Pune’de Puja , Hindistan, 1990.

Pune (India)

Feedback
Share
Upload transcript or translation for this talk

Pune’de Puja (Alıntılar), Hindistan, 3 Aralık 1990.

Yurtdışından gelen tüm Sahaja Yogiler, hoş geldiniz. Sizin de görebileceğiniz gibi tepeler ve vadilerle dolu olan Maharashtra turumuza,  bugünden itibaren başlıyoruz. Ayrıca, atmosferde son derece kırsal olacak. Tabii ki bu yerin konforu istenilen seviyede olmadı, ama gelecek yıl daha iyi olacaktır, bundan eminim. Bu araziyi satın almaya,  karar bile verdik, ama bildiğiniz gibi orada yukarıda bir arazimiz var,  tepede de, en üstte. Orası, bu bölgedeki en yüksek zirvelerden biri. O yeri çoktan satın almıştık zaten ve orada bir aşramımız olacak ve burası da park alanı olarak kullanılacak. Umarım buradaki atmosferi ve doğayı, çevreyi beğenirsiniz.

Maharashtra’daki insanlar büyük azizler ve Gyaneshwara gibi Nathlar (13. Yy da ortaya çıkmış olan Shiva’cı bir Hindu gelenek) tarafından kutsanmışlardır ve işte bu yüzden de onların inanılmaz bir ruhani temelleri var ama yine de aydınlanmalarını almaları için onlara rehberlik edilmesi gerekiyor. Bildiğiniz gibi, spiritüellik olmadan yaşam çok büyük dengesizlik içindedir. O yaşamda bir neşe bütünlüğü yoktur. Bunun aksinde de, her hangi bir neşe olup olmadığını bilmiyorum çünkü sadece makineleriniz ve maddeciliğiniz ile yaşarsanız, bunlar size keyif veremezler. Ve işte sizin fark ettiğiniz şeyde,  hayatın boşluğudur.  Ve sizin spiritüelliği arzulamanızın sebebi, kendi kişiliğinizi tam olarak dışa vurabilmektir ki bu da gerçekleşti. Neyse ki bu oldu. Bunu hissetmiş olan, bu kadar çok insanı burada görmekten dolayı son derece mutluyum. Ve bu da Hintliler tarafından da anlaşılması gereken şey, çünkü onlar kendileri öyle değillerken sizin maddi olarak çok varlıklı olduğunuzu düşünüyorlar, onlar spiritüel olarak ve sizlerde maddi olarak varlıklısınız. Ve bu şeylerin ikisi de son derece önemli. Temel kuvvetli olmalıdır, manevi temel ve sonrasında, bunun üzerine her ne şekilde bir bina inşa etmek istiyorsanız, onu inşa edebilirsiniz. Ama eğer bu temele sahip değilseniz, o zaman her şey ve bina çöker. Büyüyen bir ağaç gibi, ağaç kendi gıdasının kaynağına ulaşamazsa, kesinlikle devrilecektir. İşte Sahaja Yoga’nın olduğu şeyde budur, sizler kendi besininizin kaynağına dokunuyorsunuz, medeniyetinizin gıdasının kaynağına dokunuyorsunuz. Ve bu gıda bir kez akmaya başlarsa,  sizler insanlarının düşüncesiz olduğu, aşırıya kaçtığı ülkelerde neyin yanlış olduğunu ve onların neden acı çektiklerini görürsünüz. Buradaki insanların bu konuda hiçbir fikri yok. Bizim ülkemizde ise,  insanlar çok basit ve çok savunmasız oldukları için pek çok sorunumuz var. Ama Batı’nın sorunlarıyla ilgilenmek için, Sahaja Yoga dışında bir çözüm olmadığını hissediyorum. Kurtarabileceğimiz kadar fazlasını kurtarmaya çalışmalıyız. Batı’da elde edilen başarılar her ne olursa olsunlar, bunlar bir bumerang etkisi gösterip tüm toplumu yok edebilirler.

Bu yüzdende, burada başladığınız ilk günde, sizler spiritüelliği ve spiritüelliği kutsamalarını istemelisiniz ama aynı zamanda da, Batı’nın kuru maddeciliği içinde boğulanlara yardım edeceğinize söz vermelisiniz. Bu gerçekleştirmeniz gereken çok önemli bir görev. Hepiniz bu güzel hayatın tadını çıkarıyorsunuz ve kendinizle barış içindesiniz ama bu maneviyat şarabı paylaşılmalı yoksa hayat son derece bencil ve benmerkezci olur. O insanlardan korktuğunuzu biliyorum, çünkü o insanlardan size bulaşacağını düşünüyorsunuz. Bu turda pek çoğunuzun badhaya karşı dirençli ve korkusuz olacağınızı umuyorum. Size söylediğim gibi, sizler kendi derinliklerinize dokunmalısınız. Eğer yüzeysellik içinde yaşıyorsanız, sizde bulunan tüm yüzeysellik fırlatılıp atılmalıdır, yoksa batacaksınız. Bizlere Batı uygarlığının bir kutsaması olarak gelmiş olan ve Hindistan’da da, bizim başka bir şekline sahip olduğumuz her tür yüzeysellik var ama sizinle konuşurken, Batı’da sahip olduğumuz yüzeyselliklerden bahsetmek istiyorum.

Her şeyden önce, normlarımız ve fikirlerimiz başka bir tarzda. Aslında bunların hepsi akli bir aktivite, size söylediğim gibi Batı’nın bütün sanatı bitti artık.  Artık bir Rembrandt’a sahip olamayız.  Artık bir Michelangelo’muz olamaz. Bunun sebebi de, modern zamanlarda bu sanat eleştirisinin çok fazla yapılmasından dolayı, hiç kimsenin eleştirilecek bir şey yapmak istememesi ve artık geriye kalan tek şey, eleştirmenlerimizin eleştirileri eleştirmesi, hepsi bu;  sanat yok, çünkü onların yapacak bir işleri yok. Bu yüzden herkesi yere sermenin ve bir sanatta ustalaşmanın bu zihinsel aktivitesi çok tehlikeli ve son derece yıkıcı. Her tür aktivite alanında, endüstri, müzik, sanat, bulabileceğiniz her şeyde; binalarda, her işletmede, politika bile, hissettiğim şey, olmakta olan şeyin bu olduğu. Her şey o kadar yüzeysel hale geldi ki her türlü karşılıklığa ve soruna karşı hazırlıklı olmalısınız. Yine de, sizler kendi derinliğinize sahip olduğunuz sürece, hepsini sükûnetinizle, kendi mizacınızla ve sahip olduğunuz güçlerinizle hepsinde ustalaşabilirsiniz. Bu toplumdan korkmadığınızda ve kendi içinizde o sükûnete ve cesarete sahip olduğunuzda,  pek çok şey yapabileceğinize eminim.  Kuşkusuz ki Batı’da Sahaja Yoga’da son derece dinamik bazı insanlara ve Batı’da çok dinamik kadınlara da sahibiz. Ne olursa olsun caymaz onlar ve Sahaja Yoga’nın kurulduğunu görmek için, mümkün olan her şeyi yapmak için çok çalıştılar. Bu yüzden bu insanlar,  sizlerin idealleriniz olmalılar ve hepiniz onları takip etmeye çalışıp elinizden geleni yapmalısınız.

Bu tur, bizim için bir festival. Kuşkusuz Ben bunun bir hac olduğunu söylüyorum, ama görünüşe göre hiçbir hac sembolü yok, çünkü hacıları görürseniz,  hepiniz karşıdan güller gibi gözükürken onlar berbat görüneceklerdir. Bu yüzdende,  bu bizim için bir festival ve kalbinizde bu şenliği, kalbinizde bu mutluluğu hissetmeli ve küçük küçük şeyler için endişelenmemelisiniz, çünkü bu şeyler her yerde sunulamazlar. Zaman içinde ziyaret ettiğiniz her yerde aşramlar inşa edeceğiz, ama Hindistan’ın yıllardır geçirdiği, her şeyin geciktiği bu kötü aşamada bunun ne kadar zor olduğunu biliyorsunuz. O yüzden de, tavrınız şu olmalıdır: ”Buraya yükselişimiz için geldik.” Her sorunu bu tavırla, buraya biz yükselişimiz için geldik tavrı ile çözmemiz gerekiyor ve yükselişimizin her anı bir şenliktir. Her şey bir şenliktir. Eğer bunu anlarsanız, her şeyin içinde güzellik göreceğinize, her şeyin tadını çıkaracağınıza eminim, ne kadar gösterişsiz olursa olsun. Belki de, bu ışıkların rengini beğenmeyebilirsiniz, sanırım çünkü bunlardan çok fazla keyif almayabilirsiniz. Kendi ülkenizde çok daha iyi şeyler alabilirsiniz. Ama olan her ne ise, sizin bunun tadını çıkarmayı bırakmanız gerektiği şekildeki bir şartlanma, sizin bir şartlanmanız değildir. Lütfen şimdi, sizlerin evrensel bir toplumun parçası olduğunuzu hatırlayın ve bizler mutluluğumuza ve neşemize zarar verecek şartlanmalara sahip olamayız. Bu yolculuktan tam olarak, bütün yönleriyle, asla daha önce hiç bir şeyden almadığınız bir zevk almanızı istiyorum.

Tanrı sizi kutsasın.