Yeni bir çağ – Fedakarlık, Özgürlük, Yükseliş Bordi (India)

Yeni bir çağ – Fedakarlık, Özgürlük, Yükseliş.  Bordi, Hindistan, 6 Şubat 1985. Hepinizi burada gördüğüm için son derece mutluyum. Kendi açımdan ne diyeceğimi bilemiyorum. Kelimeler kayboluyor, anlamları yok. Birçoğunuz tam bir neşe, mutluluk ve huzura sahip olacağınız o konuma  yükselmeyi arzuluyorsunuz. Benim size verebileceğim şey bu. Ve bir anne ancak, sahip olduğu her şeyi çocuklarına verebildiği zaman mutludur. Mutsuzluğu, tüm huzursuzluğu, her şeyi sadece bu amaca ulaşmak içindir – sahip olduğu her şeyi hediye etmektir. İçinizdeki o hazineye ulaşmak üzere tüm bunları yaptığınız için size ne kadar teşekkür edeceğimi bilemiyorum. Sahastraranın açılışını tezahür ettirmeye başladığım zaman [düşünebildiğim] tek kelime ‘Sahaj’ oldu. Bu şimdiye dek bu herkes tarafından kolayca anlaşıldı ama bugün bunun, ilk kez aydınlanma verilen ve sonrasında, kendinizi görmenize izin verilen farklı bir yoga tarzı olduğunu fark ettiniz. Bu daha önce hiç yapılmamıştı. Bu sadece Annenizin işe yarayan bir girişimi. Diğer taraftan, eski zamanlarda Tanrı’nın kaygısı insanları aydınlatmaktı ve bunu nasıl halledileceği bilinmiyordu. Hiçbir enkarnasyon bunu, bu şekilde çözmeye çalışmadı. Ama ne zaman bunu deneseler, arayanlar için çok ciddi zorluklarla yüzleşmeye çalıştılar – çok ciddi zorluklar. Aranızdan kaçınızın Buda’nın binlerce öğrencisiyle birlikte – Aydınlanma vermeksizin – seyahat ettiği zamanlara dair risalesini okuduğunu merak ediyorum. Onlar Aydınlanmış ruhlar değillerdi, çevrelerinde herhangi bir neşe hissetmeden; sadece iki kat giysi ile, ormanda yaşayarak. Sadece iki kat kıyafet! Ve Benimde bizzat gördüğüm, Onun  ziyaret ettiği o bölge, orada korkunç derecede soğuk, ürperten bir soğuk vardır, kesinlikle soğuktur. Ve kıyafetlerde aslında kıyafet değildi, sadece vücutlarını örten bir kumaştı. Çok çetin kış aylarında veya belki Read More …

Sahaja Yogilere bahşedilen Güçler Bordi (India)

Sahaja Yogilere bahşedilen Güçler, Bordi (Hindistan), 27 Ocak 1980 Her şeyden önce, hangi güçlere sahip olduğumuzu bilmeliyiz ve aynı zamanda bu güçleri nasıl koruyacağımızı ve daha başka hangi güçleri çok, çok kolay bir şekilde elde edebileceğimizi bilmeliyiz. Aydınlanmadan sonra elde ettiğiniz ilk güç, Dünya üzerinde bulunan en büyük güçtür. Bu Shri Ganesha’nın gücüdür. Sizin bu gün yaptığınız bu işi, yapabilecek olan sadece O’dur ve bu güç ise Kundalini’yi yükseltmektir. Spiritüellik tarihinde şu ana kadar hiç kimse Kundalini’yi sizin yaptığınız kadar kısa bir sürede yükseltmedi. Kundalini parmaklarınızın altında hareket eder; bu tamamen size verilen Shri Ganesha’nın bir gücüdür. Aydınlanma verdiğiniz anda, çakralarınızdan herhangi birisinde catch etmiş olsanız bile veya bunlarda herhangi bir probleminiz olsa bile, biraz posses edilmiş olsanız bile, siz o kadar da iyi bir Sahaja Yogi olmasanız bile, Mataji’ye çokta fazla teslim olmasanız bile, Sahaja Yoga için çok fazla bir sorumluluk duygunuz olmasa bile, yine de Kundalini parmaklarınızın altında yükselir. Bu Ganesha anahtarı, size güven vermek için, Kundalini’yi yükseltebileceğiniz konusunda size güven vermek için içinizdeki Shri Ganesh’in kendisi tarafından size verilir; ama bu Kundalini’yi siz kendiniz yükseltiyormuşsunuz gibi hissetmeniz için değildir. Eğer kendinizi Sahaj Yoga’ya teslim etmeden buna devam ederseniz, bir süre bu gücü sonra çok hızlı bir şekilde kaybedersiniz. Başka bir kişinin Kundalininisinin yükselişinde sizin sahip olduğunuz bir diğer güç ise – bunu sizde fark edebilirsiniz, Kundalini yükseldiği zaman, o anda sizin için hiç bir engel olmayacaktır. Etraftaki engeller her ne olursa olsun – deyin ki yandaki kapıda posses olmuş bir kişi var, o kişi o anda sizi Read More …

3 günlük Seminerin 2. Günü, Dikkat ve Neşe Bordi (India)

Dikkat ve neşe, (3 günlük Seminerin 2. Günü), Bordi (Hindistan), 27 Ocak 1977. …çok fazla sallanma … ve dikkati nasıl düzeltiriz. Şimdi, dikkatin kalitesi sizin evriminizin durumuna göre değişir. Örneğin bir hayvanda… Peki insanda dikkat nereye yerleştirilir? Bu, sabit bir nokta değildir. Dikkatin yüzey ya da farkındalığın kenarı/kıyısı olduğunu söyleyebilirsiniz. Nerede farkındalık kazanırsak, dikkat o noktaya yönelir. Eğer bir benzetme yapacak olursanız, eğelenen demirin tümünün (talaşlarının) mıknatısa doğru çekilme gücü vardır. Bu gücün nerede olduğunu bulamazsınız – o her yerdedir. Mıknatıs nereye yerleştirilirse demir talaşları oraya doğru çekilir. Dikkatimiz de böyledir, biz nereye doğru çekilirsek dikkatimiz oraya gider. O tüm bedende mevcuttur, bu anlamda o herhangi bir yere yönlendirilebilir, bedenin dışına. Ayrıca bedenin içinde de, herhangi bir ağrı ya da sorun olduğu zaman, o sinirler üzerinde hareket eder, tüm sinir sistemi üzerinde akar ama beyinde bir kontrol merkezi vardır. Eğer bu merkez darbe alırsa, bilincimiz yerinde kalabilir ama dikkatimiz dağılır. Ayrıca, eğer birisi Vishuddhi Çakraya darbe vurursa, bu gerçekleşebilir. Birine vurulursa, bu daha alt çakralarda bile olabilir. O kısım dikkatini kaybedecektir çünkü siz bunu, o kısımda hissedemezsiniz. Aradaki fark şudur: eğer isterseniz, onlar uyuşmuş olsalar bile bu noktalara siz dikkat edebilirsiniz. Örneğin, eğer elim uyuşmuşsa, Ben buna dikkat koyabilirim, yani ona bakabilirim, onu düşünebilirim ama varlığımızda bir nokta vardır [ki], eğer o noktaya darbe gelirse düşünemeyiz bile, onlar bizim sadece bilinçsiz bir şekilde yattığımızı söylerler ama gözler açıktır, eller hareket eder, bacaklar hareket eder. O nokta burada bulunan Vishuddhi Çakra’dır. Ve eğer, Vishuddhi Çakranın peetha’sının içeride bulunduğu bu yerden, beynin Read More …

Seminer, 1. Gün, Sorular ve Cevaplar, Aydınlanmış Ruhlara Tavsiyeler Bordi (India)

Aydınlanmış Ruhlara Tavsiyeler, Bordi (Hindistan), 26 Ocak 1977. Sorduğunuz hususların çoğunu ele almaya çalışacağım ama bu soruların çoğunu duyduğuma çok sevindiğimi söylemeliyim çünkü bu, sorgulamalarınızın gittikçe daha süptil ve daha da süptil bir hal aldığını gösteriyor; çakraların kaba tarafını zaten biliyorsunuz ve şimdi ise, onların daha süptil formlarını öğrenmek istiyorsunuz. Şimdi, ilk olarak ele alınması gereken soru şu: “Çakralar insanoğlunda nasıl oluşur? Ne zaman? Yaşamın hangi evresinde?” çünkü ilk soru bu olmalı. Bu soru, eğer biz şunu sorarsak, “bu, bir tohumun varlığında bir primüle (baharda uyanan ilk kısım) ne zaman oluşur?” diye sormak gibi bir şey. Bir insan öldüğünde – size daha önce de söylediğim gibi, kişi tam olarak ölmez – onun sadece bir kısmı ölür ve bu çoğunlukla toprak elementidir ve geri kalan elementler ise, orada kalırlar. Bedenin geri kalanı kaybolur ve biz onu göremeyiz çünkü o (artık) tam bir insan formu değildir. O boyut olarak küçülmeye devam eder ve Kundalini bedeni terk eder ve dışarıda, bedenin dışında kalır. Ve Ruh dediğimiz Atma da bedeni terk eder ve geriye kalmış bedenin dışında kalır. Bu yeni bedenin yapısı, bizim yapımızdan farklıdır. Sönmüş bir ışığın, ışık dışında tüm bedene sahip olduğunu söyleyebiliriz ama ışık artık o bedenden çıkmıştır. Aynı şekilde, ölen bir insanda, Ruh ve Kundalini bedeni terk eder ama onlar bu bedenin etrafındadırlar. Ve bu süreci takip eden olağanüstü nitelikte, büyük bir prosedür vardır.   Bedenin farklı unsurlar içinde nasıl kaybolduğu da inanılmazdır ama her şeyden önce biz şunu görelim; bu şekilde kalmış olan bedenler Pretalok (ölüler diyarı) dediğiniz şeye Read More …