Birthday Puja 2002

New Delhi (India)

Feedback
Share
Upload transcript or translation for this talk

79° Doğum günü için Puja, Delhi (Hindistan), 21 Mart 2002.

(Konuşma Hindi Dilinde başlar)

Sevginin bu tüm yüceliği nasıl yayılabildiğini görebiliyorum… nereden nereye uzanabildiğini… kaç kişiye… bilmiyorum bile. Ama tüm edebiyatı anlaşılabilir. Hiç Sevgi Kitabı olabilir mi? Sevginin kitabı yoktur. Sevgi her yere yayılan Mahamandala (Yüce Organizasyon) gibidir… Onu fark etmiyoruz ve onun hakkında birşey bilmiyoruz ama Tanrı’nın sevgisi her yere yayılır, tüm yaradılışa. Tüm dünyaya ve her bir ülkeye. Ancak aydınlanmanızı aldıktan sonra onu hissedebilirsiniz, bilebilirsiniz… onun Sevgi olduğunu… Tanrı’nın Sevgisi olduğunu. Tanrı’nın Shakti’si sadece Sevgidir. Ve geliştiren sadece Sevginin gücüdür. Bunu anlayamayız. Birinden nefret etmek… birisi hakkında kötü düşünceler beslemek, biriyle tartışmak… bunlar çok dünyevi şeyler. Hepiniz Sahaja Yogilersiniz ve aklınızda sevgiden başka bir şey olmaması gerek. Bugünlerde ülkemizde bu kışkırtma var. Bunu gördüğümde, insanların din adına neden böyle bir kargaşa yaratmış olduklarını anlayamıyorum. Ne gerek var buna? Bir şey başlar ve sonra onun karşı hareketi geri gelir. Ve karşı hareket başlangıçtan çok daha büyük olur. Bu durumda Tanrı adına ne deneyiminiz varsa azalmaya başlar.

Bugün anlamanız gereken şey, sevgiyi nasıl çoğaltacağınız… bu sevgiyi nasıl gösterebilir ve onu nasıl büyütebilirsiniz. Her şeyden önce çocuklarımıza bakmalıyız. Eğer birisi ona vurduysa, gidip de o kişiye vurmasını ona söyler miyiz? Bunun yerine şunu anlamasını sağlamalıyız: “önemli değil… eğer sana vurduysa o iyi değil demektir” bir süre sonra kendini iyi hissedecektir ve o kişiyle yeniden arkadaş olur… çünkü çocuk kalbi masum ve sadedir. Bir saniye içinde kendini iyi hissedecektir. Sonra. Onun bunu anlamasını sağladıktan sonra, “oğlum, gördün mü, o sana vuruyorsa bu kötü bir şey, o zaman sen de aynı kötü şeyi yapmamalısın.” Çocuk kavga etmenin iyi birşey olmadığını anlayacaktır. Bu çocukluktan itibaren ortaya çıkarılmalıdır. Ama eğer çocuklara, çocukluklarından itibaren sen Müslümansın veya sen Hindusun veya sen şusun sen busun diye öğretilirse çocuk anlamayacaktır ki “Onlara benziyorum… burnum, yüz hatlarım ve yüzüm aynı. O zaman neden bana böyle öğretiyorlar? Neden bana bunu yapıyorlar?” Dolayısıyla bu nefret ve bugün varolan tüm bu şeyler… hepsi içimizdeki aptalca hareketlerdir. İçimizdeki tüm bu aptalca hareketler Sahaja Yoga ile ortadan kalkmalıdır. Tamamen bitmelidir. Ancak o zaman, Tanrı’nın ne olduğunu ve bizim ne olduğumuzu anlayabilirsiniz.

(Konuşma İngilizce olarak devam eder)

Onlara sevgiden bahsediyorum, Herşeye Kadir Tanrı’nın her yeri kaplayan sevgisinden. Bütün bunları O yarattı. Tüm atmosfer orada, tüm sevgi duygusu orada. Ama bu sadece çocuklar gibi masum olan insanlar için mümkündür. Eğer nefretinizde çok gelişmişseniz kimse sizi kurtaramaz. Nefretinizin haklı olduğunu göstermek için on tane bahane bulacaksınızdır. Sonrada onu haklı çıkarmak için her aşırılığa gideceksiniz.

Ülkemizde çok, çok kendine hakim oldukları varsayılan insanlarımız oldu, çok huzurlu bir ülke. Sadece öldürmeye inanan insanlarımız oldu- bunu öldür, şunu öldür.

Bu gibi şeylere inanılmayan böyle bir ülkede bile uzun süredir her türlü şiddete müsamaha gösteriliyor. Ama temelde bizler barışa inanan insanlarız, çünkü barış olmadan gelişme de olmaz. Tam bir barış olmalı. Eğer kalbinizde barış varsa, eğer etrafınızda barış varsa, çok güzel bir ulus olarak büyürsünüz. Korkudan değil, baskıdan değil, ama eğer içten, kalpten mutlak bir barış içinde bir kişi iseniz o zaman hiçbir şeyden korkmadan barış yayarsınız. O kişi huzur verir. Böyle bir kişinin yanına kim giderse gitsin huzur duyar, huzur dolu olma duygusunu hisseder.

Hepiniz Sahaja Yogilersiniz. Hepiniz aydınlanmanızı aldınız. Bu, ruhunuzun artık huzur ve neşe vibrasyonları yaymasıdır. Nerede olursanız olun huzur dolu vibrasyonlar yayacaksınız. Barış yaratacaksınız. Barış yaratmanın, barış dolu bir atmosfer yaratmanın yollarını bulacaksınız. Öyle bir şekilde büyümeliyiz ki barış yaratmalı, başkalarına barış vermeli ve bunun örnekleri olmalıyız, bu çok önemli.

Delhi’de bu kadar çok sayıda aydınlanmış kişi olduğuna inanamıyorum. Bunu asla beklememiştim. Herşeyden önce, insanların Benim çalışmamı anlamaları için doğru bir akla sahil olmalarını beklemek zorunda kaldım çünkü bölünmüştük ve pek çok kişi hayatlarını kaybetti, mallarını kaybetti ve Ben tüm bunlarla yüzleştim. Bunu Kendim gördüm. Ve onlar sadece yapamadılar, diğerlerini affedemediler.

Dolayısıyla affetmek diğerlerinin acısını, başkalarının üzüntülerini anlamanın çok iyi bir yoludur ama bu derinliği geliştirmelisiniz. Kızmak yerine, intikam duygusu yerine Tanrısal sevgiyle, eğer içinizde o huzuru geliştirebilirseniz, aklınızın huzurunu elde etmeyi başarabilirseniz, fazladan bir şey yapmanıza gerek kalmaz artık. Şu anda içinizde sadece huzur var, kalbinizde. Sadece hissedin. Huzurlu bir kişisiniz. Kolayca rahatsız olan bir insan değilsiniz. Öfkelendiğiniz için, insanların keyiflerini kaçırdığınız için bundan böyle asla izahat vermeyeceksiniz. Bunu yapmayacaksınız. Sizler tüm bu öfkenin ve intikam duygularının ötesine yükselensiniz.

Aydınlanma almamış ruhlara anlatması çok zordur, çünkü konuşursam hoşlanmayacaklardır. Aydınlanmalarını alırlarsa onlarla konuşabiliriz. Dolayısıyla en iyisi Sahaja Yoga’yı yaymanız. Sikhler arasında, Müslümanlar, Hristiyanlar arasında yayın onu, her tarafta; özellikle de Hindular arasında çünkü bu günlerde Hinduların da ülkemiz ve kültürü hakkındaki anlayışlarını kaybettiklerini görüyorum. Ve işte bu şekilde intikam alıyorlar. Böyle bir intikamı anlamıyorum. Ama ne yapmalı? İnsanlar halihazırda o konumdalar, pek çok şeyi anlamadıkları o alçak seviyedeler.

Örneğin şimdi, belli bir yerde Shri Rama  tapınağı inşa etmek istemiyorlar. Sahaja Yogi olmadıkları için onlara, o yerin Shri Rama’nın doğduğu yer olduğunu söyleyemem. Onun enkarnasyonuna mutlak bir saygı göstermemiz gerekir. Eğer doğduğu yer burası ise, bunu vibrasyonlarla hissedebiliriz, o zaman salt böyle birşey yapılmasını istemediğimiz için gerçeği ve doğruyu neden inkar edelim? Onlarla konuşmak zordur.

Anlaşılması gereken Babar’ın bize ne yapmış olduğudur. Babar kimdi? Bir yabancıydı ve bu Babar tarafından bile inşa edilmemişti. Hayır değildi. Gidip onu inşa eden askerlerden biri idi. O yüzden ona Babri Mescid dediler.

Ama bakalım şu Bar Babar’a ne oldu? Öldü ama o başka bir ülkeden buraya gelmişti. Hintli bile değildi. Bunun önemi yok, orada doğmamıştı. Demek istediğim, o yerle hiçbir ilgisi yoktu ama kesinlikle biliyorum ki ve siz de bileceksiniz ki, şimdi şu anda ellerinizde hissedebilirsiniz, Shri Rama’nın doğduğu yer Babri Mescid’dir.

Şimdi, eğer orada bir tapınak inşa etmek isterseniz insanlarda ne ters olur? Orada bir tapınak yapılırsa onlara ne olur? Demek istediğim, bu sadece bir saygı ve hissiyat meselesidir. Ama insanların bu şeylere bakış şekli, zor, onlarla konuşamazsınız. Bende Rama’nın ismini andım. Herkes onun adını anar çünkü öylesine bir teselli ve öylesine bir rahatlık ki, ama insanların bu tür şeylere bakış şekli çok zor, onlarla konuşamazsınız.

Şimdi başka bir saçmalığı konuşuyorlar, Kashmir’de Hz. Muhammed’ın bir saç teli olduğunu söylüyorlar. Bazıları bunun Onun saç teli olmadığını söylüyor. Nereden biliyorsunuz? Bu saçın kimin saçı olduğunun ölçütü ne? Aslında, şaşıracaksınız, Kaşmir’e gittiğim zaman, arabayla bir yere gidiyorduk ve birden müthiş bir vibrasyon hissettim. Şöföre sordum: “Neden arabayı şuradan sürmüyorsun?” Bana “neden?” diye sordu. “Çünkü oraya gitmek istiyorum.” “Bu eski bir yol ve orada yaşayan birkaç kişi var” dedi. “Önemli değil, gidelim” dedim. Gittikçe yaklaştık ve birkaç Müslümanın evi vardı, onları çağırdım ve sordum: “Bu yol nereye gidiyor?” “Bu Hz. Bal’dır” dediler. İsmi bile size öyle huzur veriyor ki. O Hz. Muhammed’in saçıydı.

Hindular Onun hakkında, Müslümanlarsa Shri Ram hakkında birşey bilmek istemiyorlar. Bu çok şaşırtıcı. Hepsinin kendi dükkanları var ve kendi şeylerini satıyorlar, ama sattıkları şeyin başkalarının sattıklarıyla aynı şey olduğunu bilmiyorlar. Örneğin, “Allah” diyorlar. Allah kimdir? Sahaja Yoga’ya göre Allah Vishnu’dan başkası değildir ve Vishnu, Shri Ram olarak da gelmiştir. Allah diye çağırdıkları Shri Ram’ın kendisidir. Sadece bir Sahaja Yogi bunu anlayabilir. Eğer Ben konuşurken ellerinizi kaldırırsanız, vibrasyonların orada olduğunu görüp şaşırırsınız çünkü Allah, aptallığınızla aşağılamaya çalıştığınız Shri Ram’dır.

Dolayısıyla bu hem Hz Muhammed tarafında olanlar için hem de Hindular için aptallıktır. Hindular da anlamıyorlar. Bir şekilde orasının Shri Ram’ın doğum yeri olduğunu biliyorlar. Bilmiyorum, bir şekilde biri onlara bunu söyledi veya belki de – bilmiyorum nasıl biliyorlar –onlar vibrasyonları bilmiyorlar. Vibrasyonları olan çok fazla Hindu’ya daha rastlamadım – demek istediğim sizin köktendinci dediklerinizde. Onların hiç vibrasyonları yok. Dolayısıyla Shri Rama’nın janma bhoomi’sini nasıl biliyorlar diye merak etmeye başladım. Belki bir şekilde öğrendiler ama bunu kanıtlayacakları bir noktaları yok. Sorun şu ki, eğer aydınlanmış ruh olsalardı, eğer bizim yüksek mahkeme yargıçlarımız aydınlanmış ruhlar olsalardı, eğer bakanlar kurulumuz aydınlanmış ruhlar olsalardı onlarla konuşabilirdiniz. Ama hepsi – nasıl söyleyeyim? – tamamen bloke olmuş insanlar. Onlara bu kavganın anlamsız olduğunu nasıl anlatmalı. Shri Ram’ın bir tapınağını inşa etmek gerçekten doğru. Ama ne derseniz deyin, zorluk onların önce aydınlanma almalarının gerekmesidir.

Şu anda, biz konuşurken, aydınlanmasını almış yeteri derecede insan yok. Hepiniz aydınlanmış ruhlarsınız. Mahantalara aydınlanma vermiş birisi vardı, –mahantalar, aziz olarak kabul edilen insanlardır –ve o kişi bana dedi ki, aydınlanmalarını aldıktan sonra  her birinin (mahantaların) gerçek yüzü ortaya çıkmış ve onlarla ne yapacağını bilememiş. Bu herkesin başına gelebilir, Hristiyan kiliselerinde bile veya Musevilere gidin, her yerde bu sorunla karşılaşabilirsiniz. Eğer onlara aydınlanma verirseniz gerçek yüzleri ortaya çıkar. Ve bu durumda, kendilerinin yüce birer kişilik olduklarını düşünen ve böylesi bir inanca sahip insanları rahatsız etmenin ne faydası var.

Onları yargılayabileceğiniz tek yol vibrasyonlarınız aracılığıyladır. Ve Ben, onlara olan sevgim yüzünden “Sizler aydınlanmış ruhlar değilsiniz. Shri Rama’yla veya Hz. Muhammed’le bir işiniz yok sizin. Onlar sizden çok daha ilerideler” diyemem.

Dolayısıyla bugünkü sorun, bilgili insanlarla bilgisiz insanlar arasındadır. Daha evvel aralarında büyük bir boşluk vardı. Sadece bir tek kişi aydınlanmış ruh oluyordu ve ötekiler de onu taşlıyor, dövüyor, her türlü şeyi yapıyorlardı. Bugün sizler çok fazla sayıdasınız. Dolayısıyla kendi durumunuzu bir şekilde ortaya koyarsanız, bu sahnede bile, kimse sizi dinlemeyecektir.

Sizden bir tek şey istiyorum. İnsanlara aydınlanma verin, mümkün olan en fazla kişiye, ama “sözde ruhani” denen kişilere değil. Onların gerçek yüzü ortaya çıkacağı için ne yararı var bunun?

Bu yaygın bir durum. Pek çok kişi Bana “Bir rahibe aydınlanma verdik, İçinde ne varsa ortaya çıktı.” dedi. “Yani, ne oldu?” “Gerçek yüzü ortaya çıktı Anne. Hapse girdi.” “Ah, bu çok fazla. Aydınlanmasını aldıktan sonra hapse girmiş.”

İşte sorun bu. Sevgide, sevgi ile ilgili iki yüzlü olamazsınız. Saf bir kişilik olmalısınız. Kendinizi saflaştırmaya çaba gösterin. Değişmelisiniz. Hala öfkeliyseniz, hala hırslıysanız, sizde hala tüm bunlar varsa, sevgi çalışmayacaktır. Çalışmayacaktır.

Dolayısıyla birisini Tanrısal şekilde sevmek için öncelikle masumiyetin değerini anlamak gerekir. Neden çocukları seviyorum? Çünkü masumlar. Onlarda tüm bu şeyler yok. Bu günlerde ülkemizde olduğu gibi, bir salgın – rüşvet salgını başladı. Salgın. Bu basit bir şey değil. Gördüğünüz herkesde, üçüncü kişiden sonra bir rüşvet salgını var. Neden? Çünkü para istiyorlar. Tamam. Paralarıyla ne yapıyorlar öyleyse? Nasıl saklayacaklarını bilmiyorlar, bunun üzerine bir çeşit çanağın içine veya başka bir yere koyuyorlar ve para kayboluyor. Ya da yakalanıyorlar. Bu önemli değil. Önemli olan ‘neden bu hırs var?’ Zengin olanlar fakir olanlardan çok daha hırslılar, çünkü fakir insanlarda en azından biraz Tanrı korkusu var. Ama zenginler çok hırslılar. Onun bunun peşinde koşuyorlar. Bunun sonu yok. Çok şaşırtıcıdır ki ülkemizde, yeni bir hastalık başladı. Bu hastalıkla birlikte Sahaja Yoga’da bile, Sahaja Yoga’nın sırtından iş yapan ve para kazananlar var. Dolayısıyla hırs sizlere sağ kanaldan gelen bir şey ve siz onu haklı gösterme başlıyorsunuz. Sağ kanalda sevgi için yer yoktur.

Bu hırs o kadar ilerledi ki tüm ülke yıkıma uğramakta. Asla ilerleyemeyiz. Insanlar sadece alma konumunda olduklarında, her yerde sadece hırs olur ve bizler hiçbir şeye ulaşamayız. Ama eğer ülkenizi seviyorsanız, ülkeniz için sevginiz varsa, bunu yapmazsınız. Ama bu sevgi kayboluyor. Seviyorlar – ama kimi seviyorlar bilmiyorum. Çocuklarını öyle bir şekilde seviyorlar ki hayatlarını mahfediyorlar.

Sevgi sınırlı değildir. Sevginin sınırsız olması gerekir. Tüm dünyayı saran sınırsız sevgi. Bu güç var, bu güç halihazırda harekete geçmiş durumda; tek şey sizlerin bunun birer temsilcisi, bu sevgi ile iletişimde olan kişiler halini almanızın gerekmesi. Bu büyük sevgi hazinesi üzzerinde her tür hakka sahipsiniz ve onu her yere yayabilirsiniz. Ama burada bile insanların para terimleri ile  düşündüklerini görüyorum. Para sevginin düşmanıdır. Size garanti veriyorum, eğer paraya ilginiz varsa, Sahaja Yoga’da asla ilerleyemezsiniz.

Ümitsizim, kabul ediyorum. Ben faiz almasını bile bilmem. Bunda bu kadar tuhaf olan ne? Ve insanlar Bana gülüyorlar “basit şeyleri bile bilmiyorsun, para saymasını bile.” “Biliyorum” diyorum. Size şöyle anlatabilirim, orada ne kadar para var, ama ilgilenmiyorum. İlgilenecek pek çok başka şey var. Çocukları görüyorsunuz. Çok güzel, güzel insanlar görüyorsunuz. Tüm dünyada pek çok güzel insan, güzel şey var. Neden böyle gelip geçici, gereksiz bir şeye bu kadar çok dikkat koyulur ki? Ama en çok dikkat çeken şeyin de orada olduğunu söylemeliyim.

Hindistan en kötüsü sanırım. Hindistan’nın en yozlaşmış ülke olduğunu söylüyorlar ama bilemiyorum. Böyle bir şeyi hiç görmedim ama doğru olmalı. Bu vesileyle, paranın sizin için hiçbir değeri olmadığını düşünmeniz çok hayırlı bir olay, değeri yok ve şaşıracaksınız asla paraya susamayacaksınız – kesinlikle. Paranın hiçbir değeri olmadığını idrak etmeniz Sahaja Yoga’daki bir şeydir. Paraya ilgi yok. Sizin paranız Sahaja Yoga’da kaç kişi olduğudur, Sahaja Yoga’ya kaç kişi getirdiğinizdedir. Onu satın almadınız siz. Kimse onu satın almak zorunda değil. Ücretsizdir, her yere yayılır. Neşe vericidir. Parayla daha başka ne istiyorsunuz? Hiçbirşey. Sadece parayla – baş ağrıları, korku ve her tür sorunlar.

Sahaja Yogamıza paralel olarak, bu özgürlüğün yaşamı olmalı, mutlak özgürlük ve neşe duyma, endişelenecek hiçbir şey yok. Hiçbir şey paraya bağlı değildir. Çok fakir koşullarda, son derece mutlu ve neşe dolu yaşayan insanlar gördüm; öte yandan çok parası olanlar, özellikle de yabancı ülkelerdeki zengin kişiler  depresyondalar, onlarda her türlü tuhaf durum var. İntihar ediyorlar. Neden? Eğer para herşey idiyse, neden tüm bu zengin ülkelerin insanları intihar ediyor? Ellerindeki kazanç ne? Sürekli olarak ne düşündüklerine bakın, bir çeşit modanın içine nasıl girilir. Moda, çünkü eğer paran yoksa, bu modaları takip edemezsiniz. Moda çok revaçta bugün, insanlar onun özlemini çekiyorlar. Eğer modaya uymazlarsa kendilerinde bir şeylerin ters gittiğini düşünüyorlar. Ama sizler değil, çünkü sizler Sahaja Yogilersiniz..

Şimdi, bu gibi şeylerin olduğunu görüyorsunuz, ne yapmanız lazım? Bu tür insanlar için acıma duyun –küçümseme değil, acıma ve onlara anlatmalısınız: “Ne yapıyorsunuz? Neden zamanınızı boşuna harcıyorsunuz? Bu yaşamınızın, aydınlanmanızın en yüksek hedefine ulaşmanız için en iyi zaman ve  sizler neden tüm bu şeylerin peşinden bu kadar çok koşuyorsunuz? Bu hengameyi devam ettirmenize neden olan şey nedir?”

Sanırım her yerde bu bir kırılma noktası oldu ve insanlar düşünüyorlar ama sizler vermesi gereken kişilersiniz. Çok büyük bir boyutta bunu başarabilirsiniz.

Demek istediğim, içlerinde hiçbir şey olmayan insanlar gördüm. Ruhani değiller. Onlar aydınlanma veya başka bir şey verebilecek kişiler değiller. Ama sadece bazı sosyal işler yaptıkları için çok ünlüler. Sosyal iş nedir? Fakire bakmak veya bunun gibi birşey.

Şimdi, ne zaman ki çok büyük olan, çok etkin olan sevginiz çalışmaya başlar, bir şeyler yapmanız gerektiğini hissedersiniz, o zaman Sahaja Yoganızın nasıl anlaşılacağını görüp şaşıracaksınız.

Şimdiye dek, Sahaja Yoga iyi, insanlar çok hoş, harika, aziz gibiler ve tüm bu şeyler. Ama bunun etkisi görülmeli ve insanlar bunun etkisini, sevginizin etkisini görmeliler. Önce affedicilik. İnsanları affetmelisiniz. Onlar tamamen aptallar. Size ne kadar aptal olduklarını daha şimdi anlattım. Dolayısıyla bunun için endişelenecek hiçbir şey yok. Eğer bilge bir kişiliğe sahipseniz, her şeyi bilgelikle yargılamaya çalışmalısınız ve bir modaya uygun veya bir çeşit – ne demeli -bir tür gruba uygun olmanız gerektiği duygusunu veren tuzaklara düşmeyin. Buna ihtiyaç yok, bizler Sahaja Yogileriz. Kendimize yeten insanlarız. Hiçbir şeye ihtiyacımız yok. Eğer bir kişiyseniz bizler iyiyiz, eğer çok sayıdaysanız, gene iyiyiz. Şimdi, çok yüksek bir konuma erişmiş olduğunuzu bilmelisiniz ve o sevgiye, Tanrı’nın evrensel sevgisine dokundunuz.

Dolayısıyla günlük yaşamınızda bu sevgiyi daha fazla ifade edin. Başkalarıyla iletişim halindeyken o sevgiyi daha çok ifade edin. Sevginizi öyle şekilde ifade edin ki diğerlerini mutlu etsin. Düşünülmesi gereken tek şeydir budur. Eğer gerçek bir Sahaja Yogi iseniz başkalarıyla nasıl tartışırsınız? Eğer onlar Sahaja Yogilerse, nasıl onları aşağı çekersiniz? Eğer Sahaja Yogilerseniz başkalarını nasıl kandırırsınız? Mümkün değil. Tüm bunlara hiçbir ilginiz olmaması gerekir. Bu demektir ki sizler artık berraklaştınız ve sizler açıksınız, sizler şimdi nirmal’siniz. Kimse size dokunamaz.

Bu tür bir davranışta kendinize saygınız olmalı. Kendinizle ilgili böyle bir anlayış taşımalısınız. Sizin rolünüz ne? Konumunuz ne? Aydınlanmış ruhlar olduğunuzu bilmeniz gerekir. Yaşam kargaşası içinde  koşan bir başka çeşit çılgın insanlar değilsiniz ve ayrıca bir rekabet halinde de değilsiniz. Rakip değilsiniz siz. Sadece kendi sevginiz ve kutsamanız ile gelişmektesiniz. Kutsamaların nasıl çalıştığını bilirim Ben. Ama her şeyden önce, o kutsamaya layık olmalısınız, aksi halde – işe yarayamaz. Sizin sevecen tabiatınız. Bu yüzden İsa Tanrı’nın Krallığı’na girmeniz için çocuklar gibi olmalısınız demiştir. Sizler şimdiden Tanrı’nın Krallığı’ndasınız, ama çocuklar gibi olmalısınız, ne kadar masum onlar, ne kadar sadeler ve küçük küçük şeylerden mutlu oluyorlar. Çok olağanüstü şeyler istemezler onlar. Aslında Tanrı tarafından aydınlatılmış olan sevgimizin tüm dünyayı nasıl değiştirebileceği çok şaşırtıcıdır. Nasıl bu fikri elde ettim ve nasıl gelişti. Eğer bunda hepiniz Bana yardım ederseniz, eminim ki Sahaja Yoga ulaşılmamış pek çok şeyi yapabilir.

Şimdi eve gidin ve size anlattıklarımı düşünün. Bunun üzerinde düşünün. İhtiyacınız olan şey iç gözlemdir. İhtiyacınız olan anlayıştır. “Sahaja Yogi olarak yaşamımda ne yaptım?” Ve sonra ne kadar çok şey yapabileceğinizi göreceksiniz, çok şey. Ve bu yapılmalıdır.

Tanrı sizi kutsasın.