Public Program Washington D.C. (United States)

Public Program. Washington DC (USA), 24 Haziran 1999. Gerçeği arayan herkesi selamlıyorum. Her şeyden önce bizler gerçeğin ne olduğunu bilmeliyiz. İnsanlar her yerde arıyor, arıyor, arıyor ve arıyorlar. Ama onlar ne aradıklarını ve arayışlarının ardından ne elde etmeleri gerektiğini bilmiyorlar. Bu arayış sizi farklı yönlere yönlendirebilir. Bunların bazıları çok tehlikeli ve tamamıyla yanıltıcı olabilir. Ve birçoğu, bunu yaşamış ya da hissetmiş olmalıdır. Eminim bunu yaşamış olan birçok kişi vardır ama onlar geri dönebilecekleri bir yolun olmadığını düşünüyorlar. Arayışın anlaşılması çok kolaydır, bu kendinizi bilmek istemenizdir. Her zaman deriz ki: Ben bunu istiyorum, bunu beğendim, ben şu, ben bu. Ama bu “ben” kimdir? Nedir bu? Bu kendim dediğim kimdir? Ben neyim? Kendim hakkında bir şey biliyor muyum? Kendimize dair çok yüzeysel bir bilgimiz var. Herkes bunu söyledi, bütün dinler bunu söylediler: “Kendini bilmelisin.” Bununla ilgili olarak arada bir fark yoktur. Aslında eğer özüne inerseniz, bütün dinlerde, aralarında fark yoktur. Zaman içinde bazen bir yerde, bazen de başka bir yerde biraz bunun üzerinde durulmuştur. Ancak asıl mesele, sizin kendinizi tanımanızın gerekiyor olmasıdırr. Nasıl kendinizi bilirsiniz, mesele budur. İnsanlar size şunu söyleyecektir: şunu yap, her şeyi bırak, aileni bırak, her şeyi bırak. Bu tür bir elbise giy, saçını kes veya başını tıraş et ve tüm bu saçmalıkları yap. Bu çok dışsaldır. Biraz kafanızı çalıştırırsanız, her şeyin dışsal olduğunu görürsünüz. Bu çok yüzeyseldir, hiçbir anlamı yoktur. Peki, ne olmalı? Evrimdeki son atılımından bahsediyoruz. Bunu nasıl başarırsınız? İnsan konumuna gelene dek geliştiğiniz zaman, bir şeyi, içimizde eksik olan bir şey olduğunu kesin olarak bilmeliyiz. Aksi Read More …