Easter Puja. Magliano Sabina, Roma (İtalya), 19 Nisan 1992.
Bu, hepimizin sevinmesi ve bu İsa’nın Dirilişi’nden neşe duymamız için harika bir gün. İsa’nın dirilişi Agnya çakramızı açmak için meydana geldi çünkü bildiğiniz gibi burası çok süptil bir merkezdir ve insanların şartlanmalarından ve egolarından gelen fikirleri o zamanlar çok karmaşıktı, Bu Agnya Çakrayı o kadar tıkıyordu ki, Kundalini’nin geçmesi imkânsızdı. Bu yüzden, Diriliş oyunu gerçekleşti ve İsa Chaitanya’dan başka bir şey olmadığı için, O sözde bir ölümden dirildi. İsa’nın bu ölümünde, biz de dirilişimize ulaştığımızı anlamalıyız. Dirilişimize ulaştık, her ne olduysa geçmiş zaman öldü, artık bitti.
Yani, sahip olduğumuz bu pişmanlıklar, sahip olduğumuz şartlanmalar öldü. Fakat buna rağmen Hıristiyan uluslar arasında, egonun olması gerektiği gibi azalmamış olması şaşırtıcıdır, İsa’ya asla doğru şekilde ibadet edilmedi. Batı’daki ego kesin bir şekilde o kadar baskındı ki, hiç kimse ne yaptığını ve ne kadar ileri gittiğini göremedi. Gereksiz yere, doğal olmayan bir şey için tövbe ediyorlar. Fakat tövbe egomuz içindi. Hıristiyan ulusların, nasıl diğer ülkeleri işgal ettiklerini, bu ülkeleri tamamen imha ettiklerini, tamamen bitirdiklerini ve ırk üstüne ırkı yok ettiklerini gördüğünüzde, bu bazen çok şok edici oluyor. Onlar Hıristiyan’dılar, İsa’nın takipçileri ve ellerine İncil’i alarak, hayal edebiliyor musunuz? Bu sözde Hıristiyanların, İsa adına yaptıkları şeyler öyle korkunç ki. Neden bu böyle, ego Batı ülkelerinde veya Hıristiyanlığın takip edildiği ülkelerde neden çok çalışıyor, bunu anlamak zorundayız
Her yerde, eğer bu kişiler Hıristiyan iseler, son derece saldırganlar, son derece sertler ve onlar tüm dünyanın kendilerine ait olduğunu düşünüyorlar. Hitler bile, Katolik dinine inanıyordu. İsa’nın bu türde gösterdiği büyük fedakârlık onlara, asla hiçbir şey ders öğretmedi, bu sanki hafızalarından silindi, sanki bu onlara hiçbir şey ifade etmemiş gibi, bu onlara hiçbir şey aktarmamış gibi, onlar çok öfkeli oldular. Sadece bu da değil, aynı zamanda onlar bütün dünyayı yönetmeye, herkesi yağmalamaya, herkesi yok etme hakkına sahip olduklarını düşündüler. Neden? Çünkü onlar Hıristiyan’dı. Sözde ölümden dirilmiş olan İsa’nın yaşamı için bu ne zıtlıktır. Ama ego hala var oldu, sadece bu da değil, şişti ve bu gün o kadar şişti ki, bugün Hıristiyanların Maryada (sınır – limit) anlayışlarını tamamen kaybettiklerini görüyoruz.
Hıristiyan kiliselerinin davranış şekilleri şok edicidir. Hiç bir şekilde bir ahlak kalmamış onlarda. Kanuna saygıları yok, Tanrıya saygıları yok, iffet için de saygıları yok ve bu İsa için temel bir nokta idi, İsa’nın ana gunası (kanalı). Çocukken bu durum Beni şok etmişti çünkü bunu gördüm, Hıristiyan bir ailede doğmuştum ve Hindistan’daki Hıristiyanların en dogmatik, en baskıcı insanlar olduklarını fark ettim. İsa’yı nasıl onlara hibe edilmiş gibi aldılar? Ve neden başkaları üzerinde egemenlik kurmak için Onun ismini kullanıyorlar.
Ne yazık ki, o zamanlar bizde İngiliz yönetimi vardı. İngilizler her şey için öyle bir dolap çevirdiler ki, Hintliler İsa’nın İngiltere’de doğduğuna inanırlardı. İngilizler gibi giyinir, kendilerine “sahip” derlerdi. Hıristiyanlar çok kibirli davranırlardı ve onların hükümette yerleri vardı. Hükümetle el ele verdiler. Hintlilere sadakatleri yoktu. Hatta babam tutuklandığı zaman, bizi Hıristiyan toplumundan attılar. Babam kongre üyesi olduğu için, sadece altı yedi yaşında bir kızken Beni okuldan attılar.
Şahsen Hıristiyanlığın bu tarafını, şimdiye dek hiç kimsenin görmediğini düşünüyorum, bütün Hıristiyan uluslar son derece zalim, son derece hükmedici oldular ve bu gün onlar işlerin başındalar.
Bir zamanlar bazı hükümdarların mülkiyetinde olan bu süptil ego, şimdi demokratik ülkelerde ve bütün sıradan insanlar için çok müsait bir hale geldi ve tüm bu ülkelerin, yıkımla dolu olduğunu fark ediyoruz. Sadece Avrupalılar böyle yapmadılar, Amerikalılar bile aptal oldukları ölçüde aşırı derecede hükmediciler, aşırı derecede egoistler. Hayal edin, bilgeliği olan İsa’yı, bilgeliğin kaynağını takip ettiler ve O’nun müritleri bu kadar aptal ve salak olmalı, bu açıklanamaz. Neden bu böyle oluyor? Bu nedenle Hıristiyanlık dininin tarihine bakmalıyız.
Bildiğiniz gibi, Peter (İsa’nın havarilerinden birisi ve Katolik Kilisesinin kurucusu olarak kabul edilir) vardı. Peter çok egoist bir adamdı ve bir keresinde İsa ona açıkça, “sen bir şeytansın” dedi. Ve şunu da söyledi, “sen Beni üç kez inkâr edeceksin”. Bu Paul’un ortaya çıktığı zamandır ve zayıf bir insan olan, şeytani birisi olan ve bir şekilde İsa karşıtı olan birini ele geçirmek için, bunun çok iyi bir şans olduğunu düşündü ve Peter’i buldu.
Büyük bir bürokrat olarak, onu elde etti, onu yönetti ve onun kendisine güvenmesini sağladı ve ona “Sen benimle el ele ver, seni esas kişi yapacağım” dedi. Sonra diğer bütün müritlere de şöyle dedi: “sizler çok eğitimli değilsiniz. Ben iyi eğitimli bir adamım ve ne yazılacağını, ne yazılmayacağını ben biliyorum, bu yüzden de yazdığınız her şeyi yazmamalıyız, bunu düzenlemeliyiz.” Bu fesat adam, Paul, İncil’i değiştirdi. İncil’i değiştirdi. İsa’nın bütün çalışması bu şeytanın eline geçti. O İncil’i değiştirmeye başladı ve İncil’i değiştirdiğinde, onu okuduğunuz zaman kitabın ego dolu olmasına şaşarsınız.
Onun düzenlemesi, her ne yazarsa yazsın, ego doludur. Ama orada bulunması gereken birçok şeyi kesip çıkardı. İsa Kundalini’den bahsetmiş olmalı, bundan eminim. Fakat tüm bunlar hakkında tek kelime yok, o bundan kaçındı, Matthew’in ısrar etmesine rağmen, İsa’nın sizler yeniden doğacaksınız dediği şeyden ve diğer bütün bu şeylerden kaçındı. Fakat Matthew’ın (Matta) yazdıkları ile savaştı ve Immaculate Conception’ı (Günahsız Doğuş: Katolik kilisesine göre İsa’nın tamamen günahsız olarak doğmuş olması inancı) kabul edemedi. Gerçek hakkında, hakikat hakkında, Tanrısal olanla var olan mucizeler hakkında hiçbir fikri yoktu. Bu yüzden reddetti, ama yine de Matthew, kendi Gospel’ine (Yeni Ahit’in ilk dört kitabında anlatılan İsa’nın yaşamı ve öğretileri hakkındaki kayıtlar) sarıldı. Fakat John kaçtı. Bizim Gnostikler olarak adlandırdığımız insanlarla birlikte kendi tarzını başlattı ve onların dışında kalan Thomas, uzaklara gitti. Böylece Paul, Luka’nın İncil’ini ve Matta’nın İncili’ni düzenledi ve onlar büyük bir mücadele ile, bazı orijinal şeyleri kitabın içinde tutabildiler.
Böylece bu şeytan, Hıristiyanlık gibi büyük bir dinin arenasına girdi ve her şey altüst oldu. Ve şimdi otorite olarak kullandıkları İncil’de, insanların kendilerinin hadsiz olduklarını düşünmeye başladıkları kelimeler var. İlki, eğer bir kilisenin üyesi olursanız, sizin seçilmiş kişi olduğunuzu, telkin eden kelimelerdir. Ama Paul her şeyden önce, Peter’in bu kiliseyi kuracağının ve onun söylediği anahtarın sahibi olacağının, İsa’nın söylediği şeyin bu olduğunun, kitapta yazılmış olması gerektiğini gördü. Onu bir kayanın üzerine koy, Peter kilise kuracaktır. İmkânsız. O zaman Beni İsa’nın yerine koyun, kalkıp en aşağılık adamdan böyle bir şey yapmasını ister miyim? Her şeyle ilgilenmesi için, sadece tek bir kişiyi görevlendirir miyim? İncil’in bu kısmı, kesinlikle dine küfürdür ve işte Paul bu şekilde bunu bir kez oraya koydu. Peter kendi egosuna kapıldı ve kendisinin sınırı olmadığını düşündü. Bu sadece bir manevra yapmak ve her şeyi yönetmekti. Bunların hepsi Paul’un bürokratik beyni ile yapıldı ama Peter bunu oynadı çünkü O İsa’nın çok zayıf bir müridiydi.
Sahaja Yoga’da bildiğiniz gibi, gerçekten de on iki türde Sahaja Yogimiz var. Ve bazıları çok zayıftır. Onlar zayıflar çünkü çok fazla egoları var. Kimseyle beraber olamazlar. İnsanlara bağırırlar. Başkalarını rahatsız ederler, kendilerinin sonu olmadığını düşünürler, hepsi daima saldırgandır, kolektif olamazlar. Birbirlerine asla sevgi göstermezler. Yani bu tür Sahaja Yogiler var, tek tek renklerini gösteriyorlar, ancak bazıları öğreniyor ve bunun yanlış bir şey olduğunu, böyle olunmaması gerektiğini anlıyorlar. İsa bunların hepsini halletmek için neredeyse üç buçuk yıl harcadı, ancak Ben bu on iki kişiden birisinin, elbette O’nun da yakalanmasına neden olacak kadar uğursuz bir adam olacağını bilmiyordum, ama bu Peter, kendi ünü, kendi çıkarları için böyle korkunç birisi olabilirdi. İncil’e bu sözler ekledi ve o büyük bir otorite sahibi oldu.
Bu Muhammed Sahib ile de oldu. İlk olarak, Muhammed Sahib bir yeniden diriliş zamanı olacağını söyledi. Bu, Onun gelecekten bahsettiği anlamına geliyor. Durum böyleyse, O nasıl son (gelen) olabilir? Eğer O son gelen olsaydı, o zaman nasıl yeniden dirilecektiniz? Fakat Peygamber Mührü, bunun mühürlendiği (kapatıldığı), artık peygamber gelmeyeceği anlamına gelmez. O mühür demektir, bir tür marka anlamına gelir bu, böyle diyebilirsiniz ve O Adi Guru idi, bu yüzden Kendisini için “Mühür Benim” dedi. “Ben mühürledim” demedi; Bu sahtekâr insanlar bu küçük, küçük sözlerin avantajını alıp, onları kendi amaçları için kullanmaya başladılar çünkü çok ben merkezciydiler.
Yani diğer bir tür olan Sahaja Yogiler son derece ben merkezlidirler. Bazıları kendi eşlerini, kendi çocuklarını, kendi evlerini, şunu, bunu bilme anlamında oldukça bencildirler. Çocukları ile meşgul olmak onlar için çok önemlidir. Hayret edersiniz, bazı insanlar Bombay’a çocukları ile geldiler ama Delhi’deki pujaya gelmediler. Ne türden bir Sahaja Yogi onlar? Yani, bu türde Sahaja Yogiler var, onlar Sahaja Yoga’dan daha çok, kendi çocukları için endişelenirler, kendi kurtuluşları için daha fazla endişe ederler, kendi aileleri, kendi ev halkı için endişe ederler. Bazı kadınlar bunda oldukça iyidir. Kocalarını ashramlardan çıkarmaya çalışırlar. Kolektivite dışında kalmak için bahaneler bulmaya çalışırlar.
Her zaman yargılanırız ve açıkça siz kendinizi yargılarsınız. Şimdi bunu söylerken, sizler başkalarını düşünmeyin, bunu kendinize tatbik edin. İsa’nın çarmıha gerildiğini bilmelisiniz. Ve onları kim çarmıha gerdi? Onlar Yahudiler tarafından çarmıha gerilmediler, bu yanlış bir düşüncedir. Tıpkı köle gibi olan tüm bu Yahudiler, İsa’yı nasıl çarmıha gerebilirdi? O zamanlar İsa’nın çarmıha gerilmesini isteyen, Roma İmparatorluğuydu çünkü Onun çok güçlü hale geldiğini düşünüyorlardı.
Ve Romalılar çarmıha germeye çalıştıkları zaman, bunu Yahudiler istediği için, onlar İsa’nın çarmıha gerildiğini bile düşünmediler. Sadece yöneticilerin suçlanmasından kaçınmak için, suç onlara yüklendi ve yöneticiler herhangi birisini çarmıha germek ve suçu başkasının üzerine atmak gibi bir şeyi, her zaman yapabilirler. Yani Hıristiyanlar, ilk Hıristiyanlar, çoğunlukla Yahudi idi. İsa’nın Kendisi de bir Yahudi’ydi, bu durumda Yahudiler İsa’yı çarmıha gerdi demek, bu nasıl olabilir ki? Yani suç Yahudilere yüklendi ve sonra da Hıristiyanlar, İsa Yahudiler tarafından çarmıha gerildiği için, her şekilde Yahudilerden nefret etmeye hakları olduğunu düşündüler.
Bu Sayın Paul tarafından ortaya atılan bir diğer fikirdir çünkü o Roma yönetiminin suçlanmasını hiç istemedi. Yani Pilate (Pontius Pilate, o zaman ki Kudüs’un Romalı valisi. İsa’nın duruşmasını yönetti ve çarmıha gerilmesinde karar verdi) ellerini yıkadı ve o ellerini yıkıyor, orada bu çok önemli, ellerini yıkıyor. Yani o bunu kendi otoritesi ile yapmıyor, bunu Yahudilerin otoritesi ile yapıyor ve bu drama oynandı. Ve sonrasında bütün Hıristiyanlar Yahudilerden nefret etmekle meşguldüler ve Yahudilerin İsa’yı çarmıha gerdiğini düşünüyorlardı, demek istediğim şu ki, bütün bunlar binlerce yıl önce oldu. Binlerce yıl önce birileri, birilerini çarmıha gerdi ve bundan dolayı da onlar nefret ediyorlar. Yani bu tarz içinde, eğer kıstas buysa, bütün beyaz ırklardan nefret edilmeli, bu ırkın bütün nesillerinden çünkü onlar sadece tek bir adamı çarmıha germediler. Milyonlar ve milyonlarcasını (tarih boyunca) çarmıha gerdiler. Bu kişilerin çocuklarını ve o çocukların çocuklarınıda mı suçlayacağız?
Yani bizdeki bu üçüncü tip Sahaja Yogiler, sürekli olarak kendilerini değil de başkalarını suçlamaya çalışanlardır. Böyle insanlar, başkalarını suçlamaya başladıkları zaman, asla düzelemezler. İç gözlem yapmalılar ama iç gözlem Rusya dışında kalan Batı ülkelerinde çok fazla gözden kaçırılıyor çünkü çıkış yolu yok. Hiç bir yerde, kendiniz iç gözlem yapın diye yazmıyor. Tek yolu şu, eğer kiliseye gidip de sağır ve dilsiz bir papaza itiraf ederseniz, kurtuldunuz demektir. Bu yüzden de hiç kimse iç gözlem yapmaz. Haydi, kendimizle yüzleşelim, iç gözlem yapıyor muyuz, yapmıyor muyuz? Veya bizlerde bu tür insanlarız, Sahaja Yogiler çok fazla ben merkezli değildirler ama kendilerinde neyin yanlış olduğunu bulmak istemeyen, dediğim dedik ve kendi kendilerini yücelten kimseler.
Şimdi, bizde başka bir tür daha var, görmesi çok entrasan olan dördüncü tiptekiler, onlar Mataji’ye evde ibadet ederler ama kolektiviteye gelemezler. Aileleri için bir şey yapmaları gerekirse yapacaklardır. Sadece bu da değil ama varsayalım ki onların bir işi yapmaları gerekiyorsa, seyahat ederler. Hiç kimseden Sahaja Yoga’da, işlerini, yaşamlarını, yaşam tarzlarını bırakmaları asla istenmedi, bu tür bir şey yok ama (verilen) öncelik görülmelidir. İşleri ile kazançlarıyla, her ne yapıyorlarsa, onlar bunlarla çok meşguldürler ve onlar sadece bir isim yapmanın, çok çalışmanın, sanatsal işler yapmanın, belki de yaratıcı işler yapmanın peşindedirler, çok meşguller, kendileri için zamanları yok, Tanrı için zamanları yok. Bu türden kişiler, “Oh, biz Anneye ibadet ediyoruz, yaratıcı işlerimizden önce Annenin önünde eğiliyoruz, Ondan yardım alıyoruz ve işlerimiz için, yaratıcılığımız için, Ondan tüm korumasını istiyoruz” derler.
Ve hala paranın çok önemli olduğunu düşünen bazı Sahaja Yogiler var, onlar hala böyle düşünürler. Sahaja Yoga’da ne zaman istesek, para kazanırız. Kimileri, “bir işe başlıyorum çünkü kazancın binde birini Sahaja Yoga’ya vermek istiyorum” der. Ve eğer onlara “neden veriyorsunuz?” derseniz, “hepsi sizin Anne, binde biri, hepsi sizin, sonuçta biz ne yapıyoruz ki, bunun hepsi sizin”, derler.
Paranın çok önemli olduğunu düşündüğünüz zaman, bu tür bir davranış biçimi gelişir. Bunun arkasında Tanrıyı göremeyen, bu paranın getirdiği daha süptil avantajı göremeyen böyle insanlar içinü, para çok önemlidir. Her bir pai’yi (eski bir madeni para) titizlikle hesaplarlar, zor kazandıkları paranın spiritüellikleri için ziyan edilmesini istemezler veya bir Sahaja Yoga kitabı bile satın almak istemeyen insanlarımız var. Onlar kaset almazlar, kopyalarlar, tasarruf ederler, bilirsiniz, pound veya dolar tasarruf ederler. Gerekli olan bir şeyleri almazlar. Bir fotoğraf satın almazlar ama birilerinin elinde bulunan fotoğraftan yeni bir fotoğraf yapmasını isterler ve bizde buna sahip oluruz. Bu, para harcamanın gerekli olması değildir ama aklın hareket ediş şeklidir. Eğer biraz para tasarruf edebilirseniz, bu çok iyidir, eğer biraz zamandan tasarruf edebilirseniz, bu çok iyidir ama tasarruf edilen bu zaman, Sahaja Yoga içindir, onlar bunu nadiren anlarlar.
Herhangi birisini okursanız, Ben Budist dinini okuyordum ve hayret ettim, pek çok yapılmaması gereken şey var ve eğer bunlardan birisini bile Sahaja Yogilere şart koşsanız, sizler kaçar gidersiniz. Öncelikle, siz herhangi bir kar elde edemezsiniz, kar yoktur. (Budist olarak) Herhangi bir arazi satın alamazsınız. Günde sadece bir defa yemek yiyebilirsiniz, kesinlikle vejetaryen olmalısınız. Hiç kimseyi öldüremezsiniz, demek istiyorum ki, yani insanları öldürebilirsiniz, bu yazılı değildir ama herhangi bir hayvanı öldüremezsiniz, hiç bir balığı öldüremezsiniz, bir sivrisineği bile öldüremezsiniz. Yani bu tür bir dindir, onlar Buddha’nın bundan bahsettiğini söylerler. Ben Buddha’nın bunları söyleyebildiğini sanmıyorum. Bütün bu büyük enkarnasyonların takipçileri olan tüm bu insanlar, bize güzel dinler getiren bu insanlara karşı pek çok yanlış şey yaptılar ve işte bu yüzden biz gerçeğin yolundan kesinlikle saptık. Yani sahiden dürüst olan ve gerçeğin yoluna bağlı kalmak isteyenler, her zaman iç gözlem yapmalılar ve kendi içlerinde, bizlerin gerçekten ne kadar uzak olduğumuzu bulmalılar.
Şimdi, başka bir çeşit Sahaja Yogimizde var ki onlar, daha çok, demeliyim ki, festivalleri seven, beraber dans edip eğlenmeyi seven kişilerdir çünkü bizde bir aidiyet duygusu var, bir şeylere ait olmalıyız. Bu gruba veya şu gruba veya diğer bir gruba ait olmalıyız. Hıristiyanlığa ya da Yahudiliğe ya da İslam’a ve diğer bazı politikacılara giderseniz. İngiltere için diyelim, onlar size soru soracaklardır, “politik görüşünüz nedir?”. Bana politik görüşümün ne olduğunu sordular. Bu soruyu anlayamadım. Herkesin politik bir tarzı olmak zorundadır. “Bununla ne kastediyorsunuz?” dedim. Oda Bana “Siz bir komünist misiniz?” dedi.
“Hayır, hayır değilim”
“Muhafazakâr mısınız?”
“Hayır, hayır”
“Sosyalist misiniz?”
“Değilim”
“O zaman nesiniz?”
“Ben bir insanım”
Onlar Benim, kafamda herhangi bir politika olmaksızın sadece bir insan olduğumu anlayamadılar.
Yani, ait olma fikri, ben bu mezhebe veya bu tarikata veya şu sözde dine mensup olmak zorundayım. Sonra her tür şartlanma, her tür kural, düzenleme ve böyle şeylere bulaşmaya başlar ve kendinizi bağlamaya başlarsınız. Siz çok mutlusunuzdur, çok mutlu. Kimi tarikatlara sorarsınız, “siz neden sinekkaydı tıraş oldunuz?” “Oh, bizim dinimizde kazıtılmış bir kafamızın olması gerekir”. “Nedir bu?” Veya bunun gibi bir şeyler, bu aptalca. Sakalın olmak zorunda veya bıyığın olmak zorunda gibi, bu bir tür klancılık, bunu anlamıyorum, gerçeklik çeşitlilikle doludur. Çeşitlilik olmalıdır. İşte estetik ve Saundariya (güzellik, zarafet) böyledir çeşitlilik yoksa siz nasıl şahsiyeti olan bir kişi olursunuz? Eğer din size bir kişilik veremiyorsa, böyle bir şeyden uzak durmakta fayda vardır. O size içsel bir karakter verir ve aynı zamanda da dışsal bir karakter. Ve bu şahsiyet, siz bundan neşe duymaya başladığınız zaman söylenebilecek tek şey, sizin “kendisine sen çalmamalısın” denilmeyen, “hiç kimseye vurma, hiç kimseye öfkelenme, bencil olma” denilmeyen bir Sahaja Yogi olduğunuzdur, size böyle bir şey asla söylenmez, kendisini izleyen bir şahsiyetsiniz. Ama normalde insanlar kendilerini değil, başkalarını seyrederler.
Bu da Batının bir diğer problemidir, başkalarını izleyip, asla kendini izlememek. Ama tüm bunlar sürer gider ve sürer gider, bir kişilik hakkında buna dair kendi fikirlerimizin kölesi oluncaya dek ve bu kişiliği egomuzla yansıtmaya başlarız ve kendimizin çok özel bir şey olduğunu insanlara göstermeye çalışırız. Sahaja Yoganın tam tersi bu. Bunu çok açık şekilde anlamaya çalışın. Hepimiz bir kişiliğiz, hepiniz şahsiyetlersiniz, hepiniz azizlersiniz ve azizler olarak saygı görmelisiniz. Hepimizin aynı tipte bir kişiliğe sahip olmamıza gerek yoktur. Herkes farklı tiptir, bu olmalıdır yani demek istiyorum, farklı konuşma tarzları, iletme tarzları, farklı Tanrısal sevgiyi ifade etme tarzları. Yani biz bir tür askeri alaymış tarzında insanlar oluşturmaya çalışmıyoruz çünkü bizler özgürüz. Kesinlikle özgürüz çünkü ışığımız var. Ne kadar ileri gitmemiz gerektiğini, doğru yolun ne olduğunu, hangi yoldan gitmemiz gerektiğini biliyoruz. Eğer bu ışık orada ise, içinizde güzelce yanıyorsa, neyin doğru olduğunu derhal bilirsiniz, Bana sormanıza gerek yoktur, herhangi birisine sormanıza gerek yoktur.
Sahaja Yoganın tam bir özgürlük olduğunu anlayarak, böyle insanlar geldiğinde, ama bu tam özgürlük siz ışığa sahip olduğunuz için oradadır. Işık olmadan özgürlük saçmalıktır, anlamı yoktur. Herkesi incitirsiniz, herkesi rahatsız edersiniz, herkese işkence edersiniz ama ışıkla birlikte, ilk olarak harika bir şey başımıza gelir ve bu büyük peygamberlerin ve enkarnasyonların vaaz ettiği dinler, sadece bizim bir parçamız haline gelirler. İşte burada, Japonlar diyeceklerdir ki, bizler Budist’iz ve onlar istedikleri kadar insan öldürürler. Veya dediğim gibi, Hıristiyanlar, oldukları şeyin tam aksiler. Bu yüzden bunun sonrasında sizler gerçek bir Hıristiyan, gerçek bir Müslüman ve gerçek bir Hindu olursunuz. Ve o zaman tüm dinlerin, gerçektende sanki okyanusun parçası gibi olduğunu anlarsınız ve artık kendinizi özellikle dinlerden biri ile tanımlamaz, sadece din okyanusuna atlarsınız ve gerçekten de bir şekilde dindar bir kişi olursunuz.
Sizinle ahlakınız hakkında konuşmama gerek yok, sadece bakın, yapmakta olduğunuz bu yanlış şeyleri nasıl bıraktığınızı izleyin. Pek çok kişi Bana da yazar ama Ben bunları asla okumam ve bu nedenle her şeyi yakarım. Bu konuda bir şey bilmek istemiyorum. Bizler özgür bir kişiyiz. Bu özgürlük içinde, tüm bu dinleri siz içinize çektiniz. Aydınlanmadan önce hiç kimse, hiç kimse dindar olamaz. Onlar iddia edebilirler, bir markaları olabilir, bir şeyler söyleyebilirler ama bunların tümü dışarıdadır, sadece bu da değil, onlar sadece dinin zıddıdırlar, profesörlük yapıyorlar. Sadece tersidirler. Onlar saptırırlar, sadece bu da değil, dinin temelini kirletirler. Ve dinin temeli yükseliştir. Eğer din size yükseliş için denge vermiyorsa, din sahibi olmamak daha iyidir. Dini olmayan, sadece yükselişleri için kaygı duyan Ruslar gibi Ateistler daha iyidir. İşte belki de bu yüzden İsa ve Mahavira Tanrı hakkında konuşmamıştır.
Yani sonra, ışığı olan insanlarımız oldu ve onlar kendi ışıkları için endişelendiler ve bu ışığın her zaman orada yanmasını istediler ve bu ışık sadece onları aydınlatmadı, başkalarını da aydınlattı ve onlar bunun için çalıştılar. Bir şekilde sorumluluk aldılar. Bir ormanda meditasyona oturmadılar. Hayır, sizler çalışmalısınız, bu dünyada çalışmalısınız. Bunu halletmelisiniz, Sahaja Yoga başkaları içindir. Divine ile bir olmanın bu güzel hissini onlara vermelisiniz, tüm bunlardan neşe duymalısınız. Sahaja Yoga, bazı ayyaşların oturup, birlikte içki içmelerinde olduğu gibi, sadece sizin keyf almanız için değildir. Bardaklarınızı, başkalarına verilmek üzere doldurmaktır, orada bulunan pek çok kişiye.
Bu yüzden de onlar bu sorumluluğu üstlendiler ve temel, onların bildikleri gerçektir. Onlar kendilerinin Sahaja Yoganın bir yükümlülüğüymüş gibi olduklarını düşünmediler. Küçük küçük şeyler için Bana gelmediler, “babamın kelinde nasıl saç çıkarabilirim?” gibi.
Bir tür saçma sapan soru. Böyle saçmalıkları Bana bile yazarlar. Hayret ettim, ne düşünüyorlar ki, Sahaja Yoga güzellik salonu olmak mıdır, nedir? Vizyonları çok değişik. Bu büyük evrenin vizyonudur, aydınlanması gereken bu büyük evrenin. Onlar bunun parçasıdır. Ve bu evrensel din, aydınlanma sayesinde, Kundalininin uyanışı sayesinde insanların yaşamlarına geçirilecek. Onlar çok sıkı çalışırlar, insanların aydınlanma alması için emeklerini esirgemezler. Ama burada da, ben bunu yapıyorum, ben şunu yapıyorum şeklinde, bu ego kurnazlığının birazı var.
Pek çok kişi Bana soruyor, “Anne, siz çok fazla seyahat ediyorsunuz. Çok fazla şey yapıyorsunuz, bu yaşta bunu nasıl idare ediyorsunuz?” Her şeyden önce Ben yaşımın ne olduğunu bilmiyorum, aldırmıyorum. Ve ikinci olarak da, Ben hiç bir şey yapmıyorum. Eğer hiç bir şey yapmıyorsam, nasıl yorulabilirim ki? Hiç bir şey yapmıyorum. Hepsi halloluyor. Ben sadece bakıyor, izliyor ve neşe duyuyorum. Yani, onlar bir taraftan da, “biz bunu yapıyoruz, biz şunu yapıyoruz” diye de düşünüyorlar. Ve bunun çok fazla bilincinde oluyorlar. O zaman yine bu Bay Ego, orada hala kurnazca titreşmekte olan alev, büyük bir hale gelir. Bu kesinlikle İsa karşıtı bir aktivitedir. Yani aklın inşası başlar, bakın, bu çalışmıyor, şu budur, bu budur diye başkalarını eleştirmeye başlarlar. Hala kendilerini değil de, başkalarını seyrediyorlar.
Sonra, bu şekilde hissetmeyen Sahaja Yogiler de vardır. Onlar, her şeyi halledenin bu Paramchaitanya olduğunu ve Paramchaitanya’nın onlar vasıtasıyla çalıştığını anlarlar. Onlar enstrümandırlar ve tabii ki bazen de, bu başarısız olursa, şüphe etmeye başlarlar. “O zaman Anne, bu şey nasıl böyle oldu, eğer bu böyleyse, o zaman Gorbachev neden ayrılmalıydı?” Düşünebiliyor musunuz, Ben, Gorbachev’in neden politikayı bırakması gerektiğini onlara açıklamalıyım. Bu Benim sorumluluğum. Tabii ki biz Tanrıya her soruyu sorabiliriz.
Bu insanoğlunun düşüncesidir, her soruyu Tanrı’ya sormaya, O’nu lanetlemeye, O sanki sizin sorumluluğunuzu üstlenmiş birisiymiş gibi, her ne hissederlerde bunu Tanrı’ya söyleme hakkına sahip olduklarını düşünüyorlar. Bu yüzden, bu konuda hala, tamamen teslim oldukları zaman bile, bunun birazı yinede kalmaya devam ediyor, akıllarda hala bazı şüpheler var.
Ama sonra, hiç bir şeyden şüphe etmeyen insanlar var. Onlar yardım eden bir Paramchaitanya olduğunu anlarlar. Bütün bu mucizelerin arkasında Paramchaitanya’nın olduğunu bilirler. Ama tüm bunların üzerinde onlar, kesinlikle bizim güçlerimiz olduğunu ve Tanrı ile bağlantıda olduğumuzu anlamaya başlayan kişilerdir. Bizim güçlerimiz var. Tabii ki bazen onlarda şüphe ederler, eğer bizim gerçekten de güçlerimiz varsa, yani demek istiyorum ki, bazı insanlar tanıyorum, onlar dediler ki, Ben onlara dedim ki, “siz neden orada yardım etmiyorsunuz?” “Çünkü egom yükselecek”. “Neden bunu yapmıyorsunuz?” “Çünkü egom yükselecek”.
Onlar kendi egolarından korkuyorlar, bu yüzden de ego çok kurnaz bir şekilde izler ve risk almamak daha iyidir, çok fazla değil, bakın, bu çok fazla. Hadi biraz ağırdan gidelim, güçlerim olduğuna inanmak gibi bir şeye girmeyelim.
Ama güçlerle kutsandıklarını bilen insanlar var ve bu güçler kendi içinizde daha ve daha fazla keşfedilebilir. Onların kendilerine inançları vardır, onlar Sahaja Yoga’ya inanırlar ve onların Bana ve bu Paramchaitanya’ya tam bir inançları vardır ve onlar hallederler, çok basit insanlardır. Onlar son derece basit insanlardır, çok sade kalpli, masum insanlar. Köylerde gördüm. Burada da pek çoğunu gördüm, bu türden orada oturan pek çok kişi var.
Yani Benim tarif ettiğim bu on iki çeşit Sahaja Yogi ama bir tanesi var, bu bir tanesi tamamen kuvvenlendirilmiştir. Onlar kendi güçlerini keşfederler. Bu iç gözlemde, onlar görürler ve onlar bundan emindirler, şüphe yoktur. Bu Nirvikalpa konumudur. Onların kendilerine dair şüpheleri yoktur. Bana inanmakta, Bana ibadet etmekte, Benden bir şeyler almakta, ama şunu bilin ki, Bende sizleri muhteşem bir şey yaptım ve sizde kendi güçlerinizi geliştirmelisiniz. Sadece Benim sahip olduğum güçlere bağlı olmayın. Annenizden gelen güçleri açığa çıkarmaya çalışmayın, aynı seviyeye yükselmeye çalışın. Yapabilirsiniz. Kaçınızın yapabileceğini söyleyemem ama bunu deneyin. Ve bunun için, ilk ve en önde gelen şey, ilk ve en önemli şey, tam bir alçak gönüllülüktür. Tabii ki sizler Bana teslim oldunuz, bu yüzden de mütevazısınız. Muhammed Sahip teslimiyetten bahsetti. Ben, size kendinizi, kendi özünüze teslim edin dedim. Eğer sizin özünüz Ruh ise, neden kendinizi kendi özünüze teslim etmeyesiniz ki ama bunu kendiliğinden parlayan bir hale getirin. Sadece bu ışıkla bir olun. Tüm yaşam bir ışık olmalıdır, sevginin ışığı, Tanrısallığın ışığı, güzelliğin ışığı. Bu yüzden iç gözlem sayesinde bunu halletmelisiniz, tüm bu güçlere içinizde sahipsiniz. Pek çok güce sahipsiniz. Şüphesiz ki, Anne’ye güvenmek hoş bir şey ama şimdi büyüyün. Büyümeli ve sorumlu hissetmeden sorumluluk almalısınız. Kişilik böyle olmalıdır.
Umarım, diğer öğrencilerin hepsi ile devam ederiz. Biz bunu yapmadıkça ve biz bunu yapabilir miyiz acaba, muhtemelen, bilemiyorum, Sahaja Yogayı başka bir saçmalık okyanusunda boğabiliriz. Bu yüzden, iç gözlem sayesinde, anlayışımız sayesinde, gerçeğe dair kanıtlarımız sayesinde bizler, kendi şahsiyetlerimizi de geliştirmeliyiz. Bu gün bu şeyleri anlatmam gerektiği için üzgünüm ama İsa’nın müritlerinin, bu Peter ve Paul ortaklığı tarafından nasıl aldattığı konuşmak için bu gün dışında başka bir şansım yoktu ve Ben bazen insanların nasıl olduklarını, onların ne kadar zeki ve kurnaz olduklarını ve bu günkü çok önemli bir husus olarak, insanların Sahaja Yogayı nasıl aşağıya çekmeye çalışabileceklerini düşünürüm.
Bu gün bizlerin dirilişinin günüdür. Daha yüksek duruma ulaşmak için, bu on iki aşamadan geçmek zorundayız ve onların on dördüncü aşama dedikleri, sizin sadece bir enstrüman olduğunuz, ne olduğunuzdan tamamen bağımsız olarak Paramchaitanya’nın ellerinde hareket ettiğiniz en yüksek konumdur. Bu gün çok hayırlı bir gün. İşte İsa’nın yaptığı şey budur. O çarmıha gerilişini kabul etti çünkü O bu rolü oynamalıydı. Ve bu korkunç bir şeydi. Ama çarmıhı taşıdığı zaman, insanlar Onun için endişe ettiler ve o zaman O onlara “Benim için endişe etmeyin, kendiniz için endişe etseniz daha iyi” dedi. İncil’deki bütün bu bozulmalara rağmen, pek çok gerçek hala orada.
Bu yüzden biz hiç kimseden nefret etmiyoruz çünkü onlar İsa’yı çarmıha gerdiler – onların söylediği şey bu ama bu tür bir otoriteden nefret edersek, eğer sıra bize gelirse, biz başkalarını çarmıha germemeliyiz. Ama süptil ego çalışır ve garip bir şekilde başlar, kolektivitede bu görülmeye başlar. Bunu azaltmaya çalışın, azaltmaya çalışın. Bu “Ben- lik” meselesi biter bitmez, hayret edersiniz, tüm güçler gelmeye başlayacaktır. Bu içinde boşluk olan bir flüt gibidir, eğer herhangi bir engel varsa, o çalınamaz. Yani sahip olduğumuz bütün bu fikirler, sahip olduğumuz tüm bu şartlanmalar, en kötüsü de bütün bu ego ve bu “ben yapıyorum” meselesi kaybolmalıdır çünkü bu şekilde düşünürseniz, asla neşe duyamazsınız. İşinizden neşe duyamazsınız ve sizde “bunu ben yapıyorum” düşüncesi olduğu sürece, neşe okyanusuna gerçekten atlayamazsınız.
Yani aynı zamanda onların okul hakkında sordukları bazı sorular var ama Ben onlara bir okul işletmenin çok büyük bir iş olduğunu zaten söyledim ve şunu fark ettik ki, Batılı çocukların çok zayıf bir bağışıklık sistemi var, çok zayıf. Belki de onlara antibiyotik verildi veya onlara öyle yiyecekler verildi ki, belki de konserve yiyecekler veya belki de bir şekilde koruyucu içeren şeyler. Neden olduğunu bilemiyorum veya belki de bir sürü hayalet hikâyesi veya belki de hayalet filmi gördüler veya bağışıklık sistemlerini çok, çok zayıf yapan bir şey, en ufak bir şeyde catch ederler. Başka birisinde bir şeyler yanlışsa, onlar catch ederler. Bu bizim yaptığımız yeni bir keşif. Aynı zamanda, sanırım ısı ile beraber beyinleri kaynamaya başlıyor çünkü hâlihazırda onlar ego gezintilerindeler.
Bu yüzden onları Vashi’den Dharamsala’ya, aşağıya getirmeye karar verdik. Dharamsala, şaşıracaksınız ki, bir Yogi on dönüm yer bağışladı. Bende biraz toprak bağışladım. Aynı zamanda Hintliler tarafından çok miktarda para bağışlandı ve bir okul açacağız. Nasıl bir okul açacağımıza, orada ne yapacağımıza dair endişelenmeyin, bunları bize bırakmalısınız. Birisi bu. Buna göre, okulu aralık ayında açacaklardı, buna karar verilmemişti, nisan ayı geldiğinde çocukların hastalanmaya başladıkları keşfedildi. Biraz tozla, öksürmeye başlıyorlardı, öksürük, öksürük, alerjiler, her tür şey. O zaman onları daha serin bir yerde tutmaya karar verdik ve bu nedenle de Dharamsala’da olacaklar, orada kalsınlar.
Şimdi tüm ebeveynler için, onlar tek bir şeyi bilmeliler, eğer çocuklarının uygun şekilde büyümesini istiyorlarsa, onları okul yönetimine bırakmalılar. Sizler bunlara karışmayacaksınız. Tabii ki ilk plana göre yazın üç ay tatil yapacaklardı ve Dharamsala’da kalacaklardı ama şimdi aynı kursu aldıkları için, onlara tatil yok ve okulları başladı. Bu yüzden lütfen Dharamsala’ya gitmeyin. Ebeveynler hemen düşünmeden hareket ediyorlar. Lütfen biletlerinizi iptal edin. Sadece üç buçuk ay kalacakları Sheri’de çocuklarınızla bir araya gelebilirsiniz. Gelin ve kışın orada kalın, çocuklarınızla bir araya gelebileceğiniz yegâne zaman budur.
Sağlık dışında, eğitimleri de çok zayıf. Pek çoğu sekiz yaşında bile, nasıl düzgün şekilde yazacaklarını bilmiyorlar. Kesinlikle ihmal edilmiş ve pohpohlanmış çocuklar. Bu yüzden bırakın okul onlarla ilgilensin. Ders çalışmak istemiyorlar, gelecek hissiyatları yok. Neden bu dünyada olduklarına dair bir algıları yok. Bu nedenle bırakın onlar halletsinler. Lütfen, belki de bazı ebeveynler bir süredir oraya gitmemiş olabilirler ama bu, siz para veya imkân bulur bulmaz alelacele ile oraya gidin anlamına gelmez. Okulun disiplinini ve çocuğun disiplinini bozmamanız gerektiğini anlamaya çalışın. Çünkü eğer oraya gelen bir veya iki ebeveyn varsa, bütün çocuklar kendilerini kötü hissetmeye başlarlar ve dikkatleri dağılır.
Bu nedenle ilk şey şu ki, bizler İsa’nın bilgeliğini içlerimize çekmeliyiz. Bilgelik. Bilgelik sizlere, “çocuklarınızı bırakmalısınız” demelidir. Kendi seviyemizde biz, onlar için en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Şimdiye dek sizlerden herhangi bir yardım istemedik, bunu hallediyoruz. Bu çocukların nasıl bu kadar zeki oldukları ve bir şeyleri çok iyi kavramaları çok şaşırtıcı ama onlar hiç bir yerde oturmak istemiyorlar. Sürekli olarak dışarıda olmak istiyorlar. Ders çalışmak istemiyorlar. Bu yüzden, hayatta bir şeyler yapmak zorunda olduklarını düşünmeleri için, onların özgüvenli olmalarının yollarını ve yöntemlerini bulmalıyız. Her şeyden önce ebeveynlerin Batı’da, çocuklarını çok ihmal ettikleri biliniyor – çocuklarını öldürürler bile ama Sahaja Yoga’da ise ebeveynler sadece zamk gibi yapışırlar. Bir taraftan onlar sol ve yapıştılar, tüm aile yapıştı, bunu aşamıyorlar. Ve bu tür bir sevgi, sevginin ölümüdür.
Bu nedenle lütfen, onların Sahaja Yoga’nın çocukları olduğunu ve onlarla ilgilenildiğini anlamaya çalışın. Onlar için her şey çok iyi bir şekilde hallolacak. Ve çocuklarınızın bu gelişmesinden neşe duymak için bilgelik sahibi olun. Bu konuda herhangi bir problem varsa, oradaki insanları rahatsız etmemelisiniz. Dikkatinizin tamamı çocuğunuzun üzerinde, bu çok yanlış bir şey. Sanırım böyle bir kişi, hiç bir şekilde Sahaja Yogi değildir. Çünkü Tanrının onlardan sorumlu olduğunu düşünmüyorsunuz. Kendinizin onlardan sorumlu olduğunuzu düşünüyorsunuz, o zamanda hiç bir şekilde, hiç bir ihtimalde siz bir Sahaja Yogi değilsiniz. Kendi çocuklarınızı seviyor ama diğer çocukları sevmiyorsunuz. Onların durumlarına, onların problemlerine aldırmıyorsunuz. Diyelim ki, bir anne baba oraya gitti, o zaman geri kalan diğer çocukların hepsi kötü hissedecektir. O zaman neden gidesiniz?
Sonra hediyeler göndermek, kimi insanlar hediyeler göndermeye başladılar, konserve meyveler. Şimdi birileri konserve yiyecek gönderirse, onları denize atacağız. Çukulatalar. Böyle şeyler göndermeye gerek yok. Eğer bir şeyler göndermeniz gerekiyorsa, o zaman onlar için, bütün okul için iyi olan bir şeyler gönderin. Aksi takdirde göndermeyin. Sadece kendi çocuğunuz için göndermeyin. Sizler Sahaja Yogilersiniz, başka insanlar gibi değilsiniz. Sizler özel insanlarsınız. Bu nedenle eğer bir şeyler göndermeniz gerekiyorsa, bütün çocuklar için gönderin ama çukulata değil veya zaten kötü durumda olan bağışıklık sistemlerini bozacak şeyler değil. Konserve yiyecekleri asla göndermemelisiniz. Ve bu o kadar kötü gitti ki, bu çocukların yemesi için konserve yiyecek ithal etmek zorunda kaldık. “Ben bunu sevmiyorum. Ben bunu almayacağım”
Yani eğer çocuklarınızın gerçekten de güçlü, sağılıklı, bilge, duyarlı Sahaja Yogiler olmasını istiyorsanız, o zaman kendiniz bilgelik sahibi olmalısınız, böyle ebeveynler olmalısınız. Bunlar sizden doğan aydınlanmış ruhlar. Özel kutsamalar. Bu yüzden de onlara karşı müşfik olun, iyi olun. Haşinlik sadece çocuklara öfke gösterme sertliği değildir, aynı zamanda bir şekilde çok fazla sevgi göstermek de, bir tür “ben bir şeyim” şeklindeki zalimliktir çünkü bu diğer çocukları incitir ve aynı zamanda sizin çocuğunuzu da incitir. Çünkü bu çocuk “oh, ben çok özelim, ders çalışmama gerek yok, hiç bir şey yapmama gerek yok” diye düşünmeye başlar. Bu yüzden de, çocuğa karşı davranışınızda bir denge olmalıdır.
Birisinin Bana söylediği şey işte bu, sizin hâlihazırda Dharamsala’ya gitmek üzere yer ayırttığınız. Üzgünüm, lütfen gitmeyin. Çocuklar iyi gidiyorlar, onlara bakılıyor. Onlarla gurur duyacağınız güzel kişilikleri ile ortaya çıkma olasılıkları var. Anlamaya çalışın. Sahaja Yoganın onlar için ortaya koyduğu çaba her ne ise, bu tamamen gerçekleşmelidir. Umarım hiç biriniz onları rahatsız etmeyeceksiniz. Ve mektup yazdığınız zaman, mektuplarda, “seni çok seviyorum, seni özledim, ben sabahtan akşama kadar ağlıyorum” şeklinde yazmak yerine “senin çok iyi ders çalışmanı istiyorum, senin çok iyi olmanı istiyorum. Sen iyi bir Sahaja Yogisin” diye yazmalısınız. Bu şekilde değil. Bu Yunan tragedyasıdır.
Yani çocuklarınızın böyle olduklarını görmek istediğinize dair, onları cesaretlendirmeliyiz. Onlara biraz kendine güven, kendilerine dair bir vizyon verin ve bunun çok cesaretlendirici olacağını göreceksiniz ve öğretmenler çok mutlu olacaklar. Çünkü bazı mektupları öğretmenlerde okuduklarında ağlamaya başlıyorlar. Çocuğunuza bütün bu şeyleri söylemenize gerek yok. Demek istiyorum ki, sizler yetişkin insanlarsınız. Çocuğun biri bir mektup getirdi, “oh, anne ve baba, her ikisi de ağlıyor. Ne yapacağım ben?”
O büyükbaba oldu demek istiyorum. Olan biten bütün bu şeylerle, kişi şunu öğrenmelidir, bizler tüm dünyayı değiştiriyoruz, bizler kendimizi değiştiriyoruz ve çocuklarımız bize yardım etmeye gelecekler.
Tabii ki bütün çocuklar oraya gidemezler çünkü onlar bunun pahalı bir okul olduğunu düşünüyorlar veya her ne ise. Daha sonra ödemeleri azaltabiliriz ama şimdi değil. Çünkü onlar için yapılacak pek çok şey var. Öğretmenlerin çok fazla yükümlülüğü var, bunun baskısı var ama bu çocukların iyi bir şekilde yetiştiklerini bir kez görürseniz, bu bir deney, o zaman burada, başka yerlerde çocukların eğitilebileceği kimi okullar açabiliriz. Ama burada giderler çok daha fazla olacak, bu kadar. Roma ashramında harcamanız gerekenden daha fazlasını harcamak zorunda kaldınız. Onlar yardım edemezler. Yani gider şekli aynı olacaktır. Bu yüzden de, bu konuda mantıklı olmalısınız ve eğer mümkün olursa, başka bir yerlerde de okul açmaya çalışmalıyız. Hangi ülkenin sorumluluk alacağını bilmiyorum. Belki de bunu Rusya’da yapmak iyi bir fikir olacak. Daha ucuz. Her şeyden önce yiyecek olsun, sonra bunu düşünebiliriz. Yani bu bir deney ve hepiniz yardım etmelisiniz, bütün okuldakiler.
Şimdi, sizinle tartışmam gereken herhangi başka bir problem var mı, Bana söylemeniz daha iyi olur. Yani bugün içimizde bulunan bu on dört düzlem boyunca dirilişimiz hakkında konuşuyoruz. Birbiri ardına. Ve sonra tüm bunlar sayesinde patladık ve güzel lotuslar olarak ortaya çıktık. İşte Easter’in (İsa’nın yeniden doğuşunu kutlandığı, insanların birbirlerine yumurta hediye ettiği yortu – kelime olarak doğuya dönmek veya doğuya yönelmek anlamına gelir) olduğu şey budur, sunulan yumurtaların ima ettiği şey budur, yumurtalar sunulur ve bu sayede bu yumurtalar kuş olabilirler. Teşekkür ederim.
Tanrı sizleri kutsasın.
H.H. Shri Mataji Nirmala Devi