Tanrının varlığını kanıtlamanın zamanı geldi

Istanbul, Mövenpick Hotel Istanbul (Turkey)

1995-07-29 The time has come to prove the existence of God, Istanbul, Turkey, 61' Chapters: Talk, Self-RealizationDownload subtitles: EN,TR (2)View subtitles:
Download video - mkv format (standard quality): Watch on Youtube: Watch and download video - mp4 format on Vimeo: View on Youku: Listen on Soundcloud: Transcribe/Translate oTranscribeUpload subtitles

Feedback
Share
Upload transcript or translation for this talk

Üçüncü Public Program, İstanbul, Türkiye, 1995-07-29

Tercüman: Shri Mataji’nin konuşmasını işitebiliyor musunuz?

Seyirci:  Evet, Evet

Shri Mataji: Beni duyabiliyor musunuz?
Sahaja Yogiler: Evet. 
Shri Mataji: Gerçeği arayanların önünde eğiliyorum. Bilmeliyiz ki, gerçek her neyse odur.  Siz onu değiştiremezsiniz, dönüştüremezsiniz, onu tarif edemez ve onun için ödeme yapamazsınız.  Bütün dinlerde, kendinizi bulmalısınız denilmiştir, Bilhassa Kuran’da, eğer kendinizi bilmiyorsanız,  insan değilsiniz denilmiştir. Bütün bu namaz ve tüm bu dualar, sadece yükselmek için, kişinin kendisini bilmesi içindir. Bütün dinlerde bu böyle söylenmiştir ama bildiğiniz üzere bütün dinler güç odaklı, para odaklı oldular ve onlar Tanrı adına (birbirleriyle) savaşıyorlar. Bu yüzden insanlar Tanrıda gerçeklik yok diyorlar ama artık Tanrının varlığını ve birliğini, bütün dinlerin birliğini kanıtlamanın zamanı geldi. Tanrı adına savaşacak bir şey yok. Aslında onlar gerçek için savaşmıyorlar, para için, toprak için veya biraz güç (kazanmak) için savaşıyorlar.  

Dr. Han zaten size, bizim içimizde neye sahip olduğumuzu anlattı veya Kuran’da Kundalini, Assas (Kaynak) olarak tarif edilmiştir ve Tanrının Sevgisinin her yeri kaplayan gücü ise  “Ruh” olarak tanımlanmıştır. İsimler değişik olabilir ama hepsi aynı şeyden bahsettiler. Hiç bir dini ayrıcalıklı din olarak adlandıramazsınız. Muhammed Sahib İbrahim’den, Musa’dan, İsa’dan ve Onun Annesinden bahsetmiş birisidir.  Özellikle de İsa’nın Annesi için, sizler asla Onun iffetine karşı çıkmamalısınız, dedi. İncil’de bile,  Muhammed Peygamberin Ona gösterdiği saygı, Meryem’e gösterilmemiştir. Bu bizim kadınlarımıza karşı saygılı olmak  zorunda olduğumuzu gösterir. Rahiplerin ve her şeyin olduğu veya seçkinlerin olduğu her din,  bir şekilde bozulma gösterdi ve tutucu bir hale geldi ve onlar birbirlerinden nefret ettiler.  Eğer Tanrı Rahim (Merhamet eden) ve Rahman (acıyan, rahmet eden) ise,  bizler nasıl nefret ederiz. Tanrısal gücün bizi inşa etmek, bize rehberlik etmek ve bizi sabra götürmek için orada olduğunu anlamalıyız. Onlar büyük bir kargaşa dolu olan bu modern dünyada yaşıyorlar. Ve tüm dünyada insanların, sadece güven gösterdiğini göreceksiniz. Güvenilir insanların hepsi, bir çözüm bulmaya çalışıyorlar.

Bu modern zamanlarda, yayılmakta olan bir kutsama var, bu da insanları kendilerini bilecek olmalarıdır, bu Muhammed Sahibinde düşüncesi buydu. Sizin ülkeniz, özellikle  Kemal Atatürk Paşa gibi çok büyük bir Ruh ile kutsanmıştır. Ve bu ülkede  kendisi büyük bir kanıt olan, Yunus Emre gibi pek çok Sufiye sahip oldunuz. Onun şiirlerini okursanız, ülkenizin böylesine güzel şairlere, böylesine dürüst insanlara sahip olmuş olmasına şaşarsınız.  Yunus Emre öylesi büyük bir maneviyat taşıyan bir ruhtu ki ve onun insanoğlunu tanımlayışı, gerçekten  çok sevgi dolu, çok şefkatliydi. O sevgiden başka bir şeyden bahsetmemiştir. Benim bir düşmanım var, o da nefret, bir dostum var, oda sevgi, demiştir. Böylesi büyük bir ruhun bu ülkede nasıl yaşadığı, onun Türkiye de yaşamış olması olağanüstüdür ve bunun kutsamaları her zaman sizin üzerinizde olacaktır. Ben ülkenize gerçekten de büyük ilgi duydum çünkü pek çok sufi burada yetişti ve onların dizeleri Hindistan’da bile, şarkı olarak söylendi. Sizin başkalarından öğrenecek bir şeyiniz yok. Spiritüellik söz konusu olduğunda, ülkenize çok hizmet etmiş böylesine eğitimli insanlara siz sahipsiniz.

Siz, bu benim elim, bu benim bedenim, bu benim zekam dediğimiz zaman, bunların sahibi kimdir? Tüm bunlar, bakın, bunlar sizin otonomik sinir sisteminizi kontrol eden kanallardır. Zeki insanlar olarak, sizler “peki bu oto kim?” şeklinde bir soru sormalısınız. Bilim çok sınırlıdır ve aynı zamanda o, ahlaka da aykırıdır. Bilimde ahlak yoktur. Örneğin, bilimle atom bombaları yapabilirler, her türlü yok edici silahları yapabilirler, bilimde onu kısıtlayan bir güç yoktur.
Ve bu şekilde, sizler onların makineler yaptıklarını ve makinelerinde çok fazla kirlilik yarattığını görüyorsunuz. Ve bugün tüm dünya, gelip dünyamızı yok edebilecek bu kirlilikten korkuyor. Yani, bunun için, insanoğlunun korunması için bir çözüm var mı?

Özünüze dönmenin bir yolu var, çevrenizdeki tüm bu koşullar dahilinde, sizin maneviyat vasıtasıyla  geliştirdiğiniz ruh. Şimdi bu, evrimsel sürecimizde oluşan önemli bir meydana geliştir.

Şimdi, bizler insan aşaması dediğimiz bir aşamaya geldik ama bu aşama da mükemmel değildir. Bizler mutlak bilgiye sahip değiliz, örneğin birisi kapitalizmin iyi olduğunu, bir diğeri de komünizmin iyi olduğunu düşünür, herkesin kendine ait bir fikri var.

İlaveten, Hitler’in, kendisinin Yahudileri öldürmesi gereken kişi olduğuna dair sabit bir fikre sahip olması gibi, sabit fikirlerimiz var. Hemde, kendisi Almanların en yüksek ırk olduğu kanaatindeydi.  Sonuç olarak, geriye kalan (Yahudileri) tutuklamayı düşünmesinin iyi bir şey olduğunu düşündü. Bugün bile işlerin dümeninde olan ve kafasında sabit fikirleri olan insanlar var, böyle pek çok insan var.

Ancak eğer siz mutlak gerçeğin ne olduğunu bilirseniz ve eğer hayatımıza yön veren, bizi besleyen ilahi bir güç olduğunu bilirseniz, o zaman her şey değişir.

Sahaja Yoga şimdi 65 ülkede çalışıyor. Ve  bu 65 ülkeden gelen insanlarımız var, Hindistan’da ise binlerce insan var. Buraya da, buradaki diğer Sahaj Yogilere yardım etmek için başka ülkelerden insanlar geldiler. Ama kavga yok, dövüş yok, hiçbir şey yok. Onlar hayatlarının tadını çıkarıyorlar ve artık yaşamda onların bir amaçları var. Bütün kötü alışkanlıklar, uyuşturucu, alkol gibi yıkıcı alışkanlıklar, tüm bunlar ortadan kalkar.

Kişi onlara bunu yapma, şunu yapma demek zorunda değildir, onlar otomatikman bunları bırakırlar.

Ruhunuzun ışığında, sizin için neyin yıkıcı olduğunu görür ve bundan sadece vazgeçersiniz, sizin için bunun çok, çok tehlikeli bir şey olduğunu anlayarak onu sadece bırakırsınız.

Ayrıca, yanlış olan her şeyden vazgeçme güçlerini kazanırsınız. Başkalarına aydınlanma verme gücünü de elde edersiniz.  Yani tek bir kişi 1000 kişiye aydınlanma verebilir. Sağlığınız düzelir ve her tür tedavi edilemez hastalık, Sahaja Yoga tarafından iyileştirilmiştir. Hindistan’da, tedavisi olmayan hastalıkları tedavi etmek için Sahaja Yoga’da doktorasını yapmış 3 doktor var.

Bunun için, tıp okumak zorunda değilsiniz. Parmak uçlarınızda, risk altında olan kendi merkezleri hissedebilirsiniz. Ve siz, eğer kendinizi nasıl iyileştireceğinizi biliyorsanız, başkalarını da iyileştirebilirsiniz.

Çünkü siz, farkındalığınızda yeni bir boyut geliştirirsiniz. Biz buna kolektif bilinç diyoruz. Burada oturarak dünyanın her yerinde bulunan başka insanların merkezlerinin durumunu da hissedebilirsiniz. Ayrıca, ölmüş olan insanlarında, ne tür insanlar olduklarını öğrenebilirsiniz. En önemli şey, bizim ruh haline gelmemiz gerektiğidir çünkü bu idrak edilemez bir şeydir.

Bir insanın bütün sorunları çözülebilir. Bugün, bir ödeme yapmadan, kendi kişiliğinizi, kendi bilgimizi almamızın gerekliliği çok önemlidir. Bunun için ödeme yapamazsınız. Bunu siz organize edemezsiniz. Bizim böyle bir organizasyonunuz yok. Sizler birey olarak büyümelisiniz. Bu sayede siz zamanın, tüm kusurlarınızın üzerine çıkar ve yüksek bir kişilik olursunuz.

Her gün konuşma yapıyorum, bu yüzden de boğazımda sorun var. Bu sefer şimdi tamam!

Bugün hayatımızın gerçek bir tehdit altında olduğu görülüyor. Bugün ilk kez, sabah haberlerini dinlemek istedim. Ben asla sabahları haber dinlemem. Bu korkunç ve çok şok ediciydi. Bakın, dünyanın her yerinde bir şeyler oluyor, bu gerçekten dayanılmaz.

Ve tüm bunları gördüğünüz zaman, bununla ilgili bir şeyler yapılması gerektiğini ve bunun da aydınlanmasını almış insanlar tarafından yapılması gerektiğini hissediyorsunuz çünkü siz kim olduğunuzu bilmiyorsunuz. Siz evrimin özüsünüz.

Tercüman: Üzgünüm, anlayamadım.

İnsan evriminin özü, en yüksek olan anlamına gelir. Şimdi, bu son atılım çok basittir. Bu sizin  kendi gücünüzdür. Bu sizin kendi annenizdir. Her şeyi o yapıyor. Ve bu gerçekleştiği zaman, başınızın üstünde, sanki oradan “Ruh” geliyormuş gibi serin bir esintinin geldiğini hissedersiniz ve “Ruhani” biri olursunuz. Kimsenin, sizin kendi kendinizi tanıdığınızı tasdik etmesi gerekmez ve bu, bu kadar fantastik bir hale geldiğinde, siz kendiniz de şaşırıyorsunuz. Ama siz busunuz! Siz böyle olmak için doğdunuz ve bunun gerçekleşmesi gerekiyor. Konuşmamın sonu yok çünkü bulunduğum her ülkede Ben bundan bahsediyordum ama işe yarıyor ve sizin enerjinizin sonu yoktur. Siz, Benim 73 yaşında olduğumu biliyor olmalısınız. 73 yaşındayım ve pratikte, her üç günde bir, bir başka ülkeye seyahat ediyorum ama kendimi çok enerjik hissediyorum ve bu o kadar iyi çalışıyor ki, tabiatları şu veya bu şekilde olan, arayış içinde insanlar gördüm, sanırım bunların hepsi, bu Ruhani güç tarafından organize ediliyor.

Bu şekilde sizler dindar olursunuz, erdemli olursunuz. Bunda ikiyüzlülük yoktur. Kocam bana Türklerin çok yetenekli insanlar olduğunu söyledi ve  onların çok büyük sanatçılar olduklarını, çok yaratıcı olduklarını gördüm, her şey orada ama olması gereken tek şey, sizlerin büyük Sufiler olmanızdır. Bu çok basittir ve bunu hemen şimdi çözebilirsiniz. Tabii ki Ben sizi zorlayamam. Bunu siz istemelisiniz. Eğer arzu etmezseniz, Ben sizi zorlayamam çünkü bu saf arzunun gücüdür.

Eğer kendiniz olma arzunuz varsa, bu çok basittir, çünkü sadece bu gücün yükselmesi ve bıngıldak kemiği bölgenizi delip geçmesi,  her şeyi saran bu güçle bir olması gereklidir.

Sahaja, sizinle birlikte doğan demektir. Bu sizin, her yeri saran bu güçle bir olma hakkınızdır. Bu bir birleşmedir. Bu, tepe üstü durmanız gerekmeyen, hiçbir şey yapmanıza gerek olmayan yogadır. O sadece oradadır. Yani, (gereken) tek şey onun çalışmasıdır. Şimdi, bakın, burada pek çok güzel ışık var ama sadece tek bir anahtar hepsini açabilir çünkü onlar sadece anahtardır. Aynı şekilde, sizde aydınlanmanızı alabilirsiniz çünkü bu, bunun  gibi içinizde kurulu bir  sistemdir. Her ülkede bunun hakkında konuştular. Her dinde bundan söz ettiler. Yani kişi,  buna sadece ulaşmalıdır. Bu 10 dakikadan fazla sürmeyecek ancak gitmek isteyenler, buna zorlanamayacakları için salonu terk etmeliler ve istemeyenler,  lütfen ayrılsınlar çünkü aydınlanma alan diğer insanlar rahatsız edilmemelidir.

Tabii ki, çok basit 3 tane koşul var: Birincisi, siz kendinizi affetmelisiniz. Şu anda kendinizi bundan dolayı suçlu hissetmemelisiniz çünkü geçmişte her ne yanlış yapmış olursanız olun, bu geçmiş öyküyü neden sürekli olarak kafanızda taşıyorsunuz. Aslında suçlu hissedilmesiyle, bu merkez çok fazla catch eder. Hepinizde bundan bol miktarda var, işte bu yüzden öksürüyorum ama bu merkez çok fazla sıkışmışsa, o zaman olacak olan şey,  spondilit’e (omurga eklemlerinin iltihabı) yakalanmanızdır. Ayrıca kalp krizi geçirdiğiniz anjin (kalbinize yeterince kan gitmediği zaman meydana gelen bir grup semptomdur. Göğüs ağrısı da yapar) adı verilen bir hastalığınız olabilir ya da çok tembel bir organa sahip olabilirsiniz. Öyleyse gereksiz şeyler için neden kendinizi suçlu hissedesiniz ki?

İkinci şart ise, başkalarını affetmektir. Başkalarını affetmek zorundasınız çünkü affetseniz de affetmeseniz de, hiçbir şey yapmazsınız ama affetmezseniz yanlış ele oynarsınız. Bu yüzden en iyisi affetmektir, bu hikayeyi taşımak değil. Yani, onların üzerine düşünmeden, herkesi affedersiniz, bu gerçekten de kendinizi daha hafif hissettirir.

Sonra da üçüncü koşul – bu da ayakkabılarınızı çıkarmanız gerekiyor olmasıdır, bu da  çok zor değil. Londra’da, ilk seferinde onlardan ayakkabılarını çıkarmalarını söylediğimde,  yarısı salondan dışarı çıktı. Lütfen ayakkabılarınızı çıkarın. Bazı insanlar temelde kendilerinin kötü (insanlar) olduklarını hissederler.

Tercüman: Seans sırasında fotoğraf çekilmemeli.

Shri Mataji: Şimdi, şu anda, neden aydınlanmanızı almıyorsunuz? En iyisi bu.

Şimdi size merkezlerinizi kendi elinizle nasıl beslemeniz gerektiğini göstereceğiz.

Burada gördüğünüz sol taraf, gündelik hayat içinde bizim dünyevi arzumuzdur. O yüzden, bunu arzuladığınızı göstermek için, lütfen sol elinizi kucağınıza koyun veya rahat bir şekilde elinizi açarak Bana doğru uzatın.

Şimdi Bana inanın, hepinizin kendi özünüz, kendi ruhunuz olacaksınız. Kendinize inanın, bu şekilde.  Hayır, hayır, bu şekilde. Gösterin. Peki!

Ve sağ el, eylem içindir. Bu yüzden sağ elinizi kalbinizin üzerine koyun. Sol el Bana doğru  açık ve sağ el ise kalpte. Kalbinizde ruhunuz var. Eğer Ruh olursanız, kendi kendinizin rehberisiniz. Siz, kendi kendinizin efendisisiniz.

Sonra sağ elinizi, kendi üstatlığınızın merkezi olan sol tarafta, karnınızın üst kısmına doğru koyun. Lütfen sol elinizi bu şekilde düz tutun. Şimdi, burası Tanrısal olan saf bilginin merkezidir. Siz bile yaparsınız, çünkü, bakın , … dikkat, herkes anlayacak. [seslerin karışması nedeniyle net değil] Bu, söylediklerim tekrar edilmeyecek. Peki! Yapabilir misiniz, yapamaz mısınız? Hadi iç huzurumuzu arayalım. Böylesi daha iyi. Tamam. Yani şimdi, burası Tanrısal saf bilginin merkezidir.

Şimdi ise, sağ elinizi sol tarafta karnınızın üst kısmının üzerine doğru yükseltmeniz lazım. Siz kendi merkezlerinizi besliyorsunuz.

Şimdi, sağ elinizi kalbinizin üstüne koyun.

Şimdi de, sağ elinizi boynunuzla omzunuzun birleştiği noktaya yükseltin ve başınızı sağa doğru çevirin. Eğer kendinizi suçlu hissederseniz, bu merkezin bozulacağını daha önce size söylemiştim.

Şimdi sağ elinizi alnınızın üzerine yükseltin ve lütfen, başınızı öne doğru eğin. Burası, genel anlamda başkalarını affetmeniz gereken merkezdir.

Şimdi elinizi başınızın arka tarafına getirin ve başınızı olabildiğince geriye doğru itin. Kendinizi suçlu hissetmeden, hatalarınızı tek tek saymadan, her yeri saran bu güçten af dilemeniz gereken merkez, burasıdır.

Şimdi avucunuzu tamamen gerin ve burası, çocukluğunuzda yumuşak bir kemik olan bıngıldak kemiği bölgesidir ve elinizi üzerine koymanız gereken son merkez burasıdır.

Şimdi lütfen parmaklarınızı geriye doğru gerin. Bu çok önemlidir ve başınızı eğin. Şimdi burada, kafa derinizi hareket ettirmelisiniz. Başınızı değil, kafa derinizi, dikkatlice baş derinizi saat yönünde 7 kez hareket ettirin. Sadece başınızı öne doğru eğin. Bütün yapmanız gereken şey bu.

Şimdi gözlerinizi kapatmalısınız. Bundan önce, sandalyede oturanların, her iki ayağını birbirinden ayırması gerekir. Yerde oturanlar tamam. Hepiniz gözlüklerinizi çıkarın.

Hayır, hayır, iyisiniz, iyisiniz, oturmak zorunda değilsiniz, sandalyelerde oturanlar, çünkü iki tane güç var. Şimdi lütfen gözlerinizi kapatın ve Ben söyleyene kadar lütfen açmayın.

Şimdi sol el Bana doğru açık ve sağ el  ise kalpte, kucağınızda.

Şimdi kalbinizden, kendinizle ilgili bir soru sormalısınız. çok temel bir soru.

Bana Anne diyebilirsiniz veya Shri Mataji diyebilirsiniz, burada deyin ki, bunu kalpten 3 kez söyleyin.

Şu soruyu sorun: -Anne ben ruh muyum? – bunu 3 kez sorun.

Ruh olduğunuz zaman, kendi kendinizin efendisi olduğunuzu size zaten söylemiştim.

Yani, şimdi sağ elinizi karnınızın üst kısmına, sol üst tarafına koyun ve buraya bastırın. Burada  siz başka bir temel soru sormalısınız.

Anne, ben kendi kendimin efendisi miyim? Şimdi, saf Tanrısal bilgi için Ben sizi zorlayamam. Bunu siz istemelisiniz. Öyleyse şimdi, lütfen sağ elinizi sol tarafta, karnınızın alt kısmına koyun ve bastırın ve lütfen 6 kez bunu isteyin -Anne lütfen bana Tanrısal saf bilgiyi verin.

Bazılarınız sol elinizi, diğer tarafa koyuyorsunuz. Lütfen bu şekilde koyun. Bazılarınız yanlış yere koyuyor. Şimdi lütfen altı kez sorun -Anne lütfen bana Tanrısal saf bilginizi verin.

Şimdi sağ elinizi sol tarafta, karnınızın üst kısmına yükseltin. Tanrısal bilgiyi istediğiniz anda, bu güç içinizde yükselmeye başlar, bu yüzden kendi özgüveninizle, daha üst merkezleri açmanız gerekir. Bu yüzden, burada 10 kez bunu isteyebilir ya da tam bir özgüven içinde bunu 10 kez söyleyebilirsiniz – “Anne, ben kendi kendimin efendisiyim”. Size söylemeliyim ki, siz bu beden değilsiniz bu zihin, bu duygular, bu ego, bu şartlanmalar değilsiniz, siz kendi ruhunuzsunuz.

Bu yüzden şimdi, sağ elinizi kalbinizin üzerine yükseltin ve burada tam bir özgüven içinde, 12 kez bunu tekrarlamalısınız- “Anne, ben saf ruhum”.

Geçmişinizden dolayı kendinizi suçlu hissetmemeniz gerektiğini zaten söylemiştim çünkü sevginin her yeri kaplayan bu gücü, bir bağışlama okyanusudur. Ve yapmış olabileceğiniz hatalar her ne olursa olsun, bu affetme gücüyle tamamen ortadan kalkacaktır. Bu yüzden lütfen kendinizi affedin. Ve sağ elinizi boynunuzla omzunuzun birleştiği noktaya yükseltin ve başınızı sağa doğru çevirin. Burada şimdi tam bir özgüven içinde 16 kez tekrarlamalısınız – “Anne, ben hiçbir şekilde suçlu değilim”.

Affetmeseniz de, affetmeseniz de, hiçbir şey yapmıyorsunuz ama affetmezseniz yanlış ele  oynuyor ve kendinize işkence ediyorsunuz, özellikle de şu anda. Bu çok önemlidir çünkü optik kiazmanın kesişme yaptığı bu merkez çok daralmıştır ve eğer affetmezseniz, bu güç yükselmez çünkü bu merkezin açılması gerekir. Bu yüzden lütfen sağ elinizi alnınızın üzerine getirin ve başınızı eğin. Burada alçakgönüllü olmalı ve kalbinizden söylemelisiniz – (kaç kez söylediğiniz önemli değildir) “Anne, ben genel olarak herkesi affediyorum”. Şimdi suçluluk hissetmeden, kendiniz için tek tek hatalarınızı saymadan, her yeri kaplayan güçten af dilemelisiniz.

Lütfen, sağ elinizi başınızın arka kısmına koyun ve başınızı olabildiğince geriye doğru itin. Burada, (kaç kez söylediğiniz önemli değildir) tekrarlamalısınız ama kalpten – “Ey Tanrısal güç!  Ruhani güç! Bilerek ve bilmeyerek yanlış bir şey yaptıysam, lütfen beni affedin. “

Şimdi, en son ve en önemli olan merkez, başınızın üstündedir. Avucunuzu tamamen gerin ve avucunuzla çocukluğunuzda yumuşak bir kemik olan bıngıldak kemiği bölgesinin üzerine bastırın. Şimdi lütfen parmaklarınızı geriye doğru gerdirin, bu çok önemli, çünkü kafa derinize kuvvetli bir baskı uygulamanız gerekiyor. Şimdi lütfen başınızı eğin. Burada yine, aydınlanma için Ben sizi zorlayamam. yani bunu siz istemelisiniz. Bu yüzden, kafa derinizi saat yönünde 7 kez hareket ettirerek – “Anne lütfen bana kendi özümü veya aydınlanmamı veyahut ruhumu verin.” Elinizi indirin ve yavaşça gözlerinizi açın.

Şimdi lütfen her iki elinizi, bu şekilde bana doğru tutun. Şimdi, sağ elinizi bu şekilde tutun, başınızı öne doğru eğin ve sol elinizle, başınızın üstünde serin bir esinti olup olmadığına ya da başınızdan çıkan sıcak bir esinti olup olmadığına bakın. Şimdi lütfen sol elinizi koyun. Bıngıldak kemiği bölgenizden soğuk veya sıcak bir esinti gelip gelmediğini sağ elinizle kontrol edin. Hemen başın üstünde değil, çok daha yüksekte olabilir. Sadece elinizi hareket ettirin ve buna bakın. Eğer kendinizi affetmediyseniz veya başkalarını affetmediyseniz, buradan gelen esinti sıcak olacaktır.

Şimdi, sağ elinizi bana doğru tutun ve yine sol elinizle, bıngıldak kemiği bölgenizden soğuk veya sıcak bir esinti gelip gelmediğine bakın. Şimdi her iki elinizi  gökyüzüne doğru kaldırın ve başınızı geriye doğru itin. Burada şimdi 3 kez bir soru sormalısınız:

Bu, “Ruh” adı verilen Tanrısal sevginin her yeri saran gücü müdür?

3 kez, “Bu, “Ruh” adı verilen Tanrısal sevginin her yeri saran gücü müdür?” diye sorun.

Başınızı geriye doğru itin. Şimdi, lütfen elinizi aşağı indirin. Şimdi, her iki elinizi bu şekilde bana doğru tutun. Ve düşünmeden Beni izleyin çünkü olan şey, sizin düşüncesiz farkındalık içinde olmanızdır. Siz şu ana gelirsiniz. Şu anda olursunuz.

Lütfen iki elinizi de tutun. Parmaklarında, avuç içinde veya bıngıldak kemiği bölgesinin üstünde soğuk veya sıcak esintiyi hissedenler lütfen iki elinizi havaya kaldırın

Şuna bakın! Bütün Türkiye (aydınlanma) aldı!

Tanrı sizleri korusun !

Tanrı sizleri korusun !

Hepinizi selamlıyorum, şimdi azizvari hayatınız başladı.

H.H. Shri Mataji Nirmala Devi