Easter Puja. Istanbul (Türkiye), 21 Nisan 2002.
Bugün, Jesus Christ ve Annesine ibadet etmek üzere buraya geldik. İsa’nın Annesinin, gelmesi ve Türkiye’ye kalması da öyle bir rastlantı ki. İsa’nın çarmıha gerilmesinden sonra Onun, buraya gelip kalması şaşırtıcı değil mi? Acaba O da (İsa), annesiyle ile birlikte daha sonra (buraya) geldi mi? Fakat Onun o zamanlar, Kashmir’e gittiğini söylenir ve Annesi de oradaymış. Kesinlikle mümkün bu, yolda, oraya gitmiş olabilirler.
Ona (İsa) ibadet etmek için buradayız. Sahaja Yoga’ya göre O (Meryem), Mahalaksmi’nin enkarnasyonu idi ve O din uğruna kendi oğlunu feda eden kişi idi. Fakat ne yazık ki, Onun değerini hiç kimse anlayamadı. Onun çok yüce bir ruhani kişilik olduğunu hiç kimse görmedi. Ancak Sahaja Yoganın vasıtası ile Onun İsa’yı doğuran çok yüce bir kişi olduğunu anlayabilirsiniz.
Onun saygı görmemesi çok büyük talihsizliktir, özellikle de İslam dünyasında. İşte bu yüzdende, İslam kültüründe kadınların yeri yoktur. Onlarla ilgili tecrübelerim çok üzücü. Yoksul kadınların rehabilitasyonu için bir organizasyona başlattık ve çok üzücü ki başvuranların hepsi Müslüman hanımlardı. Halbuki, Muhammed Sahib “Annenize bakmalısınız“ demiştir. Buna rağmen bütün bu kadınlar yoksullar evine geldiler ve bazıları sekiz – on çocuklu. Tabii ki, bizler onlara yer vermeliyiz. Onlara bakmalıyız çünkü din hakkında oluşmuş olan tüm bu tür küçük fikirlere inanmıyoruz. En önemli şey “İnsanlık” dinidir“.
Tüm bu dinleri birleştirmek zorundayız. Yaman bir görev bu çünkü Müslüman, Müslümana saygı duymaz; Hristiyanlar, Hristiyanlar Hindulara saygı duymaz. Komik bir şeyin devam ettiğini anlatmak istiyorum. Bunların hepsi Tanrı için, Tanrı’nın işi için ve onun sevgisi içindir. Buna rağmen saygı yok. Sevgi yok. Tam aksine, hepsi kavga ediyorlar, savaşıyorlar, her yerde öldürüyorlar. İnsanların, din ve Tanrı adına bu derece zalim ve anlamsız çok üzücü.
Tek çözüm onlara aydınlanma vermektir. Kuran’da bu aydınlanmaya “Miraç“ adı verilir. Ona “Miraç“ denir. Fakat onlar hiç kimsenin Miraç’a ulaşamayacağını söylemişlerdir. Muhammed Sahib buna ulaştı ama başka hiç kimse ulaşamaz. Sanki insanların aydınlanma almalarını yasaklamış ama bu doğru değil. Bütün insanlık, ister Afrikalı, İngiliz, Amerikalı, Hintli, her nereden olurlarsa olsunlar aydınlanmalarını alabilirler. Hepsi kendi miraçlarına ulaşabilirler. Kişi şunu anlamalıdır ki, insanoğlu bu dünyada savaşması, birbiriyle kavga etmesi için yaratılmamıştır. Hayvanlar bile savaşmıyorlar. Neden insanoğlu din adına savaşmalı?
İsa, sadece din birliğini oluşturmak üzere, Tanrı adına bu dünyaya geldi, fakat Hristiyanlar bile, sadece savaşmaya ve başkalarına hükmetmeye başladılar. Herkesin din adına, Tanrı adına savaştığı büyük bir kargaşa dünyası bu.
Sonuçta, bizim dinimiz evrenseldir, tek dindir. Tüm Deity’lere, Tanrılara ve Tanrıçalara saygı duyuyoruz – Onlara saygı duyuyoruz ve Onlara ibadet ediyoruz. Onların hepsinin tek olduğunu anlamayacak kadar aptal değiliz. Aydınlanma aldıktan sonra da, tüm bunların merkezi sinir sistemimizde var olduklarının farkına varırsınız. Onlar çakralarımızda varlar. Onlar sadece tarihte bize anlatıldığı için ve tüm bu şeyler nedeni ile orada değiller, fakat hakikaten bu bir gerçek, onların hepsi bir arada oradalar, tüm dünyanın yeniden dirilişini için çalışıyorlar.
İsa’nın yapmış olduğu en yüce şey tekrar dirilişle kısmıdır ve bu yeniden dirilişte, çok acı çekti. Pek çok çile çekmek zorundaydı ve sonra Onun bedeni tekrar dirildi.
Sahaja Yoga aynı doğdultuda çalışıyor, aydınlanma almanız, tekrar doğmanız demektir. Tüm yanlış fikirleriniz kaybolur. Tüm saçmalıklarınız kaybolur ve Sevgiden başka bir şey olmayan anlayış gelir.
Bu işe Hindistan ya da başka bir yerde başlamanın zor olacağını biliyordum. Her yerde insanların çok cahil olduğunu ve insanların birbirlerinden nefret ettiklerini gördüm. Bazı mazeretlerle, bir tür – bilmiyorum ne tür düşünceleri var, tarihten gelen fikirlerle, nefret ediyorlar. Hindistan’daki bu nefret var fakat diğer ülkelerde de mevcut, Hitler’in gelmesi gibi…
Hitler geldi, çünkü insanlardan nefret ediyordu. O enkarne olan şeytani bir güçtü ve her tür korkunç şeyi yaptı. İnsanları öldürme şekli, bir insanın bunu yapabileceğini hayal bile edemezsiniz. Çocukları öldürdü. Yetişkin insanları gaz odalarında öldürdü ve böyle korkunç şeyler. Almanya’ya gittiğimde, Benden tüm bunları görmemi istediler. Ben göremem dedim. Ben bunları göremeyeceğim fakat eşim oraya gitti ve döndüğü zaman yedi gün boyunca hasta oldu. Çok tiksindirici. Bazı şartlar altında, katı görüşler ve yanlış fikirler nedeni ile bu şekilde davranmak, insanları öldürmek insanlık dışıdır.
Bilemiyorum, Hitler’in ne tür bir fikri vardı ve Musevilerin peşine düştü ve öldürmeye başladı. Bu dünyada din adına her tür şey yapılmıştır. En kötü tarafı budur. Bununla, din adına insanlar öldürüyorlar. Din size sevmeyi öğretir, Tanrıyı sevmeyi ve birbirinizi sevmeyi. O nefret etmeyi ve öldürmeyi nasıl öğretebilir? Hala devam etmesi şaşırtıcı. Bu tür bir saçmalık hala süregeliyor. Ancak Sahaja Yoga bu saçmalığı durdurabilir ve durdurmalı çünkü hepimiz insanız sonuçta.
Bunun için sizlerde İsa gibi, yeniden dirilişinizi gerçekleştirmelisiniz ve bu yeniden diriliş bu dünyada mümkündür, şimdi Sahaja Yoga ile çok kolaydır. Muhammed Sahib bunu Miraç olarak adlandırdı. Bunu çok güzel ve çok açık bir şekilde tasvir etti ama bunu kim arzu eder ki? Kendi Miraçlarını istemiyorlar. Herhangi bir kimse bunu denediğinde, diğerleri arkasından bunun saçma bir şey olduğunu söylüyorlar. Bu tümüyle yanlıştır. Bu hepsinin başına geldi. Hepsi insanoğlunun cahilliğinden dolayı acı çektiler, hepsi. Benimle de, şunu veya bunu eleştiriyorlar. Fakat Ben çok daha güçlüyüm, çünkü sevgi herşeyden daha güçlüdür. Ve şimdi bu tüm dünyada çalışıyor ve heryerde insanlar artık, başkaları hakkındaki bu tür bir nefretin ve bu tür bir yanlış düşüncenin kesinlikle tehlikeli olduğunu anlıyorlar. Bunun gibi, çok sayıda insan bunu bir kez öğrenirlerse, eminim ki hepsi bitecektir.
Yakın zamanda bile buna benzer çok sayıda olay oldu. Bunun nedeni, belli bir dini takip ettiğiniz için, insanların sizden nefret ediyor olmaları. Anlayamadıgımı söylemek istiyorum. Bunun neden meydana geldiğini açıklayamazsınız, bu neden yapıldı, ama yapıldı ve sizi yaratan Tanrının adıyla herhangi bir insandan nefret etmek çok yanlıştır. Onlar Tanrı’yı ve sevgisini anlamıyorlar.
Örneğin İsa’nın hayatı, sadece buna görün. Çarmıha gerildiği zaman, henüz 33 yaşında idi. Annesinin çok acı çekmesi gerekti. Niçin? Neden onu çarmıha gerdiler? Çünkü o sevgiyi öğretiyordu. Onların hiçbiri, birbirimizi sevmemiz fikrinden hoşlanmadı. Eğer sevmiyorsanız insanlara nasıl yardım edebilirsiniz. Başkalarına hangi şartlar altında yardım edersiniz. Çünkü onları seversiniz, işte bu yüzden başkalarından neşe duymak ve onları anlamayı istersiniz. Başkalarını sevmeye bir başlayın, o zaman bu efsane sona erecektir.
Farz edin ki, bir Hristiyan ya da Müslüman veya Hindu veya başka herhangi bir dinin mensubu olarak doğdunuz, sizi diğerlerinden farklı olduğunuzu düşünmenize sevk eden şey nedir? Aynı şekilde doğdunuz. Anneniz size aynı şekilde gebe kaldı. Aynı şekilde görünüyorsunuz. Burnunuz, gözleriniz, her şeyiniz aynı. Sizi farklı kılan nedir? Sanırım, bazı politik nedenleri var. Tanrı ve din adına insanları bölmek çok alçakça…
Sahaja Yoga ise tam tersine, Tanrı adına insanları birleştirmek içindir, onları Tanrı adına bir bütün haline getirmek içindir. Farz edin ki, Güney Afrika’nın uzak bir yöresinde veya Benin gibi uzak bir yerde yaşayan bir kişi var ve o kişi Sahaja Yogi oldu. Orada Sahaja Yogi olan binlercesi var. Hepsi sizin gibi erkek ve kız kardeşleriniz. Onlar sizin. Oraya gittiğiniz zaman size kendi çocukları ve kendi akrabaları gibi davranacaklardır. Onlar asla sizin hangi dinden veya mezhepten geldiğinizi asla düşünmezler. Sevgiye sahip olma şekillerine şaşırmıştım. Gerçekte sevgi insanın doğuştan gelen bir kalitesidir. Doğuştan gelen bir kalitesidir. Her insana bu sevme hazinesi ve sevebilme kapasitesi verilmiştir. Fakat bu kapasite o kadar azalmış, küçülmüştür ki, bu kapasiteyle insanlar savaşırlar ve birbirlerini öldürürler. Din adına insan öldürmek en büyük günahtır.
Nedir bilemiyorum, birbirlerini öldürerek, cennete gidebileceğimize nasıl inanıyorlar. Onlar cehennemin en kötüsüne gidecekler. Tabii ki, şimdi bu düşünce biraz zayıflamasına rağmen hala yaşıyor. Bu tür saçmalıkların oluşunu hergün izliyorlar ama buna hala devam ediyorlar.
Şimdi biz Sahaja Yogiler, bunun için ne yapabiliriz? Düşünmeliyiz. Görelim, hangi din içinde doğsak da, nedir bu. Herhangi bir dinde doğmak zorundasınız. Cennetten düşüp gelemezsiniz. Hangi dinde doğmuş olursanız olun, bununla sınırlanmış değilsiniz. Siz sevgi ve neşenin diniyle sınırlandınız. Ve sonra siz ağlamaya, gözyaşı dökmeye ve mutsuzluğu, savaşmayı öğretmeye devam ediyorsunuz. Bu nasıl olabilir? Bizler insanız, onlarda hayvan değiller. Köpekler bile böyle davranmazlar. Niçin biz insanlar birbirimizi öldürüyor ve hem kendimiz hem başkaları için sefalet dolu bir hayat yaratıyoruz? Çünkü eğer başkalarından nefret ederseniz, sizlerde nefret dolu olacaksınız. A, B’den nefret edecek ve o zaman B’de A’dan nefret edecek ve böylece tüm insanlığın ve medeniyetin nefret etmekten başka, yapacağı birşey kalmaz.
Sahaja Yoga sizin için öyle bir kutsama ki, çünkü Sahaja Yoga size içinizdeki bütün Deity’leri verdi, aydınlandınız ve şimdi artık bütüne ait olduğunuzu biliyorsunuz. Kimi aptalca fikirlere mensup olmadığınızı biliyorsunuz.
Buraya ne zaman geldiğim dikkate değerdir. Onun (İsa) burada ne zaman yaşadığını, Meryem Ananın burada yaşadığını biliyordum. Burada Meryem Ananın bir evi var. O’nun burada yaşamış olduğunu bilmek, Bana büyük bir neşe verdi ve Ona ibadet etmemiz gerektiğini söyledim. Sonuçta O, İsa’nın annesidir. Anne, annedir. Onun bir Hristiyan, Hindu ya da Müslüman olmasının ne önemi var. Hiç fark etmez. Ve O sevgisi için, tüm dünya için, tüm evren için kendi oğlunun feda edilmesine-kurban edilmesine izin verdi. Nasıl bir anne. Siz bu dünyada kendi oğlunun çarmıha gerilmesine izin verecek böylesine cesur, sevgi dolu, evrensel kişilikte, böyle bir anne bulabilir misiniz?
İşte buradayız. O (Meryem) burada yaşadığı için, söylediğim gibi bu bir tesadüf. Niçin geldi. Neden buraya geldi? Yoluna doğruca devam edebilirdi. Buraya geldi ve burada yaşadı ve Onun evine sahibiz. Şimdi sadece bu evle, Hristiyanlar bir mezhep başlatacaklardır. Onlar Müslümanlarla savaşacaklar, Müslümanlar Hristiyanlarla savaşacaktır. Her ne yaparsanız yapın onlar savaşacaklar. Ana karakter savaşmaktır. Başkalarına yardım etmek değil, birbirlerine yardım değil. Hayır, hiç değil. Onlar sadece son derece komik ve pis kokulu olmaya çalışıyorlar.
Hindistan’da birbirimizi sevmemiz gerektiğini bize öğreten çok iyi insanlarımız oldu. Buna rağmen Hindistan’da insanlar savaşıyorlar. Bu ülkenin bir çok sufileri de oldu. Aynı şekilde Hindistanda, çok yüce azizlerimizde oldu, çok yüce, her yerde. Bazıları Müslümandı, bazıları Hindu idi ve insanlar onların şarkılarını söylüyorlar, herşey orada. Fakat ayrı ayrı ibadet ettiler ve insanlar onlar adına bile savaşıyorlar. Savaşmak için bir şeyler bulmak istiyorlar. Onların gerçek döğüş horozları olduğunu söyleyebilirim. İçlerinde insani bir nitelik olan sevgiye, ilgiye sahip değiller. Birbirinize duyduğunuz sevgiden neşe duymalısınız. Mesele şu ki, onlar sevebilme kapasitelerini kaybettiler. Bir insanın Çin’de, Hindistan’da ya da başka bir yerde doğmuş olması fark eder. O bir insandır. Onunda sevme kapasitesi vardır ve sizin de sevme kapasiteniz olmalıdır.
Benim deneyimim farklı. Eşimle Çin’e gittim. O dönemde Çin’de Hintlilere karşı hiç iyi duygular beslemiyorlardı. Nedenini bilmiyorum. Fakat Bana karşı çok naziktiler, inanamayacaksınız, Bana karşı çok iyiydiler, herkes Bana muamele ediş tarzlarına şaşırmıştı “Ne oluyor, size karşı nasıl bu kadar iyiler. Çin’de Hintlilerden hoşlanmazlar”. Ben dedim ki, “Bu bir efsane”. Çinlilerde bunu gördüğümü sanmıyorum. Onlar Bana karşı son derece, son derece nazik ve saygılılar. Ben onlar için ne yaptım ki? Hiç birşey.
Şaşıracaksınız, otellerden birisinde, halhallarımdan biri yere düştü, gümüştü. Bu meydana geldikten sonra Ben çok uzak bir yere gittim ve bir zarfın içinde o halhalları Bana göndermişlerdi. İnanabiliyor musunuz? Yol boyunca, gözlerim dolduydu ve dedim ki “ Bu Çinliler aynı zamanda çok sevecen insanlar, son derece sevgi dolular“. Programıma gittim. Bir kadınlar konferansımız vardı. Neden bilmem, havaalanına sadece bu Çinli gençler gelmişti. Bütün bagajlarımı aldılar, çok geç kalmıştım. Konferans saaat 10’da idi ve Ben 8.30’da oraya vardım. Beni arabaya yerleştirdiler. Bagajımı koydular ve “Doğrudan konferansa gitmek zorundayız “ dediler ve bende “Tamam“ dedim. Oraya gittim ve bu kısa zamanda, gerçekten gençler buna çok alaka gösterdiler. Konferansı bitirdiğimde, dışarıda bekliyorlardı, inanılacak gibi değildi. Hintlilere karşı olan aynı Çinli insanlar. Ve sonrada bu durmadı. İki araba getirdiler, biri tekerlekli sandalyem için diğeri de Benim için. Beni en iyi alışveriş merkezlerine götürdüler. Fakat ben “Ne yapacaksınız“ dedim. Onlar da “Tekerlekli sandalyenizi yukarı taşıyacağız“ dediler.
Tahmin edebiliyor musunuz? Benimle bir alakaları yoktu. Daha önce onları hiç görmemiştim. Bir tanesi dedi ki “Yarın, Anne ben gelemeyebilirim“. Ben “Neden“ diye sordum ve oda “Yarın evleniyorum“ dedi. Ben “Bugün neden bunların hepsini yaptın“ dedim. “Size refakat etmekten çok memnun kaldım“ dedi. Benim gibi böyle yaşlı bir kadınla, genç insanlar. ”Hayır, hayır, hayır, hayır çok memnun oldum. Sizin görmeniz için gelinim olacak eşimi de getireceğim“ dedi. Size anlatıyorum, yaşlar gözüme doldu. “Bu ne sevgi, bu ne incelik” dedim. Onlar için hiç birşey yapmamıştım, hiç bir şey. Onlara hiç parada vermedim, hiç birşey. Ey Tanrım, sonuna kadar Bana karşı çok ilgiliydiler, çok genç çocuklar, hepsi yirmi beş yaşından daha gençler. Elleri ile tekerlekli sandalyemi üç kat yukarıya taşıdılar. Ben “Bunu yapmayın, istemiyorum“ dedim. Onlar “Hayır, Hayır, hayır, hayır biz sizi görmek istiyoruz, sizin gelmenizi istiyoruz“ dediler. Neden diye sordum. Onlarda, herkes için hoş olacak dediler. Bilmiyorum, onları böyle düşünmeye sevk eden şey nedir? İşte böyle aydınlanmış insanlar. Size anlatıyorum. Sevgi ile aydınlanırsınız. Sevgi ile anlayış kazanırsınız ve içinizde böyle derin bir sevgi var.
Şimdi politikacılar gelecek ve size bir hikaye anlatacaklar. Sonrada başka birisi size “Gel ve savaş“ diyecektir ve hepsi bu. İşte Almanya’yı bu şekilde yönettiler, genç insanlar. Fakat şimdi, şimdi değişiyorlar. Tüm dünya değişmek zorunda, çünkü çok acı çektiler. Bu din değil. Bu azizlerin öğretileri değil, hayır. Değil. Size başkalarından nefret etmeyi öğreten şeytanidir, en kötü şeydir. Sevginin neşesini, ilginin tüm neşesi demek istiyorum, sizler bilmiyorsunuz.
Bugünlerde kiliselerin problemini görüyorsunuz, bu, şu. Anlayamıyorum, aptal insanlar. Pek çok yasa yaptılar ve bu yasalarla, onlar her ne ise , sebepleri her ne olursa olsun, olan sadece zavallı çocukların acı çekmesidir. Saf sevgi duygusuna sahip değiller. Hiç kimse saf sevginin ne olduğunu anlamıyor ki bu onların gerçekten doğuştan gelen, doğuştan gelen kaliteleridir. Kendi malları diyebilirim. Fakat sen birisini saf şekilde nasıl sevebilirsiniz, onlar bunu bilmiyorlar. Hepsi çok, çok sefil bir haldeler. İnsanoğlu bu şekilde davranmaz. Hayvanlar bile böyle değiller fakat insanoğlu her türlü aşırılığa kaçabilir. Güzelliğin tüm zenginliği, yaratıcılığın tüm zenginliği, sanatın tüm zenginliği, sanatsal davranış, yaşamdan neşe duymanın tüm zenginliği.
Eğer bir döğüş horozu iseniz; hiçbir şey göremezsiniz, kimsenin içinde iyi bir şey, hiçbir şeyde iyi bir şey göremezsiniz. Onlar başkaları ile savaşacaklar ve kendi aralarında da savaşacaklardır, bu bir gerçek. ”Dövüşmeliyiz“ diyebilirler. Tamam dövüşün, fakat o zamanda kendi aralarında da dövüşeceklerdir. Kendi erkek ve kızkardeşlerine işkence edeceklerdir. Demek istiyorum ki, onlar kimseyi sevmezler. Esas nokta bu. Neden dinin adını kullanıyorlar? Din ne yaptı? Onlar nasıl öğrenecekler ve size kendinden nefret etmek gibi korkunç bir şeyi nasıl öğretecekler? Bu sadece Hristiyanlar, Hindular, Müslümanlar arasında değil, her yerde insanlar çok kirlendiler ve iğrenç oldular. Bunun Kali Yuga olduğunu söylerler. Anlayamıyorum. Sevginin gücünü nasıl kaybedebilirsiniz?
İşte İsa’nın anlattığı buydu. Çok açıkça sevgi hakkında konuştu. “Komşunu kendin gibi sev“ dedi. Böyle birisini buldunuz mu? Hayır, böyle insanlar bulamazsınız. İsa’yı takip eden Hristiyanlar ne yaptılar? Muhammed Sahibi takip eden Müslümanlar ne yaptılar? Ve Shri Rama’yı takip eden Hindular, ne yaptılar? Liderlerine yakın bir yerdeler mi? Hiçbir yerdeler. Sebebi şu ki – onları suçlayamam – çünkü aydınlanmalarını almadılar. Ruhlarını tanımıyorlar. Aydınlanmanız yoksa, hiçbir şeyi anlayamazsınız, hiç neşeyi veya başka şeyi anlayamazsınız. Eğer Almanya’ya giderseniz, gidip onların yaptıkları tüm şeyleri göremezsiniz. Eğer biraz insani nitelikleriniz varsa, düşer bayılırsınız. Japonya’ya bile gittiğinizde, bu Hiroshima’yı öne koyarlar, bu – aman tanrım, titremeye başlamıştım, dayanamıyordum. “İnsanlık nasıl bu kadar zalim olabilir” dedim. Korkunç! Şimdi insanların kendi çocuklarını öldürdükleri günler geldi.
Aşırılık budur. Diğer tarafı Sahaja Yoga’dır ki; tüm insanları sadece insan oldukları için seversiniz. Onlar sizinle birlikte bu zamanda doğdular. Birbirinize yardım etmeli ve birbirinizi sevmelisiniz. Asıl nokta budur. Eğer bunu geliştirebilirseniz çok çok kuvvetli Sahaja Yogiler olacaksınız ve Divine tarafından destek görecek ve kutsanacaksınız. Divine size yardım edecek ve eğer siz sevgi dolu bir kişilik olursanız; sizi tüm sıkıntıların, dertlerin ve her çeşit zorluğun içinden çıkartacaktır. Kali Yuga’nın kutsaması budur. Daha önce böylesi hiç olmamıştı.
Şimdi, eğer siz sevecen bir kişiyseniz Divine, size yardım etmek, problemlerinizi ortadan kaldırmak, sizi sıkıntı yaratanları cezalandırmak için sizinledir. Demek istiyorum ki, Benim kendi tecrübem şöyle; Ben asla bir şey yapmam. Ben asla kimseye beddua etmem. Ben kavga etmem. Ben bağırmam. Otomatik olarak O çalışır. Divine’a bir şey yapmasını bile söylemem. Divine en yüce olandır, sadece karakter, olduğunu söylemeliyim. Tüm muhakemeyi yapan O’dur. Divine’nın koruması ve sevgisi altında hiç kimse acı çekmez. Bunu Benden alın. Bu Kali Yuga’nın kutsamasıdır. Kali Yuga’nın korkunç olduğunu kabul ediyorum. İnsanlar korkunç. Bu, böyle. Fakat bir şey var ki Divine çok farkında olduğu bir konuma geçti. Asla bu kadar uyanık değildi. Eğer İsa bu zamanda doğmuş olsaydı, çarmıha gerilmeyebilirdi. Bu sadece, İsa Kali Yuga`da doğmadığı için böyle. Bu bizler için çok büyük bir kutsama. Hiç kimseye işkence edilemez. Hiç kimsenin başı belaya sokulamaz. Tek bir şey var ki; alçak gönüllü olmalısınız. Çok iyi bir karaktere ve çok sevecen bir kişiliğe sahip olmalısınız. Hepsi bu. Sevecen kişilikten neşe duyacaksınız. Sevgi dolu kişiliğiniz olduğu için, kutsamalar alacaksınız. Divine sizi gözettiğinde bir çok mucizeler olur, insanlar bana anlatıyorlar. Buna hiç şaşırmadım , iyi ve nazik insanlar için Divine son derece tetikde bir durumdadır. Gözetecektir. Destekleyecektir. Herşeyi yapacaktır. Onun bu kadar tetikte olması şaşırtıcıdır. Muhammed Sahibin çok acı çekmesi gibi. Herkes çok acı çekmişti fakat şimdi değil. Şimdi Sahaja Yogiler acı çekmeyecekler. Bunu benden alın. Onlar Divine’ın kendisi tarafından gözetilirler. Herşey gözetilir. Tüm dünyadan insanlar nasıl korundukları ve nasıl yardım gördüklerine dair mektup üstüne mektup yazdılar. Nasıl kurtarıldıkları çok şaşırtıcıdır.
Kendimize güvenmeli ve gerçekten insanları sevmeliyiz. Alçak gönüllü olacağız ve seveceğiz. Tüm bu sevgi yaşam boyu size yardımcı olacaktır. Bu İsa’nın mesajıdır. İsa “Onları affedin” demişti. Nasıl da içtenlikle söyledi, “ama onlar ne yaptıklarını bilmiyorlar” Tüm sevgisiyle, onu çarmıha geren tüm kötü insanlar için yalvardı “ Oh, Tanrım, lütfen onları affet, çünkü ne yaptıklarını bilmiyorlar” İsa’nın böylesi sevgi dolu karakterini hayal edebiliyor musunuz?
Ve şimdi kutladığımız zaman ve Ona (İsa) ibadet ettiğimiz zaman, içimizdeki bu karaktere de ibadet etmek zorundayız ki, bizlerde sevgi dolu insanlarız. Birbirimizi seviyoruz. Tüm dünyadaki bütün Sahaja Yogiler birbirini severler. Tabii ki bir iki tane bu kadar iyi olmayanlar vardır ama çoğunlukla, Sahaja Yogilerin yüzde doksan beşi birbirini severler.
Size Benim kutsamalarım budur, bu günde Tanrı’nın size çok sevgi versin, içinizdeki sevebilme kapasitesini versin ve bu hayatınızı tamamıyle değiştirecektir. Sizler çok güçlü bir karakter olacaksınız, çok güçlü Sahaja Yogiler olacaksınız. Eğer sevgi anlayışını geliştirebilirseniz, harikalar ve mucizeler yaratabilirsiniz.
Tanrı sizi kutsasın.