Diwali Puja 1992 Timisoara, Sala Olimpia (Romania)

Diwali Puja. Temisoara (Romanya), 25 Ekim 1992. Bugün Diwali Puja’yı kutluyoruz.  Bence hepiniz, İngilizce öğrenmeyi deneyebilirsiniz.  Çok basit bir dil ve daha iyi olur. Sadece hepinizin İngiliz dilini öğrenebileceğinizi söylemek istiyorum. Benim kasetlerimden bu zor değil. Tabii ki, sevginin dili evrenseldir, ona ait bir alfabe yoktur, sorun budur (Shri Mataji güler).  Kelimeler yok ve kelimeler yok. (Tercüman konuşur)  Shri Mataji, özür dilerim.  O kadar duygu yüklüyüm ki, fazlasıyla duygu yüklü.  Sözlerinizi takip edemiyorum gördüğünüz gibi. Her şey, tüm diller kafamda. Bir başkasının tercüme etmesini isteyebilir miyim? Sözlerinizi takip edemediğimi hissediyorum. Shri Mataji:  Hayır, iyi olacak. Yakına gel hadi (Kahkaha ve alkış).  Nasıl ifade edeceğimi bilmiyorum.  Ben de çok fazla duygu yüklüyüm. Bu öyle güzel bir buluşma ki, tüm dünyadan hepimiz buradayız.    Hepimiz öyle bir saf bir sevgiyle sarmalandık ki ve Ruslar da geldiler. Şans eseri biraz tapasya yapmak zorunda kaldılar. Diwali’nin anlamı, yaklaşık beş güne yayılmıştır ve hepsi bir şekilde birliktedirler, bu beş günün hepsi bir araya getirilmiştir. Bu nedenle onların farklı görünümleri vardır fakat her bir görünümde ortak bir nokta vardır, bu da Tanrıça’nın başrolde olmasıdır. Şimdi, ilk gün evin hanımına ibadet edilen  gündür, bu gün mutfak için bir tür kap satın almalısınız veya ev hanımının kullanması için bir çeşit alet veya  evin hanımına bir hediye de olabilir. Bu kadına saygı gösterilmesi gerektiği söylenir fakat onlar da saygıdeğer insanlar olmalıdırlar. Eğer saygıdeğer değillerse onlara nasıl saygı gösterilebilir? Şimdi, hepinizi Batı etkisine karşı uyarmalıyım. Batı etkisinde para her şey demek olmuştur.  Ahlak, karakter, tüm değer sistemi bitmiştir, bu yüzden Sahaja Read More …

Shri Vishnumaya Puja, Suçluluk duymayı bırakın Shawnee on Delaware (United States)

Shri Vishnumaya Puja. Shawnee, Pensilvanya (Amerika), 20 Eylül  1992. Bugün, bir Vishnumaya Puja yapmaya karar verdik. Bu bağlamda, kişi Vishnumaya’nın kim olduğunu ve O’nun ne olduğunu bilmelidir – siz buna mitolojik diyebilirsiniz [Shri Mataji nazikçe güler] – ama bu tarihsel bir ilişkidir. Size Amerika’nın Shri Krishna’nın ülkesi olduğunu söylemiştim ve O, Yama (Ölüm Tanrısı) olduğu kadar, Kubera’dır. Çünkü O Kubera’dır, (burada) insanlar kendi servetlerine sahipler, onlar zengin insanlar, paraları var, başka yerlerde olduğundan daha fazla, ama dengeye sahip olmanız gerektiğini ve Shri Krishna’nın gücünün Mahalakshmi’nin olduğunu hatırlamıyorsanız, yani Mahalakshmi Prensibi öyledir ki, O arayışın önemli olduğu yerlerdedir. Shri  Lakshmi, Onun gücü olduğu zaman,  Vishnu Prensibi oradadır. Lakshmi belli bir noktaya geldikten sonra, yeni bir farkındalığa ya da orta yola, Mahalakshmi ilkesinin başladığı yerde siz, ruhu aramak olan yeni bir tür arayışın içine atlarsınız. O kadardır ki, tabii ki, bu Amerika’da başladı, Mahalakshmi Prensibi, ama insanlar bunu bilmiyordu, onların arayışları için hangi yoldan gideceklerini bilme hususunda sağduyuları yoktu ve pek çok kişi sahte  reklamlardan, her tür vaatlerden, iddialardan, bu gibi şeylerden etkilendiler ve Ben uzun bir zaman sonra, arayışın şimdi sonuçlarını gösterdiği anda, buraya geri döndüm ve dünyanın her tarafından insanlar buraya gelmeye çalışacaktır çünkü burada onlar için bir Pazar vardı ve pazarlamaya alışkın olan bu insanların  içine düşecekleri  bir şekilde, onlara yönelik pazarlama faaliyeti başlayacaktır. Buraya geldim, sanırım ilk gelende Bendim, onları uyardım ve bu tür işleri yapacak insanların isimlerini onlara söyledim. Ayrıca onlara son yaşamlarında ne olduklarını, ne tür bir şey yaptıklarını, ne tür bir çalışma yaptıklarını, negatif güçlerinin Read More …

Hamsa Çakra Puja Vancouver (Canada)

Hamsa Çakra Puja, Vancouver (Kanada), 13 Eylül 1992. Bugün Hamsa çakraya ibadet edeceğiz. Bu güne dek, her zaman bir Deity’e ibadet ediyorduk ve bu sizin Hamsa merkezine ikinci kez ibadet edişiniz. Biliyorsunuz, bu çakra iki kaşın arasına yerleştirilmiştir ve iki göz ise, sağ ve sol kanalı temsil ederler. Yani bu merkeze gözlerimiz, kulaklarımız, burnumuz, dilimiz, dişlerimiz ve boynumuz tarafından rehberlik edilir. Burası çok önemli bir merkezdir, çünkü on altı yaprakla, bu on altı yaprakla ilgilenmek zorunda kalan Vishuddhi, bütün bu kulak, burun, boğaz ve içimizde bulunan farklı, farklı organlara bakar ve onun ayrıca Viraat ile de iletişim kurması gerekir. Yani onun, Hamsa Çakranın bu merkezinden geçmesi gerekir. Hamsa Çakra, farkındalığımızdaki hayırlılığı ifade eden çok önemli bir merkezdir. Bunun anlamı şudur, eğer bu merkez tetikte ve uyanıksa, neyin hayırlı olup ve neyin hayırlı olmadığını derhal biliyoruz, ya da buna şöyle diyebiliriz, bizler Tanrısal ayırt ediciliği elde ederiz. İnsanların iyi ve kötü, yıkıcı ve yapıcı arasında ayırt edicilik sahibi olmalarının, onların genetiğin bir parçası olduğunu düşünüyorum. Temelde bu orada olmalıdır ama dışarıdan koşullanmaları ve egoyu toplayan bütün bu organlar tarafından, onu kolayca bozabiliriz. İşte bu yüzden, bu merkez çok savunmasızdır. Diğer merkezler, bu merkezin bağlı olduğu kadar dışarısı çok fazla bağlantıda değildirler. Bu çakra, bütün bu organlardan tüm bilgilerini alır. Mesela şimdi sahip olduğumuz gözler. Gözler çok önemlidir, çünkü derler ki, göz Ruhun penceresidir. Ve Kundalini yükseldiği ve Ruh parlamaya başladığında, gözbebeğinde bir büyüme olduğunu sizler gördünüz ve siz masum bir çocuk gibi bakarsınız, gözlerinizde bir parıltı vardır. Fakat gözlerimizle sürekli olarak Read More …

Shri Durga Mahakali Puja: Fransa aşağıya düşüyor. Paris (France)

Shri Durga Mahakali Puja, Paris (Fransa), 25 Temmuz 1992. [Küçük bir çocuk yüksek sesle “Mataji! Jai! ” diye bağırıyor] Bugün Durga’ya veya Kali’ye puja yapmaya karar verdik. Bu Tanrıçanın, bütün kötülükleri ve negativiteleri yok ettiği formudur. Bu pujayı Fransa’da yapmak zorundaydık, çünkü genel anlamda gün be gün, Fransa’nın aşağıya ve aşağıya ve aşağıya doğru gittiğini çok güçlü bir şekilde hissediyorum. Siz yukarı çıkarken, Fransa’nın geri kalanı en acınası halde. İlk olarak, sizin de anladığınız gibi, bu Katolik kilisesidir, belki de siz farkında değilsinizdir, belki de başka bir dilde (kitap) okumadığınız için, bu ülkede zorunlu olarak sadece Fransızca okuyorsunuz. Bu nedenle, Katolik kilisesinin geçmişte bu kadar çok korkunç şey yaptığına dair hiçbir uluslararası bakış açınız yok veya sizin uluslararası haberlerden haberiniz yok, onların herhangi bir şekilde Tanrıyla bir ilgileri olması, inanılmaz bir şey. Bir sürü kardinali fırında yaktılar – onları kavurdular. Sadece bu da değil, onlar hakkında tek kelime dahi etmeye kalkan çok sayıda insanı öldürdüler. Onlar Müslümanlardan da çok daha kötülerdi. Güney Amerika, Amerika gibi başka ülkelere gittiler – tüm bu yerlerde yaşayan herkes Katolik – bizim ülkemize bile. Ve onlar milyonlarca ve milyonlarca insanı öldürdüler. Şimdi, Kruta Yuga başladığı için, dün söylediğim şeylerden biride şudur: her ne yaptıysanız, kitlesel ölçekte veya bireysel ölçekte, bunu ödemek zorunda kalacaksınız. Eğer durum böyleyse, Fransa’nın çok fazla şey ödemesi gerektiğini ve bu Katolik kilisesinin ise, daha da fazla ödemesi gerektiğini kişinin bilmesi gerekir. Katolik kilisesi, onlar kafalarından yeni hikayeler uydurdular ve bir orijinal günah teorisi (Adem’in yasak elmayı yemesinden dolayı, her insan dünyaya Read More …

Shri Vishnumaya Puja Ashram Everbeek, Everbeek (Belgium)

Navaratri Puja, “Güzel kaliteleriniz Sahaja Yoga Gerçeğini kanıtlayacaktır”. Cabella (İtalya), 5 Ekim 1997. [Shri Mataji gelinceye dek, yogiler tarafından “Durgati Harani Durga Ambe” söylenerek karşılandı] Bu gün Navaratri’nin altıncı günü. Tanrıça’nın farklı farklı amaçlarla pek çok enkarnasyonu oldu ama Anne’ye ibadet eden yüce azizler iç gözlem yaptıklarında, Onun bizler için neler yapmış olduğunu keşfettiler. Geçen gün dharmanın insanoğlunun doğuştan gelen bir değerliliği olduğunu size anlattım ve bu 10’dur. Bu bizlerin içinde zaten oturmuş halde ama bizler bundan ayrılırız, dharmadan saparız ve bütün problemler içeri dolar çünkü dharmayı terk etmek,  bir insanın kalitesi değildir. Ama Tanrıça, biz bunun farkında olmasak da, pek çok şeyi içimizde zaten yaptı. “Ya Devi sarva bhuteshu” denilmiştir – “Senin bütün bu yarattıkların” – bu genellikle insanoğlu anlamına gelir – “Sen ne yaparsın? Yani insanoğlunun içinde ne olarak varsın?” Şimdi,  bu kalitelerin içinizde olup olmadığını gözleyin çünkü bunlar içinizdeki Shakti, Tanrıça tarafından size verildiler. ”Ya Devi sarva bhuteshu shanti rupena samstitha” – bu çok önemlidir, Sen insanoğullarının içinde huzur olarak bulunursun. İçinde ve dışında huzurlu olan bu insanları etrafta bulabiliyor musunuz? Çok zor ama O, bunu size verdi. O sizlere ulaşmanız gereken bu huzuru verdi. Şimdi bu meydana geliyor çünkü sizler kendi insan dharmalarınızdan aşağıya düştünüz. Yani Onun size vermis olduğu bu huzura, yükselişiniz sayesinde, Kundalininin uyanışı vasıtasıyla sizler ulaşmalısınız. Tahrik edildiniz, tamam veya intikam almak istiyorsunuz, başkalarını incitmek istiyorsunuz, başkalarını rahatsız etmek istiyorsunuz, bazen de bundan keyif aliyorsunuz, hatta Sahaja Yogiler bile başkalarını incitmekten, başkalarını rahatsız etmekten keyif alırlar. Bu yüzden ikincisinde O derki: “Ya Devi Read More …

Shri Buddha Puja, Shudy Camps 1992 Shudy Camps Park, Shudy Camps (England)

Shri Buddha Puja. Shudy Camps, Cambridge yakınları (İngiltere). 31 Mayıs 1992. Bu gün Buddha puja yapmak için burada toplandık. Kaçınızın, Buddha’nın hayatını ve en sonunda kendi aydınlanmasına nasıl ulaştığı hakkında okuduğunuzu bilmiyorum. Kaçınızın gerçekten Budistleri gördüğünüzü veya kendine Budist diyenlerle tanıştığını bilmiyorum. Her dinde olduğu gibi, hepsi bir tür köktencilik içinde kayboldu çünkü hiç biri aydınlanma almadı ve işte bu yüzden herkes kendi din stilini kurdu, hatta diyebilirsiniz ki Lao Tse`nin Tao`su veya Viditama`nın Zen`i, bunların hepsi aynı şeyin kollarıdır. Bizler Onun kişinin ilk önce yaşam ötesinde bir şeyi araması gerektiğini nasıl hissettiğini görmeliyiz. Bir kere biz, sahip olduklarımız ile çok fazla tatmin olmuş durumdayız. Çünkü O bir kralın oğluydu ve çok hoş bir karısı oldu, bir oğlu oldu ve doğal olarak bu pozisyonda bulunan herhangi bir kişi tamamıyla tatmin olacaktır. Ama O bir gün çok hasta birini gördü, bir dilenci gördü ve ölü bir adam da gördü ve herkes bu ölen kişi için ağlıyordu. Bu sefaletin nasıl geldiğini ve bu sefalete neden gerek olduğunu anlayamadı. Bu nedenle ailesini terk etti, yaşamdaki lükslerini terk etti, her şeyi bıraktı ve bir çoğunuzun yaptığı gibi gerçeği aramaya gitti. Diyebilirim ki, O kaybolacaktı çünkü kendisine gerçeğin ne olduğunu söyleyecek tüm Upanishadları okudu, tüm kitapları okudu ama hiçbir şey elde edemedi. Bu anlamda tam bir sanyasa oldu, olabildiğince yemekle ilgili, olabildiğince eğlence ile alakalı her şeyi bıraktı. En sonunda, bir banyan ağacı altında uzanıyordu ve aniden Adi Shakti Ona aydınlanma verdi çünkü O çok gerçekti ve Virata’daki özel bir yer için belirlenmiş olan kişilerden Read More …

Sahasrara Puja, Tanrının Arzusu Campus, Cabella Ligure (Italy)

Sahasrara Puja, “Tanrının Arzusu”. Cabella Ligure (İtalya), 10 Mayıs 1992. Bu gün Sahasrara gününü kutluyoruz. Belki de, bunun hangi gün olması gerektiğini fark etmedik. Sahasrarayı açmadan önce, Tanrı’nın kendisi bir efsaneydi, dinin kendisi bir efsaneydi ve Tanrısallıkla ilgili tüm konuşmalar bir efsaneydi. İnsanlar buna inanıyordu ama bu sadece bir inançtı. Ve ileri sürüldüğü gibi bilim, tüm değer sistemini, Kadir-i Mutlak Tanrının varlığının ispatını ortadan kaldırmak üzereydi. Eğer tarihe bakarsanız bilim kendisini oturttuğu zaman, sözde din işlerinin dümeninde olmaktan sorumlu olan insanlar bir biri ardına, farklı dinlerde bilimin bulgularıyla baş etmeye çalıştılar. Onlar şunu göstermeye çalıştılar: “Pekala, eğer bu kadar fazla şey söylendiyse – bu İncil’de vardır ve eğer bu yanlışsa da, bunu düzeltmeliyiz.” Özelliklede Augustine bunu yaptı. Ve bunların hepsi, aptalca bir şeymiş gibi görünmeye başladı, bu kutsal yazılar sadece bir efsane idi. En azından Kur’an’ın kendisinde, bugünün biyolojisini tanımlayan pek çok şey vardı. İnsanların kendilerinin özellikle Tanrı tarafından yaratıldığına inanamadılar. Hayvanların birer birer,  insan oldukları bir konum elde etmelerinin bir şans meselesi olduğunu düşünüyorlardı. Bu şekilde, her zaman İlahiyata meydan okundu. İncil’de veya Kur’an’da veya Gita’da veya Upanishada’larda veya Tevrat’ta söylenenlere dair bir kanıt sağlamanın hiçbir yolu yoktu. Bunlardan hiçbiri kanıtlanamadı çünkü bu hala sadece bir inançtı. Çok, çok az sayıda insan aydınlanmalarını aldılar ve onlar konuştukları zaman ise, insanlar onlara inanmadılar ve bu insanların kendi teorilerini ileri sürmek üzere kullandıkları bir şeyi kendilerine söylemeye çalıştıklarını düşünüyorlardı. Böylece her şey, bir tür ölü bir bilim haline geldi. Din bilimi yoktu. İnsanlar şunu düşünmeye başladılar: Bu on emri ya da Read More …

Easter Puja, Büyümeli ve sorumluluğunuzu almalısınız. Magliano Sabina Ashram, Magliano Sabina (Italy)

Easter Puja. Magliano Sabina, Roma (İtalya), 19 Nisan 1992. Bu, hepimizin sevinmesi ve bu İsa’nın Dirilişi’nden neşe duymamız için harika bir gün. İsa’nın dirilişi Agnya çakramızı açmak için meydana geldi çünkü bildiğiniz gibi burası çok süptil bir merkezdir ve insanların şartlanmalarından ve egolarından gelen fikirleri o zamanlar çok karmaşıktı, Bu Agnya Çakrayı o kadar tıkıyordu ki, Kundalini’nin geçmesi imkânsızdı. Bu yüzden, Diriliş oyunu gerçekleşti ve İsa Chaitanya’dan başka bir şey olmadığı için, O sözde bir ölümden dirildi. İsa’nın bu ölümünde, biz de dirilişimize ulaştığımızı anlamalıyız. Dirilişimize ulaştık, her ne olduysa geçmiş zaman öldü, artık bitti. Yani, sahip olduğumuz bu pişmanlıklar, sahip olduğumuz şartlanmalar öldü. Fakat buna rağmen Hıristiyan uluslar arasında, egonun olması gerektiği gibi azalmamış olması şaşırtıcıdır, İsa’ya asla doğru şekilde ibadet edilmedi. Batı’daki ego kesin bir şekilde o kadar baskındı ki, hiç kimse ne yaptığını ve ne kadar ileri gittiğini göremedi. Gereksiz yere, doğal olmayan bir şey için tövbe ediyorlar. Fakat tövbe egomuz içindi. Hıristiyan ulusların, nasıl diğer ülkeleri işgal ettiklerini, bu ülkeleri tamamen imha ettiklerini, tamamen bitirdiklerini ve ırk üstüne ırkı yok ettiklerini gördüğünüzde, bu bazen çok şok edici oluyor. Onlar Hıristiyan’dılar, İsa’nın takipçileri ve ellerine İncil’i alarak, hayal edebiliyor musunuz? Bu sözde Hıristiyanların, İsa adına yaptıkları şeyler öyle korkunç ki. Neden bu böyle, ego Batı ülkelerinde veya Hıristiyanlığın takip edildiği ülkelerde neden çok çalışıyor, bunu anlamak zorundayız Her yerde, eğer bu kişiler Hıristiyan iseler, son derece saldırganlar, son derece sertler ve onlar tüm dünyanın kendilerine ait olduğunu düşünüyorlar. Hitler bile, Katolik dinine inanıyordu. İsa’nın bu türde gösterdiği Read More …

Shri Mahasaraswati Puja Auckland (New Zealand)

Shri Mahasaraswati Puja, Auckland (Yeni Zelanda), 23 Şubat 1992. Daha fazla sayıda Yeni Zelandalı görüyorum, hepinizi burada görmekten dolayı çok mutluyum. Bugün Mahasaraswati’nin Pujasını yapmamız gerektiğini düşündüm. İyi bir fikirdi bu, çünkü Mahalakshmi pujayı yaptık, haydi o zaman Mahasaraswati pujayı da yapalım. Yani, Mahasaraswati prensibi hepinizin bildiği gibi sağ kanaldadır. İlki, Saraswati Prensibi olan Brahmadeva Prensibidir, sonra da Mahasaraswati, bu sizi Hiranyagarba (Kelime anlamı ‘altın rahim’ veya ‘altın yumurta’ dır, evrenin rahmi, tezahür eden kozmos veya evrenin yaratılmasının kaynağı) olarak adlandırılan Mahabramadeva prensibine götürür. Şimdi, Hiranyagarba İlkesi Sahaja Yogiler için çok önemlidir. Her şeyden önce, çok fazla düşünen ya da aydınlanma almaksızın çok fazla yaratımda bulunanlar, kendilerini şiir de, edebiyatta ya da müzikte ifade edenler, resimde diyebilirsiniz, her tür sanatta; eğer o kişiler aydınlanmış ruh değil iseler, o zaman sola, aşırıya veyahut da sağa giderler. Mesela eğer bir sanatçı var ve eğer o kişi sağa doğru giderse, onun resimleri aşırı derecede şiddet ifade eden anlatımlara dönüşür. Resimler çok fazla şiddet içeren bir şeyler olurdu ve ayrıca, o kişinin de, esnek olmayan yapıda bir adam olacağını da söyleyebilirim. Onun kendine ait bir tarzı olacaktır; başka bir tarza yönelemez. Onlar aynı tarzı kullanacak ve başka bir tarzın içine girmeyeceklerdir. O kişi yapıtlarında hoş görüsüz bir tabiat geliştirir ve bundan yorulduğu zamanda, soyut sanatın çok saçma ve tuhaf bir şey olabileceğini anlamadan,  bizim soyut sanat diyebileceğiniz gibi bir şeyi benimseyecektir.  Bunda yapılan aşırılıklarını gördüm, yere büyük tuvaller koyup, tuvalin üstüne birbiri ardına bir sürü yağlı boya döküp, üzerine yuvarlanan ve güya resim yapan Read More …