Paraloka üzerine konuşma Cowasji Jehangir Hall, Mumbai (India)

HALKA AÇIK PROGRAM 3.GÜN COWASJİ JEHANGIR HALL, MUMBAI, 24.03.1973 PARALOKA ÜZERİNE KONUŞMA Farkındalığa biraz ışık tutabiliriz. Size daha önce de söylediğim gibi – daha ileri gidemeyeceğimizi söyleyerek arayışı bir noktada durdurmamız gibi. Kendi varlığımız içinde, sempatik ve parasempatik sinir sistemi şeklinde  negatifliğe ve pozitifliğe sahibiz. Din arayışında bile, dikkatimizi buna doğru yükseltmeye başladığımız zaman, onu dışarıda aramaya başlarız. Bu bizde yanlış bir şey olduğu için böyle değildir, evrim sırasındaki alışkanlıklarımız yüzünden bu bizde kaldı. Örneğin, bir balık sudan çıkıp, bir sürüngen oldu ve sürünmeye başladı. O toprağı, toprağın sertliğini hissetti ve yürümeye başladı. Aynı şekilde, her bir evrimsel sıçrama dışarı çıkarak olmuştur ama şimdi evrim içeride olmak zorundadır çünkü bu enstrümanın tam olarak gelişmesinin son aşaması içinizde bina edilmiştir. Aslında artık bu gerçekleşmesi gereken şey evrim değil, bir tekamüldür. Örneğin, Hindistan’dan Singapur’a bir teyp götürüyorum ve bunu yapmaya başlıyorum, enstrümanı hazırlıyorum ve sonra Ben aynı şekilde geri dönüyorum. Başınıza gelen her şeyi kendi içinizde kaydetmek, bu bir tekamüldür. Bununla, başlangıçta ölü olan her tezahürün farkındalığı, belirgin hale gelir. İnsanda, bilinç ışını, bizdeki bu beynin prizmasından geçtiğinde, kırılır ve biz üç tür enerji elde ederiz. Bunun dışında ilaveten, sempatik olandan iki tane vardır; biri sağ; diğeri ise solda. Sağ elini kullanan bir adamın sempatik sinir sisteminin sol tarafı (şimdi sadece sağ elini kullanan adamla ilgileneceğim), bilinçaltının deposudur ya da bu, sayesinde bilinçaltımızdan gelen sezgileri aldığımız bir fiştir demeliyim. Bilinçaltının yarısı, düşüncelerimizde, hafızamızda ölü olanların ve dünyadaki tüm ölü şeylerin içine alındığı evdir. Öldüğümüz zaman aslında ölmeyiz; en şaşırtıcı olanı ise hiçbir Read More …