Shri Vishnumaya Puja

Ashram Everbeek, Everbeek (Belgium)

Feedback
Share
Upload transcript or translation for this talk

Navaratri Puja, “Güzel kaliteleriniz Sahaja Yoga Gerçeğini kanıtlayacaktır”. Cabella (İtalya), 5 Ekim 1997.

[Shri Mataji gelinceye dek, yogiler tarafından “Durgati Harani Durga Ambe” söylenerek karşılandı]

Bu gün Navaratri’nin altıncı günü.

Tanrıça’nın farklı farklı amaçlarla pek çok enkarnasyonu oldu ama Anne’ye ibadet eden yüce azizler iç gözlem yaptıklarında, Onun bizler için neler yapmış olduğunu keşfettiler.

Geçen gün dharmanın insanoğlunun doğuştan gelen bir değerliliği olduğunu size anlattım ve bu 10’dur. Bu bizlerin içinde zaten oturmuş halde ama bizler bundan ayrılırız, dharmadan saparız ve bütün problemler içeri dolar çünkü dharmayı terk etmek,  bir insanın kalitesi değildir.

Ama Tanrıça, biz bunun farkında olmasak da, pek çok şeyi içimizde zaten yaptı. “Ya Devi sarva bhuteshu” denilmiştir – “Senin bütün bu yarattıkların” – bu genellikle insanoğlu anlamına gelir – “Sen ne yaparsın? Yani insanoğlunun içinde ne olarak varsın?” Şimdi,  bu kalitelerin içinizde olup olmadığını gözleyin çünkü bunlar içinizdeki Shakti, Tanrıça tarafından size verildiler.

”Ya Devi sarva bhuteshu shanti rupena samstitha” – bu çok önemlidir, Sen insanoğullarının içinde huzur olarak bulunursun. İçinde ve dışında huzurlu olan bu insanları etrafta bulabiliyor musunuz? Çok zor ama O, bunu size verdi. O sizlere ulaşmanız gereken bu huzuru verdi. Şimdi bu meydana geliyor çünkü sizler kendi insan dharmalarınızdan aşağıya düştünüz. Yani Onun size vermis olduğu bu huzura, yükselişiniz sayesinde, Kundalininin uyanışı vasıtasıyla sizler ulaşmalısınız. Tahrik edildiniz, tamam veya intikam almak istiyorsunuz, başkalarını incitmek istiyorsunuz, başkalarını rahatsız etmek istiyorsunuz, bazen de bundan keyif aliyorsunuz, hatta Sahaja Yogiler bile başkalarını incitmekten, başkalarını rahatsız etmekten keyif alırlar.

Bu yüzden ikincisinde O derki: “Ya Devi sarva bhuteshu priti rupena samstitha”. Priti, sevme kalitesidir, insanoğluna sevme kalitesi verilmiştir ama bu orada değildir. Çünkü insanoğlunun sahip olduğu ilk saçmalık, kıskançlıktır. Diyelim ki, Ben birilerine bir hediye verdim ve başka birisine de bir diğer hediye. Sahaja Yoga’da bile kıskançlık hissederler. Çok şaşırtıcı. Sen bunu nasıl yapabilirsin, Tanrıça sana sevme kalitesi vermişken? İnsanoğlunun çok kıskanç olmaları çok, çok yaygın bir saçmalıktır ama Sahaja Yogiler olarak, sizler bunu yapmamalısınız çünkü Tanrıça’nın sizlere verdiği kalite sevmektir. Bu kalite görülmelidir – bunun aksine olarak, bizler çok kıskancız. Bu sizin, Shri Mataji tarafından kutsanmış bir Sahaja Yogi olmadığınızı gösterir –hayır. Eğer kutsanmışsanız, o zaman söz konusu her ne ise, kıskançlığınız olmayacaktır. Ve bu kıskançlık bazen şu aşırılığa kadar gidiyor, “biz Cabella’danız, siz Albera’dan”. Bitti. Bunlar birbirine çok yakınlar, yanyana iki burun deliği gibiler ama kıskançlık olacak.

“Eğer siz şu ülkeye gidebiliyorsanız, Anne neden benim ülkeme gelmedi”, diye bir kıskançlık olacaktır. Yani bu mesele, “bu benim, bu benim, bu sizin”, cehaletinden dolayı da geliyor.  Bu kıskançlık öyle komik bir şekilde başlar ki, bizler Onun bize sevme gücü verdiğini de anlamayız. İnanılmaz bir sevme gücü.  Uğursuz güçler bizim olamazlar ama hayırlılık, birilerini sevmenin dharmik gücü, bu herhangi bir şehvet ve aç gözlülük olmadan, hiç bir kıskançlık olmadan sevmek anlamına gelir. Ama insan aklı kendini kurnaz olacak şekilde geliştirdi ve birilerini kıskanabildiği için gurur duyar. Bu kıskançlık dışında, size söylediğim gibi, ancak aç gözlülük de bunun içine girer. Gerçekte, kıskançlık hissettiğiniz için, bir şeyler almak istersiniz. O zaman da siz birileri ile rekabette olmalısınız. Eğer birilerinin sizinkinden daha iyi bir işi varsa, o zaman onunla rekabet etmelisiniz. Bu şeylerin hepsi yıkıcıdır ama Tanrıça’nın güçleri yapıcıdır. O sizlere kesinlikle yapıcı olan bütün güçleri verir.

Sonra O, “Ya Devi sarva bhuteshu” der, – azizler bunun söylediler,  – “kshama rupena samstitha”. Kshama, ona ne diyorsunuz, affetmektir. Kalpten affetmek, Tamam, bazıları sana karşı acımasızca davrandılar, sana karşı pis şeyler yaptılar, seni sömürdüler, seni rahatsız ettiler ama sizin gücünüz var, daha büyük bir güç, affetmek. Bu affetme gücünü kullanıyor muyuz?

Sonra, rahatlamak içinde, O ne yapar, O size uyku verir: “Ya Devi sarva bhuteshu Nidra rupena samstitha”. Yorgun olduğunuzda ve uyuyamadığınızda O sizi uyutur. Sizi rahatlatır. Yani Onun, rahatlatma gücü vardır çünkü O parasempatik sinir sistemi vasıtasıyla hareket eder. Sempatik sinir sistemi sizi uyarabilir, sizi bastırabilir ama parasempatik sizi rahatlatır, kalbinizi rahatlatır, bedeninizi rahatlatır ve tamamen rahatlamış hisseder ve Annenizin kucağında uyursunuz ama uyuyamayan pek çok kişi vardır çünkü onlar ulaşmaları gereken bir şeyler hakkında düşünürler. Eğer uyuyamıyorsanız, o zaman bir şeyler sizde yanlıştır ve siz uyuyamadığınız zaman Bende uyuyamam. Kolektif olarak olan ne varsa, Benim üzerimde de bu çalışır.  Yaptığınız yanlış herhangi bir şey, Benim üzerimde çalışır, özellikle kolektif olarak. Yani uyuyamazsınız çünkü değeri olmayan bir şeyleri düşünüyorsunuz. Sahaja Yogada bunun üstesinden gelmek için, düşüncesiz farkındalığa girmemiz gerektiğini biliyoruz. Ama egonuz çalıştığı zaman veya…

[Bu çocuk çok rahatsız ediyor. Onun sürekli etrafta koşturduğunu gördüm. Ona söyleseniz daha iyi olacak. Kimin oğlu o?]

Bakın, Hindistan’da, çocukların kesinlikle sessiz durduklarını görürsünüz. Neden? Çünkü anne, çocuğu eğitme sorumluluğunu üstlenir. Pek çok programımız oldu, çevrede koşturan çocuk gördünüz mü hiç? Dün de onlar burada koşturuyorlardı.  Bunun  nedeni, annenin çocukların düzgün şekilde büyüdüklerini  görme sorumluluğunu, bir anne olarak almamaları. Çok yaşlı olsanız bile, Benim bunu size söylemem gerek. Sizin için, toplumunuz için neyin iyi olduğunu bilen, yeni bir nesil geldi. Bu yeni nesil de, eğer siz hala uygun şekilde davranmıyorsanız, anormal şekilde, başkalarını nasıl etkileyebilirsiniz? Yani, Anne sizlere söylemeli.

En ilginç şey, Annenin sizin içinize şunu koymuş olmasıdır: ”Ya Devi sarva bhuteshu Bhranti rupena samshthita”. O sizi yanılgılara sürükler, çünkü bazen çocuklar yüzleşene dek yanılgılarını anlamazlar. Onların düşlerle yüzleşmeleri gerekir. O buna izin verir, O sizin kaybolduğunuzu keşfettiniz bir noktaya kadar, sizin yanlışta ilerlemenize izin verir. Bu çok önemlidir, O oyun oynar, bu onların bahsettikleri Mahamaya kısmıdır ve bizim bu hülyalarda kaybolmamız, her dinde tartışılmıştır. Sahip olduğumuz yanılgılarımız nelerdir? Ego yanılgılarımız vardır. Erkekler için ego, sanki onlar çok güçlülermiş, ne isterlerse yapabilirler ve bunun için cezalandırılmayacaklarmış, şeklindedir. Kadınlar içinde, onlarda aynı şekilde davranırlar. Onlar bunun, hatalı olduğumuzu keşfetmek için Anne’nin bizlere vermis olduğu bir yanılgı olduğunu anlamazlar. Çünkü eğer siz birisine, “Bu yanlış, bunu yapma”, derseniz, onlar hala yeterince olgunlaşmamış oldukları için, yanlış şeyleri yapmaya devam ederler. Bunun üzerine Anne, “Tamam, devam et. Çok hoş, çok güzel. Çok iyi bir şey. Denize mi atlayacaksın? Atla”. Yanılgı içinde olduğunun farkına vardığında, ancak o zaman geri dönebilirsin.

Aksi halde, yani hiç bir problem olmazsa, geri dönemezsin. Pek çoğunuz çok inatçıyız, çok içine kapanığız. Birileri size ne dese de, onu dinlemeyeceksiniz. Her ne yolla sizi akli seviyede ikna etmeye çalışsalarda, ikna olmayacaksınız. Yani bharanti, yanılgı, aklın ötesindedir. Bu aklın ötesindedir. Bazen zor insanlar için çok iyi çalışır. Siz bir Annenin pozisyonunda olduğunuz zaman, doğal olarak çocuğunuzun mahfolmasını istemezsiniz. Anne kendini sorumlu hisseder ve şöyle düşünür, “Onların Divine ile bağlantıları var ve bu bağlantı kopmamalı. Onlar her zaman kutsanmalı ve mutlu olmalılar”. Bütün bunlar bizlerin içindedir, çok küçüklüğümüzden itibaren içimizde bina edilmişlerdir, ama bizler bunu unuttuk, yavaş yavaş bunu kaybetmeye başladık. Belki de şartlanmalar böyle veya belki de ego böyle ve belki de onlar aydınlanmış ruhlar olduklarını unutuyorlar. Ben sizlerle konuşuyorum, yani aydınlamış ruhlarla. Zaten kaybolmuş olan veya Sahaja Yoga ya doğru gelmek için yolda olan insanlarla konuşmuyorum. Ama büyütülme şeklinizden, size çok tatlı bir şekilde sevgi ile, ilgi ile, şefkatle söylenme şeklinden dolayı belki,  ama eğer anlamıyorsanız, o zaman bhranti’ye girersiniz

Örneğin, şu da söylenmiştir: ”Ya Devi sarva bhuteshu Lajja rupena samstitha”. Lajja, nasıl tarif edeceğimi bilmiyorum, bu utangaçlık değildir. Bu bedeniniz için duyduğunuz bir tür utanmadır. Şimdi onların güzellik yarışmaları var. Hindistan’da da güzellik yarışmaları oldu.

[Neden yazıyorsun? Ne yazıyor o? Yazmaya gerek yok, bir teyp kaydı olacak. Tamam mı?]

Lajja rupena samstitha, bedeninizden utanmalısınız demektir. Bu özellikle kadınlar için. Çocuk olarak bunu göreceksiniz, kadınlar çok utangaçtırlar. Küçük kızlara bakın, çok utangaçlar. Utangaçlıkları zamanla kaybolur ama başlarda Benden bile utanırlar. Önüme gelirler, başlarını eğerler. Namaste bile demeyeceklerdir, çok tatlılar. Ve onlar insanların komik kıyafetler giymesini sevmezler.  Bir keresinde torunumu hatırlıyorum, bir dergide, mayolu bir bayan olduğunu gördü. Dedi ki, “Ne yapıyorsun? Giysilerini giysen iyi olur yoksa Büyükannem gelir ve sana kötü vurur”. (Shri Mataji güler)

Bayan bunu söylüyordu ve sonra (sayfayı) açtı ve küçük, ufak bir kilodu olan bir adam kıyafeti gördü. Neden bunu yaptıklarını bilmiyorum ve sonra da o dedi ki, “bu kişi, kesinlikle utanmaz bir adam gibi görünüyor. Şimdi başı derde girecek” dedi ve dergiyi kapattı. Sonra da hizmetçiye, “bunu yak, yak bunu, görmek istemiyorum” dedi. O kadar küçük bir kız, neyin yanlış olduğunu biliyor. Ama bu günlerdeki tarza göre, bizler bedenimizi göstereceğiz ve bazen bütün bu tasarımcıların öleceğini veya iflas edeceklerini hissediyorum, çünkü insanlar bu günlerde böylesine ufakcık kıyafetler giyiyorlar. Hiç bir sanatçı için, işini göstereceği alan yok veya sanatını göstermek için, o sizi nasıl giydirebilir. Japonya’da onlara sordum, nasıl diye, – bu çok eskidendi, şimdi Japonlar Amerikanlaştı ama o zamanlarda, dedim, “bu elbiseleri nasıl giydiniz, bu kimonoları, bu kadar iyi yapılmış, çok pahalı ve giymesi bu kadar zaman alan kimonoları?” Onlar da dediler ki, “bakın, eğer Tanrı güzel bir beden yarattıysa, o zaman bu Onun sanatıdır ve bizlerde onu dekore etmek üzere sanatımızı göstermeliyiz. Yani yaptığımız şey, bedeni dekore etmek üzere sanatımızı yapmaktır”.

Bunu gerçekten sevdim çünkü Hindistan’da da aynı şey var. Eğer bir bayan varsa, bedenini dekore etmek için, bedenine saygı göstermek için, çok sanatsal bir şekilde, çok güzelce yapılmış bir sari giymelidir. Ama bu Amerika’nın etkisi ile ortadan kaybolmuş gibi görünüyor, ki onlar beyinsiz insanlar, kesinlikle beyinsizler, onlardan öğrenilecek hiç bir şey yok. Sadece iki yüz yıllık insanlar ve biz onlar gibi davranmaya başladık, onların ülkesine ne olduğununu, onların ne tür insanlar olduklarını, nasıl yaşadıklarını, fikirlerinin ne olduğunu, yaşamdaki hedeflerinin ne olduğunu bile görmüyoruz,

Her sahte guru, onları sömürdü, çünkü beyinsizler. Eğer beyinleri olsaydı o guruları asla kabul etmezlerdi. Ha, bilgisayarı nasıl çalıştıracaklarına dair ve bir televizyonu nasıl çalıştıracaklarına dair, mekanik şeylerde beyinleri var ama kendi bedenleri söz konusu olduğunda, onu nasıl idare edeceklerini bilmiyorlar. Hindistan’da bir güzellik yarışması oldu ve pek çok duyarlı kişi buna karşı çıktı çünkü bu bedenini satıp para kazanmak gibi. Fahişelikle bunun arasındaki fark nedir? Eğer bedenini satarak para kazanıyorsan, o zaman bu fahişeliktir. Sizler bedeninizi satmamalısınız. Bu Tanrıça’nın size yaptığı şey değil ama iyi giyinmelisiniz, farklı, farklı özel durumlar var, farklı durumlar için o durumun gerektirdiği şekilde giyinmelisiniz.
Geçen gün bir hanıma, hediye olurak, bizim paithani dediğimiz çok güzel bir sari verdim.  Bir kitap için etkinliğimiz oldu, açılış ve bu hanım oraya geldi. Bende ona, “Neden paithani giymedin?” dedim. O da, “Ne, bu bir düğün değil. Bu etkinliğe nasıl paithani giyerim? Bir düğün olması lazım” dedi. Çok tatlı – düğünde giyebilirim. Hepsi bu, bakın, kutlanacak durumlar, yerler. Hindistan’daki gibi, kadınlar tapınağa veya idollere tapınmaya veya herhangi bir şeye gittiklerinde, o zaman onlar Tanrıça ile yüzyüze gelmek için bütün bunları giyerler, nihayetinde.

Düşünün, insanlar program için buraya gelirken ne giyiyorlar, ona ne diyorlar bilmiyorum, ama jüt gibi (hint keneviri), jüt kıyafetler – hippiler gibi, Bana ne olurdu? Ben ansızın ortadan kaybolurdum, size bu kadarını söyleyebilirim. Bu yüzden kişinin bedene saygısının olması gerekir. İşte bu, Onun ilk söylediği şeydir, “Lajja rupena samsthita”.

Diyebilirsiniz ki, nehirde banyo yapan insanlar var, şudur, budur deyip, gerekçeler gösterebilirsiniz ama sizler azizlersiniz! Sizler aydınlanmış ruhlarsınız! Henüz aydınlanma almamış ve yanlış davranan bu insanları görmemelisiniz. Sizler bir aziz ne yapamak zorundaysa, onu yapmalısınız.

Tanrıça’nın sizlere vermis olduğu pek çok kalite var. Bir diğeri, “kshudha rupena samstitha.” O bizlere açlık verendir. Bizler yemeğimizi yemeliyiz. Bu günlerde ince olmanın veya ona siz her ne derseniz, bunun modası var. Ve biliyorsunuz, pek çok hastalık ortaya çıktı. Anorexia, bu şey, şu şey, çünkü kadınlar az yemek istiyorlar.  Yediğiniz şeyleri değiştirebilirsiniz ama sadece bedeninize bakmak yaşamın amacı değildir. Tek önemli şey beden değildir. Önemli olan şey Ruhunuzdur ve Tanrıça size Kundalini’yi verendir. Yükselebileceğiniz bir yöntemi size veren O’dur. Ama sürekli olarak beden için endişe etmeleri, bu Benim anlayamadığım bir şey. Özellikle de, Shakti olan kadınların. Sonra diğer bir nokta, onların bir modayı takip etmeleridir. Moda, deliliktir. Gençken blüzlarımı sadece bu şekilde giyerdim ama Hindistan’da da moda başladı.  Kolların boyunu arttırmaya başladılar sonra kol boyunu kısalttılar ve sonra kimileri buraya kadar gitti. Ben, “Nedir bu saçmalık? Neden parayı böyle ziyan ediyorlar?” diye düşündüm. Özel bir tasarımınız var ve bu geleneksel olarak kabul edilmiş bir tasarım, almanız gereken şey bu. Neden modaya göre kol boylarını uzatmak ve kısaltmak istiyorsunuz?  “Bu moda”. Modayı kim yapıyor? Devi mi? Devi modamı yaptı? Modayı kim yaptı? Sizi aptallaştıran bu aç, hırslı insanlarla, modayı izlemeye çalışıyorsunuz. Örneğin, başınıza yağ sürmenizi söyledim, en azından cumartesileri yeterince yağ kullanın ve sonra başınızı yıkayın, dedim. Ama bunu yapmayacaksınız ve sonra saçlarınızı kaybetmeye başlayacaksınız. Eğer zamanınız yoksa, çok meşgul birisiyseniz anlayabilirim – ama neden? Kendinize bakmanız için gereken bir şeyleri neden yapmayasınız? Yani siz incelmesi için vücudunuza bakacacaksınız, sonra saçlarınızı kaybedeceksiniz, görüşünüz zayıflayacak, dişleriniz düşecek ve çok yakında bir kocakarı olacaksınız. Erkekler de aynılar, bu günlerde erkeklerde güzellik salonuna gidiyorlar, Ben dedim ki, sanırım çok fazla para ile aptallık bir arada. Gerek yok. Eğer iyi ve sağlıklı bir hayat sürerseniz, egsersiz yapmalı ve meditasyon yapmalısınız. Eğer meditasyon yaparsanız, huzurlu olursunuz. Bu huzurla, şaşıracaksınız ki, o kadar çok enerjiniz olacak ki. Çok fazla enerji düşünerek, ziyan ediliyor. Ve ne düşünüyorsun? Eğer birisi, ne düşünüyorsun, diye sorarsanız, “Her şeyi” der. Ama her şey ne demek?  Neden bu kadar çok düşünüyorsunuz?  Düşünmeye ne gerek var?  Bu bir alışkanlık, her şeyi düşünmeye devam etmek bir insan alışkanlığı.

Örneğin, şimdi, burada üç halı var. Eğer bunlara dikkat koyarsanız, Ben sadece onların ne kadar güzel olduklarını görürüm. Ben sadece keyif alacağım – sanatçı ne yaptıysa bundan keyif alacağım, hepsi bu. Kelimeler yok, hiç bir şey. Sadece kendi içinizde keyif almak. Ama eğer başka birisine sorarsanız, “bu iyi değil, şu iyi değil” demeye başlayacaktır. Bunun fiyatı bu kadar, şu fiyat, bu şey, o şey”. Sanatçının neşesi bitti.  Bu neşeye ulaşamazsınız, aradığımız neşeye ulaşamazsınız. Aradığımız şey neşedir ve bunu yapmak için bir yol bulsanız bile buna erişemezsiniz. Çünkü düşünmek bir reaksiyondur, her şeye reaksiyon göstermektir ve bu yaşamı çok sefil bir hale getirir. Düşünen insanın da ve diğerlerinin de yaşamını sefil bir hale getirir. Size bir örnek vereceğim. Yaptığımız her şey, sadece çok fazla yağmur nedeniyle ve bazen de kar nedeniyle problemlerimiz var. Bu yüzden yapılmış hoş bir şeye sahip olmamızın güzel olacağını düşündüm ve bu çok iyi bir şekilde yapıldı, buna sahip olduk.

İtalya’da düşünen insanlar var, Onların çoğu böyle. İşte bu yüzden bu gelişmiyor.  Bunu üç yıl önce uyguladık. Üç yıl boyunca paramızı bankada tuttular, düşünün. Ilk seferinde dediler ki, “Tamam, her şey iyi, bu tamam. Onu alabilirsiniz”. Sonra bu sözde İtalyanların, yetmiş imzası gerekti. Bu İtalyan’lar, sözde… Ve sonra onlar dolaşıp geri  geldiler, aynı insanlar, “hayır, hayır, hayır, bunu bakırla değiştirmelisiniz” dediler. Ben, “Neden?” dedim. “Çünkü bakır estetik olarak çok iyi olacaktır”. Ama bu aptal insanlar bilmiyorlar mı ki, bakır onların şimdi gördükleri ile aynı şekilde görünmeyecek mi? Sadece bir ay sonra, onların rengi aynı olacak. Estetik fikri bu ve şimdi Bende onlara, “Arazinizi istemiyoruz, sizin olsun, bize paramızı geri verin” dedim. Bunun gibi basit bir şeyde. Neden?  Çünkü onların bir komitesi var,  “rejune, bijune, sijune”, var. Bütün bu saçmalıkla mücadele etmelisiniz çünkü onlar çok ciddi şekilde koltuklarında oturuyorlar. “Bizler tartışmak, danışmak, herkese sormak zorundayız ve sonra da şudur, budur”. Ve sonunda ne gelir? Hiç bir şekilde gelişme olmaz. Huzur yok. Belki de, bilemiyorum, belki de onların Bana söylemekten utandıkları bazı el altı anlaşmalara ihtiyaç vardır. Bana anlatmaya utanıyorlar. Ne olduğunu bilmiyorum. ama bir ofisin “Evet” dediği şeye, sonra tekrar geri geldiğinde, “hayır”, demesini hala anlayamıyorum. Üç yıl. Yani söylemeye çalıştığım şey, çok fazla düşünmek egonun işaretidir. Ama hiç bir çözüm bulmazlar, hiç bir türde çözüm bulamazlar. Asla çözümü hedeflemezler. Çünkü onlar sadece tartışıyorlar, münakaşa ediyorlar, düşünüyorlar – çözümleri yok. Sahaja Yogilerin iç gözlem yapmaları önemlidir, iç gözlem – içe doğru. İç gözlem, içe doğru bakmaktır. İçe bakmak, “Neden ben düşünüyorum? Ben ne düşünüyorum? Düşünmeye ne gerek var?”

Nirvichara olacaksınız. Aklınızın sizi aptallaştırmasına izin vermeyin. Bu akıl bir maymun gibidir, size söyleyeyim, o gerçekten de bir maymun gibidir. Ve çalışmaya başladığı zaman sizi bu uçtan diğerine, şu uçtan bu uca zıplatır.  Eğer kimi, sözüm ona sonuçlara ulaşırsanız, eğer buna erişilmemişse de, o zaman siz en sefil kişisiniz demektir. Sadece saçma bir şeyler üzerinde düşünerek, eriyen insanlar gördüm. Ve bu düşünmekten dolayı, global seviyede de bize neyin geldiğini görebilirsiniz.

Aya gitmeye ne gerek var? Açlık çeken, ölen pek çok insan var. Mars’a gitmeye ne gerek var? Oradan ne getirecekler? Çünkü onlar bir alışkanlık geliştirdiler. İlk önce Hindistan’a geldiler, sonra Çin’e gittiler, sonra buna gittiler, sonra şuna gittiler, oturamazlar, yerleşemezler. Evde de oturamazlar.  Özellikle de erkekler. Eğer trenle seyahat ediyorlarsa, tren iki dakikalığına bile dursa, erkekler dışarı çıkarlar. Eşleri endişelenecektir. Tren hareket ederken, onlar yine içeri atlarlar. Bu kaçık bir beyin. Sanırım, bir şey gibi, neden onlar için maymun gibi derler? Çünkü maymunlar bunu yapmayacaklardır. Tek bir yerde kıpırdamadan duramazlar. Meditasyonda, bir yerde oturmalısınız, buradan oraya, oradan buraya zıplamamalısınız. Bu çok zor. Kadınların başka problemleri var. Yemek yaparken meditasyon yaparlar, zamanları yok! Onların arkadaşları var, alışverişe, bir şeyler almaya ve evi her tür çer çöple doldurmaya giderler. Hiç bir şey için zamanları yok.  Çok da macerecılar. İş yapmak isterler, onu isterler, bunu isterler. Meditasyon için zamanları yoktur. Yani durulmak, oturmak çok önemlidir. Kendiniz durulun. Bir keresinde birisi Bana, “Anne, eğer oturursak, çok şişmanlarız” demişti. (Shri Mataji güler)  Tamam, önemli değil ama sizler durulun. Meditasyon yapmamak için her tür bahane vardır. “Evet, ben meditasyon yapıyorum Anne ama biliyorsun, bu modern zamanlarda çok zor. Yaşamlarımızda krizler var, yaşamlarımızda problemler var”. Ama gerçekte şaşarsınız, bir kriz olduğu zaman, deyin ki, Ailemde veya Sahaja Yoga’da, Ben derhal düşüncesiz olurum.  Kendiliğinden düşüncesiz olurum çünkü problem Paramchaitanya tarafından çözülecektir. Paramchaitanya problemi çözecektir, Ben neden düşüneyim ki? Unut gitsin. Bırakın Paramchaitanya halletsin. Eğer siz kendi Paramchaitanya’nıza güvenmezseniz, bunu size faydası olmaz. Size hiç bir çözüm sağlamaz. O zaman da siz, beyninizle döner, döner, döner, döner ve halledersiniz. İşte bu sizin kesinlikle bilmeniz gereken şeydir ki, sizler Tanrısal sevginin her yeri kaplayan gücü ile bağlantıdasınız. Bu aptal olan düşünen sevgi değildir. Gerçek olan sevgidir. Neşe olan sevgidir. Bunların hepsi içinizde bina edilmiştir ve şimdi sizler aydınlanmanızı aldınız, yani kendiniz gelişmek yerine değeri olmayan şeylerin içine atlarsınız. Bu yüzden pek çok Sahaja Yogi kayboldu. Bana geçenlerde yüz kadar Sahaja Yogiyi kaybettiğimiz söylendi çünkü onlar bir şeyler görmeye başlayan başka bir Sahaja Yogiyi izlemeye başladılar. Onlar da görmeyi istediler. Eğer bir şeyler görebiliyorsanız, bu sizin orada olmadığınız anlamına gelir, basit bir şey. Eğer Ben, söyleyin, dağın tepesindeysem, o zaman Ben oradayımdır ama eğer dağdan uzaksam onu görebilirim. Daha fazla şey görebilmek, sizin bundan uzak olduğunuz anlamına gelir. Bu noktayı takip ettiniz mi? Yani süptil olan, sukshma, konum, sizin nerede olduğudur. Yani kendinizi nasıl görebilirsiniz? Sahaja Yogilerin anlamak zorunda oldukları nokta budur. Şunu yapabilen herhangi bir kimse, “Anne, oh hayır, o görebiliyor, o sizin etrafınızdaki auraları gördü, o bu şeyi görebilir”.   Öyleyse, siz nasıl görebilirsiniz? Çünkü siz busunuz, siz göremezsiniz.

Yani bazen çok popüler olan böyle insanlar, Sahaja Yoganın başlarında sizi kontrol etmeye ve aldatmaya çalışırlar ve sonra da siz dışarı atılırsınız. Bu bizim yargılanma dediğimiz şeydir. Geçmeniz gereken elekler ve elekler ve elekler vardır. Şuna veya buna tutkun olduğunuzda, şuna veya buna düştüğünüzde, bütün bunlar adım adım sizin nasıl  oraya nasıl vardığınızdır. Yok oluşunuzun kesin olduğu bir noktaya varıyorsunuz. Çünkü sizler Ruh olmalısınız. Sizler spiritüel bir yaşama yükselmelisiniz. Eğer eylemleriniz aşağıya doğru ise, kim size yardım edebilir?    Bu, sizlere anlattığım gibi, çok entresan bir zamandır, yargı zamanıdır.  Ve bu zamanda bizlerin kendi yargılarımız olduğumuzu konusunda dikkatli olmalıyız. Hiç kimsenin size, şunda catch ediyorsun, bunda catch ediyorsun demesine gerek yoktur. Kendiniz hangi çakraların catch ettiğini hissedebilirsiniz. Kendim, sizin tüm problemlerinizi emmek hususunda ne kadar çabalasamda, sizi yükselir, yükselir ve yükselir halde tutmak için mümkün olan her şeyi yapsam da, hissettiğim şey, bu yardım yöntemi ile sizler çok güçlü olmayacaksınız. Çünkü her zaman, “Anne, benim problemlerimi emecek” diye düşünüyorsunuz. Eğer yüz mektup alsam, onların doksan dokuzu şu sıkıntıdan veya bu sıkıntıdan dolayı acı çeken Sahaja Yogilerden. Hayret ettim, hali hazırda sizlerde bütün bu kaliteler uyandı, onlar sizdeler. Kullanın onları.

Biri diyecektir ki,  “bu adam beni rahatsız ediyor, bu eş beni rahatsız ediyor, koca beni rahatsız ediyor”. Sadece affedin! Sadece affedin! Affetme gücünüz zayıf. Daha fazla, bu azizlerin yazdıklarından daha fazla, sizde gerçeğin gücü var. Gerçeği biliyorsunuz. Tanrıça’ya dua eden bu azizlerden çok daha fazlasını. Eğer siz hangi seviyede oturuyorsanız, aşağıya düşmeyeceğinizi düşünüyorsanız, çok fazla aşağıya inmeyeceğinizi düşünüyorsanız, bilmeniz gereken tek problem, yükselişinizin spiritüel olması gerektiğidir ve zaten bu kaliteler çok iyi dengelenmiş ve içinize konmuştur. Dharma’dan daha fazlası. Dharma belki de, sizin bırakma veya aşağıya düşme gücünüz var ama bu güçler içinizde asla yok edilmedi. Bir keresinde hatırlıyorum, Amerika’ya ilk kez gitmiştim ve bir centilmenle tanıştım. Ertesi gün Bana geldi ve “Anne, ben değiştim, ben değiştim, ben değiştim” dedi. “Ne oldu?” “Bilirsiniz, ben amcamdan nefret ederdim. Asla onunla konuşmak istemezdim, ona çok kızgındım ama bu sefer, düşünün, dün onunla buluştum, gittim ve ona sarıldım ve öptüm ve dedim ki, şimdi seni affettim, seni tamamen affettim, şimdi bu konuda suçlu hissetmiyorum. O bana böyle bakmaya başladı” dedi. Yani Kundalininin uyanışı ile sahip olduğunuz tüm bu güzel kaliteler ortaya çıkacaktır. Ve sonra cömertliğiniz, Ruh tarafından aydınlatılmış güzel varlığınız, dünyaya Sahaja Yoga’nın gerçek olduğunu kanıtlayacaktır.

Dün bize güzel oyunlar sergilendi ama bu sizlerin içinde, “ben aydınlanmamı aldım, şimdi ben buyum” şeklinde, akli bir tatmin olmamalıdır. Hayır, hayır, hayır akli değil. Bu bir konumdur, bir konum ve bu konuma ulaşmalısınız, gerçekten meditasyon yapmalısınız, her gece, her sabah, meditasyon için zaman bulun. Daha fazla meditasyon yaptıkça, bu daha iyi olacaktır.

Kendinizi ikna etmek için veya bırakmak için bahaneler bulunmamalıdır. Her şey önemsizdir. Bu Kali Yuga’da, eğer gerçekten bu dünyayı kurtarmak istiyorsanız, yükselişiniz çok önemlidir. Sanırım bu gün, içinize halihazırda hangi kalitelerin aşılanmış olduğunu, sizler için çok anlaşılır kıldım. Onlar oradalar. Onlar dharmalar değiller, onlar kalitelerdir. Onlar sadece içinizdeler, olan tek şey dikkatinizi bunların tam tersi olan şeylere çevirmiş olmanız, aksi takdirde bütün bu kaliteler zaten sizlerin içine aşılandılar. Zaten oradalar ve sizin dışınızda, hiç bir şey onları yok edemez. Onları yok ettiyseniz, hiç kimse size yardım edemez.

Tanrı hepinizi kutsasın.

H.H. Shri Mataji