Shri Raja Rajeshwari Puja

Hyderabad (India)

Feedback
Share
Upload transcript or translation for this talk

Shri Raja Rajeshwari Puja (Hindi). Hyderabad (Hindistan), 20 Ocak 1994.

Bugün Shri Raja Rajeshwari’nın Pujasını yapacağız. Özellikle Hindistan’ın güneyinde, Devi birçok form içinde tanınır. Bunun nedeni, Adi Shankaracharya gibi birçok Devi bhakta’sının (kendini Tanrıça’ya adanmış olanlar) orada bulunmasıydı ve onlar Shakta Dharma dinini kurdular. Shakta Dharma, Shakti’nin dini (Tanrı’nın gücü) anlamına gelir. Aynı anda iki tür din birden başladı. Ramanujacharya, Vaishnav dinini kurdu ve bu ayrı iki türdeki dini takip ederken, insanlar birbirlerinden ayrıldılar. Gerçekten Vaishnav olan (Vaishnav dinini takip eden) bir kişinin işi Mahalakshmi’dir. Ve birçok formu olan Mahalakshmiji, tüm formları kendi içinde özümser; Dharma gibi, Dharma’yı yerleştirmek ve orta yolda olmak, ne sola ne de sağa gitmeyip merkezde olmak. Bu insanlara Vaishnavalar denilir. Zaman geçtikçe Vaishnava Dharma, Gujarat’da ve diğer yerlerde (Hindistan’ın eyaletlerinde) yayıldı. Kişi Kundalini vasıtasıyla Vaishnav yolundan ilerlediğinde, o zaman siz sonunda Sahasrara’ya ulaşırsınız, ama Sahasrara’da, Brahmarandra’da, burası Sadashiva’nın oturduğu yerdir. Yani Vaishnava Dharma’yı takip ederek, kişi sonunda Shakta Dharma’nın hedefi olan Sadashiva’ya ulaşır. Ama kişi Kundalini’nin gücü olan Kundalini Shakti’nin, orta yoldan geçtiğini anlamalıdır. Peki, o zaman siz bu ikisini nasıl ayırabilirsiniz (Shakta ve Vaishnava Dharma)? Shakti’nin yolu orta (merkezi) yoldur.

İç içe geçmiş olan iki şey ayrılmıştı, bunun nedeni o günlerde Kundalini’nin yükselişinin gerçekleşmemesiydi. Maharashtra’da, Kolhapur’da, Mahalakshmi’nin uyanmış olduğu bir tapınağı vardır. Orada insanlar şarkı söylüyorlar, “Uday uday Ambe.” Amba, Shakti’dir. Kundalini’ye Amba denir. Yani bu Mahalakshmi tapınağında onlar Shakti’nin uyanışı hakkında şarkı söylüyorlar. Bu (bhajanı)neden söylediklerini bilmiyorlar. Böylece Vaishnavalar kendi(evrimlerinin) yolunu hazırlarlar, rotayı, yolu hazırlarlar ve bu yol hazır olduğunda, Kundalini onun içinden yükselir. Aynı şeyi biz Sahaja Yoga’da da yapıyoruz. Hepiniz ellerinizi Bana doğru tuttuğunuz zaman, yedi çakranızın hepsi yavaşça düzelir ve buda sizin bir Vaishnav olmanız anlamına gelir. Siz aşırılardan ayrılıp orta yola gelirsiniz ve çakralarınız düzgün bir şekilde istikrara kavuşur. Çakralarınız düzeltildiğinde ise, ancak o zaman Kundalini uyanır. İşte bu yüzden başlangıçta Vaishnav olur ve daha ise sonra Shakta olursunuz. Yani, onların her ikisi birdir (Vaishnav ve Shakta dini). Ancak güneyde (Hindistan’ın) Devi’nin birçok görünümü bilinir ve bu  (görünümlerinden) Raj Rajeshwari’ye çokça ibadet edilir. Lakshmi, Vaishnav yolundadır, Vishnu yolundadır, O Vishnu’nun karısıdır ve işte bu yüzden de Shaktinin bir görünümü olan Lakshmi’nin bu niteliği anlatılmıştır. Raja Rajeshwari, Kundalini’nin Nabhi’ye gelmesi anlamına gelir. Kundalini Nabhi çakraya ulaştığında Lakshmi formunu kazanır veya kendi üzerinde Lakshmi’nin yansımasını elde eder. Kundalini Nabhi çakraya ulaştığı zaman, Lakshmi formunu alır, Kundalini pek çok türdeki Lakshmi formu, Gruha Lakshmi, Raja Lakshmi vardır.

Birçok Lakshmi vardır, ama Kundalininin Shakti’sini aldığı zaman, Lakshmi bu formları alır. Onlar ancak Kundalini Shakti ile birleşme sayesinde aydınlanırlar. Raj Rajeshwari sadece Kundalini’nin gücü olmasına rağmen, ancak Kundalini Nabhi çakraya ulaştığı zaman bu formu alır. Kundalini’nin kendisi o zaman Raj Rajeshwari olarak bilinir ya da, Adi Shakti’nin Nabhi çakradaki görünümüne Raja Rajeshwari denir, diyebiliriz. Nabhi çakrada Raja Rajeshwari prensibini oturtmuş olan kişi, sol tarafta Gruha Lakshmi ve sağ tarafta da Raj Rajeshwari’yi oturtmuş demektir. Raja Lakshmi’nin en yüksek konumu, Raja Rajeshwari olarak kabul edilir.

Şimdi, Raj Rajeshwari’nin son aşamasında, bir Sahaja Yogi nasıl olmalıdır? Bu aşamada Lakshmi’nin kutsamaları orada olmalıdır. Kundalini uyanışından sonra, kişi Lakshmi’nin kutsamalarını alır. Bu kutsamalar kişiye kesinlikle gelmelidir. Tüm Sahaja Yogiler Lakshmi’nin kutsamalarını alırlar ve bazen bu Lakshmi beklenmedik bir şekilde çok fazla artabilir. Ve artmasa bile, böyle bir adam bir kralın tutumunu kazanır. Sizin tutumunuz böyle olmadıkça (bir kralın tutumu), Kundalini’nin Nabhi’de hala kayıp olduğunu anlamalısınız. Mizaç değişir! Sahaja Yoga’ya geldikten sonra meydana gelen en büyük mucize, kişinin mizacının değişmesi, kişinin doğasının değişmesidir. İçinde Lakshmi’nin görünür olmadığı, yani a-Lakshmi ile dolu bir adam, – bunun anlamı, cimri olan bir sürü zengin insan da vardır. Bu yüzden onlara Lakshmi-pati (Shri Vishnu’nun unvanı, Lakshmi’nin kocası, talihinde para olan) denilemez. Onlarda görünür bir Lakshmi formu yoktur.

Onlar sürekli olarak para için ağlayarak, dilenciler gibi yaşıyorlar. Başkalarına biraz para vermeleri çok zordur. Böyle cimri insanlarda, Kundalini henüz uyanmamıştır. Cimrilikten ölürler. Onlar çok cimridirler ve para hakkında o kadar çok düşünüyorlar ki karaciğeri de tahrip olabilir. Onların yüzleri tam dilenci gibi olacaktır. Yani sadece Lakshmi’ye (maddi refah) ulaşmak Kundalini’nin işi değildir. İçinizde Lakshmi’nin özünü yerleştirmek Kundalini’nin eseridir. Yani Raja Rajeshwari, içinizde yerleşen, oturan Kundalini’nin gücüdür. Lakshmi-pati’in özü Raja Rajeshwaridir. Bu, sizin çok fazla para kazanmanız gerektiği anlamına gelmez, ama bir kralmışsınız gibi cömert bir hale gelmeniz gerektiği anlamına gelir. Raja Rajeshwari, sizin kendinizde bir kralın mizacını geliştirdiğiniz anlamına gelir. Burada krallar bile dilenci gibiler ve onlar cimriler, yalancıdırlar, rüşvet alırlar ve tüm bunları yaparlar. Ama biz burada saf form hakkında konuşuyoruz. Raj Rajeshwari’ye ibadet eden ve buna ulaşan kişinin pek çok kalitesi vardır, onlar belki de bugünkü konuşmada tarif edilemezler. Ancak olan en büyük şey, kişinin Raj Rajeshwari’nin gücü ile beslendiğini bilerek cömertleşmesidir. “Bende asla para sıkıntısı veya başka bir şey olmayacak. Öyleyse neden sadece keyfini çıkarmıyoruz! Başkalarına vererek neden kendimi mutlu etmeyeyim ki?” Eski zamanlarda, krallar memnun olduklarında, yakınlarına en değerli şeyleri verirlerdi. Cömertliği olmayan adamın, hayatının anlamı tam değildir. En önemli şey hiç bir kralın, hiç kimsenin önünde yalvarmamasıdır, asla! Kral fakirleşebilir ve belki de tüm malı mülkü bile kaybolur, ama gidip kimsenin önünde dilenmez.

Ölebilir, ama dilenmez. Yani Sahaja Yogiler bir kralın mizacını geliştirirler. Yaşam tarzları bile kral gibidir. Sahaja Yogi, bu Hare Rama’dan olan bu insanlar gibi yırtık kıyafetler giymez. Onlar Shri Ram ve Shri Krishna’nın adını anarlar ve Krishna’nın kendisi Kubera’dır, ancak Onun Krallığının insanları olarak, bu kişiler  ortalıkta dilenciler gibi dolanırlar. Hiçbir şekilde Krishna’nın özünü bilmiyorlar. Ama Sahaja Yogiler, Paramchaitanya’nın sizin mizacınıza göre şartlarınızı yaratacağını bilmelidir. Sadece sürekli olarak para için ağlayan bir adam, böyle bir durumda olacaktır – her zaman para hesabı yapan ve daha fazla para kazanmakla meşgul olan bir adam. Sahaja Yoga’dan para kazanmak isteyen insanlar bile var. Bu insanlar tamamen kayıp vakalar! Hiç kimse onlardan daha kötü değildir.

Kral Ekber, bir keresinde Birbal’a (bakanına) “En ezik insanlar kimlerdir?” dedi. Bakan da, “onlar Tanrı’nın tapınağında dilenen insanlar” dedi. Tanrı burada otururken, sen neden insanlardan dileniyorsun ki? Benzer şekilde, Sahaja Yoga’da da böyle insanlar var – sayıca çok azlar, ama bazıları var – bir şekilde onlar Sahaja Yoga’dan para kazanmalarının gerektiğini düşünüyorlar. Birisi Bana Ganapatipule’de Sahaja Yogilerin bazı şeyler getirdiğini ve onları sattığını söyledi. Benim iznimi alıp, bir şeyler satan bir kişi vardı ve ne kadar kar ettiyse, bunu Sahaja Yoga’ya verdi ama bu bile yapılmamalıdır. Ama onlar insanların sari ve benzeri şeyler almasının uygun olduğunu söylüyorlar. Ama Sahaja Yoga’da içinde sadece para kazanmak isteyen böyle bir kişi, Sahaja Yogi olarak adlandırılmaya layık değildir. Raja Rajeshwari’nin gücünü onun vasıtasıyla anlayamazsınız. Bir adamın parası olsun ya da olmasın, Raja Rajeshwari gücüyle onun korkusu yoktur.

“Benim bunda bir eksiğim var” gibi herhangi bir yoksunluk hissi yoktur. “Ben tam olarak tamamım. Başka ne yapmalıyım? Benim başka neye ihtiyacım var? Neden korkmalıyım ki? Her nerede olursam olayım, bende bolluk olacaktır. Orada her şeye ulaşabilirim.” Ve böyle bir adam, hayatını çok görkemli bir şekilde yaşar. Onun mizacı çok muhteşem ve harika olan bir insan gibidir. O almaktan değil sadece vermekten hoşlanır. Bir kişi zenginse, o zaman sadece kendisi için zengindir ve eğer bir kişi fakirse de, o zamanda sadece kendisi için fakirdir. Fakat bir Sahaja Yogi için, bir kişinin zengin ya da fakir olması önemli değildir, o kişiye yardım etmeye tamamen hazır olacaktır. Sahaja Yoga’da, asahaj insanlar için çok şey yapan insanlar da var, ama fakir bir Sahaja Yogi gelirse, onlar oturması için ona bir sandalye bile vermiyorlar. Yani insanların dıştaki gösterişlerine bakarak, birçok insan onlara çok önem veriyor. “O çok büyük biri”, “Onun bir sürü arabası var” veya “o çok ünlü bir aktör” veya “ünlü bir doktor”, “mimar”, “çok büyük bir adam”. Bu unvanlar çok dışa dönük şeyler ve onlar bunlara önem veriyorlar. Ama eğer bir kişi şöyle düşünürse, “Güç bu adam sayesinde akıyor, bu güçlü vibrasyonlar onun sayesinde akıyor. Bu büyük azizde kim? “Böyle bir insanın kral gibi bir mizacı vardır diyebiliriz. Ülkemizde böyle birçok insan var.

Bizde Shivaji Maharaj’ın özel bir örneği var. O büyük bir aziz, aydınlanmış bir ruh ve çok ideal bir insandı, ama onun azizlere karşı gösterdiği davranış, son derece güzel ve kibardı. Bir keresinde onun gurusu Shri Ramdas geldi ve Shivaji’yi çağırdı. Shivaji Maharaj bir mektup yazdı ve çantasına koydu. Bu mektupta “Guru, Ey benim Guru’m, bütün gücümü, krallığımı, her şey, size veriyorum”, diye yazdı. Bu mektubu okuduktan sonra Guru Ramdas güldü ve “Oğlum, ben bir çileciyim. Senin krallığınla ben ne yapacağım? Kral sensin ve senin görevin bu (krallığı yönetmek). Ama evet, eğer düşünürsen, sen bu krallığı bhakti ile yönetmelisin, o zaman sen oranın bayrağını, üçgen şekilde ve benim kıyafetimle aynı renkte yapabilirsin. Bu bayrakla insanlar senin orayı azizvari bir tavırla yönettiğinizi anlayacaklardır. Sen kralsın, ama hala bu gerçeğin bilincine sahip değilsin.” Kral olmalarıyla övünen ve çılgınca “Ben buyum” demeye devam eden insanlar, onlar aslında öyle değildirler. Ve (kral) olanlar ise bunu asla söylemezler. Böyle olan birçok insan göreceksiniz. Bir keresinde Londra’da seyahat ediyordum. Biraz uzakta oturup Benimle konuşmaya başlayan bir beyefendi vardı. (Erkekler) genelde kadınlarla konuşmazlar, onlar kendi aralarında konuşurlar. Ama o Bana Hindistan hakkında pek çok şey sordu. “Bu nasıl? Şu nasıl?” Bunun üzerine Ben de ona “Hindistan’a gittiniz mi?” diye sordum. “Evet, yıllarca Hindistan’da kaldım” dedi. Ve kim olduğu hakkında kendisi, hiçbir şey söylemedi. Sonra gemiden indi, çıktı gitti ve Ben de oradan ayrıldım. Daha sonra bir gün kocamla seyahat ediyordum ve trende onunla tekrar karşılaştık. Bunun üzerine Hindistan üzerine konuşmak için bizi evine davet etti.

Oraya vardığımızda kendisinin çok büyük bir evi olduğunu gördük. Kendisinin Hindistan’ın genel valisi olduğunu öğrendik! Ama bunu kendisi asla söylemedi! Genel vali olduğunu bile bilmiyorduk. Daha önceleri insanlar vali ile görüşemezdiler bile. Ve bizimle o kadar alçakgönüllü bir şekilde konuştu ki, “Eğer herhangi bir probleminiz olursa, bana haber verin” dedi. Bir bayan olarak, “bu bey Bana neden bu kadar önem veriyor ki?” diye düşünüyordum. Kendisi Bana “Siz herhangi bir sorunla karşılaşıyor musunuz? Buradaki insanlar biraz inatçılar, onların bütün bu türden konuşmaları! Onlar Hintliler gibi değiller. Dharmik değiller”, dedi. Bütün bu tür konuşmalar. Ama asla kendisinin genel vali olduğunu söylemedi! Hintlilere karşı çok saygılıydı. Onlar hakkında çok sevgi dolu konuşuyordu. Bizim ülkemizde, eğer birileri bakan yardımcısıysa, bu bile onu çıldırtır. Bazı insanlar bakanla görüşmeye gittiği sırada, orada çok bağıran bir adamın olduğuna dair bir hikâye var. Ona “neden bu kadar kızgınsın?” diye sordular. “Bilmiyor musun? Ben P.A. yım (Hintçe sarhoşum)” dedi. İnsanların biraz bile olsa, zihinleri hasar görür ve bu bir kralın işareti değildir. Bir kralın ilk niteliği, onun son derece kibar olmasıdır. Kibir bir insanda oluşur çünkü o “Ben çok zenginim. Ben herkesi azarlayabilir, herkese bağırabilirim” diye düşünür. Ya da o kişi eğer çok eğitimli, yüksek bir konuma sahipse veya önemli bir babanın oğluysa, daha da kibirli olur. Onunla konuşamazsınız bile! Kocamın ofisindekiler gibi sıradan adamların bile, telefona terbiyesizce cevap verdiklerini gördüm. Bir keresinde Bana “telefondaki kim?” diye sordu ve konuştuğu kişinin Ben olduğumu fark etti. Çok korkmuştu! Ona “Başlangıçta sen neden bu kadar terbiyesizce konuştun?” dedim. “Sör’e bunu söylemeyin. Lütfen beni affedin!” dedi. “Neden ona söyleyeyim ki? Ama sen neden ilk başta Benimle böyle konuştun?” dedim.

Yarı dolu olan bir kaptan su her zaman dökülür. Tam olan bir kişi, son derece kibar ve basittir. Bunu anlayacaksınız. Siz tam olana dek, sahte bir egoya, sahte bir öfkeye sahip olacak ve garip türden bir kişilik kazanacaksınız, bu durumda adınızı duyan herkes kaçıp gider! Bir türde olanlar, dilenciler gibidir. Geldiklerinde, siz onların bir şey istemeye geldiklerini bilirsiniz. “Benim başıma bu geldi, babama, anneme. Param yok. Bunu istiyorum”. Her zaman bir dilenci gibidir! Ve başka bir tip ise her zaman bağırır.

Yani bizler ilk önce Vaishnav olmalıyız, merkeze gelmeliyiz. Raja Rajeshwari’nin gücünü sadece merkeze gelerek kazanabilirsiniz. Aksi takdirde bu sizin içinizde çalışmaz! Plastik bir bitkinin sulanmasının bir anlamının olmaması gibi. Benzer şekilde, bu insanlarda bir tür sahte bir gösteri var. Geçenlerde Londra’dan (Hindistan’a)geliyordum. Yanımda bir bayan vardı. Bir sürü elmas takıyordu, kulaklarında, burnunda, ellerinde, her yerde. “Ben sade yaşamaya ve yüksek düşünmeye inanıyorum. Sade bir şekilde yaşa ve yüksek düşüncelere sahip ol”, dedi. Ben de “İyi, çok iyi, lütfen oturun”, dedim. “Ben bu tür renkli kıyafetler giymiyorum. Bu yüzden de çok sadeyim”, dedi. “Çok iyi!” dedim. Hindistan’a varmadan önce Bana geldi, “Bir sorunum var. Lütfen bana yardım edin. Gümrük memurları Size çok saygı duyuyorlar ve ben çok pahalı mücevherler takıyorum, bu yüzden lütfen beni gümrükten geçirin” dedi. Ben de, “Siz sade bir yaşama inanıyorsunuz. Öyleyse gümrüktekilere neden sade yaşamaya inandığınızı anlatmıyorsunuz? Onlar da sizi geçireceklerdir, bu kadar basit!” dedim. Benim yanımda geldi. Gümrükçüler Bana ve ona da namaskar yaptılar ve oda geçip gitti.

Bir adamda olan diğer bir şey ise açgözlülüktür. Açgözlülük çok pis ve kötü bir şeydir. Çok düşük insanlar başkalarına ait şeyler için açgözlülük yaparlar. Birinin evinden gelir gelmez, ” onların evinde olan şeyi haydi bizde alalım” diye başlarlar. Bu şeyi getir, sonra başka bir şey getir. Bunun sonu yoktur! Ve açgözlülük devam ediyor. Bu açgözlülüğün panzehiri nedir? Panzehir, bir şeye sahip olmanın baş ağrısının ne olduğunu bilmektir. Mesela burada güzel bir halı var ve ben onun için açgözlülük etmeye başlıyorum, “Bu halıyı almak istiyorum”. Halıyı çalabilirim bile ve eğer onu çalmazsam, sürekli olarak kafamda düşünceler olacaktır, “Bu halı nereden geldi? Ne zaman geldi?” ve bunun gibi şeyler. Yani Puja bir tarafa ve eğer halı getirilir ve buraya serilirse, “Ah, bu halı kirlenecek. Bu ona olacak” vb. Eğer siz bu halının size ait olmadığını anlarsanız, bu daha iyidir. “Halı başka birine ait. Tanrım koru beni!” Hepsi bu kadar. Artık sıkıntı yok! “Eğer halı başka birine aitse, o zaman neden başımı ağrıtayım, onu sigortalat, bunu yap, bankaya git. Bunu neden yapayım ki? Halı bana ait değil. Bırak onu gitsin. Onu almayı istiyor musun? Al o zaman. Daha fazlasını ister misin? Daha fazlası var. Çok iyi!” Açgözlülük çılgınlığı bu şekilde tamamen yok edilir. Ve bu Sahaja Yogiler için çok büyük bir problem çünkü bir tarafta onlar Sahaja Yogiler, diğer taraftansa, onların ayakları açgözlülük denen bir timsahın ağzında. Peki, tekneye nasıl binecekler? Ayakları orada sıkışmış. Eğer bir şey için açgözlülük yaparsak, Raja Rajeshwari’nin bizi terk ettiğini anlamalıyız. Ve Raj Rajeshwari mizaçları olanlar, küçük şeylerin bile tadını çıkarmaya başlarlar! Onlar asla hiçbir şeyin yokluğunu çekmezler.

Bir keresinde Palitana’ya gittim. İki buçuk saatlik bir tırmanış yolculuğu. Orada, mermer olarak adlandırdığımız sangamarmar’dan yapılmış bir tapınak vardı. Yani yanımdaki herkes yere serildi. Ben yukarıda ne olduğunu görünce, “Yukarıya bakın. Çok sayıda fil oyulmuş ve hepsinin kuyrukları farklı bir şekilde yapılmış”, dedim. Onlar ise, “Anne, çok yorgunuz. Siz fillerin kuyruklarını nasıl görebiliyorsunuz?” dediler. “Oraya bakın. Onlara bakmıyorsunuz” dedim. Onlar “yorulmadınız mı?” dediler. Bende “Hayır, bu sanatı gördükten sonra tüm yorgunluğum uçup gitti!” dedim. Yani küçük, küçük şeylerin tadını çıkarmaya başlıyoruz, onlardan zevk almaya başlıyor ve memnuniyeti hissediyoruz. Shri Ram, Shabri’nin meyvelerini yedikten sonra bundan çok memnun kaldı. Bu şeyi anlamaya başladığınızda, o zaman siz Raj Rajeshwari’nin gücünden beslendiğinizi söyleyebilirsiniz. Eğer birisi size sevgiyle küçük bir şey verirse, sevgiyle verilen tembul fındığı gibi küçük bir şey bile, Ben genelde tembul fındığını yemem bile, ama o kişiyi mutlu etmek için mutlaka yerim. O Benim tembul fındığını yemediğimi bilmiyor. Bu şu anlama gelir, bu dünyadaki herhangi bir nesne için, eğer içine koyarsanız örneğin camın, eğer içine cıva koyarsanız, şeffaf olan herhangi sıradan bir camın içine cıva koyarsanız, o zaman cam kendi yansımanızı görebileceğiniz bir ayna haline gelir. Herhangi bir nesneye, eğer sevgi eklerseniz o nesne çok güzel olur. O zaman da siz onu birisine vermek istersiniz. Pazara gittiğinizde, “Evet, bu şey o adam için iyi olur, bu şey şu bayan için iyi olur” şeklinde hissedeceksiniz.

Sizin için iyi olan ne, bu düşüncenin bile aklınıza gelmemesi gerekir. Bu düşünce gelirse, “ben ne istiyorum? Ben neyi seviyorum?”, Bitti! Bu, Her Yeri Kaplayan Gücün henüz sizin içinizde olmadığı anlamına gelir. Eğer Her yeri Kaplayan Güç sizin içinize gelirse, o zaman çok bilge olacak ve herkesin neye ihtiyacı olduğunu bileceksiniz. Eğer bir yere gider ve çok güzel bir lamba olduğunu görürseniz, “Evet, onların evinde kaldım ve onlarda bu lamba yok. Bu yüzden onlar için bunu almalıyım”, dersiniz.  Kendi ihtiyaçlarınız ortadan kalktığında, herkesin ihtiyaçlarını anlamaya başlarsınız. Herkesin sorunlarını hatırlarsınız. Birisi hasta, birisinin bir şeye ihtiyacı var, birisinin kayıt cihazı yok ve o Benim konuşmamı dinlemek istiyor. Bütün bunları bilirsiniz. Ve bu şeyi ona verdiğinizde, “Anne, buna ihtiyacım olduğunu Siz nasıl bildiniz?” derler. Ne demek istiyorsunuz? Ben bunun nasıl olduğunu bilmiyorum. Sevgiye işte bu yüzden bilgi denir. Bilgi sadece saf sevgidir, çünkü herhangi biri için saf sevgi duyduğunuzda, ona dair tüm bilgiye sahipsinizdir ve bu olur. O Mahamaya olsa bile, bilebilirsiniz, ama siz saf sevgine sahip olmak zorundasınız. Saf sevgi size tüm bilgiyi verir – her türlü bilgiyi, her tür.

Örneğin, eğer bir şeye saf sevgi ile bakarsanız, Madras’ta olduğu gibi, Ben çok fazla yoksulluk ve ıstırap gördüm. Bu düşünce aklımda belirdi, bu sıcakta küçük küçük çocuklar, yaşlı insanlar var, herkes ayakta duruyor ve uzun süre otobüs bekliyorlar ve Ben etrafta dolanan güzel bir arabanın içinde oturuyorum. Bunun üzerine üzülmeye başladım. “Bunun için ne yapmalıyım?” “Neden özel bir ulaşım ayarlamıyorlar ki? En azından çektikleri sefaletin bir kısmı azalır” dedim. Ve Aklımda kalan şey bu, bir şekilde bu ulaşımın organize edilmesi gerektiğiydi. Aydınlanma aldığınızda, o zaman bütün dünya kardeşliğine bağlanırsınız. Bu Shri Raja Rajeshwari’nin öyle büyük bir işidir ki, siz herkesi düşünebilirsiniz! Bir kralın kraliçesi gibi, o halkının sorunlarıyla ilgilenir ve onların sorunlarını çözer. Oturup kaç tane mücevherinin olduğunu, kaç tane elmasının olduğunu saymayacaktır. “Krallığımda kaç kişi acı çekiyor? Onların hangi küçük şeylere dahi ihtiyacı var?” Benzer şekilde, sizin mizacınız da böyle olur. Daha yüksek bir seviyeye yükselene kadar, siz Vishwa Nirmal Dharma’nın bir ibadet edeni nasıl olabilirsiniz? Vishwa Nirmal Dharma, “Ben Hindu’yum, Müslüman’ım ya da Hıristiyan’ım” gibi dışsal bir şey değildir. Bu böyle değildir. Bu içsel bir ışıktır ve bu ışıkta bir insan çok görkemli bir kişiliğe sahiptir. “Ben ne alıyorum? Ben neyi başardım?” diye düşünmez. O sadece “ben başkaları için ne yapabilirim? Ben çok az şey yaptım. Ah Anne! Sadece insanlara aydınlanma verebildim. Daha fazla bir şey yapamadım!” Kişi böyle düşünmeye başladığında, Raja Rajeshwari’nin gücünün içinde taştığını anlamalıdır.

Bu parlıyor. “Sen ne yapıyorsun? Senin çok fazla gücün var. Neden sen bunu başkalarına vermiyorsun?” diye düşünerek rahatsız oluyor. Bu parayla ya da başka herhangi bir şeyle ölçülemez. Bugünkü gibi geç kalmıştım. Rusya’dan gelen bir telefon araması vardı, bu yüzden gecikmiştim. Yolda onlara, “Herkes nerede oturuyor?” diye sordum. “Açıkta” dediler. Ben de, “Onlar için gölgelik koydunuz mu?” dedim. Bilmiyorlardı. “Anne, bir tente olmayabilir, ama serin bir esinti var!” dediler. “Ama orada bir tente olmalı. Başkalarının üstünde yokken, sadece Benim üstümde tente olmasını istemem” dedim. Onlar, “sadece sizin üzerinizde tente var” dediler. “Bu doğru değil”, dedim. Nihayetinde orada hepsinin üzerinde bir tente olduğunu görünce çok mutlu oldum. Benzer şekilde, Chinddwara’da hava çok sıcaktı ve herkes açıkta oturuyordu. Sürekli olarak bu olandan dolayı endişelendim ve herkes “Anne, biz içimizde soğuk hissediyorduk” diyorlardı. Çok sıcakta oturmalarına rağmen soğuk hissediyorlardı! Raja Rajeshwari’nin bu gücü herkes için her yerde hayırlıdır. Hayırdan çok daha fazlasıdır, herkes dinlenir, bu herkese mutluluk ve sevinç verir. Ve siz bu aynı güce kendi içinizde sahipsiniz. Eğer isterseniz, bunu çok yüksek bir seviyeye çıkartabilirsiniz. Sadece bir paisa (rupinin yüzde biri)ile başarılabilecek işler, rupi ile başarılamaz. Ama verme gücü muhteşem olmalıdır. Shri Krishna’nın Vidura’nın evine gittiğini ve onunla birlikte yemek yediğini ve Duryodhana’nın nefis yiyeceklerini yemediğini tekrar söyleyeceğim. Bunda çok önemli bir mesaj var ve mesaj şudur, eğer bir şey sevgiyle doluysa, siz onun değerini ölçemezsiniz.

Bu yüzden Vaishnavaların ilk önce kendi Lakshmi çakralarını temizlemeleri gerekiyor. “Her şeyden önce benim hiç bir şeye ihtiyacım yok. Başkalarının ihtiyaçları var, ben işte bu yüzden Sahaja Yoga’ya geldim.” Böyle düşüncelerle gelmelisiniz. Şaşıracaksınız, dün, programdan sonra birçok insan geldi ve Ben çok mutluydum. Ama aniden sağ kalbim catch etti. Burada sağ kalbin neden bu kadar çok catch ettiğini anlamadım. Bu daha önce hiç olmadı. Sonra bu güç bir işaret verdi. O zaman Ben onlara sordum, “burada Gruha Lakshminin (ev hanımı) durumu nedir? İnsanlar Gruha Lakshmi’ye  karşı Haydarabad’da nasıl davranıyorlar?” Bunun üzerine onlara çok kötü davranıldığını öğrendim. Onlara hiç saygı gösterilmiyor ve onlar sürekli olarak azarlıyorlar. Annelerine saygı duyuyorlar ama eşlerine hiç saygı duymuyorlar. ” Müslümanlığın buradaki etkisi bu” dediler. Bilmiyorsunuz, Müslümanlar bile, Kuran’da kadınlara saygı duymaktan ne kadar çok bahsedildi ama onlar bunu yapmıyorlar. Bu bir aptallık! Kadınlara saygı orada (Kuran’da) yazılmıştır, ama hiçbir yerde bu yoktur. Sonra anladım. Kadınlara ibadet edildikleri yerde Devta’lar (Deity)ikamet eder. Ev kadınlarına saygı gösterilmeyen yerde Devta’lar asla hüküm sürmezler. Tabii ki, temel fikir şudur: Eğer siz karınıza tamamen saygı gösterirseniz, o zaman çocuklar da size ve kendilerine saygı duyacaktır. Bu doğru. Fakat kadının kendisi ibadet edilmeye layık değilse ve kadın ibadet edilmeye layık olmayan şeyler yaparsa, o zamanda kadın düzeltilmek zorundadır. Ama eğer o kişi iyi bir kadınsa, evin çocuklarına bakıyor ve sevgiyle hane halkı ile ilgilenirse, bu tür bir kadına sadece evde değil, toplumda da saygı gösterilmelidir.

Ama düşünün, sağ kalbim tamamen catch etti ve bir buçuk saat boyunca acı çektim. Eşlerinize çektirdiğiniz bütün bu ıstıraplar, tüm bu ıstırap Benim içime geldi! Şimdi, bir kadının kendi aklıyla Sahaja Yoga’yı çok iyi şekilde anlayamaması mümkündür ama o kalbi ile anlar. Bir kadın kalbi ile bir şeyleri anlar ve bir adam ise aklıyla anlar. Ancak birisinin kalbiyle anlaması çok büyük bir şeydir ve kadınlar her zaman Shakti’nin bir formu olarak kabul edilirler. Bir kadının saygı görmediği bir evde, hiçbir şey düzgün çalışmayacaktır. Bunun nedeni şudur, eğer kadın sadece güçse – örneğin, bunun gücü (mikrofon) yoksa o zaman Benim konuşmamın ne faydası var? Bu büyük şey burada tutulur, ama eğer elektriği yoksa işe yaramaz. Eğer evin kadınına böyle baskı yaparsanız ve ona saygı duyulmazsa, güç sizin içinizde çalışamaz. Bu çok büyük bir hatadır. Nedenini bilmiyorum, bu daha önce hiç olmadı ama dün, programdan sonra, sağ kalp çok kötü bir şekilde tamamen catch etti. Bunların daha çok Kuzey Hindistan’da olduğunu düşünürdüm, ama Güney Hindistan’da bunun daha fazla olduğunu görüyorum. Kuzey Hindistanlılar bunu çok fazla yapmıyorlar. Eğer Hintlilerin bir eksikliği varsa, oda kadınların gücüne saygı göstermemeleridir, sadece budur. En büyük eksiklik! Bir taraftan Tanrıça’ya ibadet edecekler, Onu masum Tanrıça olarak tanıyacaklar, Onu her türlü formu içinde tanıyacaklar, ama Gruha Lakshmi olarak Onu tanımayacaklar. Bu yüzden bugün açıkça söylemek isterim ki, eğer sizler Sahaja Yogilerseniz, o zaman kadınlarınıza karşı saygınızı muhafaza edin. Onların açıkça azarladıklarını duydum. O zamanda açıkça size hakaret edilecektir. Bir erkeğin herhangi bir sebepten ötürü bir kadına hakaret etme hakkı yoktur. Sanırım bu şey düzelebilirse, Raja Rajeshwari’nin güçleri kesinlikle aktive edilecektir. Karı ve kocanın, bir arabanın biri solda diğeri ise sağda bulunan iki tekerleği olduğunu tamamen anlamalısınız.

Soldaki sağa, sağdaki sola gelemez. Her ikisi de kendi yerlerini korumalıdır. Her ikisi de benzerdir ama yerleri farklıdır. Bu da, hiçbir yerin daha yüksek veya daha düşük olmadığı anlamına gelir. Eğer bir tekerlek alçalırsa, araba ileri doğru hareket etmez. Tek bir yerde dönmeye devam edecektir. Çocuklar da bunları sizden öğreniyor. Eğer çocuklar annelerine saygı gösteremezlerse, bu dünyada ne yapabilirler? Bana nasıl saygı duyabilirler? Bu yüzden herkesten bir isteğim var, bugünden itibaren artık evinizde kadınlara hakaret etmeyin. Onları hiçbir şekilde daha küçük göstermeyin. Onların gücü sizin için çok önemlidir. Benzer şekilde, kadınlar da Sahaj’da daha derine inmeli ve güçlerini almalı, güçlerine ulaşmalıdır.

Bugün, Puja için birçok insan geldi. Hindistan’ın tamamından gelmişler. Bu kadarını beklemiyordum. Şimdi Sahaja Yoga gerçekten çok entegre oluyor ve işler bol miktarda sevgi ile oluyor. Her yerde, nereye bakarsam bakayım Sahaja Yoga büyük bir hızla yayılıyor gibi görünüyor. Ama bir şeyi, ne kadar derine gittiğimizi anlamalıyız. Bu çok önemlidir. Sayı artıyor, ama nicelik olarak büyük olmanın bir avantajı yok. Sahaja Yoga’nın değerleri içinizde oluşuncaya kadar, kaliteye ulaşılamaz. Eğer siz Raja Rajeshwari’ye saygı duyuyorsanız, o zaman O’nun güçleri içinizde artar. Onun tezahürü içinizde olmalıdır. Eğer değilse, o zaman bu da tamam. Bir giysiyi çıkardınız ve bir diğerini giydiniz. Bunun hepsi dışsaldır. İçeride hiçbir şey olmadı. Bu doğuştan gelen bir güçtür ve davranışınızda, konuşmanızda, her şeyde görünür olmalıdır.

Hepinize sınırsız kutsamalar.