Shri Rama Puja, Les Avants 1987

(Switzerland)

Feedback
Share
Upload transcript or translation for this talk

Shri Rama Puja. Les Avants (İsviçre), 4 Ekim 1987.

Bu gün Dassera gününde, İsviçre`de bizler Shri Rama’nın taç giymesini kutluyoruz. Pek çok şey bu Dasshera gününde oldu. En önemlisi de Shri Rama’nın bu gün kral olarak taç giymesiydi. O Ravana’yı da yine bu gün öldürdü. Bir çok kişi onun nasıl aynı gün hem Ravana’yı öldürüp hem de taç giydiğini sorabilir. O günlerde Hindistan’da bizim süpersonik uçaklarımız oldu ve bu gerçektir, bu uçakların ismi Pushpak`tı, anlamı çiçektir, muhteşem bir hızı vardır. Yani O, Ravanayı öldürdükten sonra karısı ile birlikte Ayodhya’ya geldi ve işte taç giydiği gün de bu gündür. Dokuzuncu gün, O güç elde etmek için, silahlarına Shakti elde etmek için Tanrıça’ya ibadet etti ve onuncu gün Ravana’yı öldürdü. Shri Rama ve Onun krallığı döneminde ne kadar gelişmiş insanların orada bulunduğunu gözünüzün önüne getirebilirsiniz. Bunun nedeni kralın bir enkarnasyon olmasıydı, Sokrates tarafından anlatıldığı gibi aynı zamanda hayırsever bir kraldı O.

Shri Rama’nın öyküsü, başından sonuna dek çok ilginçtir ve şimdi Hindistan`da televizyonumuz tarafından yapılmış ve çok iyi bir fiyattan satılan güzel bir dizimiz var. Belki de oraya geldiğiniz zaman, her birinize birer tane hediye edebiliriz. Ancak Shri Rama’nın öyküsü O daha doğmadan önce yazıldı. Hatta bundan önce, bunun bazı işaretleri vardı ve geleceği gören Valmiki, Shri Rama’nın bütün öyküsünü yazdı. Shri Rama’nın doğumu ve tüm bu şeyler Agni, yani Ateş tarafından gerçekleştirildi. O Surya hanedanında, Güneş hanedanında doğdu. Bütün bu şeylerle birlikte, ateş olan Agni’nin kutsamaları ile doğmuştu ve aynı zamanda Surya hanedanında doğmuştu. Sizin şimdiye dek sahip olduklarınız içinde, en yumuşak olan Avatarlardan birisiydi. O çok şey olarak bilinirdi, demek istiyorum ki ingiliz dilinde, resmi olan bir kişi, sankoch anlamında. Birilerine bir şeyler söylemektense problemlerle bizzat kendisi ilgilenecek kadar ileri giderdi. Hindistan’da hala bunun gibi insanlarımız var. Lal Bahadur Shasti gibi bir başbakanımız oldu. Eğer bir odada başkaları ile beraber oturuyor ve elektrik açıksa, ışıklar veya bir şeyler, kapatmayı istediği zaman, kimseden bunu kapatmasını istemez. Yavaşça koltuğundan kalkar, anahtara doğru yürür ve kalkıp kapatır, bu şekilde o hiç bir şey istememektedir. Bu Shri Rama’nın en büyük kalitelerinden birisidir, hiç kimseye kendisi için bir şey yaptırmazdı veya hiç bir şey emretmezdi veya kimseyi bu amaçla kullanmazdı. Bakın, O ateşin kutsamasıydı ve Surya`da doğmuştu. Ancak biz şimdi ne görüyoruz, tüm problemleri ile birlikte, belki de çok düşük ailelerde veya negatif ailelerde doğmuş olan bu insanlar, siz buna sol kanal diyebilirsiniz, onların korkunç bir Agnyaları ve korkunç bir Suryada`ları vardır.

Surya içinde doğmuş kişi, son derece alçak gönüllü olmalıdır. O, hiçbir şeyin onu etkileyemeyeceğini, hiç bir şeyin ona kendisini yüce birisi olarak hissettiremeyeceğini gösteren bir kişidir. Şimdi onun hayatına baktığımız zaman, kendisi çok alçak gönüllü bir adamdı. Bakın şimdi, bu başkalarını küçümsemeye çalışan insanlar, “Senden hoşlanmıyorum, ben hoşlanmıyorum, bu iyi değil, bu çok zor” derler. Bu şeyler, böylesi bir insanın son derece düşük karakterli olduğunu gösterir, tamamen şahsiyeti yoktur, düşük karakterlidir. Şahsiyetli birisi, başkalarına için gösterdiği tolerans ile fark edilir. Hoşgörüsüzlük kişinin, son derece egoist ve kibirli olduğunun işaretidir, kendini beğenmişlik vardır.

Shri Rama, yönettiği devlette halk tarafından çok sevilmişti. En çok saygı gösterilen babanın (Kral Janaka) kızı olan, en güzel eşe sahip oldu ve babası tarafından sevilen bir oğuldu. Ancak o kadar alçak gönüllü bir adamdı ki, öylesine alçak gönüllüydü ki, Onun bütün kişiliğinde güzelliği görebilirdiniz. Sürgüne gittiği sırada, küçük bir kayıkta gidiyordu. Onu kayığına almış olan sıradan bir kayıkçıydı. Kayıkçı, Ayodhya kralının önünde oturduğu ve uygunsuz kıyafetleri olduğu için kendisini çok üzgün hissediyordu. Shri Rama, kendisi de valkanalardan, yani köylülerin giydiği veya çok ilkel bölgelerde yaşayanların giydikleri, sadece bir tür yapraktan ibaret bir şeyden başka bir şey giymiyordu. Bunları giymeliydi çünkü annesi, üvey annesi bunu bir çeşit lütuf şeklinde onun babasından istemişti.

Ve sonra ona sadece “Neden üzülüyorsun, Bende bunları giyiyorum, artık bir kral değilim. Senin önünde böylece oturuyorum. Kesinlikle rahat olmalısın. Ve Ben nasıl kayık kullanılacağını bilmiyorken, sen kayık kullanmayı biliyorsun, neden bu kadar endişelisin” dedi. Bu şekilde O, düşük kasttan olduğunu söyleyebileceğimiz insanları bile çok yüksek bir yere koydu. Buda Onun insanlara saygılı olduğunu gösterir. Kendisi Maryiada Purushottam olarak adlandırıldı, bu birisi ile ne kadar ileri gidebileceğini bilen, Mariadaları, biriyle nasıl konuşacağını, birisine nasıl yaklaşacağını bilen biri demektir. Bunun aksine bizler kocalarına bile, çocuklarına bile, herkese karşı yanlış davranan insanlar görüyoruz, dışarıda ise başkalarının üstüne atlarlar, bu kesinlikle Rama’ya karşıdır. Bu Ravana gibidir. Ravana bile bu tabiatta değildi çünkü onun içinde tam bir Dharma vardı. O aydınlanmış bir Ruhtu ama kendini beğenmişliği nedeni ile Rakshasa oldu. Ama onun kendini beğenmişliği bile, işittiğim bir çok modern kadın ve erkeğinki ile karşılaştırılamaz. Onların gerçekte Ravanayı geride bırakmış olmaları şaşırtıcıdır. Ravana`nın sadece on adet başı vardı ancak bazen Ben bu modern erkeklerin veya özellikle de kadınların yüz sekiz başları olabileceğini hissediyorum. Kendini beğenmişlik, nefretin ifade miktarı çok gülünç ve bu bir insanı işe yaramaz gösterir ama bu tür insanları çok sık görüyorum ve Sahaja Yoga’da bile, bir şekilde ilerliyorlar. Gerçekte böyle insanlar mutlaka Kadir-i Mutlak Tanrı tarafından hor görülürler.

Onun yaşamı ile ileri gidersiniz. O ilkel sınıflardan birine mensup olan çok yaşlı bir kadının bulunduğu köye gitti. Kadının çok az dişi vardı ve o kadın bizim ber dediğimiz bazı meyveler getirdi, o getirdi ve Ona, Shri Ram`a verdi, bak, bunları senin için aldım, başka bir şeyim yok benim ve bunları, onların hepsini ben test ettim.

Gerçekte Hindistan`da, eğer bir şeyi ağzınıza koyarsınız bu utishtadır, kimse buna dokunmaz. Fakat o dedi ki, dişlerimle delerek hepsini ben tattım ve hiç birisinin ekşi olmadığını gördüm. Shri Rama ekşi meyveleri sevmezdi, o bunu biliyordu, bu yüzden hiçbirisi ekşi değil ve onları alabilirsin, dedi. Demek istiyorum ki, bir şekilde, eğer bu batıda bir kişiye yapılsaydı, onlar sizi sertçe yumruklarlar.

Shri Rama derhal acele ile öne çıktı ve berleri kadının elinden aldı, onun elini öptü, Tamam, tamam, onları alacağım, dedi. Büyük bir hevesle onları yedi.

Bu yüzden Lakshmana bu bayana biraz kızgındı. Bu olan şeyde ne?

Sitaji dedi ki, Oh onları çok sevdin mi?

Shri Rama, Evet ama sana hiçbir şey vermeyeceğim, dedi.

Sita dedi ki, Hayır, ben senin yarınım. Bana vermelisin. Bunun üzerine Sitajiye biraz verdi. Sita’da yedi, nedir bu! Yediğim şey cennet nektarı gibi.

Bunun üzerine Lakshmana çok kıskandı. Yenge, biraz alamaz mıyım? dedi.

Sitaji, Hayır, sana veremem. Ağabeyine sor. Ben sana vermeyeceğim. Bendekiler paylaşmak için çok az. Neden ağabeyine sormuyorsun? dedi.

Bunun üzerine Oda kardeşine gidip, biraz daha alabilir miyim? dedi. Shri Rama gülümsedi ve ısırılmış, Hindistan`ın Brahmanik yasalarına göre gerçekte kast dışı sayılan ilkel bir kadının dişleri ile zedelenmiş olan, yediği bu beriyi ona verdi.

Shri Rama’nın tatlılığı ve kullandığı tarz ile insanları rahat hissettirirdi, sanki Ben diyebilirim ki, sanki küçük bir taşı kabuğunun içine alan bir istiridye örneği gibi. O bir çeşit parlak bir sıvı salgılayıp, taşı bu sıvı ile kaplar ve rahat etmesi için onu bir inci yapar. Şimdi, Shri Rama kendi rahatını istemezdi. Rama biraz farklıdır, O herkesi bir elmasa veya inciye döndürmek istedi, böylece diğer kişi ışıldayacak ve hoş görünecekti ve işte o kendini bu şekilde rahatlatmış hissetti.

Eğer Onun kalitelerini kendi içinize çekerseniz, ilk önce Shri Rama’nın doğuştan getirdiği durumunu anlamalıyız. Shri Rama kalbinizin sağ tarafında yerleşmiştir, sağ kalp. O buraya yerleşmiştir. Şimdi bir insanda sağ kalp yoktur. Eğer birisine sağ kalp var derseniz, derler ki, Ne, iki kalp mi var veya üç kalp var? Sahaja Yogamızda bizim üç kalbimiz var. Bir tanesi sol, diğeri sağ ve biriside orta.

Sağ kalp çok önemli bir şeydir. Sağ kalp tüm ciğerlere, her iki ciğere, boğazın tamamına, nefes borusuna, buruna, iç kısmına bakar. Dış kısma bakılır, diyebiliriz ki, burada nitelikler Shri Krishna tarafından verilir fakat bunun iç kısmındaki her şey Shri Rama tarafından yapıldı. Onlar aynılar ama birisi içeride hareket eder, diğeri de dış kısımda. Bu iç taraftan size kulakları verir, Shri Rama yapar. O size gözleri verir. Dış taraf yerine iç tarafın iyi olması daha önemlidir. Bu Shri Ramanın bir örneğidir. O asla dış tarafla veya kişinin dış görünüşü ile ilgilenmedi. Çünkü O Shri Krishna’dan önce geldi, O insanoğlunun iç tarafını inşa etmeye çalıştı. Bu yüzden diyebiliriz ki, sağ kalpte olasına rağmen, O Hamsa çakranız boyunca hareket eder ve kısmende Vishuddhi çakranızın iç tarafında. Çünkü onun iç tarafında Shri Krishna, Shri Ramadır, yani Shri Vishnudur.

Yani, biri kişinin batı standartlarına göre iyi bir görünüşü yoksa, Bana göre batı standartları oldukça komik çünkü batı standartları ne Krishna nede Shri Rama gibiymiş görünmüyor. Shri Rama gibi birisi, çok sağlıklı, elleri dizlerine kadar gelen uzun bir insandı, ajabanav, bu ajabanavı olan bir kişi demektir. O tıknazdı, onların her ikisi de tıknazdılar. Tıknaz olmalıydılar çünkü onlar Agni’den doğdular. O Agni’den doğdu fakat su Shri Vishnu’nun temel elementidir. Yani, onların hepsi tıknaz insanlardı; bu günkü modern fikirlere göre sopa gibi ince değildiler, sopa gibi ve Tüberküloz hastası gibi ince olmak.

Ama bu, bütün tıknaz insanlar iyidir anlamına gelmez. Biz her zaman mantık ile düşünürürüz. Onlar tıknaz, eğer Anne böyle söylüyorsa, tıknaz insanlar iyidir. Konu bu değil, Ben bunun iç tarafını söylüyorum, iç taraf sadece bunun aksidir. Onun iç tarafı kesinlikle güzeldir ve kesinlikle, sevgi, sıcaklık ve şefkat doludur. Bu niteliklere sahip olmayan kişi, bu Sahaja Yogi olmayan bir kişinin işaretidir. Gürültülü bir kişi, yüksek sesle konuşan, yükek sesle söz söyleyen, yanlış yerlerde gülen birisi yarı deli olmalıdır ancak o bir Sahaja Yogi olamaz.

Shri Rama’nın bu yumuşaklığı, aşırılıklara gider, Ben bunu sankocha diye adlandırıyorum, resmiyet, resmi fakat ingilizcede resmi, bir kelime değil, sankocha. Bir keresinde, O Ravana ile savaşırken, Ravananın on kafasına bir biri ardına oklarını çarpıyordu. Ve eğer O kafalardan birini çıkartırsa, ardından ikinciyi çıkartırdı, ilkide geri gelirdi, çünkü onun bir tür kutsaması vardı ve bu sayede kimse onu kafasından vurarak öldüremezdi.

Bu yüzden Lakshmana, “Kesinlikle biliyorsun ki, Ravana kafasından vurularak öldürülemez, neden onu kalbinden vurmuyorsun?” dedi.

Bunun üzerine O, “Sebebi şu ki, şu anda onun kalbinde Mahalakshmi var, Sita var. Sita onun kalbinde oturuyor. Sita orada oturduğu için, onu nasıl kalbinden vurabilirim, Sita incinebilir” dedi.

Yani, onu kafasından vurmanın ne faydası var dedi.

O dedi ki, Çünkü ben bir kere ona kafasından hızla vurmaya başlarsam, dikkati oraya gidecektir ve dikkati kafasına gider gitmez de, onu kalbinden vurabilirim”. Sankochaya bakın? Sankochaya bakın, Onun konuşma şekline.

Sonra ne oldu, O çok müşfikti, bir keresinde çok çirkin bir kadın olan Shurpanaka Onu baştan çıkartmaya geldi. Ve o dedi ki, baştan çıkartmaya geldi ve şunu dedi, “Rama, neden benimle evlenmiyorsun?”

Demek istiyorum ki, Rama gibi Mariada Purushottama olan bir kişiye böyle korkunç bir soru sormak, birisi eğer başka hiç bir şey yapmazsa onu gerçekten döverdi. Bunun üzerine Shri Rama gülümsedi.

Dedi ki, Madam, üzgünüm, Benim bir eşim var ve Ben tek eşliliğe inanıyorum, aika patni vrat. Bu yüzden de özür dilerim, sizinle evlenemem. Ama şakacı bir şekilde, tamam, kardeşim Lakshmana orada. Onun karısı Ayodhya’da kaldı, sen ona sorabilirsin” dedi.

Shurpanaka da, gitti ve sordu, “Lakshmana, neden benimle evlenmiyorsun?”

Shurpanaka çok güzel bir hale geldi. O kendisini güzel bir kadına çevirdi. O bazı güzellik salonlarına gitmiş olmalı veya bir yerlere ama kendisini bunun gibi yaptı, o oradaydı.

Lakshmana ona çok öfkeli bir şekilde baktı, dedi ki, Sen, çirkin, neden böyle bir soruyu sormak istiyorsun?

Lakshmana onun burnunu kesti. Lakshmana onun burnunu kestiği zaman Nasik’teydi, işte bu yüzden, nasika burun demektir ve işte bu yüzden sizler Nasik`te bulundunuz. Burası Lakshmana`nın onun burnunu kestiği yerdir. O çok kızgındı ama Shri Rama değildi. Onun burnunu kesti. O çok ikna edici bir şekilde Benim bir eşim var ve Ben kendi tek eşliliğe inanıyorum, dedi.

Onun bir başka karakteri de tutarlı olmasıydı. O asla Shri Krishna gibi tutarsız olmadı. Shri Krishna bir diplomattı ve diplomasi tutarsız olmaktır. Shr Krishna`nın stili farklıydı. Fakat Sahaja Yogada, sizler Shri Rama gibi sürdüremezsiniz. Bazen siz Parashurama gibi de olmalısınız, aksi halde şeyler çalışmayacaktır. O’nun karakteri onunla önde gitti, ki bu çok güzeldi, bunu fark edeceksiniz. O öyle tutarlıydı ki, her ne söyledi ise tüm yaşamı boyunca bunu taşıdı. Örneğin, Ben tek eşliliğe inanıyorum, aika patni vrat, demesi gibi.

Onun çok hoş bir karısı oldu, buna şüphe yok, çok güzel bir eş ancak O Ravana`ya gitti ve Shri Rama yanlız kaldi. Onlar tüm dünyayı feth etmek anlamına gelen Rajasurya yAgnya adı verilen bir tür yAgnyayı yapmaya başlamayı istediler, o zaman da Shri Rama`ya, Sen evlenmelisin çünkü senin eş sahibi olman gerekli dediler.

O, Hayır, Ben evlenemem çünkü hiç kimse Benim karım gibi olamaz ve Ben evlenemem. Ben bu türdeki bir yAgnyadan vazgeçebilirim ama Ben tekrar evlenemem, dedi.

Bunun üzerine onlarda, Tamam, sadece tek bir şey var, Siz Sita`nin altından bir heykelini yapabilirsiniz ve onu kullanmalısınız, dediler, eşinizi temsilen bu heykeli.

O, Ben bunu kabul edeceğim, dedi. Tüm mücevherlerini,her şeyini çıkardı ve bu heykeli yapıp yAgnyayı tatbik etti. Yani O her ne dedi ise, bunu tamamen takip etti. O kendi dharması içinde mükemmeldi.

Bir başka olayda, Sita kaybolduğu zaman O asla uyumadı, asla bir yatak üzerinde uyumadı, her zaman toprak üstünde yattı. Asla bir yatak üzerinde uyumadı, her zaman toprağın üstünde yattı. Karısı için hissetmiş olduğu acı Hindistan’daki bütün şiirlerde çok güzel tarif edilmiştir. Ve sonunda Sita Onu çok gizemli bir şekilde terk ettiği zaman, Sita sadece Toprak Ana içinde kayboldu, çünkü Onu Toprak Ana doğurdu, bu yüzdende O Toprak Ananın içinde kayboldu. Sonra da Shri Rama tamamen kayboldu, O Sarayu nehrine atladı ve içinden gelmiş olduğu su elementi içinde kayboldu.

Şimdi bu adamın (Rama’nın) karısını bırakması gerekiyordu. Bu tezat içinde, bir kişilikteki dalganın yükseliş ve inişini görebilirsiniz. Onun içinde yaşadığı toplumda, Onun yönettiği devlette, Ravana ile birlikte yaşamış bir eşe karşı bir itiraz vardı ve toplum bunun hakkında konuşmaya başladı. Bunun üzerine O, iyi bir kral olarak, eşini sonsuza dek terk etmesi gerektiğine karar verdi. Sonra da başbakanının eşliğinde güzel bir araba ile, Sitayı aşağıya indirip, Ona dikte eden ve olan şeyin ne olduğunu Ona anlatan kardeşi Lakshmana Sita`ya, Shri Rama`nın onlardan, kendisini Valmiki’nin ashramına bırakmalarını istediğini söyledi. Bunun bir sonucu olarak O çok üzüldü ve dedi ki, O Adi Shakti idi, bu yüzden de Onun rahatsız olması gerekmezdi. “Beni sadece burada bırakın” dedi. Kendine çok saygısı olan birisi. “Hayır, hayır, hayır, hayır, Ona gideceğim veya Onu dava edeceğim, mahkemeye gidip tüm parasını alacağım. Beni fırlatıp atmaya nasıl cüret eder” demedi. Bu türde hiçbir şey demedi. Bu bir kadının zarafetidir.

Nezaketle dedi ki, tamam, şimdi sen kardeşini dinlemelisin. Ben senin yengenim, senden büyüğümde. Şimdi Bana itaat etmelisin. Sana yengen olarak söylüyorum ki, sen şimdi gidebilirsin. Beni burada yanlız bırak ve Ben sürgüne götürecek birileri ile daha öteye gitmek istemiyorum. Ve O hamileydi de. Eğer bu şey burada meydana gelirse, korkunç şeyler olabilir ama eğer Hindistan’da böyle bir şey olursa, eş kendisini öldürecek veya buna katlanamayacaktır. Sanırım iki şeyde aynı, bir kaçış. Eğer saldırı yoksa, o zaman geri çekilme vardır.

Ama O, Hayır, Ben iki çocuğu doğurmalıyım dedi. Ben kendimde bakabilirim, tamam, dedi. Zarafetle dedi ki, Shri Rama bunu yaptı, Benim yapacak bir şeyim yok ve Lütfen Ona benim için endişelenmemesini söyleyin. Shri Lakshmana’ya, Tamam, Sen Ona bak, tüm istediğim bu Benim, dedi. Başbakana da, mantri, Siz krallıkla ilgilenmelisiniz, dedi.

Asalete bakın, dengeye bakın, kişiliğe bakın, Shri Rama’nın karakterine bakın. Ona Mariada Purushottama denirdi ve Onun karısına bakın, her açıdan Ona denk. O Ravana tarafından kaçırıldığı zaman, Ravana Onun Shaktisinden korktu ve Ona dokunamadı. Ondan korkardı. “Ben bunu Hindistan’ın kadınlarına yapacağım. Ben bunu dünya kadınlarına yapacağım. Bu tür korkunç şeyler yapacağım. Tekrar doğacağım. Ben “edepsizlik edeceğim” derdi.

Sita dedi ki, Ne istersen yap. Sen Bana dokunamazsın.

Ravana Onun eline bile dokunamadı. Çok korkmuştu. Hanumana, Shri Rama’nın yüzüğünü getirip ona sunup, Shri Rama`nın yüzüğü bu dediği zaman, O “Evet biliyorum, O nasıl” dedi.

Hanumana, tamam, Onun tüm soruları kendisi hakkındaydı.

Hanumana, “Anne, Ben sizi sırtıma alabilirim. Sizi kolayca alabilirim. Sırtıma çıkın, sizi alacağım” dedi.

Sita, “Hayır, Ben seninle gelmeyeceğim. Shri Rama cesur bir kral, O kendisi gelmeli, bu Ravana ile savaşmalı, onu öldürmeli çünkü o bir şeytan ve o zaman tüm şerefimle ben Onunla giderim” dedi.

Sita hiç bir şeyden korkmazdı. Onun için önemli olan şey, Ravana’nın öldürülmesiydi. O şeytandı ve Rama tarafından öldürülmeli. Bir kadın için böylesine büyük bir cesaret. Her iki yandan da baksanız, bir kadının karakterinin nasıl bu kadar kuvvetli olabileceğine şaşarsınız. Bu reaksiyonel bir şey değil. Benim kocam böyle, işte ben bu yüzden bu haldeyim veya kocam bunu benim için yapmaz ve işte bu yüzden ben böyleyim. Kocam gitti, bu yüzden de ben bittim. Kocam olmadan ben ne yaparım. Bu tür bir şey yok. O kendi ayakları üzerinde duruyor.

Sita, Hanuman’a hayır dedi ve O kendi ayakları üzerinde durur. “Rama ne zaman gelir ve bu şeytanı bu dünyadan temizler ancak o zaman Beni beraberinde götürebilir. Seninle gitmeyeceğim. Ben kaçmayacağım. Ben firar etmeyeceğim. Hiçbir şey. Ben burada bununla yüzleşeceğim” dedi. Bir kadın için korkunç bir kişinin hapishanesinde veya kendisi için çok tehlikeli olan bir yerde tutsak olmak ve ben gitmeyeceğim demek çok fazla. Gözünüzün önüne getirin. Ravana öyle korkunç bir adamdı ki. Ona her tür şeyi yaptı ama O kesinlikle sessiz ve sakin kalıp, kocasının gelmesini bekledi. Bu modern çağda böylesi bir kadını düşünebiliyor musunuz? Kendileri ile çok tatmin olmuştur, çok dengededir, kendine güven ve direnç ile doludur. Shri Sita’nın yaşamının mesajı budur.

Shri Rama’nın hayırseverliği, halkı yönetmeye başladığı zaman görüldü. O insanların ihtiyaçlarına duyarlı biriydi. Yönettiği insanların mutlu ve neşe dolu olması Onun için önemliydi. Onlarla büyük bir sevgi ile ilgilendi. Kısa bir süre baktığı iki oğlu oldu çünkü onlar Anne ile, Sita ile kaybolmuşlardı Onlar, bir şekilde Rama`yı buldular, Valmiki onlara Ramayana şarkısının nasıl söyleneceğini öğretti. Onlar Ayodhya’ya gittiler ve Ramayana’yı söylediler. Rama onlarla birlikte gitti. Bir gün, yagnalardan birinde, Shri Rama’nın atını yakaladılar ve Hanumana bu iki çocuğu savaşılması imkansız kişiler olarak buldu ve anlayamadı. Şimdi burada kişi, Hanumana’nın karakterinin yüceliği tanımlamalıdır. Gidip Shri Rama’ya “Bu iki çocuğu anlayamıyorum. Onlarla yüzleşemiyorum. Kim olduklarını bilmiyorum” dedi.

Bunun üzerine Shri Rama oraya gitti. Çocuklar okları ile ayakta duruyorlardı. O zaman Shri Sita onların önünde belirdi ve “Siz onunla savaşamazsınız, O sizin babanız” dedi.

Bu Hanumana`nın anlamasını sağladı. Ve O dedi ki, “Shri Rama, Ben şimdi savaşamam. O sizi neden böyle terk etti. Shri Rama’nın yüce bir müridi olan Shri Hanumana’nın tatlığına bakın, Shri Rama`nın böylesi büyük bir müridi, bunu görebildi. O, Anneme haksızlık etti dedi ve bu yüzden ayak diredi. Shri Hanumana`nın bunu yapması çok tatlı. Hanumana, bildiğiniz gibi masumiyet, sadelik ve dinamizm olan Melek Gabriel (Cebrail) dir. Dinamizmi öyleydi ki, O daha doğar doğmaz, “en iyi güneşi yemek, çünkü güneş Hindistan’daki insanları kavuruyor” dedi. Gidip güneşi yuttu. İnsanlar gidip Ona, güneş çok kavurucu ama bu büyük bir yardım. Lütfen güneşi serbest bırak. Neden onu yiyorsun, demek zorunda kaldılar. Bunun üzerine O güneşi serbest bıraktı.

Hanumana tüm yaşamını Shri Rama’ya hizmet ederek geçirildi. O Shri Rama’nın öylesine adanmış bir Bhaktasıydı ki. Buradaki karşıtlık da şu ki, Hanumana’nın navadhası oldu, navadha siddhileri, navadha siddhileri, dokuz siddhi, anima, ganima, raguma ve tüm bu tür şeyler. O küçük olabilirdi, O büyük olabilirdi, bir çok şeye sahip oldu. Tüm bu siddhlere rağmen ve sahip olduğu gücün miktarına rağmen, bir keresinde Shri Rama ondan şunu istedi, kardeşim Lakshmana vuruldu ve çok hasta, demek istiyorum ki ölüyor. Bu nedenle senin gidip özel tipte bir Sanjeevani, onunla Lakshmana`nın başını ovalamak istediğim bir tür otu bulmanı istiyorum.

Bunun üzerine oraya gitti, ve otu bulamadı, bu yüzden de tüm dağı elleri ile taşıyıp getirdi ve Shri Rama`ya verdi. Şimdi seç, Ben bilmiyorum, bulamıyorum.

Bu Hanumana Shakti’dir. Tüm bu güçlerle O, böylesine alçak gönüllü ve böylesine adanmış biri idi. İşte bu, güçlü bir Sahaja Yoginin işaretidir. Güçlü olan birisi alçak gönüllü olup, sert olmamalıdır. Mahatma Gandhi, “Zayıfın şiddetsizliği nedir? Bir zayıf, şiddet içermemelidir, bunda bu kadar büyük olan ne? Bu bir siyasettir veya sahip olduğu bir tür korumadır. Yani zayıf bir kişi şiddet içermemelidir çünkü o bununla yüzleşemez, o protesto edemez. Ancak güçlünün şiddetsiz olması, gerçek şiddetsizliğin işaretidir. Güçlü olanlar, eğer şiddet içermiyorlarsa, bu onların kendi güçlerinden emin oldukları anlamına gelir. Güçlerinden emin olanlar neden diğerlerine karşı öfkeli olsunlar. Onlar sadece ayakta dururlar. Tamam, gelin, ne istiyorsunuz? Hatta bunu söylemekle bile insanlar kaçarlar. Yani, bu sert olanlar, kızgın olanlar, öfkeli olanlar, herkesin üstüne atlayanlar, herkese işkence edenler, herkesi rahatsız edenler çok zayıf karakterli insanlardır. Eğer karakterleri iyi ise o zaman neden tüm bu şeyleri yapsınlar. Bu, ya posses edilmiş ve possesyon etkisi altında bulunan bir kişinin yada çok zayıf ve öfkesi tarafından posses edilmiş bir kişi olduğunu gösterir. Çünkü onun hiçbir şeyi taşıyabilmek için bu kadar gücü yoktur” derdi.

En kuvvetli şey Toprak Annedir, çünkü onun dayanma gücü vardır. Dayanma gücü olan kişi güçlüdür. Dayanma gücü olmayan kişi, “Ben buna dayanamam, sevmem, ben bu.. ”Böyle bir kişi bu dünya için yararı olmayan bir şeydir ve Ben bazen Tanrı onları neden yarattı? gibi hissediyorum. Çevrenizde böyle birisinin olması baş ağrısıdır. Bunu yiyemem, bunu sevmem, o zaman neden buradasınız? Kimse de sizden hoşlanmaz. Hiç kimse böyle birisininden hoşlanmaz ve işte bu yüzden bu kişi sürekli olarak, ben bunu sevmem, ben şunu sevmem der. Yani bir kişinin gücü, bir şeylere dayanabilmesinde yatar. Ne kadar dayanabilirsiniz, onu hissetmeden ne kadar katlanabilirsiniz? Sanki, dersiniz ki ormanda siz mutlusunuz. Eğer bir saraydaysanız, mutlusunuz, eğer şu renkle veya bu renkleyseniz, eğer şu ırktan veya bu ırktansanız, eğer siz bu şu tür bir hayata sahip iseniz veya bu tür bir hayata sahip iseniz, siz buna dayanabilirsiniz. Ve bu dayanma gücü size bir kalibre verir, Sahaja Yogaya sahip olmanın kalibresini. Ve bu, bu şey gösterilmelidir demek değildir, bu acı çekmek değildir, ben böyle acı çekiyorum demek zorunda olmak değildir. Hayır siz acı çekmezsiniz. Bu sadece, öylesinedir. Hiç bir eksiklik veya kusur olmaksızın, tüm konforu isteyen bir kişi için, bütünüyle lüks içinde yaşamak isteyen birisi, bir dilencidir demeliyim, kelimenin tam anlamı ile.

Demek istiyorum ki, bu problemlerden kurtulmanın en iyi yolu, onlara sahip olmamaktır. Bu anlamda Ben araba kullanamam, bu sayede araba kullanmakla ilgili problemlerim yok. Benim yok. Ben asla telefon etmem, bu sayede telefonlarla problemim yok. Bankalara gitmem bu yüzden bankalarla problemim yok. Ben asla telefon etmem, bu yüzden telefon problemim yok. En iyisi de, benim hiç gelirim yok ve bu nedenle de gelir vergisi sorunum yok. Her ne canınızı sıkarsa, ona sadece sahip olmayın. Neden ona sahip olmak istiyorsunuz? Ona sahip olup, sonrada onunla ilgili canınızı sıkın. Bu dünyada canınızı sıkan her şeyden kolayca kurtulabilecek olmanız çok komik görünüyor, yani kafanızda bu tür bir şeye sahip olmanıza ihtiyacınız yok. Ancak ne zaman ki, “problem” kelimesi, özellikle de Avrupa ahalisinde, “problem” çok yaygın bir kelime, ama biz asla ingilizcede bu problem kelimesini öğrenmedik. “Problem” sadece biz geometri çalışırken kullanıldı. Geometrik problem ama biz asla yaşamda bir problem olduğunu bilmedik. Daha sonra, Ben Avrupalılarla temasta bulunduğum zaman, onlar problem yok, bu bir problem derler. Günde en azından yüz kere problem derler. Bir problem için onun çözümü, sizin problem yaratan şeye sahip olmanız değildir. Eğer kendinizi ondan nasıl bağımsız kılacağınızı biliyorsanız, istediğiniz her şeyi bırakabilirsiniz.

Bir çok insan Bana gelip “Anne, bizim bu egomuz var”, dediler. Problem bu.

Bende, “O zaman bırakın” dedim.

Demek istiyorum ki, basit, neden buna sahipsiniz? Sanki, şunu söylemeye çalışıyorlar, bu şeyle sorunumuz var ama biz hala ona yapışıp kalıyoruz. Bu sanki, bir timsahtan korkuyoruz ama ayaklarımızı timsahın ağzına sokmak istiyoruz gibi. Ayaklarımızı timsahın yiyecek olması gibi bir problemimiz var. Şimdi, bırakın. Ama onlar gidip bir timsah arayacaklardır, ağzını açıp, ayaklarını içine sokacaklar ve sonra da Bana gelip “Anne, bizim bir problemimiz var, ayağım timsahın ağzının içinde” derler.

Bir problem almak için, siz onu almalısınız. Ama onu almadan, nasıl probleminiz olacak? Örneğin, insanların salakça, aptal problemleri var. Birisinin sahip olabileceği ilk problem, Oh elbiselerimi ütülemem gerek. Ne gerek var? Problem yok, onları oldukları gibi giyin. Kim bakacak ki? Bakın, ütülü kıyafetleri olan bütün bu insanlar var. Önemli değil, orada ne var. Eğer ütülenmemişse, bu onlar için bir problem. Bu, bunun gibi aptalca bir şeyler siz bakınca çok aptalca şeyler göreceksiniz.

Ama sanırım sahip olduğunuz en büyük problem saatiniz. İsviçre`de. Ben böyle söylememeliyim. Bakın, problem şöyle, şimdi havaalanına gitmeniz gerek. Bizim şimdi havaalanına gitmemiz gerek diye birine söyler söylemez, Ben gitmeliyim, sizin gitmeniz gerekli değil, sanki herkes sıçrama tahtası üzerinde duruyormuş gibi, bir şekilde zıplamaya başlarlar. Onların hepsinin böyle zıpladığını görürüsünüz.

“Neler oluyor”.

“Anne, Siz havaalanına gitmelisiniz”.

Yani, tamam. Ben gitmeliyim. Size ne oluyor?

Bu bir problem.

Ben derim ki, problem ne? Ben gitmeliyim. Siz sadece kendinizin hiç bir şekilde gitmemesi gerektiğini ve havaalanına gelmemeniz gerektiğini biliyorsunuz. Ve uçak, eğer gelir ve Beni almazsa, Ben tekrar sizin başınızın üzerine geri gelmeyeceğim, Ben otelde kalacağım. Siz endişe etmeyin.

Ama siz bunun için, niye bu kadar heyecanlanıyorsunuz? Benim uçağı yakalamam için insanların heyecanlanma şeklinden dolayı, bazen sanki Benden kurtulmak istiyorlarmış gibi hissediyorum. Bu kılı kırk yaran insanların bir problemi. Varsayalım ki, Ben biliyorum bu uçak Beni burada bırakmayacak. Ben biliyorum, çünkü Ben bir çok şeyi bilirim yani Benim problemim yok ama varsayalım uçağı yakalayamayacağınızı düşünseniz bile, yani o yakalanamayabilir. Ama eğer sizi alırsa, bu tamam. Eğer sizi almazsa, bu tamam. Ya sizi alacak yada sizi almayacak. İkisi arasında ne fark var? Problem nerede? Ben hala anlamıyorum. Çalışsa da çalışmasa da. İki olasılığı muhafaza edin. Bu sadece iki olasılıktır. Size sorun çıkartan üçüncü olasılık nerede? Siz Bana söyleyin.

Deyin ki birisi benden borç para alıyor, tamam, yani Bana ya geri verir yada vermez. Problem ne? Problem şu ki, siz buna problem diyorsunuz ve gerçekle yüzleşmekten kaçınmak istiyorsunuz. Eğer gerçekle yüzleşirseniz, siz tek bir şeyi bileceksiniz, bu adam parayı vermeli. Tamam, ben gidicegim ve bununla yüzleşeceğim. Bayım, siz bu parayı bana vermelisiniz dersiniz. Bana ödemelisiniz. Bu sizin yükümlülüğünüz. Eğer ödemeyi yapmazsanız, o zaman yanlış yapıyorsunuz. Ondan alırsınız ve onunla yüzleşirsiniz ve ona söylersiniz ama siz bunu yapmazsınız. Evde oturup, Tanrım bu bir problem, benim almam gerek, bu adam parayı vermiyor. Tanrım, bu bir problem. Burada oturup, durmadan kafanıza vurarak, onu nasıl alacaksınız?

Eğer bununla doğrudan yüzleşirseniz o zaman hiçbir şey için problem olmadığını görüp şaşırırsınız. Mesela sizin arabanız bozuldu. Sonuçta bozulur. Aşağı inin, birisi gelene ve sizi alana kadar kendinizden neşe duyun veya varsayalım, eğer kurtarıcı bulamazsanız, tamam, bütün gece orada kalın. Ne olur. Kaplanlar sizi yemeyecek. Eğer kaplanın sizi yemesi gerekiyorsa, yiyecektir. Problem nerede? Hala ben göremiyorum. Ben problem göremiyorum. Eğer kaplanın yemesi gerekiyorsa, bu kaplanın yemesinin gerekmesi hali hazırda kaderdir. Her durumda hiç kimse ölmez. Siz tekrar doğacaksınız. Eğer bu açıdan bakarsanız o zaman problemlerin çoğunun var olmadığına şaşarsınız. Onlar bizim kendi düşüncelerimiz tarafından, düşüncelerimizin dalgaları tarafından yaratılan hava kabarcığı gibiler, Bu problem, şu problem. Bu gün, onların şu, şu tarihte salon olmadığını söylemeleri gibi. Tamam.

Nerede salon buluyorsunuz?

Orada.

Eğer salon yoksa, haydi onu açıkta yapalım.

Yani, onun en iyisini yapmak, Shri Rama`nın size gösterdiği yoldur. Onun bize yardım etme yolu nedir? Haydi bakalım. Shri Rama şahsiyeti ile, dengesi ile, huzuru, yumuşaklığı ve tatlılığı ile bize, bir kralın hayırsever bir kral olması gerektiğini ve onun aynı zamanda çok seven bir koca, seven bir baba ve dharma’da bir kişi olması gerektiğini gösterdi. Ama bunların dışında, O aşağıya doğru, Maharashtra`ya gitti. O toprağı vibre etmek için, tüm bu şeyleri ayarladı, yani Maharashtra`da O çıplak ayakla yürüyebilirdi. Çünkü bir gün Sahaja Yogiler Maharastra’ya gidecekti ve Maharastra vibre edilmiş bir yer olmalıydı. Ayodhya’da asla ayakkabılarını çıkarmadı çünkü orada bir kraldı. Ama O gittiği zaman ve Sita, her ikisi de, Maharastra’ya gittikleri zaman, orayı vibre etmek için ayakkabılarını çıkardılar. Yolu üzerinde, taşa döndürülmekle lanetlenmiş bir bayan olan büyük bir taş gördü, Ahilya. O sadece dokunarak, onu tekrar yaşama döndürdü. Bunun gibi, birbiri ardına o sadece öylesine, sanki öylesine yapıyormuş gibiydi fakat oraya gitmek Onun hayatının amacı idi. Bu bizlerin kendi içinde, çok büyük şeylere erişmemize yardım etti. Bu Shri Ram`dır.

Shri Rama, Pranavayu için durur, içimize aldığımız hayati hava için. Yaşamsal olan hava için ve bu yaşamsal hava ısındığı zaman, artık Shri Ram ile beraber olmadığımızı bilmeliyiz. O, ağzınıza ve burnunuza doğru esecek olan serin hava olmalıdır. Sizleri bilmiyorum, bu Bende her zaman olur. Sizler kızgın olduğunuz zaman burun delikleriniz kalkar, şişer ve sıcak hava, sıcak sözler, her şey sıcaktır, ısınmış gözler ve her şey böyle kalkar, kıvrılır ve siz vahşi Ravana olursunuz çünkü siz Shri Rama’nın güzel tabiatını unuttunuz.

Onun bizim orta kalbimize ne yaptığı ise, bu en büyük şeydir. Bu Onun size kendi içinizde babalık vermesidir, çünkü Shri Rama babalığı temsil eder. Şimdi siz ne tür bir baba olduğunuza karar vermelisiniz. İyi bir baba olmayan kişiler sağ kalplerinde probleme neden olurlar. İyi bir koca olmayan kişilerde sağ kalp geliştirirler. Sağ kalp çok önemlidir çünkü, bilhassa iklimin çok komik olduğu batıda, sizler odanın içinde kalmalı ve her zaman odayı kapalı tutmalısınız, içeride tamamen kurursunuz. Eğer sizde Shri Rama’nın tatlılığı, sıcaklığı ve müşfikliği yoksa astım sorunu yaşarsınız. Batıda bir çok kişi astım yüzünden öldü. Bunun zirvesinde karılarınızla kavga edersiniz, onları hasta edersiniz, onların paralarını alırsınız, onları paraları ile aldatırsınız ve her yolla onlara işkence edersiniz, o zamanda bu daha da kötü olur.

Yani, onun para ile yapacak bir şeyleri vardır, bu anlamda, Sitaji, Shri Lakshmi idi ve Sitaji, Shri Rama’nın güçlerinden birisiydi. Eğer kötü bir baba veya kötü bir kocaysanız da, Shri Lakshmi de bundan rahatsız olur. İşte bu yüzden Gruha Lakshmi çok önemlidir. Fakat kadın da Gruha Lakshmi olmalıdır. Kadın cadaloz biri olmamalıdır ve sonra kocası da ona karşı müşfik olmalıdır. O zaman bu bozulur. Bu çok kötüdür. Kadın Gruha Lakshmi olmalıdır, çok güzel tabiatı olan güzel bir kadın ve kocası ile sankoch olarak konuşan ve bunların yanı sıra çocuklara, aileye bakan, evine gelen misafirlerle ilgilenen biri olmalıdır.

Eğer iyi olmayan böyle bir kadının peşinde koşar ve onu cesaretlendirirseniz, bu onların kolektif olarak iyi olmayacakları anlamına gelir. Eğer kolektif olarak iyi davranmazlarsa, kolektif olarak öfkelilerse, kolektif olarak başkalarına işkence ediyorlarsa o zaman böylesi kadınların hiçbir şekilde teşvik edilmemeleri gerekir fakat o zaman Tulsidas onların dövülmelerinin gerekir, der.

Modern zamanda eğer birisi, onları Gruha Lakshmiler olmaktan uzaklaştıran bu tür niteliklerinin olması durumunda kadınların dövülmesi gerek derse, bu şey çok kötü görülüyor. Tabi ki dövmeye gerek yok ama demek istiyorum ki, bu nedir, bu siz kadınınızdan tüm bu badhaları uzaklaştırmalısınız demektir. Aksi takdirde eğer eşinizi doğru yolda tutmak aktivitesinde başarısız olursanız, sizde de sağ kalp olabilir ve sonunda astım olabilirsiniz. Çünkü siz ve eşiniz toplumun bir parçasısınız. Toplumun çok önemli bazı kesin kuralları vardır.

Shri Dharma diye bir şey vardır, Pati Dharma diye bir şey vardır, Mata dharma diye bir şey vardır, Pita dharma, herşeyin bir dharması vardır. Karılarına işkence eden bu adamların çok kötü bir kalpleri vardır. Aynı şekilde karılarının ellerinde oyuncak olanlarında çok kötü bir kalpleri vardır. Sizler dengede olmalısınız. Siz kocasınız ve o sizin eşiniz ve her ikinizde çok iyi bir aile ilişkisini sürdürmekle sorumlusunuz Bu tek taraflı değildir. Bu sadece koca veya eş değildir, her ikinizde kadın ve erkek doğasına göre hareket etmelisiniz ve birbirinize saygı göstermeli, birbirinizi sevmeli, her şeyi birbirinizle paylaşmalı ve insanların sizi bir arabanın tekerlekleri şeklinde göreceği, biri sol tarafta, biri sağ tarafta olacak şekilde davranmalısınız. Sizlere pek çok kez söylediğim gibi onlar eşittirler ama benzer değiller.

Shri Rama’nın durumunda, O karısını terk etti. Sita’ya geldiğinde de, Oda Onu terk etti. Ama ayrılacak bir kadının gibi Onu terk etti, O da onu ayrılacak bir erkek gibi terk etti. Sita`da Onu terk etti ama bir kadının yapmasının uygun olacağı şekilde. Shri Rama bu bir krala uygun şekilde yaptı. Aynı şekilde, bir kadın bir davranış gösterdiği zaman, bir kadın gibi hareket etmelidir. Erkeklerin yaptığı aynı şeyleri yapabilirdi ama O bir kadın olmalıdır veya bir erkek de, erkek olmalıdır.

İşte Mariada Purushottama budur, riayet ettiği tüm sınırlarla, tüm Mariadalarla bütün erkekler arasında en yüksek kişi olandır. Sınırlar öyledir ki, siz başkalarını aşırı zorlamazsınız veya onların koltuklarını almaya çalışmazsınız. Örneğin, öfkeli olanların, programlarımızda görünmeye çalıştıklarını, önümde ilk sırada olduklarını Ben gördüm. Onlar orada olacaklar, Ben kapıları açar açmaz onlar bir yerlerde dikiliyor olacaklar. Her şeyde ilk olacaklar. Bu Mariada olmak değil. Sizler arkada olmalısınız. Sizin olduğunuz yerde liderler olmalı. Onlar önde oturabilirler. Arkada olmaya çalışın. Ben ilk olmak istiyorum… sonra Ben bir kere bunu ilkin ilki olarak söyledim. Sizler ilkin ilki öyküsünü biliyorsunuz. Bu yüzden siz ilkin ilki olun ve işte siz görünmeye çalıştığınız zaman olacak olan şey budur. Böyle olanların hepsini Ben biliyorum. Arkada olmak, yapılabilecek en saygılı şeydir. Öne doğru gitmek ve ilk önce atlamak, Anne geliyor mu diye kapıya yakın ayakta durmak, görüyorsunuz. Kişiyi Ben görür görmez dedim ki, tekrar geriye. Sadece gösteriş için aarti yapan birileri var, kimileri gösteriş için çiçek atar, onlar ilk olmalılar, şöyle veya böyle. Hak iddiaları veya istemeleri ile pozisyonda elde ederler Liderler, kendini beğenmişlikleri ve gösteriş merakları yüzünden Beni gerçekten üzen bu insanlara böyle görevler verme hususunda dikkatli olmalılar.

Ben bu gün bir şey söylemeliyim, bu şartlar altında bizler karar vermeliyiz ki, eğer liderlerin, alçakgönüllü, müşfik, şefkatli, Gruha Lakshmi olan ve kolektiviteye karşı tatlı olan eşleri yoksa, karısı gibi kocanın da liderliğini iptal edeceğiz. Korkunç eşleri olan liderlerimiz olamaz. Biz yapamayız çünkü liderin karısı bir anne gibidir. Tarif edilmiş olan beş tür anne vardır, bunlardan birisi de gurunun veya liderin karısıdır. Eğer liderin bu tür bir karısı varsa, her anlamda onun geri çekilmesi en iyisidir. Karınızı düzeltin. Mümkün olan her şeyi yapın. Karısı iyi olana kadar o lider olamaz. Bu çok önemlidir çünkü bu tür kadınların erkekleri aşağı çektiğini, sadece bu da değil, Sahaja Yogayı, Sahaja Yogileri ve Tanrının tüm organizasyonunu aşağı çektiklerini gördüm. Bu yüzden kişi çok dikkat etmelidir ve kadın şunu anlamalıdır ki, eğer onlar liderin karısı iseler, son derece iyi, müşfik, cömert, paylaşımcı, ilgilenen ve kesinlikle Anne karakterli olmalılar ve saçmalıkları tolere etmemeliler. İnsanlar yanlış yaptıklarında onları düzeltmelidirler. Kimseyi kocalarına rapor etmemeliler, yapmamaları gereken şeyler için sorumluluğu üzerlerine almamalılar. Eğer onlar bu seviyede değilseler, insanlara bir faydaları yoktur ve liderin karısı olmaktan gurur duyacak bir şeyleri de yoktur.

Shri Rama’nın yaşamından çok şey öğrendik, Sitaji’nin yaşamından da. Her ikisi de bizim için çok şey yaptılar, böylesi yüce bir yaşamı ortaya koydular. Tüm yaşamları boyunca acı çektiler ve acı çektiler ve acı çektiler. Köylerde yaşadılar. Ormanda yaşadılar. Kral ve kraliçe iken asla rahatsızlık nedir bilmediler. Her yere yalın ayak gittiler. Yaşamdaki her tür işkenceye maruz kaldılar. Sita, Ravana gibi korkunç bir adam tarafından kaçırıldı. Bir Rakshasa ile yaşamak zorunda kaldı, düşünebiliyor musunuz? Orada kendi büyüklüğünü gösterdi. Sita ve Shri Rama gibi farklı tabiatın karakterleri, onlar orada tamamlayıcı niteliklerini gösteriyorlar, çok tamamlayıcı ve eğer bu böyle ise, o zaman Sahaja Yoga da karı koca ilişkisi güzeldir. Bu olması gereken şeklidir. Ben çok hoş bazı insanlar gördüm. Kimi liderler son derece hoşlar ama karıları çok sert olabilir, çok dik olabilir veya çok yanlış davranıyor olabilir, sorun yaratıyor olabilir, bencil. Bu kalitelerle Sahaja Yogada büyüyemezsiniz. Kocanızın lider olması büyük bir şans ve fırsat, o ulusunuzdaki, Sahaja Yogadaki en büyük insandır ve siz onun yeteneklerinin, kapasitesinin ve isminin üstünde olmalısınız, aksi takdirde otoriteniz yoktur.

İşte bu yüzden bu Dassera gününde size bunları söylemem gerek, haydi bizler, birbirimiz arasında hayrın olduğu, sevginin olduğu, şefkatin, güvenliğin, huzur, neşe ve disiplinin olduğu yer olan Sahaja Yogada, Ramraj sahibi olmaya karar verelim. Tüm disiplin bizlerin içindedir. Shri Rama hakkında diyeceğim şey, Onun kendi kendisini Mariadaların disiplinine soktuğudur. Aynı şekilde bizlerde kendi kendimizi Mariadaların disiplinine sokmalıyız.

Bunun İsviçrede olması çok büyük bir şey çünkü buna en çok İsviçrenin ihtiyacı var, Shri Rama`nın kutsamalarına. Bu ülkede olmakta olan şey, bu çok bencilce, hayırlı olmayan aktiviteler devam ediyor, bu tür bencilce aktiviteler daha yoksul olan ulusları mahfediyor, bu daha yoksul ulusların paralarına karşı olan çok dar bir tutum, çok düşük seviyeli bir tutum. Sadece kasaplık eden bu insanların kalplerinin kurtulması için bu gün dua etmemiz önemli, çok önemli. Modern zamanlarda onların savaşları yok ama finansal olarak insanları doğruyorlar, kendi paralarından ve kendi hayırlarından mahrup bırakarak onları öldürüyorlar. Yani eğer Ramraja gelmek zorunda ise, o zaman meselelerin dümeninde olan insanların kalplerinde Rama doğmalıdır. İşte bizler bu şekilde Shri Ram`a dua etmeliyiz, müşfik olalım, şefkatli olalım ve bu sayede Siz bu insanların kalplerinde doğabilirsiniz.

Tanrı hepinizi kutsasın.

Deshera Puja sonrası konuşma, Les Avants, (İsviçre), 4 Eylül 1987.

Sahaja Yoga Kitap projesinden Book Project

Sabahları ve akşam üzerleri meditasyon yapın. O zaman kolektif yapıyı anlayacaksınız. Eğer çok kolektif değilseniz, başkaları ile iyi konuşamıyor, başkaları ile arkadaş olamıyorsanız, eğer kendinizde bu tür bir çekingenlik veya bu tür bir engel fark ediyorsanız, şunu bilin ki o zaman kolektiviteye daha fazla ihtiyacınız var. Bu Bana ne kadar tapındığınız ve sevdiğiniz değildir, bu sizin ne kadar bir Sahaja Yogi olduğunuzdur. Bu çok, hepiniz için çok önemli. Bu sizlerin büyük Sahaja Yogiler olmak zorunda olmanızdır. Benim tek isteğim budur.

Bildiğiniz gibi gerçekte, Ben yanlız birisiyim, yaşamda yanlızım ve arkadaşlar istiyorum. Arkadaşlar sizlerden çıkacak ama sizler Benim arkadaşım olacak seviyede olmalısınız. Alçakgönüllülük, sevgi, şefkat, açıklık, davranışlarınızdaki yumuşaklık ve kalbinizden ifade edişlerinizdeki sıcaklığınızla, eminim ki sizler bu seviyeye geleceksiniz. Hepinizin güzelce kaynaşmış olduğunuzu göreceğim bir gün gelecek. Hiç bir şekilde tartışma yok, münakaşa yok, analizler yok, hiç bir şeye gerek yok. Tartışacak hiç bir şey yok. Sizinle tartışan birisini görürseniz lidere rapor etmenizde fayda var. Birbirinizle tartışıp, ertesi gün özür dilerim, özür dilerim demeniz değil bu, bitti. Cadde üstünde sıradan bir gün gibi. Sizler kavga etmeyeceksiniz. Sizler tartışmayacaksınız. En fazla biraz birbirinizin bacağını çekebilirsiniz.

Sizler açık bir şekilde yaşamalısınız, şüphesiz ama açık şekilde demek, bütün kötü yollardan, edepsizce yollardan gidecek ve burada yanlış davranacaksınız demek değildir. Sizin Yogiler olduğunuzu bilin. Sizler, kendi saygınlığına sahip olması gereken çok özel kategoride insanlarsınız. Kendinizi ucuzlatamazsınız, yapamazsınız. Geri planınızda, geçmişinizde her şey olabilir, unutun onu. Şu an Benim önümde yüce Yogi Janalar (insanlar) oturuyor ve Ben sizlerin önünde eğiliyorum.

Tanrı hepinizi kutsasın.

Ben, İsviçreli Sahaja Yogilere, bunu, hepsini bu kadar güzel şekilde organize ettikleri için teşekkür etmek istiyorum. Ben hala bu sutünu bizim için mi yaptıklarını merak ediyorum. Demek istiyorum ki, bunun nasıl yapıldığını hayal edemiyorum. Ve her şey çok güzel çalıştı. Benim için yaptıkları bu büyük Singhasana`ya (taht) hayret ediyorum. Her şeyi kalpten yapıyorlar. Tamamıyla Benim için sevgi dolu şekilde. Demek istiyorum ki, eğer altın bile alsalar, tamam. Bunu kalpten yapmaları sebebiyle gibi. Bütün bu şeyleri, pujalarında kullanmaları için Avrupalılara ve İngilizlere bırakacağım. Çünkü Ben, Bana ait olanın sizlerden başkası olmadığını biliyorum.

Tanrı hepinizi çok kutsasın. Bu günün büyük Sahaja Yogileri olmanız için, Tanrı sizlere bütün gücü, tüm cesareti ve tüm bilgeliği versin.

[Bir Sahaja Yogi bir şeyler söylüyor]

Shri Mataji: Biliyorum, bunu biliyorum. Hindistana gelmek isteyen herkesin mümkün olabildiğince isimlerini vermesi gerek. Evlenmek isteyenlerde isimlerini vermeliler ve formları dürüstçe doldurmalılar. Hiç kimse hiç bir şey saklamaya çalışmayacak. Sahaja Yogada açık olmak daha iyidir. Teşekkür ederim.

Sahaja Yogi: Shri Mataji, yaptığımız şey küçük bir macera ama umarım sizde aynı fikirdesiniz. Bizler şu duygu içindeyiz, sadece bir birey olarak, diyelim ki, [duyulamıyor], diyelim ki herkes, biz Size olan minnettarlığımız hakkındaki duygularımızı ifade edemiyoruz çünkü Siz bizden çok yukarıdasınız. Bu yüzden de, bize verdiğiniz büyüklüğü kelimelerle ifade etmek imkansız. Bu yüzden de yapmak zorunda olduğumuzu düşündük, bütün kız ve erkek kardeşlerimiz, birleşmiş kolektivitenin içinde, birleşmiş kalplerle, belki de minnettarlığımızın ifadesi sizin bir şekilde bunu kabul etmeniz olacaktır. Çünkü bu Shri Rama`nın taç giymesi, tabi ki bu sizin taç giymeniz Shri Mataji. Taç üzerinde bazı küçük mücevherler vardı Shri Mataji, biz size söylemedik.

Shri Mataji: Ben tüm bunları gördüm. Hiç bir şeyi kaçırmam.

Sahaja Yogi: Yani bu, [net değil], sizing çocuklarınızın kalplerinden biraz daha başka bir şey olmalı ve sizin korumanıza, sizin sevginize, sizin büyüklüğünüze olan minnettarlığımızın ifadesi. Ve bu taç giyme ile ilgili olarak hissettiğimiz ikinci şey şu ki, Siz Kraliçesiniz. Siz evrenin Kraliçesisiniz. Ve bizlerde sizin müritleriniziz, bizler sizin öğrencilerininiz. Bu yüzden eğer bize size taçlandırma izni verilirse, bu bizlerin tam bir bağlılık, sadakatveteslimiyet içinde olmamız gerektiği anlamına gelir. Aksi takdirde biz, size nasıl taç giydirebiliriz? Bizler sizin başınıza bile erişemeyiz çünkü başınız Evrene ulaşıyor. Yani kalbimizde biz şarkılar, küçük şiirler, kimi küçük şeyler vermeye çalıştık Shri Mataji ve sizden bazı resimler ve fotoğraflar ve bununla kalitesi ne olursa olsun, Shri Mataji, eminim ki hepimiz size karşı tamitaat, tambağlılık, tamşükran sözü verebileceğiz. Ve son olarak bizler düşündük ki, fotoğraflarınızın görüntüsü sayesinde, bazı şiirler vasıtası ile ve müzik vasıtasıyla ifade edemediklerimizi, size olan sevgimizi ifade edebiliriz, Shri Mataji.

Shri Mataji: Teşekkür ederim.