Easter Puja 2008 (India)

Easter Puja, “Affetmeniz Gerekli”. Hotel Pride, Nagpur (Hindistan), 23 Mart 2008. Hepinizin buraya benden önce geleceğini zannetmiyordum. Buraya gelebilmeyi nasıl becerdiniz bilemiyorum (kahkahalar, alkışlar). Bugün hepimiz için çok önemli bir gün çünkü İsa neden öldü hepiniz biliyorsunuz. Çarmıha gerildi. Haç üzerine konuldu ve sonra öldü. Sizlerle ilgili söyledikleri muhteşemdi. Tanrı’dan bağışlayıcı olmayı diledi. Onun hayatından öğrenmemiz gereken onun hepimizi nasıl bağışlamayı bildiğidir. Biz de insanları bağışlamalıyız. İnsanlar için bağışlamak oldukça zor görünüyor. Eğer birine kızmışlarsa, hep kızgınlar, bağışlayamıyorlar. Öyleyse, siz Sahaja Yogi değilsiniz. Sahaja Yogilerin bağışlayıcı olması gerekli. Bu çok önemli, çünkü bu gücü, bağışlamanın gücünü Isa’dan aldınız. İnsanlar hata yapar. Bu onların hayatının bir parçası, ama Sahaja Yogiler olarak gelişmeniz ve affedici olmanız gerek. Bu kızgın olmaktan daha önemli. Bu yüzden hatali davrananlar varsa, affetmeniz gerekir. Sonrasında siz de bağışlayıcılığın nasıl güzel bir erdem olduğunu anlayacak ve şaşıracaksınız. Affedebildiğinizde, tamamıyla temizleneceksiniz. Çünkü, içinizdeki kızgınlığın pisi ve kiri artik içinizden çıkıp gidecek ve sizi terkedecek. Bu yüzden affetmek insanoğlunun sahip olduğu en büyük  kutsamadır. İsa da aynı şeyi söyledi. Dedi ki, “Onları affedin çünkü ne yaptıklarını bilmiyorlar”. Eğer İsa böyle söyleyebildiyse, sizler söyleyemez misiniz? Bizler sıradan insanlarız ve hata yaptığımızda, insanlar kızabilir ve hayal kırıklığı yaşayabilir, ama yapılabilecek en iyi şey affetmektir. Yapılmaması gereken şeyler yapıldığında affetmek, İsa’nın en üstün niteliğidir. O, affetmeyi bilmiştir. Korkunç hatalar yapanları affetmiştir. O hepsini affetti, çünkü hepsini seviyordu. İşte sizin de yapmanız gereken bu. Bugün, bunu yapabilmek için özel bir gün. Affetmek için özel bir gün, bugün. İşte bu yüzden ne düşünüyor olursanız olun Read More …

Easter Puja 2007 Pune (India)

Easter Puja. Pratishthan, Pune (Hindistan), 7 Nisan 2007. Bu gün çok önemli bir gün. ( mikrofonu verin) Merhaba, Böyle daha iyi. Bu günün çok önemli olduğunu söylüyorum. Bu gün sizler için yeni bir başlangıç,  hepiniz için. Şunu anlamaya çalışın ki,  şimdiye dek çok çalıştınız ve yapabileceğinizden daha fazlasını yapmak istediniz. Sizin arzunuz bu idi ve bu işe yarayacak, kesinlikle işe yarayacak. Eğer arzunuz güçlü ise,  bu şeyler çalışacak,kendinize yardım ettiğiniz gibi, başka insanlara da yardım edebilmek için büyük bir şans elde ettiniz ve sizler bundan dolayı mutlusunuz. Başkalarına yardım etmeye karar vermeniz daha iyidir. Hepiniz kutsanmış olacaksınız, önemli bu. Bunu yapabilirsiniz. Bunu başkalarına vermelisiniz, öncülüğünüz orada yatıyor. Pek çoğunuz buna kendisi için sahip oldu, ama bunu başkalarına da vermelisiniz. Başkaları da spritüelliklerini kazansınlar. Biliyorum pek çoğunuz aydınlanmalarınızı aldınız ve sayıca çok fazlasınız, ve hepiniz çok mutlusunuz. Mutlu ve neşeli olun. Bu aydınlandığınızın, aydınlanma aldığınızın ilk işaretidir. Bu aydınlanmanız ile başkalarına aydınlanma verebilirsiniz. Bu günün özelliği, İsa’nın sadece bizler için, bir şeyler yapmak üzere yaşama geri dönmesidir. Bu nedenle de bu gün hepimiz için çok önemli bir gün. Şunu söylemek istiyorum, bu gün sizlerin başkalarına aydınlanma verme gücünüzün bulunduğunu anlayacaksınız. Bunu elde ettiniz ama şimdi onu kullanmak zorundasınız. Aydınlanmasını almış olanlar enerjilerini boşa harcamayacaklar, bunu vermeye çalışın. Bu dünya kaos dolu,  kavgalar ve savaşlar hala devam ediyor, bu nedenle sizin göreviniz, işiniz onlarla konuşmak, onlara anlatmak olacak, Ve onlara bunun en önemli şey olduğunu anlatın. Sahaja Yogiler huzurlu olmak zorundalar ve onlar Sahaja Yoga’nın meyvelerinden neşe duymalılar. Eminim her şey çalışacak, Read More …

Christmas Puja, Ganapatipule 2002 Ganapatipule (India)

Christmas Puja, Ganapatipule (Hindistan), 25 Aralık 2002. Hepinize mutlu Noeller. Sahaja  Yoga’ya göre  İsa, Agnya çakranızda  yerleşiktir. O’nun bütün hayatı aydınlanmış bir ruhun kalitelerini tarif etmektedir. Yaşamı boyunca hırs ve şehvetten arınmış olamızı önermiştir. Günümüzde bütün dünyada insanların  hırslı olmaları çok şok edicidir. Küçüklüklerinden itibaren çocuklarımız da istemeye başlıyorlar. Bunların peşinden koşmamanızı sağlayacak olan süküneti ve dengeyi ancak yaşamınızda tam bir  tatmin olması ile elde edersiniz. Bu günlerde Hindistan bile, bu anlamda oldukça batılılaşmaya başladı. Onlar da çok fazla şuna, buna sahip olmayı istemeye başladılar. Gerçekte Amerika’da aniden meydana gelen bu olayla, insanlar spirütüelliğe yöneldiler. Spirütüelliğe geldiler çünkü hiçbir yerde, hiçbir tatminin bulunmadığını  anladılar. Ama Onun hayatından, İsa’nın yüce hayatından anlamalıyız. Öncelikle, yıl dönümlerinde bir çoğunu gördüğünüz gibi, küçük ufak bir kulübede dünyaya geldi O. Kuru, çok kuru otlarla kaplanmış bir beşiğe konuldu. Düşünebiliyor musunuz? Ve sonrada hayatını bir ‘haç’ üstünde kurban etti. Hepsi bir fedakarlık öyküsü çünkü O’nun bir gücü vardı, ruhunun gücü ki bu sayede her şeyi, hatta kendi hayatını bile feda edebildi. Bu sayede İsa’nın ruhaniyetten gelen yüce kişiliğinin kaynaklık ettiği büyüklüğünü anlayabilirsiniz. Aynı İsa’ya, bugün tüm dünyada özellikle batıda ibadet edilmektedir. Ancak insanların bir şeyler peşinden nasıl koştuklarını görünce şaşarsınız. Endüstrileri, ne yaptıkları ve nasıl zengin olduklarıyla ilgili hikayelerle gidiyor. Hristiyan olduklarını göstermek için boyunlarında haçları var. İlk olarak kimse asla İsa’nın üzerinde çarmıha gerildiği bu haçı takmamalı ve onlar bunu bir ikiyüzlülük içinde yapıyorlar. Sadece kendileri değil eşleri ve çocukları da çok hırslı insanlar. Buna sahip olmamalılar, şuna sahip olmalılar. Hindistanda fazlası ile aynı durumda. Read More …

Easter Puja 2002 (Turkey)

Easter Puja. Istanbul  (Türkiye), 21 Nisan 2002. Bugün,  Jesus Christ  ve  Annesine  ibadet etmek üzere buraya geldik. İsa’nın  Annesinin,   gelmesi  ve  Türkiye’ye kalması  da   öyle bir  rastlantı ki.  İsa’nın  çarmıha  gerilmesinden  sonra  Onun, buraya  gelip kalması  şaşırtıcı  değil  mi?  Acaba  O da (İsa),  annesiyle  ile birlikte daha  sonra (buraya)  geldi mi?  Fakat  Onun  o zamanlar, Kashmir’e  gittiğini  söylenir  ve  Annesi  de  oradaymış. Kesinlikle mümkün bu, yolda, oraya  gitmiş  olabilirler. Ona (İsa) ibadet etmek için  buradayız. Sahaja  Yoga’ya  göre O           (Meryem), Mahalaksmi’nin  enkarnasyonu  idi ve O  din  uğruna  kendi oğlunu  feda  eden kişi idi. Fakat  ne  yazık  ki, Onun  değerini hiç kimse  anlayamadı. Onun  çok  yüce  bir  ruhani  kişilik  olduğunu  hiç kimse  görmedi.  Ancak  Sahaja  Yoganın vasıtası ile  Onun İsa’yı doğuran çok  yüce bir kişi olduğunu  anlayabilirsiniz. Onun  saygı  görmemesi çok büyük  talihsizliktir, özellikle de İslam  dünyasında.  İşte   bu  yüzdende,  İslam  kültüründe  kadınların yeri  yoktur. Onlarla ilgili tecrübelerim  çok  üzücü.  Yoksul kadınların  rehabilitasyonu  için  bir  organizasyona  başlattık  ve  çok üzücü ki  başvuranların  hepsi  Müslüman  hanımlardı.  Halbuki,  Muhammed  Sahib  “Annenize  bakmalısınız“ demiştir. Buna  rağmen  bütün  bu kadınlar  yoksullar  evine  geldiler ve bazıları  sekiz – on  çocuklu. Tabii  ki,  bizler  onlara yer  vermeliyiz. Onlara  bakmalıyız çünkü din  hakkında  oluşmuş olan tüm bu  tür  küçük fikirlere  inanmıyoruz.  En önemli şey  “İnsanlık” dinidir“. Tüm  bu  dinleri  birleştirmek zorundayız.  Yaman bir  görev bu çünkü  Müslüman, Müslümana  saygı  duymaz; Hristiyanlar, Hristiyanlar Hindulara  saygı  duymaz. Komik bir şeyin devam ettiğini anlatmak  istiyorum.  Bunların hepsi Tanrı  için,  Tanrı’nın  işi için ve  onun  sevgisi  içindir.  Buna  rağmen  saygı  yok.  Sevgi  Read More …

Christmas Puja 2001 Ganapatipule (India)

Christmas Puja, Ganapatipule (Hindistan), 25 Aralık 2001. Christmas Puja sırasında bu kadar çok Sahaja Yogi’nin buraya geldiğini görmek güzel. Hıristiyanlık dünyanın her tarafında yayıldı ve İsa’yı izlediklerini söyleyen çok sayıda sözüm ona “Hıristiyanlar” var – O’nu hangi açıdan izlediklerini bilemiyorum! İsa, Param Chaitanya’nın bedenlenmiş haliydi, O Omkara’ydı. O Shri Ganesha’ydı. Ve O’nu izleyen insanlarında çok farklı insanlar olması gerekir ama bu her dinde daima olur, rastgele bir şekilde ters yönde gitmeye başlarlar, tamamen aksi yönde. İsa’nın yaşamının özü, bağımsızlık ve fedakarlıktı. Bağımlılığı olmayan bir kişi için fedakarlık diye bir şey yoktur. O, Kendi yaşamını sadece bir tiyatro oyunu gibi görür. Böylesi yüce bir kişilik bu dünyaya geldi ve bu savaşlara giren, her tür ikiyüzlü işlere giren, bu sözde “Hıristiyan” dinini yarattı ve şimdi insanlar Onu keşfediyorlar. O Gerçek’i temsil ediyordu ve Hıristiyanlar Gerçek’in ne olduğunu bilmiyorlar. Gerçek şu ki, siz Ruhsunuz ve sizler Ruh olmalısınız. O ikinci doğumdan, Aydınlanma’dan bahseden birisidir ama onlar O’nun ne dediğini, kendilerinin neye ulaşmaları gerektiğini unuttular. Bu o kadar komik bir şey ki, bütün bu yüce insanlar bu dünyaya geldiler ve bizim yükselişimiz için uygun olan bir din yarattılar ve insanlar sözde “efendileri”nin öğretileriyle nasıl bu kadar aptallaştılar bilemiyorum. Bu tamamen para odaklıdır. Buna ilaveten, bu şey Gerçeğin üzerinde durmuyor. Sanırım bu, bu dinin ikinci kez çarmıha gerilişi. Gerçekten de kendi prensiplerini nasıl tarif edilmişlerse, bu şekli ile takip eden hiçbir din yok. Gerçeği bu şekilde – yalnızca biraz para kazanmak veya bazı ıvır zıvırlar için – çarpıtmayı nasıl başarıyorlar bilemiyorum. İsa adına öylesine bir Read More …

Easter Puja Istanbul (Turkey)

Easter Puja. Istanbul (Türkiye), 22 Nisan 2001. Bu gün Easter`ın pujasını yapmak için burada toplandık. Spiritüellik tarihi içinde, İsa’nın ölümden yükselişini fark ettiğimiz zaman, en önemli günlerden birisidir bu. Bu çok önemli ve semboliktir. Sahaja Yoga’da da yaptığımız şey nedir, bu ölümden yaşama yükselmektir. Yeniden dirilişin hepimiz için, tüm dünya için bir mesaj olduğu anlaşılmalıdır. Bizler kendimizi yeniden diriltmeliyiz. İsa`nın kendisi için, buna gerek yoktu ama O bir modeldi, bir azizin modeli idi, aydınlanmış bir ruhun modeli idi ve bizi kurtarmak için cennetlerden bunca yolu kat edip gelmiş bir kişinin modeli idi. Dolayısı ile bu yeniden diriliş, yaşamlarımızın da bir parçasıdır. Bu çok semboliktir, çok semboliktir, bizler kendi bilincimiz içinde kaybolmuş insanlardık. Kendi aklımızın bize gitmemizi söylediği yolu bilmek hususunda kendi üzerimizde kontrolümüz yoktu. Fiziksel varlığımız ile aklımız arasında dengemiz yoktu, yaşamda artık hiç bir türde denge yoktu ve kendimizce hangi yolun iyi olduğunu düşünürsek, rastgele bir şekilde buradan giderdik. Buna ilişkin bir bilgelik yoktu. İsa, Shri Ganesha’nın enkarnasyonuydu. Onun yerine getirdiği çok zor bir görevdi. Sadece para hakkında bilgisi olan ve başka hiç bir şey bilmeyen, sipiritüellik konusunda kesinlikle cahil olan insanları ikna ederdi. İsa, insanların hiç bir şekilde, hiç bir şekilde sipiritüellik hakkında fikirlerinin olmadığı o günlerde geldi. Fakat, bir şekilde tüm bunlar öyle güzel bir şekilde çalıştı ki Onun iletişimde olduğu insanlar, yeniden dirilişin önemli bir nokta olduğunu anlamaya başladılar. İsa, yeniden diriliş gerçekleştiği zaman Kundalininin yükselerek sizi, Her yeri saran Tanrısal güçle birleştirdiğini biliyordu. O zaman siz, yaşadığınız hayatın ötesinde bir hayatın var olduğunu anlarsınız. Sizi Read More …

Easter Puja, Saflık, Varoluşunuzun Temelidir Istanbul (Turkey)

Easter puja. İstanbul (Türkiye), 23 Nisan 2000. Bu gün İsa’nın yeniden dirilişinin büyük olayını kutluyoruz. Tanrısal sevginin yeni yaşamına yükseldiğiniz bu aynı şablon sizin yeniden dirilişinizdir. Yeniden doğmanızın gerektiği hakkında, daha yüksek bir şeyin var olduğunu hepiniz biliyordunuz ama bunun nasıl çalıştığını hiç kimse bilmiyordu? Varlığınızın süptil tarafı da, bunu size hiç bir zaman söylemedi. Azizler sadece, nasıl davranmanız gerektiğinden bahsettiler. Onlar sadece nasıl çok saf bir yaşam sürmeniz gerektiğini, sizin dürüst bir yaşam sürdürmeniz gerektiğini söylediler ama bunun nasıl çalıştığını size söylemediler. Hindistan’daki insanlar tabii ki bunun hakkında bir şeyler biliyorlardı, çok azı, çok çok az sayıda insan ama şimdi sizin sayenizde, dünya çapında bir bilgi bu. Kundalininiz yükseldiği zaman, Kundalini sizin Annenizdir, o sizin şahsi Annenizdir ve o size ikinci doğumunuzu verir. İşte bu şekilde siz Tanrısal cennete bağlanırsınız. Tüm bunlar size eğer aydınlanma olmadan anlatıldıysa, bir anlamı yoktur ama insanlar bunun hakkında büyük fikirler ortaya attılar ve yeniden doğuşunuzun bir gün gerçekleşeceği size söz verilmişti. Sizin için en büyük şey, budur. Hayatınızdaki en büyük olay budur ve buna ulaşabildiğiniz için, kişi kendisini çok şanslı addetmelidir. Tüm bunlar siz onu arzuladığınız için gerçekleşmiştir. Pek çok yaşamınız boyunca, siz Tanrısal cenneti arzuluyordunuz. İnsanlar tepelerden, vadilerden inip, arayarak, her tür şeyi yapıyorlardı. Siz bunu zaten yaptınız. Hiç bir şeyi bırakmanıza gerek yoktur, hiç bir şeyden vazgeçmeye gerek yoktur. Bu yanlış bir fikirdir, bu yersiz bir fikirdir. Bu sizin Sahaja dirilişinizi almanız gereken zamandır, kendiliğinden gerçekleşen diriliş. Bu konuda hiç bir şey yapmanız gerekmez, bu sadece bu kadar basittir ve bu Read More …

Easter Puja, Meditasyonumuzu oturtmalıyız Istanbul (Turkey)

Easter puja. İstanbul (Türkiye), 25 Nisan 1999. Bugün hepimiz burada İsa’nın dirilişini ve bunun yanı sıra da sizin dirilişinizi kutlamak için Türkiye’de, İstanbul’da toplandık. İsa’nın dirilişi bizim için harika bir mesajdı. Ölüme karşı kazandı ve ölü bedenden, yaşayan bir beden olan, başka bedenle çıktı. Beden aynıydı, ama biri ölü bir bedendi ve diğeri ise yaşayan bir bedendi. Bu sadece sembolik değildir, aslında bu Onun içinde gerçekleşti. Sonuçta, O Tanrısal bir çocuktu, O Tanrısal bir insandı. Aslında bu Onun içinde oldu. Onun  ölümü sadece sembolik bir şey değildir ve O başka bir kişide yeniden diriltilmişti ya da, yaşayan bir kişide diyebilirsiniz. Ona göre ölüm nedir? Ezeli varlıklar için ölüm yoktur. Ezeli olan birisi için ölüm yoktur. Bir süre için O sanki ölmüş gibi görünebilir, ama asla ölemez. İsa böyleydi, O bu dünyaya ölümden yeniden doğmak için gelmiş olan çok, çok özel bir enkarnasyondu. Şimdi bizler de, henüz aydınlanmış bir ruh olmadığımızda, henüz aydınlanmadığımız zaman, bizler de bu anlamda ölüyüz, farkındalığımız çok, çok… söylemeliyim ki, kesinlikle donuk ve ölü. Çiçekleri görebiliriz, yüzleri görebiliriz, binaları görebiliriz, şehirleri görebiliriz, bütün bunları görebiliriz. Tüm bu şeyleri görüyoruz ve farkında değilken, kesinlikle farkında olduğumuzu hissediyoruz. Gerçek farkındalık, aklımızın sınırlarını aştığımız zaman, aklın ötesine geçtiğimiz zaman bize ulaşır ve bu, ancak İsa’nın dirilişi sayesinde mümkün oldu. Tanrısal bir insan olduğu için Kendisini yeniden diriltti ama aynı zamanda bizlerde dirildik çünkü Tanrısallık tarafından kutsandık. Şimdi, aradaki aklımız, Shri Jesus Christ tarafından kontrol edildi. O her iki tarafta Agnyanızı kontrol eder. Şartlanmalarınızı kontrol eder ve egonuzu kontrol eder ve Read More …

Easter Puja, Sahaja Yoga’yı ancak sevgi ve şefkat sayesinde yayabilirsiniz Istanbul (Turkey)

Easter Puja. İstanbul (Türkiye), 19 Nisan 1998. Bu gün İsa’nın yeniden dirilişini kutluyoruz. İsa’nın yaşamındaki en büyük mesaj çarmıha gerilmesi değildir. Herhangi bir kişi çarmıha gerilebilir ve öldürülebilirdi ama İsa’nın ölü bedeni, ölümden yeniden yaşama döndü. Ölümün kendisi öldü ve O, bunun üstesinden geldi. Sıradan insanlar için bu kesinlikle bir mucizedir ama İsa için değildir çünkü O Tanrısal bir kişi idi. O Shri Ganesha idi, O Omkara’nın kendisiydi. Bu sayede su üzerinde yürüyebildi, yer çekimi Onu etkilemezdi ve yeniden de dirildi çünkü ölüm Onu etkileyemezdi. Böyle bir büyük Tanrısal kişilik, özellikle insanoğulları için yaratıldı, bu sayede insanlar Onu tanımalıydılar ama tanımadılar. Onu çok zalim bir şekilde öldürdüler. Ve hatta haçın büyük bir şey olduğunu düşündüler çünkü İsa haçın üzerinde öldü. Haça saygı göstermeleri insanoğullarının çok gaddarca bir düşüncesidir. Bu neyi gösteriyor? Bu insanların O’na yapılan zulmü sevdiklerini, Onun ölümünü ve Ona gösterilen vahşeti, Ona nasıl işkence edildiğini temsil eden haçı sembolize ediyor. Onun çarmıha gerildiği zaman çok üzücü bir vakitti. Ama yeniden dirildiği zaman ise, en neşe dolu, en hayırlı ve en güzel dönemdi. İsa’nın yeniden dirilişi Sahaja Yoga için çok semboliktir. Eğer İsa yeniden dirilebildiyse, o zaman insanoğulları da yeniden dirilebilirler, çünkü O tüm güçleri ile bir insan olarak geldi ve bizler için bir yeniden diriliş yolu yarattı. Bu yeniden diriliş yolu bizim Sahaja Yoga’da izlediğimiz yoldur. Ancak en büyük şey, tüm ruhsal incelemelerde açıklanan ya da belki, kutsal yazılar olarak adlandırılabilecek yazılarda belirtilen, altından yapılmış bir kapak gibi olan ve hiç kimsenin içinden geçemeyeceği bir kapı olan Agnya Read More …

Christmas Puja, Annenin Kültürü Ganapatipule (India)

Christmas Puja. Ganapatipule (Hindistan), 25 Aralık 1996. Bugün, Jesus Christ’ın doğumunu kutluyoruz. Jesus Christ’ın doğumu çok semboliktir, çünkü O öyle bir şekilde doğdu ki, fakirlerin en fakiri bile ahırda doğmazdı. Ve O kuru otlardan yapılmış bir yatağın üzerine konuldu. O insanlara, kendisi bir enkarnasyon olan veya çok gelişmiş bir ruh olan bir insanın, bedenin rahatlığına aldırmadığını göstermek için dünyaya geldi. Onun mesajı çok büyük ve çok derindi, ama mücadele vermeleri gereken savaş için hazır olmayan öğrencileri vardı. Bu, bazen Sahaja Yoga’da da olan bir şeydir. Onun sadece müritleri vardı, bizim de Sahaja Yogi tiplerimiz var ve hepsi, onlar kendilerini İsa’ya adamaya çalışsalar da, tuzağa düştüler, bazılarını dünyevi isteklerin ya da kendi arzularının tuzağına düştüler. İsa’nın sevgi ve bağışlama mesajı, bugün bile hala aynıdır. Herkes tarafından vaaz ediliyor, bütün azizler tarafından, bütün enkarnasyonlar tarafından, tüm peygamberler tarafından. Onların hepsi sevgi ve affetme üzerine konuştular. Eğer buna meydan okunduysa veya insanlar, “bu işe yaramayacak” diye hissettiklerinde, onlardan İsa’nın söylediklerine inanmaları istendi. Ama o insanlar o günlerde basit kişilerdi, bu yüzden de onlar Ona itaat ettiler. Bazıları kesin olarak çok iyiydi, bazıları yarı pişmişti ve birazı da şüphe duyan insanlardı. O, Agnya çakramızı bizim için hazırlamak üzere bu dünyaya geldi ve Onun tüm çabalarına rağmen, kişiler bunu çok fazla buluyorlar ve Hıristiyanlığı takip eden insanlar ise, en kötü Agnya tipine sahipler. En kötü tipte olanlar! Son derece öfkeliler, her şeyi son derece planlayan tipte, fütüristik insanlar. Demek istiyorum ki, sağ kanalda bulunan tüm sıkıntılar, Hıristiyan olduğunu iddia eden ülkelerde görüldü. Gnostikler olan ilk Read More …

Christmas Puja, Tanımak Ganapatipule (India)

Christmas puja. Ganapatipule (Hindistan), 27 Aralık 1994. Mutlu Noeller ve önümüzdeki yıl için bütün kutsamalar. Bu gün çok uzun bir puja yapmayacağız ama İsa’nın yaşamından anlamamız gereken belli bazı şeyler var. İsa, sırf spiritüelliğin her şart altında ve her problemli durumda yaşayabileceğimi göstermek için çok fakir koşullar altında doğmuştu. Ve kendi aşiretinden çok fazla muhalefet gördü. O Yahudi bir ailede doğdu ve o zamanlar Yahudiler Onu kabul etmeyeceklerdi ama öldürmediler de. Herhangi bir yasa hükmü sayesinde çok sayıda kişi öldürülebilir. Yargıç, Onun öldürülmesini emreden kişi aslında Romalı bir yargıçtı. Onun hayatını takip etmek çok zordur, çünkü O kesinlikle Tanrısal bir kişiydi, kesinlikle. İşte bu yüzden O, kurallar ve düzenlemeler şeklinde Hıristiyanlara her ne aktardıysa, bunların takip etmesi gerçekten çok zor, çok zordur. Çok az sayıda kişinin bile Onun yaşamını hayatını takip edebileceğini sanmıyorum. Bu çok zordur çünkü herhangi bir şekilde eğer gözlerinizle zina yaparsanız, gözlerinizi oymanızın daha iyi olacağını söyledi. Eğer onlarla herhangi bir suç işlerseniz,  elinizi kesin. Onun için, suç dahi çok süptil bir şeydi. Eğer birisi sizin sağ yanağınızı tokatlarsa, siz sol yanağınızı çevirin. Bu türden zor bir şeyi takip etmek, çok, çok güç bir şeydi, imkânsızdı. Ve O ayrıca, başkalarının değil bunu sizin yapmanız gerektiğini söyledi. O kadar kısa bir süre yaşadı ki. Hindistan’ı ziyaret etti ve burada kaldı. Bununla ilgili bir kitap okudum ve Purana’larda, buna çok şaşırmıştım, belki de yazarın anlamadığı Sanskrit dilinde çok net bir şekilde yazılmıştı,  Shalivanha, Benim atalarım O’nunla tanıştılar ve O’na senin adın ne? dediler. O’da, “Benim adım İsa Mesih” dedi. Read More …

Easter Puja Magliano Sabina Ashram, Magliano Sabina (Italy)

Easter Puja. Magliano Sabina, Roma (İtalya), 11 Nisan 1993. Bu gün İsa’nın yeniden dirilişini kutlamak üzere, bu güzel dağın zirvesinde toplandık. Sahaja Yogilerin, bu sayede bize ruhun ölmediğini gösterdiği, İsa’nın dirilişinin bu büyük olayını anlamaları çok önemlidir. O, Omkara idi, O Logos’tu. (Kelime olarak “söz” anlamına gelir, John’un gospelinde cümle şu şekilde geçer, “Başlangıç Sözdü ve Söz Tanrı’daydı, Söz Tanrı’ydı”, Logos – İsa’nın Tanrısallığını ifade eder) O Ruh’tu ve işte bu yüzden O su üzerinde yürüyebildi. Biz Mooladhara’nın nasıl olduğunu, karbon atomunu açık şekilde gösteren bir film de yaptık, (atomun şekline) sağdan sola doğru bakarsanız düzgün bir swastika görürsünüz, soldan sağa doğru bakarsanız Omkara görürüz ama aşağıdan yukarıya doğru bakarsanız göreceğiniz şey ise Alfa ve Omega’dır. (α – ω /Yunan alfabesinin ilk ve son harfi) Bu durum, yani İsa’nın “ben Alfayım ve ben Omegayım” demesi ile kendisinin açıkça, Shri Ganesha’nın enkarnasyonu olduğunu şüphe götürmez şekilde kanıtlar. Bu bizim sahip olduğumuz bilimsel bir kanıttır ve işte bu şekilde biz insanlara, bu bir gerçek diyebiliriz. Bu alfa ve omeganın İsa’nın zamanında bilinip bilinmediğini bilmiyorum ama O “Alfa ve Omega Benim” dediği zaman, bunu kesinlikle biliyordu. O, yükselişimiz için çok olağanüstü ve çok önemli bir enkarnasyondur. Eğer O kendisini diriltmeseydi, bizler hiç bir şekilde yükselişimizi elde edemezdik. Yani bu büyük bir katkıdır. İsa’nın yeniden dirilmesi, yaşamınızda sizin daha önce ne olduğunuza ve bu gün ise ne olduğunuza dair kanıttır. Bu, böylesi bir değişim, böyle bir farklılık, böyle bir dönüşümdür. Onun çarmıh üzerinde gösterdiği fedakârlık ve yeniden dirilişi hepimize, dönüştüm göstermiş bu yeni konuma Read More …

Easter Puja, Büyümeli ve sorumluluğunuzu almalısınız. Magliano Sabina Ashram, Magliano Sabina (Italy)

Easter Puja. Magliano Sabina, Roma (İtalya), 19 Nisan 1992. Bu, hepimizin sevinmesi ve bu İsa’nın Dirilişi’nden neşe duymamız için harika bir gün. İsa’nın dirilişi Agnya çakramızı açmak için meydana geldi çünkü bildiğiniz gibi burası çok süptil bir merkezdir ve insanların şartlanmalarından ve egolarından gelen fikirleri o zamanlar çok karmaşıktı, Bu Agnya Çakrayı o kadar tıkıyordu ki, Kundalini’nin geçmesi imkânsızdı. Bu yüzden, Diriliş oyunu gerçekleşti ve İsa Chaitanya’dan başka bir şey olmadığı için, O sözde bir ölümden dirildi. İsa’nın bu ölümünde, biz de dirilişimize ulaştığımızı anlamalıyız. Dirilişimize ulaştık, her ne olduysa geçmiş zaman öldü, artık bitti. Yani, sahip olduğumuz bu pişmanlıklar, sahip olduğumuz şartlanmalar öldü. Fakat buna rağmen Hıristiyan uluslar arasında, egonun olması gerektiği gibi azalmamış olması şaşırtıcıdır, İsa’ya asla doğru şekilde ibadet edilmedi. Batı’daki ego kesin bir şekilde o kadar baskındı ki, hiç kimse ne yaptığını ve ne kadar ileri gittiğini göremedi. Gereksiz yere, doğal olmayan bir şey için tövbe ediyorlar. Fakat tövbe egomuz içindi. Hıristiyan ulusların, nasıl diğer ülkeleri işgal ettiklerini, bu ülkeleri tamamen imha ettiklerini, tamamen bitirdiklerini ve ırk üstüne ırkı yok ettiklerini gördüğünüzde, bu bazen çok şok edici oluyor. Onlar Hıristiyan’dılar, İsa’nın takipçileri ve ellerine İncil’i alarak, hayal edebiliyor musunuz? Bu sözde Hıristiyanların, İsa adına yaptıkları şeyler öyle korkunç ki. Neden bu böyle, ego Batı ülkelerinde veya Hıristiyanlığın takip edildiği ülkelerde neden çok çalışıyor, bunu anlamak zorundayız Her yerde, eğer bu kişiler Hıristiyan iseler, son derece saldırganlar, son derece sertler ve onlar tüm dünyanın kendilerine ait olduğunu düşünüyorlar. Hitler bile, Katolik dinine inanıyordu. İsa’nın bu türde gösterdiği Read More …

Shri Buddha Puja, Deinze 1991 Brielpoort Deinze, Deinze (Belgium)

Shri Buddha Puja, “Arzusuz olmalısınız”. Deinze (Belçika), 4 Ağustos 1991. Bugün Buddha’ya puja yapmak için burada toplandık. Bildiğiniz gibi Buddha bir kralın oğluydu ve bir gün sokakta yürümekte olan çok yaşlı ve zayıf bir adam gördüğünde çok şaşırdı. (Bu adam) Çok mutsuz birisiydi ve (Buddha) onun durumuna çok üzüldü. Daha sonra ölmek üzere olan, çok hasta birisi gördü ve daha sonra da ölmüş birini gördü, insanlar o kişiyi yakma alanına taşıyorlardı. Tüm bunlar Onu çok üzdü ve bunun üzerinde düşünmeye başladı. Bütün bu şeylerin insanların başına gelme sebebinin ne olduğu arıyordu. İlk olarak, neden bu kadar sefil yada hasta oluyorlar veya neden bu kadar sefil bir şekilde ölüyorlardı? Arayışı sırasında, bunun nedenini buldu. Tüm dünyayı dolaştı, demeliyim ki bir anlamda. Upanishad’ları okudu. O okudu…. pek çok guruya gitti, spiritüel eğitim veren pek çok yere gitti. Banares’e, her yere gitti ve en sonunda Kundalini’si aniden Adi Shakti tarafından uyandırıldığında, bir banyan ağacının altında oturuyordu ve  aydınlanmasını aldı. Sonra tüm bunların sebep olanın, arzu olduğunu anladı. Sahaja Yoga’da şimdi, biz diğer arzuların hiçbirinin saf olmadıklarını anladık. Öncelikle hangi arzumuz yerine gelirse gelsin, bununla tatmin olmuyoruz. Ve ikinci olarak da bütün bu arzuların bir geri tepme etkisi var. O zaman saf arzu nedir? Bunu hepiniz biliyorsunuz, o kundalinidir. Kundalini, saf ruh olmak, Buddha olmak, aydınlanma almak için duyduğunuz temiz isteği yerine getiren saf arzunun gücüdür. Buddha, aydınlanmış insan demektir. O zaman Gautama, Buddha haline geldi – şimdi sizin Sahaja Yogiler olmanız gibi. Fakat O,  farklı çileler çektiği için, öğrendiği her şey Onun varlığının Read More …

Shri Mahavira Puja, Perth 1991 (Australia)

Mahavira Puja. Perth (Avustralya), 28 Mart 1991. Bugün Mahavira’nın doğum gününü kutlayacağız. Mahavira, Bhairavanath’ın enkarnasyonudur yada Ona Saint Micheal (Başmelek Mikail) diyebiliriz. Şimdi, bildiğiniz gibi bu iki aziz, biri Gabriel (Cebrail) – Hanumana ve diğeri ise Saint Micheal. Biri Pingala Nadide yer alır ve diğeri de, Saint Micheal İda Nadi üzerindedir. Mahavira`nın bir çok araştırma yapması gerekliydi. Şüphesiz o gerçek bir melekti fakat bir insan olarak gelmişti. Sol kanalla ilgili şeyleri, sol kanalın nasıl hareket ettiğini bulmalıydı. Bu çok karmaşık bir şeydir, sol kanal. O, sağ kanaldan çok daha komplikedir. Sol kanalda da yedi nadimiz vardır ve bu yedi nadi, birbirini ardınca yerleştirilmiştir. Kitaplarda tarif edilmişlerdir ve onlara değişik isimler verilmiştir. Şimdi, sol kanalımız üzerinde bulunan yedi nadi, bildiğiniz gibi geçmişimize hitap eder. Bakın, örnek verirsek, her an geçmiş olur. Her şu an, bir geçmiş olur. O zaman bizler bu hayatımızın geçmişine sahip oluruz ve daha önceki yaşamlarımızdan da bir geçmişimiz var. O zaman, tüm geçmiş, yaradılışımızdan itibaren içimizde gömülüdür. Bu yüzden tüm psikosomatik hastalıklar, bildiğiniz gibi, sadece sol kanal üzerinde beliren varlıklar tarafından tetiklenir. Birisi için, varsayalım ki, karaciğer rahatsızlığından acı çektiyor ve aniden sol kanaldan saldırıya uğradı, özellikle Mooladhara veya herhangi bir sol kanal, sol nabhi. Çünkü sol kanalla, İda Nadi ile bağlantılı olan yalnızca Mooladharadır ve sağ kanal ise, Pingala Nadi, Swadishthan ile bağlantılıdır. Bakın, Mooladhara problemleri gerçekten insanların erişimi ötesindedir. Ve sol kanaldaki çakralardan herhangi birisi ne zaman saldırıya uğrarsa, insanlarda psikosomatik hastalıklar o zaman belirir. Size pek çok kez anlattığım gibi, şimdi bu bir merkezdir, Read More …

Shri Mahavira Puja, Cehennem var Barcelona (Spain)

Shri Mahavira Puja. Barselona (İspanya), 17 Haziran 1990. Bu gün Mahavira’nın pujasını yapacağız ve bu pujayı daha önce hiç yapmadık. Bunun nedeni Mahavira’nın yaşamının, bir çilecinin yaşamı olmasıdır, aynı Buddha gibi, hatta Buddha’nın olabileceğinden bile fazla. Çünkü bu ikisinin doğduğu zamanlarda, Hinduizm’deki Brahmanizm çok garip bir form aldı. İnsanlar son derece ritüel düşkünü oldular ve onlar sadece Swayambhu’ya ibadet etmek yerine, her tür taşa, her tür şeye ibadet ediyorlardı. Shri Mataji: Puja sırasında yemek yiyen bu adam kim? Bu şey yapılırken yemek yiyen bir bey var, lütfen ona söyleyin. Mahavira’nın çileci yaşamı çok, çok aşırı bir tabiattaydı. Kendisi savaşçılar klanında, kshatriya’lar klanında doğmuş birisiydi ve sonra evlendi de. Bir de kızı oldu ve sonra kararını verdi – çünkü kendisinin Tanrının işini yapması gerektiğini biliyordu – sanyasa (Bir insanın hayatını yalnızca ruhsal meselelere odaklamak için maddi olan her şeyden feragat etmesi) almaya karar verdi. Bunun için erkek kardeşinden müsaade aldı çünkü ebeveynleri ölmüştü. O bir kraldı ve sahipolduğu bütün maddi zenginlikleri, her şeyi terk etti ve tam bir sanyasi oldu. Ailesini terk etti, evini terk etti, onları arkasında bıraktı ve elinde sadaka dilenmek için bir kâse ile tek başına oradan ayrıldı. Ve Ona katılan insanlar çok az sayıdaydılar ve Mahavira “sizlerde çileci olmalısınız” diyerek onlardan çilekeş, muni (keşiş) olmalarını istedi. Mahavira, Aziz Michael’in (Baş melek Mikail) enkarnasyonuydu ve O sol kanalda, İda Nadi’de oturur ve O sol kanalın tamamından sorumludur, tam Mooladhara’dan başlayarak, yukarıya Sahasrara’ya kadar. Aziz Mikail, Mahavira olarak doğmuştu ve adının anlamı “Maha-vira, en büyük savaşçı” demektir. Ama Onun doğduğu zamanlarda, her Read More …

Shri Jesus Christ Puja Bogota (Colombia)

Shri Jesus Christ Puja. Bogota (Colombiya), 26 Haziran 1989. Bugün size İsa ve Hristiyanlık’tan bahsetmek istiyorum çünkü bu çok önemli çünkü bu ülke çok Katolik ve eğer siz Protestan veya Katolik olsanız bile, kilisenin İsa’nın onlardan istediği şeyi yerine getirmediğini çok net bir şekilde görebilirsiniz.Eğer İncil’i okursanız, İsa’nın Günahsız Doğum (immaculate conception) (Meryem Ana’yı gebe kaldığı andan itibaren Tanrı’nın,  orjinal günah denilen, Adem ve Havva’nın Cennet Bahçesinde günah işlemesinden ve bu yüzden de tüm insanların doğuştan günahkar ve kusurlu olması lekesinden muaf tutmasıdır; bu 1854 yılında Roma Katolik Kilisesi’nin resmi dogması olarak tanımlanmıştır) sayesinde doğan Meryem Ana’nın oğlu olarak tarif edildiğini göreceksiniz ancak biz bunu gerçekte içtenlikle kabul edemedik. Onlar bu yüzeysel yolla  İsa’yı para kazanmak, mülk edinmek, kiliseler inşa etmek için kullanıyorlar. Ve  hiçbir şeyi açıklayamadıkları içinde, bunun her zaman için bir gizem olduğunu söylerler. İsa’nın, immaculate (lekesiz, kusursuz, saf) bir Anneden, “immaculate” olarak, Günahsız Doğum ile doğması  onlara göre bir gizemdir. İsa’nın su üzerinde nasıl yürüdüğünü de açıklayamazlar. Çünkü İsa’nın düşüncesi olan spiritüel yaşamı, onlar bulamamışlardır. Ve böylesi materyalist bir dünya yarattılar. Dahası, Vatikan’ın sahip olduğu para ve servete kıyasla, Katolik uluslar içinde yoksulluğun nasıl bu kadar fazla  olduğunu insan anlayamıyor. Hiçbir şekilde yoksulluk sorununu çözmeye çalışmadılar. Hindistan’da bir somun ekmek ya da bunun gibi bir şey vererek,  insanların dinini değiştirdiler ve çok düşük seviyeden,  ilkel diyebileceğimiz insanların dinini değiştirdiler.  Protestan veyahut Katolik olsalar dahi, onlar paranın iki yüzüdür. Çok geçici olan bir şeyi aramalarından dolayı da, Ebedi Hayatı aramıyorlar. Ve insanlar son derece donmuş halde, kılı kırk Read More …

Easter Puja, Maddecilik (Italy)

Easter Puja,  Pichini Aşramı, Roma (İtalya), 19 Nisan 1987. Hepinize mutlu Easter dilerim! İsa’nın yeniden dirilişini kutlamak için Roma’ya gelmek büyük bir gün. Şimdi bizler İsa’nın Yeniden Dirilişinin tam aksi yönünde ilerleyen Hristiyanlığın, yeniden dirilişini gerçekleştirmeliyiz. Bildiğiniz üzere İsa, O sadece Chaitanya idi ama O Chaitanya’nın bedeni içinde geldi. Onun tüm bedeni Chaitanya’dan yapılmıştı ve eğer bedeninizi Chaitanya ile doldurabilirseniz, sizlerinde kendinizi diriltebileceğinizi, dünyaya göstermek için kendisini yeniden diriltti. Her zaman madde ile ruh arasında bir mücadele vardır İnsan yaşamında gördüğümüz şey, maddenin her zaman ruhun önüne çıkmaya çalıştığıdır ve işte bu şekilde bizler kendi yeniden dirilişimizde başarısız oluruz. Maddeye geçit verdiğimiz için, yeniden dirilişimizde başarısız oluruz. Maddeden geldik – maddeye geri dönmek kolaydır. Ama bütün Hristiyan uluslar, maddi gelişmeler sağladılar – madde ile yücelmediler ama madde ile özdeşleştiler. Yanlış yönde gitmemizin nedeni, maddenin bizler için çok önemli olmasıdır. Kendimizi, bedenimizi, bizde maddi olan olan her şeyi, madde ile çok fazla özdeşleştirdik. Maddi şeyler için insanlar çok fazla endişe ettiler. Gördüğüm şey, tüm kültürün maddiyatçı olduğudur ve onlar kesinlikle bundan utanç duyuyorlar ama hala bunu yapmaya devam ederler, bu çok utanç verici ve çok aşağılayıcı. Bu insanoğlunu aşağılar. Batıya geldiğimde bu eğilimi açıkça gördüm. Örneğin, bir hanede onlar her ne satın alırlarsa, bu satmak içindir, her zaman. Bu yüzden her ne satın alırlarsa, bunun belli bir standartta olması gerekir. Olması gerekir, eğer bu bir elmas olacaksa, bunun mükemmel bir elmas olması gerekir çünkü bu tekrar satılabilmelidir. Eğer bir ev satın alırlarsa, evi kirletmemeliyiz veya biz onu güzelleştirmemeliyiz, evin fiyatını düşürecek bir Read More …

Shri Jesus Puja, 1984 (England)

Shri Jesus Puja. Hounslow, Londra (İngiltere), 23 Kasım 1984. Dün, hepimiz için hoş bir gündü ve Ben farklı seviyede bir şeyler söyledim. Sürekli olarak sıradan şeyler hakkında konuşuyoruz ve bu şeyler bazen çok fazla, bizler onların çok önemli olduklarını düşünürüz. Ama dün sizinle konuştuğum zaman, umarım hepiniz daha süptil bir Sahaja Yogayı anlayışına ait, başka bir aleme atlamamız gerektiğini anladınız. İlk önce ailelerimiz, çocuklarımız, ev işlerimiz, evliliklerimizle ilgili olarak endişe duyduk. Bu sorular birbiri ardına geldi ve tüm bu küçük küçük şeyler hakkında kaygı duyduk. Sonra yürütmekte olduğumuz ashramlar içinde kaygı duyduk, ashram problemleri, ne yapıyoruz, problemlerle nasıl yüzleşiyoruz, insanlar ne şekilde problem yaratıyorlar. İşte bu şekilde kendi insanlığımız süptil bir anlayış kazanmaya başladı ve sonra Tanrı tarafından kutsandığımızı da fark ettik, her zaman bizimle ilgilenen büyük bir şey var, daha yüksek bir kuvvet, orada bizler hakkında özel bir dikkat var. Anladığımız şey bu. Bu gün, bunun nasıl olduğunu açıklıyordum, Tanrının da bize yardım ettiğini nasıl anlarız. Her problem, bir tür sebebin bir sonucudur, her problem. Mona`nın yazdığı mektupta olduğu gibi, kendisi otoyolda araba sürüyordu, araba kontrolden çıktı ve fren çalışmadı. Sağ taraftan gelen bir araba vardı, sol taraftan gelen bir araba vardı, önünden arkasından arabalar gidiyordu. Mona, artık işlerinin bittiğini hissetti, ikisi birlikte seyahat ediyorlardı, iki Sahaja Yogini. Bunun nedeni araba idi veya fren veya her ne ise, mekanizma ve onun sonucu olarak tüm bu problemler (meydana geldi). Yani şimdi, bu problemin üstesinden nasıl gelirsiniz? Varsayalım ki sonucu nötralize etmeye çalıştınız, bunu yapamazsınız, çünkü sebep hala oradadır. Sebebi düzeltmeye Read More …

Agnya Çakra, Cennetin Kapısı New Delhi (India)

Agnya Çakra. Delhi (Hindistan), 3 Şubat 1983. Bugün Agnya merkezini anlayacağız. Agnya Çakra, (anlımızda) ‘optik kiazma’nın kesiştiği noktada yer alır. Gözleri besleyen sinirler birbirlerinin aksi yönde geri giderler ve onların kesiştikleri yerde ise, bu süptil merkez bulunur. Onun ‘Medulla oblongata’ aracılığıyla, diğer merkezlerle sürekli bir bağlantısı vardır. Bu merkezin iki tane taç yaprağı vardır. Ve bu süptil merkez bir taraftan gözlerin içinden ve diğer taraftan başın biraz çıkıntılı olduğun arka kısmında çalışır. Bu durum, bu merkezin fiziksel yanıdır. Şimdi üçüncü gözden bahsedenler için, burası üçüncü gözdür. Yani görme işlevini gerçekleştirdiğimiz iki gözümüz var ve onun vasıtasıyla daha süptil görebildiğimiz bir göz olan, üçüncü bir gözümüz var. Eğer siz bu gözü görüyorsanız, ondan uzaktasınız demektir. Örneğin, gözlerinizi görebiliyorsanız, siz gerçeğini değil, onun kendi yansımanızı görüyorsunuz demektir. Eğer bir şeyi (doğrudan)görüyorsanız, bu siz ona bakıyorsunuz demektir. Yani bir göz gördüğünü söyleyen insanlar, örneğin LSD alan insanlar ve bunun gibi şeyleri alanlar, onlar başka bir göz görmeye başlarlar. Onlar sadece bu gözü görürler ve üçüncü gözlerinin açıldığını düşünürler.  Aslında siz gözden çok uzaktasınız, bu yüzden onu görebiliyorsunuz. Bu sağ tarafta bilinçüstü seviyeye, sol tarafta ise bilinçaltı seviyeye gider ve siz  gözü görebilirsiniz. Ama Sahaja Yoga’da bu göz ‘vasıtasıyla’ görmelisiniz. Bir pencere gibi, pencereye bakabilirsiniz ama eğer siz pencereden (dışarıya) bakarsanız, pencereye bakamazsınız. Yani insanların, biz bu üçüncü gözü görebiliriz dedikleri şey, bir ilüzyondur ve işte bu yüzden onlar Kundalinimiz uyanıyor diyorlar ama onlar ne yazık ki yanılıyorlar. Bu, dikkatin normalde geçemeyeceği kadar çok dar bir geçittir, bu imkansız bir şeydir. Burası ego ve Read More …

Kalpten Sahasraraya, Public Program (England)

Public Program, “Kalp, Vishuddhi, Agnya, Sahasrara – Bilgi olmak”. Derby (İngiltere), 11 Temmuz 1982. Dün sizlere anlattığım bu çakraları, Dr. Warren sizlere izah edebildiği için memnunum çünkü tek bir kısa konuşma ile, bütün bu detayları anlatamazsınız. Eğer aydınlanmanızı alırsanız ve iyi gelişirseniz, o zaman yüzlercesi bulunan teyplerimi dinleyebilirsiniz ve okyanus kadar uçsuz bucaksız olan bu bilgiyi anlayabilirsiniz. Size dün anlattığım gibi, aydınlandığınız zaman, siz bilgi olursunuz. Bu çok kafa karıştıran bir ifade, insanlar “bilgi olmanın” ne anlama geldiğini anlamıyorlar. Geçen gün bir centilmen Bana geldi ve “benim gurum bana, zaten bilgi verdi”, dedi. Bende, “nasıl oldu bu” diye sordum. Bana, “çünkü benim gurum bana, ben sana bilgi verdim” dedi. Bende dedim ki, “ama hala açıkla Bana, nasıl oldu bu, bilgi mi bu verdiği şey? Onun sana bilgi verdiğine nasıl inanıyorsun?” Bunun üzerine dedi ki, “Hayır, Anne, o benim anlıma dokundu ve sonra ben bir ışık gördüm”.  Bende dedim ki, “o zaman sen hala başka bir şekilde de ışık görebilirsin. Bu şey nasıl olup, senin bilgi alman oluyor?”. Bunun üzerine düşünmeye başladı ve “eğer bilgi almışsam, o zaman ne meydana gelmeli?” Bende dedim ki, “bak, yanımda oturan bir başka kişi var, o bir Sahaja Yogi. O kundalininin ne olduğunu bilir, aynı zamanda senin Kundalinini kendisinin nasıl yükselteceğini de bilir. O senin probleminin ne olduğunu, hangi çakralarının catch ettiğini bilir. Aynı zamanda kendisinin şahsi problemlerinin ne olduğunu da bilir”. Bunun üzerine Bana sordu, “nasıl biliyor o?” Bende dedim ki, “O, kendisi bilgi oldu”. Size dün anlattığım gibi, kendi merkezi sinir sisteminiz üzerinde, Read More …

Christmas Puja Chelsham Road Ashram, London (England)

Christmas puja. Chelsham Road Ashram, Londra (İngiltere), 25 Aralık 1981. [Video Teyp yogiler tarafından söylenen Christmas İlahileri ile başlıyor] Konuşma videonun  33:53 dakikasında başlıyor Bir Christmas günü sizlere beraber olmayı diledim ama bu daha önce hiç gerçekleşmedi. Yeni yılda ve bu gün, sizlerle birlikte burada bulunmam büyük bir şanstı. İyi bir şeyler olmalıydı, umarım önümüzdeki yıl daha hayırlı olur. İsa’nın yaptığı şey eşsizdi. Her şey emsalsizdi, bu şekilde planlanmıştı çünkü İsa çok mütevazı bir yerde doğmalıydı, çok alçakgönüllü bir yerde. Çünkü O bizlere alçakgönüllülüğü öğretmek üzere geldi. Öğretmek kelimesi İngilizcede, o şeyden bahsetmek, onun hakkında konuşmak anlamına gelir ama Ben “öğretmek” dediğim zaman bu, alçak gönüllüğü yaratmayı, yeniden harekete geçirmeyi kastediyorum. Aslında O her şeyden önce, egonun engellerini, egonun engellerini kaldırarak da, içimizde Agnya çakrada bir boşluk yaratmak üzere dünyaya geldi. O zamanlar kendisi alçak gönüllülükten  bahsetmeliydi çünkü Romalılar yönetiyordu ve onlar çok kibirli, çok kaba, görgüsüz, az gelişmiş insanlardı, hiç bir şekilde evrimleşmemişlerdi, diyebiliriz. Sanki diyebilirsiniz ki, ortaya çıkmış hayvanların bazıları daha sonraları evrimsel sürecin dışına çıkarıldılar çünkü onlar işe yaramazdılar, çok saldırgandılar veya boyut olarak çok büyüktüler veya bunun gibi bir şeydiler. Romalılarda böyleydi. Onların bedenlerine bakarsanız, şimdilerde bile bazen onların resimleri yapıldı, bedenlerinin insan bedeni gibi olmadığını fark edersiniz, hayvan gibiydiler, bakın, kaslar ve bütün bu şeyler groteskti (garip şekilli). Yüzlerinde yumuşaklık, bir yuvarlaklık yoktu. Yani, Romalıların egosu, yönettikleri herkesi etkiledi çünkü önünüzde idealiniz olarak duran birisi olduğunda, insanlar her zaman kendilerine baskı yapanları görürler, bu kişiler daha iyi birileri olarak, onların ideali haline gelir. Bu nedenle Read More …

Easter Puja, Easter`in Anlamı London (England)

Easter Puja,  Easter’in Anlamı, Dollis Hill Ashramı, Londra (İngiltere). 6 Nisan 1980 Bu gün olduğu gibi, Müslüman bir çocukla konuşuyordum ve Bana “Muhammed Sahib bir enkarnasyon değildi”, dedi. “Öyleyse neydi O?” dedim. “O bir insandı ama Tanrı Ona özel güçler verdi” dedi. “Bu iyi bir şey çünkü eğer sen Onun bir insan olduğunu söylersen, – insanlar için çok iyi bu” dedim. O bir insandı, dünyaya geldi ve biz Onunla eşitiz (enkarnasyonlarla siz eşit değilsiniz). Yani sizin verdiğiniz isimle, huşu ve bu inanç onun içine girmemiş. Biri kalkıp sizin İsa ile eşit olduğunuzu, Muhammed Sahip ile eşit olduğunuzu, bütün bu Deitylerle eşit olduğunuzu düşünmeye başlar. Burada olduğu gibi, insanlar İsa’nın yaşamı etrafında nasılda oynuyorlar. Kendilerine Hıristiyan diyorlar ve hiç bir şekilde Onun yaşamına saygıları yok çünkü bu Onun bahsettiği hale geliyor. O tüm bu saçmalıklardan bahsetmedi. İkinci olarak da, biz saygı göstermiyoruz, kalplerimizde huşu yok, O evren üstüne evren yaratmış birisidir. Ve Onunla karşılaştırılınca biz neyiz ki! Onun üzerine oturuyoruz, sanki… İnsanlardaki ego nedir, ego baloncuklar gibidir. Tabii ki O, Brahma Tattwa’nın kendisinden, Tanrısal sevginin kendisinden, yapılmıştı, O öldürülemezdi. Üstelik O, Krishna’dan sonra doğmalıydı çünkü Krishna “Tanrının bu ilahi gücü ölmez. Bu öldürülmedi”, demişti. O sadece bunu kanıtlamak için, bu formu aldı, İsa ‘nın bu tam olan formu dünyaya geldi. Ama insanları bilirsiniz, onların hiç bir şeyi görecek gözleri yoktur. Onlar bir mücevherin ne olduğunu bilirler, kıymetli bir elbisenin ne olduğunu bilirler ama Onun bu dünyaya gelmesinin ne kadar değerli bir şey olduğunu bilemezler. Şimdi şunu düşünün. Durum korkunçtu. Hiç kimse Read More …

Navaratri’nin altıncı günü kutlamaları, Shri Kundalini, Shakti ve Shri Jesus Hinduja Auditorium, Mumbai (India)

Tavsiye  (Hintçe) “Shri Kundalini Shakti ve Shri Jesus Christ”. Hinduja Oditoryumu, Bombay (Hindistan), 27 Eylül 1979. “Shri Kundalini Shakti ve Shri Jesus Christ” konusu çok çekici ve ilginçtir. Bu, sıradan insanlar arasında tamamen yeni bir konudur çünkü daha önce hiç kimse, Jesus Christ ve Shri Kundalini Shakti arasında herhangi bir bağlantı kurulmaya çalışılmamıştır. Virata’da, azizler çeşitli ülkelerde ve dillerde, din ağacında çiçek olarak açtılar. Bu güzel çiçekler arasındaki ilişkiyi bilen sadece Virata’dır. Gittikleri her yerde, bu çiçekler dinin tatlı kokusunu yayarlar. Ancak bu azizlerin çevresindeki insanlar bile, bu kokunun önemini kavramadılar. Bu nedenle, sıradan insanların, bir aziz ile Ezeli Anne olan Adi-Shakti arasındaki ilişkiyi anlamalarını beklemek beyhudedir. Sizinle konuştuğum uçağa gelebilseydiniz, Benim bakış açımı deneyimleyebilir veya anlayabilirdiniz. Çünkü şu anda, siz söylediklerimin gerçek olup olmadığını anlamak için gereken donanıma sahip değilsiniz. Başka bir deyişle, henüz gerçeğin ne olduğunu anlamak için donanımlı değilsiniz. Özün anlamını anlayana kadar, bu fiziksel beden kusurlu kalacak ve gerçeği doğrulayamayacaktı. Ama fiziksel enstrüman gerçeğe bağlandı zaman, siz Gerçeği doğrulayabilirsiniz. Bu nedenle de, sizin önce Sahaja Yoga’yı kabul etmeniz ve aydınlanma almanız gerekir. Aydınlanmadan sonra, Chaitanya’nın titreşimleri ellerinizden akmaya başlar. Belli bir konu eğer doğruysa, o zaman serin vibrasyon dalgaları avuç içlerine doğru akmaya başlar, fakat aynı şekilde, eğer doğru değilse o zaman sıcak vibrasyonlar hissedilir. Bu şekilde, siz herhangi belli bir konunun doğru olup olmadığını bileceksiniz. Hıristiyanlar, Lord Jesus Christ hakkında ne biliyorsa, bu İncil’e dayanır. Bu kitap çok esrarengizdir. İncil o kadar derin ve engindir ki, birçok insan orada somutlaşmış olan Hakikat’in gizli anlamını anlayamadı. Read More …

Agnya Çakranın anlamı, emretmektir. Caxton Hall, London (England)

“Agnya chakra”, Caxton Hall, Londra (İngiltere), 18 Aralık 1978. Bugün Agnya Çakra olarak adlandırılan altıncı çakradan bahsediyoruz. ‘Gya’, ‘gnya’ kelimesi ‘bilmek’ anlamına gelir, gnya bilmektir. Ve ‘A’, ‘bütün’ anlamına gelir. Agnya çakranın başka bir anlamı daha vardır. A-gya, agnya ‘itaat etmek’ veya ’emir vermek’ anlamına gelir. Bu her iki anlama da gelebilir. Eğer birisine emrederseniz o bir agnyadır ve emire uyan kişi de bir agnyakaridir. Agnya yapan kişidir. Bu altıncı çakra, insan düşünmeye başladığında yaratılmıştır. Düşünmek, ifade edilen lisandır. Eğer lisanımız olmazsa düşünemeyiz. Ama bu, bize hiçbir düşüncenin gelmediği anlamına gelmez. Eğer bunu ifade edemiyorsak, bu içimizde işleyen bir düşünce sürecinin olmadığı anlamına gelmez. Ancak bu süptil aşamada, düşünceler bize geldiği zaman, onlar dilde değildirler, bu yüzden bize iletilmezler ve bu yüzden eğer bir lisanımız yoksa ne düşündüğümüzü anlayamayız. Bu yüzden çocukların ne istediklerini bize iletemediklerini, çünkü ne istediklerini bize söyleyemediklerini görmüşsünüzdür. Midelerinde bir baskı hissederler ve su falan isterler, bunu isterler ama bize söyleyemezler ve bu yüzden söyleyecekleri şeyi düşünemezler. Ama daha sonra düşünmeye ve bunu lisana dökmeye başladığınız zaman, o lisan resimde görüldüğü gibi beynimizde o sarı ve siyahın sol tarafında ve sağ tarafında depolanır, daha sonra düşünce dalgaları olarak bize geri gelir. Sanki birisi bizimle konuşuyordur. Ancak dil başlamadan önce, buna bir ilham veya düşünce süreci diyebiliriz, çok erken aşamada bu bize belirli formlarda gelir ve bu formlar ışık ve gölgededir. Onlar dilde değil, ışıkta ve gölgededirler. Ve Sahaja Yoga’ya geldikten sonra eğer düşüncelerinizin derinliklerine inerseniz onların Agnya çakramızı kaplayan ışık ve gölgeden başka bir şey olmadığını Read More …