Star TV Röportajı

Istanbul, Ataköy Marina Hotel (Turkey)

1999-04-01 Shri Mataji, Star TV Interview, Turkey, 21' Download subtitles: EN,TR (2)View subtitles:
Download video - mkv format (standard quality): Watch on Youtube: Watch and download video - mp4 format on Vimeo: View on Youku: Listen on Soundcloud: Transcribe/Translate oTranscribeUpload subtitles

Feedback
Share
Upload transcript or translation for this talk

Shri Mataji’nin Star TV Röportajı, Ataköy Marina Hotel, İstanbul, Türkiye, 01.04.1999

Muhabir : Bunlar bir bahçeden toplandılar, çiçekçiden alınmadılar.   

Yogini: Onlar bahçeden Anne! Onlar bahçeden.

Shri Mataji: Teşekkür ederim, çok naziksiniz. İsmi nedir? Bu çiçeklerin ismi ne?

Yogini: Çiçeğin ismini soruyor?

Muhabir : Bilmiyorum.

Shri Mataji: Çok teşekkür ederim, teşekkür ederim. Çok teşekkür ederim, teşekkür ederim. Lütfen oturun.

Muhabir : Burada efsunlu bir hava var, sanki böyle bir fanusun içinde, belki psikolojik, belki  de ortamın yarattığı doğal havadan dolayı. İnsan burada değişik bir huzur duyar gibi hissediyor.

Yogini : Burada kendisini farklı hissediyor, farklı bir atmosfer belki de mistik görünümü yüzünden,  kendisini çok rahat ve iyi hissediyor.     

Shri Mataji: Çok iyi, kesinlikle iyi bir görüş.  

Yogini. Bu çok iyi bir şey, bunu hissetmeniz!

Muhabir : Merak ediyorum, kendisi Hint Okyanusunun derinliklerinden mi geliyor, yoksa Himalaya dağlarının zirvelerinden mi, geliyor.

Yogini: Hint okyanusunun dibinden mi yoksa Himalaya’ların tepesinden mi geliyorsunuz, diye merak ediyor.

Shri Mataji: (Gülerek) Hindistan’ın göbeğindenim, evet Oğlak’tan, bilirsiniz, Yengeç dönencesinden, Mekke’de Yengeç dönencesindedir.  

Yogini: Yengeç dönencesi?

Shri Mataji:  Evet, Yengeç, siz ne diyorsunuz ona? (Yengeç dönencesi, Kuzey yarım kürede ekvatorun 23° 27′ kuzeyinden geçtiği varsayılan enlemdir. Güney enleminde yer alan Oğlak dönencesinin simetriğidir.)  Yaklaşık 23 derece ve …   

Yogini: Yengeç dönencesinin anlamı?

Shri Mataji: Buna siz ne diyorsunuz, yaklaşık olarak, orada daha aşağıya gelir.

Muhabir : Aslında bir espri yapmak istemiştim. Kendisi çok derin bir insan olduğu için ve çok zirvede bir insan olduğu için kadar, derinliklerden, iç dünyası gelişmiş ve o kadar büyük bir zirve de oturuyor ki, diye bir espri yapmak istemiştim.

Yogini: Aslında, bu onun kalbinden geliyor! Bir espri yapmak istedi. Sizin derinlerden geldiğinizi söylüyor, derinlik Sizin içinizden geliyor, böyle diyor.

Shri Mataji: Bu bir gerçek. Hindistan’ın çok derin bir kültürü var, çok derin bir kültür, spiritüel kültür, sizin Sufilerinizin olması gibi, bizim ülkemizde pek çok azizimiz var.  

Muhabir : Acı ve sabrın şeyi nedir? içeriği nedir? Yani, bu olayın içinde acı ve sabır nasıl tanımlanır? 

Yogini:  Günlük yaşamda acı çekme durumu nedir? Yaşamda acı çekmenin anlamı nedir?

Shri Mataji: Bu cehaletten kaynaklanır, cehalet yüzündendir ve sizler dünyevi yaşamla çok ilgilisiniz, işte bu yüzden kendinizi cahil hissediyorsunuz ama eğer siz bunun üzerine yükselebilirsiniz, hiç bir şekilde acı çekmezsiniz.  

Yogini: Bu modern zamanlardan sonra, teknolojiyle,  insanlar kendi içlerinden ve Tanrı’dan daha ve daha fazla uzaklaşıyorlar ve (Onunla) bağlantıda değiller.  

Shri Mataji: Modern zamanların acısını onlar çok daha fazla hissediyorlar.

Muhabir : Hayatta tesadüfler vardır, önemli tesadüfler vardır, bu tesadüfler aslında insana verilmiş bir mesaj mıdır?

Yogini: Hayatta tesadüfler var! Bu tesadüfler halka bir mesaj mı veriliyor?

Shri Mataji: Elbette, elbette, bunlar mesajdır, bize rehberlik edecek mesajlar.

Yogini: Yani, insanlar bu mesajları aldıklarında, işaretleri doğru bir şekilde anlarlarsa, o zaman Tanrı’ya daha ve daha da yakın olmak için Ona yönelebilirler, böyle mi demek istiyorsunuz?

Shri Mataji: Bu gerçekten, siz arzu edin, tüm bu sorunların neden ortaya çıktığını bilme arzusu, gerçeği bilme arzusu, görüyorsunuz, bu belirmeye başladığı zaman, siz sırlar yoluna çıkarsınız.

Yogini: Tanrı her zaman içimizdedir, ancak Tanrı ile aramızdaki mesafe, hayatımızda neler yaptığımıza bağlıdır. Bu doğru mu?

Shri Mataji: Evet, çünkü ruhunuzu hissedemezsiniz ve işte bu yüzdende, eğer kendinizi hissedebiliyorsanız, eğer kendinizi tanıyorsanız, o zaman Kadir,-i Mutlak Tanrı’ya kesin olarak yakınsınız demektir.

Muhabir : Yani aslında o zaman ibadet, insan sabah evinden yola çıktığında, insana karşı yaptığı hareket, hayata karşı yaptığı hareket akşama dönüp eve geldiğinde, o esnada, ellerini açıp bir dua etmesi, aslında günün bütün yaşantısı, insanın Allah’a olan ibadetleri oluyor. Öyle değil mi?

Yogini: Bu durumda, Tanrı’ya dua etmek, hayatımızı nasıl yaşadığımız, işleri nasıl yaptığımızdır ve hatta uyumadan önce ellerimizi açıp dua etmemizin, aslında Tanrı’ya gerçekten dua etmek demek olduğu anlamına gelir.

Shri Mataji: Bu doğru ama kalbiniz temiz olmalıdır. Eğer kalbiniz temiz değilse ve sadece oturup Tanrı’ya dua ederseniz, Tanrı her şeyi bilir.

Yogini : Tanrı her şeyi bilir.

Muhabir : Onun bildiğini de bizim bilmemiz gerekiyor. Onun bildiğini, bilmemiz şart. İnsan her zaman denetim altında olduğunu hissetmeli.

Yogini: Tanrı’nın içimizdeki her şeyi  her zaman bildiğini bilmeliyiz.

Shri Mataji: Evet, O hakkımızda her şeyi bilir ve bizi seviyor. Tanrı bizi çok seviyor, bize rehberlik ediyor, ama eğer siz Onu dinlemek istemez, kendi sözlerinizi dinlemek isterseniz ……… ?? sonrasında O size “tamam, sen kendin devam et” diyor.

Muhabir : Film seyreder mi?

Yogini: Film izlemeyi seviyor musunuz?

Shri Mataji: Bazen, iyi bir film varsa, evet izlerim.

Yogini: Eğer güzel film varsa seviyorum.

Muhabir : Örneğin Titanik filmini izledi mi?

Yogini: Titanik filmini izlediniz mi?

Shri Mataji: İzledim, İzledim.

Muhabir : Bir tesadüften bahsetmek istiyorum bu arada, bir filmdi ama gerçeği yansıtan bir filmdi. Biliyorsunuz, Titanik battı, iki aşık vardı. O esnada Rose suyun, salın üzerinde duruyordu.

Yogini : Titanik filminde, Titanik battıktan sonraki bir kısımdan çok etkilendi, sadece kereste parçalarına tutunuyorlardı ve yani, oğlan gece suyun içinde ve kız kütüğün üzerinde otururken su çok soğuktu ve ertesi sabah oğlan donmuştu ve o zamana dek, yardıma ihtiyaçları olduğunu başkalarına duyduramadılar. Sonunda, tam son anda, hemen yakınlarında, insanlar o anda yaşamakta olan sadece tek bir kişi olduğunu işittiler. Kız yaşıyordu. Bu Tanrı’nın bir lütfu mu?

Shri Mataji: Her şey Tanrı’nın bir kutsamasıdır ve onların önemi olmayan şeylere nasıl da dikkat ettiklerine bakın, o zaman siz acı çekersiniz.

Muhabir : Hiç günah işlediniz mi?

Yogini: Günahlarınız var mı?

Shri Mataji: Ne?

Yogini: Hiç günah işlediniz mi?

Shri Mataji: (onlara sadece bakıyor)

Yogi: Günah, hiç günah işlediniz mi?

Shri Mataji:  Ben yapamam, çok zor!

Yogini: Benim için mümkün değil, yapamam.

Muhabir : Böyle bir soru sorduğum için özür dilerim ama hepimiz Allah’ın bir kuluyuz. Belki bazen böyle olaylar olabilir. Onun için seyirci de merak eder diye sordum.

Yogini: Size böyle bir soru sorduğu için üzgün olduğunu söylüyor ama hepimiz Tanrı tarafından yaratıldığımız için hata yapabiliriz. Bu yüzden Size hata yapıp yapmadığınızı sordu.

Shri Mataji: Ben yapmam, dünyevi bakış açısıyla belki, olabilir ama Tanrı’nın bakış açısıyla, hayır.

Muhabir : Futbolu nasıl yorumluyor, ülkesinde tuttuğu bir takım var mı?

Yogini: Örneğin futbol. Futbolla ilgileniyor musun? Desteklediğiniz herhangi bir takım var mı?

Shri Mataji: (Gülerek) Ben asla hiçbir takımı, hiçbir yerde desteklemiyorum çünkü eğer  bir takımı tutarsanız eğlenemezsiniz. Bir denge tutturabilirsiniz, her iki taraf da farklı şeyler olduğu zaman. Ben asla takım tutamam ……… ??

Muhabir : Bir yerde  bir laf duydum, bir şarkıcı söylemiş, yani işte Ermeni’si var, Rum’u var, Müslüman’ı var, Hristiyan’ı var fakat yukarıdan yağan yağmur hepimizi ıslatıyor.

Yogini: Çok beğendiği bir söz duymuş. Ermeniler, Türkler, Hıristiyanlar var, her türden insan var ama yağmur hepsinin üzerine eşit şekilde yağıyor.

Shri Mataji: Onlar her zaman eşittirler. Bunların hepsi insanların meydana getirdiği  farklılıklar. Tanrı’nın ……yoktur? Çünkü aydınlanmayı sağlayan şey, hepinizin içinde Kundalini olmasıdır.

Muhabir : Hepimiz Onun için biriz, fakat biz yaptığımız hareketlerle, ben senden biraz uzağım veya ben sana biraz daha yakınım veya ben daha uzaktayım, Allaha olan mesafemizi biz tayin ediyoruz aslında. O hepimizle aynı seviyede.

Yogini: Tanrı bizleri eşit olarak yarattı. Tanrı ile aramızdaki mesafeyi kişisel olarak  yaratan yalnızca bizleriz.

Shri Mataji: Çiçekler var, her çeşit çiçek var ama onlar aynı Toprak Ana üzerinde büyüyorlar. Yani hiçbir farklılık yok ama onlar kendi çeşitlilikleri içinde, çeşitlilik yaratmak için, çeşitliliğin güzelliğini yaratmak için, onların farklı renkleri var.

Yogini : Bazıları siyah, bazıları pembe, bazıları pembe, siyah, kırmızı, farklı, farklı renklerde, insan.

Shri Mataji: Evet, öyle, biz de böyleyiz. Hiç birinin farkı yoktur. Onların hepsi çiçek, aynı şekilde bizlerde sadece insanız, hiçbir fark yok.

Muhabir: Özür dilerim, insanlar yani bu gün yaptıkları hareketlerle aslında yarını mı hazırlıyorlar?

Yogini: İnsanlar bugün yaptıkları şeylere göre mi geleceklerini hazırlıyorlar?

Shri Mataji: Öyleler. Onlar arıyorlar, pek çok insan şüphesiz ki, gerçeği arıyor veya hakikati  arıyor.

Yogini : Bu hayatta biz ne yaparsak yapalım, bu çocuklarımızı ve diğerlerini de etkiliyor …?

Shri Mataji: …….

Yogini: ……………..

Muhabir : Ne tarz müzik dinler? Şimdi bir müzik duyuyoruz, bu herhalde Hint Müziği.

Yogini: Ne tür müzik seversiniz? Şimdi bunu dinliyoruz. Bu Hint müziği olmalı. 

Shri Mataji: Her tür, Mozart’ı severim, Vivaldi’yi severim, her tür müziği severim. Müzik daha güzel, görüyorsunuz. Farklı türleri var, hepsi bu. Çılgınca yüksek sesli müziği sevmem. Bu kulağımı sağır ediyor.

Yogini : Aslında muhabir dedi ki, müzik kulaktan gelip kalbe girmeli, müziğin bir kısmı sadece kulaklarda kalıyor

Shri Mataji: Hayır, hayır.

Yogini: Kalbe gitmiyor.

Shri Mataji: Bu kalbinizi patlatır.

Yogini: Anlayamadım

Shri Mataji: patlatır, kalbinizi patlatır.

Yogini : İnsanlık için mesajınız nedir?

Shri Mataji: Mesaj, hepinizin kendi içinde, sizin daha sonraki evriminizden sorumlu olan ve sakrum olarak bilinen üçgen kemik içinde bulunan bir güce sahip olduğunuzdur. Ve bu sizde uyandırıldığı zaman, size içinizde yeni bir farkındalık kazandırır, kolektif bilinçte olursunuz. Bu, sizin şu sahip olduğunuz bağlantıya benziyor (Muhabir ‘in elindeki mikrofonu işaret ederek) görüyorsunuz, sizin Ruh olan bu İlahi Sevginin Gücü ile bağlantılı olmanız gerekiyor.

Yogini : Sizin Sahaja Yoganız için, bunun her şeyin cevabı ve anlamı olduğunu söyleyebilir miyiz?

Shri Mataji: Tabii ki tabii ki. Çözüm budur, çünkü tüm problemler cahil insanoğlu yüzünden meydana gelir, Tanrısal olanla bir kez bir olduktan sonra, tüm problemler çözülür.

Muhabir : Hanımefendi, Türk yemeklerinden, bunların dışında veya bunları mı seviyor, ne tarz yemekler seviyor?

Yogini: Muhabir size Türkiye’de ne yemekten hoşlanırsınız diye sormak istiyor. Normalde bütün yabancıların döner, kebap, şiş kebap yemeyi sevdiklerini söylerler.

Shri Mataji: Her türlü Türk yemeğini severim. Bence dünyanın en iyisidir.

Muhabir: …………………

Yogini :  Her şeyin ne zaman, nasıl olması gerektiğine dair zamanlamayı kestirmenin bize düşmediğini söylüyor. Her şeyi yapan bir güç var. Kendi yaşamında, 45 yaşına dek her şeyin çok zor olduğunu, olduğu yerde mücadele ettiğini söylüyor. 45 yaşından sonra, bir şeylerin değişmesi gerektiğini söylediğini ve yeni hayatında, şu anda, Sizinle tanıştığı bu anın, hayatının en özel anı olduğunu söylüyor. Bu, Tanrı’nın bir kutsaması ve bu yüzden size teşekkür ediyor.

Shri Mataji: Çok teşekkür ederim. Böyle bir şey duyduğum için çok teşekkür ederim. Benim için de, sizinle tanışmak (yoginiye bakarak) büyük bir zevk, çünkü kendisi çok hassas bir insan.

Yogini (Muhabire): Rahat oturun. Rahat mısınız?

Shri Mataji: Serin esintiyi hissedebildiğiniz zaman,  

Yogini : Ellerinizde serin esintiyi hissettiğiniz zaman söyleyin.

Muhabir: Serin esinti mi?

Yogini: Ruhun esintisi. Bu Ruhun esintisidir.

Muhabir : Ruhun?

Yogini : Evet, Ruhun.

Muhabir : ……..

Yogini : Tanrısal gücün. Aynı zamanda başınızın üzerinde de hissedebiliriz.

Muhabir : Evet. Çok kuvvetli hissediyorum.

Yogini : Çok güçlü bir şekilde hissediyor.

Shri Mataji: Bu Tanrısal Sevginin her yeri kaplayan gücü.  

Yogini : Başka insanların da Kundalinisi uyanabilir.

Muhabir : Hızlı mıydı?

Shri Mataji: Üçgen kemik bu (Muhabire Sahaj el kitabından göstererek)

Yogini : Bakın bu üçgen kemik, şu gösterdiği yer.

Shri Mataji: Kundalini bu altı merkezden geçerek yükselir.

Yogini : Altı tane merkezin içinden geçerek yükseliyor.

Shri Mataji: En sonunda Kundalini, bu altıncı merkezi deler ve o zaman siz onu hissedersiniz.  

Yogini : Ve altıncıdan sonra başımızın üzerinden çıkıyor. Onun için serin esintiyi hissediyorsunuz.

Muhabir : Anladım.

Shri Mataji: Bunu alabilir ve bunu hissedebilirsiniz.

Muhabir : İmzalar mısınız?

Shri Mataji: Tamam.  

Yogini : Kağıtta sevgim ve kutsamalarımla. Mataji Nirmala Devi, yazıyor.

Muhabir : Kalbimin üzerinde taşıyacağım.

Yogini : Muhabir onu kalbinin üzerinde taşıyacağını söylüyor.

Kameraman: (Kapağında Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olan Atatürk’ün resminin bulunduğu  kitabı filme alıyor)

Yogini: Atatürk. Aydınlanmış ruh olarak Kabul ediliyor.

Shri Mataji: Atatürk aydınlanmış bir ruhtu.

Yogini : ……………………………korkuyor

Shri Mataji: neden korkuyor?

Yogini: Bir kişinin …………………………

Yogini: Kameraman da almak istiyor ……………………………..

Shri Mataji: aydınlanmasını.

Yogini : Evet.

Shri Mataji: Neden olmasın?  Çok ağır bir şey taşıyor. Onu bir süre için buraya bırakabilir mi?

Yogini: Çok ağır bir şey taşıyor. Buraya bırakabilir.

Shri Mataji: (Kendi fotoğrafını göstererek) Bu fotoğraf çekildiği sırada bir teknedeydik. 5 Mayıs günü.

Yogini : Bu beş mayısta çekilmiş bir resim.

Shri Mataji: Onlar orada oturuyorlardı.

Yogini : Bu resmimin etrafında oturan bir sürü insanlar varken çekilmiş bir resim.

Shri Mataji: bu o gündü, bir kez gerçekleşti ….. Mayısın beşi.

Yogini : Bu ilk defa 5 Mayıs 1970 yılında, Salaşlara merkezini açtığı zaman

Shri Mataji: Bu Hindistan’daydı.  

Yogini : Hindistan’da çekilmiş bir resim.

Shri Mataji: Bu çok sonra gerçekleşti.

Yogini : Fakat bu resmin çekildiği tarih,

Shri Mataji: Oradaydık ve tekneyle gidiyorduk, aynı sırada bu gerçekleşti.  

Yogini : Bu resim, daha sonraki bir tarihte çekilmiş bir resim. Yine beş mayıs.

Yogini : Mayısın beşi.

Shri Mataji: Evet, Mayısın beşi ama daha sonra, on yıl sonra.

Yogini : 5 Mayıs, beş yıl kadar, on yıl kadar sonra, yani 1980 yılında, aynı gün. Kendisinin Sahasrarayı açtığı gün çekilmiş bir resim.

Muhabir : Etrafta bir sürü insanlar var fakat onlar gözükmüyorlar resimde.

Yogini : Etrafta oturan pek çok insan var ama…

Shri Mataji: Onları göremezsiniz. Hepsi yanlarda kayboldular.

Yogini : Evet, etrafta oturan bir sürü insan var fakat onlar gözükmüyorlar resimde.

Shri Mataji: En son fotoğraf bu ama bunun öncesinde insanları gösteren ve sonra onların yavaş yavaş ortadan kaybolduğu başka fotoğraflar da var.

Yogini : Bu en son çekilmiş fotoğraf. Bundan bir kaç tane önce, bir kaç saniye önce çekilende insanlar gözüküyorlar. Gittikçe insanlar bu şekilde, en sonunda gözükmüyorlar.

Shri Mataji: Bu da üzerimde saree ile deniz kenarında olduğum bir başkası ve bu ışık, kalpte belirdi. Kalbin üzerinde.

Yogini : Burada da Shri Mataji, deniz kıyısında ayakta duruyor ve tam kalbinin olduğu yerde ışık.

Muhabir : Evet.

Shri Mataji: Binlerce fotoğraf var, binlercesi.

Yogini : Bu tip resimlerden binlerce var.

Shri Mataji: Bütün yüzüm ışıkla kaplıydı.

Yogini : Burada,

Shri Mataji: Çok kuvvetli bir ışık ama orada çiçekler iyi durumdaydılar, onlara hiç bir şey olmadı.