeniden diriliş budur.

Sahaja Yogada, aptalca ciddiyete yer yoktur. Ciddi olacak ne var? “Oh, elmasımı satmalıyım ve bilirsin, onlar içinde küçük bir siyahlık olduğunu söylediler”. Ne var bunda? Tak onu. Tüm bu ciddiyet kafanızdaki ölü maddeden gelir ve ölü olanın üzerinde mantar büyür bilirsiniz ve bu mantarın da, sizlere her tür hastalığı getirdiğini biliyorsunuz. Ölü olan her şeyden uzak durun.

Sadece Chaitanya maddeyi vibre eder ve Tanrı ile bağlantınız olmadığı sürece hiç bir şeyi vibre edemezsiniz. Dünyaya gelmiş olan bu büyük azizler, peygamberler, enkarnasyonlar hepimize şunu söylemeye çalıştılar, “Tanrı ile bağlantıda olun”. Herkes aynı şeyi söyledi. Tabii ki, Ben işi kendim yaptım. (Bazı çocuklar gülerler)  Bu iyi, takdir ediyorlar ve siz sadece bu bağlantının kaybedilmemesi, bozulmaması, bundan şüphe edilmemesi gerektiği hususunda düşünmelisiniz.

Uygun bir şekilde düzeltin. O zaman, “karım böyle, kocam şöyle, erkek kardeşim böyle” gibi, her ne olursa hiç bir şeyle asla bunu kaybetmeyeceksiniz. Bunlar çok zayıf kişiliklerin işaretidir. Eğer kuvvetli bir şahsiyetseniz, bu vibrasyonlarla eğer kuvvetli iseniz, o zaman siz başka birisini de kuvvetli yapabilir ve başka insanları Sahaja Yogaya getirip, onlara yaşamın nektarını verebilirsiniz. Yani bu günün mesajı, içimizdeki ve dışımızdaki maddemizi, yeniden diriltmeliyizdir.

Kundalininizi yukarıya doğru yükseltiyorsunuz, bu tamam. Aynı zamanda onu yatay olarak da yaymalısınız – ellerinize, ayaklarınıza, bedeninize, yüzünüze, düşüncelerinize, her şeye. Mantra, vibre edilmiş bir düşünceden başka bir şey değildir. Vibre edilmiş her düşünce, bir mantradır ama vibrasyonlar ancak özel şekilde taşınabilirler veya diyebiliriz ki, özel bir ortak etmene ihtiyaç vardır.

Kıyafette, düşünmede, dünyevi olan her şeyde, vibrasyonları çalıştıran bir tür ortak etmen vardır. Eğer bu etmen orada değilse, vibrasyonları yakalayamazsınız ve siz vibrasyonda veremezsiniz.

Yani sadece iki uyuşmazlık vardır, biri sol ve diğeri de sağdır, çok fazla değildirler, onlardan kurtulmak çok kolaydır. İtalya’da sadece iki dönüş vardır, biri sağ veya soldur. Aynı şekilde içimizde, eğer sola gitmezseniz ve eğer sağa da gitmezseniz, merkezde kalırsınız, vibre  olursunuz, her şeyi vibre edebilirsiniz ama siz merkezde kalın ve aşırılıklara yönelmeyin. Sahaja Yogada bile, deli gibi insanlar vardır – on iki saat meditasyon yaparlar – on iki saat meditasyon yapacak ne var?

Demek istiyorum ki siz zaten meditasyondasınız veya Sahaja Yoga da bir piknik yapacaklardır. Buna bir aşırılık. “Ben ruhum ve benim Tanrı ile bağlantım var. Ne kadar bağlantıdayım? Ben ne kadarını içime çekiyorum? Ne kadarını alıyorum?” diye düşünmeye ne gerek var. Hepsi bu. Çok fazla yapmanıza gerek yoktur. İnsanların kafalarını kırdıkları, tepe üstü durdukları veya Himalaya gititkleri zaman, bu günler kaydı gitti.

Ama davranışlardaki tuhaflıklar, iyi bir Sahaja Yoginin işareti değildir. Bütün tuhaflıklar maddeden gelir. Bu yüzden Sahaja Yogada, tuhaf olan birisi, kendisi bhootish olabilir veya egoist olabilir. Tuhaf olan bir kişide, bu ikisinden birisi vardır. Bir Sahaja Yogide tuhaflıklar yoktur. Onun kendine özgü şeyleri vardır ama tuhaflıkları yoktur. Bu, ondaki burnun herkeste olacağı anlamına gelir, bu değişmeyecektir. Sahip olduğu gözler onda olacaktır ama gözlerde bir ışık olacaktır.

Aynı şekilde, kıyafetlerimizde de bunu görebiliriz – biz ölçülü kıyafetler giymeye başlarız ama soluk renkli kıyafetler veya kirli kıyafetler değil. Renkli şeyler giyeriz, çünkü biz renkliyiz. Sahasrara da yedi renk vardır. Bu gün, bu rengi giydim çünkü bu Hindistan’da baharın rengidir, çünkü bütün çiçekler sarıdır ve sarı olan hardal da vardır ve bu Hint kültüründe baharın rengi olarak adlandırılır.

Baharı kutlamak için, bu özel rengi giydikleri bir gün vardır çünkü bizler tabiata çok bağlıyız. Bu yüzden de, bu gün sanki onlar Benim bahar rengi giyineceğimi hayal etmişler gibi, New York’tan çok güzel bir mesaj aldım, birisinin onların söylediklerini size okumasını istiyorum ve bunun nasılda denk denk geldiğine, nasılda bu gün giydiğim şeye denk geldiğine şaşıracaksınız.  Ve Ben bu sariyi giyer giymez, sıcak oldu ve Ben bunun olacağını biliyordum.

Bu tam sıcak olduğu an ve bunun için üzgünüm çünkü siz bunu biraz fazla buldunuz. Yani, bu gün baharın kutlandığı gün ve bildiğiniz üzere Ben baharda doğmuştum ve İsa, baharda yeniden dirilmişti. Bu yüzden bahar, İsa’nın dirilişinden sonra başlar. Aynı şekilde bizler de şimdi bahar modundayız, neşe duymak, mutlu olmak, keyif almak için ama hoppa olmak, kaba olmak, çocuksu olmak için değil.

İşte bir Sahaja Yogi böyle olmalıdır ve Benim Roma’ya gelişimin bu kendiliğinden ayarlanışından dolayı çok mutluyum, pek çoğunuz geldiniz. Bu sizlerin Beni ne kadar sevdiğinizi gösteriyor ve gözümden gelen yaşlar dışında tüm bunlar için ne hissettiğimi gerçekten ifade edemiyorum. İsa hayatını her ne için feda ettiyse, ki bu olan korkunç bir şeydi, O yaşamını feda etti, O çok fazla acı çekti ama bunun sonucu olarak, bu gün yeniden dirilmiş olan, sizlersiniz, – hepiniz buradasınız –  ve Agnyalarınız temizlendi ve her şey çok iyi.

Tanrı sizleri kutsasın.