Devi Puja, Kendine Saygının Özü Istanbul (Turkey)

Devi Puja, “Özsaygının Özü”. İstanbul (Türkiye), 27 Mayıs 1989 İslam dünyasına giriş olabilecek yerler olan Türkiye veya Tunus’a gitmeyi her zaman arzu etmekteydim çünkü yeniden dirilecekleri onlara vaat edilmişti ve bu yeniden diriliş gerçekleşmelidir. Ben bunun için girişimde bulunmalı ve Muhammed Sahib tarafından vaat edilen yeniden dirilişlerini onlara vermeliyim; demek istediğim şu ki, Benim görevim bu ve bu sadece görevde değil, yeniden dirilişlerini onlara anlatmaya ve ve onları korumaya mecburum. Şüphesiz bunu hak ediyorlar. Tüm dinler ne zaman komik bir tarzda başarılı olmaya başladılar, söylemeliyim ki, herkes ayrı ayrı en iyi olanın kendilerinin olduğunu, seçilmiş olduklarını, en yüksek olan olduklarını ve en büyük olduklarını düşünüyorlar, kendi kendilerine inanarak, aşağıya, aşağıya ve aşağıya doğru gitmeye başladılar. Bunun sebebi birbirlerine karşı hiç saygılarının olmaması ve orada saygı yok çünkü onların kendilerine saygıları yok. Eğer kendinize saygı duyarsanız, başkalarına da saygı duyarsınız ama kendinize saygınız yoksa, başkalarına da saygı gösteremezsiz ve abartılı şekilde “Ben buyum, ben şuyum, ben şöyleyim” dersiniz – her dinde, o zaman egonuz çalışır ve ego sizi kendisini bilmeyen birisi yapar. Eğer kişinin kendisine saygısı varsa, o kişi hiçbir zaman kendini göstermeyecek, hiçbir zaman öne çıkmaya çalışmayacaktır. Hiçbir zaman gösteriş yapmaya çalışmayacaktır, böyle bir insan tam tersine acayip bir şey, keyfi bir şey, şatafatlı bir şey yapmak konusunda tereddüt eder çünkü bu saçma ve aptalcadır. Öyleyse aptalca birşey yapmak egonun göstergesidir, ego sizi kesinlikle aptallaştırır ve en sonunda bir ahmak haline gelirsiniz. Yani kişinin kendisine olan saygısı gelişmeli ve Sahaja Yogiler olarak sizler kendinize saygı göstermelisiniz. Biz Sahaja Yogileriz, öyleyse Read More …

Public Program Istanbul (Turkey)

Public Program Hilton Hotel, İstanbul, Türkiye.  27.05.1989 Bu sabah İstanbul’u, bu güzel yeri çevreleyen güzel denizi ve her yerde  çok güzel olan bu tabiatı gördüm ama sorun sadece insanlarda. Eğer ormana giderseniz ormanın çok, çok temiz bir yer olduğunu göreceksiniz. Kaplanlar var. Başka hayvanlar da var ama kesinlikle temizdir ve hiçbir yerde kötü koku ya da herhangi bir şey yoktur ama eğer bir kaç insan gider ve orada yaşarsa, bunu hemen anlarsınız. Bu kadar yüce ve bu kadar güzel olan mutlak varlığımıza henüz kavuşamamış olmamızın sebebi biziz. Bildiğiniz üzere, bizler hayvanlardan çok daha çok evrimleştik. Bir köpekten herhangi bir pis patikadan yürüyüp  geçmesini isterseniz, bunu çok kolay bir şekilde yapabileceğini görebilirsiniz, sorun değildir. Ve bilirsiniz, bir at bile aynı şeyi yapar ama insanoğulları yapamaz. Onlar pisliğe ve çamura tahammül edemezler. Yani bizler geliştik. İnsan olduğumuz bir konuma evrimleştik. Ama yine de her neye inanırsak inanalım, hangi inanca sahip olursak olalım, yine de güçlü insanlar olmadığımızı çünkü yanlış şeylere çok kolayca geçit verdiğimizi söyleyebilirim. Şimdi, bu söylendi, Muhammed Sahib, kişinin içki içmemesi gerektiğini söyledi. Bu bizim iyiliğimiz içindi çünkü bu insan farkındalığımıza aykırıdır ama Ben içki içen insanları suçlamıyorum çünkü onlar aziz değiller. Diyelim ki eğer ortalıktaysalar hiç içmezler, onları gördüm ama Londra’ya gelirlerse herhangi bir İskoç’tan çok daha fazla içerler çünkü bizler mutlak doğamıza henüz ulaşamadık. Herhangi bir şeyin kölesi olabiliriz. Köleliğe inanmayabiliriz. Örneğin Batı’da görüyorum, insanlar artık özgür yaşadıklarını düşünüyorlar ama değiller. Şimdi, uyuşturucu tuzağına düşüyorlar ve on iki yaşında bir çocuğun bile uyuşturucu kullandığını göreceksiniz. İngiltere’deki en kötüsü, Read More …