Sahasrara Puja, Mahamaya Swarupa Campus, Cabella Ligure (Italy)

Sahasrara Puja. “Mahamaya Swarupa,”  Cabella Ligure (İtalya), 8 Mayıs 1994. Bugün birçok ülkede Anneler Günü ve Sahaja Yogiler için ise bu gün Sahasrara Günü ve bunun böyle olmasından dolayı meydana gelen eşsiz bir birleşim. Bunun, insan evrim tarihinin en önemli günü olduğunu düşünüyorum, çünkü spiritüel atmosferdeki diğer bütün olaylar, enkarnasyonlar ve girişimler boşuna değildi. Aksine, onlar kendileri duvarlara çarparak, çok hayırlı ve son derece güzel bir ruhsal şeyden, sorunlar yaratan ve kapısı olmayan bir tür kozanın içine girdiler. Sanırım adlarına bütün bu dinlerin gelmiş olduğu enkarnasyonlarda hata bulmak mümkün değildir. Fakat sanıyorum, bu koza Mahamaya’dır. Koza cehalet olandır. Diyebiliriz ki bu Maya, bunu Mahamaya yaratmadı. Bu koza, insanların basit cehaletleri ve kendi yanlış tanımlamaları ile yaratılmıştır. Yani insan doğası, kendisini gerçek olmayanla kolayca tanımlar. Gerçek olan her şeyi, insanlar bununla uzlaşmayı çok zor bulurlar. Gerçekle ilgili sorun, onun ödün vermemesidir. Bu yüzden, her türlü cehalet, her türlü yanlışlık, her türlü yıkıcı güç, insan aklını çekmek için şöyle veya böyle bir araya gelir. Belki de onun bu kadar çekici şekilde hissedilmesini sağlayan insan egosudur, çünkü onların hepsi kendi egosunu şişirirler. Olduğu şey itibari ile geçmemiz gereken en zor merkez, Agnya’nın merkezidir. Bu merkez, eğer onu çok fazla itmeye çalışırsanız, bizi sola veyahut sağa doğru götüren merkezdir. Bu şekilde,  Mahamaya tarafından ilgilenilen cehaletin eline geçiyoruz. Onlar, Tanrıça Sahasrara’da göründüğünde, Tanrıçanın bir Mahamaya olacağını söylüyorlar. Bu günün Dünyasında, bu Dünyaya gelmek için başka bir şey olunabilir mi? Herhangi başka bir tipteki enkarnasyon büyük sıkıntıda olurdu, çünkü egoları içinde olan insanlar, Kali Yuga’da en Read More …

“Tanrısal Ayırt edicilik”, Hamsa Çakra Puja YMCA – Camp Marston, San Diego (United States)

“Tanrısal Ayırt edicilik,” Hamsa Çakra Puja, Camp Marston, San Diego (USA), 28 Mayıs 1990. Amerika’ya gelip, sizlerle burada buluşmak diğer bir büyük bir zevk. Burası, size söylediğim gibi, spiritüel alanda çok önemli bir ülkedir. Büyük bir ülke olduğu veya çok müreffeh bir ülke olduğu için değil, ama bildiğiniz gibi, Virata planında burası Vishuddhi’dir. Vishuddhi o kadar önemli bir çakradır ki; onun çok büyük bir tezahürü de vardır. Örneğin, onun Hamsa Çakra olarak adlandırdığımız diğer bir ikinci çakrası vardır.   Ve bu merkezi etkileyen yada bu merkezin üzerinde çalışan,  burada yerleşik olan yıldız Satürn’dür.  Ve bildiğiniz gibi Satürn ile birlikte hareket eden başka bir küçük Satürn var.  Aynı şekilde bu Vishuddhi Çakra ile birlikte, Hamsa çakra dediğimiz çok önemli başka bir çakra var. Almantya’da bir kez Hamsa Çakra puja yaptık ve bu harekete geçti sanırım çünkü  Almanlar, şu ana dek  yaptıkları her şeyin, insanlık dışı olduğunu fark ettiler. Ve Rusya’ya gittiğimde, Ruslara aydınlanma vermek üzere gelenlerin çoğunlukla Almanlar olduğunu görmekten dolayı çok mutlu oldum. Bu, Almanların önemli olduğunu hissettikleri her şey için sizi sevgi dolu hissettiriyor,  demek istiyorum ki, Ruslara aydınlanma vermek için Rusya’ya gelmek için cezp edilenler onlardı ve bu savaşta, Almanlar tarafından savaş sırasında öldürülen Rusların sayısının maksimum miktarda (27 milyon kişi)  olduğunu bilmek zorundasınız. Yani sağduyu, Hamsa Çakranız vasıtası ile tezahür eden Tanrısal sağduyu, ilk kez Almanya’da başladı. Ve şimdi, Doğu Almanya’nın Alman topraklarına, Batı Almanya topraklarına nasıl katıldığını (Berlin Duvarı 9 Kasım 1989’da yıkıldı) ve Batı Almanların onları nasıl karşıladığını, onlarla nasıl ilgilendiklerini görüyorsunuz. Ve bu kimdi, Read More …

Shri Vishnumaya Puja Pawling (United States)

Shri Vishnumaya Puja, New York (Amerika), 9 Ağustos 1987. Bugün Vishnumaya’nın Pujasını yapmak için burada bir araya geldik. Vishnumaya da, insan çabasıyla yaratılmıştır. Bulutlarda gördüğünüz gibi, onlar birbirlerine sürtündükleri zaman elektrik üretilir. Yani ilk önce bulutların yaratılması gerekiyordu. Güneş, deniz üzerinde etkide bulunur. Kaç çakranın devreye girdiğine bakın. Deniz Void’tur (Boşluk), güneş denize etki eder. Ay da denize etki eder. Bunun bir sonucu olarak, bulutlar meydana gelir. Elektrik okyanusun içinde yaratılmamıştır – bu durum bu problem yaratırdı. Elektrik gökyüzünde yaratılmıştır, böylece herkes onu görebilir, duyabilir. Önce görür, daha sonra duyarlar. Her şey iyi organize edilmiş, iyi hesaplanmıştır. Bu Vishnumaya’dır. Ama bu aynı zamanda, bu dünyada bulunan insanlar tarafından bir idrakle de yaratıldı. Onlar ilk önce iki bulutun birbirine sürtündüğünü gördüler. Bunun üzerine ilkel aşamada, elektrik üretmek için insanlar iki nesneyi ovalamaya çalıştılar. Yani iki maddi şeyi, yani nesnenin iki kısmını, ovuşturulduklarında bu elektrik meydana getirdi. Bunu görmek çok önemlidir: madde, elektrik üretmek için kullanılabilir. Elektriğin kıvılcımı maddeden gelir. Madde olmadan yemek pişirmeye başlayamazlardı. Öyleyse Void’a nasıl yardım etti bu. Bu ilk önce okyanustan gökyüzüne gitti ve elektriği yaratmak için insanlara mesaj verdi. Sevgiye bakın. Sonra insanlar, sindirimin insanoğlu için daha kolay olması için yiyecekleri nasıl pişireceklerini öğrendiler. Bu nasıl geri dönüyor! Doğadan, insanlar nasıl öğrenirler ve insanoğullarının iyiliği, gelişmesi, hitası (yarar, fayda)için bunu nasıl yaparlar. Bu iyiliksever enerji, ki bu insanoğullarının iyiliği anlamına geliyor, bu enerjiden istifade edildi. Gördüğünüz gibi, bu yaratılıştır, tüm bunlar Vishnumaya’dan gelir. İşte bu yüzden bu bir maya’dır. (İllüzyon) Elektrik ile siz bir maya yaratabilirsiniz, nasıl Read More …

Enerji merkezlerini nasıl aydınlatırsınız? Unity of Houston Church, Houston (United States)

Public Program, Unity Kilisesi. Houston (USA), 30 Mayıs 1986. Gerçeği arayan herkesi selamlıyorum. Kişi gerçeğin ne olduğunu anlamalıdır, biz onu kavrayamayız,  onu organize edemeyiz, onu yönetemeyiz ama  bilimsel (bakışlı) bir kişilik olarak, gerçeğin ne olduğunu görmek için açık fikirli olmalıyız. Herhangi bir üniversiteye veya herhangi bir koleje giderken, biz orada ne olduğunu bulmaya çalışırız, aynı şekilde gerçeği öğrenmemiz gerektiği zaman, çok açık fikirli olmamız gerekir. Ama sevgiden bahsettiğimizde, sevginin ve gerçeğin aynı şey olduğunu bilmeliyiz. Tanrı’nın sevgisi ile gerçeğin kendisi arasında hiçbir fark yoktur. Bu fark, biz Tanrı ile bir olmadığımız zaman var olur. Örneğin, eğer siz birisini çok sıradan bir seviyede seviyorsanız, bir kişiyi fiziksel olarak seviyorsanız, şöyle de diyebilirsiniz ya da cinsel bir şekilde, o kişi hakkında çok şey biliyorsunuzdur; sadece bunu biliyorsunuz ama gerçeği bildiğinizde, o zaman siz sevgi olursunuz. Ve size bahsettiğim sevgi, her yeri kaplayan, hareket eden, koordine eden ve gerçek olan sevgidir. Ama bunun için,  bizim mutlak olarak adlandırdığımız düzeyde olmadığımızın farkına varmalıyız. Göreceli bir dünyada yaşıyoruz. Ve göreceli olarak, bir şeyler görmeye başladığımız zaman, bu gerçek olamaz. Gerçek göreceli olamaz. O mutlak olmalıdır. Ve evrim sürecimizde, insan olduğumuz zaman,  gerçek diye her ne biliyorsak, … örneğin, eğer siz Benim bir sari giydiğimi biliyorsanız, gözleriniz vasıtasıyla kesinlikle Benim bir sari giydiğimi biliyorsunuz, bu sizin için bir gerçektir, bu herkes için gerçektir. Herkes aynı şeyi görür. Yani bu, merkezi sinir sisteminizle ilgilidir: bunu siz merkezi sinir sisteminiz üzerinde bilmelisiniz – gerçeği.  Bu herhangi bir imge olamaz. Herhangi bir zihinsel yansıtma olamaz ve bu kanıtlanamayacak bir Read More …

Tanrının Sevgisini Anlamak Caxton Hall, London (England)

“Tanrının Sevgisini Anlamak”, Caxton Hall, Londra (İngiltere), 11 Mayıs 1982. Son yaptığımız bir çok konuşmada Tanrı’nın Sevgisinin bedelini ödeyemeyeceğinizi söylüyoruz. Bu bazen Beni güldürür. İnsanlar O’nu asla anlayamazlar çünkü çok onlar sınırlı bir alanda yaşarlar. Onun sevgisi sınırsızdır. Bağışlaması sınırsızdır. Bu “sınırsız” ve “sonsuz” kelimelerini dahi anlamıyoruz çünkü böyle bir şeyi bilmiyorduk. Ve bir şeyin gerçek olduğunu söylemek, aynı zamanda gerçek olan bir şeyi onaylamak gibidir. Sizin bir sertifikaya ihtiyacınız yok. O insanlar bile anlamıyor. Yapaylıkla yaşıyoruz, gerçeği bulmaya çalışıyoruz, yine de yapaylığı gerçek olarak kabul ediyoruz. Yine savaşmaya devam ediyoruz, sonra da bunun gerçek olduğunu düşünüyoruz. Tekrar, bu bir şeye, yapay bir şeye ya da bir tür zihinsel projeksiyona dönüşüyor. İnsanların tüm bu sınırlı çabaları ve deneyimleri, onları çok şartlanmış bir hale getirdi, Tanrı’yı ​​anlamak kolay değildir. O tüm bu evreni şefkati ve sevgisiyle yarattı. Sizi de insan olarak, şefkati ve sevgisi içinde yarattı. Onun hiçbir şeye ihtiyacı yok ama O sever. Ve tüm bu şeylerin ötesinde seven birini, herhangi bir ödül olmadan, sadece sevgi adına sevmeyi sizler anlayamazsınız. Sadece sevgi adına sevebilen tek bir insan dahi düşünemeyiz. Ancak aydınlanmadan sonra, siz giderek büyüdükçe, sevmenin en büyük neşe olduğunu anlarsınız. Ve sonra bununla bağlantılı olarak parayı düşünemezsiniz. Bu bir şeydir, söyleyeceksiniz ama bence, “paraya ihtiyacımız yok veya para almayız” demek bile, oldukça düşük bir düzeydir. Bu çok, çok kabadır. Çünkü para ve tüm bu kavramlar çok düşük seviyededir. O bu dünyayı ondan herhangi bir meyve elde etmek üzere yaratmadı. Hiçbir şey beklemedi, bunu sadece sevdiği için yaptı. Sevgisini ifade Read More …

Birthday Puja: Tarihte büyük bir gün Sydney (Australia)

Birthday Puja (SHri Mataji’nin Avustralya’yı ilk ziyareti) Burwood, Sydney, 21 Mart 1981. Bundan daha fantastik bir doğum gün geçirip geçirmediğimi anımsamaya çalışıyorum. Sözcüklerin bulunamadığı yerde, neşe de ifade edilemiyor. Bu çok derin bir hale geldiğinde, o zaman hareket yoktur. Burası büyük bir ülke. Avustralya, Sahaja Yoga’daki çok özel bir amaç için yaratıldı. Burası,  dünya üzerinde Shri Ganesha’nın yer aldığı Mooladhara çakradır. Bu merkezi uyanık/aydınlanmış tutmak nasıl da önemlidir. Benim gelişim hakkındaki bilgi ancak bu merkezden yayılabilir. Bundan sonra dünyanın kundalinisi yükselebilir. Ellerinizi Bana uzattığınız zaman, Tanrısal sevgi parmaklarınız aracılığıyla size geçerek, İda ve Pingala kanallarınıza ulaşır ve Shri Ganesha’yı Benim varlığımdan haberdar eder; o zaman da Kundalini yükselir. Yani bugünün, Benim insan formunda Avustralya’ya gelişimim,  Tanrının yaptığı işin tarihinde büyük bir gün olduğunu söylemeliyiz. “Avustralya’da herhangi bir enkarnasyon var mıydı? Tanrı Avustralya’yı insan formunda ziyaret etti mi?” diye Bana sordular. Ben de, “Shri Ganesha’ya ulaşmak kolay değildir, hatta Brahma, Vishnu, Mahesh (Maha-isha / Büyük Tanrı, Shiva) bile, Shri Ganesha’ya ulaşamadılar”, dedim. Biliyorsunuz ki O,  hakarete uğrayan, işkenceye uğrayan, görmezden gelinen her tür insanın kurtulduğu bir yere, bir lotus gibi yerleştirilmiştir. Burada O, gerçekte kimin cehennemden kurtarılacağına, kimin ise kurtarılmayacağına karar verir. Tanrı’nın kararları çok farklıdır, onlar mutlaktır. İnsan kararları ise, aşırı derecede zalimce ve kördür. Bugün mooladhara’da çok sayıda aziz görürsünüz. Buda, bunun sadece Shri Ganesha’nın eseri olduğu anlamına gelir. O sizi Brahma, Vishnu ve Mahesha’nın giremeyeceği bu çakrada dünyaya getirdi ki, sizler orada kalasınız, ruhaniyet bakımından çok büyük çekim gücü olan muhteşem azizlerin arasına dalabilesiniz. Böylesine kutsal bir yer, Read More …

Daha Derin Meditasyon London (England)

“Daha Derin Meditasyon”, Londra, 20.02.1978 Cooly (Tony Paniotou) yazdın mı? Shri Mataji: Merhaba, nasılsınız? Yogi: Çok iyiyim, teşekkür ederim. Shri Mataji: Tanrı sizi korusun! Sandalyeye oturabilirsiniz. Rahat olun. Yogi: Oh, bu çok naziksiniz! Shri Mataji: Cooly’den bunu, onun için yazmasını isteyin. (Yazıyor.) Merhaba! Nasılsın Douglas? Sen nasılsın? Douglas Fry: Çok iyiyim! Shri Mataji: Çok iyi görünüyorsun! Tıpkı bir çiçek gibi güzel! Bakın ne kadar güzel çocuklarım var, tıpkı şuradaki yapraklar gibi. Bir süre için şu pencereyi açabilir misin? Sadece beş dakika için pencereyi açın. Rahat bir şekilde oturun. Bu şekilde rahat edin. Demek istiyorum ki, Evet, çok rahat olun. Kişi çok, çok rahat olmalıdır, çok rahat. Bu hanım daha Beni görmeden aldı! Çünkü bu onun havada hızlıca gezindiğini gösteriyor, çünkü, Bugün size daha ileri bir meditasyondan bahsetmek istiyorum: nasıl gitmemiz gerektiğini ve kendimizi nasıl anlamamız gerektiği üzerine. Bakın, sizin şimdiye dek olaylarla başa çıkmaya dair alışkanlıklarınız ve uygulamalarınız vardı. Dünyevi sorunlarla, kişisel sorunlarınızla, fiziksel sorunlarınızla, bedensel sorunlarınızla nasıl başa çıktığınızı biliyordunuz ama şimdi Tanrı’nın Krallığına girdiğiniz ve Tanrı’nın gücü içinizden aktığı için, çözümleriniz ve tarzlarınızın artık farklı olması gerektiğini bilmelisiniz. Yani… siz dikkatinizi Tanrı’nın emrine vermelisiniz. Aslında O’nun ışığı sizin dikkatinize doluyor. Bunu açıklamaya çalışacağım, çünkü bu şimdiye kadar bildiklerinizin tam tersi. Her zaman dikkatinizi bir noktaya vermeniz gerektiğini ve sonra hareket etmeniz gerektiğini, sonra bu konuya saldırmanız veya soruna saldırmanız gerektiğini, tüm enerjinizi ona yönlendirmeniz gerektiğini düşündünüz ve… Merhaba, nasılsınız? ve… sonrasında da tüm işin tekniğini, nasıl çözüleceğini ve… sorumluluğunu üzerinize almalısınız. Bu sizin için bir tür hayat deneyimiydi. Read More …

Devi Puja: “Köklerimiz dharma’nın içine inmelidir” Djamel Metouri House, St Albans (England)

“Köklerimiz dharma’nın içine inmelidir”, Djamel’in (Metohori) evinde yapılan konuşma, St Albans, İngiltere, 06.07.1977 Bugün size saflıktan bahsetmek istiyorum. Bu Benim adım, bunu biliyorsunuz, Nir-mala. ‘Ni’, ‘hayır/yok’ anlamına gelir; ‘mala’ ise ‘kirlilik’ demektir. Hiçbir kirliliği olmayan kişi Nirmala’dır ve bu Tanrıça’nın isimlerinden birisidir. Saflık, sessiz bir niteliktir, o sessizlik içinde konuşur. O, en agresif olmayan faaliyetlerden birisidir. İçinizi araştırır. Hiçbir şekilde ifade edilmez. Sevgi bile ifade edebilir: kelimelerle, eylemle ifade edebilir ama bu ifadesi olmayandır, yani saflık. Ve o saf olmayan her şeyi yıkar. Bunun nasıl işlediğini akıl yoluyla anlayamazsınız. Sizler onu hissetmeli ve bunu bilmelisiniz, o kendi sürecini yürütür. Bu çok hassastır. Bazen de taşkındır da ama asla şok edici değildir, asla. Bunu söylediğimde, insani fikirlerin donuk-ağır kafalı/dangalak bir hale geldiğini görüyorum. Ne zaman ağır kafalı oluruz, bu baş aşağı olmak demektir? Bir şeyin içine daldığımızda, yok edileceğimiz bir şeyin içine daldığımızda, biz baş aşağı oluruz. Bu saf olmamaktan kaynaklanır, yani olayları doğrudan doğruya onların kendi doğru perspektifleri içinde göremezsiniz. Öyleyse içimizde kirlilik yarattığını düşündüğümüz şeylerin neler olduğuna bakalım. Onlar bunu iki kelimeyle ifade ediyorlar, bakın: şehvet ve açgözlülük. Sanskrit dilinde onlar buna kala (altın) ve kama derler: yani kadın ve altın. Ama burada ‘kadın’ ,bildiğimiz kadın anlamına gelmez. ‘Kadın’ burada ‘şehvet’ anlamına gelir ve ‘açgözlülük’ de ‘altın’ anlamına gelir. Şimdi bakalım, bunların kendisi mi gerçekten kirlilik yoksa bunlar içimizde mi kirlilik yaratıyorlar veya bu iki şey, neden bizim için bir kirlilik kaynağı haline geldiler? Çünkü madde ve seksi bizler doğru perspektifleri içinde anlamıyoruz. Eğer bunları doğru bir perspektiften anlayabilirsek, Read More …

Guru Puja, “Vermeniz gereken Sözler” London (England)

Guru Puja, “Vermeniz gereken Sözler” , 01.07.1977, Londra Bugün sizin Anneniz de olan Gurunuza ibadet etme günüdür. Ve size söylediğim gibi, Annenin Kendisinin, sizin Gurunuz olması çok eşsiz bir olay. Ayrıca biliyorsunuz ki, bir Anne için guru olmak çok zor bir görev çünkü Onun sevgisi o kadar taşkındır ki, Onun çocuklarını herhangi bir şekilde disipline etmesi zordur. O Kendi sevgisini disipline edemez ki, çocuklarını nasıl disipline etsin? Hal böyle olunca Onun müritlerinin, kendi kendileri üzerindeki sorumlulukları çok daha fazladır. Eğer guru sizi, kendi kendine hiç zarar gelmeden disipline edebilecek bir kişiyse, o kişi çok daha yeteneklidir ve bu durumda kişi bunu yapabilir. Ama bir Anne için guru olmak çok, çok, çok zor, söylemeliyim ki bu çok zor bir iştir. O nasıl denge kuracağını bilmez ve O son derece bağışlayıcıdır çünkü O Anne’dir. Guru ise, en başından itibaren olanı affetmez ama anne, sonuna kadar, o sonuna kadar gidecektir. Çocuk onu terk etmiş olsa bile, onu dövmüş olsa bile, onu öldürmek istese bile, yine de ona “Çocuğum benim, sen incindin mi?” diyecektir. O zamanda, Onun müritlerinin sorumluluğu çok daha fazladır, onların Annelerini incitmediklerini ve Benim sevgimi hafife almadıklarını görmeleri gerek. Onlar kendilerini kanıtlamaları gerektiğini ve kendilerini geliştirmeleri gerektiğini bilmek zorundadırlar. İşte bu nedenle bugün, Benim içimden taşan bu muazzam sevginin ve aynı zamanda buna Tanrısal ilham diyebileceğim ve Bana sizin disiplinli olmanız gerektiğini söyleyen düşüncenin, çok eşsiz bir bileşimi diyebilirim buna. Siz başka bir kişi tarafından değil, Sahaja tarafından disipline edilmelisiniz. Bu böyle olmalı çünkü eğer bir gemi düzgün bir şekilde bağlanmamış Read More …