Guru Puja: Aklınızı ve Dikkatinizi izleyin

Campus, Cabella Ligure (Italy)

Feedback
Share
Upload transcript or translation for this talk

Guru Puja Konuşması, Aklınızı ve Dikkatinizi izleyin, Cabella, İtalya, 16.07.1995

Bugün çok önemli bir Guru Puja çünkü Guru Puja’da yirmi beş yılı tamamladık.

(Hintçe: “Lütfen vantilatörü döner bir şekilde yerleştirin”.)

Ayrıca, gerçekten çok büyük hale gelen bu kadar çok Sahaja Yogiyi görmekte son derece güzel. Bu, Sahaja Yoganın ne olduğunu anlama meselesidir. Bu çok eşsiz bir keşif, şimdi şunu hissediyorum ki, Gerçeği arayan insanlar onu bulmuşlar ve onu şimdi kesinlikle kendi merkezi sinir sistemleri üzerinde almışlardır. Evet, bazı yerlerde bunun nasıl olduğunu, nasıl işlediğini ve bu geçen yirmi beş yılda Sahaja Yoga’daki bu genişlemeyi nasıl başardığımızı açıklamak zor. Hissettiğim esas şey, ağaç büyüdükçe köklerinin çok daha derin bir şekilde büyümesi gerektiğini ve bunların yayılması gerektiğini hepinizin bilmesi gerekliliğidir. Bu olmazsa, ağaç sadece Toprak Ana tarafından idame ettirilemez. Yani kökler kendi hayatınızda, kendi kalbinizdedir. Kendi kendimizin gurusu olduğumuzu söylediğimiz zaman, iç gözlemimizle gerçekte şunu bulmaya çalışmalıyız: Biz gurumuz muyuz, yoksa değil miyiz? Çünkü bundan önce, sizin zihniniz bir taraftaydı, kalbiniz başka bir taraftaydı ve dikkatiniz ise başka bir boyuttaydı. Yani bu üç şey, içinizde bir kafa karışıklığı yaratıyordu. Eğer siz, bir insanı anlarsanız, bu üç şeyin bir insanda ayrı ayrı nasıl hareket ettiğini görünce şaşıracaksınız, bazen de savaşırlar. Birincisi, aklınız ve zihninizdir. İkincisi, kalbiniz, hisleriniz, duygularınızdır. Ve üçüncüsü de dikkatinizdir.

Bu modern zamanlarda, bu kafa karışıklığı en kötüsüdür çünkü dikkatiniz her zaman dışarıdadır. Dikkatiniz güzel şeylere, güzel kadınlara, güzel erkeklere veya enerjinizi boşa harcamanın her türlü saçma sapan şekline yönelmiş olabilir. O zaman bu tür bir dikkat, kesinlikle salıverilmiş bir at gibidir. Böyle bir dikkati kontrol edemezsiniz. Ve bu dikkat bir şeyden, bir diğerine çılgınca akar, bu bir moda aynı zamanda. Dikkatin sürekli olarak bir şeyden diğerine kaymasını sağlamak çok popüler bir şey ama bu dikkat Tanrısal olana, Her Şeye Gücü Yetene doğru olmalıdır, sadece ziyan ediliyor. Bu yüzden de dikkat, kendi köklerini büyütmez. İlk olarak, kendiniz hakkında bilgi edinmelisiniz: dikkatiniz nereye gidiyor? Dikkatiniz için endişelenmenize veya ilgi göstermenize neden olan şey nedir? Görüyorsunuz, dikkat çeşitli sorunlardan kaynaklanır ve sizin, kontrol edilmediğiniz bir yerde yetiştirilmienizden dolayı olabilir, bu eğitiminiz olabilir, içinde yaşadığınız atmosfer olabilir, kendi egonuz veya şartlanmanız olabilir.

(Hintçe: “Su biraz fazla soğuk olabilir, işte bu yüzden. Nedir bu, çay mı? Sıcak mı? Buraya koyun, içeceğim. Bu iyi.”)

Yani, dikkat tüm bu dışsal enerjiler veya negatif güçler tarafından saldırıya uğruyor ve tıpkı okyanusa doğru akan bir nehrin, çorak bir yerde kaybolması gibi dolaşıklaşıyor. Aynı şekilde, Tanrısal olana gitmesi gereken bu dikkat, kaybolur,  gözden yok olur. Bu zayıf dikkat sizi Tanrısal olana götüremez. Nihayetinde, bütün bu dikkatin, süregelen bu saçmalıklar tarafından tamamen emildiğini veya boşa harcandığını görürsünüz.

Şanssızlık eseri ya da şans eseri olarak siz bu modern zamanlarda doğdunuz ve bu modern zamanlar, bildiğiniz üzere, çok kaotik bir durumda. Bu kaotik koşullarda neyin doğru neyin yanlış olduğunu bilemezsiniz. Ve dikkatinizi çekebilecek ve dikkatinizin enerjisini azaltabilecek her tür cezbedici şey vardır. Çok sağ kanal insanlar için, bu daha fazla mümkündür. Sol kanal insanlar da çok etkilenebilirler. Bildiğiniz gibi sağ kanal insanlar bir noktaya kadar gider ve aşırı kuru birisi olurlar, dediğim dedik ve saldırgan olurlar. Sol kanal insanlar ise kendi kaprislerine, arzularına ve kendi ayartmaları üzerine çok fazla düşerken, onların bütün dikkatleri saldırganlık üzerindedir. Her iki taraf da, en önemli şey olan dikkatinizi dağıtabilir. En değerli şey sizin dikkatinizdir. Ancak dikkat, zayıf bir zihni veya zayıf bir kalbi olan bir kişi tarafından kontrol edilemez. Şimdi, çok zeki birisini ele aldığınızı varsayalım. Zeki olan kişi, tüm dikkatini, başkalarının dikkatini kendi üzerine çekmeye verir. Nedendir bilmiyorum ama bu bir çeşit paradokstur. Kendisi çok fazla öfke sahibi olan bir kişi, çok tatlı olmaya çalışır, onlar insanlarla sadece iyi ilişkiler içinde olmaya çalışıp, onlara karşı çok iyi olmaya çalışırlar ya da insanlara karşı iyi davranışlar gösteren biri olurlar diyebiliriz, bu sayede onlarda bu kişiye dikkat ederler. Bu çok süptil bir şeydir. Onlar, başkalarının dikkatini çekmek için böyle bir şey yaptıklarının farkında bile değildirler.

Bu modern zamanlarda insanların sırf başkalarının dikkatini çekmek için yaptıkları bir sürü aptalca şeyi işte böyle gördük. Modern zamanlarda ortaya çıkan tuhaflıkların çoğu, sadece aptalca bir şey yapmaktır, böylece insanlar onlara dikkat ederler. Tabii ki, Sahaja Yogiler böyle değiller. Ancak, modern zamanlarda başkalarının dikkatini çekmeye çalışmamak için, nasıl çok dikkatli olmanız gerektiğine işaret ediyorum. Bunun yerine yapmanız gereken şey, çok süptil bir şekilde başkalarına dikkat koymaktır, eğer birisine dikkat koyuyorsanız, o kişinin de size dikkat koyması gerektiği gibi bir beklenti içinde  değil. Bu çok büyük bir mücadeledir, Ben bunu gördüm, Sahaja Yoga’da da, insanların popüler olmak, göze çarpmak, kendilerinin çok büyük kaliteleri olduğunu, diğer insanlardan daha iyi bir şey olduklarını göstermeye çalıştıklarını gördüm. Tanrısal olanla gerçekten bağlantısı olan bir kişi, insanların o kişiye ne şekilde dikkat ettikleri konusunda minimum rahatsızlık duyar ama böyle bir kişinin dikkati otomatik olarak başkaları üzerindedir, bu çok, çok ince, çok süptildir. Böyle bir kişinin dikkatinin sizde olduğunu anlayamazsınız, ama bu işe yarar ve çok güzel çalışır. Şimdi Tanrısallığın krallığına geldiğimizi anlamalıyız. Tanrı’nın Krallığındayız ve bizler Tanrısal insanlarız. Bizler çok güçlü insanlarız ama dikkatimizi dağıtırsak çok, çok zayıf insanlar oluruz.

“Bizler Sahaja Yogileriz”, “başkalarının aydınlanması için çok şey yaptık” veya “biz çok sayıda insana yardım ettik” diye hissetmek kolaydır. Tüm bu bilinç eğer içinizde olursa, o zaman bilin ki hala tam olarak Sahaja Yogi değilsiniz. Ne yaptığınız hususunda hiçbir bilinç olmamalıdır. Bununla övünmeye gerek yok. Reklam yapmaya gerek yok. Her neyseniz, bu zaten herkes tarafından görülebilir ama bu arzu bile gerekli değildir, çünkü siz bunu sadece Ruhunuzun tatminini sağlamak için yapıyorsunuz. Öyleyse, kalbimize geldiğimizde: çok iyi bildiğiniz gibi, kalpte Ruh bulunur. Şimdi bu şey, sizin beyniniz üzerinde çalışması gereken ve böyle çalışabilen kalp olduğu zaman, siz ne olursunuz, bir sevgi ve şefkat kaynağından başka bir şey olmazsınız. Bir kaynak, diyorum. Başkalarına karşı, “ben senin için çok şey yaptım, sen benim için ne yapıyorsun? Bu kadar yoğun şekilde ifade etmem gereken şey nedir? İşte sen buradasın, beni unutuyorsun ve sen benim için hiçbir şey yapmıyorsun?” gibi beyanlarda bulunmazsınız. Yani orada eğer ödül beklentisi varsa, o zaman bilmelisiniz ki, size bu fikirleri veren ve bu şekilde çalışan şey aklınızdır ve şimdi, siz diğer bir kişiye her ne verdiyseniz, dikkatinizi diğer kişinin size verdiği sevginin çokluğuna koyarsınız. Bu çok süptildir. Öyleyse Sahaja Yoga’da, şimdi kendinizi sadece akan bir sevgi kaynağı olarak görmelisiniz. Bunda, sizin şunu ya da bunu verdiğinizi veyahut sizin şu hedefe ulaşmanız gerektiğini ya da bu şey olmanız gerektiğini söylemezsiniz.

Bu bitti şimdi. Siz bir kez kaynak olduğunuzda, o zaman nasıl başka bir şey olabilirsiniz ki? Mesele şu ki, kaynaktan alan kişiler bir tür ödül ya da bir çeşit takdir görmek istiyorlar. Eğer böyle süptil bir şekilde hareket ederseniz, zihniniz çok akıllıdır. Sahaja Yoga’da çok akıllı, zeki insanlarımız var. Ama bu akıl… Çok dikkatli olmalısınız çünkü bu zihin sizi kandırabilir. Öyleyse zihninize sorun, “Neden Sahaja Yogadasın? Senin Sahaja Yoganın amacı nedir?” Yavaş yavaş bu zihin sesini kesecektir. Ve sonra, kendinize şunu sormalısınız, “Şimdi benim arzum nedir? Ne istiyorum? Ne elde etmek istiyorum? Neden Sahaja Yogadayım?” Eğer bu soruyu sorarsanız, bunun sadece çözüldüğünü göreceksiniz, düşüncesiz olacaksınız çünkü artık arzu kalmadı. Hiç hırs kalmadı, rekabet yok. Tüm bu nitelikler beyindedir veya diyebiliriz ki, sizi rekabetçi kılan, burada sizi kıskandıran şey zekâdır. Kıskançlık da, bu rekabetin bir ürünüdür çünkü iki kişi yarıştığında veya birçok kişi yarıştığı ve içinden birisi seçildiğinde, diğerleri kıskanırlar. Demek istediğim, mutlu hissetmek yerine, “Pekâlâ. Yani, birimiz bir şey haline geldi, bu yüzden bu kişi, o olduğu için ben çok mutlu olmalıyım.” Aksine, onlar diğer insanlar kıskançlık duyuyorlar, “Neden o kişi oldu? Kim ki o? Kendisini ne zannediyor?” Sonra daha da ileri giderler.

Siz değil, ama genelde insanlar bunda daha da ileri gidiyorlar ve yaptıkları şeyde, başka birine zarar vermektir. Sahaja Yoga’da da insanlar bazen çok endişeliler ve korkarlar. Endişelenmenize veya korkmanıza gerek yok çünkü şimdi siz bir Sahaja Yogi ve Guru oldunuz. Kimse size dokunamaz. Size dokunmaya çalışan herhangi biri kişi, şu veya bu şekilde sakinleşecektir. Tabii ki Ben böyle bir şey yapmıyorum. Ama daha bugün işittim ki, Türkiye’de Sahaja Yoga aleyhine saçma sapan şeyler yazan iki gazeteci vardı. Yani, ilki bir kaza geçirdi ve öldü. Bunu Ben yapmadım. İkincisinde, iki kişi vardı, yazı işleri müdürü ve müdür yardımcısı, onlar öldürüldüler, biri onların boğazlarını kesti. Tabii ki bunu ben yapmadım. Bazı köktendinciler yapmış olmalı ya da birileri bunu yapmış olmalı. Şimdi, sizi kimin eleştirdiği konusunda endişelenmemize gerek yok, onlar hakkınızda konuşuyorlar çünkü onların insanlar olduklarını bilmelisiniz. Onlar kesinlikle kördürler, bilgelik söz konusu olduğunda olgunlaşmamışlardır. Onların Sahaja Yogayı anlamaları mümkün değildir. Bir noktaya kadar gider ve sonra dururlar. Daha ileri gidemezler çünkü bu sizin varlığınızın erimesidir, dediğim gibi, “damla okyanus olur”. Özellikle kendi kimlikleri ve kendi kişilikleri hakkında pek çok fikri olan Batı’da bu zordur. Şimdi, yine, bizim insanların edepsiz şekilde giyinmesini istemememiz ya da insanların edepsiz bir şekilde davranmalarını istemememiz bir paradokstur. Edep, Sahaja Yoga’nın çok büyük bir kısmıdır.

Yani kişi şunu sorabilir, “Anne, tamamen çözünmemiz gerektiğini söylediğinizde, o zaman neden bu haysiyete sahip olalım ki? Neden haysiyete sahip olmak için endişe etmeliyiz ki?” Bu tamamen mümkündür. Bu soru tamam. Cevap şuna benzer: Farz edelim ki, eğer okyanusa bir damla pislik koyarsınız, o zaman okyanus kirlenebilir. Biraz zehir koyarsanız, tüm okyanus zehirlenebilir. Aynı şekilde, okyanusa, bu Tanrısal güce uygun olmayan şeyler yapılmamalıdır. Aksi takdirde onun tamamını mahvedersiniz. Deneyimlerimiz oldu. Aynı zamanda liderde olan Sahaja Yogilerimiz vardı ve onlar oldukça garip olmaya çalıştılar ve tüm kolektivite bozuldu. İyi olmayan bir kişi, bütün kolektiviteyi bozabilir. Üstelik lider olan kişi, en tepede olan kişi, daha da kötüdür. Öyleyse, bir okyanus damlası haline geldiğinizde, bu okyanusun saf sevgi okyanusu olduğunu anlamak gerekir. Tiksinti, hayal kırıklığı yaratacak bir şey yapmamalısınız, hatta bu bazen okyanusun çok grotesk bir görüntüsünü yaratabilir. Bu yüzden bizler düzgün insanlar olmalıyız, terbiyeli insanlar olmalıyız. Bu bizim herhangi bir şekilde züppe biri gibi olmayı istediğimiz için değildir, bu sizin bedeninize, kendinize saygı göstermek zorunda olduğunuz ve saygın bir kişiliğe sahip olmanız gerektiği anlamına gelir. Buna çok fazla hoşgörü gösterilmesi uygun değildir, ancak bu sizin kendinize saygı duymanız gerektiği şekilde olmalıdır. Bu çok önemlidir.

Eğer kendinize saygı duyamazsanız, içinizdeki Kutsallığa saygı duyamazsınız. Bu, tüm davranışınızda Tanrısallığın bir süslemesi gibidir, giyim kuşamınız herkesin sizin düzgün bir adam olduğunuzu bileceği bir şekilde olmalıdır. Edepsizce şeyler ortaya çıktı ve bu artık gündelik bir moda haline geldi. Ve moda girişimcileri yüzünden bu şeyler birbiri ardına gelmeye devam ediyor ve bizler moda girişimcilerinin elinde oyuncak oluyoruz ama eğer siz hangi elbiseyi giymeniz gerektiğini ve sizin için neyin iyi olduğunu biliyorsanız, her şeyden önce bir karar vermelisiniz. Şimdi, “Bugün bunu yapacağım, bu tür bir sâri giyeceğim, yarın ise bu tür bir elbise giyeceğim, üçüncü gün ise…” şeklinde dikkatin ziyan edilmemesi gerekiyor, çünkü bu da dikkati dağıtıyor. Ama eğer iyi bir şeyse, kesinlikle doğruysa, bu gerçekten sizi kendi içinizde haysiyetli hissettirecektir. Modern zamanlarda, insanlarda bu gün olduğu gibi, onların kendilerine fazla saygı duyduklarını sanmıyorum. Dolandırıcılık gibi her tür saçma sapan şeyleri yapan, çok yüksek mevkiye sahip insanlar görüyorsunuz, örneğin onursuz konumda insanlarla ilişki kurmak gibi. Bütün bunlar oluyor. Eğer gazeteye bakarsanız, işlerin dümeninde olan bu insanların nasıl böyle olabileceğine şaşırıyorsunuz. Çünkü onlar hala nerede olduklarını, pozisyonlarının ne olduğunu, nasıl olmaları gerektiğini bilecek kadar olgunlaşmamışlar.

Yeterince olgunlaştıysanız, bunu anlarsınız, deyin ki, Ben bir ev hanımıyım, Ben şöyle bir bakanım, Ben başbakanım, nasıl olmalıyım. Dışarıda sahip oldukları bütün o başarı dışarıda kalır, içeriye girmez. Ama bir Sahaja Yogi için, bu içinize çekilmelidir. Dikkatin çok fazla boşa harcanmaması için, bunun içe çekilmesi gerekir. Kişinin görmesi gereken bir diğer kısım ise, kalptir. Bazı insanlar diyor ki, “Anne, eğer kafayı kalbimiz yönetiyorsa, o zaman biz çok fazla duygusal oluruz, insanlara çok fazla bağlanırız, görüyorsunuz, bireysel arkadaşlıklar ve bunun gibi şeyler ortaya çıkar.” Bu noktada, neden bir kişiye bağlı olduğunuzu bilmeniz gerekir? Bu sizin kalbiniz değildir. Kalbiniz değildir. Bir insana bağlanırsınız çünkü bu bir çeşit, diyebiliriz, sizin belki bir ilişkiniz var ya da belki siz, o kişinin saçını beğenirsiniz. Belki o kişinin elbisesini beğenmişsinizdir. Dış kaliteden bir şeyler sizi o kişiye çekiyordur. Çeken şey, içsel kalite değildir. Örneğin, eğer çocuklarınıza çok bağımlıysanız, onları şımartırsınız. Onlar beklentilerinizi karşılamayacaklardır. Bağlandığınız herhangi birisini, soruşturmalısınız, neden böyle bir kişiye bağlısınız, bunun sebebi nedir? Şimdi, Sahaja Yogada insanlar birbirine çok bağlıdır, bunu biliyorum. Ancak bu herhangi bir dış sebepten dolayı değildir. Çünkü birisi zengindir, çünkü o ünlü birisidir, çünkü birisi olağanüstü bir iş yapıyordur. Hayır.

Onlar o kişiye bağlıdırlar çünkü o kişi size huzur veren, size neşe verin ve  varlığınızın muazzam bir şekilde çözülmesini sağlayan bir vibrasyon demetidir,. Yani bu siz çok fazla orada olduğunuz zaman olur, size bir zamanlar adı Gorakumhar olan ve kil yoğuran bir çömlekçinin hikâyesinde olduğu gibi, ve Namadeva’nın bir terzi ama çok iyi tanınan şair olduğu zamanlarda, her ikisi de şairdi. Namadeva gitti ve bu çömlekçinin şöyle yaptığını gördü, yani, demek istiyorum ki, onun yaptığı iş çokta saygıdeğer bir iş değildi, çömlekçi kili yoğurmakla meşguldü, ona baktı ve söylediği şey şuydu, “ben burada Chaitanya’yı görmek, formsuz olanı görmek için geldim ama bulduğum şey, formsuz olanın bir forma dönüştüğü”.  Bu sadece, bunu her zaman söylüyorum, bu ancak aynı seviyede  iki Aziz arasında mümkündür. Takdir etme şekilleri, hissetme şekilleri – söylemek istediğim şeyler için hiçbir kelime yok – ama birbirleri arasında süptil bir şey olan, onların bu birliği, bütünlüğü hissetme şekilleri. Eğer birbiriniz arasında böyle bir duygu varsa, o zaman bilin ki artık gerçekten çözündünüz ve neşe okyanusundasınız. Ama tam tersine kıyılarda oturanlar böyle hissedemezler. Yargılarlar, o kişide neyin yanlış olduğunu bulmaya çalışırlar, bu böyle değildir. Onlar başka bir insanı asla takdir edemezler. Hissettikleri şey, eleştirmeye, başkalarında hatalar bulmaya hakları olduğu ve kendilerinin özel bir şey olduğudur. Ve diğer kişi de, bu kişide bazı hatalar bulur. Bu yüzden bazen gördüğüm şey, sadece hata bulan bir toplumdur ve bundan bıkarsınız. Ama orada bulunan ve bir aziz olan diğer kişiyi gördüğünüz zaman, siz öyle bir uyum, öyle bir birlik, o kişi için kesinlikle saf olan öyle bir yakınlık hissedersiniz ki.

Beklenti yoktur, o kişide neyin yanlış olduğunu bulmak için akli bir aktivite yoktur. Onun ne olduğuna dair, o kişinin neye benzediğine dair bir yargılama yoktur, hissettiğiniz şey sadece o kişiyle birlik hissidir ve sevgi kalitenizin yeni bir parlaklığa, yeni bir boyuta sahip olduğunu hissedersiniz. Yani bu kendi içimizde takdir etmemiz gereken şeyin, sevgimizin saflığı olduğu noktasına gelir.  Saf olduğunuz zaman, saflık oradadır, hiçbir şeye bağlanmazsınız, ama bu bağımsızlıktan neşe duyarsınız. Bağımlı olmaktan neşe duymazsınız çünkü diğer kişiyle olan yüzeysel ilişkiden daha fazla rahatsız olursunuz. Şimdi, eğer Sahaja Yoga’ya daha geniş bir şekilde bakarsanız, hepiniz çok önemli insanlarsınız – son derece önemli – çünkü maneviyat tarihinde böyle bir arada oturan bu kadar çok sayıda aziz yoktu. Bir sürü ülkeden bu kadar çok insanın Tanrısallık ve ahlak üzerine düşündüğünü asla göremezsiniz. Bu kadar çok insanı, herhangi bir noktada, birliği hisseden, diyebilirsiniz ki, birbirleri arasında en yatıştırıcı duyguyu paylaşan…, herhangi bir noktada onları bir araya getirmek imkânsızdır.  Bu rahat olsa da, olmasa da, rahatlık normlarına göre bu çok fazla olsa da, aziz olan insanlar, diğer azizlerden ve aziz olan diğer insanlardan kesinlikle memnun olmasıdır. Onlar bir aziz olan insanlara koşarlar.

Bir keresinde Kolhapur’dayken Bana “Sizden bahseden bir aziz var” dediler. Öyleyse nerede o? dedim. “O yukarıda yaşıyor ve Sizin oraya tırmanmanız en az üç saatinizi alır. O kişi sadece orada yaşıyor, dışarı çıkmıyor”, dediler.  “Tamam, gidip onu görmek istiyorum” dedim. Ben de yürüyordum ve yağmur yağmaya başladı. Bu yüzden “Anne, siz bu şekilde hiç kimsenin yanına gitmiyorsunuz, neden ona gidiyorsunuz?” dediler. Bende, “hayır, sadece yukarı çıkıp onu görmek istiyorum” dedim. Şimdi, bu adam, onlar dediler ki, onun yağmur üzerinde kontrolü vardı, ama yağmur yağıyordu, yağıyordu, çok yağmur yağıyordu ve Ben tırmandığımda, onun oturduğunu ve büyük bir öfke içinde olduğunu gördüm. Ben de, “Hadi gidip mağaranda oturalım” dedim çünkü bu adam artık normal bir ruh halinde değildi. Ben de gidip orada mağaraya oturdum ve kendisi de oraya geldi. Yürüyemiyordu çünkü onun … İçindeki vibrasyonlar yüzünden bacaklarının kesinlikle aksak/topal bir halde olduğunu söylüyorlardı, bu her ne idiyse, o yürüyemiyordu. Bu yüzden onu oraya getirdiler ve oturdu. Bana sorduğu ilk şey, “Yağmuru durdurmama neden izin vermediniz? Çok şiddetli yağmur yağıyordu ve siz yukarı çıkarken, şimdi olduğu gibi sizin sırılsıklam olmanızı istemedim, hepiniz su içinde kaldınız. Sizin bu şekilde sıkıntı çekmenizi istemedim çünkü bu Size hoş geldin demek için iyi değil. Peki, Siz bunu sadece egomu kontrol etmek için mi yaptınız, çünkü ben egomu geliştirmiş olmalıyım çünkü ben yağmuru kontrol edebilirim, bu bir gerçek mi?” dedi. Ben de ona gülümsedim.

“Bak, sen benim oğlumsun, değil mi? Benim için bir sari aldın ama sen bir sanyasisin, bu yüzden Ben senden bir sari alamam çünkü sanyasi dharma farklıdır – Ben bir Gruhastha’yım (ev halkından), senden sari alamam. Bu yüzden, Bana sari verebilmen için kasıtlı olarak sırılsıklam oldum.” Tüm öfke, tüm doğal olmayan davranışlar, hepsi kayboldu, son derece tatlı birisi oldu. “Evet, evet” dedi, “sari aldığımı nereden biliyorsunuz?” dedi. “En azından” dedim, “sevgi içinde her şeyi bilirsiniz.” Sonra Benim için bir sari getirdi ve Aarti falan yaptı ama görüyorsunuz, tüm bunlar, sevginin her şeyi nasıl bu kadar kolay idare ettiğini gösteriyor. Küçük, küçük şeyler, eğer sevginizi ifade etme konusunda uzmansanız, bu nasılda çalışıyor. Size bu şekilde anlatabileceğim pek çok olay var. Ama içimizde görmemiz gereken en önemli şey şudur, “Birbirimizi gerçekten seviyor muyuz? Sahaja Yogi bile olmayan başka kişilere karşı gerçekten şefkat ve alaka besliyor muyuz?” Sahaja Yogi olmayanlar  kör insanlardır. Onlara şefkat göstermelisiniz. Bu insanların çok mutsuz olduklarını ve Sahaja Yogaya gelemeyeceklerini ve Sahaja Yogi olamayacaklarını ve sadece egolarında tatmin olduklarını hissetmelisiniz. Öyleyse, siz onlara karşı gerçek bir şefkat duymalısınız. Eğer bu merhamete sahipseniz, insanlar size “Neden enerjinizi boşa harcıyorsun, şunu yapıyorsun, bunu yapıyorsun?” diyebilirler. Merhamet aslında bütün bunları içimizde birleştiriyor. Bu birleştirici bir faktördür. Birincisi, ilki bence çok, çok önemli olan şey, dikkatinizdir.

İkincisi aklınızdır, ya da buna siz zihniniz diyebilirsiniz ve üçüncüsü ise kalbinizdir. Merhamete sahip olmak için bu kapasiteye sahip olduğunuzda, hepsi şu veya bu şekilde birleşirler. Benimle veya herhangi biriyle tartışmazsınız, bunun için düşünmek zorunda değilsiniz. Siz sadece, şefkatli olduğunuzda ve başkalarıyla bu şefkatle ilişkiler kurduğunuzda kendinizi tamamen evinizde hissedersiniz. Şimdi, bu şefkatin üzerinde çalışılmamıştır, üzerinde çalışılmamış veya ele alınmamıştır. O sadece orada, oradadır.  Bağışlayan bu merhamette, o saçma sapan şeyleri unutur. Bağışlama ancak içinizde bu şefkat varsa mümkündür. Şimdi, Bana “Anne, sevgi ve şefkate nasıl sahip olabiliriz?” diye soran Sahaja Yogiler bile var, Demek istiyorum ki, birçok kişinin Bana sorduğu bir soru bu. Şimdi, basit olan şu ki, düşüncesiz farkındalığınızı meditasyonunuzda geliştirirseniz, düşüncesiz farkındalıkta, herhangi bir şeyi siz düşüncesiz farkındalık içinde seyredersiniz, herhangi bir ilişkiyi düşüncesiz farkındalık içinde izlerseniz, o zaman bu şefkatin kapılarının nasıl açılacağına şaşıracaksınız. Düşüncesiz farkındalık kalbinizi açar, ama tek bir kişiye ya da başka bir kişiye gitmez, varlığınızın her tarafına ışıklar saçar. Herkes faydalanır, herkesin size karşı Tanrısal bir hissiyatı vardır çünkü bu şefkat doğrusal değildir ne de saldırgandır, sadece akıp gider ve kaotik, zahmetli ve acı veren her şeyi sakinleştirir ve yatıştırır.

Sizin şimdi sahip olduğunuz şey budur. Bilirsiniz, bunlar uzun zaman önce azizler tarafından yapıldı ama o zamanlar hiç kimse onlardan hoşlanmadı ve kıskançlık nedeniyle onları çarmıha gerdiler. Çünkü eğer biri aziz olduysa, insanlar o kişiyi çok kıskandılar. Bu yüzden onları öldürdüler veya onlara işkence ettiler, onları rahatsız ettiler. Durum şu sıralar o kadar da kötü değil. Elbette, işe yaramaz bazı insanlar var. Gerçek canavar olan bazı insanlar var, buna katılıyorum. Onları unutun gitsin ama genel olarak, bizim tavrımız, bunların kör insanlar olduğu şeklinde olmalıdır. Şimdi, şey olabilen birine bakmak, belki bu kişide bir şeyler yanlıştır, belki de onun iyi bir tabiatı yoktur – herhangi bir şey olabilir. Ama kalbinizde hiç kin beslememelisiniz, onlardan şikâyet etmemelisiniz. O kişiyle bunun hakkında konuşabilirsiniz. Ona bunu absorbe edebileceği bir şekilde anlatabilirsiniz, ancak bundan bir sorun çıkarmaya ve herhangi bir şekilde kimseyi rahatsız etmeye veya işkence etmeye çalışmamalısınız.

(“Bunu kapatabilir misin?” Hintçe: Vantilatörü kapatın”.)

Sahaja Yoga’da, buraya gelip sorunlu olan ve bizim için bir değeri olmayan insanları zaten gördünüz, onları sadece kendi başlarına bırakın. Bunun için fazla bir şey yapmamıza gerek yoktu. Onlar sadece ayrıldılar ve sorunlu bir hayat sürdüler. Ben şimdi bile onlardan “Bu sorunumuz var, şu sorunumuz var ve bunu nasıl çözeceğiz” şeklinde mektuplar alıyorum.

Ama bu otomatik olarak olur çünkü sonuçta büyük bir seçim var ve Tanrısal olan,  İlahi Olan’ın kutsamalarını kimin alabileceğine karar vermeye çalışıyor. Başarmanız gereken tek şey budur. Bu yüzden Sahaja Yogaya geldiniz. Başka hiçbir şeyin önemi yoktur. Çok yüksek mevkide olan insanlar var, yarın toz içinde kalacaklar. Çok büyük,çok ünlü bir insan olarak kabul edilenler var, yarın tozun içinde kalıyorlar. Karşınızda bu her zaman meydana geliyor. Her gün bir gazete okur ve onların nasıl davrandıklarını görürsünüz. Bugün olduğu gibi, birisi Bana gazetede şimdi, bir piskoposun diskoteğe gideceğini yazdığını söyledi, düşünebiliyor musunuz? Diskoya gidiyor. Şimdi, insanlar ne düşünmeli, onlar kafalarını kırıyor olmalılar, “Şimdi ne yapmalı, bizim piskopos dediğimiz bu aptal adam, şimdi diskoya gidiyor.” Onlar, yani demek istediğim, onun saygı duyduğu şey her neyse, belki de yapay, ama bunların hepsi kayboldu, bitti. Çünkü görüyorsunuz, kendilerine dair hiçbir değerleri yok, sadece egolarıyla yaşarlar, “Ben çok büyük bir adamım. Ben şuyum, şuyum. Ben bir piskoposum.” Farklı bir şekilde yürürler, farklı bir şekilde konuşurlar ve aniden nasılda düşerler. Şimdi, bu yaşlı Johnny’nin diskoteğe gitmesine ne gerek vardı, bunu anlayamıyorum? Öyleyse, sürdüğü bu tür bir yaşam nedeniyle, kendi sonunu düşünmeden, “ben bir gün böyle düşeceğim”, şeklinde bunu asla göremedi. Daha geniş bir şekilde görmeniz gereken başka bir şey de, insanların ona neden saygı duyduğunu, kişinin kendisinin hissetmemesidir. İnsanların ona neden saygı duyduğunu asla bilmiyordu ya da bunun farkında değildi. En azından bunu muhafaza edecekti, ama yapmadı.

Sürekli olarak kınadığı, kötü yerler olduğunu, insanın oraya gitmemesi gerektiğini söylediği bir yere neden gitmesi gereksin ki? Yani, sizin durumunuzda, siz Sahaja Yogiler olduğunuzun bilincinde olmalısınız. Eğer siz Okyanus olursanız, bu bilincinizin yok olduğu anlamına gelmez, ama genişlemiştir. Siz okyanus bilincine sahipsiniz. Siz büyülenmiş biri ya da kendisiyle hiçbir bağı olmayan biri gibi değilsiniz. Aksine, kendinize eskisinden çok daha fazla bağlısınız. Yani, okyanus olduğunuz zaman kişiliğinizi kaybetmez, kişiliğinizi genişletirsiniz. Daha büyük bir insan olursunuz. Ve bu Sahaja Yoga’da oluyor. Pek çok insanın bu tür bir kişilik geliştirdiğini ve bunu ifade edip, tezahür ettirdiğini fark ediyorum. Yaşarken bunu görmek Bana büyük keyif veriyor, böyle şeyler yapan bu gibi insanları görebildim. Yani, her ne zaman bir şey yapıyorsanız, giriştiğiniz şey her ne olursa olsun, yaşam tarzınız nasıl olursa olsun, o her neyse, bunların hepsi dışarıdadır. Kişi Kadir-i Mutlak olana olan dikkatini kaybetmemelidir. Eğer bu kaybolursa, siz kaybolursunuz. Namadeva’nın uçurtma uçuran bir çocuğu anlattığı çok güzel bir şiir var. Ve uçurtma yüzüyor ve bu çocuk uçurtmaya bakıyordu. Ve oğlan herkesle konuşuyordu ama dikkati uçurtmadaydı ve sonra bu daha da ileri gider. Bedeninde, karnında küçük çocuk olan bir hanımefendiyi anlatıyor ve bayan evi temizliyor. Küçük bir süpürgeyle temizlik yapıyor.

Bayanın oradan buraya gitmesi gerekiyor ve bu temizlik bittikten sonra onun başka işler de yapması gerekiyor ama çocuk burada. Yani, düşmemesi, bir şey olmaması için dikkati çocuğun üstünde. Her tür işi, her şeyi yapıyor olmasına rağmen, dikkati çocuğun üzerindedir. Aynı şekilde, sizin de dikkatiniz Kundalininizin Tanrısal gücü üzerinde olmalıdır. Namadeva’nın tarif ettiği bir üçüncüsü vardır, bir nehirden su alan bir sürü bayan var. Bazen başlarının üstünde  üç tane testi var ve onlar yürüyorlar. Ve yürürken birbirleriyle konuşuyorlar, birbirleri hakkında hikâyeler anlatıyorlar, ama dikkatleri kafalarının üstündeki  testilerde. Aynı şekilde, her ne yaparsak yapalım, dikkatimiz Kundalinimizde olmalıdır. Ne yaptığımızı bulmalıyız. Bu ışığımızın olması gibidir ama hayatınızın her köşesine, düşüncenizin her bir yönüne, yaptığınız her türlü çabaya ışık tutmalısınız. Ve şaşıracaksınız ki, dikkatinizi gerçekten izlerseniz, ne yaptığınızı gerçekten bileceksiniz. En fazla izlenmesi gereken şey dikkattir, nihayetinde dikkatin artık ziyan edilmediğini görüp şaşıracaksınız. Dikkat olmadan Sahaja Yoga’yı çalıştıramazsınız. Dikkatinizin Yüce Tanrı’ya yönelik olması gerekliliği Sahaja Yoga’nın ana sorunudur aksi takdirde hiçbir şey yürümez. Yükselişiniz çalışmaz. Hah, eğer siz Sahaja Yogaya para kazanmak için geldiyseniz, pekâlâ, para kazanacak ve sonra çıkacaksınız.

Eğer buraya kendi bilginizi ve bütün bu şeyleri göstermek için geldiyseniz, bunu gösterecek ve dışarı çıkacaksınız. Buraya gücünüzü ve otoritenizi göstermek için geldiyseniz, o orada kalır, siz dışarı çıkarsınız. Eğer biliyorsanız bu gibi pek çok insan dışarı çıktı. Ve gerçekten dikkat edilmesi gereken şey şudur: Siz Sahaja Yoga’yı tüm bu aptalca şeyler için, kalıcı olmayan, ebedi olmayan şeyler için kullanmaya çalışmazsınız. Sahaja Yoga sadece kendinizi temizlemek, okyanus olmak, sevgi okyanusu olmak için kullanılmalıdır. Şimdi, birçok insan sevginin oldukça zor olduğunu düşünüyor, çünkü siz başkaları tarafından incitilebilirsiniz ya da birileri sizden faydalanabilir. Sevgiyle ilgili en önemli şey, eğer bu saf bir sevgi değilse, o zaman bu sorun yaratır. Diyelim ki, birisine para yüzünden güvendiniz, birine birisi, akrabaları yüzünden ya da herhangi bir şey yüzünden güvenir ve siz kendinizi buna kaptırmaya devam ederseniz, sonunda büyük bir hayal kırıklığına uğrayacağınızı göreceksiniz. Çok büyük bir hayal kırıklığına ama sevginizi sadece o kişiye karşı, saf bir şekilde gösterdiğinizi varsayalım… Bu çok süptildir. O, öyle doğuştan gelerek  içinizdedir ki, içinize bina edilmiştir ki, oradadır. Biz sadece onu açmalıyız. Her insan bir sevgi demetidir.

Ve o başkalarından korktuğu zaman – özellikle Batı’da, onların yarattıkları o kadar çok fikir var ki, siz bu tür bir sevgiden korkuyorsunuz ve bu tür bir sevgiden, bakın, sapkınlığın şekli ve tüm bu saçmalıklar oradadır. Âmâ saf sevgide, sizi koruyan, size rehberlik eden ve hayatınızı tamamen aydınlatan güzel bir ışık vardır. Bu ışık sadece besler ve ayrıca diyebiliriz ki, tıpkı lambanın yağa sahip olması gerektiği gibi, bir kişinin sevgisi, maneviyatımız için gerekli olan şeydir. Siz sevginin somutlaşmış halisiniz, bunu Benden alın, çünkü siz bir insansınız. Sevginin ne olduğunu bilen hayvanlar bile oradadır. Görüyorsunuz… Eğer bir kaplanı severseniz, kaplanın asla size zarar vermeyeceğini biliyorum. Eğer bir yılanı severseniz, yılan asla size zarar vermez. Çok acımasız ve çok kötü birini sevmeye çalışırsanız, yavaş yavaş sakinleşir. Size birazcık zarar verecektir, bunu yapacaktır, bir şeyleri görecektir ve size karşı kaba olabilir, her türlü şeyi yapacaktır ama sonrasında yavaş yavaş sevginizin işe yaradığını, çalıştığını ve çalıştığını görürsünüz. Ve nihayetinde o kişi için önemli olan şey, sevginizdir. Şimdi, sevginiz gerçekten, çocuklarda olduğu gibi, ilk başta daha çok masum olan insanlar tarafından takdir edilir. Çocuklar sevginin ne olduğunu bilirler.

Eğer çocuklar sizi görür ve kaçarlarsa, bu sizde yanlış olan bir şey var demektir. Ben insanları gördüm… Bir keresinde Japonya’da olduğumuz sırada olduğu gibi ve orada olan iki yabancı vardı, süslenmiş bayanlar – hangi kuaförde kendilerini hazırlatmışlardı bilmiyorum ve çok fazla süslenmişlerdi – ve onlar bizimle birlikte geldiler. Bir şeyi görmek için biz bir yere tırmandık ve aşağı indiğimizde orada duran çocuklar vardı. Çocuklar oraya bizden önce gitmişlerdi. Onlar “bu cadılar neredeler?” dediler. “Hangisi” dedim. “Hangisi sizinle gitti?” dedim.  “Ne demek istiyorsunuz?” dedim.” Onlar yanıma geldiler, bilirsiniz, biz korktuk, evlerimize kaçtık. Şimdi de, size onların cadı olduğunu söylemeye geldik” dediler. Bu küçük, küçücük Japon çocuklar, bilirsiniz, “Onlar cadı, bilirsiniz, onlar cadı. Onlardan korkun”, dediler. Ve kadınlar kendilerini o kadar çok süslemişlerdi ki, saçları o kadar çok süslenmişti ki, kendilerini çok güzel göstermeye çalıştılar, ama… Çocuklar için onlar cadı ve çocuklar kaçtılar. Ve biz geldiğimiz zaman koşarak yanımıza geldiler ve bize “Onlarla beraber olmayın, onlar cadı” dediler. Yani masum insanların yargısı en iyi yargıdır. Eğer masumlarsa, sevgisi olan ve olmayan birisini yargılamak için son derece donanımlıdırlar. Ve onlar en iyi insanlar çünkü sizi en çok onlar takdir edeceklerdir.

Bunların yüksek kalitede insanlar olduklarını anlayacaklar. Ancak masum değillerse, kurnazlarsa, bazı insanlar son derece kurnazdır – bu işin zekâ kısmıdır – onlar sizi asla takdir edemezler. Çok, çok anormal olan, Tanrısal açıdan, ilahi açıdan çok, çok taciz edici ve garip olan bir şeyi takdir edecek ama sizi asla takdir etmeyeceklerdir, asla, bunu yapamazlar. Bir noktaya kadar yapabilirler ama olmayabilir de. Önemli değil. Kendinizi siz takdir etmelisiniz. Kimseye karşı kaba davranmadığınızı, başkalarını yargılamadığınızı ve o kişideki her şeyi – bir insan olarak onda iyi olan her şeyi – takdir ettiğinizi bilmelisiniz. Bu işe yarıyor. Gördünüz, bunların hepsi Benim sevgim ve şefkatim aracılığıyla işe yaradı ama Ben size sevgi ya da şefkat ya da başka bir şey verdiğimin farkında bile değilim. Size bir şey verdiğimin bilincinde bile değilim. … olarak bilincinde bile değilim… O kadar çok güzel insan yarattım ki. Bunun farkında değilim, bu sadece oluyor. Tıpkı bu ağacın burada olması gibi, bakın, ne olduğunun ve neye benzediğinin bilincinde değil. O sadece oradadır. Aynı şekilde, eğer bu sizin başınıza gelirse, size söylüyorum, sizde gerçekten herkes için böyle bir sevincin kaynağı oluyorsunuz. Şimdi, biz bu dünya için ne yapmalıyız? Bu dünya için neyin yapılması gerekiyor? İnsanlar barıştan bahsediyor, şundan, bundan. Hiçbir şey yapmanıza gerek yok. Sadece… Siz bu tür bir kişilik olursunuz – huzur yayarsınız, sevgi yayarsınız, başkalarına neşe yayarsınız. Şimdi, bu güç içinizdedir çünkü yerleşiktir, sizin içinizdedir. Her insanda potansiyel bir formdadır.

Tek şey, bunun ortaya çıkması gerekiyor. Şimdi, şefkatle, olmayabilirsiniz, ama içinizde doğuştan gelen sevgi ve bu duyguyla çünkü içinizde olan böylesi süptil şeyleri tarif edecek kelimeler yoktur. Çünkü şimdiye dek insanlar, sizin başkalarıyla birlik içinde olduğunuzu hissetmenizi sağlayan bu şeylerin ne olduğunu bilmiyorlar. Bütün bunlar, siz bu zihin olmadığınızı, bu beden olmadığınızı, bu dikkat olmayıp, Ruh olduğunuzu anladığınız zaman, bütün bunlar çok kolay, çok kolay bir şekilde olur, sizde de olabilir. Sonrada iç gözlem yaparsınız, “Ben Ruh muyum? Pekâlâ, eğer ben Ruh isem, nedir bu, ben ne yapıyorum?” Bir kez Ruh olduğunuzda, “Neden başkaları da olmasın ki?”  diye hissedersiniz. Sevgi ve şefkatten dolayı. Lider veya bir şeyler olmak için değil, sadece sevgiden. “Eğer ben öyleysem neden başkalarını da böyle yapmayayım?” Ve işte Sahaja Yoga bu şekilde, bu kadar fazla yayıldı ve bizde o kadar çok değerli insan var ki, o kadar güzel insanlar ki hayatım boyunca bu kadar çok şeyin olmasını gerçekten hiç beklemiyordum. Hiçbir azizde, herhangi bir enkarnasyonda, herhangi bir peygamberde bu asla olmadı. Yani şimdi, sizler kesinlikle “halis” oldunuz, bu siz kendinizi kesinlikle tamamen boşaltmışsınız demektir. Radha ve Krishna’nın, Radha’nın “Bunu neden alıyorsun…” dediği çok güzel hikâye,

[Hintçe:” Murli’nin İngilizce karşılığını bilmiyorum “],

flüt… dudaklarına? Neden bunu alıyorsun? “Murli çok tatlı bir şey olduğu için, ‘na’, flüt o kadar da hoş değil. “Ama neden bu flütü dudaklarına götürüyorsun?” dedi.

Sonuçta… Radha, kıskanmış olmalı, Bence böyle. Yani bu bir hikâye, sadece bir hikâye bu. O yüzden Krishna, “Neden gidip flüte sormuyorsun?” dedi. Bunun üzerine Radha gidip flüte sordu, “Shri Krishna seni neden sürekli olarak dudaklarına götürüyor?” dedi. Flüt dedi ki, “Biliyorsunuz, benim içim tamamen boş. İçimde hiçbir şey yok. O beni dudaklarına götürüyor ve insanlar benim melodiyi çaldığımı söylüyorlar. Melodiyi O çalıyor. Ben neredeyim? Ben orada değilim. Sadece içimden geçen bu melodinin tadını çıkarıyorum. İfade budur.” Ama sonra Radha, Shri Krishna’ya, “Beni neden flüt gibi yapmıyorsun?” dedi. Yani, olmanız gereken şey budur, siz flüt olmalısınız, bu da içinizin boş olması gerektiği anlamına gelir. Hayatınıza giren tüm bu küçük, küçük şeyler önemli değiller. Önemli olan – içiniz tamamen boş oldu mu? İç gözlemin size faydasının olacağı yer burasıdır. Flüt yapan şeyde, sizin içinizdedir. Öyleyse, sizde, kendiniz tarafınızdan yapılmış bir flüt olun. İşte bu şekilde olmanız gereken şeyi, kendiniz bu şekilde yaparsınız. Gita’da Shri Krishna şunu söylemiştir, “Atmaneva Atmane Shrushta”, bu Ruhun kendi kendisiyle tatmin olduğu anlamına gelir. Anlaması çokta zor değil, değil mi – Ruh kendi kendisiyle nasıl tatmin olabilir? Ama şimdi siz Shri Krishna’nın, Ruhunuzun kendi kendisiyle tatmin olduğunu söylemesini, anlayabilirsiniz. O zaman ruh başka bir tatmin aramaz. Siz Ruhunuzun konforunu ararsınız, Ruhunuzun neşesini ararsınız, Ruhunuzun güzelliğini ararsınız.

Siz aramıyorsunuz bile, ama o kendi içinde Ruh’un sevinciyle doludur ve sadece kendi kendisiyle tatmin edilebilir. “Tatmin olmadım, biliyorsunuz, bundan pek memnun değilim, memnun değilim” diyen çok kişi var. Aynı şekilde Ruh da, “Ben tatmin olmadım” diyebilir ama Ruh yalnızca Ruh ile tatmin olabilir. Bu aynadaki yansıma gibidir. Aynaya baktığınızda orada kendi yansımanızı görürsünüz. Şimdi, eğer ayna iyi değilse, “ben bu aynadan aldığım yansımadan memnun değilim” diyeceğim. Yani siz aynayı değiştirecek, daha iyi bir ayna getireceksiniz, kendinizin daha iyi bir resmini almaya çalışacaksınız. Aynı şekilde, içinize yansıyan Ruh da, kendi imajını görmek ister. Ve sonra yaptığınız şey… Ruhunuzun Ruh ile tatmin olması için, siz bir şekilde devam eder, değiştirirsiniz, aynayı temizlersiniz, meditasyonunuzla her şeyi düzeltirsiniz, böylece Ruhunuz Ruh ile tatmin olur. Shri Krishna Gita’yı, anlamlar çok belirsiz olacak bir şekilde yazdı çünkü O çok zekiydi. İnsanların her şeyi doğru şekilde alamayacağını biliyordu, bu yüzden onlara şu şekilde, bu şekilde, o şekilde söyleyin ki, onlar etrafta koşuştursunlar ve nihayetinde,  Hakikate ulaşacaklardır. Ama Gerçek çok basittir. Gerçek son derece basittir. Siz oraya buraya gitmek zorunda değilsiniz ve her zaman bacaklarınızın veya ayaklarınızın üzerinde durmak zorunda değilsiniz. Hiçbir şeyle savaşmak zorunda değilsin. Bir çeşit ‘tapasya’yayı, yoksunluğu benimsemek zorunda da değilsiniz – hiçbirisini.

Bu sadece sizin flüt gibi olmanızdır. İçiniz boş olur. Bu zor değildir. Sahaja Yogiler için bu hiç de zor değildir çünkü zaten Kundalini sizi içi boş bir hale getirdi, bu zor değildir ama yine de insanların yoldan çıktığını görüyorum. Dikkatleri oradan oraya gider. Pek çok insan Bana sorunlarının nasıl çözüldüğünü bu konuda hiçbir şey yapmadıklarını anlattılar. Ben “Ne yaptınız” dedim. “Hayır, Anne, biz bunu sadece sizin lotus ayaklarının dibine bıraktık”, dediler.  “Gerçekten mi?” dedim. “Evet, hepsi bu ya da biz sadece soruna bakıyorduk, problemin ne olduğu bakıyorduk. Dışarıda duruyorduk ve probleme bakıyorduk, sorun çözüldü.” Güçleriniz olduğu için, sizin çok zor olduğunu sandığınız sorunlar bile çok kolayca çözülebilir. Güçleriniz harikadır. Sizler azizsiniz, ama azizlerden, siz azizlerden çok daha fazlasısınız çünkü böylesine gelgeç bir zamanda doğdunuz. Diyelim ki, karanlık içinde bir ışığınız var, bir şey buluyorsunuz, ona çarpıyor, buna çarpıyorsunuz. Ama farz edelim ki, burası gaz dolu bir yer, bir ışık getiriyorsun, her şey aydınlanıyor. Güçlerinizin olması gibi. Ama bu “ben”, “benim” ve “benimki” saçmalığından kurtulmalısınız. Dışına çıkmanızı nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum – bu içine atlayıp çıktığınız bir yüzme havuzuna benzemiyor, böyle değildir.

Bu, köklerimizin büyümesi gerektiğine dair çok süptil bir anlayış türüdür. Ve köklerimizi büyütmek için kendi içimize gitmeli ve kendi içimizde kapladığımız alanın ne olduğunu, yaşam tarzımızın hangi alanlarında bu kökleri içeri aldığımızı bulmalıyız. Ayrıca Shri Krishna, hayat ağacının köklerinin beyinde olduğunu ve aşağı doğru büyüdüğünü söylemiştir. Köklerin beyinde büyüdüğünü anlamak çok ilginçtir. Bu, kendi zekânızın sadece şefkatle kaplandığı anlamına gelir, bu yalnızca kesinlikle şefkatle bir olmaktır. Size Gujarat da, Deity’ye su su götüren bir aziz hakkında bir hikâye anlatmıştım ve o oraya gitmek için, elinde bir sürahi su ile bir ay boyunca yürüdü. Ve sonra… çünkü bu Deity’nin bulunduğu yer çok yüksek bir dağdı ve o dağın eteğine ulaştı. Orada susuzluktan ölen küçük bir eşek buldu ve o bütün suyu eşeğin önüne döktü. Onun yanında olanlar, “Ne yapıyorsun? Suyu sonuna kadar getirdin ve neden bu eşeğe veriyorsun?” diye sordular. “Bilmiyor musunuz? Tanrı benimle burada buluşmak için aşağıya kadar geldi. Yukarı tırmanmamı istemiyor”, dedi. Bu, bir başkasının duygularını ve bir diğerinin sorunlarını kesinlikle basit bir şekilde anlamaktır: siz onları çözebilirsiniz, onları halledebilirsiniz. Ve o kişi size “Sorunumu çözdünüz” diyecektir. Ama nasıl çözdüğünüzü bilmeyeceksiniz çünkü bu sevgi güçtür. Sevgi her şeyi görebilir. Her şeydir. Sanki… bir televizyon görüyorsunuz, pekâlâ, bu bir televizyon dersiniz.

Bir telefon görürseniz, bu da bir telefondur. Güç ile yaptığınız bir şey görürseniz, hepsi bu sevgi içinde somutlaşır. Telefon etmenize gerek yoktur. Ben asla kimseye telefon etmem. Çoğunlukla asla telefon etmem. Demek istediğim, eğer biri Beni zorlarsa o zaman sorun değil ama Ben asla telefon etmem ama bu faturadan tasarruf etmek için değildir, buna gerek yok diye telefon etmiyorum. Etherin bütün süptilitesi ayaklarınızın altında. Sadece yapabileceğiniz bir şeyi yapmak istiyorsunuz, sadece vibrasyonlarla. Şimdi pek çok insan “Anne, bu kişiyi iyileştirin, şu kişiyi iyileştirin” diyorlar. Buna gerek yok. Hepiniz tedavi edebilirsiniz, o kadar çoksunuz ki. İstediğiniz kişiyi iyileştirebilirsiniz ama siz tutup o kişiyi Bana getirirsiniz. Buna gerek yok.  İstediğiniz herkesi sadece iyileştirebilirsiniz. Bütün sorunlarını kendiniz çözebilirsiniz. Küçük bir Bandhan bunu çözebilir ama bunun için sevginin kaynağı olmalısınız. Bir Bandhan verdiğinizde, bu… bu güçlü sevgi, bunu devralır, “Pekâlâ, işi ben yapacağım.” Ama bunun için siz, bu güzel şeyin üstadı olmalısınız. Şimdi, tek bir şey var, bu diğer ustalıklardan çok farklıdır. Diğer ustalıklarda, insanların hükmetmeye ya da başkalarını yok etmek için bunu kullanmaya çalıştıklarını görüyorsunuz ama sevginin üstadı olmak, Tanrısal sevgiyle nasıl bir uyum oluşturacağınızı bilmenizdir. Ve bu Tanrısal sevgi sadece güçlü değildir, aynı zamanda o kadar etkilidir ki, söylemeliyim ki, her şeyi öyle bir şekilde çalıştıran, öyle bir uyarı aracıdır ki, işlerin nasıl yürüdüğüne hayret edersiniz. Ve bunu herkes fark etti. Hepinizin bildiğini biliyorum. Bilmediğinizden değil ama kullanmıyorsunuz. Vibrasyonların farkında olmalı ve bunu kullanmalısınız.

Kendinize vermek bile bir bandhan’dır, bunun kendisi sizi temizler. Elinizde size bu dengeyi, bu sevgiyi, bu şefkati veren ve tüm bu korumayı başkalarına da verebildiğiniz kadar büyük bir güç olduğunu hayal edin. Artık siz Tanrısal gücün bir parçası oldunuz. Şimdi Tanrı’nın Krallığındasınız. Ve yapmak istediğiniz her şey bu ilahi güç tarafından yapılabilir. Bütün bunları size anlatırken, bazen hala kendinize güvenmediğinizi hissediyorum. Üzülüyorsunuz. “Bu nasıl olabilir?” diye hissediyorsunuz. Kendinize güveniniz yok, kendinize inancınız yok. İhmal edildiklerini veya başlarına bir şey gelmesi gerektiğini düşünen bazı insanlar da var. Bir keresinde bir bayan ağlamaya başladı, Ben de “Neden ağlıyor?” dedim. “Çünkü Anne bana gülümsemedi” dedi. Ona gülümsemedim mi? Ama Ben hiç kimseye gülümsemedim. Neden böyle düşündüğünü bilmiyorum. Ben de ona “Neden sana gülümsememi istiyorsun? Senin sorunun ne? İyi misin? Neden sana gülümseyeyim ki?” diye sordum. Yani, görüyorsunuz, bazen Sahaja Yoga’da Anne her zaman sadece size bağlanmalı şeklinde ortaya çıkan bu tür bir duygu. O bağlanamaz, biliyorsunuz. Bu Bende olan çaresi olmayan bir durum.

Bende o kadar çok kusur var ki, bilmiyorsunuz. Parayı nasıl sayacağımı bilmiyorum. Eğer… Bana yüz rupi verirsem, iki yüz diye rupi sayarım. Görüyorsunuz, pek bir şey bilmiyorum. Bankacılığı bilmiyorum; Pek çok şeyi bilmiyorum ve bunlardan birisi de şu ki, Ben bu kişiye veya şu kişiye nasıl dikkat edeceğimi bilmiyorum. Politikacıların yapacağı gibi – “Görüyorsunuz, ah, siz bu adamla ilgilenmelisiniz, çünkü o çok önemli biri.” Hiçbir şey değil. Siz Benim için, siz sadece Benim bir parçamsınız, bundan başka bir şey değilsiniz. Yani, biliyorsunuz, herkes bilmeli ki, sizler kalbime çok yakınsınız, çok fazla oradasınız, sizinle gurur duyuyorum. Ve bir şey, gerçekten de, bu gerçekleşen bir mucize, bu sizlerin Sahaja Yogayı kabul etmenizdir. Öyleyse o noktada da, Annem beni ne kadar önemsiyor, O ne yapıyor … Şimdi, birisine Benim “Pekâlâ, burada oturma, orada otur” dediğimi farz edelim, onlar kendilerini kötü hissediyorlar. Ne yaparsanız yapın, onlar kendilerini kötü hissederler. Bu tür bir insanda, sevgi duygusu yoktur. Annenin sevgisini anlamıyorlar. Öyleyse, her şeyin sonunda size söylemeliyim ki, bir guru olduğunuz zaman, Siz aynı zamanda bir Annesiniz.

Kendinizi bir anne gibi ifade etmelisiniz. O naziktir, müşfiktir, affeder. Gerektiğinde de düzeltir, ancak kendi tatlı yöntemiyle düzeltir, bu sayede düzelme gerçekleşir – bu bir isyan başlaması anlamına gelmez. Yani bir annenin tüm o bilgeliği sizin içinizdedir, o zaten oradadır, bu yüzden lütfen kullanmaya çalışın. Eminim, bu her şeyi halledecektir ve hepimiz, birlikte çok huzurlu ve neşe içinde olan çok güzel bir insan grubuyuz.

Tanrı hepinizi kutsasın.

Yani, bugünün Guru Puja’sı …. olacak … Elbette yapabiliriz – biraz Ganesha’nın Atharva Sheersha okuyabiliriz ancak Devi Puja çok daha kısa olacak. Ve Guru Puja için ülke liderlerinden öne gelmelerini rica ediyorum. Ülke liderleri öne gelmeli. Yani farklı bir şekilde, burada ana şeyin ülke liderlerinin öne çıkması gereken bir Guru Puja olduğunu söyleyebiliriz. Çok kısa bir Devi Puja bunu takip edecek.

(Hintçe: “Lütfen bu çayı değiştirin.”)