Christmas Puja

Ganapatipule (India)

Feedback
Share
Upload transcript or translation for this talk

Christmas Puja, Ganapatipule, Hindistan, 25 Aralık 1999

Bu gün Jesus Christ’in doğumunu kutlayacağız. O bu dünyaya çok özel bir şekilde geldi, bir bakireden doğdu. Ve bildiğiniz gibi, Shri Ganesha da aynı şekilde doğmuştu ve İsa, Shri Ganesha’nın bir enkarnasyonu olduğu için, bunu anlayabiliriz. O doğduğu zaman bütün güçlerine sahipti, Hangi güçlere sahip olduğunu göstermek için, herhangi bir dışsal silah getirmesi gerekmedi. Kendisinde tüm güçlere sahipti ancak yine de hoşgörü ve anlayış göstermeye çalıştı, çünkü o sırada uğraşması gereken insanlar, spiritüellikten kesinlikle habersizdiler. O insanlar aslında Yahudiydiler ve Musa, İbrahim ve bütün bu insanlar tarafından bilgilendirilmişlerdi. Fakat kendilerini demirledikleri yeri kaybettiler ve neyi arayacaklarını, nasıl arayacaklarını bilmiyorlardı ve arayış içinde değildiler. Bizimde diğer dinlerde aynısını yaptığımız üzere, onlar sahip oldukları bütün bu Yahudi ritüelizminden oldukça memnunlar. Yüce olan herhangi bir şey için arayış yoktu. Ve bu yüzden İsa’nın çok zor bir hayatı oldu, son derece zor bir hayat. O doğduğunda, üç adamın gördüğü bir işaret vardı, bir yıldız vardı. Onlar bunu izlediler ve Onun bir yemlikte doğduğunu gördüklere o yere ulaştılar, çok basit, doğmanın mümkün olduğu en basit yere. O büyük zorluklar içinde doğmuştu, ama bir yıldız vasıtası ile O’nun harika bir şey olduğu açıkça gösterilmiştir.

Geçen gün birisi Bana, “Siz Ganapatipule’i nasıl keşfettiniz?” diye soruyordu. Aslında orayı bilmiyordum ve burası Maharashtra’da çok iyi bilinen bir yer değildir. Onlar Mahaganapati’ye değil de, Ashtavinayaka’lara gidiyorlar. Hiçbir fikirleri yoktu. Ben Ratnagiri’den dönüyordum ve bu tapınağın tepesinde gerçektende çok büyük bir yıldız gördüm ama hiç kimse onu göremedi, sorunda buydu. O zamanlar Sahaja Yogiler göremiyordu. Bunun üzerine Ben onlara “haydi bu yıldızı takip edelim” dedim. Yıldız çok büyüktü, büyük bir tane, alışılmadık derecede büyük, bir yıldız gibi değildi, ama oldukça büyüktü, kocaman bir yıldız, çok alışılmadık. Ama onlar bunu göremediler. Benimle birlikte olan bu diğer insanlar, “biz onu göremiyoruz” dediler. Ben de “önemli değil” dedim. Onlara dönmelerini, bu Hadkamba dedikleri yerden dönmelerini söyledim ve hadi bu diğer yoldan gidelim dedim. Ve biz sadece yıldızı takip ettik. Onlar, elbette Beni dinlediler ve Benimle tartışmadılar. Ve biz gidiyor ve gidiyorduk, oldukça geç kaldık, ama Ben yine de, “Önemi değil, sorun değil, gidelim” dedim. Ve Ganapatipule’ye ulaştığımız zaman, şafak vakti idi, güzel bir şafaktı, bunu unutamam. Ve şafakta, şu anda bulunduğumuz bu yerde,  bu güzel yeri gördük. Ben, “bizim olmamız gereken yer burası, bütün Sahaja Yogileri de buraya getirmeliyiz”, dedim.  Tabii, siz biliyorsunuz, Rabindranath Tagore bu yeri tarif etti, dünyanın her yerinden insanların buraya geleceklerinden bahsetti ve bu Bharat (Hindistan) kıyısında olacak dedi.

Tüm bunlar kehanet edildi ve bu zaten gerçekleşti ama bu üç büyük adamın İsa’yı keşfetmesi kadar, Benimde burayı nasıl da mucizevî bir şekilde keşfetmem çok şaşırtıcıdır. Ve bu yer gerçekten kutsanmış ve çok güzel bir şekilde vibre edilmişti. Burada iki gün kaldım ve buranın satın almamız gereken yer olduğuna karar verdim. Nihayetinde biz bu yeri aldık  ve burada bütün  bunları aldık ama insanlar bizi çok rahatsız ettiler. Böyle negatif olan insanlar bizi rahatsız ettiler. İsa’da rahatsız edildi, işkence gördü, insanlar tarafından kendisine çok işkence edildi. Bu yüzden çok küçük yaşta ailesi onu alıp götürdü ve onların Keşmir’de olduklarını söylerler.  Ve daha sonra Keşmir’den geri döndü, okuduğum kitaplardan birinde İsa’nın,  onların bizim atalarımız olduğunu söyleyeceğim Shalivahana ile tanıştığı Keşmir’de, olduğundan bahsediliyor, çok detaylı bir şekilde tarif edilmiş ve Sanskritçe yazılmıştır. Yazarın ne yazdığını bilmediğini düşünüyorum. Ve her şey, İsa ile Shalivahan arasındaki sohbetti ve İsa, ona şunu söyledi, “Geldiğim ülke ruhen öldü. Ve insanlar tüm bu pisliğin ve çerçöpün peşinden koşuyorlar. Burası Benim ülkem ve Ben burada yaşamak istiyorum ” ama Shalivahana ona,  “Sen o kadar büyük bir azizsin ki” dedi. Onun ismini de İssa olarak telaffuz etti ve Ona, “ama Sen kendi ülkene geri dönmelisin”, dedi. Kendi ülkene geri dön ve … ”- onun kullandığı kelime şuydu -“onlara Nirmala Tattwam’ı, Nirmala prensibini öğret” dedi.  Bu Sanskrit dilinde açıkça yazılmıştır. Ama İsa oraya gitti ve insanlar o kadar negatif, o kadar negatiflerdi ki, üç yıl sonra O’nu çarmıha gerdiler. Bu, O’nun enkarnasyonunun üzücü hikayesidir. Ama bundan sonra Onun sahip olduğu on iki havari vardı. Ve bu on iki öğrenci içinde, en zayıf olan Petrus’du. Çok zayıftı ve İsa’yı üç kez inkar etti. Ve İsa ona “Bir şeytan gelip seninle tanışacak” demişti. Onunla tanışan Paul’du. Ve her şey, Katolik kilisesi şeklinde şeytani bir İsa karşıtı güce dönüştü.

Bu Katolik kilisesi üzerine okuduğum zaman şok oluyorum, dini bir hareket nasıl böyle bir suç örgütü  olabilir? Bu kesinlikle suçtur,  İsa karşıtıdır. Bütün parayı, her şeyi kazanıyor, insanları aldatıyorlar ve bu ne getiriyor, kendi krallıklarından başka bir şey yok ortada. Göstermelik,  azizler gibi yaşıyorlar ama bu Vatikan’da her türlü pislik oluyor, geçenlerde başka bir kitap okudum. Ama İsa kendisi masumiyet ve saflık iken onlara nasıl Hıristiyan denilebileceğini hayal bile edemiyorum. Bütün bu şeyleri yapmak, Tanrı adına büyük bir utanç. Onlar sahte şeyde yaptılar, sahte para da diyebiliriz ve onları kendi bankaları aracılığıyla dağıttılar, onların bir bankacılık sistemleri var, her türlü şeyleri var, Ben orada yaşadım, ne kadar korkunç olduklarını biliyorum. Ve Tanrı’nın gönderdiği böylesine büyük bir ruhun sonu budur. İncil’i de değiştirdiler – sadece bu da değil, aynı zamanda Gnostiklere, insanlara ve dini bir deneyim yaşamış olan ilk Hıristiyanlara da işkence ettiler. Sabahtan akşama kadar tüm bu saçmalıkları yapıyorlar ve insanlar bu konuda kesinlikle köle gibiler. Dönüşümden bahsediyorlar: Hangi dönüşüm onlara iyi geldi? İtalya’da mafya var, her türlü saçma sapan şey var ve Katolikler günahlarla dolu ve onların sadece gidip itiraf etmeleri gerekiyor. Onun bin yılını kutlarken, Ben bundan hiç de memnun değildim, çünkü bu, festivalden para kazanmanın, para kazanmanın başka bir yolu bu. Aslında İsa’nın Doğum Günü 347 yıldır kutlanmadı ve onlar, çok para kazanabilmemiz için O’nun doğum gününü kutlamanın iyi bir fikir olduğunu düşündüler. Her şeyden önce hepsinin içmesine ve eğlenmesine izin veriliyor, tüm bu sistemler, ahlaksızlıkla  başladı orada. Ayrıca Benedictine adında bir şarap da yapıyorlar. Pis ve kötü olan her tür şeyi yapıyorlar ve bunlar sayesinde o kadar çok para biriktirdiler ki, kimse onlara meydan okuyamaz ve onlardan,  insanların hayatlarından çıkmalarını isteyemez, ama gören insanlar, başından sonuna dek bunu görenler, onlardan vazgeçtiler.

Bu, İsa’nın güzelliğidir. O gerçekten bu insanları kurtardı, onlar gerçeği arayanlardı ve onlar, içinde gerçek olduğunu anlamak için Sahaj’ı kabul etmeyi  başardılar ve bizler artık gerçek olmayan bir şeye tutunmamalıyız. Ve şimdi burada, Katolik Kilisesi tarafından zarar gören, işkence gören çok sayıda insan var.

Size söylemek zorundayım ki , Sahaja Yogadan oldukça korkuyorlar, onlar gerçeğin üzerinde durduğumuzu biliyorlar. Çok korkuyorlar ve bize zarar vermek için ellerinden gelenin en iyisini yapıyorlar ama şimdiye kadar hiçbir şey yapmadılar, her şeye rağmen hiçbir şey başaramadılar. Sonunda gazete aracılığıyla Sahaja Yoga hakkında bir görüş ileri sürdüler. “Biz bütün dünyada tek bir dinin olmasını istemiyoruz” dediler. ‘Evet, çünkü o zaman nasıl kavga edeceksiniz? Savaşmak için bir sürü dine sahip olmalısınız, sonra durdular. Tartıştıkları gazeteler, hepsi durdu. Tüm bu saçma düşünceler geldi ve bu o kadar aşırı bir hale geldi ki, insanlar bunun sayesinde,  “Bu yanlış” diye, bunu  anladılar ve Sahaj’ı gerçekten kabul ettiler. Eğer gerçek yoksa, dünyanın her yerinden insanların dinini neden değiştiriyorlar? Din değiştirmekle neyi başardılar? İşte bu yüzden tüm dinlerin eşit şekilde aynı olduklarını anlamak gerekir. Tezahürü farklı olabilir, ancak özünde hepsi size aydınlanmanızı almanız gerektiğini söyler. Kelimeler her ne olursa olsun, şu şekilde veya bu şekilde, eğer okursanız, İncil’de gerçeği aramanız gerektiğini söylüyordu – hatta birçok şeyi kamufle etmeye çalışsalar da Kuran’da da buna şaşacaksınız, bu mümkün olmadı.

Şimdi Müslümanlar da,  Hıristiyanlardan bile daha kötü bir görüşü benimsediler. Muhammed Sahib’in en son enkarnasyon olduğunu söylüyorlar. Eğer O böyleyse, onların kabul etmeyebilecekleri sonradan gelen pek çok başkası  vardı: Guru Nanaka’mız vardı, Gyaneshwara’mız vardı, Shri Shirdi Sainath’ımız vardı. Bu peygamberler  dünyaya nasıl geldiler? Bunu nasıl inkâr edebilirsiniz? Eğer siz, “biz inanmıyoruz”  derseniz, o zaman aptalsınız demektir. Çünkü sonuncu olan O ise, bu enkarnasyonlar buraya nasıl geldiler?

Yani İsa’nın söylediği pek çok şey. Haçta O “Anneye Bakın” dedi. İşte bakın, çok iyi bir kelime bu, bunun anlamı geleceğe bakın demektir, Anne’yi görün. Ölümü sırasında da bunu söyledi. Ve bütün bu insanlar sadece şiddet, işkence, onlar İlahi olamayacak her türlü şeyi yaratmaya çalışıyorlar. Öyleyse, kişi herhangi bir dini, şiddet kullanarak zorla yayamayacağınızı anlamalıdır, bunu yapamazsınız. Sadece sevgi ve şefkatle. Sahaja Yogayı sadece sevgi ve şefkatle yayabilirsiniz. Ve bu şefkat, bizim diğerlerinden daha iyi olduğumuzu ve onları bizim değiştirmemiz gerektiğini düşündüğümüz zihinsel bir şey değildir.  Hayır. Bu daha fazla sevgi ve şefkattir. Bu bizim insanları gerçekten diriltebileceğimizi hissetmemizdir, herhangi bir şeyi değiştirmeye çalışmak değildir, diriltmek, onları oldukları gibi, biz onları dirilteceğiz. Bizim işimiz budur: insanları diriltmek ve onlara gerçeği vermek. Tüm dünyada çok, çok sayıda insan var ve şimdi gördünüz, bizler ülkelerde çalışıyoruz. “Benin” (Afrika’da bir ülke) gibi bir yerde, Müslüman yedi yüz tane Sahaja Yogi, ,özür dilerim, yedi bin tane Sahaja Yogimiz var.

Ben onlara “siz Sahaj’ı nasıl kabul ettiniz?” diye sordum. Oda Bana “bu çok açık” dedi, “Neden?” dedim. “Her şeyden önce, neden Hıristiyan oldunuz?” dedim. O da “Hayır, Hıristiyan olmadık. Biz sadece Müslüman olduk.” Dedi. “Ama neden?” dedim. O da “Çünkü orada hüküm süren Fransızlar son derece ahlaksız, çok ahlaksız insanlardı. Ve onların, sürekli olarak içen ve her türlü pisliği yapanların dinini takip etmenin ne işe yaradığını düşündük, peki biz nasıl daha iyi olabiliriz? Bu yüzden İslam’ı kabul ettik” dediler. Ama onlar şimdi Sahaja Yogadalar, çünkü bu her ne ise, onlar ayırt ediciliğe sahipler. Onlar arayış içindeler ve ayırt ediciliğe sahipler. Düşünün, onların hepsi, onları siyahîler, onları siyah insanlardan olarak adlandırabiliriz ama onların o kadar aydınlanmış bir akılları var ki, buna şaşırmıştım. Benim hakkımda şiirler hazırlamışlar, Benimle ilgili pek çok şey yapmışlar, yedi bin tanesi Yogi olmuş ve onlar bir gün bütün ülkenin Sahaja Yogi olacağını söylediler.

Türkiye’de biliyorsunuz ki İslam var, sözüm ona. Ama onların aydınlanmış bir ruh olan liderleri, Kemal Atatürk Paşa vardı ve o onlarla konuştu, bütün bu  saçmalıklar hakkında konuştu, bu purdah (peçe) sistemi, bu, kadınların ezilmesi, bütün bu saçmalıklar. Ve onları gerçektende daha fazla özgürleştirdi. Onlar orada son derece yaratıcı insanlar ve düşünün, Türkiye’de iki bin tane Sahaja Yogi var.

Bu deprem olduğu sırada, tek bir Sahaja Yogi’nin ölmediğini, hiç kimsenin de evinin yıkılmadığını bilmek sizi şaşırtacaktır. Ülkemizde de hepsi Katolikliğe döndürülmüş dört tane, dört eyalet var. Şimdi, Ben onlarla konuştum ve onlar Bana “Hayır, bu insanlar bize sadece nasıl iyi giyinip, kiliseye gideceğimizi, ilahiler söyleyip sonra eve dönebileceğimizi söylediler”, dediler. Şaşırdım: onlar diğer insanlardan daha iyi giyinmişler, buna şüphe yok ama böyle bir şeyi nasıl kabul edebilirler ki? Çünkü onlar yerli halktan insanlar, modern zamanların veya herhangi bir şeyin ışığına henüz açık olmayan insanlar. Ve ondan sonra, ondan sonra, Orissa’da ellerindeki kartları deniyorlardı. Orissa’da zaten Katolik olan kişiler vardı. Ve Avustralya’daki bazı Sahaja Yogilerden gidip orada biraz Sahaja Yoga işi yapmalarını istedim. Ve onlar orada, dokuz tane merkez kurdular. Dokuz tane Sahaja Yoga merkezi kuruldu. Ama bunun en iyi yanı şu ki, gelen bir kasırga ile büyük bir yıkım yaşandığı zaman, Sahaja Yogayı yeni kabul etmiş olan bütün Sahaja Yogilerin hepsi güvendeydiler. Hepsinin evleri güvende. Yani şimdi gelecek olan şey, Son Yargılama olacaktır. Hala köktenciliği deneyen, köktendinci olan bütün bu insanlar, onlar yok edilecekler sanırım. Çünkü tüm bu ülkelerde onların yok ediliş biçimlerini, Ben sadece ne olduğunu ve neden bu insanların yok edildiğini, ailelerinin yok edildiğini, evlerini yok edildiğini anlamıyorum.

Sanırım Kalki harekete geçiyor ve tüm bu yerlerde Kalki çok şiddetli bir şekilde çalışıyor. Kara büyü yapanlar ve bunların hepsi, onlar da yok edildiler. Orissa’da tek bir Sahaja Yoginin bile incinmemesi çok şaşırtıcıdır. Bu, Divine’in, geleceği çok uzun zaman önce söylenmiş olan Sahaja Yogiler üzerindeki büyük bir korumasıdır. Fakat insanlar ritüelizmde, papazlıkta ve her türlü konuşmalarda kayboldular. Konuşarak spritüel bir deneyim elde edemezsiniz, okuyarak herhangi bir spritüel deneyim elde edemezsiniz. Guru Nanaka bunu söyledi, Kabira bunu söyledi, Adi Shankaracharya bile bunun Shabda Jalam (aydınlanma – nihai gerçek  hakkında bilgi edinmek) olduğunu söyledi, bu kelimeler ağıdır. “Ah Anne, beni bundan çıkar”. Gerçeği bilen tüm bu insanlar aynı şeyi söylediler, aynı şeyi tekrarladılar, eğer onların hayatlarını okursanız şaşırırsınız. Müslüman olan Sufiler bile başından sonuna dek aynı şeyi yazmışlardı. Sufiler Türkiye’de nasıl yaşayabilirler ya da yaşayabildiler, hatta sufiler Pakistan’dalar bile, – şimdi Pakistan, o zamanlar orası Hindistan’dı – onların hepsi aynı şeyi yazdılar, İngiltere’de bile kimi büyük şairler aynı şeyi yazdılar, gerçek hakikattir ve gerçek sevgidir. İsa’nın kurmak istediği şey buydu, ama O çok, çok zor şartlar altında doğdu.

Ve papazlar olarak, Kilise ve diğer her şeyde görev alan insanlar bundan tam olarak faydalandılar ve gerçektende bütün insanlara baskı yaptılar. Sahaja Yoga’da baskı yoktur. Sizin gelişiniz özgür iradenizledir. Ve sizler gerçeği bulmalısınız, kendiniz hakkındaki gerçeği, kendinizi bilmelisiniz. İsa her zaman  “Kendinizi Bilin” demiştir. Ve onlar bunu hiç bir şekilde, hiçbir yerde denemezler, Kendini Bilmek, çünkü onlar kendilerini tanımıyorlar. Bu durum bizde her dinde var. Hepsi, takip edilmesi gereken doğru yolun ne olduğunu bize anlatmak için bununla savaşmaya geldiler. İsa’nın yaptığı şey, dikkate değerdi, Yahudilere, “Kendisinin Işık” olduğunu, “Kendisinin Yol” olduğunu söyledi. Ama kendisinin varılacak yer olduğunu açıkça söylemedi, çünkü O birisinin gelmesi gerektiğini biliyordu ve Kutsal Ruh’un geleceğini söyledi ve bildiğiniz gibi Onda (dişi olan)üç şey olacaktır: O bir Rahatlatıcı olacaktır, O bir Danışman (Yol Gösteren)olacaktır ve O bir Kurtarıcı olacaktır. İsa kadın veya erkek belirteci kullanmadı ama İbranicede “O” dedi. Yani, İngiltere’de bir kralın karısını boşamak isteyip, İncil’de onay bulmasına varana dek insanlar İncili kötüye kullandılar.

Böylesine adharmik bir adam, İncil gibi kutsal bir kitaptan nasıl onay alabilir? Çünkü güç: O güçle kontrol etmek istedi, gerçek olan her şeyi kontrol etmek istedi. Bu kör bir güçtür. Ama eğer gerçek bir gücünüz varsa, o zaman neye saygı duyacağınızı, neye saygı göstermeyeceğinizi bilirsiniz. Hangi yöne gitmeli, hangi yöne gitmemeli. Çünkü bir görüşünüz var, sizin her şeyi hakkında çok parlak bir anlayışınız var. Hangi yolu izlemelisiniz, nereye gitmelisiniz, doğru olan hangisidir? Tanrıya şükürler olsun, bu Kali Yuga sayesinde, her türlü korkunç şeyler yüzünden, Hindular arasında da sahip oldukları garip, garip ritüellerin yanı sıra, insanlar bu sayede, bunun sonunun bu olmadığını gördüler. Sizler aramalısınız, aramalısınız. Fakat çok önemli olan tek şey, onların hepsinin aramanız gerektiğini, kendinizi bulmanız gerektiğini söylenmesidir. Hint kutsal yazıtlarının bazılarında bu çok net bir şekilde yazılmıştır. Bazıları, hepsinde değil diyebilirim. Bazılarında, sizin kendinizi aramanız gerektiği yazılmıştır, özellikle de Hindistan’da dünyaya gelen azizler, sizin her zaman aramak zorunda olduğunuzu, gerçeği bulmak zorunda olduğunuzu söylemeye çalıştılar. Çünkü onlar gerçeği biliyorlardı ve başkalarının da gerçeği bulmasını istediler. Yani her dinde aydınlanmış insanlar oldu. Budistler arasında da arayıştan, gerçeği aramaktan bahseden bir Viditama, Lao-Tse ve daha pek çoğu vardı. İsa bunu çok net, çok, çok net bir şekilde söyledi ve Onun doğum gününde, birçoğunuz hâlihazırda gerçeği bulduğu ve sevgi, şefkat ve tevazu yolunu bildiğiniz için Ben kendimi çok mutlu hissediyorum.

İsa’nın içimizde nerede yaşadığını, İsa’ya nasıl saygı gösterileceğini ve Ona nasıl ibadet edeceğimizi biliyoruz. Bu Agnya çakrasıyla, siz bir insanın arayış içindeki birisi mi yoksa baskıcı kibirli bir Hıristiyan olup olmadığını ortaya çıkarabilirsiniz. Siz bunu yapamazsınız, eğer bir Hıristiyan’sanız, böyle biri olamazsınız. Eğer böyleyseniz, o zaman siz bir Hıristiyan değilsiniz. İsa’ya bakın, O ne kadar mütevazıydi. O, onları hepsini bitirebilirdi – Onun böyle güçleri vardı – onların hepsini; ama O kendisini çarmıha gerdi. Bunun sebebi Agnya çakranın kırılmasıydı, Agnya geçilmeliydi. Ve bu yüzden O bunu kabul etti. Söylediğim gibi, en yıkıcı güçler olan Shri Ganesha’nın bütün güçlerine İsa sahipti. Tüm bu güçler Toprak Ana’dan gelir ve Toprak Ana tüm dünyayı sallayabilir. Fakat Devi Mahatmya’da tarif edildiği gibi, O Mahavishnu olarak gelendi. Nasıl biriydi O ve ne yaptı, Onun bütün işleri Mahavishnu’da güzelce tarif edilmiştir. Şimdi, onlar bilmediklerinde, Devi Mahatmya’yı İsa’nın çalışmasına bağlamak istediler, sorun değil, onlar kayboldular. Böyle bir dağılma var ve kolektivite yok, hiçbir şey yok. Ve onlar kendilerini İsa’nın müritleri adlandırıyorlar: bunu yapamazsınız. Sevgi, merhamet sahibi olmak zorundasınız ve bir amaç içinde değil. Onların gidip şefkatten, sevgiden bahseden misyonerleri var ve elde ettikleri şey din değiştirmekten başka bir şey değil çünkü bu demokrasi ve onlar daha fazla sayıda kelleye sahip olmak istiyorlar. Tüm dünyayı  kurtarmaya, bütün dünyayı birleştirmeye gelen İsa’ya karşı gösterilen bu tavır ve Onun ismini lekelemek için yapılan bir sürü farklı farklı girişimler,  suç teşkil eden ve çok küçümseyici bir tavırdır.  Şimdi size şunu söyleyeyim, eğer İsa doğmuş ve bu dünyaya gelmişse, bu çok, çok harika bir fırsattır. O bize kendi hayatını verdi, her şeyi yaptı. Ve biz O’nu nasıl takip ediyoruz, affederek. Başkalarını affetmelisiniz, kendinizi affedin ve başkalarını affedin. Rabbimiz İsa Mesih’in oturduğu yer olan bu Agnya çakrasını açmak istiyorsanız, bu çok önemlidir. Eğer siz başkalarını affedemez ve kendinizi affedemezseniz, o zaman bu Agnya açılmaz. Ve bunun en iyi yanı, Benim gördüğüm bütün bu Hıristiyan milletler, sözde Hıristiyanların olduğu yerlerde, onların hepsinin çok kötü bir Agnyaları var. Eğer onlar İsa’yı gerçekten takip ediyorlarsa, neden Agnya çakrada bir catch olsun ki?

Ve onlar son derece baskıcı, kibirli insanlar. Onlar İsa’nın müritleri olamazlar. O çok mütevazıydi, O Kadir-i Mutlak Tanrı ile fazlası ile birdi, çarmıha gerilmeyi kabul etti. Onun doğumunun kendisi çok büyük bir mucizedir ve Onun eseri ise daha da büyüktür. Bizler bütün Hıristiyanları kazanmalı ve onlara gerçek Hıristiyanlığın ne olduğunu, gerçeğin ne olduğunu ve neyi almaları gerektiğini ve İsa’yı takip edişlerini nasıl haklı çıkarmaları gerektiğini anlatmalıyız. Bu çok büyük, organizasyonel bir şey ve bu büyük bir, yani demek istiyorum ki politik bir şey, yani her türlü şey devam ediyor. Ve sahip oldukları tüm kötü şeyleri, adını söyleyin, Hindu dininden getirdikleri, onlar bunu taşıyorlar. Öyleyse dinden dönmenin ne yararı var? Yani Onun yaşamından şunu öğrenmeliyiz, hiç kimse böyle doğmaya cesaret edemezdi. O kadar çok karanlık ve cehalet, o kadar çok zalimlik ki, Onun doğduğu zaman son derece dikkat çekicidir. Böylesine cesur, yürekli bir kişilik. Bugünlerde onlar İsa’yı bir tüberküloz hastası gibi gösteriyorlar, yani sadece yalvarmak için, bilirisiniz. Çünkü onlar dilenciler. Her zaman yalvarıyorlar. Ve Ben bu sefer Bombay’daydım, küçük, küçük kızlar ve oğlanlar şarkı söylüyorlardı ve gelip “bize biraz para verin” dediler. Ben “siz ne yapıyorsunuz?” dedim, onlarda “ilahi söylüyoruz” dediler. “Yani şarkı söylüyorsunuz! Neden paraya ihtiyacınız var?” dedim. Onlarda “Biliyorsunuz, paraya ihtiyacımız var, yiyecek yemeğimiz yok” dediler.

Düşünün. O zaman neden İsa’nın şarkılarını söylensin ki? Her türden dilenme yapıldı. İsa herhangi bir şey için dilendi mi? O bu dünyada dilenciler mi yaratmak istedi? Öldü, öz saygı ile yaşadı. Onun bütün kaliteleri asla çalışılmamıştır ve insanlar çok sıradan, bazen de kesinlikle aşağılayıcı, aşağılayıcı olan bir şeyi benimserler. O bize çok dharmik olanı vermeye geldi, çok… din dememeliyim çünkü bu farklı bir anlam, ama çok dindar ve güzel bir hayat diyebilirim. O modeldir, O izlememiz gereken modeldir. Dilenci olmak, dolaşıp sadaka istemek değil.

Hristiyan okulu olan okullarda bile,  çocuklara bunu öğretirler, siz gidip para isteyin, para isteyin; dünyanın her yerinde para istiyorlar. Ve paralarıyla ne yaparlar,ancak Tanrı bilir. Para asla bu kadar önemli olamaz, asla bu kadar önemli değildir – o sadece bizim kullandığımız bir şeydir  ama bize hükmedemez.

O çok çok mütevazı bir şekilde geldi, paranın önemli olmadığını göstermek için bir yemlik içinde doğdu. Sanskrit literatüründe bir Tanrı veya Yüce Tanrı enkarne olduğu zaman, Onun aishwarya’ya sahip olduğu yazılmıştır, bu Onun zengin olduğu anlamına gelir, O zengin olmak zorundadır. Bu Manevi zenginlik anlamına gelir. Manevi zenginlikle doğmuş olmalıdır. Ruhsal zenginliği varsa, o zaman O gerçek bir  enkarnasyondur.

Eğer sişz Ruhsal sevgi, şefkat zenginliğine sahip değilseniz ve bağımsız değilseniz, bir enkarnasyon olarak adlandırılamazsınız. Bu bir hikayedir. Öyleyse, enkarnasyon olduklarını, kendilerinin Tanrılar olduklarını, İlah olduklarını, sizi ilahi yaşama götüreceklerini söyleyen insanları est etmeliyiz. Kendi hayatlarını, nasıl yaşadıklarına bakın. Onların mizaçlarına bakın.

İsa’nın bunu nasıl bildiğini görebilirsiniz: Peter’a bir şeytanla tanışacağınızı söyledi. Ve işte onun tanıştığı Paul idi. Her enkarnasyonun yaşamında, o enkarnasyonun faaliyetini engelleyen negatif bir güç olmuştur. Bizde de pek çok negatif güç oldu ama yavaş yavaş üstesinden geldik ve Ben hala orada yaşıyorum, hayır, en azından Benim için çarmıha gerilme yok. Öyleyse olan şey budur, çünkü sizler arayış içindesiniz ve gerçeği buldunuz. Size gerçeği vermek, Benim işimdi. Ve siz buna sahipsiniz, ruhsal deneyime sahipsiniz, ki bu kişinin isteyebileceği en büyük şeydir. Kendinizi biliyorsunuz ve birbirinizle birsiniz. Bu da, İsa’nın  “Size Kutsal Ruh’u göndereceğim” dediği işin tamamlanmasıdır.

Bu yüzden Benim için bu milenyum, garip duygularla karışmış durumda, çünkü hepsi bu Katolik Kilisesi tarafından “bu Milenyum” denerek  yaratıldı. Kim böyle diyor? Zaten dört yüz küsur, kırk yedi yıldır kutlanma ve şimdi siz “bu milenyum” diyorsunuz. Bu yüzden bütün dünya “Şimdi milenyum, milenyum, milenyum” diyor.  Eğer öyleyse, eğer gerçekten milenyumsa, o zaman İsa’nın yapmak istediği şey, eline bir sopa alıp, negatif olan ya da Tanrı adına para kazanan tüm insanlara vurmaktır. Mutsuzum çünkü bu Katolik Kilisesi tarafından yaratıldı. İsa’dan, O’nun isminden zaten çok fazla para kazandılar ve Brezilya’da, Arjantin’de, Peru’da ve tüm bu yerlerde, Katolikliğin olduğu her yerde insanlarla tanışırsanız, onlar çok, çok fakir insanlardır. Katolikler çoğunlukla çok fakirdir, sanırım İsviçre dışında, olması gereken yerlerde, onların bankaları var, belki de nedeni budur. Bu bankacıların bile hepsi Katoliktir. Düşünebiliyor musunuz?

İtalya’da da bundan bir sürü var, ama şimdi İtalyanlar bu şekilde çok daha açıklar, çok daha açıklar ve bu Katolik Kilisesi tarafından pek çok şekilde saldırıya uğruyorlar. Fransa’yı bilmiyorum, Fransa kısmen, henüz çok fazla değiller, ama bir gün gelecek bu Fransa, ne yapıyorlarsa yapsın, çok ciddi bir ders almak zorunda kalacaktır. Özgürlüğün ne olduğunu bilmiyorlar, aslında kanunları bilmiyorlar. Deliler  gibi rastgele gidiyorlar. Öncelikle çok fazla içiyorlar. Onlara göre, içmeye izin vardır. İnsanoğlunun en büyük laneti olan içki içmeye nasıl izin verilebilir?

Onun bir düğüne gittiğini ve düğünde, şarap  yarattığını söylediler. İbranice’de şarap, üzüm suyu anlamına gelir. Fermente edilmiş şarap değil. Ve siz nasıl anında şarap yaratabilirsiniz? Mantığı yok. Mayalandırmalısınız, çürütmelisiniz ama Hıristiyanlar bunda en kötüsüdür. Onlar biri ölürse içerler, biri doğarsa, içerler. İyi ya da kötü olan her şey için  içerler. Özellikle Fransa’da, içki içmek onların dinidir. Artık paraları yok, Fransızların parası yok, çünkü bu içki işi tüm paranızı, her şeyinizi alıyor. İsa asla içmeniz gerektiğini söylemedi. Neden söylesin ki? Bu farkındalığınıza aykırıdır, anlamalısınız, Onun içki içen insanlara karşı olmadığını söyleyerek Onun ismini bu kadar kötüleyemezsiniz. Hayır,  asla. O yapamaz. O, saflığın enkarnasyonuydu: Böyle bir şeyi nasıl söyler?

İnsanların yaptığı şehvet düşkünlüğünü, ahlaksızlığı anlayamıyorum. Kiliseye gidip, geri gelip, ahlaksız olacaklar. Onlarda bir kısıtlama yok çünkü bilmiyorlar, çünkü neyin yıkıcı neyin yapıcı olduğunu görmek için içlerinde Ruh’un ışığı yok, ışık yok. İşte bu yüzden İsa dünyaya bunu göstermek için geldi ve onlar tüm bunları O’nun üzerine yüklediler ve istedikleri her şeyi yapmak için ruhsat aldılar.

Sahaja Yoga’dan sonra siz neyin yanlış ve neyin iyi olduğunu fark edersiniz. Siz bir Sahaja Yogi olmadığınız sürece, bu ayırt ediciliğe sahip olmak zordur. İşte İsa adına bu kadar çok insanın kaybolması, onların kendi varlıklarının yıkıcı güçleri içinde  kaybolmaları bu şekilde olmuştur. Biz bunlara sahip olduğumuz altı tane düşman diyoruz. Yani bugün, onun hayatını, doğumunu, işini, büyüklüğünü, fedakârlığını hatırladığımız zaman, Onun yaşamını takip etmemiz gerektiğini bilmeliyiz. O bizim modelimizdir, çok fazla şeye katlanmalıyız, hoşgörülü olmalıyız, bizler öfkeli olamayız, başkalarının özgürlüğüne karşı bir tehdit olamayız. Bazı şeytani insanların var olduğunu biliyorum, ama bizler onlar için bir tehdit olmamalıyız. Bizim gerçeğimiz savaşacaktır. Bu bizim yapmamız gereken çok, çok basit bir şeydir. Sahaja Yoga’da, insanların çok ahlaki bir hayata, ahlaki bir davranışa ve aynı zamanda bütün bir kültüre doğru götürüldüğünü gördüm. Sahaja Yoga kültürü çok ahlaklı bir kültürdür, çok sevgi dolu bir kültür, çok şefkatli bir kültürdür. Ve eminim, içinizdeki İsa sizi bu şekilde gördüğü için sevinecektir.

Tanrı sizi kutsasın.